Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Ayrılık / Kurtuluş

@aleynaravza

Neredeyse on beş dakikadır gelmeyen arkadaşını merak eden Ege, bahçeden içeri girdi. Lavaboya baktığında boş olduğunu görünce arkadaşına seslendi.

"Eren nerdesin?" dedi. Lakin evde Eren'den iz yoktu. Tekrar salona geldiğinde aşağı kattaki hareketliliği fark edip merdivenlere yöneldi bir hışımla.

"Allah kahretsin." dedi. Çünkü anlaşılan Eren Talya'nın yanındaydı. Merdivenlerdeyken duyduğu cümle ile adımlarını iyice hızlandırdı.

"Talya ne oldu sana? Bunları Ege mi yaptı?" diyordu.

Merdivenin sonuna geldiğinde ayakları titreyerek odaya girdi ve iç çamaşırıyla kalmış bir adet Talya ve yanında da hayretler içinde Talya'nın sırtını inceleyen bir Eren vardı...

"Burada neler oluyor?" dedi her bir hücresini kıskançlık saran Ege. Yerde çıkarılmış olan tişörte kaydı gözleri. Karısı yarı çıplak bir şekilde ortağının önünde duruyordu. Tüm vücudunu sinir sarmıştı.

"Asıl sana sormak lazım Ege, bu kızın bu odada ne işi var." dedi Eren.

Arkadaşı için kız kaçırma işine girmişti lakin emanet olan kızın bu halini gördüğünde içi parçalanmıştı. Asla böyle bir caniliğe göz yumamazdı.

"Karımın yanında ne yapıyorsun? Üstelik çıplak bir şekilde?" diye tekrar soru sordu Ege. Ellerini yumruk yapmış gelecek olan cevabı bekliyordu Ege. Şu an karşısında kim olduğunun bir önemi yoktu.

"Ege, soruya soruyla karşılık verme. Bu kız nasıl bu hale geldi?"

Ege bu sorulardan sıkılıp Talya'yı almak için hamle yaptı lakin Talya, o hamleden kaçıp Eren'in arkasına sığındı. Buna karşılık iyice sinirlenen Ege, yumruk yaptığı elini Eren'in suratına geçirdi.

"Sen benim karıma nasıl karışırsın lan? İsteğimi yaparım, sana ne?" demişti. Artık efendiliğini bir kenara bırakan Eren de ortağına karşılık vermişti. İkili birbirini yumrukluyordu resmen.

"Sen ne kadar adi bir adamsın? İnsan sevdiğine bunu yapar mı lan?" demişti Eren.

"Sana ne yarrağım! İstediğimi yaparım. Kız benim!" diyerek karşılık vermişti Ege. Talya ise bir kenara geçmiş ağlıyordu. Herkes kendisi için kavga ediyordu ve onun kavgayı ayıracak gücü yoktu.

Yasemin ise bahçeye kadar gelen kavga seslerini duyup sesi takip ederek koşarak bodrum katına gelmişti. Gördüğü manzara karşısında anında ikiliyi ayırmaya çalışmıştı.

"Beyler yeter artık!" diye var gücüyle bağırmıştı.

Kavga etmeyi bırakan ikili Yasemin'in bağırmasıyla kendilerine gelmişti lakin ikilinin durumu hiç iyi değildi. Ege'nin yine burnu kanıyordu ve kaşı patlamıştı. Eren'in ise çenesi morarmıştı ve onun da bir kaşı patlamıştı. Kavganın nedenini öğrenmek isteyen Yasemin sürekli ne olduğunu soruyordu.

"Yasemin şu kızın haline bak. Bu pis yaratık Talya'ya işkence edip buraya kapatmış!" diyerek kükredi Eren.

Eren'in sözü üzerine Talya'yı inceleyen Yasemin şoka girmişti. Genç kızın tüm vücudu yara bere içindeydi.

"Ege, sen ne yaptın?" deyip Talya'nın yanına gitti ve genç kıza sarıldı. Ağlayan kız da ona karşılık verip sıkı sıkı sarılmıştı.

"Sen, benim karımı nasıl soyarsın!" diye deli gibi konuşuyordu Ege.

"Ya senin ecdadını sikerim, psikopat. Olay çıplak olması mı sence?" diyerek tekrar bir yumruk attı Eren.

