Yeni Üyelik
17.
Bölüm

Bölüm 17: “Nefret”

@aleynay0

 

Ne kadar çok nefret edilirse, o kadar çok nefret ettim senden.

 

Baş ucumda bana seslenen Beril ile gözlerimi aralamıştım.

 

"Hadi Almila uyan artık!" Diyen Beril yatağıma otururken, "Tamam tamam uyandım" demiştim ve yarı uykulu bir halde yatakta doğrulmuştum.

 

"Kahvaltı hazırladım hadi yemekler soğumadan aşağıya gel de yiyelim."

 

"Tamam..." diyerek Beril'e baktığımda "elimi yüzümü yıkayıp geliyorum" demiştim ve yataktan kalkarak banyoya doğru yavaşça gitmiştim.

 

"Ben aşağıya iniyorum o zaman."

 

"Tamaaam!" diyerek kısık sesle bağırdığımda banyoya girerek elimi yüzümü yıkamıştım.

 

Kişisel işlerimi halledip banyodan çıktıktan sonra bavulumdan çıkardığım kıyafetleri üzerime geçirmiştim ve saçlarımı at kuyruğu yaparak aşağıya inmiştim.

 

Aşağıya inip masaya doğru ilerlediğimde "Ellerine sağlık kuzum ya" diyerek sofraya göz gezdirmiştim."Her şey mükemmel görünüyor."

 

"Afiyet olsun şimdiden kuzum.Hadi geç otur sen.Bende çayları doldurayım." Masanın üzerindeki çaydanlığı eline alarak çayı fincanlara doldurduğunda "sağ ol kuzum" demiştim.

 

Bugün Alp ile buluşacaktım ve bu yüzden bu konuyu kesinlikle Beril ile konuşmam gerekiyordu.

 

Nasıl bir tepki vereceğini bilmiyorum; ama buna mecburdum.Hayatımdan tamamen çıkması için Alp ile buluşmaya mecburdum.

 

Tabağıma domates, salatalık, zeytin, salam ve Beril'in yaptığı menemeni alarak yemeye başladığımda hem yemeğimi yiyip hemde Beril'e göz gezdirmiştim.

 

Artık konuşmam gerektiğini düşünme kanaatına vardığımda elimdeki çatalı bırakıp Beril'e bakmıştım ve "Beril?" Demiştim sesim tedirgin çıkarken.

 

Nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum.

Ya da Beril'in bu kararıma nasıl bir tepki vereceğini tam olarak kestiremiyordum.

 

"Efendim" diyerek ekmeği ağzına attığında bana bakmıştı.

 

"Benim sana bir şey söylemem lazım."

 

"Söyle" dedi bana dikkatlice bakarken."Ne söyleyeceksin ki?"

 

"Söyleyeceğim; ama bak sakın fazla tepki gösterme olur mu?"

 

"Almila, ne oldu kuzum?" Dedi elindeki çatalı bırakırken.Bakışlarını tamamen bana odaklamıştı."Hazırım ben, söyle bakalım."

 

"Emin misin?"

 

"Eminim."

 

"Peki..." Derin bir nefes aldığımda "Ben bugün bir şey yapacağım demiştim."

 

"Ne?" Dedi merakla."Ne yapacaksın Almila?" Dikkatli bir şekilde bana bakmıştı.

 

Bir an önce söylememi istiyordu.

 

"Alp ile buluşacağım!" Birden dediğim cümle ile Beril şaşkınca bana bakmıştı.

 

"Ne?" Sesinden şaşırmış olduğu belliydi."Ne yapacaksın?" Anlamamış gibi bana baktı.

 

"Alp ile buluşacağım."

 

"Almila sen çıldırdın mı?" Birden ayağa kalkarken "ne demek Alp ile buluşacağım? Sen kafayı mı yedin!" Demişti sinirle.

 

"Beril" dedim ona doğru dönerek."Dün bana mesaj attı ve konuşmamız gerek dedi.İlk başta kabul etmemiştim; ama sonra buluşalım dedim."

 

"Neden Almila?" Dedi.Şaşırmıştı."Neden? Neden buluşalım dedin!"

