
Ben onu kirletirim. Çünkü siyah, her zaman beyazı yutar.
Yargı - Ceylin Erguvan
( HASTANE )
" Canım uyanacak inşallah. Sıkma canını. " Zeynep hanım, hastaneye gelmişti. Zeynep hanım Üsteğmen Murat Erdoğan'ın ablasıydı. Kardeşi ile konuştuktan bir saat sonra hastaneye gelmişti. Zeynep Hanım'ın oğlu, Murat Üsteğmen'in yeğeni Selim babası ile birlikteydi. Zeynep hanım eşini aramış, durumu anlatmış ve kendisi gelene kadar Selim'e bakmasını istemişti. Daha sonra hazırlanıp hastaneye gelmişti. Murat Üsteğmen anlatmıştı olayı biraz. Şuan Zeynep hanım, yanında bulunan ve ağlayan sarışın kızı teselli etmekle meşguldü. " Hep böyle mi ? Hep böyle mi olacak ? " diye sordu ümitsizce Ahu Yeşil. " Böyle olacak. Evet acı ama böyle olacak. Ben 7 yıldır polis karısı, 4 yıldır asker ablasıyım. Belki de ilerde 20-30 yıldır da polis annesi olacağım. Çünkü oğlum, büyüdüğü zaman polis olmayı istiyor. Çok zor ama çok gurur verici. Üzüntü ve sevinci aynı anda yaşarsın. Yanında olmadığı için, bir daha ona dokunamayacağın için üzülürsün. Ama şehit olduğu için de sevinirsin. Güçlü durursun. Ahu... Sen güçlü olmak zorundasın. Aranızda ki ilişki kesinleşti mi bilmem ama bizim çocukların anlattığına göre Çınar seni seviyor. Burda böyle göz yaşı döküp, sabahtan beri onun için yaptığın şu keki bırakmadığına göre sende seviyorsun. Aksi halde umursamazdın. Öyle değil mi ? " Ahu, Zeynep hanımın sözlerinden sonra elinde ki keke bakmıştı. Çınar uyanmalıydı. Tim ne yapmıştı acaba ? Hastaneden ayrıldıkları zaman akşam saatlerine geliyordu. Ve şuan tam saat olarak akşam 22.00'dı. Tim hazırlık yapmak için Askeriye'ye gittikten sonra, Bartın da teşkilata geçmişti. Tim hazırlığı bitirdikten sonra, Bartın'dan yerin doğru olduğu konusunda haber gelmiş ve tim yola çıkmıştı. 4 saattir haber yoktu onlardan. Bartın'dan sadece timin bölgeye doğru hareket ettiği ile ilgili haber almışlardı o kadar. Çınar hala uyuyordu. Sabaha karşı uyandıracaklardı onu.
................
( OTEL )
" Bence sevgilisi ol. " dedi elinde ki dosyaya bakarak Hannah. Dosya Nil'e aitti. Boris, Bartın'ı takip ettirdiği zaman yanında Nil'i görmüştü ve merak edip, araştırmıştı. Şimdi Nil'in dosyası Boris'in elindeydi. Hannah ise, Boris'i darlıyordu. Hannah'ın derdi sevgili değildi. O Boris için endişe ediyordu. Boris bugüne kadar bir kişiyi sevmişti ve sevgili yapmıştı. Ama hayal kırıklığına uğramıştı. Boris'in sevgilisi, hain çıkmış ve karşı tarafta olmuştu. Hannah'ın kaçırılma olayında ise baş şüpheliydi. Boris, kız arkadaşının ihanetini öğrendikten sonra kızı sorgulamak ona kalmıştı. Kız arkadaşı onu sadece polis olarak biliyordu. FBI'de ajan olmasından ise haberi yoktu. Hannah'ı ise kız kardeşi biliyordu. Birbirlerini öğrendikleri zaman ikisi de hayal kırıklığına uğramıştı. Boris'in kız arkadaşı Bella, Boris'in FBI ajanı olduğunu öğrenince şaşırmış ve bir zamanlar sevdiği adam onu suçlu gibi sorguladığı zaman üzülmüştü. Boris ise, kız arkadaşının karşı tarafta duran bir hain olduğunu, ve Hannah'ı kaçıran kişilerin arasında sevdiği kadının da olduğunu öğrendiği zaman hayal kırıklığına uğramıştı. Şimdi ise Hannah üstüne gidiyordu. Bu olaydan sonra Boris bir daha kendisi dışında başka kadına güvenmemişti. Dosyasını elinde tuttuğu kadın ise tam Boris'in tipiydi. Güzeldi. Zekiydi. Gözü karaydı. Ve en önemlisi sadıktı. Bella gibi ona ihanet eden birisi değildi aksine Boris ile birlikte olsalar, ona ihanet etmemek için kendini öldürecek kadar sadıktı.
