Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@aleynaasil_

Selamm bölüme hoş geldiniz umut çiçeklerimm iyi okumalar💕💫

 

3.BÖLÜM

 

◇ÖLÜMÜN KIYISINDA◇

 

 

Soluk sarı ışıkların altında yürüyordum, Mardin bu günlerde bir hayli sessizdi ya da bana öyle geliyordu. Tüm insanlara kör sağır dilsizdim. Severdim konuşmayı fakat uzun zamandır kimse ile konuşmadım iki kelimeden fazla.

 

Beni kimse dinlemedi ki konuştuğum zaman ya kes sesini dendi ya da sana konuşmak düşmez sessiz olacaksın dendi.

 

Bende sussmayı seçtim.

 

Yarın istemem olacaktı. Bunu yapmıycakatım ben o adamla evlenmezdim dün ziyarete gelmişlerdi sözde, amcam bana fiyat biçti o da önündeki bir kaç belgeyi imzalayarak beni aldı.

 

Bir kaç belge için hayatım yok oldu.

 

Akşam herkes odalarına dağılınca evden çıkmıştım. Bu gün artık her şey son bulacaktı ben ölürdüm de o adamla evlenmezdim.

 

Eşinin bana dün yalvararak söylediği sözler silinmiyordu kafamadan.

"Kaç kurtar kızım kendini bu adam delidir öldürür seni genceciksin kıyma kendine ben her gün acı çekiyorum o evde ben alıştım artık ama sen." Demiş acıyan gözler ile bana bakmıştı daha sonra ise kaçarcasına çıkmıştı mutfaktan.

 

Yaklaşık 2 saatir yürüyordum, yüksek taşlarla döşenmiş köprüyü görünce ruhsuz bakışlarım oraya yöneldi sabahtan beri tek damla göz yaşı dökmemiştim.

 

Gözlerim de yorulmuştu ağlamaktan galiba akmıyordu artık.

 

Adımlarımı köprüye doğru atıp orta kısmında durdum derin bir nefes verdim suları durgundu. Yere oturup ayaklarımı sarkıttım aşağı doğru. Gözümden bir yaş süzüldü sonra bir tane daha ve sel gibi gözlerimde yine yaşlar boşalmaya başladı hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

 

Ellerimi yüzüme kapatmıştım. Zaten ortalık sessiz ve karanlıktı ötedeki sokak lambasının cılız ışığı biraz yansıyordu sadece.

 

"Özür dilerim Allahım affet" diyerek ağlamaya devam ettim.

 

Fark ederler miydi yokluğumu ilk Sultan teyze fark ederdi. Sabah mutfakta göremeyince odama bakardı ordada göremeyince kıyameti koparırıdı muhtemelen ölme ihtimalimden önce kaçma ihtimalim gelirdi akıllarına.

 

Ama kaçamazdım çünkü kimsem yoktu.

 

Diyarbakırda yaşayan annem ve dedem vardı ama yaşlılardı kendilerine zor bakıyolardı. Bir de ben gidersem işleri daha da zorlaşırdı. Amcam beni sattığı için her yerde arar kolayca bulurdu.

 

Tek kurtuluşum ölümdü lakin ölmek istemiyordum.

 

Sokakatki tek ışık kaynağı olan sokak lambası bir kez yanıp sönerek tamamen karanlığa büründü.

 

Ayağa kalktım ve gözlerimi kapattım, canım çok yanmazdı değil mi?

 

Umarım yanmazdı.

 

Bir kaç dakika gözlerim kapalı kaldı acı bir soluk verip başımı iki yana salladım.

 

Hayır! Bunu yapmayacaktım yapamazdım korkuyordum bu dünyada cehennemi yaşadım zaten öbür dünya da da cehennemi yaşayamazdım.

 

Hayır Dilşa kendine gel!

 

Allahım affet affet Allahım.

 

Gözkerimi açıp ineceğim esnada bileğimden bir güc tarafından çekildim beni çeken güce düşme korkusu ile iç güdüsel olarak tutundum. Beni çeken kişinin göğsüne gömüldü kafam Mayhoş bir erkek kokusu doldu burnuma elimde olmadan soldum ne yaptığımın farkına varınca elimi bileğinden sertçe çekip korkuyla bir kaç adım geri gittim.

 

" Ne yaptığını sanıyorsun sen!" Dedim ağlamaktan kısık ama güçlü çıkan bir ses ile.

 

Etraf karanlıktı az önce yanan sokak lambasının ışığı da sönünce karanlığa gömülmüştü burası tek ışık kaynağı ayın ışığıydı. Oldukça cüsseli ve uzun boylu bir adama benziyordu.

 

"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun!" Diyerek bağırdı benim aksime gür ve yüksek çıkan sesi ile.

 

Ona neydi napıyorsam yapıyordum.

 

"Bu seni ilgilendirmez"

 

Belli belirsiz başını sinirle salladığını gördüm az önceki ssesinden bir şey kaybetmeden.

 

"Doğru ordan atlayıp gebermen beni ilgilendirmez ama ölümün hayatındakileri ilgilnedirir." Dedi

 

Hayatımda ölümüme üzülecek insan bir elin parmaklarını geçmezdi 1 güne unutulurdum.

