Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@aleynaasil_

Yeni bölüme hoş geldiniz Umut çiçeklerimm🌸

 

Keyifli okumalar..

 

8.BÖLÜM

 

◇KINA◇

 

Garip hisler içerisindeydim bir yanım gülümsüyor tüm umut ışıkları ile ruhumu aydınlatıyordu. Lakin bir tarafım da tüm karamsarlığı ile ışıklarımı sömürüyordu.

 

Heycanlı mıyıdım yoksa korkuyor muydum emin değildim.

 

Kınam oluyordu üstümde o gün beğendiğim bindallı vardı. Yüzüme kırmızı örtüyü atmışlardı. Yanımda ise o vardı. Asaf.

 

Etrafımızdaki insanlar 'kınayı getir aney' şarkısı eşliğinde etrafımızda dönüyorlardı.

 

Gözyaşlarım sessizce akıyordu. Her ne kadar istemedigim bir evlilik olsa dahi böyle bir günde annem ve babam yanımda olsun isterdim.

 

Aklıma ailem ile olan anılarımız nüfuz edince ağzımdan bir hıçkırık firar etti.

 

İsterdim ki yanımda ki adam sevdiğim aşık olduğum bir adam olsun. Bu gözyaşlarım evimden ayrılacağım için aksaydı kara talihim için değil.

 

Yanı başımda annem olsun doya doya sarılmak isterdim. Babamın dağ gibi arkamda olmasını babamın yanımda olmasını. Sevilmenin tadına varmayı isterdim.

 

Olmadı.

 

Yanımda beni sevmeyen doğru dürüst tanımadığım bir adam vardı. Benden kurtuldukları için mutlu mutlu dans eden Seher ve Şahika yengem.

 

Hıçkırarak ağladığımı fark ettiğimde kendimi frenlemeye çalıştım.

 

Sesli ağlamak yasaktı.

 

Dilşa ses çıkarmamalıydı. Küçük Dilşa hüzünlü gözler ile bana baktı.

 

Sultan teyze küçük Dilşanın yanına gitti "sesli aglamayasın kızım gelip gene dövecekler" küçük Dilşanın titreyen sesi anılarımda yankılandı "küçük çocuklar nasıl sessiz ağlar Sultan teyze?"

 

Derince yutkunduğunu hatırlıyorum. Cevap vermemişti. Küçük çocuklar sessiz ağlamayı bilmezdi ki..

 

Başımda ki kırmızı örtü kaldırılınca kafamı kaldırdım. Zilan bana bakıyordu. "Gelinimiz pek duygusal " dedi sesli bir şekilde. Bir çift kara gözün üstümde olduğunu hissediyordum.

 

"Ellerini uzat yenge" dedi yumuşak bir sesle.

Ellerimi uzattım ellerimi açtığım halde "Şilan hanım gelin ellini açmaz" dedi kıkırdayarak. Anlamsız gözler ile ona baktım.

 

Kızların arasından Şilan hanım geldi açık olan elime bir tane reşat altın koydu ben ve Asafa bakıp tebessüm ederek gitti. Kızlar etrafımıza doluşup kına sürme işini halleti.

 

Kına iki aile arasında olmuştu. Yakın eş dost derken avlu dolmuştu. Yarın ise Zahir konağında düğün olacaktı. Akrabalar arasında tanıyıp tanımadığım bir çok insan vardı. Zinnet hanımın kızı Derin ve gelininde görmüştüm. kızı da onun gibiydi. Gelini için nötürdüm lakin kızının ondan pek bir farkı yoktu. Üstümde kınaya geldiğinden beri kötü gözlerini çekmeyen Asafın üvey kuzeni Berili de unutmamak lazım. Utanmasa üstüme atlayacak.

 

Etrafımızdaki kalabalık dağılmıştı. Herkes kendi halinde eğleniyordu. Serçe parmağına kına sürülmüştü Asafın. Bana dönünce bakışları , benim de bakışlarım ona döndü.

 

Bakışlarını benden çekip ayağa kalkıp gitti.

 

Bende daha sakin bir yere geçip oturdum. Gül yengem ve Sultan teyzem gelip bir şeye ihtiyacım olup olmadıgını ve nasıl olduğumu sormak için bir kaç kez gelmişti.

 

Beril gelip yanıma oturunca bakışlarım ona döndü "hayırlı olsun Dilara" dedi düz bakışlar ile ona dönerek "Dilşa Dilara değil." Dedim.

 

Samimiyetsiz bir ses ile "pardon gereksiz isimler hafızamda pek yer etmiyor"

 

Göz devirmemek için zor tuttum kendimi.

 

"Önemli değil Bircancım" dedim.

 

"İsmim Beril Bircan değil" dedi.

 

"Tüh ne tesadüf bende aklımda tutamıyorum gereksiz isimleri"

 

Uzatmadan farklı bir konuya geçti.

 

"Emire şaşırdım açıkçası daha 3 hafta önce başka bir kız ileydi bu kadar erken olması her şeyin şaşırtıyor."

 

Cevap vermedim. Konuşmak istemiyordum.

