Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@aleynaasil_

Bölüme hoş geldiniz Umut çiçeklerimm🌸

 

Yıldıza basıp yorum yapmayı unutmayın düzenlemeden atıyorum hatam varsa affola keyifli okumalarr♡

 

 

15.BÖLÜM

 

 

◇ENDİŞE◇

 

1.HAFTA SONRA:

 

Bir haftadır Dilşa ve Asafın arası düzelmemişti. Dilşa ona eşlik görevini yapıyordu ama tribinden de ödün vermiyordu olabildiğince az göz teması kuruyor az konuşuyordu Asafla. Sabah işe uğurluyor akşam geleceği saate kapıda karşılıyordu banyoya girerken kıyafetlerini hazırlıyordu Asaf ilk başlarda çıkardığı kıyafetleri giymese de sonradan pes etmiş Dilşanın çıkardığı kıyafetleri giymeye başlamıştı arada giyiyor arada giymiyordu. Yemeğine özen gösteriyor Asafın her şeyi ile ilgileniyordu. Bu 1 haftada Dilan ve Zilanın deneme sınavları olduğu için eve geç geliyorlardı. Boran da Şilan hanımlara gidiyordu okul çıkışı.

 

Zinnet, kızı Deren ve arada gelen Beril ile baş başa kalan Dilşa oldukça yoruluyordu. Her gün tüm evi baştan sona temizletiyordu Zinnet hanım, Dilşanın temizlediği yerlere bahane bulup tekrar temizletiyordu. Yemek ile Dilşa ilgileniyordu bu duruma evin hizmetlisi olan Pınar ve diğerleri çok üzülüyordu. Dilşa bu bir haftada oldukça zayıflamış rengi solmuştu.

 

Asafa, amcasının evine Gül yengesı ve Sultan teyzesi için müsait bir gun de gitmek için izin istediğinde Asaf sertçe reddetmiş 'dayak yediğin eve adım atmayacaksın' demişti. Dilşa bu sözler karşısında bir şey dememişti ama bu sözler kalbine acı ile işlenmişti.

 

Akşam olunca da akşam yemeğine oturuyor daha sonra odasına çıkıp yatağına girip yorgunluktan hemen uyuyordu.

 

Elindeki sarı bez ile mutfaktaki masayı siliyordu. Başı oldukça dönüyordu ve üşüdüğünü hissediyordu üstünde bir kırgınlık vardı bezi silen eli titriyordu. Dilşanın bu halini gören Pınar hemen yanına gelip elindeki bezi çekti "Dilşa Hanımım gidip odanıza dinlenin sabahtan beri iyi gözükmüyorsunuz. Merak etmeyin Zinnet hanımlar Beril hanımlara gitti geç gelirler. Daha fazla yormayın kendiniz bu 1 haftadır mahvoldunuz" dedi. Dilşahı çok sevmişti bu kadar kısa sürede Allah var çok iyi kızdı ağa karısı olmasına rağmen zerre kibir yoktu kalbinde.

 

"Teşekkür ederim Pınar başım dönüyor, biraz dinlenip gelirim."

 

"Gerek yok hanımım Dinlenin siz" dedi güler yüzle.

 

"Çok sağol Pınar" diyerek odasına adımladı merdivenleri yavaş yavaş çıkıyordu çünkü başı çok dönüyordu merdivenleri çıkıp odasına doğru ilerledi kapıyı açıp başörtüsünü ve saçını açarak yatağa girdi direk yorganı kafasına kadar çekti ve uyudu.

 

Asaf arabasının içinde Dilşadan nasıl özür dileyeceğini düşünüyordu 1 haftadır Dilşa yüzüne bakmıyor gerekmedikçe konuşmuyordu bu durum artık oldukça canını sıkmaya başlamıştı.

