Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@aleynaasil_

Yeni bölüme hoş geldiniz Umut çiçeklerimm🌸

Bölümü düzenlemeden atıyorum hatam varsa affola keyifli okumalar💙

 

18.BÖLÜM

 

◇GÜVEN◇

 

Eve gelmiştik gelir gelmez Asaf odamıza geçmiş duş almak için banyoya geçmişti. Bende heycanla aldığım kitapları düzenli bir şekilde yerleştiriyordum. Oldukça heyecanlıydım her şey rüya gibiydi ben daha kötüsünü beklerken Asafın böyle davranması içime tarifsiz hislerin nüfuz etmesine sebep oluyordu.

 

Üst raflarda Asafın genelde tek renk felsefi, klasik ve itopik kitapları bulunurken, orta rafta tek başına duran aşk ve gurur kitabının yanına yeni aldığım kitapları düzenli bir şekilde yerleştirdim düzeni oldukça seviyordu. Üstte onun tek renk sıkıcı kitapları varken orta raftan sonraki bir kaç raf renkli her türün bulunduğu kitaplardan mevcuttu. 12 kitap almıştım Asaf bitirince tekrar alabileceğimi söylediği için fazla almamıştım. Bu kitaplığının dışında çalışma odasında daha büyük bir kitaplığı vardı burdaki kitaplığında sık okuduğu ve sevdiği kitaplar bulunuyordu.

 

Kitapları yerleştirdikten sonra derin bir nefes verip kitaplıktan bir kaç adım uzaklaşıp uzaktan baktım. Üstte klasikler genelde bej ve gri renkli itopik kitaplar varken orta raftan sonraki raflar renkli kitaplar ile doluydu bu manzaraya tebessüm etmeden duramadım. Oldukça zıt karakterdeydik ve bu zıtlık can sıkıcı değildi yapbozun eksik parçasının tamamlanışı gibiydi.

 

Başörtümü çıkarıp saç diplerime rahatlasınlar diye masaj yaptım ellerimle saçlarımı düzelttim üstüme rahat bir şeyler giydikten sonra Alışveriste kendime aldığım elbisleri yerleştirdim gardroba, Asafa aldığım gömlek ve sweatshirt ona verecketim. Banyodan su sesi kesilince Asaf banyodan çıktı, ince beline sardığı havlu ve elindeki küçük havluyla saçlarının nemini alıyordu o şu an... çok nefes kesiciydi. Donmuş şekilde baştan aşağı onu süzmeye başladım Zahirlerin gelini olup Emir Asaf Zahir ile evleneceksin deselerdi bir yerlerim ile gülerdim lakin o şu an benim kocamdı ve biz evliydik bu her ne kadar imkansız gibi görünse bile durum buydu.

 

"Dilşa?" Diyen o mest edici sesi ile "hımm" dedim. Bakışlarımı vücudundan çekip yüzüne kaldırınca dudaklarını birbirine bastırmış hınzırca bana bakıyordu "beni gözlerin ile yemen bittiyse giyineceğim karıcım" dedi.

 

Utançla yüzümü eğidim "ne münasebet gözüm kaymış" dedim utana sıkıla.

 

"Fazla kaydı sanki ha?"

 

Ofladım dedığiyle "Sen ne diye böyle çıkıyorsun banyodan orda giyinip çıksana" diye söylendim sitemle.

 

Bize hava hoş aslında ama.

 

Sen bi sussana!

 

"Odamda böyleyim ben, hem görmediğin şey mi" demesi ile gözlerim kocaman açıldı.

 

"Asaf!" Diye uyarıcı sesle ismini söyledim.

 

"Söyle karıcım" dedi rahat bir sesle kıyafet dolabına yönelip içinden kendine kıyafetler çıkarmaya başladı. Bakışları tekrar bana döndü elimdeki poşetleri işaret edip "onlar ne ?" Diye sordu. Yanına gidip karşısında durdum yeni banyo yaptığı için oldukça ferah kokuyordu. Karşısında durunca aramızda iki adımlık mesafe vardı poşetleri ona doğru uzattım "bunları senin için aldım." Dedim tebessüm ederek.

