@aleynaasil_
|
Merhaba Umut çiçeklerimm🌸🌸 Yeni bölüme hoş geldiniz keyifli okumalarr
7.BÖLÜM
◇YEŞEREN UMUD◇
"Sevdiğin var mı?" Diye korkuyla sorduğum soru arbadaki sessizliği bıçak gibi kesti.
Merakla gözlerine baktım.
Alacağım cevap çok şeyi değiştirecekti.
Çatık kaşlar ile bana döndü sonra yine yola döndü.
"Bu senin için neden önemli olsun ki? Belki var belki yok bu bir şey değiştirir mi bu saaten sonra." Sesi buz gibiydi içimi üşütmüştü.
"Değiştirir." Dedim sadece tekrar dönüp bana baktı önüne geri döndü.
"Yok. Olsaydı iki cihan bir araya gelse beni bu evliliğe sürükleyemezdi." bana dönerek "bu evliliğin benim için hiç bir anlamı yok." Dedi düz bir sesle.
Bir şey demedim ne denilirdi ki? Başından söylemişti ama mecburdum.
"Neden evet dedin" diye sordu.
Ona dönmedim camdan dışarıya bakmaya devam ettim "Bazı şeyler yapmak istemesen dahi şartlar seni o yola sürüklemek zorunda bırakır. Evet dedim çünkü..." gerisini getirmek için bekledim ne denirdi ki beni yaşlı biri ile evlendireceklerdi. Sana hayır desem artı üstüne dayak yerdim. Sana anlatsam amcam beni öldürürdü.
Gerçi evet dediğim halde dayak yedim ama.
"Çünkü?" Diyerek tekrar etti beni devamı ne der gibi.
"Çünkü Zahirler kapıya kadar gelip istemişler nası geri çevirebilirim ki?" Dedim ona dönerek
Direksiyonu tutan elleri sıklaştı Gözlerinin karardığına şahit oldum " Demek Zahir olduğumuz için ha" dedi. Sinir bozucu bir gülümseme oluştu dudaklarında neşeden uzak.
Araba kapının önünde durdu. Bana dönüp yüzünü yüzüme yaklaştırdı kalp atışlarım hızlı ritimler ile atmaya başladı kafasını bana yaklaştırdıkca geri çekiyordum en sonunda kafam cama yaslanınca kaçacak yerim kalmamıştı kulağıma doğru "Emir Asaf Zahir ile tanışmaya hazır ol o zaman memnun kalacağından emin değilim." Diyerek geri çekildi.
Derince yutkundum.
Emniyet kemerimi hemen çözüp arabadan dışarı attım kendimi. Konağa hızlı adımlar ile girdim.
Tanışmak istemiyorum seninle Emir Asaf Zahir!
😺😺😺
Büyük gün gelip çatmıştı her şey o kadar çok hızlı olmuştu ki nasıl olduğunu anlamamıştım çeyizim dizilmiş alışverişler yapılmıştı. Aynadan üstümdeki beyaz elbise ve başımda ağır işlemeli bir başörtü vardı.
İmam nikahını yapıcaktık bu gün saat sabahın 8 iydi imam nikahından sonra hazırlıklar yapılıp düğün başlayacaktı.
Hazırlnadığıma kanaat getirip aşağı evin salonuna girdim Asaf, imam ve her iki aileden bir kaç kişi vardı. Sakin adımlar ile Asafın yanına ilerleyip oturdum. Mayhoş kokusu etrafımı sardı.
Bu gün Allah katında evlenicektik ve o benim ben de onun helali olacaktım.
"Mehir olarak ne istersin kızım" diyen hocanın sesi ile hocaya baktım.
Adamın hayatına zorla giriyordum, bir de mehir mi isteyecektim.
"Bir şey istemiyorum." Dedim.
Hoca da o günki kuyumcu gibi şaşkınlık ile baktı.
Asafın "Mardindeki çiftlik evi, istanbuldaki site, kilosu kadar altın " Dedi düz bir sesle.
İmam başını salladı saşkınlık ile ona bakıyordum. Buna gerek yoktu ki!
İmamın sesi ile kafamı kaldırdım ismimi sormuştu "Dilşa" dedim kuru bir sesle daha sonra baba adı dedi "Ali" dedim.
