Yeni Üyelik
14.
Bölüm

Bölüm 14: “Ayrılık”

@aleynay0

 

Özle beni ev, özle beni Barın.Çok özle olur mu?

 

Beril'in attığı mesajı okuduğum an arama kısmına gelerek Beril'i aramıştım ve telefonu kulağıma tutarak açmasını beklemiştim.

 

"Hadi Beril aç şu telefonu..!" Kendi kendime konuşurken Beril'in telefonu açma süresi bana sanki bir ömür gelmişti.

 

Kısa bir süre sonra karşıdan gelen Beril'in sesini duyduğumda "Almila?" Dedi.

 

Sesinde oluşan tedirginlik bariz belli olurken "neredesin sen kaç gündür ya?" Sesinde sitem varken, "Neden aramalarıma yanıt vermiyorsun!" Dedi bağırarak.

 

Nefes almadan kurduğu cümlenin peşine bir yenisini daha eklerken, "Seni ne kadar merak ettim tahmin bile edemezsin!" Demişti.Sesinde oluşan korkuyu duyduğumda kalbim acımıştı.

 

"Özür dilerim..." dedim.Gözümden bir damla yaş düşerken "Seni meraklandırdığım için özür dilerim" dedim tekrardan.

 

"Almila..." demişti Beril.Sesi deminkine göre sakin çıkıyordu."Tamam anlıyorum seni.

Yaşadıkların kolay şeyler değil.Yalnız kalmak istiyordun ve bu yüzden de uzaklaştın.Bunu da anlıyorum ama beni telaşlandırmaya hakkın yok Almila.Buna hakkın yok!"

 

"Gerçekten çok üzgünüm Beril.Seni aramalıydım ama yapamadım" dedim.

"Arayamadım."

 

"Beni arayıp aramaman önemli değil ki Almila.Önemli olan senin iyi olup olmaman.Ben kaç gündür deli gibi sana ulaşmaya çalışıyorum.Arıyorum, mesaj atıyorum; ama hiçbir şekilde senden yanıt alamıyorum.Bu yüzden ise telaş yaptım işte.Özür dilerim" dedi.Beril'in de sesi üzgün geliyordu ve ben buna dayanamıyordum.

 

"Sadece iyiyim demen bile yeterliydi Almila.

İyiyim demen bile.Ama olsun sesini duydum, iyi olduğunu anladım ya bu bana yeter!"

 

"İyiyim ben Beril.Sen beni merak etme.Hem sana söz veriyorum geldiğimde her şeyi sana ayrıntısına kadar anlatacağım."

 

"Anlatacaksın tabii!" Dedi tüm ciddiyeti ile.

"Bensiz nasıl kaç gün uzaklara gittiğini falan hepsini anlatacaksın bana!" Sesi bu sefer buruk geliyordu.

 

"Seni o kadar özledim ki" dedim."Seninle sohbet etmeyi, dertlerimi paylaşmayı, eğlenmeyi... Hepsini çok özledim."

 

"Bende çok özledim kuzum."

 

"Beril..." dedim ne diyeceğimi bilemez bir şekilde."Bana mesaj atmışsın.Alp ve Ceyda ile ilgili.Söyleyeceğin şey ne? Bana ne diyecektin?"

 

Konuşmamı bitirdikten sonra karşıdan Beril'in konuşmasını beklemiştim; ama konuşmamıştı.

Büyük bir sessizlik olmuştu.

 

"Alo?" Dedim."Beril, orada mısın?" Telefonu kulağımdan çekip ekrana baktığımda hâlâ aramanın açık olduğunu görmüştüm."Beril?" Dedim telefonu tekrardan kulağıma götürerek."Bir şey söyleyecek misin artık?"

 

"Ben..." dedi.Sesinde değişik bir tonlama vardı."Almila, ben aslında bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.Yani telefon ile söylenebilecek bir şey değil aslında.Geldiğin zaman konuşuruz olur mu?"