 

Hem ben atlamayacktım ki!

 

Yorgunlukla başımı öne eğdim "Yaşayıp her gün ölmektense tek seferde bu işi bitirmek daha zahmetsiz. Ama hayır bunu yapıycam Korkuyorm çünkü korkum ölmekten değil Allahın karşısına böyle büyük bir günah ile çıkamam." Telefonu çalmaya başladı ama umursamadı.

 

Konuşmaya devam ettim derin bir nefes verip başımı gözükmeyen yüzüne kaldırdım "Bazen ölmek tek çare gibi gözüküyor bu acımasız yaşamda" telefonun sesi kesilip tekrar çalmaya başladı. Gözümden bir yaş aktı hızla sildim.

 

"Yinede sağolun" diyerek hızlı adımlar ile ordan uzaklaştım koşar adım.

 

Arkamı dönmedim bir daha.

 

😌😌😌

 

Odama girmem ile derin bir nefes verdim. Banyoya doğru ilerledim kısa bir duş ve abdest alıp banyodan çıktım. Saat 2'yi çeyrek geçiyordu.

 

Seccademi serip namaz kıldıktan sonra ellerimi semaya açtım "Ya Rabbim sen affet bu gün şeytana uydum bir hatadan geri döndüm. Allahım sen beni bu çıkmazdan kurtar Ya Rabbi çok korkuyorum sen umut ol bana ne yapacağımı bilmiyorum her tarafım çıkmaz bir sokak beni yarın olacak istemeden kurtar Allahım hakkımda hayırlısı neyse o olsun her şeyden sana sığınırım." Diyerek dua mı sonlandırıp derin bir nefes verdim.

 

Seccademi katlayıp odamdaki koltuğa koydum namaz kıyafetlerimi de çıkarıp seccademin yanına bıraktım rahat pijemalarımı giyip pencerenin kenarına oturdum kafamda beynimi kemiren düşünceler yüzünden uyumayacağımı bildiğim için dışarıyı izlemeye daldım.

 

Bu günki adam birden kafama takıldı beni o karanlıkta nasıl fark etmişti ki?

 

Kokusu çok güzeldi.

 

Kes şunu Dilşa normal bir koku işte.

 

Her neyse olan oldu zaten birbirimizi görmedik bir daha nerde karşılaşıcaz ki?

 

Karanlık her tarafı sarmıştı komidinimin üzerinde ki masa lambasının soluk ışığı odama loş bir hava katmıştı. Yarın olsun istemiyordum hayatım boyunca odamda kalmak istiyordum gözlerimin tekrar dolduğunu hissetim bu bir haftadır ağlamaktan harap olmuştum.

 

Anne ve babamın yokluğu böyle zamanlarda hissedilince canım çok yanıyor kalbimi kanatıyordu, hayatımın çoğu anında onlara ihtiyacım varken böyle zamanlarda yoklukları ruhumdaki yaraları sızlatıyordu.

 

O günki kaza aklıma gelince ellerimi şakaklarıma koyup bastırdım.

 

Düşünme Dilşa o günki kazqyı düşünme.

 

Beynimde o günki çaresiz Dilşanın haykırışları yankılanmaya başladı.

 

Anne baba neden açmıyorsunuz artık gözlerinizi korkuyorum.

 

Anne , Baba elleriniz çok soğuk üşüyor musunuz?

 

Annemin, küçük dilşanın ellerinin arasındaki görüntüler kesik kesik gözlerimin önüne gelince ellimle başıma vurmaya başladım.

 

İstemiyordum o anlara tekrar dönmek istemiyordum "Kes şunu hatırlamak istemiyorum" dedim kendi kendime.

 

Banyoya gidip titreyen ellerimi suyun altına tuttup avcuma biraz su doldurup yüzüme serptim. Bunu bir kaç defa tekrarladıktan sonra odaya geri döndüm. Dolaptaki kitaplarıma doğru ilerledim. İçlerinden Jane Eyre'nin Aşk ve Gurur kitabını alıp pencere kenarına doğru gidip her zamanki yerime kuruldum.

 

Gerçeklerden kaçmanın tek yolu kitaplarımdı kafamı boşaltmanın da.

 

Sanki hiç derdim yokmuş gibi kitap karalterlerinin derdini de sırtlıyordum.

 

Belki de o adamın evine gittikten sonra kitap okumazdım buna izin vereceklerini sanmıyordum hüzünlü gözler ile biriktirdiğim harçlıklarım ile aldığım kitaplarıma baktım.

 

Artık kabullenmiştim.

 

Daha fazla düşünmek istemediğim için elimdeki kitabın ilk sayfasını açıp okumaya başladım.

 

Sayfaların arasında kayboldum bir daha bulunmamak hayali ile.

 

😌😌😌

 

Eveetttt bu bölüm

azıcık kısaydı inşallah bir dahaki bölüm uzun olur☺

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdirr

Bir dahaki bölüm görüşmek üzere

Ig: aleynaasil0

 

ÖPÜWCÜKK💋

 

Loading...
0%