Sonra Asafa dönüp aynı soruları sordu Asaf ta cevap verdi.
Şahitlerimize döndü benim şahidim Gül yengemdi onun ise tanımadığım yapılı bir adamdı.
Bakışlarım Asafta takılmıştı o ise önüne bakıyordu düsunceler içinde imamın ne sorduğu ne dua okuduğunu takip edemiyordum. Algılarım kapanmış gibiydi sanki bir rüyadaydım ve birazdan uyanacaktım.
"Sen Ali kızı Dilşa, Şahin oğlu Emir Asaf'ı eşliğe kabul ettin mi?"
Asafın gözleri bana döndü eşim olacaktı hiç böyle hayal etmemiştim böyle bir evlilik böyle bir eş. Vardı bundada vardı bir hayır.
Hocaya döndüm yutkundum bakışları hâlâ üzerimdeydi.
"Ettim"
"Ettin mi?"
"Ettim"
"Ettin mi?"
Sağ Gözümden usulca bir yaş süzüldü.
"Ettim"
Hoca bu defa Asafa döndü. Bakışlarım ona döndü. Gözümden süzülen yaşa bakıyordu.
O da hocaya döndü.
"Sen Şahin oğlu Emir Asaf, Ali kızı Dilşahı eşliğe kabul ettin mi?"
Düşünmedi benim gibi durmadı da her zamanki soğuk ve düz bir sesle cevap verdi.
"Ettim"
"Ettin mi"
"Ettim"
"Ettin mi"
"Ettim"
Şahitlere de şahitlik etmelerine dair bir şeyler söyledikten sonra bize döndü "Bende Allahın huzurunda sizleri karı koca ilan ediyorum Allah utandırmasın bir ömür yaşayıp yaşlanmayı nasip etsin" dedi ve çıktı.
Gül yengem tanımadığım adam serhat amcam ve Zilan anlaşmış gibi yavaş yavaş odadan çıktılar.
Sadece ben ve o kaldık.
" Gerek yoktu" dedim kaybettiğim sesimi zar zor bulmuş gibi.
Düz bakışlar ile bana döndü "neye?"
"o kadar mehire"
"Canım istedi verdim."
Bakışları ellerime kaydı.
Parmaklarım ile oynuyordum ne zaman rahatsız hissetsem parmakalarım ile oynardım.
Başımı usulca salladım. "Bileğine ne oldu?" Dedi umursamaz bir ses tonu ile.
Sorduğu soru ile ellerimi elbisemin kolunu çekiştirerek kapattım. Kahretsin! Halbuki gorünmesin diye sürekli çekiştirmiştim.
"Bir şey olmadı ufak bir kaza"
"Gördüğüm kadarıyla evde kedi yok. Ruh hastası değilsen kendi kendini tırmıkladığını da sanmıyorum. Sabırlı bir adam değilim Şimdi cevap ver noldu ellerin ve bileklerine"
"Gerçekten bir şe-"
"Sana ne olduğunu sordum!" Diye bağırması ile irkildim sert gözler ile bakıyordu. Yutkunarak cevap verdim "İmge sinir krizi geçirdi. Bana saldırırken oldu." Dedim.
Evet, İmge sinir krizi geçirmiş bana saldırıp o uzun tırnakları ile ellerimi çizmişti yalnızca elim de değil boynumu da çizmişti. Feyzullah Asaf ile evleneceğimi duyunca sorun çıkarmış. Ve amcama o zaman kızını ver demiş. Amcam da olumsuz yanıt vermiş. Feyzullahın Zahirleri karşısına almak istemediği için beni istediğini kimse bilmiyordu. O da İmgeyi istemek konusunda ısrar ediyordu. İmge de senin yüzünden diyerek bana saldırmıştı ve sinir krizi geçirmişti. Üstüne yengemin tokadı da her şeyin tuzu biberi olmuştu. Umarım dudağımdaki yarayı da fark etmez onca kapatıcıdan sonra fark edeceğini de sanmıyorum gerçi.
"Başka nereni çizdi."
Başımı eğdim.
