@aley1alos1
|
"Demek kaçırıldın?" Dedi Melisa.
"Evet..."
"Satır'ın adamları." Dedi Kayra.
Bunlar kim mi? Öldürücülerin en iyileri. Melisa Güneş ve Kayra Kaya, diğer isimleri ile Geyik ve Kuzgun. Ve merkeze vardığımızda bende onlardan biri olacaktım, bir Öldürücü olacaktım. Onlarla pek şans eseri karşılaşmadım, bu Satır her kimse aranan bir çete lideriydi. Bu ikilinin görevi ise onun izini sürmekmiş. Tabii benim kaçırılmam biraz sürpriz oldu onlara.
"Satır hakkında ne biliyorsun Kanlı?" Diye sordu Melisa, sesi soğuktu.
"Çağalar ailesi ile sorunları olduğunu. Tek bilgim bu." Tek bilgim... Tabii kimse Sırların Defterini bilmiyor.
"Seninle dertleri ne?"
"Bilmiyorum."
Kayra sessiz kalıyordu. Anlaşılan Melisa sert bir liderdi, genellikle o konuşuyordu. İçimden bir ses bu ikisine karşı dikkatli olmamı söylüyordu ki genellikle hislerim doğru çıkar...
☽☽☽
Merkeze vardığımızda Ana Binaya girdik. Asansör ile 6. kata çıktık ve 100 numaralı odanın önünde durduk. Ah burası Melike yani Kurucu'nun odasıydı.
"Öldürücü olmaya hazır mısın Kanlı?" Nedense Melisa'nın sesinde bir alay vardı. Ya da bana öyle gelmişti... Ona cevap vermek istemiyordum ama şuanlık benden üst kademede olduğu için cevap verdim.
"Evet." Düz ve tekdüze bir sesle söylemiştim. Bu kızdan şüpheleniyordum.
"Güzel, ne duruyorsun o zaman?" Bana kapıyı gösterdi. Bu kızda bir şeyler vardı...
Ona cevap vermeden yavaşça kapıya vurdum. Melike'nin onaylayan sesini duyuduğumda içeri girdim. Sanki beni bekliyor gibi bir hâli vardı. İfadesinde bir gerginlik vardı.
Melike önce derin bir nefes aldı, sonra gözlerini bana odakladı ve konuştu.
"Bir hedefin var mı Beren?" Sesinde buram buram gerginlik vardı.
"Var, Satır..." Sözümü kesti.
"Ama hangi Satır?" Dedi.
Kaç tane Satır vardı ki? Ah... Satır soy isimdi.
"Çetenin lideri olan." Dedim.
"Çetin Satır..." Sesinde ki gerginlik çok netti.
Bir süre duraksadı, sonra konuştu.
"Beren, bilmen gereken şeyler var..." Ah, bunu daha kaç kişiden duyacağım merak ediyorum.
"Ne gibi?.."
"Bir ablan olduğu ve onun bu merkezde olduğu gibi..."
Bunu duyduğumda ağzım açık kalmıştı. Ne demek benim bir ablam var? Bu imkansızdı... Bunun imkanı yoktu ki...
"Bunu benden öğrenmeni istemezdim Beren ama bazı gerçekleri bilmen gerekiyor..."
Donakalmıştım, bu nasıl olabilirdi ki? Üstelik bu merkezde? Buna asla inanamazdım!
"İsmi ne?" Bunu bilmem gerekiyordu.
"Söyleyemem Beren, o kadarını söyleyemem... Bu merkezde ki herkes ile gizlilik anlaşmamız var. Birinin kimliğini gerekmedikçe kimse bilemez. O kişinin kimliğini sadece ekibi ve onunla aynı rütbedekiler bilebilir."
"Ve bir de senin gibi Kurucu olanlar." Beni başıyla onayladı.
"Peki rütbesi ne?" En azından bunu bilme hakkım vardı, ya da yoktu...
"Onun rütbesi Gizli. Gizliler bu binada kalıyorlar."
"Anladım..." Demek bir ablam vardı... Ama bu nasıl mümkün olabilirdi?.. Tüm bilgiler, Çağalar ailesinin üç çocuğu olduğu yönünde... Kayıtlara geçmemiş bir çocuk muydu?..
"Hedefin kesin olarak Çetin mi?" Diye sordu Melike yeniden. Sesinde dehşet bir gerginlik vardı.
"Evet." Dedim kararlı bir şekilde. Bu kez pes etme şansım hiç yoktu. Dönüş şansım da yoktu. Artık tek bir yolum vardı.
"Artık bir Öldürücüsün Beren."
☽☽☽
Bir süre sonra, Öldürücülerin binasında, Melisa ve Kayra'nın ekip odasındaydım. Bana verilen odada, yatağın üstüne oturmuş düşünüyordum. Hâlâ bir ablam olduğuna inanmıyordum. Nasıl inanabilirdim ki? Kayıtlar Çağalar ailesinin üç çocuğu olduğunu gösteriyordu, dört değil... Belki o defterde bununla ilgili bir şey vardı... Eve gittiğimde o defteri okumalıydım.
Ben düşüncelere dalmışken odamın kapısı tıklatıldı.
"Gel."
Kayra yavaşça içeri girdi.
"Hazırlan, düellon var."
Şaşkınlıkla ona baktım. Düello mu?
"Ne düellosu?"
"Kendini kanıtlaman için, ne kadar güçlü olduğunu göstermelisin."
Derin bir nefes aldım. Sonra ayağa kalkıp kapıya yürüdüm.
"Birazdan gelicem."
"Bekliyoruz." Dedi ve gitti. Bende kapımı kapattım. Nasıl bir düello olabilirdi ki? |
0% |