@aleynaasil_
|
Yeni bölüme hoş geldiniz Umut çiçeklerimm🌸
İyi okumalar efenimm♡
6.BÖLÜM
◇BELİRSİZLİK◇
1 HAFTA SONRA
Düşünceler içinde parmağımdaki yüzüğe bakıyordum. Olanların üstünden bir hafta geçmişti o gün yüzükleri de takmıştık düğünü bir an önce yapacaklarını söyledikleri için bu hafta hazırlıklar halledilecek diğer hafta ise düğün ve kına yapılacaktı nişan yapılmasını bende Asaf da istemediği için yapmayacaktık.
1 haftadır onu hiç görmemiştim bu esnada ailesini tanımıştım o ikiz kızlar kardeşiydi gözlüklü olan Dilan gözlük takmayan enerjik olan ise Zilanmış. Zilanı sık sık görüyordum fakat Dilan için aynı şeyi söyleyemeyecektim karakterleri fazlasıyla zıttı. Yaşlı kadın anannesi Şilan hanımmış fazlası ile sıcakkanlı ve iyi biriydi, orta yaşlı kadın Aylin halasıydı naif bir tebessüm vardı yüzünde pek konuşmazdı ağır ve asil bir kadındı.
İkizlerden sonra 17 yaşında erkek kardeşi de varmış onu da kadınlar eve gelirken gördüm yanıma gelip kendini tanıtmıştı Boran dı onun da adı. fazlası ile kalabalık bir aileydiler tabi tanışıp memnun olmadigim kişler de vardı Asafın üvey annesi Zinnet hanım istemeden bir kaç gün sonra eve geldiler ve o sürekli eleştirdi ağzı sussa gözleri eleştiriyordu çatık kaşları ve nursuz yüzü insanı ondan itiyordu. Sürekli laf sokmaya çalışması da cabasıydı. Duyduğuma göre evde Zinnet hanımın da gelini varmış onu daha görmedim. Bir de kızı.
Şilan hanımın ise başka bir konakta yaşıyormuş ayrı, çünkü o bir Arnastı ayrı konağında ailesi ile yaşıyordu. Torunları için Zahir konağına gelip gidermiş.
evdede sorunlar çıktı amcam 'naptın da Zahirler seni fark etti' diyerek dövmüştü, her zamanki gibi Serhat amcam zar zor beni ellerinden almıştı o sırada Şahika yengemin zevkle izleyişi aklımdan silinmiyordu. Sırf Zahirler fark etmesin diye yuzume değil vücuduma vurmuştu. Hâlâ ağrıyıp sızlayan yerlerim vardı. Tabi İmgeyi de unutmamak lazım bu 1 haftayı burnumdan getirmişti. Arkadaşlarını çağırmıştı ve resmen hizmet etmiştim arkadaşlarına aynı lisede olduğumuz zamanki arkadaşları bana bakan alaycı gözleri sürekli istekte bulunmaları... onun dışında yaptığım yemeği döküp yanlışlıkla demesi temizlediğim yerleri kirletmesi... Sultan teyze ve Gül yengem yardımcı olmasyadı bu süreçte bu vücüdumda sızlayan yaralar ile nasıl yapardım bilmiyorum.
Bu 1 hafta beni çok yormuştu hem ruhsal hem de fiziksel olarak.
Kapımın çalınması ile "gelebelirsin" dedim. Bu evde zaten kapımı ya Serhat amcam ya Gül yengem ya da Sultan teyze çalardı.
Sultan teyze içeri girip güleryüz ile yanıma gelip oturdu "Dilşahım nasılsın kızım" dedi.
Bu sefer gülümsemedim gülmek için de kendimi zorlamadım kötüydüm bu gün gelinlik ve bindallı bakmaya gidecketik o evde nasıl seyler bekliyordu beni bilmiyorum Korkuyordum.
"Bilmiyorum Sultan teyze artık nasıl olduğumu bilmiyorum" dedim bakışlarım penceredeydi.
Ellerini ellerimin üzerinde hissedince ona döndüm "mutlu olacaksın kızım üzme kendini bu cehennemden kurtulacaksın Emir ağa sana cenneti mi cehennemi mi bahşeder bilemem lakin şunu unutma merhamtli bir adamdır. Belki kelimeleri seni yaralar lakin sana el kaldırmaz hiç bir vakit"
"Onu tanıyormuş gibi konuşuyorsun Sultan teyze, belki bana fiziksel şiddet uygulamaz fakat sözleri ile yaralamsı daha ağır olmaz mı? Vücudumdaki yaralar kremler ve zamanla ya geçer ya da silik izleri kalır, peki ruhumdaki? ruhtaki yaraya ne krem ne de zaman işler kanadıkça kanar. seni öldürmez fakat süründürür diyorsun" dedim gözlerinin içine ışığı sönmüş gözler ile bakarak.
Evet, ışığı sönmüştü gözlerimin içime kapandıkça kapanmıştım. Ne konuşmak istiyor ne de insanlarla bir arada durmak istiyordum.
Ruhu ölmüş boş bir beden gibiydim.
