Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@aleynaasil_

Yeni bölüme hoş geldiniz Umut çiçeklerimm🌸

 

Bölümü düzenlemeden atıyorum hatam varsa affola♡

 

Keyifli okumalar..

 

 

10.BÖLÜM

 

 

◇İMTİHAN◇

 

Yeni güne ve benim için Yeni olan hayatıma gözlerimi ağır ağır açtım. Asaf yoktu odada dün akşam bana olan davranışlarını düşününce yüzümdeki tebessüme engel olamadım dediği gibi oldukça kibar davranmıştı. Dokunuşları ve öpüşleri sevmeyen bri adamın dokunuşları gibi değildi. Tabiki bu anlarımızı bölen vücudumda gördüğü morluk ve çürüklerdi. O an cevap vermemiştim lakin bunu konuşucaz demesi bu meseleyi ögrenceğinin habercisiydi.

 

muhtemelen erkenden çıkıp işe gitmişti. Üstümdeki çarşafı etrafıma sarıp banyoya doğru gittim saat 8'i çeyrek geçiyordu. Banyoda duş alıp günlük rutinlerimi hallettim ve çıktım.

 

Garip hissediyordum yeni doğmuş bir bebek gibi Yeni bir hayata aileye girmenin heycanı varken bir yandan da onları tanımadıģım için korku vardı.

 

Banyo havlusunu etrafıma sarıp kıyafet dolabına doğru ilerledim dolabı açtığımda bir tarafında benim kıyafetlerim diğer tarafta ise Asafın kıyafetleri vardı.

 

Aralarından beyaz bir elbise çıkarıp giydim saçlarımı da topladım ve bir başörtü taktım.

Makyaj yapmazdım özel günler dışında ki zaten makyaj malzemlerimin de olduğu pek söylenemezdi.

 

Yatağı düzeltirken kanlı çarşafı bir köşeye koydum. Saçma bir adetti ama Zinnet hanımın ne yapacağını kestiremiyordum. Etraftaki eşyaları ve dağnıklığı topladım.

 

Odanın Kapısının çalması ile kapıyı açtım karşımda ince kaşlarını çatmış Zinnet hanım vardı.

 

"Çarşafı veresin hele" dedi.

 

Odaya gidip çarşafı bıraktığım yerden alıp ona uzattım.

 

Aldıktan sonra hoşnutsuz bakışlar atıp gitti.

 

Odaya geri dönüp son kontrolleri yaptıktan sonra çıktım.

 

Merdivenlere doğru giderken karşıdan Asaf geliyordu. Ben aşağıdan inerken merdivenleri o yukarıdan çıkıyordu. Karşı karşıya gelince "yemekten sonra odada ol konuşmamız gereken şeyler var" dedi.

 

Başımı sallayarak olur dedim.

 

Yanımdan geçip yukarı çıktı aşağı indiğimde hizmetliler her şeyi hazırlamış durumdaydı. Masa oldukça büyüktü. Zerrin hanımın gelini Azra ise ayakta atıştırıyor bir yandan da görevler dağıtıyordu hizmetlilere.

 

"Ooo Yeni gelin günyadın" diyen sesine karşılık.

 

"Günyadın" dedim düz bir sesle.

 

"E görelim seni mutfakta zaten hizmetliler yetişemiyor her şeye bir el atarsın." Dedi üstün bir sesle.

 

"Olur yardım ederim" diyerek mutfağa girdim.

 

Mutfaktaki hizmetlilere selam verdim ve yardım etmeye başladım.

 

Bir süre sonra tüm ev ahalisi uyanmıştı. Ve masaya oturmaya başlamışlardı.

 

Mutfaktan çıkınca herkesin avluda kurulan yemek masasına kurulduğunu gördüm.

 

Asaf başta oturuyordu diğer başta ise halası oturuyordu. Aylin hanımın sağında Zinnet hanım vardı solunda ise Zinnet hanımın oğlu yanında eşi Arzu vardı Arzunun yanında Boran vardı. Zinnet hanımın yanında ise adını bilmediğim kız kardeşi Asafın üvey teyzesi oturuyordu. İkizler de yan yana oturmuştu.

 

Asıl dikkatimi çeken şey Asafın solunda Beril oturuyorken sağında ise Zinnet hanımın kızı Derin oturuyordu. 2 sandalye boştu biri Zilanın yanı iken diğeri Boranın yanıydı.

