@aleynaasil_
|
Yeni bölüme hoş geldiniz Umut çiçeklerimm🌸
Lütfen yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayınn♡
Bolümü düzenlemeden atıyorum hatam varsa affola keyifli okumalarr💙
13.BÖLÜM
◇KIRGINLIK◇
Sabah uyandığımda Asaf yanımda uyuyordu evliliğimizin 3 üncü günüydü onunla 3 gündür evliydim ve hâlâ oldukça şaşkındım aramızda dediği gibi sevgi yoktu ama birlikte yatıyorduk. Ona karşı olan sorumluluklarımı yerine getiriyordum. Arada bana çatıyordu ama onun dışında bir kötülüğünü görmemiştim.
Onu uyandırmadan yataktan çıktım sabah ezzanı okunuyordu. Banyoya girip abdest aldım abdest aldıktan sonra odaya geldim. Kendimle getirdiğim namaz kıyafetlerimi giyip seccademi serdim. Sabah namazını kıldım.
Farz ve sünnetlerimi kılınca dua etmeye başladım içimden Asafa ve kendime hayırlı bir evlilik olması için dua ettim.
Seccademi katlayıp yerine koydum ardından da namaz kıyafetlerini çıkarttım ve günlük elbiselerimden bir tane çıkarıp giydim tabi ki bunları yaparken de oldukça sessizdim.
Odadaki işlerim hallolunca odadan çıktım ev halkı daha uyanmamıştı mutfağa girdiğimde dün gece Asafa hazirladigim yemek ve atıştırmalıkların yenilmiş halde olduğunu görünce yüzümde bir gülümseme peyda oldu belki başkası yemişti o yememişte olabilirdi ama bu düşünceye rağmen yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım yediğini düşündüğüm yemeklerden kalanları toplamaya başladım ve kahvaltı için hazırlık yapmaya başladım. Bir tepsi börek ve poğça fırına attım hizmteliler gelince bana yardım ettiler el birliği ile kahvaltıyı hazır ettik.
Ev halkı yavaş yavaş uyanıyordu bu gün Pazar olduğu için herkes evdeydi. Zilan mutfağa girip "Günhaydın of burnuma nasıl güzel kokular geliyor " dedi cıvıl cıvıl bir neşe ile.
Dediklerine gülümsedim.
Pınar, Zilana hitaben "valla Dilşah hanımağam sabah erkenden kalkıp döktürmüş." Dedi.
Zilan yanıma gelerek "yengem bee bide en sevdiğimiz börekten yapmışsın Boran var ya mutluluktan havaya uçuccak" dedi.
"Günaydın Afiyetle yersiniz ev halkı kahvaltıya toplansın"
"O vakit ben gidip Boranı uyandırayım" diyip hoplaya zıplaya çıktı.
Arkasından gülerek "deli kız" dedim.
Kahvaltı masası kurulmuş aile üyeleri bir bir oturuyorlardı. Asaf daha gelmemişti solundaki sandalyeye oturup onu beklemeye başladım. Sağına Boran oturmuştu oturuken de "bu iyliğimi unutma yengem" demişti kaşları ile annesinin yanında oturan Berili işaret ederek. Yanıma Zilan oturmuştu Zilanın karşısında yani Boranın yanında ise Dilan vardı. Diğer aile üyeleri de dizilmişti lakin Aylin hanım bu defa başa oturmamıştı Asafın karşısındaki sandaleye boştu.
Asaf merdivenlerden ağır ağır inmeye başladı üstünde siyah tişört altında ise siyah kumaş pantolunu vardı siyah saçları kendi halinde dağılmıştı sakin adımlar ile kahvaltı masasındaki yerine oturdu ardından ise babası göründü Şahin ağa onu gördüğüm sarhoş ve yıpranmış haline oranla bu gün düzenli giyinmişti.
