@aleynaasil_
|
Yeni bölüme hoş geldiniz🕊 YILDIZA BASMAYI VE SATIR ARASI YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN LÜTFEENN
Hatam varsa affola keyifli okumalar...
4.BÖLÜM
"KARAR"
Savuran konağında ağların toplandığı odada yoğun bir gerginlik vardı. Başa Savuran aşiretinin ağası olan Kemal ağa oturmuştu Mardinin en yaşlı ağasıydı bu nedenle yaşından dolayı hürmet edilir, Saygı duyulurdu hakkaniyetli adamdı toplantılar onun konağında gerçekleşirdi. Hemen yanında ise Hazar oturuyordu Sağ köşede oturan Şiwan Şaha öldürecekmiş gibi bakmaktan ise asla vazgeçmiyordu alçıdaki koluna ise zevkle bakıyordu. Diğer yandan ise Feza Halile öldürecekmiş gibi bakıyordu Kemal ağa gerginliği daha fazla sürdürmek istemediği için söze girdi.
"Hepiniz tekrar hoş gelmişsiniz ağalar." Selamını almak manasında ağalar başını salladı. "Neden toplandığımızı bilirsiniz. Halil Ataşoğullarından kız kaçırmıştır bunun sonucunda ya berdel ya da Ölüm vardır. " Hazara doğru döndü Kemal ağa "Ne dersin Hazar ağa?"
Hazar sert bakışlarını Yıldırım ailesinin üzerinden çekmeden "berdel olacak." Dedi. Aziz ağanın an be an rahatladıgına şahit olmuştu. Aziz ağanın oğlu Sinan lafa atlayarak "berdel falan olmayacak benim kızım daha küçüktür kimseye vermem." Tek bir tane kızı vardı Gonca kızını çok severdi şimdi yiğeninin hatası yüzünden kızını kimseye yem etmezdi. Babasının ona dönen sert bakışlarına aldırmadı.
Feza rahat bir tavırla "kızın kaç yaşındadır Sinan" Sinan sert bir soluk verdi "17 yaşında" Feza komik bir şey söylenmiş gibi gülmeye başladı öyle ki ağalar şaşkınca Fezaya bakıyordu. Hazarın dudağının bir köşesi sinirle kıvrılmıştı. "Vay be Sinan 15 yaşındaki kız da küçüktü ne diye Şiwan itine verdiniz." Son söyledikleriyle Şiwan dişlerini sinirle sıktı. Ağaların kulağına bir şeyler gitmişti lakin aslını astarını bilmiyolardı. Hazarın söyledikleriyle Sinan başını öne eğdi Fezanın gülüşü yerini öfkeli bir yüze vermişti.
Hazar tüm ağaların üstünde bakışlarını tek tek gezdirdi "altı ay önce Aziz ağa 15 yaşındaki torunu Hazalı Şiwana vermiş 3 ay sonra 16 yaşına girmiş 6 aydır Şiwan itinin yanında." Ağalar kendi arasında Aziz ağa ve Şiwanı ayıplayarak konuşmaya başladı Kemal ağanın Hazara sorduğu soru üzerine sustular "Adilin kızı mı?"
Hazar başını salladı onaylayarak Kemal ağa sert bakışlarını Aziz ağaya çevirdi "Bilin bakalım kız şimdi nerede?" Meraklı bakışlara Hazara döndü "yoğun bakımda canıyla cebelleşiyor. Bu it kızın kemiklerini kırmış kız da daha fazla dayanamamış gelmiş Yıldırım konağına o esnada biz de kız kardeşim için ordaydık. Bayılınca hastaneye görürdük iki yerden" sert bakışlarla Şiwana baktı elinde olsa çeker vururdu "iki yerden iç kanması varmış." Merhameti içinde vuku bulan ağalar sert bakışlarını Şiwana yöneltti Saadet ağa "Hiç mi vicdanınız sızlamadı ulan insanlığınıza tüküreyim. Bu saaten sonra benim böyle vicdansızlarla işim olmaz tüm sözlesmelerimi fesh ediyorum. İş anlaşmlarımızı bozuyorum." Aziz ağa ayaklanarak "ne diyorsun Saadet onca seneyi tek bir seferde silecek misin?"
"Sileceğim Aziz ağa o kızın ahı hepimizi yakar." Saadet ağayı diğer ağalar da onayladı Berat ağa Şiwana hırsla bakıp "Bende Şiwanla olan tüm anlaşmları fesh ediyorum böyle bir adamla işim olmaz."
