Yeni Üyelik
3.
Bölüm

ÇÜRÜMÜŞ KALPLER

@aleyisarchives1

 

 

 

 

 

CANIM BAL , RUHUM DENİZ




 

 

 

 

 

bu kitapta bahsi geçen kişiler , yerler ve kurumların Hepsi hayal ürünüdür .



 

 

 

 

 

Herhangi kitaptan alıntı ya da konu bahsi geçmemektedir lütfen ona göre yorumunuzu yapın.





 

İstanbul / Beyoğlu

 

17 Ağustos Pazartesi , 2020




 

İlkbal Catarina Alkor

 

Herkesin bir çürüğü var mıdır acaba? benim çürüklerim ailemdi dahası babamdı ona göre çürük bir kalbim ve çürük bir vasfım vardı ben babama göre ona yakışmayan tek evlattım .

İkbal Catarina…adımı koyarken bile kim bilir neyi umarak koymuştu . Catarina … saf ,temiz , iffet anlamına geliyordu. ikbal … ona hiç bakmamıştım bakacak kadar cesur değildim hiçbir zaman olmadığım bir kişi adına o isme bakmaya hakkım yoktu . Anlamını bilmeden yaşıyor , büyüyordum .

Çürük kalpler ve çürük anılar biriktirdim bu yaşıma kadar sonra o çürükleri rafa kaldırdım eskisi gibi olmaz ama kokusu etrafa yayılmaz diye engel oldum günden güne içine çürük bulduğum hangi anım varsa hepsini yerleştirdim . çok kokardı ama kalp çürüğü kadar da kokmazdı. içinde çürüklerimin olduğu tüm anıları raf’a kaldırdım Hepsi sığmadı belki ama ben sığdırdım .

Kolombiya’ya gitmek istemiyorum dememin üzerinden neredeyse koca bir iki ay geçmişti bavullarımı hazırlayan maria bile bana yardım edememişti . Annem , o zaten beni hiç istememişti artık burada ki herkes midemi bulandırıyordu .

yapmacık sevgileri , zenginlik içinde yaşamaları ama asla bağış yapmamaları . babam hep olduğu gibi bağış yapacağını cemiyete duyurur ardından yapmış gibi gösterirdi ama asla tek kuruş para vermezdi . kalbi çürük insan bir başka oluyor sevgili ikbal babanın çürüyen yeri bir tek kalbi değil gösteriş meraklısı bir ailem vardı kime ya da neye gösteriş yaptıklarını pek anlamazdım çünkü bizde olan onlarda da olurdu . bu evde özleyeceğim tek insan maria ve kardeşlerim olacaktı.” Maria teyze “ dedim mırıltılı bir ses ile . başını elbiselerimden kaldırıp bana baktı .”Efendim Bal kızım “bana hep böyle derdi “Bal kızım “ Annen kaç kere kızım dedi catya?

“Seni çok özleyeceğim”gözlerim dolu dolu ona doğru koşup boynuna sarıldım. mis kokusunu içime çekmek hoşuma gidiyor küçüklüğümden beri kolayca uyumama sebep oluyordu artık o da olmayacaktı . “Bende seni çok özleyeceğim bal kızım ağlama ne olur “diyerek bana sarılmaya devam etti . “bu evde nefes alamıyorum maria teyze orada ölürüm yaşayamam “maria teyze nedenini bilmese de oradan nefret ettiğimi biliyordu . “O nasıl söz öyle Catarina !bir daha duymayayım !” Çatık ince kaşları daha da kırışmıştı. onu üzmek isteyeceğim en son şeydi çürük yüreğimin en güzel yeriydi maria teyze .

O benim annem-devamını getir hadi ikbal Catarina Alkor o benim annemden daha iyi de ,benim annem gibi de , keşke o benim annem olsaydı de Lütfen artık bir şey de .”keşke sen benim annem olsaydın maria teyze “yanaklarımdan süzülen yağmurlar için artık bir kutum yoktu . “İncilerini dökme güzel kızım onları saklayacak sandığım artık olmayacak “ büyüyeceğim ve güçlü bir kız olacağım sevgili maria bu sefer kendime değil sana söz . “Seni çok seviyorum maria teyze “burnum akarken ona biraz daha sarıldım babamdan bu hayatı bana zehir ettiği için nefret ediyordum . “Bende seni çok seviyorum bal kızım , sana dediğim şeyi hatırlıyor musun gitmeden önce hatırlamanı ve bununla savaşmanı istiyorum “dedi hatırlamakta zorlansam da anımsamıştım .