 

"Beni rahat bıraksın istiyorum çünkü Beril!" Sesim güçsüz çıkmıştı."Yakamdan düşsün istiyorum.Eğer ben buluşma kararı almasaydım sürekli beni rahatsız edecekti ve ben bunu istemiyorum.Adını duymaya bile tahammülüm yokken sürekli beni rahatsız edecek düşüncesi beni çıldırtıyor!" Kafamı iki yana sallarken "Ben bunu istemiyorum!" Demiştim.

 

"Almila" dedi yanıma gelerek."Sen istemediğin sürece seni kimse rahatsız edemez.Bunu yapmak zorunda değilsin.Onunla buluşmak, yüzleşmek zorunda değilsin!"

 

Beni ikna etmeye çalışıyordu; ama içten içe de ne olursa olsun gideceğimi biliyordu.

Çünkü,beni tanıyordu.Kararımdan vazgeçmeyeceğimi de en iyi Beril biliyordu.

 

"Bunu kendim için yapıyorum Beril." Ses tonum kararımdan vazgeçmeyeceğimi açıkça belli ediyordu."Bana yaptıklarını sorma hakkım var." Burukça gülümsemiştim."Daha doğrusu neden yaptığını."

 

"Emin misin Almila?" Üzülmemden korkuyordu.Bunu gözlerinde görebiliyordum.

"Bunu yapmak istediğinden emin misin?"

 

"Eminim Beril" dedim.Derin bir nefes alıp verirken "Eminim...hemde hiç olmadığım kadar." Demiştim gözlerine bakarken.

 

"Peki o zaman" dedi.Gitmemi istemiyordu; ama kararımdan vazgeçmeyeceğimi bildiği için kabul etmişti."Ne zaman buluşacaksınız ve nerede?"

 

"Bilmiyorum" dedim kafamı iki yana sallayarak."Büyük ihtimal evine giderim."

 

"Almila" dedi Beril uyarır gibi."Herkesin sizi göreceği bir yerde mi konuşsanız acaba? Ya da bende mi gelsem? Evet, evet! Bende geleyim."

 

Kafamı iki yana salladığımda "gerçekten gerek yok kuzum!" Demiştim."Hem... insanların aldatıldığımı öğrenmesini istemem."

 

"Almila..."

 

"Öyle ama Beril" dedim gerçekleri söyleyerek."Sende, bende neyin ne olduğunu biliyoruz.Aldatıldım ve bunu değiştiremeyiz." Zorla yutkunurken "neyse..." dedim telefonumu elime alarak."Bir an önce şu iş bitsin artık."

 

Mesajlar kısmına gelip Alp'in üstüne tıkladığımda istemeyerek de olsa "Evde misin?" Diyerek mesaj atmıştım ve yollamıştım.

 

Kısa bir süre içerisinde mesaj gelmişti.

 

Alp; Evet, evdeyim.Bende mi buluşacağız yoksa?

 

Almila;"Evet.Birazdan orada olurum."

 

Mesajı yolladıktan sonra telefonu bırakmıştım ve ayağa kalkarak Beril'in yanına gidip sıkıca sarılmıştım.

 

"Bir iki saate görüşürüz tamam mı?" Yanağına öpücük kondurduğumda Beril'den ayrılmıştım ve masanın üzerinde ki telefonu alarak çıkışa doğru ilerlemiştim.

 

Askılığın oradaki çantamı alarak kapıdan çıktığımda arabama doğru ilerleyerek kiliti açıp içine yerleşmiştim.

 

Bir süre sonra eve vardığımda arabayı müsait bir yere park etmiştim ve sonra karşımda duran eve göz gezdirmiştim.

 

Buraya en son geldiğimde mutluydum, huzurluydum...şimdi ise içimde tek bir his oluşuyordu.

 

Nefret.

 

Şu an karşımda duran eve adım atmak bile istemiyordum; ama buna mecburdum.

Kendim için buna mecburdum.

 

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra arabadan inmiştim ve kilitleyerek Alp'in evine doğru adım atmaya başlamıştım.

 

Evinin önüne geldiğimde tam kapıyı çalacakken çantama yönelmiştim ve anahtarlığı alarak kapıyı açıp içeri girmiştim.

 

Daha önceden bu anahtarı yaptırdığımda o kadar heyecanlanmıştım ki...

