Yeni Üyelik
19.
Bölüm

Bölüm 19: “Kabus”

@aleynay0

İnsan ileride yaşayacağı kabusu hisseder mi hiç?

 

Kapıyı açıp odadan dışarı Barın ile aynı anda çıktıktan sonra merdivenlerden aşağıya inerek mutfağa doğru ilerlemiştik.

 

Mutfağa girip içeri göz gezdirdiğimde Ceyda'yı görmem ile şaşkınca ona bakmıştım.

 

"Merhaba Almila" demişti bana bakıp gülümseyerek."Bana hoş geldin demeyecek misin?"

 

Ceyda'yı görmemin şokunu üstümden atarken, sinirlensem bile bunu belli etmemeye çalışmıştım ve dudaklarıma sinsi bir gülüş yerleştirip Ceyda'ya bakmıştım.

 

"Senin burada ne işin var?" Sesimi sakin bir tonda ayarlamaya çalışırken "Hangi yüzle karşıma çıkıp, buraya girebiliyorsun?" Demiştim gözlerine bakarak.

 

Ceyda hafif bir şekilde sırıtırken "bu da bir çeşit hoşgeldin deme şekli sanırım?" Demişti.

Bir adım atıp bana yaklaştığında önümde durmuştu ve gözlerimin içine bakmıştı.

 

Bakışlarımı bir an bile Ceyda'dan ayırmazken "Alp..." dedi ima ile."Nerede Almila?"

 

Bu sefer ben güldüğümde "sevgilinin nerede olduğunu gerçekten gelip bana mı soruyorsun?" Demiştim.

 

Elimi ön kısımda bağlarken "yazık gerçekten..." demiştim Ceyda'yı süzerken."Alp'ten bu kadar mı şüphe ediyorsun yani?"

 

"Bu sözlerin bende bir etkisi yok Almila! Ayrıca konuyu saptırma ve cevap ver bana! Alp nerede?"

 

"Bilmiyorum." Cümlem netti ve bunu bakışlarımla belli etmiştim.

 

Ceyda benim sakinliğim aksine nefes alıp verirken "Alp, dün geceden beri ortada yok Almila!" Demişti sinirle.

 

Bakışları Barın'a kayarken "ve dün sen bizim evimizdeydin!" Demişti imayla.

 

Tekrardan bana döndüğünde bir adım daha yaklaşmıştı."Dün sen bize geldin ve daha sonra ise Alp çekip gitti!"

 

Ceyda, dün Alp'in evinde olduğumu ima ederken özellikle Barın'a bakmıştı.

 

Barın buradayken bunu söylemesi o an sinirlenmeme sebep olurken, dile getirmesi istemsizce beni rahatsız etmişti.

 

"Alp'in nerede olduğunu bilmiyorum Ceyda!" Ses tonuma hakim olamazken kendimi kontrol etmeye çalışmıştım."Ayrıca emin olabilirsin ki nerede olduğu umrumda bile değil!"

 

Bende Ceyda'ya onun gibi bir adım yaklaştığımda aramızdaki mesafeyi en aza indirmiştim.

 

"Bir daha sakın..." demiştim cümlemi vurgularken."Saçma soruların için beni rahatsız etme Ceyda! Çünkü, ne senin ne de o iğrenç sevgilinin sesini duymaya tahammülüm var! Ayrıca vaktim size zaman ayıracak kadar da değersiz değil!"

 

Kurduğum cümle üzerine Ceyda'nın bakışları boğazıma değerken şüphe ile bana bakmıştı.

 

"Boynun..." demişti gözleri ile işaret ederken."Ne oldu?"

 

"Seni ilgilendirmez Ceyda!"

 

"Hadi Ceyda!" Dedi Beril Ceyda'ya yaklaşırken.

 

Ses tonundan bu duruma artık tahammül edemediği belliydi.

 

"Git artık buradan!" Ceyda'yı kolundan tuttuğunda "seni eve almam bile büyük bir hataydı zaten!" Demişti.

 

Ceyda kolunu Beril'den kurtarırken "bırak ya!" Demişti."Bende burada durmaya meraklı değilim herhalde!"

 

Bakışları bir bana bir de Barın'a kayarken hızlıca yanımızdan geçmişti.

 

"Tekrardan görüşeceğiz Almila Akay!" Diyerek arkamdan bağırdığında "umarım bir daha görüşmeyiz Ceyda Akay!" Demiştim ima ile.