Ne gülmek ne ağlamak istiyordum.
"Eminim Dilşam seni yaralasa dahi o yaraları kapatmak için her şeyi yapacaktır. Merhamet her şeyin devasıdır o adamda merhamet var kızım."
"Birnin kalbini durdurup sonra da hayata döndürmeye çalışmak bir işe yarar mı ki? Hayata dönen kalp onu durduna kapanmaz mı?" Dedim.
"Kalp saftır kızım, çok sevdi mi değer verdi mi değer verdiğinin bir adım öteye gitmesini istemez. Olsun der bir şans daha bir umut daha"
Dedi birden ayaklanıp "hadi bakalım kalk da hazırlan birazdan almaya gelirler seni üzme kendini artık Dilşam bu 1 haftada gene zayıflamışsın" dedi.
Başımı salladım "Hazırlanıp geliyorum" dedim.
Başını sallayıp çıktı odadan arkasından "Umarım Merhameti öfkesinin önüne geçer Sultan teyze" dedim.
🏵🏵🏵
Aynadan boş gözler ile kendime bakıyordum. Göz altlarım morarmış zayıf yüzümde elmacık kemiklerim ortaya çıkmıştı. Yüzümdeki renk solmuştu adeta yaşayan bir ölü gibiydim.
Makyaj masasının üstündeki tarağı alıp saçlarımı taradım tarama işlemim bittikten sonra saçlarımı bağlayıp başörtümü yaptım ayağa kalkıp aynadan kendime baktım. Çirkin gözüküyordum zayıflamıştım ve güzel gözükmüyordum. Beyaz bir elbise giymiştim üstünde çicekler vardı. Açıkçası elime ne geldiyse alıp giymiştim bana da süpriz olmuştu. Daha fazla aynaya bakmaya tahammül edemedim çanatamı alacağım esnada Gül yengem bir anda kapıyı açarak içeri girdi şaşkın gözler ile ona döndüm.
"Ay Dilşa sabahtan beri seni çağrıyorum geldiler! Aşağıda seni bekliyorlar. Kusura bakma kapıyı da çalmadan dan diye girdim"
Başımı salladım "Önemli değil yenge, inelim"
Aşağı indiğimizde Şahika yengem beni bekliyordu çatık kaşlar ile ben şahika ve Gül yengem birlikte gidecketik onlardan kim gelecekti bilmiyorum. Arabalarda bizi bekliyorlardı.
"Nerdesim sen yarım saatir seni bekliyoruz." Diyerek çemkirdi.
Daha 2 daikika olmadı!
"Geldi işte Şahika yenge uzatmaya gerek yok daha fazla bekletmiyelim" dedi Gül yengem
Kapının önüne çıkınca kapısı açık büyük bir arabadan Şilan hanım, Zinnet hanımın ve Zilanın gözleri bana döndü. Birbirimiz ile selamlaştık önden Şahika yengem ve Gül yengem geçti bende binecekken Zilan "yenge sen abimle geliyorsun birazdan burada olur" dedi.
Donakalmış gözler ile ona baktım bende burada geleyim işte ne olacak.
Deme istegimi bastırıp zoraki gülümsedim "tamam" dedim.
Kapının önünde onu bekledim.
Önümde BMW model siyah bir araba durdu. Tozu dumana katarak.
Bir süre arabaya baktım.
Eve mi kaçsam ne yapsam?
Camlar siyah oldugu için içerisi gözükmüyordu. Camın yavaşça inmesi ile görüş alanıma o girdi beyaz gömlek vardı üstünde kollarını kıvırmıştı önündeki bir kaç düğme açıktı. Kahverengi saç tutamları kendi halinde dağılmıştı ama bu kötü bir görüntü sunmuyordu.
Bana dönerek "Tahmini ne zaman binmeyi düşünüyorsun arabaya" diyen sert sesi ile arabaya bindim kararsız adımlarla.
Arka kapıya yönelicekken "Öne!" Dedi. Ön kapıyı açıp bindim.
Yolculuğun sessiz geçeceğini düşünmüştüm cama dönmüş yolu izliyordum. Onun "kaç yaşındasın" diyen sesi düşüncekerimi böldü.
Ona baktım yola bakıyordu umursamadan sorduğu bir soruydu.
"On dokuz yaşındayım" dedim kısık bir sesle.
Bir şey demedi. Yola bakmaya devam etti.
En sonunda gelceğimiz yere varmıştık. Bir alışveriş merkezinin içine girdik ve yengemleri bulduk. Asaf Beni bıraktıktan sonra çekip gitmişti. Bizde alışverişe başladık.
Bir gelinlikçiye girdik. Zinnet hanım ağır taşlı gelinlikler getiriyordu. Şahika yengem ise onay veriyordu Şilan hanım kabinlerin orada oturmuştu. Bu nedenle bizi görmüyordu.
Gül ve Zilan ise ikisinin getirdiği gelinlikleri eleştiriyordu. Gözüme bir gelinliğin çarpması ile oraya doğru yürüdüm güzel bir gelinlikti lakin içimde alma isteği yoktu. Onlar ne seçerse onu giyecektim. Çünkü bu düğün ne ben ne de o istemiyordu.