" Saçmalama Hannah. Kan bağı olmasa da kardeş sayılırız. "
" Tam olarak değil. Üvey kardeş oluyoruz. Tamam sen Bartın ile öz kardeşsin ama o kızla bağın hiç yok. Aynı şekilde benim de Bartın ile yoktu. "
" Yine de üvey kardeşiz. Sen nasıl Bartın ile üvey kardeş sayılıyorsan bende Nil ile öyleyim. Etik değil bu. "
" Sen ve etiksel kuralların. Neyse hikâyesi ne oluyordu ?
" Çok ilginç bir şey yok. Nil 4-5 yaşlarında babası işe gidiyorum diye çıkmış. O günden sonra dönmemiş. Daha sonra Bartın 15-16 yaşlarındayken, Nil ise 13 yaşlarındayken, Nil'in babası Bartın ile karşılaşıyor ve sahip çıkıyor. Bartın'ı eğitiyor. Bartın, Nil'i isim olarak tanıyor. Bir gün antrenman yaparken, o adamın cüzdanında Nil'in fotoğrafını görüp soruyor. Adam da kızı olduğunu söylüyor. "
" Sonra ? "
" Bartın 19 yaşlarındayken o adam ölüyor. Birkaç Türk İstihbarat'ından kişi ve Bartın cenazeye katılıyor. Bartın soruyor Nil ve annesinin neden gelmediğini, İstihbarat Teşkilatında olan ajanlardan biri de vasiyetinin bu olduğunu söylüyor. Tören öyle bitiyor. "
" Daha sonra ne olmuş ? "
" İstihbarat Bartın'ın elinden tutuyor. Onu bırakmıyor. Kalacak güvenli bir ev buluyorlar ve Bartın'ı oraya yerleştiriyorlar. Daha sonra Bartın gerçek ajan olana kadar kişisel harcamaları için, düzenli olarak para yardımı ve eğitimlerini ayarlıyorlar. Bartın, Kenan denen adam ile nasıl eskiden eğitim görüyorsa o öldükten sonra da düzen devam ediyor ve eğitim görüyor. Teşkilat tarafından korunuyor. Ajan eğitimleri ve sınavları bittikten sonra o zamanların Kıdemli baş ajanı ile görevlere katılıyor. "
" Şuan Bartın orda baş ajan ? Nasıl oldu ? "
" Benim gibi. Ajanlığının ilk zamanlarında birlikte çalıştığı kıdemli ajanın görev yeri başka bir yere çıkıyor daha sonra kendisinden, yerine geçebilecek birini ayarlamasını istiyorlar. O adamın da en iyi, liderliği kaldırabilecek öğrencisi de Bartın olduğu için, giderken Bartın'ı kendi yerine geçiriyor. Bartın da o günden beri baş ajan konumunda çalışıyor. "
" Nil peki ? O Bartın'ı tanıyor mu ya da babasından haberi var mı ? "
" Nil'in annesi şehit olmadan önce polismiş. İsmi Zuhal. Nil'in annesi, Nil askerlik eğitiminde olduğu sıralarda ölüyor. Yani şehit oluyor. Eğitim veren hocaları Nil'in bırakacağını düşünmüş fakat Nil herkesin aksine sanki annesinin intikamını hayattan alır gibi eskisinden daha çok asılmış eğitimlerine. Ve kısa sürede kızların arasında olan en iyi askerlerden biri olmuş. Babasına gelince Nil, babası ile iletişimini koparmış. Ama peşine de düşmüş zamanında. "
