@aleynaasil_
|
Yeni bölüme hoş geldiniz🕊 Çok erken geldii çünkü bölümler kısa mdmdmdmx Neyse keyifli okumalar hatam varsa affola üçüncü bölüm de yakında sizlerle olacakk
YILDIZA BASMAYI UNUTMAAAĞ❤
2.BÖLÜM
"TESADÜF DEĞİL KADER"
Düşünceler bazen insanı delirtecek raddeye geliyordu. Çok düşünen delirir derler çok düşünen ölüyormuş bunu bu bir ayda iyice anladım. Gitmiyordu ne kafamın içinden ne de rüyalarımdan bir aydır bir kadın görüyordum rüyamda, belli belirsizdi görüntüsü ,sürekli yardım istiyordu bu 1 ayda rüyalarımda sadece bir kere görmüştüm yüzünü bir kere görmeme rağmen unutmak mümkün değildi.
Rüyama giren kadını düşünmekten sıyıracaktım kafayı az kalmıştı.
Düşüncelerimi bölen çalan kapıydı gir komutumla Feza içeri girdi karşımdaki siyah deri koltuğa attı kendini önüme bir dosya bırakıp "aldığımız son ihalenin kar zarar raporu" başımı salladım "eyvallah ikiz" Feza benim ikizimdi ondan 23 dakika önce doğmuştum bunu hep yüzüne vurur bana abi demesi gerektiğini söylerdim. Çift yumurta ikizi olduğumuz için birbirimize aşırı bir benzerliğimiz yoktu. deli dolu hareketli biriydi benim aksime, ben kendi içimde yaşayan sessiz sakin taraftım ama bir araya gelince de eğlencenin dibini vuruyorduk sesimdeki durgunluğu sezmiş olacakki tek kaşı usulca havalandı "hayırdır inşallah,neyin var fazla durgunsun Hazar"
Dosyayı kenara bırakıp derin bir soluk verdim "sana anlattığım mesela var ya onu düşünüyorum kafam ona takıldı." Kıstığı gözlerle bana bakmaya başladı. "Rüyanda ki kız mı?" Başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım. "Evet rüyamdaki kız bir aydır çoğu gece rüyamda benden yardım istiyor kimdir nedir bilmiyorum. Ömrü hayatımda görmediğim kız."
"Görsen tanır mısın?" Sorusuna biraz düşündükten sonra cevap verdim. "Tanırım yüzünü bir kere görsem tanırım üzerimde büyük etki bıraktı neden yardım istiyor bilmek isterdim." Derin bir soluk verdi Feza "Hayırlısı kardeşim." Eyvallah dercesine başımı salladım. Bir kaç saniye sonra "öğlen yemeğini gidip dışarıda yiyeli mi?" Gülümseyerek onayladım dediklerini "gidelim." Dedim ayakalanmamızla kapı hızla açıldı gelene baktığımda bizden küçük olan erkek kardeşim Hamzaydı.
Nefes nefese kalmış bir şekilde karşımızdaydı Feza ile anlamaz bakışlarımız üzerinde dolandı ne oldu dercesine yüzüne baktık.
"Abi" dedi nefes nefese "Abi Rüveyda" hızla yanına gittik Feza omuzlarından tutarak "Ne oldu Rüveydaya?" Diye endişeyle sordu Rüveyda kız kardeşimizdi. "Abi Rüveyda kaçmış." Diyince beynimde sesi adeta yankılanmıştı. Ne demek Rüveyda kaçmış!? Benim kardeşim yapmazdı öyle şey bilmez miydi sonuçlarını başına gelecekleri? Nasıl böyle bir sorumsuzluk yapmış olabilirdi!
Feza üstündeki şaşkınlığı atınca dişlerinin arasından "kime kaçmış" dedi sinirle.
"Yıldırımlardan Halile" Hamzanın cevabıyla Feza yeri dövercesine hızlı adımlarla ilerledi ardından da ben. İkimizden, sakin olup mantığıyla hareket eden bendim lakin Feza öyle değildi çabuk öfkelenir çabuk yatışırdı. Dobra biriydi ve duygularını göstermekten asla çekinmezdi.