 

Dilanın yanına geçip oturunca tüm bakışlar bama döndü. "Yeni gelin de pek yavaş anca uyandın" diyen Zinnet hanımın kız kardeşi ile ona döndüm. Cevap vermedim zaten konuşan biri değildim.

 

"napıcak erken uyanıp Keje hanım evde 3 hizmetliyi boşuna mı tuttuk." Diyen Asafın sesi iĺe istemeden de olsa şaşırdım beni korumasını beklemiyordum.

 

Aylin hanımın "Sabah sabah tatsızlık çıkmasın kahvaltınızı edesiniz" dedi.

 

Zilan bana dönerek "hele şunlara bak abimin etrafını nasıl sarmışlar benden demesi yenge kocanı koru bunların göz göz değil."

 

Dilan çatalına batırdığı peyniri yerken "abim salak değil Zilan. Kime nası davranacağını bilir."

 

İkisi arasında konuşurken tabağımdaki domates dilmi ve peyniri dilimi ile bakışıyordum.

 

Çatal bıçak sesleri birbirine karıştı. Kasıklarımda hafif bir sızı vardı ve açıkçası pek iştahlı bir insan olduğum söylenemezdi.

 

"Beril sen kalk boş bir yere geç, Dilşa sende yanıma gel" diyen Asafın sesi ile şaşkın bakışlarım ona döndü benimle birlikte masadaki herkesin.

 

Beril sinirle bana döndükten sonra yumuşak bakışlar ile Asafa bakarak "sen nasıl istersen Emir ağam" dedi.

 

Ayağa kalkıp Boranın yanına geçti. Boran sinsi sırıtış ile olanlara bakıyordu eğlendiği bariz ortadaydı.

 

Donuk bakışlar ile yanına gidip Berilin az önce oturduğu yere oturdum önümdeki tabak hemen yenilendi. Asaf bana dönerek herkesın duyacağı şekilde "bundan sonra her daim solumda oturacaksın." Dedi.

 

Başımı olumlu anlamda salladım.

 

Herkes yine kahvaltıya geri döndü ama Berilin kötü bakışlarının üstümde olduğunu hissediyordum.

 

Asaf bana dönerek "Ağrın var mı?" Dedi benim duyacağım şekilde.

 

Başımı tabağımdan kaldırmadan "yok" dedim. Vardı ama söylemeye gerek yoktu bence.

 

Yemeğine tekrar döndü. Konağın kapısının açılması ile Asaf dışında herkes oraya döndü . Üstü başı dağılmış bir şekilde Asafın babası olduğunu bildiğim adam içeri girdi.

 

"Yine içmiş" dedi Dilan tiksinen bir sesle.

 

Zinnet hanım hemen kalkıp kocasına doğru gitti ve zar zor odasına dogru çıkarttı. Bu normal bir olay haline gelmiş olmali ki kimse şaşkınlık ile karşılamadı. Bir kaç lokma yedikten sonra yemeyi bıraktım.

 

Yavaş yavaş alışacaktım.

 

🙃🙃🙃

 

Odada oturmuş Asafı bekliyordum. Kapı açılınca kapıya döndüm Asaf gelmişti.

Gelip yanıma oturdu.

 

"Makyaj masası gelicek bu gün senin için odaya bir ihtiyacın olursa alırsın. Sana kendimden bahsedeyim sende ona göre ayarla kendini .İşten geç gelirim bazen erken belli olmaz. Düzeni severim eşyalarımın karıştırılmasından hoşlanmam. Benden izinsiz sakın bir şey yapmaya kalkma. Yalan söylemek gibi bir hata özellikle sakın deneme" dedi.

 

Soğuk bakışları ruhumu üşütüyordu.

 

"Dün akşam olan şey bir kerelikti. Çocuk yapmak gibi düşüncelere kapılma sakın."

 

Yutkundum. Sessiz kaldım bana bu öğretilmişti çünkü. Hiç bir zaman sesimi çıkarmayı becerememiştim.

 

"Anladın mı?"

 

Başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Bir lâl gibi davranmayı kes! Anladın mı?!"

 

"Anladım" dedim titrek bir sesle.

 

Dün akşamki adamdan eser kalmamıştı.