 

"Ben birazdan yola çıkacağım zaten" dedim.

Ne söylediğimi bile düşünemiyordum."Direk sana gelirim ve bana her şeyi anlatırsın olur mu?"

 

"Bu saatte mi?" Şaşırmıştı.

 

"Evet Beril" dedim."Bu saatte."

 

"Peki, sen nasıl istersen öyle olsun.Hadi gel bekliyorum."

 

"Tamam o zaman.Ben birazdan yola çıkacağım ve oraya geleceğim.Orada görüşürüz" dedim ve cevap vermesine bile fırsat vermeden telefonu yüzüne kapattım.

 

"Of..." diyerek ellerim ile yüzümü kapattığımda"Neden şimdi geleceğimi söyledim ki sanki?"Demiştim kendi kendime konuşarak."Hem ben nasıl gideceğim.Acaba Barın uyuyor mudur ?"

 

Derin bir nefes alarak kapıya yaklaştığımda odadan çıkarak Barın'ın odasına doğru ilerlemiştim.

 

Kapının önüne geldiğimde kapıyı çalmakta tereddüt etsem de cesaretimi toplayarak kapıyı çalmıştım.

 

Barın'ın "girebilirsin" cümlesini duyduğumda odanın kapısını açarak içeri girmiştim ve bana bakan Barın'a bakmıştım.

 

"Müsait misin?" Dedim kapının önünde durarak.

 

"Müsaitim Almila" dedi yataktan doğrularak.

"Gelsene içeri."

 

İçeri tamamen girip Barın'ın yanına geldiğimde yatağa oturarak ona bakmıştım."Aslında ben senden bir şey istemeye geldim" dedim çekingen bir tavırla.

 

"Çekinmene gerek yok Almila" dedi gülümseyerek."Özellikle de benden çekinmene gerek yok.Ne istiyorsan söyleyebilirsin."

 

"Şey, benim şu an Beril'in yanına gitmem gerekiyor.Biliyorum normalde sabah gidecektim ama şu an gitmem gerekiyor.Beni Beril'e bırakabilir misin?"

 

"Bir şey mi oldu?" Dedi sorgular bir tavırla.

 

"Yani, aslında bende bilmiyorum.Telefonda söyleyemeyecek kadar önemli bir şeymiş.

Telefondan beni baya bir aramış aslında ama ulaşamamış.Tabii kaçırıldığımı bilmediği için normal ulaşamaması."

 

Barın'a doğru baktığımda kaşları çatık şekilde beni dinlediğini gördüm."Yeni..." dedim gülümseyerek."İlk başta beni kaçırdığını bilmediği için demek istedim."

 

"Her neyse" dedi yataktan kalkarak."Ben o zaman üstümü değiştireyim.Sende gidip hazırlan"dedi giyinme odasına doğru yürürken.

 

"Barın" dedim ona doğru dönerek."Ben aslında hazırım.Yani böyle gideceğim."

 

Şaşkın bakışlarını bana döndürdüğümde "Kıyafetlerin olmadan mı?" Dedi.

 

"Yani, onlar benim değil ya ben o yüzden..." lafımı kesmişti ve bana bakmıştı.

 

"Almila, onlar senin kıyafetlerin.Tabii istersen almayabilirsin.Eğer kötü bir etki bırakacağını düşünüyor.." bu sefer ben lafını kesmiştim.

 

"Tamam..." dedim kafamı aşağı yukarı sallayarak."Alacağım kıyafetlerimi de." Kapıya doğru yürürken tekrardan Barın'a bakmıştım.

"Ayrıca burada kötü hatırlayacağım hiçbir anım olmadı Barın.Bundan emin olabilirsin" dedim ve cevap vermesini bile beklemeden odadan çıktım.

 

 

Son kıyafetimi de çantama koyduğumda artık hazırdım.

 

Buraya çok kısa bir zaman içerisinde alışmıştım.Bu odaya, bu eve, kısacası her yerine...