 

İkinci bir evim var demiştim kendi kendime; ama şimdi o kadar farklı hissediyordum ki... bu anahtarı artık elimde tutmak bana heyecan değil, acı veriyordu.

 

İçeri girip kapıyı kapattıktan sonra Alp'in sesini duymam ile onun olduğu tarafa istemeyerek bakmıştım.

 

"Almila?" Demişti bana doğru yürürken.

"Hoşgeldin."

 

Tam yanıma yaklaşacakken elimi kaldırmamla olduğu yerde birden durmuştu.

 

"Sakın!" Demiştim.

 

Sesim soğuk çıkmıştı.Hatta, buzdan bile farkı yoktu."Sakın tek bir adım daha atma!"

 

"Almila, ben..."

 

"Bana bir şey söyleme Alp!" Demiştim sinirle soluyarak."Bana hiçbir şey söyleme.Ben seni dinlemeye gelmedim buraya.Ben kendim için buradayım.Kendim için buraya geldim ve birkaç şey söyleyip gideceğim."

 

"Almila, lütfen beni dinle.Lütfen..."

 

"Seni dinlemek istemiyorum Alp!" İstemsizce bağırırken "Sesini bile duymak istemiyorum anladın mı beni?" Demiştim."Sesini duymak bile midemi bulandırıyor!"

 

"Almila, lütfen böyle yapma ben çok pişmanım.Kendimi sana affettirmek istiyorum ve bu yüzden de seninle konuşmak istedim.

Lütfen..." dedi bana bakarak."Lütfen bana bir şans ver.Kendimi affettirmek için bana bir kere şans ver."

 

"Şans mı?" Dedim gülerek."Şans istiyorsun öyle mi?" Tiksinerek ona baktığımda "Sen nasıl bir insanmışsın ya?" Demiştim."Ben seni bunca yıl nasıl tanıyamamışım anlamıyorum."

 

"Ben tanıdığın kişiyim Almila.Ben o kişiyim."

 

Tokat atmak için bir adım atacakken son anda buna bile değmeyeceğini düşünmüştüm.

 

Elimi o iğrenç yüzüne bile değdirmek istememiştim.

 

"Tokat bile atmayacak kadar nefret mi ettin benden?"

 

"Tiksindim." Düşünmeden cümlemi kurarken "peki..." demişti."Buna bile layık değilim yani?"

 

"Değilsin."

 

"Karşında ben varım Almila..." demişti."Alp... gözlerime bakarken sevgi vardı.Bana dokunurken mutluydun.Şimdi ise tiksiniyorsun benden öyle mi?"

 

"Ben seni hiçbir zaman tanıyamamışım ki Alp."

Kafamı iki yana sallarken "Senin nasıl iğrenç bir insan olduğunu anlayamamışım.Nasıl yüzsüz bir insan olduğunu görememişim! Yoksa sana asla sevgi ile bakmazdım!"

Demiştim."Ya sen beni aldattın be! Hemde kuzenim ile."

 

"Almila..."

 

Tiksinti ile Alp'e baktığımda "Gözümün içine baka baka beni nasıl salak yerine koydun?"Demiştim kelimelerini duymazken."Gözümün içine baka baka kuzenimi altına alıp nasıl hamile bıraktın sen? Bunu bana nasıl yaptın? Hiç mi utanmadın? Hiç mi utanmadınız ya!"

 

"Almila, ben üzgünüm, hata yaptım.Şeytana uydum." Bir adım bana yaklaştığında, bir adım geri gitmiştim.

 

Bana yaklaşacak olma düşüncesi bile beni tiksindirirken "Ama hatamı anladım ben Almila" demişti ısrarla bakarken."Hatamı anladım ben gerçekten!"

 

"Hatanı anlaman kaç yıl sürdü" dedim alayla gülümserken."Kaç yıl sürdü!"

 

"Almila..." kafasını iki yana salladı."Ben seni seviyorum" dedi."Ben sadece seni seviyorum."

 

"Sakın!" Dedim.Sesim nefret doluydu."Sakın sevgi sözcüğünü o iğrenç ağzına alma.Sen o kelimeyi kullanmayı bile hak etmiyorsun!"

 

"Almila." Bir adım yaklaştı ve ben yine bir adım geri gittim.