Arkasından sakinleştirmeye çalışsam da fayda etmedi Rüveyda nasıl böyle bir şey yapardı hâlâ aklım almıyordu.
Arabaya binmesiyle bende hemen kendimi yanına attım bir delilik yapacaksa engel olmalıydım. Olay muhtemelen ağaların kulağına gitmişti. Karar tez verilirdi. İnşallah sonu kötü bir şeye çıkmazdı.
İki son vardı ya ölüm ya berdel. Kardeşimi asla önlerine atmazdım.
🕊
Siyah arabalar art arda Yıldırım konağının önünde durdu. Gelenler tüm heybetiyle Ataşoğlu erkekleriydi. Önden inen Hazardı ardından tüm siniriyle ikizi Feza indi en arkada ise Hamza. Yıldırım konağının kapısına sinirle vurmaya başladı Feza. Hazar ellerini arkasına bağlamış çatık kaşları ve dik duruşuyla kapının açılmasını bekliyordu.
Babası vefat ettikten sonra aşiretin başına geçmiş ağa olmuştu. Heybetiyle bilinirdi sözü geçerdi ona saygıda kusur etmek ise cesaret isterdi. Sakin biriydi öyle ki bu sakinliği bazen ürkütüyordu.
Kapı bir hizmetli tarafından açıldı kız kapıyı açıp geri çekildi. Feza içeri hızla girdi Hazarın aksine Feza sinirli ve dobraydı.
"Nerede lan o Aziz ağanız! Aziz ağa çık deliğinden lan" tüm öfkesiyle bağırdı.
Yıldırım konağındaki tüm üyeler tek tek dışarı çıkmaya başladı Aziz ağa ve oğlu aşağı inip tam Ataşoğlu erkeklerinin önünde durdu ona öldürecekmiş gibi bakan üç çift göze gözlerini kısarak baktı. Tabi ki de her şeyden haberi vardı lakin bilmemezlikten gelmek her zaman daha kolayı olmuştu. Ataşoğullarını sevmezdi tabi karşısındaki adamlar da onu sevmezdi.
Mardin topraklarında kötülüğüyle bilinirdi Aziz ağa bir çok eve ateş düşürmüştü kötü huyları ve kararmış kalbiyle onu seven de sayan da pek yoktu. Bencil ve nankör bir adamdı.
"Kardeşim nerede?" Diye konuştu dişlerinin arasından Feza.
"Kardeşin mi nerden bileyim ben Kardeşinin nerede olduğunu Feza!"
Feza iki elini de Aziz ağanın yakasına atınca etraflarındaki Aziz ağanın torunları ve Oğulları harekete geçecekken Hazarın "yerinizden kıpırdarsanız ayaklarınızı kırarım." Diyen sert sesiyle Sertçe yutkunup yerlerine sindiler aksi halde Hazar ağanın sinirlenince nasıl birine dönüştüğüne şahit olmuşlardı.
"Feza bırak" diyince Feza sertçe bıraktı. Aziz ağa bir kaç adım geriye sendeledi bu hateketle.
Hazar çatık kaşlarla Azize baktı "bilmemezlikten gelme Aziz ağa Torunun Halil kardeşimi kaçırmış hemen arıyorsun hangi cehennemdeyse geliyor bu olay daha fazla büyümden hallolacak."
Aziz dik durmaya çalışarak "Nerede olduklarını bilmiyorum." Dedi.
Feza keyifsizce güldü "Bu işin sonunda ne var biliyorsun değil mi Aziz ağa" sondaki ismini alayla söylemişti "ya berdel olacak ya da o torunun Halil ölecek aksi halde ben bacımı size kurban etmem."
Aziz ağa kaşlarını çatarak "Benim kızım yok bilmez misin ne demek berdel olmazsa Halil ölecek!"
Feza ürkütücü bir ses ve sert bakışlarla Aziz ağaya baktı "Senin torunun Halil benim bacımı kaçırdı olacak bir cezası."
Hazar sert bir soluk verdi başını sağa sabır çekercesine çevirdiğinde gördüğü kızla sertçe yutkundu arkasında birleştirdiği elleri iki yanına düştü. Kehribarlarına şaşkınlık hakim oldu. Bu o kızdı rüyasında sadece bir kez gördüğü kızdı. Kızla göz göze gelince tüyleri diken diken oldu.