 

Buradan bu şekilde ayrılacağım hiçbir zaman aklıma gelmezdi.Ya da ayrılmak bile istemeyeceğim.

 

Ama her mutluluğun bir sonu vardır derler.Bu da onlardan biriydi.Bu da mutlu anılarımdan biriydi.

 

Ne kadar ilk başta kaçırılmış olsam da sonradan burayı evim gibi hissetmiştim, benimsemiştim...

 

Son kez odaya baktığımda gözümden bir damla yaş düştü ve yanaklarımda yol aldı."Bu evi çok özleyeceğim" dedim kendi kendime konuşarak."Bu evi, bu evde olan anılarımı, her şeyi çok özleyeceğim."

 

"Beni sakın unutma olur mu ?" Dedim odaya bakışlarımı değdirirken."Biliyorum bu diyeceğim şey çok saçma olacak ama Barın'a da unutturma olur mu? Bu odaya her girdiğinde beni hatırlasın."

 

Gözümdeki yaşları elimle sildikten sonra odanın kapısını kapatmıştım ve koridorda ilerleyerek dış kapının önünde durmuştum.

 

Buradan kaçmak için yaptığım şey aklıma geldiğinde yüzümde istemsizce bir gülümseme oluşmuştu.

 

"Neye gülüyorsun?" Barın'ın sorduğu soru ile düşüncelerimden kurtulup Barın'a dönmüştüm.

 

"Hiç" dedim omuzlarımı sallayarak."Bir nedeni yok aslında."

 

"Buradan kurtulacağın için mutlu musun yoksa?" Dedi dış kapıyı açarken.

 

"Hayır" dedim düşündüğüm şeyi dile getirirken.

 

Cümlem üzerine Barın olduğu yerde durdu.Arkası dönük olduğu için yüz ifadesini göremiyordum."Hadi Almila..." dedi tekrardan yürümeye başlayarak."Gidelim artık."

 

"Tamam" dedim ve Barın'ın arkasından yürürken son kez eve bakmak için kafamı hafif bir şekilde döndürdüm.Hem eve bakıp hemde yürürken ummadığım bir şey oldu ve ayağım takıldı.

 

Ayağımın takılması ile tam yere düşecekken belimi kavrayan bir el ile düşmekten son anda kurtulmuştum.

 

Barın'ın elleri hâlâ bel kısmımdayken bakışlarımı yüzüne çevirmiştim ve önce dudaklarına sonra ise gözlerine bakmıştım.

 

"Teşekkür ederim" dedim kısık çıkan bir sesle."Sayende düşmekten kurtuldum."

 

"Bir şey değil küçük hanım..." dedi ve elini belimden çekerek benden uzaklaştı."Ama yürürken dikkat etsen iyi olur.Benden uzaklara gidiyorsun Almila.Her düşeceğin zaman yanında olamayabilirim" dedi ve arkasını dönerek arabaya doğru ilerledi.

 

Benden uzaklara gidiyorsun Almila.

Her düşeceğin zaman yanında olamayabilirim.

 

Bu neden kalbimde bir acı oluşmasına neden olmuştu ki ?

 

Üzüldüğümü belli etmemeye çalışarak bende arabaya doğru ilerlediğimde arabanın ön kapısını açarak içine yerleşmiştim.

 

Hazırladığım çantayı arabanın arka koltuğuna bıraktığımda kemerimi bağlamıştım ve Barın'ın arabayı çalıştırmasını beklemiştim.

 

Artık hazırdım.Buradan gitmek için, aileme kavuşmak için hazırdım.

 

Gerçekten hazır mısın Almila?

 

Barın'a doğru dönüp Beril'in adresini söyledikten sonra arkama yaslanmıştım ve evin önünden gidişimizi camdan izlemiştim.

 

"Özle beni ev, özle beni Barın.Çok özle olur mu?"

 

 

Yola çıktığımızdan beri Barın ile tek kelime bile etmemiştik.