 

"Eğer bir adım daha atarsan Alp, sana yemin ederim ki bağırırım.Duydun mu beni?"

 

Yüz ifademden ciddi olduğum anlaşılıyordu ve Alp biraz olsun beni tanıyorsa, tanıdıysa bunu yapacağımı da çok iyi biliyordu.

 

"Biliyorsun beni yaparım!"

 

İki elini kaldırdı ve "Tamam" dedi kafasını sallayarak."Sen nasıl istersen öyle olsun Almila ama ne olursun beni dinle."

 

"Dinleyecek bir şey kalmadı Alp." Sesim hissiz çıkmıştı."Ben buraya tek bir şey için geldim.

Beni rahat bırakmanı söylemek için.Bir daha sakın beni arama, karşıma çıkma! Sakın bunu yapma!"

 

"Almila, ben sensiz yapamam."

 

"Ceyda bu konuda sana yardımcı olur merak etme sen." Kendimden emin bir şekilde ona baktığımda, "Bu konuda emin olabilirsin" demiştim."Ha! Bu arada unutmadan şu anahtar..." Elimdeki anahtarı Alp'e doğru salladığımda ona doğru sertçe fırlatmıştım.

 

Anahtarı Alp'e atmamla tutmuştu ve bakışları tekrardan beni bulmuştu.

 

"Ceyda'ya verirsin.Tabii eğer onda yoksa."

 

"Yapma Almila.Lütfen, yapma bunu."

 

Gözünden düşen yaşı gördüğümde umursamamıştım.

 

"Bir daha sakın karşıma çıkma Alp.Yoksa sonuçlarına karışmam!"

 

Cümlemi bitirdiğimde tam arkamı dönmüş kapıdan çıkacakken Ceyda'yı görmemle gözlerimi devirmiştim.

 

"Bak geldi seninki!" Diyerek Alp'e döndüğümde "Eee... içeri davet etmeyecek misin sevgilini?" Kenara çekilip, Ceyda'ya yer açtığımda, içeri girmişti ve bana bakarak Alp'in yanına geçmişti.

 

"Çok yakışıyorsunuz" dedim gülümseyerek.

"Tencere ve kapak olarak birbirinizi bulmuşsunuz."

 

"Neden buradasın Almila?" Dedi Ceyda bana bakarak."Neden Alp'in evindesin?"

 

"Sevgiline benden uzak durmasını söylemek için geldim.Sende yanında duran ve ağlayan sevgiline sahip çıkarsan çok iyi olur." İma ile güldüğümde "Tasmasını iyi tutta kaçmasın!" Demiştim ve göz kırpmıştım.

 

"Düzgün konuş Almila!"

 

"Ben zaten düzgün konuşuyorum Ceyda'cım." Gülümserken "Haaa! Bu arada söylemeyi unuttum!" Demiştim ikisine de bakarak."Allah analı babalı büyütsün inşallah!Gerçi... dünyaya gelecek olan o masum bebeğe de acıyorum ama neyse."

 

Cümlemi bitirdikten sonra yüzlerine bakıp hiçbir şey söylemeden kapıdan çıktığımda arabama doğru ilerleyip arabanın kilitini açmıştım ve içine yerleşmiştim.

 

Arabayı çalıştırıp evden biraz uzaklaştıktan bir süre sonra arabayı kenara hızlıca çekmiştim ve direksiyona vurarak ağlamaya başlamıştım.

 

"Güçlü oldun!" Dedim ağlarken."Onların karşısında güçlü oldun Almila! Başın dik durdun!" Ağlamaya devam ederken "Mutlu musun?" Dedim bağırarak."Mutlu muyum?" Sesim kısık çıkarken, "Ben bunları hak edecek ne yaptım?" Demiştim."Ben bunları yaşacak ne yaptım?" Kimse yoktu ve kendime güçsüzlüğümü gösterebiliyordum."Daha geçen haftaya kadar mutlu bir hayatım varken, şimdi neden böyle oldu? Neden böyle oldum?"

 

Ağlamaya devam ederken çalan telefonum ile gözyaşlarımı silmiştim ve telefonumun ekranına bakmıştım.

 

Arayan Beril'di.