aynı anda onunla tekrar ettik .”Acılar insanı büyütür ve bir fidan haline getirir küçük kızım sense o acının ağaç olmuş halisin”birbirimize bakıp gülümsedik . Gözyaşlarımız birbirine karışıp birbirine sözler verdi ve ben güçlü olacağıma inandım . burnumu çekerken ondan ayrılarak giysilerimi giymek için ayrı küçük bir odam bulunurdu. sadece kıyafetlerimin olduğu küçük bir podyum gibiydi en çok da orayı severdim soluk gri ve buz mavisi renginde bir odaydı ilk defa kendi isteğimle odamı boyamama babam izin vermişti .

Mavi rengini çok sevdiğim için odamın çoğu yeri lacivert , buz mavisi , açık mavi rengindeydi. Maria teyze odamı ilk boyadığını an şöyle demişti gülerek .”Bu mavi aşkın seni bir gün öldürecek ikbal her yeri maviye boyamışsın bal kızım “çekik gözleri iyice kısılmıştı. maviyi severdim ,denizlere aşıktım ama hiç denize gitmemiştim .

Gitmek için fırsatım olduğunda henüz on dört yaşındaydım.”Anneciğim gerçekten babam izin mi verdi ?” tüm gün evimizde şen kahkahalarla gülüp anneme denize gidebileceğimiz için babamdan izin alıp almadığını soruyordum . “Baban izin verdi Catarina gidebiliriz “öylesine mutlu olmuştum ki kıkır kıkır gülerken elbisemin tütüsünü tutup kendi etrafımda dönerek Tanrı’ya şükür ediyordum .sonra inancım azaldı. “Catarina evde bu şekilde dönmen yasak kocaman kız oldun hem bale dersin henüz bitmedi çabuk öğretmeninin yanına!” Anneme göre ben hep onun dediklerini yapmalı ve onlar için utanç kaynağı olmamalıydım . ama oldum , oldun catarina. Bale , buz pateni ,keman,gitar ,piyano ,çello , hatta klarnet için bile kursa gitmiştim . annem bunların yeterli olmadığını tiyatro konusunda da en iyisi olmam gerektiğini söylemişti .

Sonra nefesim yetmemeye başladı Ve Astım hastası oldun öyle değil mi Catarina ? Annen sana ne demişti hatırlıyor musun ? “Catarina Tanrı Aşkına benden uzak dur doğum yapmama az kaldı ve sen çocuğuma kendi hastalığından bulaştıracaksın onunda senin gibi olmasını mı istersin? Biraz ileriye gidip oturmalısın!”hangi anne böyle söyler bilmiyorum ama benim annem söylemişti . kendileri hasta ettiği çocuklarına bunu acımasızca yüzüne vurmuştu .

Senin annen en son ne zaman “seni seviyorum “dedi Catarina? ben söyleyeyim mi hiçbir anında… hiçbir doğum gününde ,ağladığında ,korktuğunda ,mutlu olduğunda demedi . Sana kimse seni seviyorum demedi ama sen hep sevildim sandın .

Sen hiç sevilmedin ki catarina seni kimse sevmedi .

Bizi kimse sevmedi Catarina Alkor ve sen bunları sevgi sanarak büyüdün . Annen o gün seni her zaman olduğu gibi oyaladı catarina hiçbir zaman babanı aramadı izin dahi almadı çünkü senin başarılı olman daha çok umurlarında sen değilsin. sen kimsenin umurunda değilsin.

 

Bir çiçek , bir diken

Bir bal , bir deniz

Ölmeden sana yeter

yeniden bir hayat bahşedebiliriz.

 

