Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@aleynaasil_

Yeni bölüme hoş geldiniz Umut çiçeklerimm🌸

 

OKUNMA SAYIMIZ HER GEÇEN GÜN AETIYOOOĞ BUNUN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİMM

 

Lütfen hayalet okuyculara sesleniyorum yıldızı parlatmayı unutmayın💙

 

Bolümü düzenlemeden atıyorum hatam varsa affola canlarm💕

 

11.BÖLÜM

 

◇ASAF◇

 

 

Mayışık bir halde beni saran sıcaklığa daha çok sığındım. Ellerim ile etrafını sardım. Neye sarıldığıma anlam veremedim. Gözlerimi yorgunlukla açınca Görüş alanıma Asafın yüzü girince beynim bir kaç dakika eror verdi. Siyah saç tutamları dağılmış uzun siyah kirpikleri gözlerini örtmüştü. Düzgün burnu ve masum yüzü ile yakışıklıydı. Hâlâ anlam veremiyordum Feyzullah ile evlenecekken Asafın bir anda hayatıma girmesi inanılmazdı. O ilkimdi daha önce erkek arkadaşım olmamıştı. Aşık olmamış sevmemiştim kimseyi.

 

Acaba farklı şartlarda tanışsaydık ona aşık olur sever miydim ya da o beni sever miydi?

 

Noluyordu be?! Ne düşünüyordum ben.

 

Asafın da hatrı sayılır kaslı kolları ile beni sardığını fark ettim. Resmen birbirmize yapışmış uyuyorduk. Bu içime tarifsiz hislerin dolmasına sebep oldu nedenini bilmiyordum ama şu an bu konumda huzurlu ve güvenli hissediyordum kendimi.

 

Muhtemelen gece geç gelmiş, koltuktan yatağa beni o taşımıştı.

 

Kolunu kendimden yavaşça ayırıp yataktan çıktım. Gece geç geldiği için yorgundur diye rahatsız etmek istemedim.

 

Ama bu gece ne yaptığını sormayacağım anlamına gelmiyordu.

 

Yataktan zor da olsa çıkınca kıyafet dolabından çiçekli bir elbise ve diğer ihtiyaçlarımı çıkarıp banyoya girdim. Günlük rutinlerimi hallettim. Açık ve nemli saçlarım ile odaya girdiğimde Asaf yeni uyanmış uyku mahmurluğu ile baygın bakışlar atıyordu etrafa. Bakışları bana döndü baştan aşağı beni süzdü.

 

"Günyadın" dedim kısık sesimle.

 

Birazcık çekiniyordum ondan açıkçası.

 

"Günaydın" dedi yeni uyandığından olsa gerek garip çıkan sesi ile.

 

Yataktan çıkıp bana döndü "saçlarını kurutmadan başörtünü takma. Bide hasta olman ile ugraşamam."

 

"Merak etme hasta olursam kendi kendime bakarım." Diye karşılık verdim.

 

Bu kadar sessiz ve korkak olmaktan nefret ediyordum. Bağıra çağıra tepkimi koymak isterdim bazı şeyler için.

 

Bana doğru adımlayıp üstüme doğru geldi. Geri geri adım attım o benim üstüme geldikçe.

 

En son duvar ile arasında kaldım. Yutkunarak bakışlarımı ona çevirdim.

 

"Hasta olmanı istemem karıcım, yeterince iş yokmuş gibi bir de sen başıma bela olma hasta olursan odanın bir köşesinde haftalarca iyleşmeyi beklersin. Bu evde gelipte senle iligilenecek pek kimse yok gibi ha?"

 

Kaşlarım çatıldı hastalanmaktan nefret ederdim. Ama bünyem zayıf olduğu için kolay hastalanırdım.

 

Yengem ne zaman hastalansam o halime aldırmadan ağır işler yaptırırdı.

 

7 yaşındayken yanlışlıkşa halısına kusmuştum bunun üzerine beni dövmüş "iyleşene kadar burdan çıkmayacaksın" diyerek bodruma atmıştı. Saatlerce ağlamıştım saatler sonra Sultan teyze beni çıkarmıştı. Hastalığım ilerlemiş ve 2 gün hastaneye yatırılmıştım.