Yasemin tekrar birbirine giren kedi ve köpeği zar zor salona çıkartıp ardından da yardıma muhtaç olan Talya'yı giyindirip yukarı çıkarmıştı. Evdeki gerilim dışarıdan bile hissediyordu. Ege kıskançlıktan kuduruyordu. Karşısında oturan Eren de sinirden köpürüyordu. Yasemin de yanlarına gelip oturduğunda Eren konuştu.

"Amerika'daki ihaleye sen de geleceksin Ege. Bu kız senden kurtulmalı az da olsa. Sen gelene kadar da karar verecek. Kalmak istemezse de sike sike kabul edip plan yaptığın gece ne söz verdiysen onu tutacaksın." dedi.

Acı içinde yerinde kıvranan Ege kafasını sağa sola salladı. Eren'in bahsettiği olay eğer Talya kendine alışmazsa hayatından çıkıp ona güvenli bir hayat kurmasıydı.

"Hayır, gelemem. Talya da gitmeyecek!" diyordu. Buna karşılık Yasemin söze girdi.

"Bak Ege, Talya'nın yaşadıkları hiç kolay değil. Üstüne üstelik sen kıza işkence çektirmişsin. Biraz ayrı kalmanız ikinize de iyi gelecek."

"Ben yapamam, ayrı kalamam!" deyip ayağa kalkarak Talya'nın yanına geldi.

"Sen ayrı kalmak istiyor musun?" dedi gri gözleriyle sevdiğine bakarken. Aslında sorusunun cevabını biliyordu ama bir umut sormuştu bu soruyu. Talya, başını olumlu anlamında sallamıştı.

"Hayır sevgilim, ayrılmayalım." deyip ağlamaya başladı Ege. Talya ise karşısındaki adama donuk gözlerle bakıyordu.

"Sana kötü davranıyorum biliyorum, ama inan ki elimde değil." diyerek Talya'nın ellerini tutmaya çalışıyordu. Talya ise bu teması istemediği için Eren'in yanına geçmişti.

"Ege, bu ayrılık size iyi gelecek. Talya da sen gelene kadar düşünsün. O zaman kararınızı ortaklaşarak verirsiniz" dedi Eren. Talya arkasında korkudan sırtını tırnaklıyordu. Ardından da ortam sessizleşmişti. Normalde yarın Eren Amerika'ya ihale ve toplantı için gidecekti ama bugün olan olaylardan sonra Ege bavulunu hazırlayıp Eren'le birlikte yola çıkacaktı.

Koltukta omuzları sarsıla sarsıla ağlayan Ege, bu kısa-belki de uzun- olan ayrılığı istemiyordu. Çocuk gibi Eren'i ikna etmeye çabalıyordu ama Eren nuh diyor peygamber demiyordu.

Bu ayrılma Talya'ya çok iyi gelecekti. Hem de Ege, biraz uzak kalacağı için Talya'ya zarar vermeye cesaret edemeyecekti. Çünkü biraz daha Talya'ya zarar verirse Eren, Talya'yı sonsuza dek Ege'den kurtaracaktı. Artık bu vebale ortak olamazdı.

Eren, Ege'yi yatak odasına çıkartarak valiz hazırlatmaya başladı. Yavaş yavaş eşyalarını bavuluna koyan Ege oflayıp pufluyordu.

"Eren vazgeç şu karardan. Ben gelmek istemiyorum." dedi gri gözlü adam.

"Ege bundan kaçamazsın. Bak bu fikir sizi ya iyileştirecek ya da ikiniz için yeni kararlara gebe olacak." dedi. O sırada bakım çantasını valize koymaya çalışan Ege yatağa attı kendini.

"Ben Talya'yı çok seviyorum, anlamıyorsunuz."

"Ama Talya'ya zarar veriyorsun." dedi Eren. Ardından derin bir nefes aldı iki erkek. Çünkü ciddi ciddi bu ilişki hakkında konuşmaya başlamışlardı.

"Neden bana söylemedin?" dedi Eren dostuna. İkisi yaklaşık bir saat önce yumruk yumruğa kavga da etmiş olsalar da onlar sıkı dostlardı.

"Neyi?" dedi Ege. Aslında anlamıştı ama anlamamışlığa vermişti kendini.

"Bu vahşi dürtünü?"

"Sen olsan söyler miydin?" dedi Ege.