Arkamı dönünce arkamda direk gibi durmuş Asafa çarptım elleri cebinde arkamda durmuştu.
Ödümü kopardın be adam!
Ona bakınca baktığım gelinliğe bakıyordu. Sonra bakışları bana döndü daha sonra arkasını döndü ve Şilan hanımın yanına gidip oturdu.
Denediğim onca gelinlikten sonra bir karara varamamıştık. Sonuç olarak bir gelinlik seçememiştik.
Fakat bir bindallayı beğenmiştim Şilan hanım fark etmiş olacakki alalım dedi.
Gelinlik almadan mağazadan çıktık.
Şilan hanım torunu Asafa dönüp ikimizi işaret ederek "Siz yüzükleri takıları almaya gidesiniz biz de geriye kalanları halledelim gelinlik için tekrar bi ara geliriz."
Asaf annannesine sabır dilercesine bakıp bana döndü "gidelim" dedi sadece.
O önden ben bir adım arkasından yürüyordum. Onu tanıyanlar selam verip tebrik ediyordu anlaşılan evleneceği haberi çabuk yayılmıştı. Bir anda durması ile bende arkasında durdum. Niye durmuştu ki şimdi bu.
"Yanıma gel herkes sana bakıyor, her ne olursa olsun yanımda yürüyeceksin arkamda değil!" Dedi sabrının son demindeymiş gibi.
Başımı usulca sallayıp yanında durdum.
Oldukça lüks bir kuyumcu dükkanın içine girdik. İçerdeki adam "hoş geldiniz Emir ağam" dedi.
Emir baş selamı verip "hoş bulduk yüzük ve takı bakıcaz ne varsa çıkar" dedi düz bir sesle.
Adam başını sallayıp "Nasıl istersen ağam, hayırlı olsun Allah utandırmasın"
Asaf söylediklerine başını salladı sadece.
Adam başka bir kapıyı açıp "özel koleksiyonları getireyim" diyip çıktı.
Asaf Mutsuzdu ve bunu belli etmemeye çalışsada belli oluyordu.
Derin bir nefes verip başımı öne eğdim.
Ya bir sevdiği varsa?
Bunu hiç düşünmemiştim var mıdır ki acaba varsa hiç bir şeyi umursamadan red ederdim her şeyi iki aşığın arasına giremezdim.
Başımı kaldırıp ona bakacağım esnada o bana pür dikkat bakıyordu.
Göz göze geldik içeri adam girince bakışlarımı ondan çektim. Adam önümüze çeşit çeşit yüzük ve takı getirdi. Rastgele Normal sade bir tek taş alıp adama uzattım "bu olsun" dedim.
Adam şaşkın gözler ile bana baktı bunca özel koleksiyon ve yüzük arasında özensizce bir tane seçmem şaşırtmıştı tebessüm ederek "pek takı takmam ben sadeliği severim" dedim sadece dikkatleri üzerimden dağıtmak için.
Onun da bakışlarının bende olduğunu hissediyordum. Yanımda durup eline özel koleksiyonlar arasından lotus çiçekli bir yüzük aldı ortasındaki tek taş ve etrafındaki pembe yapraklar ile göz alıcı ve zarifti.
Elimi kendine çekip yüzük parmağımdaki ince alyansımın yanına taktı.
Şaşkınlık ile olanlara bakıyordum donuk gözler ile adama dönüp "bu yüzüğü alıyoruz" özel tasarımlardan da bir kaç set seçti.Bana dönüp "istediğin bir şey varsa al" dedi.
Al da gidelim artık şurdan bakışları atıyordu bence Çünkü bakışları bıkkıncaydı.
"Yok" dedim sadece. Kuyumcu adamla eve göndermesine dair bir şeyler söyledikten ve ödemeyi yaptıktan sonra kuyumcudan çıktık bir kaç adım atmıştık ki telfonu çalınca durduk. Telefonu açıp "Efendim ananne"
Bir süre karşıyı dinledikten sonra "tamam" dedi sadece ve telefonu kapattı.
Tekrar yürümeye başladık bir süre sonra onun arabasının önünde durduk o binince bende yanına bindim.
Arabayı çalıştırıp sürerken içimi yiyip kemiren soruyu anlık bir cesaret ile sordum
"Sevdiğin var mı?" Diye korkuyla sorduğum soru arbadaki sessizliği bıçak gibi kesti.
Merakla gözlerine baktım.
Alacağım cevap çok şeyi değiştirecekti.
😺😺 Nasıldı bölüm gelecek bölümde düğün fln fasa fisoları çabuk geçicem sıkıldım çünkü artıkın birbirleri ile tanışıp kaynaşsınlar o da kaynaşırlarsa eheheheh
Neysem umarım beğenmişsinizdir bölümü bu bölüm pek içime sinmedi benim lakin gelecek bölüm güzeell💕
ÖPTÜWMMM💋 Ig: aleynaasil0
|
0% |