 

"Ne var oğlum alt tarafı özür dileyeceksin" dedi kendi kendine. Hayatı boyunca kolay kolay kimseden özür dilememişti Dilşadan da nasıl özür dileyeceğini bilmiyordu. Derin bir nefes verip arabadan indi konağın kapısına gelince Kapının önündeki koruma olan Salih kapıyı açacakken elini kaldırarak durdurdu. "Ben açarım" dedi her zamanki sesi ile.

 

İçinde ufak heycan kırıntıları kol geziyordu kapıyı açınca Dilşahın narin adımlar ile yanına geldiğini görecek aç mısın sorusuna cevap verecekti.

 

Kapıyı açtığında avluda kimseyi göremedi. Evin hizmetlilerinden Sibelin hızla yanına gelmesine rağmen gözü etrafta Dilşahı arıyordu bu 1 haftadır onu karşılamasına o kadar çok alışmıştı ki konağın kapısından girip onu göremeyince içinde bir boşluk oluşmuştu bu gün akşam önemli bir toplantısı vardı lakin o Dilşahın onun bu saatlerde geleceğini düşünüp bekleyeceğini düşündüğü için bir bahane ile şireketten çıkmış Berzana akşamki toplantı için geleceğini söylemişti.

 

Sibelin, "Hoş geldiniz ağam" demesine Asaf sadece baş salladı.

 

"Dilşa nerde mutfakta mı? "

 

"Yok ağam Dilşa hanım kaç saatir odasında."

 

"Kaç saatir odasında mı"

 

"Evet ağam odasından pek çıkmadı."

 

Bir şey demeden merdivenlerden çıkıp en üst katta olan odasının önünde durdu. Kapıyı bir kez çaldı bir süre ses gelmeyince ise açtı.

 

Yatakta yorganı kafasına kadar çeken kadına yavaş adımlar ile ilerledi. Yanına gelince yorganı kafasından sakince çekti Dilşa ter içinde kalmış yanakları kızarmış bir vaziyette halsizce yatıyordu. Asaf endişeyle elini alnına koyunca ateşinin olduğunu fark etti "yanıyorsun sen" diye endişe ile mırıldanıp yorganı hemen üstünden kaldırıp köşeye attı. Dilşa yorganın üstünden alınması ile "üşüyorum" diyerek mırıldandı.

 

Asaf, Dilşanın sırtına destek vererek kaldırdı "ateşin var Dilşa" dedi. Ilık bir duş aldırmak için Dilşanın üstündeki elbisenin fermuarını açıp aceleyle çıkardı. Dilşa huysuzca mırıldanıyordu "iyyim ben bir şeyim yok"

 

"Ya aynen bir şeyin yok ateşeler içinde yanıyorsun" diyen Asaf sesindeki endişeden hiç bir şey kaybetmemişti.

 

Üstünde sadece iç çamaşırları ile kalan Dilşahı kucağına aldı. Banyoya adımlarken Dilşa gömleğine öğürüp kustu Dilşa korku ile Asafa dönüp "özür dilerim istemeden oldu, özür dilerim, özür dilerim" kelimelerini tekrar etmesi ile Asaf Dilşaha dönüp "önemli değil" dedi Dilşahın üzerine kusması zerre umurunda değildi ilginç bir şekilde tiksinmemiştide.

 

"Vuracak mısın bana?" Diyen Dilşa ile adımları bu defa çivi gibi yere çakıldı banyonun ortasında Dilşaha bakışları döndüğünde dolan gözleriyle Asafa bakıyordu Asaf başını iki yana salladı "Ben sana vurmam Dilşa" dedi. Bunu yapmazdı ki neydi Dilşaha bunh düşündüren çok mu kötü davranmıştı o yüzden mi böyle düşünmüştü bu düşünce sertçe yutkunmasına neden oldu.

 

"B-bodruma da kapatmıyacaksın değil mi?" Dedi titreyen sesi ile.

 

Dilşahı sakince lavabonun üzerine bıraktı üstündeki gömleği sertçe çıkarıp köşeye fırlattı "bu bez parçası yüzünden sana niye vurup bodruma kapatayım Dilşah" dedi sinirle.