 

"Hımm demek benim için" diyerek poşetlerdeki kıyafetleri çıkardı, çıkardığı mavi ve lacivert gömlek ile bir süre bakıştı "nerden çıktı bakalım bu gömlek alma merakı hem de lacivert ve mavi ben bu renkleri pek tercih etmem ama yinede teşekkür ederim" dedi kibarca.

 

"İçimden geldi aldım dolabında hep siyah ve beyaz gömlek vardı. Lacivert gömleklerin sana yakışacağını düşündüm sweatshirt de görüp beğenince alasım geldi aldım."

 

"Hımm iyi yapmışsın" diyerek aramızdaki 2 adımlık mesafeyi kapattı ellerini belime sarıp dudaklarını yanağıma yakaştırdı kalbim ağzımda atmaya başladı.

 

Napıyordu bu böyle!

 

Yarı çıplak vücudu ile karşı karşıya dururduğum düşüncesi yüzünden kalbim ağızımda atıyordu resmen derin nefesler alıp vermemek için kendimi zor tutuyordum.

 

Yanağımı öpünce gözlerimi kapattım elleri sırtımda dolaşmaya başladı kışkırtıcı harektelerde bulunuyordu. Elleri elbisemin fermuarına gidince durdu. Bakışları bana kaydı benimde bakışlarım ona izin istiyordu lakin ilk gecemizden sonra söylediklerini unutmamıştım.

 

"İlk geceden sonra söylediklerini çabuk unutmuş gibisin?" Dedim kinayeyle bakışları birden dondu "hay dilimi ..." diye bir şeyler mırıldandı boynumu koklayıp minik bir öpücük kondurması ile kafamın içinde kırmızı ışıklar yanıp sönüyordu adeta kollarının arasından hızla çıktım biraz daha o kolların arasında kalsaydım o gece dediği şeyleri bende unutacaktım derin bir nefes verip konuşmaya başladım "s-sen giyin ben bi kızlara bakayım" diye mırıldanıp başörtümü alıp kaçarcasına kapıya adımladım arkamadan "kaç bakalım Dilşa hanım kaç" dedi. Kapıdan çıktığım da elimi kalbime bastırdım deli gibi atıyordu. Derin nefesler alıp vermeye başladım.

 

"Kendine gel Dilşa! Değer veriyor sevmiyor seni" diyerek kendi kendime üzgünce mırıldandım. Gerçekler buydu o sevmiyor sadece değer veriyordu.

 

Kendime gelmeliydim!

 

🧚‍♀️🧚‍♀️🧚‍♀️

 

Şeref ağa konağının salonunda oturmuş sinirle ayağını sallıyordu. 1 aydır Feyzullah belasından kurtulamıyordu. Ya Dilşahı geri istiyor ya da kızın İmgeyi bana vereceksin diyordu. Bu durum artık oldukça canını sıkmaya başlamıştı. İşleri yolunda gitmiyor bir şirket sürekli her işine taş koyuyordu bu gidişle batacağından korkuyordu.Dilşa karşılığında Feyzullahtan aldığı parayı ödeyemiyordu Feyzullah da bu duruma sinirleniyordu bu gidişle başına büyük belalar açılacaktı.

 

Sinirle önündeki sehpayı devirdi tamamen çıkmazdaydı "ŞAHİKA!" diye bağırması ile salona doğru gelen Şahika hanım hızlı adımlar ile kocasının yanına gitti. İçeri girince yere devrilen sehpaya takıldı bakışları daha sonra da kocasına "noldu Şeref ağa hayırdır inşallah?" Diyerek kocasının yanına ilerledi gidip yanına oturdu. Şahin ağa konuşmaya başladı "Feyzullah peşimizi bırakmaz! Çok inatçı çıktı belki Zahirlerden korkar da siner köşesine diye düşünüyordum lakin Ya Dilşahı ister ya İmgeyi her işime taş koyar. İmgeyi Feyzullaha verceğim" Diyerek sinirle söylendi.