 

Yaklaşık 15 dakikadır yoldaydık ve biz birbirimize bakmamıştık bile.Bu böyle ne kadar sürecek diye içimden düşünürken Barın'ın sorduğu soru ile ona baktım.

 

"Nasıl hissediyorsun?" Dedi bana bakarak.

 

"Bilmem ki" dedim.Ne diyeceğimi bile bilmiyordum."Yani, aslında değişik hissediyorum."

 

"Neden?" Diye sordu.

 

"Hiç böyle hayal etmemiştim" dedim kafamı cam tarafına çevirerek."Bir gün kendi evime gideceğimi biliyordum Barın" dedim ona bakarak."Bunun olacağını biliyordum" dedim tekrardan."Ama bu şekilde olacağını hiç tahmin etmemiştim.Mutlu bir halde evime döneceğimi düşünürken şimdi..." lafımı kesti.

 

"Mutsuz musun?" Dedi.

 

"Hem evet hem de hayır Barın" dedim."Yani aileme kavuşacağım için tabii ki de mutluyum ama diğer türlü de..." dedim."Her neyse."

 

"Diğer türlü de ne Almila?" Dedi.Meraklı bakışlarını bana döndürmüştü.

 

"Eve alıştım Barın" dedim."Orayı kendi evim gibi benimsedim.Hatta biliyor musun?" Dedim gülümseyerek."Mert'i bile bir arkadaş olarak benimsemişim aslında."

 

"Peki ya beni?"Dedi.Sesimde değişik bir tonlama vardı.

 

"Seni de arkadaş olarak benimsedim Barın" dedim gözlerimi kaçırarak.

 

Gerçekten arkadaş olarak mı benimsemiştim peki? Hiçbir fikrim yoktu.

 

"Yani... bana çok iyi arkadaş oldunuz.Kaçırmış olsanız da iyi vakit geçirdim" dedim gülümseyerek."Bence bu dünya tarihinde bir ilk olmalı."

 

Barın da gülümsemişti ama hiçbir şey söylememişti.

 

Beni neden kaçırdığını bilmiyorum Barın; ama bekliyorum.O günün gelmesini bekliyorum.

Nedenini açıklayacağın günü sabırsızlıkla bekliyorum...

 

Barın'la konuşmamız bittikten kısa bir süre sonra Beril'in evine ulaşmıştık.Barın arabayı kenara çektikten sonra bana bakmadan "geldik" dedi.

 

Ne diyeceğimi bile bilmiyordum.Ne yapacağımı da.Sadece Barın'a dönüp ona bakmıştım.

 

"Teşekkür ederim" dedim.Başka ne diyebilirdim ki ?

 

"Çok fazla teşekkür ediyorsun Almila" dedi bana dönerek.

 

"Biliyorum" dedim arka kısımdan çantamı alırken."Çünkü teşekkür etmek istiyorum."

 

"Ne için?" Dedi.

 

"Her şey için" dedim gözlerinin içine bakarken.

 

Barın cümlem üzerine hiçbir şey söylememişti.

Ben ise bu sessiz ortamın içerisinde daha fazla durmak istemediğim için kapıyı açmıştım ve arabadan dışarı çıkmıştım.

 

Gözüm dolmuştu ama bunu belli etmemeye çalışmıştım.

 

Arabadan tamamen indikten sonra kapıya kapatmadan önce Barın'a bakmıştım ve "Hoşça kal yeşil gözlü adam" demiştim sesimin güçlü çıkmasını sağlayarak.

 

"Hoşça kal Almila" dedi Barın'da bana bakarken.

 

Ne yüzünde ne de sesinde hiçbir duygu yoktu.

Oysaki ne hissettiğini anlamak isterdim.

 

Barın'a gülümsedikten sonra kapıyı kapatmıştım ve eve doğru yürümüştüm.

 

Araba sesi gelmiyordu.Barın arabayı çalıştırmıyordu.Büyük ihtimalle eve kadar girmemi bekliyordu.