Asaf yerine oturup kahvaltıya başladı o başlayınca Zilan, Dilan ve Boran da başladılar kahvaltı etmeye babalarının gelmesini beklemeden. diğer aile üyeleri Şahin ağanın gelmesini bekledi. Asaf bana dönerek "Kahvaltını yap" dedi.
Dediklerine olumluca başımı sallayıp böreğimden bir dilim alıp yemeye başladım.
O esnada Şahin ağa gelip oturmuştu "Ne kadar saygı dolu bir aile ben gelmeden başlamamışsınız" diyerek bize bakıp atıfta bulundu. Ne Zilan ne Dilan ve Boran ne de Asaf onu umursamadan kahvaltılarına devam etti.
Boran bana dönerek "of mükkemmel yapmışsın böreği yengem ya" diyerek tabağına biraz daha börek koydu.
Sabahtan beri iştiahla börek yiyen Asaf şaşkınlık ile bana döndü ama bu çok kısa sürdü.
"Pek güzel olmuş Dilşa kızım dün akrabalar için yaptığın tatlı ve kurabiyeler de pek güzeldi kadınlar pek övdü." Diyerek konuştu Aylin hanım.
"Teşekkür ederim." Dedim.
"Ne abarattınız alt tarafı bir börek" diyen tabiki de Berildi.
Dilan "doğru düzgün yemek yapmayı bilmeyen birine göre fazla iddalı konuşuyorsun" diyerek dilindeki zehri yine akıttı. Bunu yaparken oldukça umursamazdı çatalındaki böreği yerken söylüyordu göz teması kurma tenezzülünde dahi bulunmadı.
Beril sessiz kaldı o da çok iyi biliyor olmalıydı ki Dilan onu dilindeki zehir ile öldürürdü.
Şahin ağanın "kesin artık sesinizi!" Diye bağırması ile irkildim. Asafın bakışları bana döndü. Kahvaltısına geri dönerken elini masanın üzerindeki elimin üstüne bırakıp okşadı. İçimin mum gibi eridiğini hissettim. Korkmamam gerektiğini teşkil ediyordu sanki.
Asafın umursamazlığı çıldırtıcıydı babasını görmezden geliyor hiç bir şekilde muhattap olmuyordu.
"Ne zamandan beri evin babası sofraya oturmadan yemeğe başlanır oldu!" Diye bağırmaya devam etti Zilan mırıldanarak "belli oldu derdi." Dedi
Boran umursamazca tabağındaki yemekler ile oynayarak konuştu "Ayık olmadığın bir zamanda olmuştur." Dedi ve kafasını kaldırıp boş bakıslar ile babasına baktı "bilirsın seni ayık bulmak çölde su bulmaktan daha zor."
"Terbiyesiz! Ben sizin babanızım!"
Dilan elindeki çatalı sertçe bıraktı sakin bir sesle "Bize babalık yapan adam yemeğe başladı biz de başladık."
Daha sonra sesinin tonunu yükseltti "Eğer Babalık yapsaydın senin gelmeni beklerdik ama sen hayatın boyunca hiç bir şeyi beceremediğin gibi bunu da beceremiyorsun!" Dedi ateş çıkan gözler ile babasına bakarak.
"Sen babanla nasıl böyle konuşursun" diye cırlayan Zinnet hanımdan başkası değildi.
Şahin ağanın bir anda kalkıp Dilana doğru ilerleyerek "sen benimle nasıl konuşursun" demesi ile Boran ve Asaf ayaklandı elimin üstündeki sıcaklığı kayboldu Asaf "SAKIN!" diye yeri göğü inleten sesi ile bağırdı. Sabahtan beri hüküm süren sükutu sona ermişti. "SAKIN KARDEŞİME DOKUNMAK GİBİ BİR ŞEY AKLINDAN GEÇİRME"
Masadaki her kes ayaklanmış ikiliyi izliyordu. Ne zaman geldiğini bilmediğim Berzan bir köşede durmuş olanlara bakıyordu.