 

Onları kapı ardından dinleyen İmge sinirle yumruklarını sıktı bunların hepsi Dilşah yüzünden başına gelmisti şimdi de babası yaşlı bunak Feyzullah ile evlendirmeyi düşünüyordu. Dilşaha içindeki nefret ve kin büyüdükçe büyüyordu o gün Zahirlerin gelini o olmalıydı. Kulağına gelenlere göre Emir Asaf ile Dilşa bir kitapçıda görülmüştü. O bu konakta akıbetini beklerken Dilşa o konakta keyif yapıyordu. Babasının son söylediklerinden sonra Hırslı ve sinirli adımlar ile odasına çıkmaya başladı kafasındaki sinsi tilkiler ile odasına girdi "Ben mutlu değilsem sana da mutluluk haram olacak Dilşa" diye sinirle mırıldandı.

 

Dilşaha olan kini yeni değildi küçüklüğünden beri Dilşaha karşı yeşeren nefret tohumları şimdilerde büyümüş kök salmıştı.

 

Şahika, kocasının söyledikleri üzerine bir süre sessiz kaldı kafasında tehlike çanları çalıyordu "Zahirlerin üstüne niye salmıyorsun?"

 

Şeref ağa karısına merakla döndü "o nasıl olacak?" Diye sordu.

 

"Zahirlere musallat et o adamı Dilşahı istemedi mi bu adam istedi biz de verdik. Sende gidip Zahirlere diyeceksin ki Dilşahın gönlü vardı evleneceklerdi lakin siz Dilşahı isteyince işler karıştı Dilşah Feyzullahı istemedi diyeceksin" diyerek konuştu.

 

Şeref ağa karısına alaycı gözler ile baktı "salak mı sanıyorsun sen adamları 19 yaşında hangi kız yaşlı bir adamı ister Şahika adam demez mi dalga mı geçiyorsun benimle? Hem Emir ağa öyle hemen inanacak biri değil en dibine kadar araştırır."

 

"Yaşlı adam da nereden çıktı canım biz Feyzullah değil oğlunu öne atıcaz. E oğlu gencecik Dilşahı istediler biz de verdik siz istemeye gelince Dilşa sizi istedi adamcağızı redetti diyeceğiz."

 

Şeref ağa karısının dediklerini düşünmeye başladı başını olumlu anlamda salladı "aferin kız Şahika ortalık biraz karışıcak önce gidip Feyzullahla konuşayım ona Dilşahı istiyorsan seni değil oğlunu öne atıcaz diyeyim bu iş de tek bir aksilik istemiyorum" diye konuşup keyifle arkasına yaslanıp planının detaylarını düşünmeye başladı.

 

Bu beladan kurtulup batmaktan kurtulmalıydı. Kocasının dedikleri ile Şahikanın keyfi de yerine geldi.

Kocasına dönüp "E ben o zaman birer keyif kahvesi yapayım" diyerek ayaklandı. Kızını asla o bunağa vermezdi. Her ne olursa olsun.

 

Keyifle salondan çıktı.

 

😿😿😿

 

Dilşa şaşkınlıkla elindeki telefona bakıyordu. İmge ona mesaj atmış acil buluşmak istemişti. Aradığında İmgenin onu ağlayarak çağırması üzerine hazırlanmaya başlamıştı, İmgeyi her ne kadar sevmese de hıçkıra hıçkıra ağlayışına kayıtsız kalamamıştı. İçinde kötü bir his vardı aldırmamaya çalıştı. İmge yalnız konuşmak istemişti odasından çıktığında ortalıkta kimse görünmüyordu merdivenden inecekken çalışma odasından çıkan Asaf ile karşılaştı Asaf hazırlanmış karısına tek kaşını kaldırarak merakla baktı nereye gittiğini merak etmişti "nereye gidiyorsun Dilşa hazırlanmış?"

 

Dilşa Asafa baktı ona yalan söylemeyecekti "İmge biraz kötüymüş de buluşmak istedi onunla buluşucaz" diye sessizce mırıldandı izin vermemesinden korkuyordu içindeki kötü his daha fazla yayıldı içinde gerkesiz bir korku vardı.

 

"Gene tırmalamasın seni?" Diyerek karşılık verdi Asaf ağır bir sesle. Dilşa yutkunarak "yok bir şey yapmaz üzgünmüş sadece biraz" diye konuştu.