 

"Sahi nasıl tanıştınız Dilşa Emirin sana bakışları pek sevgi dolu değil gibi." Dedi.

 

Bu defa göz devirdim. Yanından kalkmak için bir bahane sunacakken Dila'nın sesi geldi. "Ne zamandır insanların bakışlarından ne hissedip yaşadıklarını anlar oldun Beril." Yavaş adımlar ile yanımıza gelirken aynı zamanda konuşuyordu. Yanımıza gelince bir sandalyeye kuruldu.

 

Üstünde ki sade ve şık bir kırmızı saten elbise vardı gözünde ki gözlükleri yerli yerindeydi yüzünde hafif bir makyaj vardı. Kahverengi saçlarını dalgalandırmıştı. Kare yaka elbisesinde göğsünde bazı benleri ortadaydı boynunda eski olduğu anlaşılan bir kolye vardı. Eski olmasına rağmen güzel bir kolyeydi. Şık küpeler ile tamamlamıştı kombinini.

 

Ayak ayak üstüne atarak oturup düz bakışlar ile Berile bakmaya başladı.

 

Beril Dilana dönerek "insan uzun zamandır tanıyınca anlıyor Dilan sen anlamazmısın."

 

Dilanın dudağının bir kenarı kıvrılmıştı "Abimi yıllardır tanıyormuş gibi konuşman komik Beril. Tabi sende haklısın kendi evinden çok bizim evdesin ona rağmen, eve geldiğiniz süre boyunca topu topu 2 kez göremezsin abimi. Ha bahsettigin söz konusu kişi abimse değil gözlerine ,kalbini açıp baksan ne hissettiğini ne düşündüğünü anlayamazsın. O yüzden uza çok boş yaptın bence. Annen sana koca arıyordu koş."

 

Dilanın konuşmalarını şaşkınlık ile izliyordum. Çat çat diye çarpmıştı lafları.

 

Beril şaşkın bakışlar ile Dilana baktı "sen benimle böyle-"

 

"Aynen seninle böyle konuşamam ben kimim falan filan"

 

Beril parmağını kaldırarak "Se-" diyecekken lafını kesen parmağını sert bir el darbesi ile indiren Zilan oldu " Hayırdır Beril ikizime parmak sallamalar falan." Diyip sahte bir gülüş sergiledi.

 

Dilan sandalyede rahat bir pozisyonda oturmuş kollarını bağlamış ikizine bakıyordu sevgi dolu gözler ile.

 

Beril elini indirerek "Siz ikiniz iyice şımarmışsınız"

 

"Gitsene artık " dedi Dilan düz bir sesle.

 

Şaşkınlığım arttı gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Açıksözlülüğün böylesi.

 

Beril sinirle ayağa kalkıp yeri dövercesine sinirle Zinnet hanımın oraya gitti.

 

"Şu kızı hiç sevmiyorum ya Allahtan abim sıfatına bir kez olsun bakmadı sümük gibi yapışırdı." Dedi Zilan arkasından bakarken.

 

Dilan başını aşağı yukarı sallayarak "katılıyorum" dedi.

 

İkisine bakarak "nasıl yani" dedim.

 

Zilan kocaman bir tebessüm ile yanıma oturdu. "Ay yengemm bu kız var ya abimi seviyor daha doğrusu abimi sevmiyor bu şırtanın tek derdi Zahirlerin gelini olmak haftanım 3 günü bizim evdeler abime kendini fark ettirmek için kırk takla atıyor. Ama benim biricik abim yüzüne dahi bakmıyor."

 

Başımı salladım "Demek o yüzden sabahtan beri öldürecekmiş gibi bakıyor." Dedim.

 

Zilan dediklerime"Aman boş ver onu onun atacağı bakıştan ne olacak." Diyerek cevap verdi.

 

Dilan her zamanki gibi düz bakışlar ile etrafa bakıyordu bakışlarımı yüzüne çevirip "teşekkür ederim" dedim.

 

Düz bakışlar ile bana baktı "bir şey yapmadım " dedi ve kalkıp gitti.

 

Zilan bana dönerek "Dilan biraz soğuktur ama kalbinde kötülük yoktur. Çok korumacı abimi de çok seviyor sende hayatımıza yeni gireceğin için tereddüt ile yaklaşıyor. Yani sert gözlerine kanma ikizim ponçik ponçiktir" dedi kıkırdayarak.

 

"Ama gelip seni koruması güzel bir adım tanıyınca eminim çok seveceksin"

 

"İkiniz çok zıtsınız " dedim.

 

Biri her daim gülüp etrafa pozitif enerji saçıyordu deli dolu bir kişliği vardı. Öbürünün ise düz bakışları zor gülen yüzü.

 

Aslında Dilan, Asafa karakter olarak biraz benziyordu.

 

"Evet öyle derler. İkizim insan sevmiyor yenge"

 

Tebessüm ettim dediklerine.

 

"Oo ne kaynatıyorsunuz gelin görümce" diyerek ortama bu defa da Asafın erkek kardeşi Boran dahil oldu.

 

"Senin burda ne işin var" dedi Zilan.