 

Beril, Ceyda'nın gitmesi ile derin bir nefes alarak masaya oturduğunda "İyi misin?" Demişti Barın yanıma gelerek."Sana su vermemi ister misin?"

 

"Hayır."

 

Kafamı iki yana sallayarak kurduğum cümle ile Barın'a bakmıştım."Kusura bakmayın lütfen.Sizi bir de Ceyda ile karşılaştırmak istemezdim."

 

"Önemi yok yenge." Mert yanıma geldiğinde elini omzuma yerleştirmişti ve "sen canını sıkma bu bizim için yeterli!" Demişti kolumu sıvazlayarak.

 

"Almila..." Beril yanıma gelirken "Kusura bakma kuzum!" Demişti."Ceyda'yı eve almak büyük bir hataydı; ama eğer almazsan olay çıkarırım dedi.Bende sorun çıkarmasın diye aldım işte."

 

Yüzündeki pişmanlığı gördüğümde gülümseyerek elinden tutmuştum ve bana bakmasını sağlamıştım.

 

"Önemli değil Beril..." demiştim."Her türlü beni rahatsız edecekti zaten.Sen canını sıkma olur mu? Senin bir suçun yok."

 

Beril tam bir şey söyleyecekken Mert'in cümlesi ile ona dönmüştük.

 

"Eee..." dedi Mert bize göz gezdirirken."Yemek yemeyecek miyiz yani biz?"

 

Mert'e bakarak gülmeye başladığımda "yani yine bildiğim gibisin Mert!" Demiştim."Herhangi bir değişme göremiyorum sende."

 

"Mert?" Barın'ın sesi uyarır bir tonda çıkarken "Biz gidelim en iyisi!" Demişti.

 

"Hayır!"

 

Beril'in birden bağırması ile korkarak ona baktığımda "yani, sizi kahvaltıya çağırdık öyle değil mi?" Demişti Mert'e bakarak."Teşekkür için yani.O yüzden lütfen kalın.O kadar kahvaltı hazırladım." Eliyle masayı gösterdiğinde "hadi lütfen oturun." Demişti.

 

Bakışlarım Barın'ı bulurken sesli olarak dile getirmesem bile kalması için rica da bulunmuştum.

 

Barın'da bunu anlamış olacak ki kafasını sallamıştı ve "tamam..." demişti gülümseyerek.

"O kadar zahmet edip hazırlamışsın.O zaman kalalım."

 

Mert, Barın'ın cümlesini duyar duymaz masaya oturduğunda bana bakmıştı.

 

"Senden sonra hiç kahvaltı yapmadık evde biliyor musun yenge?" Mert'in cümlesi ile bakışlarım birden Barın'a değdiğinde şaşırmıştım.

 

Ben gittikten sonra neden kahvaltı yapmadıklarını merak etsem bile hiçbir şey sormamıştım ve tekrardan Mert'e dönmüştüm.

 

"İstersen sana tekrardan kahvaltı hazırlarım ben Mert."

 

Mert hayranlık ile bana bakarken "yaaa yengeee!" demişti başını yana eğerek.

"Gerçekten miii?"

 

Şapşallığı gülmeme neden olsa da "sen hiç akıllanmayacaksın değil mi Mert?" Demiştim kafamı iki yana sallayarak.

 

Mert dudak büzerken "Ama gerçekten hazırlarım." Demiştim.

 

"Mert?" Barın'ın sesini duymamla ona istemsizce döndüğümde "Almila, yenge dememen gerektiğini sana kaç defa söylemişti! Neden ısrarla yenge diyorsun ki? Kes şunu artık!" Demişti sinirle.

 

Barın'ın cümlesi canımı sıkarken bakışlarım Mert'i bulmuştu ve "önemli değil Mert!" Demiştim."Sen nasıl istersen o şekilde seslenebilirsin bana benim için önemli değil yani." Mert'e bakarak göz kırptığımda "Alıştım zaten bana böyle seslenmen." Demiştim gülümseyerek."Almila dersen garip hissederim ben."

 

Mert bana bakıp gülümsediğinde çok kısa bir an Barın'a bakmıştım.

 

Dudakları yana kıvrılırken kafasını iki yana sallamıştı.

 

"Eee hadi!" Demişti Beril bize bakarak.Yüzünde anlamlandıramadığım bir neşe vardı.

"Başlayalım artık." Bakışları Mert'e kayarken benim de bakışlarım Mert'i bulmuştu.