"Başka bir yerimi çiz-"
"Yalan sevmem" dedi. "Sinir krizi geçiren bir insan bu kadarı ile yetinmez" dedi. Gözleri gözlerimin en derinine bakıyordu. "Kendimden biliyorum" demesi ile kanımın akışını durdurduğunu hissettim.
Sinir hastası olduğunu duymuştum lakin inanmamıştım. Sakin bir adam izlenimi veriyordu.
Derince yutkundum kara gözleri ela gözlerimi karanlığı ile yok ediyordu adeta "başka nereni çizdi."
Titreyen sesim ile "boynumu" dedim.
Başörtümün kapattığı boynuma kaydı bakışları sonra da dudaklarıma "yalan sevmem demiştim." Diyerek dudaklarımı kaşları ile işaret etti.
"Bunu da mı o yaptı."
E YUH ARTIK!
yutkunarak başımı salladım yengem desyedim açıklamak zorunda kaldırdım açıklamam demek Feyzullahı anlatmam demekti. Bu da amcamın gazabına uğramak.
Derin bir nefes verdi "kendini niye korumadın, unutma sen artık bir Zahir olacaksın kendini ezdirme. "
"En azından benim olana kadar, bu zevki bana bıraksınlar" diyen sözleri ile donuk bakışlar ile ona baktım içimde sinir harmalanlandı ayağa kalktım. Bu adam hastaydı. resmen burda kendini ezdirme daha ben varım diyordu.
Sırayla gelin Allahın cezaları!
Hiç bir şey demeden sinirle çıktım ve odama gittim. Kapıyı kapatıp kilitledim.
Kapının arkasında oturup. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Her kızın hayaliydi evlilik lakin bu şekilde değil böyle değil.
Beni bu cehennemden sürükleyip başka bir cehenneme atacaktı. Her tarafım çıkmazdı.
Kaç saat ağladım bilmiyorum herkes düğün derdindeydi. Gül yengeme anlatamadığım için bu evlilği burdan kurtuluşum sanıyordu. Benim için mutluydu Sultan teyze ve Serhat amcam da aynı şekilde.
Kimseye kendimi anlatamıyordum.
Yine sustum. Kendim ile konuştum kavga ettim kendimle kavgam dahi sessizdi. Umud diye fısıldadı kalbim. Umud etmekten vazgeçme.
Bilirdim çünkü umud etmekten vazgeçmek ölümüm demek ve ben ölmeyi becerecek kadar cesur değilim.
Yakalandığım kapının çalması ile göz yaşlarımı temizleyip toparlandım. Kapıyı açtığımda Zilanın hep gülen güzel yüzü ile karşılaştım arkasındanda iki kadın vardı.
"Yenge saç ve makyajın için kadınlar geldi müsait misin?"
Başımı salladım tebessüm ederek "müsaitim" dedim kadınlara yol verdim içeri geçtiler. Zilana döndüm " sende gelsene"
Başını gülerek olumsuzca salladı "halam beni görmezse oklava ile kovalar. Üstüne Dilandan azarı yerim ." Dedi kıkırdayarak.
Tebessüm ettim bu haline.
"Sana vermem gereken bir şey var yenge" tek kaşımı kaldırdım merakla.
Cebinden bir krem çıkardı.
"Bu kremi abim gönderdi." Diyerek kremi elime tutuşturdu.
Telefonu çalınca "ben gideyim akşam düğünde görüşürüz zaten" diyerek gitti.
Elimdeki kreme saşkınlıkla baka kaldım.
Ruhumdaki sönen umud ışıklarından bir tanesi yandı. Yanan ışık kalbime yansıdı.
Ekilen umud çiçeklerim tomurcuklandı.
Emir Asaf Zahir farkında olmadan Umudum oldu. Umutsuzluğum olduğu gibi.
😌😌😌
Bölüm NASILDIIIĞ derslerin yoğunluğundan dolayı kısa kestim uzun bir bölüm olmadı umarım beğenmişsinizdir. Yazım hataları vb şeyler için kusura bakmayın. İmam nikahı kısımında hatalar olabilir araşırarak yaptım umarım doğrudur. Ve telefondan yazdığım için çok hatalar oluyor bunun için de çok özür dilerim en yakın zamanda düzenliycem inşallah
Lütfen yıldızı parlatmayı unutmayın 💕
ÖPÜCWKKK💋
|
0% |