Şahin ağa bir şey diyeccekken Zilanın kısık bir şekilde zorlukla "Abi" demesi ile ona döndüm eliyle kalbinin olduğu kısmı tutmuş nefes almakta zorluk çekiyor gibiydi benim dışımda fark eden yoktu korku ile Zilana döndüm "Asaf! Zilan" dedim. Asafın bakışları bana döndü hızlı adımlar ile Zilanın yanına geldi o esnada Dilan korku ile "Zilan" diye fısıldadı. Asaf, Zilanın sandalyesinin yanına çöktü "Zilanım abim sakin ol abicim" diyerek saçlarını okşadı cebinden bir ilaç çıkardı "su ver" diyen sesi ile masadaki bir bardak suyu uzattım Zilanın ağzına ilacı verip suyu içirdi . Zilan hızlı nefesler alıp veriyordu başı abisinin omzundaydı "bir şey yok abicim" diyerek yatıştırıcı sözler söylüyordu kulağına alnına ve saçlarına öpücükler konduruyordu.
Bu manzara içimi ısıttı kardeşlerini çok seviyordu.
Dilan ve Boran korku ile Zilana bakıyordu. Dilanın yüzündeki ciddiyet dağılmış yerini korku almıştı. Diğer aile üyeleri de bakıyordu. Aylin hanımın yüzünde korku vardı o da hemen kalkmış Zilanın yanına gelmişti.
Kalbim ağzımda atıyordu oldukça korkmuştum.
Asaf Zilanı kucağına alıp merdivenlere doğru adımladı. Dilan abisinin arkasından gidecekken babası ile karşı karşıya geldi "sebep olduğun şeyler için Mutlu musun?" Diyip merdivenlere adımlamıştı arkasından da Boran bende gidecekken Zinnet hanımın "hizmetlilere yardım et sen" diyen sesi ile durdum.
Sen Dilana girmiş olacakki sinirle arkasını dönüp "Yenge sende gel, hizmetlileri çok düşünüyorsa o ve kızı yardım etsin" dedi.
Bu kızın açıksözlülüğünd hayrandım oldukça cesurdu.
Başıımı sallayıp yanına gittim.
Zilanın odasına gittiğimizde Asaf ve Zilan karşılıklı konuşuyordu.
"İyyim abi valla bir şeyim yok...sadece korktum yine aynı şeylerin yaşanmasından"
Asaf kardeşinin başını alıp göğsüne bastırdı "Sana söz verdim ya güzelim bir daha olmayacak öyle bir şey çok korkuttun beni"
"Biraz daha başımı tutarsan boğulucam" dedi boğul bir sesle gülerek. Yavaşça kardeşini kendinden ayırdı.
Kapı önünde onları izliyorduk.
Zilan bizi fark edince "gelsenize içeri" dedi.
Dilan hızla içeri girip Zilana sıkıca sarıldı ardından da Boran. Tebessüm ederek izledim onları. Asafa döndüğümde bakışları bendeydi. Bakışlarımı ondan kaçırdım.
Zilan abisine dönerek"Abi anannemlere gidelimmi bu gün ama yengem de gelsin"dedi
Asaf hepimize göz gezdirip "gidin bakalım ben sizi bırakırım."
"Of keşke hep anannemlerde kalsak" diye mızmızlanan Boran.
"Zaten her okul çıkışı oraya gidiyorsun Dilşa geldiğinden beri eve geliyorsun gözümden kaçmadı değil." Diye mırıldandı Dilan
"Evli olan Emir Asaf Zahiri görmek, Irmak ile kavga etmekten daha cazip bu aralar" demesi ile Asafın ters bakışları ona döndü.
"Tamam abi ya demedik bir şey" demesi ile Asaf dışında herkes güldü.