yazlık papatya desenli beyaz elbise giyip kıvırcık saçlarıma özen göstermeden tepeden topuz yaparak alel acele hazırlanıp odadan çıktım . Saçlarımı çok seviyordum babam sevmese de ben çokça seviyordum saçlarımla konuşuyor onları okşuyordum .kimse okşamadığı için bu görevi biz üstlendik caterin kıvırcık saçlarım uzun değillerdi omuzlarımın biraz aşağısında kalıyorlardı ama bu bile benim prenses gibi hissetmeme sebep oluyordu . “Lülük gibi saçların”kıkır kıkır gülen bir kızdı bu . catarin ona öfke ile bakıyordu elleri , saçları her yeri çamur içinde kalmıştı ama kız çocuğu onun kirli kıvırcık saçlarından bahsediyordu.” O ne demek?” diye sordu catarina . sinirli olması bir yana merak etmişti lülüğün ne olduğunu? Küçük kız üzerinde her renkten biraz olan küçük elbisesini tutarak Catarin’nin yanına doğru ilerlemeye başladı .yanı başına gelinceye dek kıkır kıkır gülüyordu .caterin iyice sinirlenince “Ne gülüyorsun?!”diye sordu hem kızgındı hemde ağlayacak radde’ye gelmek üzereydi .”gülüyorum çünki!…saçların çok güzel”dedi küçük kız .Catarina kendini savunmaya hazırlan böyle bir iltifat beklemiyordu henüz yedi yaşındaydı ama dili pabuç kadar olan bir kız çocuğuydu . çatılan kaşları yumuşayarak tebessüm etti karşısında ki kahve saçlı garip elbiseli kıza .”Teşekkür ederim ama lülük nedir?”diye sordu tekrardan . garip elbiseli kız yanına çamurun içine oturup ona doğru dönerek “aslında bende bilmiyorum ama annem beni hep öyle sever yani güzel bir şey demekmiş . Saçların kıvır kıvır ondan sana öyle dedim”dedi küçük kız . Catarina bir anda” ama senin saçların kıvır kıvır değil ki? “dedi . Karşısında ki kızın saçları o kadar düzdü ki Catarina hep böyle bir saçı olsun isterdi ister istemez yanında ki kızı kıskandı. .”evet biliyorum ama ben saçlarım kıvır kıvır olsun diye Allah’a dua ederim hatta biliyor musun her gece yatmadan önce dua ediyorum ve sabah kalkınca saçlarım kıvır kıvır oluyor “dedi küçük kız elleri ile saçlarını kıvır kıvır yaparak . Sonra dudak büzerek “ama bugün dua etmeyi unuttum o yüzden saçlarım yine düz oldu .” Catarina düşündü Tanrı dualarını kabul ediyor muydu? O halde her gece yatmadan önce o da dua edecekti ailesi’nin düzelmesi için. “Adın nedir?”diye sordu catarina. “Benim adım ova … ya senin ?”diye sordu . catarina ismini söyleyip söylememek arasında kalsa da samimi bir gülüş ile el el sıkışıp “Benim adım ikbal “dedi . Catarina demek içinden gelmedi birkaç dakika da olsa ikbal olmak istiyordu . Tüm gün boyunca konuşup ,kıkırdayıp durdular catarina annesi’nin ona çok kızacağını dahi unutmuştu .

Ova ve ikbal Mavi gök mahallesi’ nde tüm gün oyun oynayıp günlerini akşam ettiler .