 

"İyi madem git, adamlar seni bıraksın"

 

"Gerek yok ben kendim giderim yakın zaten" diye konuştu Dilşa gerek yoktu çünkü zaten İmgenin attığı konum çok da uzakta değildi.

 

Asaf emin olamasa da Dilşaha başını salladı "öyle olsun bakalım dikkat et telefonun da açık olsun." Dedi.

 

Dilşa başını salladı. Arkasını dönüp gitti. Asaf arkasından bir süre baktıkan sonra çalan telefonu ile telefonunu eline aldı. Arayan Berzandı telefonu açıp kulağına yasladı.

 

Berzan açılan telefon ile konuşmaya başladı "Şeref seninle görüşmek istiyormuş."

 

"Sebep?"

 

"Hiç bir fikrim yok. 'Emir ağanın da izni olursa konuşmak istiyorum.' Demiş."

 

"Görüşelim bakalım ne zırvalayacak"

 

Berzanın devamında diyeceklerini de bildiği için durdu Berzan da konuşmaya başladı.

"Emir Yalçınların ortaklık teklifi için sunduğu meblayı gördün mü?"

 

"Evet" diyerek yanıt verdi Asaf

 

"Meblayı Feyzullah değil oğlu sunmuş babasından sonra başa geçmiş tüm işler onun elinin altında ne diyorsun teklifleri için" Diye düz bir sesle sordu. Önemli bir teklifti.

 

"Şüpheli bir teklif Berzan gereksiz bir mebla sunmuş etraflıca düşünürüz."

Hemen karar verilecek bir durum değildi sundukları teklif ve fırsatlar düşünülmeliydi.

 

"Tamam" diyerek telefonu kapattı Berzan. Asaf da çalışma odasına geri döndü.

 

■■■

 

Dakikalar sonra Dilşa İmgenin dediği yere gelmişti lakin İmge ortada görünmüyordu. İmge onu bir parka çağırmıştı ilk başta Zahir konağına yakın bir yere gelmesini istemişti fakat daha sonra sorun çıktığını söylemiş ve bu parka gelmesini istemişti.

 

Telefonunu çıkarıp İmgeyi arayacakken sağına birinin oturması ile irkilerek sağına dönmüş tanımadığı bir adam ile yüz yüze geldi korkuyla oturduğu banktan kaydı.

 

"Siz kimsiniz?" Diye sordu korkuyla.

 

Adam Dilşaha döndü yüzünde sinsi parıltılar dolaşıyordu "Feyzullah ağanın oğlu Akın" diyerek kendini tanıttı.

 

Dilşah ile arasındaki mesafeyi kapatması ile Dilşa korkuyla yutkundu. Ne olduğuna anlam verememişti. "Babamın selamı var." Diyen adam ile gözleri korkuyla açıldı ayağa kalkıp gidecekken bileğinden sıkıca tutulup banka sabitlendi üstüne eğilen adam ile çığlık atacakken ağzına kapanan avuç ile gözleri korkuyla açıldı.

 

"Sakın babamı bir daha saçma sapan işlerinize alet etmeyin hepinizi mahvederim." Dedikten sonra avcunu Dilşanın ağzından çekip ayaklandı. Dilşaha üstten baktıktan sonra arkasını dönüp gitti.

 

Dilşa korktuğu için yaşadıklarına bir kaç dakika anlam veremedi. Telefonun çalması ile eline aldı İmge arıyordu. Açıp kulağına yasladı İmge üzgünce Seher yengesinin rahatsızladığını söylemişti. Dilşa tamam diyip kapatmıştı telefonu. İmgenin dediklerini bile tam kavrayamamıştı az önce olanların şoku ile.

 

Banktan kalkıp Zahir konağına doğru gitmeye başladı her ne olursa olsun Şeref amcasını umursamadan Feyzullah meselesini artık Asafa anlatacaktı. Geç bile kalmıştı lakin amcasının tehdidinden korkmuştu. Asafa her şeyi anlatmak için hızlı adımlar ile Zahir konağına yürümeye başladı.

 

Başına geleceklerden habersiz.