 

Kısa bir an kendimi toparlarken telefonu açmıştım ve "efendim kuzum?" Demiştim.

 

Sesimi ne kadar ayarlamaya çalışsam da becerememiştim.

 

Beril'e karşı başarılı olamamıştım.

 

"İyi misin Almila?" Sesi tedirgin geliyordu.

"Sen ağlıyor musun? Neredesin sen?"

 

Sorularını üst üste sıralarken "Ağlamıyorum Beril..." demiştim.Ne büyük bir yalancıydım."Birazdan evde olurum.Evde görüşürüz olur mu?"

 

Bir şey demesini bile fırsat vermeden telefonu Beril'in yüzüne kapattığımda telefonu yan koltuğa fırlatarak arabayı çalıştırmıştım ve sürmeye devam etmiştim.

 

✨✨✨

 

Beril'in evine ulaşıp arabadan indiğimde zili çalmıştım ve kapının açılmasını beklemiştim.

 

Kısa bir süre sonra kapı açılırken Beril "Almila?" Demişti ve iki adımla yanıma ulaşmıştı."İyi misin sen? Bir şey yapmadı değil mi sana?"

 

"Bir şey yapmadı Beril.İstese de yapamaz zaten.Ben buna izin vermem."

 

Yanından geçerek içeri girdiğimde oturma odasına gelmiştim ve koltuğa yerleşerek kafamı geriye doğru yaslamıştım.

 

"Çok yorgunum Beril..." demiştim gözlerimi kapattıktan hemen sonra."Her şey bir anda oluyor ve ben dayanamıyorum.Güçlü olmaktan çok yoruldum." Burukça gülerken "Daha doğrusu güçlü gibi görünmekten!" Demiştim.

 

Gözlerimi açtım kafamı kaldırdığımda Beril'e bakmıştım.

 

"Bunlar neden benim başıma geldi Beril?"

Gözümden düşen yaşlara engel olamazken "Daha düne kadar mutlu bir hayatım vardı" demiştim."Ama şimdi...koca bir hiç! Koca bir hiçim!"

 

"Öyle deme!" Dedi Beril.Yanıma gelip oturdu.

"Sen hiç değilsin Almila.Sen çok güçlüsün.Sen belki farkında bile değilsin ama ben farkındayım.Sen gerçekten çok ama çok güçlü bir kadınsın!"

 

"O zaman neden kalbim acıyor Beril!" Kendimi hakim olamamıştım ve bağırmıştım."Alp'in yanına gittim ona güçlü olduğumu gösterdim.

Bende ondan geriye hiçbir şey kalmadığını gösterdim.Ama...bunlar bana çok ağır geliyor.Hemde çok..."

 

"Almila..."

 

Beril yanıma geldiğinde kollarımdan tutarak tamamen ona bakmamı sağlamıştı.

 

O da ağlamıştı.Gözünden düşen yaşları görmüştüm.

 

Acımı hissettiğini hissetmiştim.

 

"Yaşadıkların kolay şeyler değil kardeşim."

 

Kardeşim.

 

Belki de bu hayatta Beril'den başka hiç kimseye söyleyemeyeceğim bir kelime.

 

"Sen bu yaşadıklarına rağmen çok güçlüsün.

Belki şu an ağlıyor olabilirsin; ama gün gelecek bu günleri gülerek hatırlayacaksın.Bunu biliyorum ve inanıyorum.Sende inan."

 

"Ben artık neye inanmam gerektiğini bilmiyorum Beril."

 

"Kendine inan Almila! Kendine inandığın zaman her şey güzel olur."

 

"İyi ki varsın" dedim gülümseyerek."İyi ki benim hem dostum, hem sırdaşım hemde kardeşimsin."

 

"Sende iyiki varsın.İyiki buradasın."

 

"Buradan başka gidecek bir yerim yok ki zaten." Gülümseyerek kurduğum cümle üzerine Beril'de gülümsemişti."Başına bela olacağım sanırım.Bu eve yerleştim çünkü."

 

"Sakın bir daha böyle düşünme Almila.Benim evim senin evin biliyorsun."

 

"Zaten sanırım bundan başka bir evim olmayacak." Kurduğum cümle üzerine büyük bir sessizlik oldu."Neyse..." dedim konuyu kapatarak."Kurt gibi acıktım ben.Dışarı çıkıp yemek falan mı yesek acaba?"