 

"Of erkek tarafı çok sıkıcı Berzan abi ve Emir abim arasında kalmak kalbimi sıkıştırıyor. Adem abi de ortalıkta gözükmüyor." Dedi.

 

"Berzanı hiç görmedim." Dedi Zilan.

 

"Buraya gelmedi akıllım nası göreceksin hem napıcaksın ki sen Berzan abimi."

 

"Ne yapacağım canım ben onu göremeyince merak ettim."

 

Anlamaz gözler ile ikisine bakıyordum.

 

Durumu fark eden Boran "Dilşa yenge olaya Fransız kaldı. Yengem tanışackasın zaten ama ben bir gene tanıtayım. Berzan abi Emir abimin arkdaşı yedikleri içtikleri ayrı gitmez ve ikiside birbirinden meymenetsiz hep bir asık surat hep bir sinir bu ne canım. Adem abi biraz daha kafa bir adam arada bir gülüyor şakalaşıyor. İşte bende ikisinin arasında kalınca kaçtım buraya geldim."

 

Dediklerine güldüm " iyi yapmışsın da kız tarafında garip karşılarlar" dedim.

 

Boran "Aman boş ver yenge karşılarlarsa karşılasınlar" dedi.

 

Zilan ve Boranın anlattıkları komik olaylar olanları unutup gülmemi sağlamıştı. Asafın bazı özellik ve huylarını da öğrenmiş olmuştum laf arasında.

 

Sinirlenince fena sinirlenirmiş hatta evde herkes Asafın sinirinden korkarmış dediği gibi sinirli bir adam.

 

Zinnet hanıma olan sevgisizliklerini de dile getirmişlerdi. Zinnet hanımın kızı Rananında onlar tarafından pek sevildiği söylenemezdi.

 

Asaf genelde işle ilgilendiģi için eve pek uğramazmış. Annannesi Şilan hanım ve halası Aylin hanımı sevdiğini öğrenmiştim. Yalnız o değil Boran, Zilan da çok sevdiklerini dile getirmişlerdi.

 

Kalabalık bir aileydiler ve hepsinin farklı bir hikayesi var gibiydi.

 

Gül yengem aramıza katılınca onunla da konuşmuş gülüşmüştük. Bazı zamanlar zorla halaya kaldırılmıştım. Her ne kadar kendime itraf etmekte zorlansamda bu gece beklediğim kadar kötü geçmemişti. Güzledi

 

Zilan ve Borana çok ısınmıştım. İkiside çok kafaydılar. Boranın başından geçen olayları dinlemek oldukça komikti.

 

Bunların hepsi gerçekleşirken de beni izleyen bir çift kara gözden habersizdim.

 

İmgeyi gece boyunca fazla görmemiştim. Amcamlar nerdeydi bilmiyordum. Şahika ve Seher yengem Zahirler ile akraba oldukları için pek tanımadığım akrabalarımıza hava atıyordular.

 

Gece yarısı Artık herkes yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Şilan hanımın ailesi olan Arnsaları uğurlamıştık. Onlarda sıcakkanlı iyi insanlardı.

 

Boran ve Zilan teşekkür ettmiş öyle uğurlamıştım. Dilana ise tebessüm edip tekrar teşekkür etmiştim. Herkes gitmişti neredeyse.

 

Karşımda o belirince donakaldım. Onun gelmesi ile yengemler yanımızdan uzaklaştı ve baş başa kaldık. Bakışlarımı onun dışında her yere değdiriyordum. Konuşmayacağını anlayınca derin bir nefes verdim sessizce ve "teşekkür ederim krem için" dedim.

 

Gözlerini benden çekmeden "Önemli değil." Dedi.

 

"Yarına Emir Asaf Zahir ile tanışmaya hazır ol Dilşa Zahir. " dedi alaycı bir sesle.

 

"O gün bana evet demen en büyük pişmanlığın olacak." Diyerek arkasını dönüp gitti.

 

Boş gözler ile arkasından baktım. Bu adamla bir ömür nasıl geçerdi?

 

Daha doğrusu ben ne yapacaktım?

 

Arkamı dönüp odama çıktım üstümdekileri çıkarıp duş aldıktan sonra rahat pijema takımımı giyip odaya girdim masanın üzerinde bir tepsi yemek vardı.

 

"Sultan teyze sen var ya mükkemmelsin" diyerek mırıldandım.

 

Tepsideki yemekten bir kaç bir şey atıştırıp yatağa girdim yarının güzel geçmesini ve güzel bir hayat için dua ederek. Uyumayacağımı bile bile uyumaya çalıştım.

 

Bu evlilik ya en büyük pişmanlığım ya da en büyük şansım olacaktı. Ve bu tamamen benim ve onun elin

deydi.

 

Sever miydim bir gün onu, sever miydi ki bir gün beni?

 

🌺🌺🌺

 

Bölüm nasılldıı umarım beğenmişsinizdir bir dahaki bölüm görüşmek üzere 💕

 

YILDIZI PARLATMAYI UNUTMAAĞ🏵

Ig: aleynaasil0

 

ÖPÜCÜWKKK💋

 

Loading...
0%