 

Dilşa transa girmiş gibi "özür dilerim" kelimelerini tekrar ediyordu tekrar kusacağını anlayınca lavabonun üstünden kalktı Asaf olacakları anlayınca lavabonun kapağını açtı Dilşa öğürürken saçlarını topluyordu ne olduğuna anlam verememişti bir kusmuk lekesi için bu kadar çok özür dilemesi sinirini bozmuştu.

 

Dilşa midesinde ne varsa çıkarmış halsizce kendini Asafın kollarına bırakmıştı. Asaf saçlarının üstünden yumuşakça öptükten sonra kucağına alıp duşakabine girdi. Suyu ayarlayıp açınca Dilşahı ayaklarının üstüne dikkatlice bıraktı. Üstüne düşen su damlaları ile Dilşa irkilerek Asafa sıkıca tutundu "üşüyorum" diyerek mırıldandı Asafa daha sıkı tutundu Asaf da Dilşa ile birlikte ıslanmıştı kocaman avcunu Dilşanın halsiz bakan yüzüne yasladı.

 

Dilşa kocaman ela gözlerini Asafa kaldırıp "kızdın mı üstüne kustum" dedi ağlamaklı bir sesle.

 

Asaf kaşlarını çatarak " Neden kızayım Dilşa canın sağolsun yeni bir tane alırım gömlekten bir gömlek için ne sana vurur ne de bodruma kapatırım hem bodruma kalatmak da nerden çıktı sen yeter ki iyi ol." Dedi yumuşak sesi ile Dilşahın elalarına bakarak.

 

"Özür dilerim" demesiyle Asaf Dilşahı kendine çekip sarıldı. Dilşa halsizce üşüyorum diye mırıldanıyordu Asaf yeterince ılık suyun altına kaldığına kanaat getirince gözlerini vücuduna değdirmeden iç çamaşırlarını çıkardı daha sonra havluya sarıp yine kucağına aldı.

 

Bakışları havluya sarınmış kucağında ki karısına kayınca soluk yüzü ile derin bir nefes verdi Yüzünün rengi solmuş dudakları kurumuş gözleri kapalı bir şeyler mırıldanarak Asafın kucağına zayıf bedeni ile sokuluyordu.

 

Karısını kucağına aldığındaki hafifliği ise Asafın canını sıkan başka bir durumdu.

 

Yatağın üstüne Dilşahı yatırıp Dolaptan kısa kollu bol bir tişörtünü çıkarttı Dilşaha giydirmek için altına da eşofman çıkarıp Dilşaha doğru ilerledi havluya sarınmış 'üşüyorum' diye halâ mırıldanan karısını bir bebek hassasiyetinde giydirdi.

 

Dilşa baş ağrısı ve mide bulantısı ile halsizce Asafın onu giydirmesini izliyordu. Açıkçası o da Asafın onunla bu denli ilgilenmesini beklemiyordu gömleğine kustuğu için ona kızacağını düşünmüştü o an yengesinin halıya kustuğu zaman yaptıkları beynine nüfus etmiş onu korkutmuştu. Hasta olursan sana kimse bakmaz diyen Asafın onu şu an bir bebekmiş gibi hassasiyet ile giydirmesi ise kalbine farklı hisler dolduruyordu. Karşısında çıplak durmasına rağmen Asafın gözlerini vücuduna değdirmemesi ise Dilşahı kendinden geçiren başka bir detaydı.

 

Ateşi olduğundan dolayı kızaran yanaklarıyla ona bakan Dilşaha döndü Asaf oldukça tatlı gözüküyordu bu yanaklar ile Dilşahın yorgun bakıslar ile onu izlediğini gördü. Tişörtü kafasından geçirip "nasıl hissediyorsun" diye sordu.

 

"Yorgun" dedı Dilşa kısık bir sesle.

 

İç çamaşırını ve eşofmanını da giydirince "saçlarını kurutmazsan tabi hastalanırsın hastaneye gidiyoruz" diye söylendi.