 

O günde kimsem yoktu.

 

Sultan teyze gelip kontrol ediyor, yengemin acil konağa çağrması üzerine gidiyordu.

 

Acı bir tebessüm ile Asafa döndüm "Sorun yok, hep kendi başımın çaresine baktım. Yine bakarım."

 

Gözlerimin içine ve tebessümüme bir süre baktıktan sonra bir şey demeden banyoya girdi.

 

Ardından elimi kalbimin üzerine bastırıp derin bir nefes verdim. Gözlerimin dolmasına izin vermeden Odayı toplamaya koyuldum.

 

Odayı topladıktan sonra Asafa kıyafet çıkarttım beyaz gömlek ve kumaş pantolon çıkarıp yatağın üzerine bıraktım saçlarım o sürede kurumuştu başörtümü yaptım ve odadan çıktım.

 

Aşağı indiğimde telaşlı bir ortam ile karşı karşıya geldim adının Pınar olduğunu dün öğrendiğim kıza nedenini sorduğumda "akarabalar sizi görmeye gelicekler hanımım"demişti

 

Hanımım lafına halâ alışamamıştım. Aşiretin ağası Asaf olduğu için bana da hanımım diyolardı. Üstelik bana sadece Dilşa düşünebileceklerini söylediğim halde!

 

Başımı olumlu anlamda sallamıştım, Pınar ise işine geri dönmüştü.

 

Zinnet hanımın "Yeni gelin mutfaktaki işlere el atasında hanımlığını görelim" dedi alaycı bir sesle.

 

Başımı sallayıp mutfağa gittim. Kahvaltının hazırlanmasında yardım ettikten sonra ev ahalisi ile birlikte yemek masasına Asafın soluna oturdum. Asaf henüz gelmemişti. Boran erkenden okula gitmişti.

 

İkizler ise dershaneye gitmişti. Bu sene yine üniversite sınavına hazırlanıyolarmış. Bunu duyunca içimde ufak bir sızı oldu. 19 yaşındaydılar benim gibi ama ben 5 ay farkla onlardan büyüktüm. Geriye kalan aile üyeleri sofradaydı.

 

Beril Asafın solunda kurulmuştu yine. Derin ise hemen onun yanındaydı. Derin da ikizler ile neredeyse yaşıttı. Ağız kavgaları oluyordu sık sık aralarında.

 

Asafın merdivenlerden indiğini görünce bakışlarım ona kaydı. Çıkardığım takımı giymemişti bu beni her ne kadar üzzse de bir şey demeden bakışlarımı tabağıma çevirdim.

 

Gül yengem onu sevmeyi dene. Demişti ama ben nasıl sevilir bilmiyordum. Eşi olarak görevlerimi yapmaya çalısıyordum ama belliki bunu istemiyordu.

 

Her şeye rağmen ona karşı olan sorumluluklarımı yerine getirecektim.

 

Belki bir gün severdi beni, belki de o bana ögretirdi sevmeyi.

 

Hayal kurma Dilşa...

 

İç sesime aldırmadım. Bir ömür böyle geçmezdi ki.

 

Asaf yemek masasına gelip yerine oturdu.

Arzunun eşi Pawer yani Zinnet hanımın oğlu Asafa "Bu gün İstanbuldaki iş ortakları gelecek nerde ağırlayalım?" Diye sordu Asafa.

 

Bu soruyu sorması Arzu ve Zinnet hanımın sinirlenmesine neden olmuştu.

 

Asaf, Pawere dönerek "Bizim otelde özel bir yer ayarlayalım orda ağırlarız." Dedi düz bir sesle.

 

Zinnet hanım oğluna dönerek "Bunu sormana gerek var mıydı oğul, şirketin sahiplerindesın asıl sana sorulması gerek böyle şeyler" dedi.

 

"Son söz Emir ağanın ana" dedi o da hoşnut olmayan bir sesle.

 

Asaf çatalına batırdığı peyniri çiğnerken dudağının bir kenarı kıvrıldı.

 

Zinnet hanım sinirle kahvaltısını etti.