 

İkisi de aynı şekilde birbirlerine bakıyordu.

 

İkisinin de birbirine baktığını gördüğümde mutlu olduğumu hissetmiştim.

 

Ben mutluluğu bulamamış olsam da arkadaşımın bulmasını çok isterdim.

Bu beni çok mutlu ederdi.

 

 

"Her şey çok güzeldi..." dedi Barın Beril'in elini sıkarken."Teşekkür ederiz."

 

"Bir şey değil." Beril'in yüzündeki gülümseme samimiyetini gösterirken "Umarım yine bir araya geliriz" demişti.

 

"Umarım." Mert'in sesini duymamla ona baktığımda "Geliriz, geliriz" demiştim gülerek.

"Siz hiç merak etmeyin."

 

Cümlem üzerine Barın'ın bakışları beni bulduğunda "Görüşürüz o zaman." Demişti ve elini uzatmıştı."Kendine iyi bak."

 

"Sende." Bende elimi uzatıp sıktığımda "Kendine iyi bak" demiştim.

 

Konuşmamız bittiğinde Barın elini elimden yavaşça çekerken Mert'e bakmıştı.

 

"Hadi Mert, gidelim."

 

Mert Barın'a kafa salladıktan hemen sonra bana döndüğünde "Görüşürüz yenge" demişti.

 

Beklemediğim bir anda yaklaşıp bana sarıldığında "Kendine dikkat et" demişti sıcak bir ses tonuyla.

 

"Ederim." Mert'ten ayrılıp ona baktığımda "Sende kendine çok dikkat et" demiştim ve gülümsemiştim.

 

Mert bana gülümseyip Beril'e baktığında "o zaman görüşürüz..." demişti.

 

Beril de "görüşürüz..." dediğinde Barın ile birlikte kapıdan çıkmıştı.

 

Mert ve Barın evden çıktıktan hemen sonra ikisine de el salladığımda kapıyı kapatmıştım ve arkamı dönmüştüm.

 

Beril'in bana bakarak sırıttığını gördüğümde "Neden sırıttığını sorabilir miyim acaba?" Demiştim Ciddi durmaya çalışarak.

 

"Barın..." dedi gözüyle dışarıyı işaret ederek.

"Ne iş?"

 

"Mert?" Dedim göz kırparak."Ne iş?"

 

"Lafı lütfen çevirme Almila'cım!" Ciddi durmaya çalışırken "Hem ilk soruyu ben sordum!" Demişti mızmızlanarak.

 

"Barın ile aramda bir şey yok Beril'cim.Duymak istediğin eğer buysa söyleyeyim buradan."Kapıdan uzaklaşıp oturma odasına doğru yürüdüğümde "Hissediyorum Beril!" Demiştim uyarı dolu sesimle."Arkamda oynamayı ve sırıtmayı kes!"

 

"Tamam ya!" diyerek önüme geçtiğinde "Ama sana bir şey sormak istiyorum" demişti.

 

"Sor bakalım." Koltuğa oturarak Beril'e baktığımda "Barın'ı sen nereden tanıyorsun?"Demişti."Yani, ne zaman tanıştınız? Çünkü, ben senin çevreni tanırım ve senin çevrende böyle biri yok!"

 

Dikkatli bir şekilde bakışlarını bana yönlendirdiğinde "Hem bu yenge olayı da ne?" Demişti."Barın'ın bağırarak sevgilisiyim dediğini söylemiyorum bile!"

 

Koltukta rahat bir pozisyon alarak Beril'e oturması için yer açtığımda "Otursana..."demiştim elimle koltuğu işaret ederek.

 

"Ciddi bir konu sanırım?" Kaşlarını kaldırarak kurduğu cümle ile yanıma oturduğunda merakla bana dönmüştü.

 

"Anlat..." demişti elimi tutarak."Dinliyorum."

 

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra Beril'e baktığımda "İlk başta sana şunu söylemek istiyorum..." demiştim."Ben, aslında nişan günü Alp ve Ceyda'yı öğrenmedim.Daha sonra öğrendim."

 

"Nasıl yani?" Anlamamıştı ve bu bakışlarından belli oluyordu."Eee... o zaman nişan gecesi neden gittin?"

 

"Ben kendim gitmedim Beril.Ben o gece kaçırıldım."

 

Hızlı bir şekilde söylediğim cümle üzerine Beril şok geçirirken gözlerini kırpıştırarak bana bakmıştı.