 

Dilşa dediklerine fazla odaklanamıyordu üstünde bir kırgınlık vardı her bir eklemi ağrıyordu "istemiyorm hastaneye gitmek gitmeyelim lütfen" Asaf dediklerine derin bir soluk verdi elindeki kurutma makinası ile saclarını kurutmaya başladı.

 

Dilsa Saçlarının arasında geçen koca parmaklar ile mayışmış yorgun gözlerini kapatmamak için zor duruyordu. Daha fazla dayanamamış gözleri kapanmıştı başı yana düşücekken yüzünü sıcak bir avuç tutmuştu.

 

Asaf Dilşahı yatağa yatırdıktan sonra kurutma makinesini yerine bırakıp ateş ölçeri Dilşanın koltuk altına koydu. Ateşi olduğu için Dilşanın üstüne bir şey örtmedi seri hareketler ile altındaki ıslak parçaları çıkarıp gri eşofman ve siyah tişörtünü giydi.

 

Odadan çıkıp merdivenlerden aşağı doğru "Pınar! Ateş düşürücü ilaç getir!" Diye evi inletircesine bağırıp odaya geri döndü.

 

Koltuk altından ateş ölçeri çıkarıp bakınca Dilşanın ateşinin 39 derece olduğunu gördü. Endişesi ikiye katlandı.

 

Odaya kapıyı çaldıktan sonra aceleyle ikizler girdi "abi yengemin nesi var?" Diye sorarak endişe ile Dilşaha baktılar.

 

"Ateşi var az önce de kustu" dedi endişeli sesi ile.

 

"Bence hemen hastaneye götür abi ne diye bekliyorsun." Diyerek konuştu Dilan endişeli gözler ile Dilşaha bakarak ilk başlarda mesafeli olsada o da Dilşahı sevmişti.

 

"İstemiyor hastaneye gitmek"

 

"Abi yengem istemiyor olabilir götür. Zaten kendinde değil." Dedi Zilan.

 

Asaf dediklerini başını olumlu anlamda sallayıp Kıyafet dolabına ilerledi elinde ilaç ve su ile giren Pınara, Asaf"hastaneye gidiyoruz adamlara soyle arabamı hazırlasınlar Pınar" dedi.

 

Pınar bir şey demeden çıktı Asaf dolaptan kendisine ait olan bol bir sweeti alıp Dilşanın yanına geldi ikizlerin yardımı ile giydirdi. Saçını arkadan minik bir topuz yapıp hırkanın şapkasını kafasına taktılar Dilşah kapalıydı ve bu halde başörtüsünu yapamayacağı için Asaf böyle bir şey düşünmüştü.

 

Huysuzca kendi halinde mırıldanıp kendinde olmadığı belli olan Dilşahı kucağına aldı. Her ne kadar ikizlere evde kalın dese de inat etmiş onlarda arabaya binmişlerdi.

 

Yol boyunca bir türlü ön koltukta yanında oturan Dilşanın düşmeyen ateşini kontrol etmişti Asaf.

 

Hastanenin önüne gelince Dilşahı kucağına almış acil kısmına ilerlemişti gelmeden önce kuzeni Metini aramış durumu anlatmıştı Metin acil kısmında onları karşılayıp Dilşahı bir sedyeye yerleştirdi. Metin gerekli kontrolleri yaparken bir yandan da Asafla konuşuyordu.

 

"Ne zamandır ateşi var Emir"

 

"Bilmiyorm eve geldiğimde halsizce yatıyordu yüksek ateşle"

 

"Başka sadece ateşi mi var."

 

"Kustu halsiz hissediyorum falan dedi"

 

"Tamam endişelenme ateş düşürücü serum takarız yenge kendine gelsin nesi olduğunu sorar ona göre teşhis koyarız."

 

"Tamam kardeşim sağol"

 

"Görevim bu Emir" dedi.