Şiwan burnundan sert bir soluk verdi bakışlarını Hazara çevirdi "Ağalar! Ne olursa olsun o benim imam nikahlı karım ve artık namusum. Kimse onu benden alamaz"
Hazar "siktir lan kıza 'benim sevdiğim kadın var senin için ona ihanet edemem' demişsin bizi mi kandırıyorsun lan Sibele olan aşkını bu Mardinde bilmeyen yok. Piç madem başka kadın seviyorsun ne diye yanındakine zulmediyorsun lan delirecem kız saatlerce kan kustu saçını kesmiş kolunu kırmışsın Allah bilir psikolojisi ne haldedir lan Şiwan lan Şiwan bunlar yanına kalmayacak hele o kız yoğun bakımdan çıkmasın o zaman göstereceğim ben sana dünyanın kaç bucak olduğunu." Hazarın bu sert çıkışına tüm ağalar şaşkınlıkla bakıyordu Hazar bu denli kızdıysa işler gerçketen de yolunda değildi genelde sakin taraf o olurdu ama bu gün gözleriyle dahi Şiwan ve Yıldırım ailesini gömüyordu.
Şiwan öne atılarak "kanıt sunmadıgınız sürece karımı size vermem kurallar böyledir değil mi Kemal ağa kanıt olmadığı sürece beni suçlayamazlar." Hazar sert bir soluk verdikten sonra Kemal ağaya döndü Kemal ağa da kararsız kalmıştı kanıt olmadan bir karar veremezdi "Kanıtlar bulunana kadar kız Ataşoğullarında kalacak tabi ölmezse" son cümlesini iğneleyerek söylemişti. Hazar dikleşip alev topuna dönmüş kehribarlarını herkesin üzerinde gezdirdi "Kanıtları bulacak o kızı Şiwan itinin elinden alacağım. Berdel olacak" bakışları Sinana döndü "Sinanın kızını değil Adilin kızı Hazalı kendime alacağım. Bunu alın beyninize iyice kazıyın." Kemal ağaya döndü bakışlar"O vakit karar verilmiştir Berdel olacak" Hazar ayaklandı bakışları Şiwana döndü"yarın akşam gene toplanasınız ağalar! Kanıtları önünüze sunacağım." Emin adımlarla odadan çıktı. Arkasından Şiwan derin bir soluk verdi kanıt mı vardı elinde, o yüzden mi bu kadar erken topluyor ağaları diye düşünmeden edemedi.
Arkasından ayaklanan Feza Halile yaklaştı Fezanın ona yaklaşmasıyla sertçe yutkundu herkes biliyordu ki Fezanın deli bir tarafı vardı ve bu çoğu zaman insanları korkuturdu.
Halilin üstüne eğilip kulağına yaklaştı "Kardeşimin tırnağına dahi zarar gelse ondan tek bir şikayet dahi duysam Mardini sana değil tüm ailene mezar ederim Halil sakın arkasında kimse yok sanma onu sana değil sadece Allaha emanet ediyorum." Ürkütücü sesi Halilin tüylerini diken diken etmişti Feza uzaklaşınca biraz ,ne zaman tuttuğunu dahi bilmediği nefesini usulca verdi yüzüne birden savrulan yumrukla neye uğradığını şaşırdı. Feza attığı yumruktan sonra ceketini düzeltti ona bakan Halile sahte bir gülümsemeyle "sadece ufak bir uyarı" bakışları yıldırımlara döndü şaşkınlıkla Fezaya bakıyorlardı "Bana bakın kardeşime iyi bakın Allah şahidim olsun kılına zarar gelse sülalenizi yok ederim." Son cümlesini de söyledikten sonra ellerini cebine koyup arkasını dönüp gitti.
Hazar Avluya indiği esnada Rüveydayı kadınların yanında görünce sertçe yutkundu arkasından gelen Feza da gördüğü manzaraya aynı tepkiyi vermişti. Gözlerinin içi kızarmış Rüveyda kaynanasının yanından kalkıp abilerine doğru gitti. Feza onlara gelen Rüveydayı görünce gözlerini sıkıca yumdu.
Karşılarında duran Rüveyda göz yaşlarını tutamayıp ağlamaya başladı çok pişmandı nasıl böyle bir hata yaptığına aklı almıyordu. İki abisinin de boş bakışları canını yakıyordu.