 

"Mükemmel bir fikir" dedi Beril yerinde zıplarken."Hadi, üstümüze güzel şeyler giyip, makyaj yapıp yemek yemeye gidelim."

 

"Tamam" dedim gülerek."Sakin ol."

 

"Hadiiii!" Dedi.

 

Elimden tutup beni çekiştirerek merdivenlerden yukarı çıkarmaya başladı.

 

"Beril biraz daha kolumu çekmeye devam edersen kırılacak." Gülerek söylediğim cümle üzerine Beril bana bakmıştı.

 

"Eğer hızlı olmazsak kararından vazgeçebilirsin.Bu yüzden de çekiştirmeye devam edeceğim kusura bakma."

 

Beril'in kurduğu cümle üzerime kafamı iki yan sallayarak gülmüştüm.

 

Odaya gelip içeri girdikten sonra Beril dolap gözüne doğru giderek bavulumu tutmuştu ve yatağa koymuştu.

 

"Bunu neden hala yerleştirmedin?" Dedi bana bakarak.

 

"Fırsat olmadı."

 

"Olsun yerleştiririz birlikte" dedi ve bavulumun fermuarını açarak içindeki kıyafetlerime göz gezdirmeye başladı."Hmm" dedi bavuluma bakmaya devam ederken."Acaba ne giysen?"

 

"Acaba buna ben mi karar versem?"

 

"Olurrr" dedi omuzlarını indirip kaldırarak."Sen o zaman kendine güzel bir elbise seç.Bende kendimi süsleyeyim."

 

"Tamam" dedim kafamı aşağıyı yukarı sallarken."Sende kendini süsle."

 

"Ama..." dedi bana dikkatli bakarak."Güzel bir şey seçeceksin.Eğer beğenmezsem gelir ben seçerim ona göre."

 

"Benim çirkin giyindiğimi nerede gördün acaba sen?" Kaşlarımı kaldırarak ona bakmıştım.

 

"Hiçbir zaman." Cümlesini bitirdikten sonra yanımdan geçti ve odadan çıktı.

 

"Deli kız" dedim gülümseyerek.

 

Bavuluma doğru ilerleyip kıyafetlerimi boşalttıktan sonra ne giysem diye göz gezdirmiştim.

 

Kıyafetlerimi yatağa saçıp giyebileceğim bir elbise bakarken gördüğüm takımı hızla elime almıştım ve heyecan ile bakmıştım.

 

Beril ne kadar elbise giymem gerektiğini söylese de bu parça emindim ki elbiseden bin kat daha güzeldi.

 

Takımı elime alıp aynanın karşısına geçtikten sonra beyaz dar pantolonu üstüme geçirmiştim.

 

O kadar güzel duruyordu ki...

 

Üstümdeki tişörtü çıkartıp ipli derin göğüs dekolteli beyaz cropu da üstüme geçirdikten sonra aynanın karşısında bir tur dönmüştüm ve tekrardan kendime bakmıştım.

 

Bu takım kesinlikte içime sinmişti.

 

Bavuluma ilerleyip siyah ince bantlı stilettoları alarak ayağıma geçirdiğimde aynanın karşısına geçip saçlarımı açmıştım ve ellerimle şekil vererek serbest bırakmıştım.

 

Makyaj olarak ise sadece rimel ve kırmızı ruju tercih etmiştim.

 

Aynada kendime son kez baktıktan sonra beyaz ceketi de üstüme geçirerek siyah çantama ilerlemiştim ve telefonu ve kartımı içine koyarak odadan çıkmıştım.

 

Odadan çıktıktan sonra Beril'in odasının önüne geldiğimde "Beril?" Demiştim."Ben giyindim.

Sen hala hazır değil misin yoksa?"

 

"Hazırım" dedi içerden seslenerek."Çantamı alıp hemen geliyorum.Sakın kararından vazgeçme."

 

"Vazgeçmiyorum Beril" dedim gülerek."Hadi çabuk ol!"

 

"Tamam" dedi ve kapıyı açarak dışarı çıktı.

"Vay" dedi beni baştan aşağıya süzerken.