" Nasıl yani ? "
" Nil asker olduktan sonra yaptığı ilk iş babasını araştırmak olmuş. Çünkü insanlar, teoriler üretmeye başlamış. Bazıları aslında ölmediğini ama artık istese de gelemeyeceğini, bazıları kaçırıldığını yıllardır işkence gördüğünü, bazıları ise gerçekten şehit olduğunu söylemeye başlamışlar. Nil başta hiçbirini kabul etmeyip, babasından nefret etmiş. Onun yalancı olduğunu, sadece bir çocuğun sorumluluğunu almak istemediği için terkettiğini düşünmüş. Ama daha sonra içine kurt düşmüş ve araştırmış. Asker olduktan sonra yaptığı ilk iş Ankara'da bulunan İstihbarat Teşkilatına gidip, babası hakkında bilgi sahibi edinmek olmuş. Ama tabi ki bir şey bulamamış. Adam ortada yokmuş. Ne ölüsü ne dirisi... Nil galiba 1 hafta önce öğrenmiş babasının gerçekten İstihbarat'ta olduğunu. "
" Önceden bulamamış. Şimdi nasıl bulmuş bu bilgiyi ? "
" Bilmiyorum. "
" Bilgiyi veren kimmiş ? "
" Bartın. "
" Bartın'a olayı sormalı mıyız ? Nerde ? "
" Hastanede. Akşam uğrarım dedi ama henüz gelmedi. "
" Hastane mi ? Bir şey mi olmuş ? "
" Yok. Kendisi iyi. Yani böyle söyledi. Bir tanıdığı vurulmuş. Ona bakmaya gitmiş."
" Kim vuruldu acaba ? " Hannah'ın sorusu ise kapının çalması bir olmuştu.
" Onu kendine soracağız . Kaldır şu dosyayı. Bartın yanlış anlamasın. "
" Aman abisini de düşünüyormuş." Boris kapıyı açtığında karşısında Bartın vardı. " Hoşgeldin . "
" Selam. Ne yapıyorsunuz ? "
" Hiç öyle oturuyorduk. Yemek söyleyeceğiz oda servisinden. Ne yersin? "
" Siz ne yiyeceksiniz ondan alırım. "
" Ben Mac and Cheese ve beyaz şarap söyleyeceğim. Hannah da mantı ve kırmızı şarap söyleyecek. Türk mantısını merak ediyor. "
" Bu saatte ağır olur ikisi de bana. Balık ve kırmızı şarap söyle bana da. "
" Ne balığı ? "
" Somon. "
" Tamamdır. " Boris telefondan oda servisini arayıp, yemekleri söyledikten sonra kapatmıştı. Bartın'a döndüğünde ise yüzü sıkıntılıydı. Sormak istiyordu ama yapamıyordu. " Kim vuruldu ? " Boris'in sormak istediği ama soramadığı soruyu Hannah sormuştu.
" Tanımazsınız. "
" Olsun. Söyle yine de. "
" Boris ve sen nasıl kardeş olarak birbirinizi görüyorsanız, benim de burda kardeş olarak gördüğüm bir kız var. İsmi Nil. Yakında tanışırsınız. "
" Nil mi vuruldu ? " Boris'in sorduğu soru ile Bartın kafasını iki yana sallamıştı.