Berbat bir haldeydi. Yamuk yumuk kesilmiş saçları morluklarla dolu yüzü alçılı kolu... berbat görünüyordu öyle ki titreyen dizleri ayakta bile zar zor durduğunu gösteriyordu.
Sertçe yutkundu Hazar,kim yapmıştı ona bunu? İçinde tarifi imkansız öfke tohumları can buldu bunu yapanı bulacak onu da aynen bu hale sokacağına ant içti.
Kız bakışlarını Hazardan çekti Hazar bacaklarının daha fazla titrediğini görünce her ihtimale karşı kıza yakın olmak için bir kaç adım attı.
"Dede!" Diye bağırdı. Aziz ağanın bakışları kıza döndü. Yukarıdan Şermin yengesinin çığlığı yükseldi. Herkesin bakışları ona döndü. Aziz ağa ellerini arkasında birleştirip çatık kaşlarıyla kıza baktı.
Bu nereden çıktı diye mırıldandı kendi kendine aziz ağa karşısındaki kıza nefret dolu gözlerle baktı sevmezdi onu onun yüzünden oğlu evi terk etmişti uğursuzluktan başka bir şey değildi. Ondan kurtulmak için hemen vermişti.
"BEN GELDİM ÖZLEDİN Mİ DEDE? BAK İYİ BAK BENİ NE HALE GETİRDİĞİNİ GÖRMEN İÇİN GELDİM NASIL ŞAHESERİNİ BEĞENDİN Mİ DEDECİĞİM" acı doluydu karşısındaki kızın sesi umursamadı dedesi.
Her zamanki haliydi vicdanının sesini susturmuş bir insandı Aziz ağa.
"Ne saçmalarsın sen Hazal!? Ben ne ettim sana ne bu halin!" Hazala ne olduğu umrunda dahi değildi onu Şiwana vermişti artık Şiwanındı bu konağa kefeniyle girerdi yalnız.
Bilmiyordu ki karşısındaki kız zaten ölüydü.
Aziz ağanın söyledikleriyle Hazal deli gibi gülmeye başladı gülmek dahi vücuduna tarifsiz bir acının nüksetmesine sebep oldu. Kahkahalarının arasından "Ne mi yaptın?" Gözlerinden gülmekten gelen yaşlar ağlamaya dönmüş sıcak yaşlar göz pınarlarında yerini almıştı.
Kardeşleri için gelen Ataşoğulu erkekleri şaşkınlıkla karşılarındaki manzarayı izliyorlardı Feza gördüğü kız ile daha çok sinirlenmiş kendini dizginlemek için yumruklarını sıkmaya başlamıştı aksi halde elinden çok büyük bir kaza çıkacaktı. Bunlar nasıl vicdansız adamlardı lan!
Hazal göz yaşlarının arasından "Ne mi yaptın anlatayım; sırf bir kaç kuruş para için beni Şiwan denen o adama sattın sen! 6 aydır cehennemi yaşıyorum orada bir gün bile biriniz gelip beni sormadınız 6 ay boyunca o konaktan çıkmama izin vermediler bir insan yüzü görmeye hasret kaldım. Tüm kemiklerimi..." dedikten sonra acıyla yutkundu zorla derin bir nefes verdi "tüm kemiklerimi kırdı" alçıdaki kolunu kaldırıp "iki gün önce kolumu kırdı ama dün gece yine gelip dövdü defalarca aradım sizi bir kere ya bir kere cevap vermediniz"
Hazar acıyla yutkundu nasıl kıymışlardı? küçücük bir şeydi orta boyu ve zayıf vucuduyla çocuk gibiydi ki zaten hâlâ bir çocuktu.
Feza sert bir nefes verdi "sikerler" diye mırıldandı.
Hamza olanlar karşısında şaşkındı tıp mezunuydu bir hastanede staj yapıyordu kızın ağzından kan tükürdüğünü görünce işlerin iyi gitmediğini anlamıştı kızın her halinden birazdan kendinden geçeceği belliydi. Korkuyla bir soluk verdi.
Ne yapmışlardı bu kıza böyle?