Ova … onu bir daha hiç görmedim o yere bir daha hiç gitmedim . mavi gök mahallesine bir daha uğrayamadım. anılarıma maria teyze’nin bana seslenmesi üzerine bölünmüştü.”Kızım hazırsan eğer baban seni çağırıyor!”dedi . her çocuk babasına aşıktı “Baba”onun için herşey demekti ama ben her babam çağırdığında korkmaktan başka bir şey yapmıyordum. “Geliyorum maria teyze!”dedim bağırarak . gitmek istemiyorum onunla yanlız kalmak istemiyorum . sakin adımlarla ilerleyerek maria teyzemi arkamda bıraktım . odamdan çıkmak dahi istemiyordum gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp üç’e kadar saydım. adım adım ilerleyip babamın odasının önünde durdum yavaşça kapıya tıklayarak içeri girmek için bir adım attım. Tanrım hala bana inanıyorsan lütfen beni buradan kurtar! “Efendim babacığım!”sesimin baskın çıkmasını istiyordum çünkü babam sesime bile takık bir adamdı onun gibi güçlü olmam gerektiğini söylerdi . gözlüğünü çıkarıp masaya koyarken “ Catarina babana bir şeyler anlatmak ister misin?” Nefes al kate ,nefes al ve cevap ver!”Ne gibi babacığım?”Yok olmak istiyorum! babam her zaman ki gibi ilgisiz bir tavır ile bana bakıp “Annen sinir krizi geçirdiğini söyledi hemde üniversiteni açıkladığı anda “tek kaşını kaldırıp dikkatle beni izliyordu . rahatsızlık duyuyordum ağlamak istemiyordum korkuyorsun catarina çok korkuyorsun .”Baba ben…sadece orada yaşamak istemiyorum”dedim zar zor . “Sana hiçbir zaman seçme hakkımı verdiğimi düşünmüyorum Catarina Alkor ben ne istersem onu isteyeceksin şimdi Kolombiya’ya gidecek ve okulunu derece ile bitireceksin. On sekiz yaşında bir kız için fazla şımarık büyüdün sanırım .”büyüttük demedi büyüdün dedi caterin fark ettin mi etmediysen artık et ve şu kör gözlerini aç! “hiçbir zaman beni şımartmadınız sen ne istersen onu yapıyor ve onun için çabalıyorum sırf biraz takdir görmek için önünde eğiliyorum baba…beni biraz olsun gör diye elimden gelenin en iyisini yapıyorum hayatımı senin dizginlerin üzerinde yaşıyorum . Peki neden beni hala sevmiyorsun? neden benden bu kadar tiksiniyorsun?” İçimdekilerin birazını bile dökmemiştim lakin ölesiye rahatladığımı hissediyordum . babam sinirle dönen sandalyesi’nden kalkıp üzerime doğru yürüdü .”Bir daha sakın bana o sesini yükseltme! Hiçbir zaman iyi falan olmadın seni iyi eden benim! Senin için dökmediğim para kalmadı bir de üstüne kötü mü olacaktın Catarina aptalsın hep öyleydin hala öylesin! Kolombiya’ya gideceksin orada özgür olacağını düşünme çünkü orada daha beter olacaksın psikoloji okuyacak ve sınıfın en iyisi olacaksın staj görecek ardından mesleğe başlayacaksın Catarina sana verdiğim değeri hiç etmeyecek ve bana itaat edeceksin anladın mı beni?!”sesi o kadar baskındı ki dolu gözlerim ile parmak uçlarıma bakıyordum sadece .”SANA ANLADIN MI DİYE SORDUM CATARİNA ALKOR!”yerimden sıçrayarak başımı salladım .”An-nladım b-babacığım “ellerim dahası vücudum tir tir titriyordu . “ŞİMDİ DEFOL GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN!” babamın bir kez daha bağırmasından korkarak oradan koşarak çıktım.

yine başaramadım , babamın karşısında dik duramadım . beceriksizsin catarina belki de babam gerçekten de haklıydı ben asla olmaması gereken bir hataydım. Kapında ağladığım günler için senden en çok da kendimden nefret ediyorum baba , beni sevmediğin için değil büyütemediğin için de nefret ediyorum . bana bir keresinde ömrümde ilk kez baba … ilk kez saçlarımı sevip bir şey demiştin. “Ne kadar ağlarsan gözyaşların sana o kadar mezar olur.” bazen ölü hissedersin oysa çoktan ölmüşsündür ve bir köşede sessizce mezarının eşilmesini beklersin , beklerken zaman geçer ruhun her geçen saniye daha da çöker seni kurutana kadar durmaz sonra herkes ardından ağlar sanki hiç ölüm onlara uğramayacakmış gibi…

aradan günler , haftalar ,yıllar geçer unutulursun hemde tek bir karış toprak uğruna. Mezarında yanı başında olanlar sen hayatta iken neden yanında olmazlar çünkü ölüm onlara hiç uğramamıştır. onlar ölümü seninle yaşar . Söylesene baba , penceremde senin için birikmiş bir sürü gözyaşım var Peki ya sen silecek misin? ölümden korkuyorum çünkü zaten ölüyüm bu dünyada da yaşadığımı hissetmiyorum hissederek yaşamıma son vermek istiyorum.

Baba…penceremde birikmiş bir sürü gözyaşı kadar nefret ediyorum senden . bıraktığım bir o kadar hıçkırık içinde özür diliyorum çünkü bilmezsin ama ben hıçkırıktan nefret ederim . senden de ettim o geceler… her geceler. sen benim Tanrı’ya olan inancımın en büyük kırılmış yanısın .

Umarım Tanrı seni korur çünkü ölmen için dua ediyorum .

Baban Tanrı’ya inanmıyor Catarina…bunu biliyorsun.

Olsun… zaten babam bana da inanmıyor .

Bu yüzden pencereleri sevmiyorsun çünkü seni ağlatıyorlar pencereli olan hiçbir yerde oturmuyor , yatmıyorsun kendi odanda bile Catarina .

Sen herşeyden korkuyorsun herşeyin zarar verdiği için.

ölümden korkma Catarina unuttun mu sen zaten ölüsün.