 

"Ne?" Demişti şokun etkisinden çıkıp birden bağırırken."Nasıl kaçırıldın Almila! Kim kaçırdı seni! Ne demek kaçırıldım ya?"

 

"Beril dur!" Kolundan tutarken "Sakin ol!" Demiştim."Her şeyi anlatacağım sana."

 

"Anlat!" Dedi aceleci bir sesle."Nasıl oldu bu!Kim kaçırdı seni? Hepsini anlat bana! Hemde hepsini."

 

"Bak, hepsini sana baştan anlatacağım; ama beni sakince dinleyeceksin tamam mı?" Beril'e bakarken "bir de ani tepki verme!" Demiştim.

 

"Tamam ya!" Kafasını aşağı yukarı sallarken "inşallah vermem!" Demişti.

 

"Söz ver."

 

"Söz."

 

"Peki..." derken kafamı sallamıştım ve tekrardan derin bir nefes alarak konuşmaya başlamıştım.

 

"Nişan gecesi odama geldikten sonra uyuyamadım ve bu yüzden hava almak için dışarı çıkmak istedim.Dışarı çıktığımda işte yürüme kararı aldım ve kulaklığımı takarak yürümeye başladım."

 

"Eee?" Dedi Beril."Sonra ne oldu?"

 

"Sonra... yürürken arkamda bir gölge belirdi ve sonrası karanlıktı.Kaçırılmıştım."

 

"Kim peki?" Dikkatli bir şekilde beni dinlerken "Barın" demiştim birden."Beni kaçıran Barın'dı."

 

Beril'e baktığımda tepkisizce beni izlediğini görmüştüm.

 

Şaşırmıştı ve tepki vermese bile bunu gözlerinden anlıyordum.

 

"Barın?" Anlamaya çalışırken "Buraya gelen ve seni Alp'ten kurtaran o kişi?" Demişti soru sorar gibi."Yani, sevgilisiyim diye bağıran o yakışıklı bey!"

 

"Evet..." diyerek kafamı aşağı yukarı salladığımda, "tam olarak o kişi!" Demiştim.

 

"Ama... bu nasıl olur?"

 

"Beril, beni kaçırdığında bir nedeni olduğunu söyledi." Bakışları beni bulduğunda "Kaçırmasının bir nedeni var; ama bunu bana söylemiyor!" Demiştim."Daha doğrusu zamanı değilmiş.Yani, öyle söylüyor. Saçma biliyorum; ama olay bu işte!"

 

"Çok saçma" dedi gülerek."Seni kaçırıyor ve nedenini söylemiyor öyle mi?"

 

"Öyle" dedim kafamı sallayarak."Yani nedenini çok merak ediyorum; ama bekleyeceğim.

Söyleyeceği gün gelene kadar bekleyeceğim."

 

"Peki, Mert? Yani, sana neden yenge diyor?"

 

"Bilmiyorum."

 

Gülümsemiştim.

 

"Bana ilk gördüğü andan beri yenge diyor.

Nedenini bende bilmiyorum.Birkaç defa söyledim aslında bana yenge dememesini; ama ısrarla diyor.Bende o yüzden bıraktım artık.

Hem alıştım artık yenge demesine."

 

"Peki sana tekrardan kahvaltı hazırlarım derken ne demek istedin?" Güldü."Sen orada kahvaltı mı hazırlıyordun?"

 

"Yani..." dedim kafamı sağa sola sallayarak.

"Yardımda bulunuyordum diyelim."

 

"Hayatımda böyle bir kaçırılma görmedim ben Almila!" Şaşkınca kurduğu cümle üzerine sesli bir şekilde gülmüştüm."Kaçırıldın ve kahvaltı hazırladın.O da yetmezmiş gibi yenge oldun ve o da yetmezmiş gibi yalandan sevgili bile oldun!"

 

Gerçekleri Beril'in söylemesi ile yaşadığım olay bana iyice saçma ve komik geldiğinde "Bende..." dedim gülmeye başlayarak."Bende görmedim."

 

"Bu arada..." dedi Beril gülmeyi bırakarak."Alp, nerede acaba? Yani, sence Barın onu nereye götürmüştür?"

 

"Bilmiyorum." Derin nefes alarak ayağa kalktığımda "Açıkcası umrumda bile değil; ama yine de bende merak ediyorum nereye götürdüğünü."