 

😩😩😩

 

Asaf keskin bakışlar ile karşısındaki adama bakıyordu. Şerefe baktıkça gözünün önüne Dilşanın vücudundaki morluklar geliyordu. Aklına gelen görüntüler ile karşısında pişkince oturan adamı öldürmemek için zor duruyordu. İçinde fırtınlar koparken dışında yaprak kımıldamıyor çıldırtıcı bir sakinlik yüzüne hakim oluyordu.

 

"Hayırdır neden geldin?" Diyerek konuşmayı başlattı. Şeref ağa korkuyla karşısındaki adama bakıyordu. Sakinliği ve soğukluğu insanı ürküten cinstendi.

 

"Emir ağa bunu nasıl derim bilmiyorum lakin yardımına ihtiyacım vardır." Diye konuştu Şeref ağa usta bir oyuncu gibi davranarak.

 

Başını salladı Asaf konuşma tenezülünde bile bulunmadan.

 

"Senden önce Dilşahı bir aile istedi." Demesi ile Asafın kaşları çatıldı. Şeref ağa korkasa da belli etmeyip sözlerine devam etti.

 

"Yalçınlar gelip Dilşahı istedi oğullarına Dilşa da kabul etti hatta oldukça sevindi. Lakin siz o gün istemeye gelince Yalçın ailesini geri döndürüp sizin teklifinize olumlu yanıt verdi" dedi bakışları Asafa dönünce korkuyla yutkundu. Asaf sertçe soluyor yumruklarını sıkmış Şerefi dinliyordu.

 

"Ee" diye mırıldandı Asaf şüpheliydi doğru söylediğinden ama bu düşünce canını sıkmıştı. Şerefin konuyu nereye bağlayacağını merak ediyordu.

 

"Yalçınlar Dilşahın seninle evleneceğini öğrenince oldukça sinirlendiler şimdiler de beni ailem ile tehdit ederler yardım edesin Emir ağa napacağımı bilmiyorm" diye kendini acındırarak konuşan adama Asaf tepkisizce bakıyordu.

 

Şüpheliydi fazlasıyla Yalçınların onlara sunduğu ortaklık teklifine anlam vermeye başlamıştı.

 

Şerefe döndü sakinlikle konuşmaya başladı "beni ilgilendirmez Şeref ağa ucu karıma dokunmayan hiç bir şey umrumda değil ha oldu da karıma dokundu işte o vakit benden korkun."

 

Bu konuyu Dilşah ile konuşacaktı lakin içinde sinsi bir öfke kol geziyor etrafı yakıp yıkmamak için zor duruyordu.

 

Şeref ağa dedikleri ile dumura uğradı böyle bir tepki beklemiyordu "naparım ben Emir ağa kızıma zarar verirlerse ne ederim ben"

 

Asaf göz devirdi sıkılmıştı, üstelik öfkelenmişti.

 

"Olayın aslını astırını araştırıp haber ederim." Dedi düz bir sesle.

 

Şeref başını sallayıp odadan çıkmıştı.

 

Asaf, Şerefin odadan çıkması ile aklında Dilşanın o gün söyledikleri dolaşmaya başladı.

 

Çünkü Zahirler kapıma kadar gelmiş nasıl reddedebilirim.

 

Sesin defalarca kafasında yankılanması ile masasındaki kahve fincanını yere savurdu.

 

Telefonuna ard arda gelen bildirim sesi ile bakışları Telefonuna kaydı.

 

Yabancı bir numaradan gelen resimler ile kan adeta beynine sıçradı. Dilşa ile Yalçınlardan Akın ile olan yakın fotoğrafları sinirini hat safaya çıkarmıştı.

 

Altta yazan mesaj ise bardağı taşıran son damlaydı.

 

Altına aldığın karına böyle mi sahip çıkıyorsun Emir ağa.

 

😶😶😶

 

 

 

 

Evettt yeni bölüm nasıldıııı

 

Gelecek bölüm var ya bombaa 💣

 

Düşüncelerinizi almak istiyormm

 

Şahika ve kızının planları hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

bölümü biraz aceleyle yazdığım için içime sinmeyen kısımlar var fakat kitabı düzenlemeye aldığımda halledicem hepsini:)

 

Bir dahaki bölüm görüşmek üzere

 

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayınn💕

 

ÖPTÜWMM💋

 

Loading...
0%