 

Evin kapısının önüne yaklaştığımda son kez Barın'a doğru dönmüştüm ve buruk bir tebessüm ile el sallamıştım.

 

Hiçbir tepki vermedi.Sadece bana baktı ve arabayı çalıştırarak evin önünden uzaklaştı.

Benden uzaklaştı.

 

Gözümden düşen birkaç damla yaşı sildikten sonra kendimi toparlamıştım ve Beril'in kapı ziline basarak kapının açılmasını beklemiştim.

Yaklaşık on saniye sonra kapı Beril tarafından açılmıştı.

 

Beril kapıyı açıp beni gördüğünde hemen kollarını bana sarmıştı ve sıkıca sarılmıştı."Seni çok özledim" dedi ağlamaklı çıkan bir ses ile."Kaç gündür öldüm öldüm dirildim sana bir şey oldu diye" benden uzaklaşarak kollarımı tuttuğunda "Neredesin sen kaç gündür Almila?" Dedi.

 

"Sakin ol Beril" dedim gözümden bir damla yaş düşerken."Bak buradayım, sana her şeyi anlatacağım tamam mı ? Ama ilk başta beni içeri alman gerekiyor" dedim gözümle içeri işaret ederek.

 

"Of!" Dedi elini alnına götürerek."Akıl mı bıraktın insanda sen.Hadi gel içeri" dedi ve kanara çekilerek içeri geçmem için yer verdi.

 

Beril kenara çekildikten sonra içeri girmiştim ve oturma odasına gelerek çantayı kenara bırakıp koltuğa geçip oturmuştum.

 

Beril' de peşimden geldiği zaman koltuğa oturmuştu ve bana bakarak "anlat..!" Demişti.

 

"Neyi?" Dedim.

 

"Kaç gündür nerede olduğunu, neler yaptığını...her şeyi anlat, bekliyorum" dedi koltukta bana doğru dönerek.

 

"Beril, ben bunları anlatırım anlatmasına da sen asıl telefonda söyleyemeyecek kadar önemli olan konu ne onu söyle bana" dedim merak içinde.

 

Cümlem üzerine Beril'in kasıldığını hissetmiştim."Bir şey mi oldu Beril?" Dedim sorgular gibi.

 

"Şey..." durdu ve bana baktı."Almila, hani sen yoldan geldin ya yorulmuşsundur" dedi.

 

Kaçmaya çalıştığı o kadar belliydi ki."Ben sana yukarı da yerini ayarlayayım sen dinlen.Biz bu konuyu yarın konuşuruz" dedi ve birden ayağa kalktı.

 

"Beril" dedim uyarır gibi."Ne olduğunu bana söylemeden hiçbir şekilde yerimden kalkmam.Bunu en iyi sen bilirsin" dedim ve kaşlarım çatık halde Beril'e baktım."Bu yüzden dinliyorum" dedim kesin çıktığından emin olduğum ses tonuyla.

 

Beril "Almila" diyerek koltuğa geri oturduğunda"Ben bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ki" dedi.Yüzünde endişe vardı.

 

"Beril, bundan sonra söylediğin hiçbir şey benim için ağır olmaz.Kendimi kötü şeyler için hazırladım" dedim."Yani, umarım hazırlamışımdır" dedim ne dediğimi anlamaz bir şekilde."Ama sen yine de söyle."

 

"Almila, senden ilk başta derin bir nefes almanı istiyorum" dedi ellerimden tutarak.

Beril'in dediğini ne kadar anlamasam da dediğini yapmıştım ve derin bir nefes alarak

"Aldım" demiştim.

 

"Almila..." dedi Beril gözlerini kapatarak.

"Ceyda hamile."

 

Beril'in söylediği cümle ile şok geçirmiştim.

Nefesimin kesildiğini hissetmiştim ve kalbim acımıştı.En önemlisi ise bana yapılanlardan dolayı midem bulanmıştı.