 

"Sence neden böyle bir şey yaptı? Alp'i ilk defa böyle görüyorum ben Almila." Telaşla ayağa kalktığında "Ya daha da kötüleşirse?" Demişti.

 

"Sakin ol Beril!" Kolundan tuttuğumda bana bakmasını sağlamıştım."Alp bana hiçbir şey yapamaz! Hemde hiçbir şey."

 

"Ama ben yine de sana bir şey olmasından korkuyorum Almila..."

 

"Bana bir şey olmayacak Beril." Kafamı iki yana sallarken "Sana söz veriyorum" demiştim.

 

"Gerçi..." sinsice gülümsediğinde "Barın varken sana bir şey olacağını düşünmem bile büyük bir hata ama neyseee!"

 

"Beril!" Sesim uyarır gibi çıkarken "Yapma şunu!" Demiştim.

 

"Neden yapmayacakmışım Almila? Görmedin mi seni nasıl önemsiyor? Hem kaçırıyor, hem önemsemiyor, hem kurtarıyor! Tam bir aday!"

 

"Eee yok artık Beril!" Güldüğümde "Biz sadece arkadaşız!" Demiştim."Hem... arkadaşlar bazı zamanlarda birbirlerini önemseyebilir." Koltuğa doğru yürüdüğümde tekrardan oturarak ellerimle oynamaya başlamıştım.

 

"Korkuyorsun." Kendinden emin bir şekilde kurduğu cümle ile bana yaklaştığında "Neden korkuyorum Beril?" Demiştim.

 

Gözlerim hâlâ ellerimde gezinirken "Aşık olmaktan" demişti birden.

 

Bakışlarım kurduğu cümle ile Beril'i bulurken

"Saçmalama istersen Beril!" Demiştim.

 

"Saçmalamıyorum Almila." Yanıma oturduğunda bana dönmüştü.

 

"Resmen aşık olmaktan korktuğun için arkadaşız kelimesinin arkasına sığınıyorsun."

 

"Arkadaşız çünkü Beril!" Bende Beril'e doğru döndüğümde "Sana bir şey sormak istiyorum" demişti.

 

"Sor?"

 

"Orada kaldığın süre boyunca aranızda herhangi bir şey geçti mi? Yani... yakınlaşma falan oldu mu?"

 

Sorduğu soru üzerine bakışları yüzümde gezindiğinde bakışlarımı kaçırmıştım.

 

"Ahaaa!" Dedi ayağa birden kalkarken.

 

Hızlıca ona baktığımda "Meşhur göz kaçırmalar ve derin bir nefes alış." Heyecanla gülümsediğinde "Anlat!" Dedi yanıma tekrardan yerleşerek.

 

"Neyi?" Dedim anlamamış gibi yaparak.

 

"Almila, beni kandıramazsın canım.O yüzden bence hemen dökül!"

 

"Of!" Derken bakışlarımı Beril'e çevirmiştim.

 

"Ofalama bana canım! Dostundan bir şey saklamak çok ayıp bir şey!"

 

Göz devirirken "Öptü beni!" demiştim birden.

 

"Ne?" Dedi heyecandan bağırarak."Ay canım biliyor musun ben anlamadım seni.Ne yaptı bir daha söyler misin?"

 

"Öptü beni Beril!" Demiştim cümlemi vurgulayarak.

 

"Neee!" Tekrardan bağırdığında "Öptü mü?" Demişti.

 

"Ya Beril!" Dedim kulağımı tutarak."Neden bağırıyorsun ya? Sağır oldum burada!"

 

"Ya bırak şimdi kulağını Almila!" Heyecan dolu sesi ile bana baktığında "Öptü mü seni gerçekten?" Demişti.

 

"Duymuyorum seni Beril." Kulağımı gösterdiğimde "Demin beni sağır ettin ya hani? Hatırlatırım!"

 

"Ya Almila..." dedi.Sarıldı ve gülümseyerek bana baktı."Öptü mü seni?"

 

"Ay Allah'ım!" Dedim gülerek."Evet Beril'cim!Öptü."

 

"Ayyy!" Derken yine bağırdığında "Siz olmuşsunuz da haberiniz yok!" Demişti.

 

Bakışları değişirken "Ama anlamadığım bir şey var" demişti."Siz madem öpüştünüz.O zaman neden arkadaşız diye tutturuyorsun?"

 

"Çünkü..." diyerek bacak bacak üstüne attığımda "Barın hatırlamıyor..." demiştim."Hem zaten hatırlasa bile bir şey fark etmezdi."