"Abi..." diyen Rüveydanın sesi ile kardeşine sarılmamak için zor tuttular kendilerini.
"Kızgın mısınız bana?" Feza yumduğu gözlerini açıp kardeşine baktı. "Kızgınız onun yanında bir de kırgınız sen nasıl bunu yaparsın Rüveyda hiç mi bizi umursamadın?" Abisinin sert sözleriyle ağlayışı hızlandı Hazar abisi kırılınca sessizliğine sığınırdı Feza ise sinirine.
Hıçkırıklarının arasından "özür dilerim abi ben bilmiyorum izin vermezsiniz sandım o aileyi sevmiyorsunuz sevdim onu abi çok sevdim sizi ezerek böyle bir şey yaptığım için çok pişmanım." Hıçkıra hıçkıra aģlamaya başladı abilerine biraz daha yaklaştı göz yaşlarının arasından "bir kere sarılsanız olmaz mı abi son kez" abilerinin bir şey dememesinden güç alarak kollarını iki abisinin gövdesine sardı bir kolunu Fezaya birini ise Hazara bir patlama yaşıyormuş gibi sesli ağlamaya başladı.
Feza ve Hazarın bakışları birbirine döndü Feza başını iki yana sallayınca Hazar yutkundu. İkisi de kolunu kaldırıp sarılacakken yapamadılar Rüveyda sarılışına karşılık alamayınca daha çok ağladı. Hazar sert bir soluk verdikten sonra kolunu kardeşine sardı ardından da Feza bu anı bekliyormuş gibi kardeşini sarıp sarmaladı. Annelerinin dedikleri akıllarına gelmişti kardeşlerini sahipsiz bırakıp sırt dönemezlerdi.
Babalarının emanetiydi Rüveyda babaları öldüğünde Rüveyda kundaktaydı daha. iki abisi ona baba olmuş her daim yanında olmuşlardı. Kesik kesik nefeslerinin arasından "özür dilerim abi" diye mırıldanıyordu Rüveyda.
Birbirlerinden ayrılınca Hazar kardeşinin gözyaşlarını sildi "Sana o konakta bir şey yaparlarsa çekinmeden gelip bize söyle kapımız her daim sana açık ama şunu unutma ki bir tarafımız sana hep kırgın olacak eskisi gibi olamayız ama biz hâlâ abileriniz." Feza gözünden akan yaşı hızla silip Rüveydaya baktı "bir derdin sıkıntın olduğunda gelmekten çekinme" söyleyeceği kelime için kendini hazırladı "Rüveyda" Fezanın son kelimesi Rüveydanın kalbine bir hançer misali saplandı abileri ona Rüveyda demezdi hiç dememişlerdi yıllardır kendini bildi bileli abileri ona 'Rüv' derdi isminin kısaltılmasını sevmediği için sinir olur abisine öyle deme derdi Feza sinir olduğunu bildiği için söylemekten asla vazgeçmez 'ben üşengeç bir insanım Rüv' derdi. Hazar abisi ise 'ismin çok uzun vaktimi alıyor' der saçlarını karıştırırdı.
İlk defa ismini söylemiş üşenmemişti Feza.
Bu onun içinde zordu aralarındaki bağın eskisi gibi olmayacağını belirtmişti.
"Biz artık gidelim" Hazar Fezayı başını sallayarak onayldı "Allaha emanet ol." Demiş ve arkalarına bile bakmadan Savuran konağından çıkmışlardı.
Rüveydayı yaptığı hatanın pişmanlığı ile baş başa bırakmışlardı.
Arabalarına geçtiklerinde ikiside gözlerinden süzülen bir kaç damla yaşa engel olamamıştı. Kendilerini toparlayıp hastanenin yolunu tuttular.
Hazar yarın için düşunmeye başladı. O kanıtları ne olursa olsun bulacaktı.
"Kurtaracağım seni kız çocuğu" dedi kendi kendine sözler ağzından bir yemin gibi çıkmıştı.
🕊🕊🕊
5 bölüm yarın ya da bu akşam gelir muhtemelenn
YILDIZA BASMAYI UNUTMAAAĞ ÖPTÜWMM💋
BİLDİRİMLERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN İnstegram HESABIMI TAKİP EDEBİLİRSİNİZ💖
|
0% |