Burada 3 üncü günün ve anladığım bir şey varsa o da Asafın, Dilan,Zilan ve Boranın bu evde yalnız olduğuydu. Tek sevenleri bu ailede sadece Aylin hanımdı ama onun da bir tarafı Şahin ağayı bırakamıyordu.
Asafı baba gibi görüyorlardı. Çünkü babaları var ama yoktu.
😌😌😌
Odada hazırlanıyordum Şilan hanımlara gitmek için üstüme kahverengi sıfır kollu bir elbise altına da bej rengi bir kazak giyip ona uygun başörtüsü taktım.

(Kombin buu)
Hazır olunca dudağıma nemlendirici ve yüzüme de güneş kremi sürdüm içeriye Asaf girdi makyaj masasının aynasından göz göze geldik gözlerimi gözlerinden çekip yüzümdeki kremi yüzüme iyice yedirdim.
"Bir daha benim için bir şeyler hazırlama, gerek yok." Dedi tok bir sesle yatağın üstünde oturmuştu.
"Açsındır diye düşündüm o yüzden hem sen yememişmiydin demekki açmışsın" dedim.
"Aç olup olmamam önemli değil gerek yok böyle şeyler yapmana"
Çatık kaşlar ile ona döndüm "Ben anlamıyorum seni! Bana diyorsun ki bana karşı eşlik görevini yapacaksın ve bende sana karşı olan eşlik görevimi yapıyorum ama bunun sonucunda karşıma geçmiş yapma diyorsun ne yapayım ben söyle!"
En az benim kadar sinirli gözler ile bana döndü ayağa kalkarak "YAPMA! HİÇ BİR ŞEY YAPMA BENİM İÇİN SANA EŞLİK GÖREVİNİ YAP DEDİM BENİ DÜŞÜN DEMEDİM BEN SANA EŞ OLMAK İSTEMEDİĞİME GÖRE SENİN DE YAPACAK BİR EŞLİK GÖREVİN YOK!"
bağıran sesi ile irkildim gözlerimin dolmaması için kendimi oldukça zorluyordum sakin adımlar ile yürüyüp tam karşısında durdum lanet olsun ki gözlerim dolmuştu ama almalarına izin vermeyecektim aramızda bir adımlık mesafe vardı "sen iste ya da isteme biz evliyiz er ya da geç alışıcaz birbirimize belki sevmiycez ama alışıcaz. Ve ben sana karşı olan görevlerimi yerine getirmeye devam edicem çünkü benim hayatım artık bu"
Aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapattı mayhoş kokusu etrafımı sarmıştı çatık kaşlar ile yüzüme baktı "Söylesene Dilşa Zahir her şeyi ayaklar altına alıp seni istemeyen bir adamın mahkumiyetinde olmak acınası hissetirmiyor mu?"
Acımasız sözleri bir ok gibi kalbimi delip geçmişti. Ben mecburdum yapacak başka bir şeyim yoktu evleneceğimiz gün bana eğer zarar görüyorsam kurtarabileceğini söylemişti lakin bunları yengem duymuş ve amacama söylemişti amcam ise anannem ve dedem ile tehdit etmişti 'mahvederim seni demişti o iki yaşlıya yapmadığımı bırakmam seni de rezil ederim böyle bir şeye kalkışırsan" demişti. Yapamazdım kendime itraf edemesem de Şeref ağadan korkuyordum çocukluğumun kabusuydu.
Acımasız sözlerine devam etti kanatmaya kararlıydı bu gün "Sen benim gözümde acınacak bir halde olan kadından başka bir şey değilsin sakın dışarda sana olan davranışlarıma aldanma! Burada umutsuzluğa mahkumsun Dilşa Zahir." Önce sağ gözümden daha sonra da sol gözümden yaşlar boşalmaya başladı. Bakışlarını yüzümde gezdirip kapıyı çarpıp çıktı.