"Hayır tabi sik kafalı herif." dedi Eren. Kendini arkadaşının yerine koyunca gerçekten de böyle bir şeyin söylenemeyeceğini anlamıştı. Çok korkutucu bir özellikti bu sadistlik. Hemen tedavi olmalıydı Ege, çünkü Talya çok zarar görüyordu.

İkili birbirlerini kasmayı bırakarak gülmeye başladılar.

"Eren, sence bu bağımlılık mı aşk mı? Onu çok seviyorum ama beni deli ediyor. Delirince de yaptığım şeylerin sonunu düşünmeden hareket ediyorum."

"Bak dostum bunun kararını ben veremem ama bildiğim bir şey varsa bir kadın bu kadar acıyı kaldıramaz."

"Haklısın..."

İki dost yatak odasında hem konuşup hem de valiz hazırlarken Talya salonda uyuyakalmıştı. Yasemin ona biraz yemek yedirmişti ve üstünü de güzelce örtmüştü. Genç kız için hayat gerçekten çok zordu. Ege'nin gidişi kıza iyi gelecekti.

Merdivenlerden inen iki yakışıklıyı gören Yasemin gitme vaktinin geldiğini anlamıştı. Eren ve Ege yurt dışına çıkacaktı Yasemin de ara ara Talya ile ilgilenecekti. Böylelikle Ege'ye bir ders, Talya'ya da nefes olacaktı.

Bu eve her geldiğinde bir olay yaşayan Yasemin sevgilisine sarıldı. İki delinin ilişkisi kendilerini yoruyordu ama arkadaşlıkları o kadar güçlüydü ki bunu tolere edebiliyorlardı. Aynı şekilde kendilerinde bir sorun olsa Ege'nin de aynı verimlilikle kendilerine yardım edeceklerini biliyorlardı.

Ege elindeki valizi yere bıraktı ve koltukta yatan sevdiğine baktı. Ardından ayakları hemen kadının yanına adımlamaya başlamıştı. Talya'ya karşı çok büyük bir aşk beslemişti ve sonucunda çok büyük bir sorumluluğun altına girmişti. Buna rağmen hala pişman değildi. Bu deli kız kendini çıldırtsa da onunla aynı evi paylaşmak bile Ege'ye verilen en büyük lütuftu.

Koltukta yatan sevdiğinin yanına oturdu ve dağılmış kirli saçlarını sevdi. Evet bu kadın bu eve geldiğinden beri banyo yapmak istemiyordu. Ege zorla birkaç kere yaptırmıştı. Buna rağmen Ege asla iğrenmiyordu bu kadından. Onun teninin kokusunu hiçbir parfüme değişmezdi. Onun çığlık atan sesi hariç hiçbir melodi duymak da istemiyordu. Ege sadece ama sadece Talya'yı istiyordu.

Elleri yavaş yavaş kadının solgun yüzüne indi. Karısının minik suratını severken elinde olmadan ağlamaya başlamıştı. Şimdi ne kadar uzak kalacağını bilmeden gidiyordu ama ne kadar onsuzluğa dayanabilirdi.

Karısı olmadan nefes alamazdı ki. O Talya'sız bir hiçti. Lakin gitmesi gerekiyordu. Eren öyle demişti. Bu ayrılık her ikisine de iyi gelecekti. Burnunu çekip akan göz yaşlarını sildi. Akı kızarmış olan gri gözlerini karısından zor ayırıp arkadaşlarına döndü.

"Hadi gidelim artık." dedi ve kapıya yöneldi. Burada biraz daha kalsaydı gitmekten kesin olarak vazgeçecekti.

"Gidelim bakalım Ege Bey." dedi can yoldaşı. Ardından başını alıp giden arkadaşına baktı. Eren de sevgilisini alarak evden çıktı. Sıra Eren'in evine gidip valiz hazırlamaktaydı. Ardından özel uçaklarıyla birlikte Amerika'ya uçacaklardı.

Üçlü evin kapısını kapatıp bahçedeki korumalarla konuştular. Yarın sabah eve sürekli kalması için hizmetli bir kadın gelecekti ama bu gece iş korumalardaydı.

"Çok dikkatli olun çocuklar. Eğer bir sorun olursa bana haber edin. Gözünüz kulağınız Talya'da olsun." dedi Ege. Patronlarının sözünü dinleyen korumalar kafalarını salladılar.Ardından da üçlü lüks arabaya binip yola çıktılar...

Loading...
0%