 

Beni asıl kişiliği ile tanıştırıyordu.

 

"Vücudundaki morlukların sebebi kim?"

Diyen sözleri ile bakışlarım ona döndü.

Sessiz kaldım.

 

"Bir soru sordum. Kim yaptı?"

 

Yutkundum ve cevap verdim kaçış yoktu "amcam" dedim.

 

"Hangi amcan ve neden yaptı."

 

"Şeref amcam beni dövmesi için bir nedene ihtiyacı yok" dedim sessizce akan yaşların arasında.

 

Sıktığı yumrukları ile başını ağır ağır sallayıp.

Kapıyı çarpıp çıktı odada tek başıma kaldım.

 

Göz yaşlarım bu anı bekliyormuş gibi akmaya başladılar.

 

🙃🙃🙃

 

Bej rengindeki makyaj masası gelmişti. Berzan da bir telefon getirip bana verip gitmişti. Son model pahalı bir telefon olduğu her halinden belliydi. Gül yengen ve Sultan teyzeyi arayıp konuşmuştum. Bahçeye çıkınca Zilan ve Boranı görüp onlarla konuşmuştum. Öğle yemeğinde Asaf yoktu Asaf ve babası dışında herkes masadaydı. Sessizce yemek yenmiş ve toplanmıştı.

 

Akşam yemeğinde de Asaf ve babası yoktu.

 

Gün içinde de hiç aramamıştı.

 

Akşam yemeğinden sonra herkes odalarına dağılmıştı. Bende odama girdim gri tonlarının hakim olduğu odaya bej rengi ile değiştirmiştim. Aslında günüm yarısı da bununla uğraşmak ile geçmişti.

 

Kütüphanesine doğru ilerledim kitaplar türlerine göre nizamlı bir sekilde düzenlenmişti. Kitapların arasından sırıtan aşk ve gurur kitabını aldım. Tek başına duruyordu çünkü tek aşk kitabı buydu. Diğer kitaplar daha çok itopik, klasik ve felsefik kitaplardı.

 

İlk sayfayı açtığımda

 

"aşka bir gün inanacağına inancım olan bir tanecik abime♡"

 

Zilann Z.

 

Yazısı ile karşı karşıya gelince yüzümde bir tebessüm oluştu. O yüzden sadece bu kitap vardı bunu da Asaf değil Zilan almıştı.

 

Tekli koltuğu balkon kapısının önüne çektim ve oturdum. Onu bekleyecktim o da gelirse.

 

Nasıl bir adam olduğunu bilmiyordum. Neyi sevdiğini neyi sevmediğini zamanla ögrebecketim belki birbirimizi sevmiyecektin lakin alışacaktık. Ben ona o da bana.

 

Belki de Asaf benim bu dünyadaki imtihanımdı.

 

Bilinmezdi. Tek bildiğim bir şey varsa o da merhamteli olduğuydu.

 

Kitabı açıp okumaya başladım aradan kaç saat geçti bilmiyorm ama saat 2 yi geçtiğine emindim.

 

Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu bir süre sonra karanlığa teslim oldum ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

Hayal meyal kapının açılma sesini duydum bana doğru yaklaşan adımlar vardı ama emin değilim uyku sersemliği ve yorgunluk her tarafımı sardığı için halim yoktu. Elimdeki kitabın ağırlığı birden yok oldu sanki, koltuktan yukarı havalandığımı hissettim sırtım yumuşak yatağa değince tüm kaslarım rahata erdiği için gevşedi. Üstüme belli belirsiz bir şeyin örtüldüğünü hissettim.

 

Kocaman ellerin saçlarımda gezindiğini, bunların arasından mırıltı şeklinde onun sesi duyuldu, Asafın.

 

"Aslında söylenecek çok şey vardı ve sessizlik de insanı huzursuz ediyordu. Elizabeth konuşmak için yanıp tutuşuyordu ama söylemek istediği her şey yasaklı gibiydi."

 

Aşk ve gurur kitabında altını defalarca çizdiğim alıntıyı fısıldadı.

 

Ya da bana öyle geldi.

 

Belkide hepsi beynimin oynadığı bir oyundu.

 

💕

 

Bölüm NASILDIĞĞ

 

UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR

ÖPÜWCÜKKK💋

Ig: aleynaasil0

Loading...
0%