 

Gözümden yaş düşerken ağzımdan sacece"Ne?" Kelimesi dökülmüştü."Nasıl yani?" Dedim ayağa kalkarken."Ceyda hamile mi?"

 

Beril'de benimle birlikte ayağa kalkmıştı ve beni kendine çekerek sımsıkı sarılmıştı."Şii..."dedi Beril saçlarımı okşarken "Sakın" dedi."Sakın o aşağılık insanlar için kendini üzme Almila.Bunu sakın yapma!"

 

"Bu..." dedim göz yaşlarıma engel olamazken.

"Bu çok ağır Beril.Her şeyi anlarım ama bu" dedim göz yaşlarımı yanaklarımdan aşağıya akıtırken."Ben bunu hak edecek ne yaptım Beril?" Dedim.Beril'e sımsıkı sarılırken "Ben bunları hak edecek ne yaptım?" Demiştim tekrardan.

 

"Sen hiçbir şey yapmadın Almila" dedi.Benden uzaklaştı ve yüzümü elleri arasına aldı."Hiçbir şey yapmadın" dedi ağlayarak."Sen bunları hak edecek hiç bir şey yapmadın kuzum benim."

 

"O zaman bu olanlar ne Beril?" Dedim."Bu yaşadıklarım ne ?" Sesim yüksek çıkarken kendimi kontrol edememiştim.

 

"Kabus" dedi.Beni söylediklerine inandırmak ister gibiydi."Kötü bir kabus.Uyanacaksın ve hepsi bitmiş olacak" dedi."Hem biliyor musun Almila? Kötü kabuslardan uyandığın zaman seni mutlu günler bekliyor olacak.Mutlu günler gelecek.O zaman bu günleri gülerek hatırlayacaksın" dedi beni tekrardan kolları arasına alırken.

 

"Ne zaman bitecek?" Dedim."Ne zaman son bulacak?" Artık hiçbir şeyden emin değildim.

 

"Çok kısa bir süre içerisinde" dedi."Sen sakın üzülme.Onlar için değmez Almila.Ceyda için Alp için değmez!"

 

"Haklısın" dedim göz yaşlarımı silerek.

"Değmezler.O pislik insanlar ağlamama, üzülmeme asla değmez!"

 

"Değmez" dedi burukça gülümseyerek."Neyse ben sana odanı hazırlayayım Almila.Biraz dinlen olur mu ? Yarın daha ayrıntılı konuşuruz."

 

Kafamı aşağı yukarı sallayarak "tamam" dedim."Belki güzel bir uyku bana iyi gelir.En azından birkaç saat bile olsa beynim ile savaş vermem."

 

Beril merdivenlerden yukarı çıkarken bende çantamı almıştım ve merdivenlerden çıkmaya başlamıştım.

 

Bir sınav içerisindeydim ve ben bu sınavdan en güçlü halim ile çıkacaktım.

 

"Söz veriyorum" dedim kendi kendime.

"Bundan sonra güçlü olacağım.Her şeye karşı güçlü olacağım."

 

Merdivenlerden yukarı çıkıp odaya geldiğimde Beril'in yatağı açtığını görmüştüm."Gel kuzum" dedi kolumdan tutarak."Biraz dinlen."

 

Beni yatağa yatırıp üstümü pike ile örttükten sonra saçlarıma küçük bir öpücük kondurarak "iyi geceler kuzum" dedi.

 

Beril'e bakarak burukça gülümsediğimde "iyi geceler " demiştim.

 

Beril odadan çıkarken lambayı kapatmıştı ve kapıyı örtmüştü.

 

Ben ise sırt üstü bir şekilde yatarak bugün öğrendiklerimin ağırlığı ile gözlerimi kapatmıştım ve kendimi uykuya teslim etmiştim.

 

Bölüm sonu...

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🤍

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🤍

 

Yeni bir bölüm ile görüşmek üzere ...

Kendinize iyi bakın 🤍

 

Loading...
0%