 

Asaf ayakta Dilşanın sağ elini tutarak Metin ve yanında ki hemşirenin Dilşanın elinin tersine damar yolu açmasını izledi. Dilşanın acı ile elini sıkması ile elini okşadı "Bir şey yok" diyerek fısıldadı. Metin serumu takıp gitmişti.

 

Dilşahın yanında oturmuş ayılmasını bekliyordu ikizler bir kere gelip kontrol etmiş dışarıda olacaklarını söyleyip gitmişlerdi.

 

Asaf sedyedeki karısına baktı zayıflamıştı ilk geldiğinde zaten zayıftı ama daha çok çökmüştü. Bu gün kustuğu için söylediği kelimeler de aklından silinmiyordu.

 

Yarım saat sonra Dilşahın kıpırdanması ile bakışları Dilşaha döndü

 

"Asaf" diyerek kısı sesle seslendi Dilşah

 

"Burdayım, yanındayım" diye karşılık verdi Dilşa Asafa dönerek "hastanede miyiz?"

 

"Evet ateşin çok vardı evde düşmeyince hastaneye getirdim."

 

"Hani hastalanırsam bakmayacaktın" diye sordu Dilşa alayla.

 

"Ben bakmadım ki doktor baktı."

 

"Ne yani bizim odamızdaki banyoda bana ılık duş aldıran, kıyafetlerimi giydiren doktor muydu" diye masumca konuşan Dilşaha Asaf dudaklarının kenarı kıvrılarak bakıyordu.

 

"Hayır karıcım bizzat kocandı"

 

"Bana hasta olursam bakmayacağını söyleyen kocam mı?"

 

"Evet başka kocan olmadığına göre olmuş bir şeyler bakmış karısına. Dilşa nasıl hissediyorsun "

 

Dilşa sedyeden yatay pozisyondan kalkıp oturur pozisyona geçip ayaklarını aşağı doğru sarkıtıp Asafa döndü "yorgun hissediyorum halsizim biraz başım dönüyor arada ama iyyim."

 

Asaf Dilşanın elini tuttu "Metin gelip son kontrolleri yapsın eve gideriz dinlenirsin"

 

Dilşa Asafın dediklerine başını salladı.

 

Asaf sedyede Dilşanın yanına oturup çıkan bir kaç tel saçını hırkanın şapkasına saklayınca Dilşa şaşkınlıkla Asafa baktı.

 

Ama Dilşanın bakışları Asafın umrunda değildi. Dilşa da bir şey demedi yan yana sedyede beklediler Dilşa başını Asafın omzuna yasladı bir süre sonra Metin geldi "Geçmiş olsun Dilşa yenge" dedi.

 

Dilşa"sağol" diyerek tebessüm etti. Metin Asafa dönerek "kan tahlili yapıcaz o yüzden kan almaya geldim" diyerek durumu izah etti.

 

Asaf başını olumluca salladı.

 

Metin, Dilşahın biten serumunu çıkarttı. Elinin tersindeki kelebeği kan alacağı için çıkartmadı.

 

İğneyi batırıp kan aldığı esnada Dilşa gözlerini sıkıca yummuş Asafın elini sıkıyordu. Metin kan alıp gidince Dilşanın başı Asafın omzunda elleri birbirine bağlı beklediler Asaf telefonu çalınca pozisyonlarını bozmadan telefonu alıp açtı.

 

Karşı taraftan Asafın sekreteri Mesut konuştu "Emir bey toplantıya yarım saat kaldı ne zaman geleceksiniz."

 

"Toplantıyı iptal et eşim hasta onunla ilgilenmem lazım"

 

"Ama efendim bu toplantı önemli üstelik adamlar açığımızı arıyorken gelmemeniz çok sıkıntılı"

 

"Karım daha önemli Mesut." Diyerek telefonu kapattı.

 

Dilşa gözlerini Asafa kaldırarak "Eğer toplantın acilse git ben kendi başıma hallederim hem zaten ikizler de burda sonuçları öğrenip eve geçeriz."