Yatağın ucuna oturup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Canım neden bu denli yanmıştı ki sevmiyordu bunu başta da söylemiş kabullenmiştim bir kaç güzel davranışına mı kanmıştım. İğrenç hissediyordum. Hayatımda hiç bir şey yolunda gitmiyordu.
Mutsuz bir evliliğin esiri olmuştum.
Biraz sakinleşince banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım gözlerim kızarmıştı. Yüzümü kurulayıp odaya girdim kapımın çalınması ile gir komutunu verdim Zilan Ve Dilan kapıda durmuş bana bakıyordu arkam onlara dönüktü "hadi yenge gidiyoruz " dediler başımı olumsuz anlamda sallayıp "Siz gidin kızlar midem biraz rahatsızlandı evde dinleneyim ben biraz" dedim.
"Saçmalama yenge gel" diyen Zilan elimi çekip beni kendine döndürdü.
Dilan bana bakarak "sen ağladın mı?" Dedi.
"Önemli bir şey yok." Dedim.
"Emin misin çok kötüysen abim hastaneye götürsün." Dedi Dilan.
"Gerek yok." Dedim tebessüm ederek.
"Hadi hadi gidiyoruz itraz istemiyorum" dedi Zilan "sende geleceksin Ceylan yengemle tanışmalısın" diyerek kollarımdan tutup aşağı doğru götürmeye başladılar.
Konağın önündeki Asafın arabasının önünde gelince durduk Asaf, Berzan ve Boran arabanın önünde konuşuyorlardı.
Bizi fark edince bakışları bize döndü Zilan abisine doğru "Abi yengemin midesi herhalde rahatsızlanmış yol üstü eczaneden bir mide ilacı alalım ya da sen hastaneye bir götür gelmek istemiyordu zorla çıkardım " diyen sözlerine "Hayır! Gerek yok hem geçti iyyim" diyerek atladım.
"Seni ağlatacak kadar rahatsız etmiş yenge" dedi.
Asafın gözlerine baktım o da bana bakıyordu zaten ne zaman ona baksam bana bakıyordu.
Bakmasın sevmiyorsa niye bakıyor
Sende sevmiyorsun niye bakıyorsun?
Diyen iç sesimi susturdum.
"Rahatsız etti ve geçti gerek yok" dedim bu defa da Dilana dönüp gülümsedim "Teşekkür ederim"
"Hadi o zaman gidelim" dedi Dilan.
Arabanın arka koltuğuna geçtim. Ardımdan da Dilan ve Zilan öne de Boran oturnuştu.
Zilan "yenge sen niye öne oturmadın kocanın yanına"
Kocam batsın!
"Canım istemedi." Diyerek kısa kestım daha da yol boyunca hiç konuşmadım Dilan, Zilan ve Boran kendi aralarında konuşuyor sohbete dahil etmeye çalışıyorlardı ama hiç keyfim olmadığı için dahil olmadım zaten ortamlarda sessiz kalmaya alıştığım için sessizlik konuşmaktan daha cazip geliyordu.
Yol boyunca o da çok konuşmadı. Dilanın bakışları ikimizin arasında gidip geliyordu.
Araba durunca indik konağa gelmiştik en az Zahir konağı kadar görkemliydi konak dışardan.
Asaf "akşam gelip alırım sizi" dedi Dilana hitaben Dilan dediklerine "tamam abi" dedi.
Bakışları bana döndü gözlerimde oyalandı bir süre daha sonra önüne dönüp tozu dumana katarak gitti.
Ona olan kırgın olmaya hakkım dahi yoktu.
Ben kimdim ki?
🧚♀️🧚♀️🧚♀️
Bölüm Nasıldııığ
BİN OKUNMAYA ULAŞTIK HERKESE TEŞEKKÜR EDERİMMM
Bir dahaki bölüm görüşmek üzereee Bol bol yorum yapııığnn
ÖPTÜWMM💋 Ig: aleynaasil0
|
0% |