"Dünyanın en güzel kankası olduğunu nasıl da belli ediyorsun öyle!"

 

"Bana diyene bak!" Beril'e bakarken ağzım açık kalmıştı."Kızım süper olmuşsun."

 

Beril ipli dar göğüs dekoltesi olan mavi mini bir elbise giymişti.Ayakkabı olarak ise siyah stiletto giymişti.O da benim gibi sade bir makyaj yaparak nude rengi bir ruj sürmüştü.

 

"Hiç boşuna ağzını yorma kuzum.Bu günü senin ilan ettim.Bugün eğlenebildiğimiz kadar eğleneceğiz" dedi ve koluma girerek beni tekrardan çekiştirmeye başladı.

 

"Sen beni bugün sakatlamaya meraklısın herhalde!"

 

"Allah korusun" dedi şaşkınca bana bakarken.

"Şu an en son isteyeceğim şey bu!"

 

"Sen gerçekten delisin!" Demiştim ve şaşkınca gülerek Beril'e ayak uydurarak merdivenlerden inmiştim.

 

✨✨✨

 

Arabayı kenara çektikten sonra Beril'in tekrardan beni çekiştirmesine izin vererek lüks lokantaya giriş yapmıştık.

 

Lokantaya girip deniz manzaralı boş olan masaya geçtikten sonra Beril servis personeline elini kaldırarak gelmesi için işaret vermişti.

 

"Hoşgeldiniz." Dedi servis personeli yanımıza gelerek."Ne alırdınız?"

 

"Ben..." dedi Beril önündeki menüye göz gezdirirken."Cafe De Paris soslu Bonfile yanında ise kırmızı şarap alayım lütfen."

 

"Peki siz hanımefendi" dedi servis personeli bana dönerek.

 

"Bende aynısını alayım lütfen."

 

Servis personeli kafasını sallarken gülümsemişti ve yanımızdan uzaklaşmıştı.

 

"Ee" dedi Beril bana bakarken."Burası sana iyi geldi mi bakalım?"

 

"Evet" dedim gülümseyerek."Dışarı çıkıp yemek yeme fikri baya iyi.İyi ki çıkmışız."

 

"Evet ya bana da çok iyi geldi."

 

Beril'le biraz daha muhabbet ettikten sonra yemeklerimiz gelmişti.

 

Servis personeli yemekleri masaya bıraktıktan sonra "Afiyet olsun" dediğinde "teşekkür ederiz" demiştim ve gülümsemiştim.

 

Servis personeli kafasını nazikçe sallarken yanımızdan uzaklaşarak gitmişti.

 

Önümdeki tabağa göz gezdirdikten sonra çatalı ve bıçağı elime alarak ete batırmıştım ve bir parça keserek ağzıma atmıştım.

 

"Mükemmel bir şey bu!" Dedim Beril'e bakarak."Bayıldım!"

 

"Ben bu yemeğin aşığıyım.O kadar güzel ki..."

 

"Bende çok beğendim" dedim ve kırmızı şarabı alarak bir yudum içtim.

 

Beril ile yemeğimizi yedikten sonra servis personelini çağırarak hesabı istemiştik.

 

Hesap geldikten sonra ben ödemek için ne kadar ısrar etsem de Beril bu günün benim olduğunu dile getirerek ödeme isteğimi reddedip kendi ödemişti.

 

Hesabı ödeyip lokantadan çıktıktan sonra lokantanın biraz uzağına park ettiğimiz arabaya doğru ilerlerken arkadan duyduğum ses ile hızlı bir şekilde o tarafa doğru dönmüştüm.

 

Sendeleyerek bize doğru yaklaşan Alp'e baktığımda "Almila..." demişti.

 

Bana doğru adım atarken kıpkırmızı olmuş gözleriyle, gözlerimin içine bakmıştı.

 

İçmişti ve bu her haliyle belli oluyordu.

 

"Beni görmeden mi gününü bitiriyorsun yoksa?"

 

Bölüm sonu...

 

Merhaba arkadaşlar.Yeni bir bölüm ile birlikte tekrardan karşınızdayım.

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🖤

 

Beğendiyseniz lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.🖤

 

Tekrardan görüşmek dileğiyle! Kendinize iyi bakın. 🫶🏻

 

Loading...
0%