 

"Acil değil zaten adamlara kıl oldum ihalede sürekli bir sıkıntı arıyorlar başka ortaklar bulurum. Seni de burda yalnız bırakmam ikizler olsun olmasın."

 

Asafın dedikleri ile Dilşanın yüzünde derin bir gülümseme oldu

 

Bu defa yalnız değildi.

 

"Teşekkür ederim sevmediğin halde yanımda olduğun için."

 

Daikaklar sonra Metin Asafı çağırınca Asaf Dilşaha hemen geleceğini söyleyip koridorda Metinin elindeki bir kağıt ile onu beklediğini gördü "Ne çıktı sonuçları nasıl" diye sesindeki endişeyi gizlemeden sordu.

 

O esnada ikizler de gelmiş merakla Metinin ne söyleyeceğini bekliyorlardı.

 

"Sonuçlar iyi desem yalan olur vitamin ve kan değerleri olması gerekenden düşük seni tanımasan karını aç mı bırakıyorsun lan diye ağız burun dalardım kardeşim karının değerleri düşük bu da bünyesini hassaslaştırıp bağışıklığını zayıflatıyor şifayı hemen kapmasına neden oluyor eğer yemek ile ilgili sıkıntısı varsa bir diyetisyene götür. Baş dönmeleri ve bayılmalar da yaşıyor olmalı bu konuda dikkat edin kendini fazla yormamalı vücudunun direnci düşük."

 

"Hiç bayılmadı" dedi yakın arkadaşı Metinin gözlerine bakarak.

 

"Bu değerler ile bana karının hiç bayılmadığını söyleyemezsin Emir"

 

"Anladım eyvallah Metin. Vitamin için ilaç yaz sen bildiğin iyi bir diyetisyen varsa numarasını at bana."

 

"Önemli değil kardeşim karına dikkat et."

 

İkisi sarılıp vedalaşınca Emir bir koltuğa oturdu sağına Dilan soluna da Zilan oturdu.

 

"Bayılmış ve benden gizlemiş."

 

"Hepimizden gizlemiş abi bizim de haberimiz yoktu" diye konuştu Zilan.

 

"Ya merdivenlerde bayılsaydı Zilan düşüp kendine zarar verseydi bu gün fenalaşmasa haberim olmayacaktı."

 

Dilan düz bakışları ile karşıya bakarak konuşmaya başladı "Onu çok ihmal ediyorsun abi bizden saklamana gerek yok her şey göz önünde zaten kızın bazen yüzüne bile bakmıyorsun birbirinize karşı olan bu 1 haftalık soğuk ve mesafeli hallerinizi de görüyorum. Evet sevmiyorsun kabul görüyoruz ama bu kızı görmezden gelip piskolojik baskı uygulayacağın anlamına gelmiyor."

 

"Ne yapmamı bekliyorsunuz Allah aşkına ikimizde sevmiyoruz birbirmizi!"

 

"Sevmeyi denesen olmaz mı?" Diyerek lafa atlyan Zilandı.

 

Emir cevap vermedi Dilanın kaş göz işareti Zilan ayaklandı ikiside bir şey demeden Asafın yanından uzaklaştılar.

 

Asaf yerdeki bakışları ile düşünüyordu derin bir nefes verdi.

 

"Deneyeceğim küçük karımı sevmeyi deneyeceğim." Diyerek mırıldanıp ayaklandı.

 

Karısının yanına sevmeyi ögrenmeye gitti.

 

✒✒✒

 

Offf bölüm pek hoşuma gitmedi ya İlahi bakış açısı ile yazınca olmuyor ya fkfmfmföföf

 

Oldukça

uzun bir bölümdü

 

Lütfen karakterler hakkındaki fikirlerinizi belirtir misiniz oldukça merak ediyorum fikirlerinizi

 

Umarım beğenmişsinizdir bölümü

 

Yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayınnn💕

 

YILDIZA BAĞSSS

Ig: aleynaasil0

 

ÖPTÜWMMM💋

 

 

 

Loading...
0%