Aziz ağa acımasız gözlerle Hazanın yüzüne baktı sözleri bir kılıç kadar keskindi kanatıyordu"sen artık onunla beraber oldun namusu oldun Şiwanın. Aranızdaki meseleyi halledersiniz " diyince karşısında duran üç adamda öldümcül bakışlarla yüzüne baktı Hazar "kes sesini lan vicdansız şerefsiz" diye tısladı. İçinden Aziz ağaya saydırmaya başladı onun da cezasını verecketi bu kızın bu halde olmasında kimin suçu varsa hepsinin burnundan fitil fitil getirecketi.
"Merak etme dedeciğim" diyen Hazalın sesiyle bakışları ona döndü "bana dokunmadı sevdiği başka bir kadın var ona ihanet edemezmiş bana dokunarak. Aynı yatakta dahi yatmadık çok şükür bana tek dokunduğu anlar dövdüğü anlardı emin olabilirsin" keyifsiz bir gülüş oluştu dudaklarında kalbinin sıkışmasıyla nefesinin kesildiğini hissetti. Hazar biraz daha yaklaştı kıza endişe içerisindeydi. Hiç iyi gözükmüyordu.
Hazal bakışlarını Yıldırım ailesinin üzerinde tek tek gezdirdi. En son dedesinde durdu bakışları kalan son dermanıyla "Allah şahidim olsun ki ne bu dünya da ne öbür dünyada hakkım hiç birinize helal değildir. Sizi Allaha havale ediyorum. Sizi aff-" sözünü tamamlamasına kararan gözleri ve dönen başı izin vermedi. Hazar aralarındaki mesafeyi hızla kapatıp düşmeden yakaladı kırılacak bir eşyaymış gibi tuttu ellerini bacaklarından geçirip kızı hemen kucakladı.
Hüzünlü gözlerle yüzüne baktı gözlerini kısıkça açmış ona bakan kahveler saf acı doluydu.
"Hamza!" Diye bağırdı endişeyle. Hamza hemen yanında bitmişti Hazalın kafasını diğer tarafa çevirip kan kusmasıyla endişesi ikiye katlandı. Başını tekrar çeviremeyip Hazarın üstüne kan kustu üstündeki beyaz gömleğine bulaşan kanlar Hazarı korkuttu.
"Sikeyim kız resmen kan kusuyor lan" diye sinir ve korkuyla söylendi.
"Çabuk arabaya diye bağırdı" Feza.
Hamza abisine bakarak "iç kanaması olabilir abi kan kusması iyi degil. " hızla arabaya bindiler Hamza, Hazalın nabzını kontrol etti. Hazar elini Hazalın saçlarının arasından dolaştırıyor yüzünden çekiyordu.
Asla duymak istemeyeceği sözler Hamazanın ağzından çıktı "nabzı çok düşük." Bu sözler adeta bir ok gibi Hazarın kalbine saplandı. Hayır. Ölemezdi çok küçüktü ölemezdi!
Kulağına yaklaşıp acıyla konuştu "dayan, yaşa yaşa ki sana yaşadığını hissetireyim. Daha çok küçüksün ölmek için..." Fezaya dönerek "Daha hızlı sür şu arabayı"bağırmasına Feza "hızlı sürüyorum" diye karşılık verdi. Elinden gelen tek şeyi yaptı dualar etmeye başladı. İyi olması için. Hafızdı Hazar, ayetleri okuyup Allahtan tüm kalbiyle yardım ve Şifa istedi.
Bu kadar erken gitmemesi için tüm kalbiyle Allaha yalvardı.
Hayatta hiç bir zaman tesadüflere inanmazdı kadere inanırdı bu kız onun kaderiydi yemin etti kaderinin elini bırakmayacağına dair. Ve artık anlamıştı rüyalarında peşini bırakmayan Hazalın neden yardım istediğini. Peki yardım etmek için geç mi kalmıştı?
Bu olanlar tesadüf değil kaderdi...
🕊🕊🕊
Bu bölüm karakterlerimizi azıcık tanıyalım dedimm kurguya yavaş yavaş girecezz
KURGU NASILL V E İLERLEYEN BÖLÜMLERDE NELER OLACAK SİZCEEE
YILDIZA BASMAYI VE SATIR ARASI YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN LÜTFEN ÖPTÜMM💖💋
|
0% |