" Hayır. Nil'in bağlı olduğu ekipten biri vuruldu. İsmi Çınar Güner. "
" Nasıl oldu ? "
" Operasyonda vurulmuş. "
" Hastanede başında kim var ? Durumu nasıl ? İyi değil mi ? " Hannah'ın soru yağmuru konusunda Bartın şoka uğramıştı. Kaç soru soruyordu öyle. "
" Hastanede başında tim vardı. Ama sonradan Çınar'ın vurulmasına sebep olan, ve 1 hafta önce ki görevde Nil'in vurulma emrini veren adamın aynı olduğunu ve kim olduğunu öğrendik. Tim oraya gitti. Adamı almaya. Şuan hastanede timin komutanı Murat Üsteğmen'in ablası ve Çınar'ın sevgilisi Ahu Öğretmen var. Durumu iyi. Ameliyat bitti. Bir komplikasyon oluşmazsa, birkaç saat sonra uyandıracaklar. " Boris ve Hannah'ın takıldığı nokta Nil'di. Ne demekti Nil'in vurulma emrini veren adam ? " Nil mi ? O ne alaka ? Ne oldu ki ? " Boris'in sorusu ile Bartın ona bakmıştı. " 1 hafta önce bir görevde birisi Nil'i vurmaya kalkmış. Bir keskin nişancı. Ama vuramadı. Çünkü karşı tarafta bulunan bir başka keskin nişancı, Nil'i vurmaya kalkan adamı indirmiş. Adamın yüzünde maske varmış. Nil'i kurtaran kişiyi bulamadık. Ama vurma emrini veren kişinin kod adı Rüzgar. Gerçi onu da henüz bulamadık. Adamı bilen tanıyan yok. "
" Bir Allah'ın kulu bilmiyor mu bunu ? "
" Hayır. Adam psikopat. Normalde maske takıyormuş. Diğerleri ile adamları üzerinden iletişim kuruyormuş. Sonra da onları öldürüyormuş. "
" Kendi adamlarını ? Neden ? "
" Çünkü yüzünü görüyorlarmış. "
" Nasıl bir manyaklık bu ? " Hannah'ın isyanı ile Bartın omuzlarını hareket ettirmişti. Kapının çalması ile bu sefer ayağa kalkan Hannah'tı. Kapıyı açtığında, oda servisi gelmişti. Üzerinde sipariş ettikleri yemekler vardı. Oda servisi görevlisi yemekleri balkona bıraktıktan sonra gitmişti.
...............
( OPERASYON BÖLGESİ )
" Yok ebesini. " Tim saatler sonra kordinatların bulunduğu yere gelmişti.
" Nasıl bir şey lan bu "
" Valla kusacağım şimdi sus Cem. "
Tim bölgeye geldiğinde, önlerine birkaç adam ile korunan bir ev çıkmıştı. Tim kapıdakileri temizleyip eve girmişti. Ama evde buldukları şey mide bulandırıcıydı. Önlerinde 3 adam vardı. 3 kişi de ellerinden teller ile yukarıdan bağlanmıştı. Üzerlerinde ilk çamaşırları dışında bir şey yoktu. Adamların yüzü mosmor, darmadığında darp edilmişlerdi.
" Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. " Nil'in isyanı ile tim tekrardan asılan kişilere bakmıştı. Bunlar teröristti. Rüzgar denen kişi için çalışan kişilerdi. Pek üzülesi halleri yoktu. Ama yine de bu görüntü mide bulantısını körüklüyordu. " Yok anasını satayım. Bulamadık yine herifi. Yerin dibine girdi puşt. " Ata'nın isyanı ile Murat Üsteğmen ilk adamın önüne gelmişti. Sararmış kağıdı gördüğü zaman direk çekip almıştı. " Bence siz beni aramak yerine arkadaşınızın yanında olun. "
" Ben seni bulacağım. Kim kimin yanında oluyor göstereceğim sana o zaman. Puşt ! Korkak piç kurusu ! İt ! " Ata'nın saydırmaları bitmiyordu. Murat Üsteğmen diğerleri ile birlikte kağıdı okumuş sonra buruşturup, cebine koymuştu. Bu kağıt o köpeğin yemeği olacaktı. " Toplanın. Gidiyoruz. " Murat Üsteğmen'in emri ile tim tekrardan geri dönmek için yola çıkmıştı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.86k Okunma |
184 Oy |
0 Takip |
33 Bölümlü Kitap |