 

Canım hiç bir şey çekmiyordu hayatım boyunca hiç iştahlı bir kız olmamıştım az yerdim. Bazen de hiç yemezdim.

 

"Ee ne diyor?" Diye soru soran Asafa anlamaz bakışlar ile baktım kafamı tabağımdan kaldırıp.

 

"Ne, ne diyor?" Dedim.

 

"Bilmem Peynir ve zeytinle yarım saatir bakışıyorsun telepati yapıp iletişim kurduğunu düşünmüştüm."

 

"Aç değilim fazla." Dedim onun gibi düz çıkarmaya çalıştığım sesimle. Tekrar tabağımla bakışma seansına geçtim.

 

Bir süre yüzüme baktıktan sonra kahvaltısını bitirip kalktı.

 

Onunla beraber Pawer de kalktı. Pawer Arzuya dönüp "işe gidiyorum" dedi

 

Arzu Pawer ile birlikte kalktı.

 

Aylin hanımın "kızım sende kalkıp kocanı yolcu edesin" diyince bende kalktım.

 

Dış kapının önünde Pawer ve Arzu karşılıklı durmuş konusuyorlardı. Arzu bir şeylerden şikayet ediyor gibiydi.

 

Asafın gelmesi ile ona döndüm ceket giymis elinde bir kaç dosya ile gelmişti. Beni görünce tek kaşı havalandı yanında durdum. Biraz ilerimizde Arzu Paweri öperek yolcu etti bize kısa bir bakış attıktan sonra da gitti.

 

Asaf "Ne o öpüp yolcu etmeye mi geldin." Dedi.

 

"Seni öpeceğimi sana düşündüren ne Asaf" dedim.

 

Gözlerinden kısa bir şaşkınlık geçti ona ilk defa adı ile seslenmiştim.

 

Bir anlık cesaret ile ağzımdan çıkmıştı ama pişman değildim. Ona kırgındım.

 

Adam seni sevmiyor neden kırgınlığın ile ilgilensin.

 

Diyen iç sesime bu defa hak verdim.

 

"Karım olman?"

 

"Kocam bana en son eş olmadığımızı söyledi bu nedenle eşler gibi davranamayız birbirimize öyle değil mi?"

 

"Karım kocasının dediklerini dikkate alsaydı sabah kalkıp zahmet edip giyeceğim kıyafetleri hazırlamazdı." Dedi. Eğlendiği bariz ortadaydı.

 

Kaşlarım çatıldı ve yüzümde sinirden olan bir gülüş peyda oldu "Karısı düşünmüş hazırlamış Kocası her ne kadar istemese dahi karı kocalar ve bu bir gerçek hem giyse ne olacaktı" dedim sinirle.

 

"Karımda ne çok konuşuyormuş" diyince yutkunarak sustum.

 

Ucunu kaçırmıştım. Böyle konuşmaya hakkım yoktu.

 

"Hayırlı işler Allah kolaylık versin." Diyerek hızlıca uzaklaştım yanından.

 

Avluya gelince derin bir nefes verdim. Ne yapıcaktım bilmiyorum.

 

Zinnet hanım hizmetlilere emir yağdırıyordu. Beni görünce yüzündeki sinsi gülümsemesi ile konuştu "Dilşa tüm misafirler ile sen ilgikebecksın tatlılar, kurabiyeler her şeyi sen yapacaksın. Elini çabuk tutsan iyi edersin misafirler birazdan burada olur."

 

Dedikleri ile yutkundum.

 

"Ha bu arada kimse sana yardım etmeyecek" diyerek de tamamladı sözlerini oturarak bizi izleyen Berin, Derin ve Arzunun yüzündeki sırıtış ise asıl şimdi her şeyin başladığını gösteriyordu sanki.

 

Hadi bakalım Gazamız mübarek olsun.

 

🌸🌸🌸

 

Bölüm nasıldııı benim pek içime sinmedi

Kitap biraz ilerlesin bölümler düzenlenecek sahne eklemesi ve çıkarması yapılacak.

 

Bir dahaki bölüm Asafın ağzından olabilir. Bir diğer bölüm görüşmek üzeree💕

 

ÖPÜWCÜKK💋

 

Loading...
0%