Paytak adımlarla odama birinin girdiğini gördüm Melanie uykusunu henüz alamamış sarı saçları ufacık Topuz’u ve pembe gecelikleri ile karşımda dik durmaya çalışıyordu . tıpkı babanın önünde senin yapmaya çalıştığın gibi “Balcığım”dedi uykulu sesi mırıl mırıl bir kedi gibi çıkıyordu . elleri ile mavi gözlerini ovalarken yanıma doğru gelmeye çalışarak “Neyeye didiyoyşun?”diye sordu . onu kucağıma alıp “bir yere gitmiyorum birtanem ben hep buradayım” onu seviyordum altı yaşında bir çocuğun ileri derece de olmasa da iyi konuşması gerekirken Melanie disleksi’si yüzünden henüz konuşmaya geç başlayan biriydi . bu yüzden çoğunlukla peltek ya da bazı kelimeleri söylemekte güçlük çekiyordu. “Ama giyinmişsin” yalan söylemek istemiyordum . “Birtanem beni dinler misin birazcık?”diyerek onu kucağıma oturtup yatağıma otururken birkaç saniye de olsa ne demem gerektiğini düşünmüştüm. Yalan söyle .

sana da yalan söylediler , seni de yalanla büyüttüler

başını sallayarak onay verdi. “Biliyorsun ki ben okula gidiyorum ve şimdi ise başka okula gitmem gerekiyormuş yurt dışında bir okul küçük sammie’nin yaşadığı yeri hatırlıyorsun değil mi?”diye sorduğumda heyecan ile kafasını aşağı yukarı oynattı .”Kolombiya’ya gideceğim birtanem”dedim tek nefeste .yüzünde ki ifade hiçte ağlamaklı durmuyor aksine sanki kendisi gidecekmiş gibi duruyordu . kocaman gülümsemesi ile yanaklarımı öperken “Balçığım bu çoy düsel biy habey! sammie baya oyada akü man vay demisti!”heyecan ile söyleyince pek anlamasam da akü man’nin kim olduğunu merak etmiştim. Tanrı aşkına o neydi öyle? “Akü man nedir tatlım?” “Denizde yaşayan biy adam” o an anlamış oldum ki akü man aslında Aqua idi.

“Melanie o akü değil aqua yani deniz adam “kaşlarını çatarak “ben söyleyemiyoyum ama balcığım!”diyerek kollarını birbirine dolamış poposunu dönmüştü .”Hey! benim kucağımda poponu dönemezsin küçük sinsi bal surat!”parmaklarımla canını yakmadan onu gıdıklayarak odadan çıktım . kucağımda Melanie ile mutfağa gidecektim ki diego bana doğru geliyordu.”didebiliyşin askim izin veyiyoyum” bu çocuk aşkım demeyi kimden öğrenmişti? “Mel-“ sözümü kesen şey diego’nun bana sarılması olmuştu. “Abla Kolombiya’da ne yapacaksın?”bilmiyorum diego ama gitmek istemiyorum oraya adım atmak istemiyorum yine aynı şeyleri görmek , maruz kalmak istemiyorum. “Bilmiyorum ama elimden gelenin en iyisini yapacağım babamız biliyorsun ki oldukça mükemmelliyetçi biri!” kumral saçlarını avucumla karıştırıp başını kolumun altına alarak mutfağa doğru ilerledim . dalga geçiyorsun ama acınacak haldesin ve kimseye söylemiyorsun catarina sen daha kim olduğunu bilmiyorsun nasıl böyle yaşayacaksın?

Hayatta kalmak istiyorsun fakat kendine bile acımadan ölüme sürüklüyorsun ölüm sana acımaz catarina çünkü sen bile canını yakmaktan korkmuyorsun .

Mutfakta minik adımlarla maria teyze’ye yardım etmeye çalışan melanie ağzı dopdolu bir şekilde “Bal! Soncodo akü mon vay mı ?”diye sordu . dirseklerimi tezgaha yaslayarak diego’ya tebessüm edip omuz silktim .”Bilmem varsa eğer bizi bulmaz bence “ keşke olsa ve beni alıp götürse …deniz adam bul beni lütfen . eğer varsan bir an önce bul beni .

Bazen gerçek yangın yüreğin ta kendisidir izin ver catarina yüreğine yağmur değsin .

Yağmur yağsın , küllerin sönsün , Çünkü her yangından sonra küller yeniden doğmaz hiçbir şey eskisi gibi olmaz .





 

 

 

 

Bölüm sonuuumuzzzzzz

 

 

 

 

Umarım beğenirsiniz keyifli okumalarrrrr 💙mavilendinizzzz


















 

 

Loading...
0%