 

"Nasıl hatırlamıyor?"

 

"Çünkü, o gün sarhoştu Beril'cim." Gülümsediğimde "Yani, kasıtlı olarak olan bir şey değil!" Demiştim.

 

"İnanmam!" Kafasını iki yana salladığında "hemde asla!" Demişti.Omuzlarını indirip kaldırdığında "Nasıl hatırlamaz ya!" Demişti isyan eder gibi."Hem sen nereden biliyorsun ki hatırlamadığını?"

 

"Sordum."

 

"Ne? Sordun mu?"

 

Kafamı evet anlamında salladığımda "Sorduysan nasıl hatırlamıyor o zaman ya!" Demişti."Hatırlamasını lazım!"

 

"Belli etmeden sordum." Gülümseyerek kurduğum cümle ile Beril şok içinde bana bakmıştı.

 

"Belli etmeden?"

 

"Evet."

 

"Sen delisin!"

 

"Biliyorum" diyerek güldüğümde, Beril'de benimle birlikte gülmeye başlamıştı.

 

"Neyse" diyerek gülmesini durdurduğunda "Akşama daha çok var ne yapsak bugün acaba?" Demişti.

 

Göz devirirken "konudan konuya atlaman beni şok ediyor gerçekten Beril!" Demiştim.

 

Beril burun kıvırdığında "Alışverişe çıkalım mı?" Demiştim."Evden fazla bir şey almamıştım ben."

 

"Ay mükemmel olur!"

 

"Tamam o zaman" diyerek ayağa kalktığımda "Ben hazırlanmaya gidiyorum" demiştim.

 

"Tamam bende Makbule Teyze'yi arayayım.Eve çeki düzen versin.Aradıktan sonra da üstümü giyerim."

 

"Tamam" derken merdivenlerden çıkarak odama doğru ilerlemiştim.

 

 

"Hadi..." dedi Beril beni alışveriş merkezine sokarken."İlk başta hangi mağazaya girelim?"

 

"Beni yoruyorsun Beril."

 

"Daha yeni geldik ya ne yorulması?" Tekrar kolumdan tuttuğunda beni yakınımızda olan bir mağazanın içine sokmuştu.

 

Beril mağazadan içeri girdikten hemen sonra kolumu bırakarak elbise reyonuna doğru ilerlediğinde ona bakıp kafamı iki yana sallamıştım ve bende peşinden giderek elbise reyonunun önünde durmuştum.

 

Elbiselere bakarken hiçbirinin ilgimi çekmediğini anladığımda kış yaklaştığı için bluzların olduğu reyona ilerlemiştim.

 

Elime siyah tek kol olan bluzu alarak incelediğimde Beril'de yanıma gelmişti.

 

"Beğendiğin bir şey var mı?" Diyerek bana baktığında kafamı iki yana sallamıştım ve "Hayır" demiştim.

 

Elimdekini yerine bırakarak Beril'e döndüğümde "Ben çok sıkıldım!" Demiştim.

 

"Eee ama daha yeni geldik ya!"

 

"Öyle de sıkıldım." Mağazanın dışına göz gezdirdiğimde kafe görmemle Beril'e bakmıştım.

 

"Şurada kafe var.İlk başta bir şeyler içelim sonra alışveriş yapalım.Olur mu?"

 

"Olur."

 

"Hadi o zaman gidelim" diyerek Beril'in koluna girdiğimde mağazadan dışarı çıkmıştık.

 

Mağazadan çıktıktan sonra kafeye doğru ilerlediğimizde içeri girerek boş olan masalardan birine oturmuştuk.

 

Servis personeli yanımıza gelip "hoş geldiniz" dediğinse elindeki menüyü önümüze bırakarak gitmişti.

 

"Ne içsek acaba?" Dedi Beril menüye göz gezdirirken.

 

"Ben kahve alacağım." Elimdeki menüyü kapattığımda Beril, "Bende kahve alırım o zaman" demişti.

 

Beril de önündeki menüyü kapattığında servis personelini çağırmıştı ve kahve rica etmişti.

 

Kısa bir süre içerisinde kahvelerimiz geldiğinde kahvelerimizi içerken sohbet muhabbet etmeye başlamıştık.

 

Yanımıza gelen ve bana seslenen kişinin varlığı ile bakışlarımı o tarafa yönlendirdiğimde karşımda duran kız "Merhaba Almila" Demişti bana bakıp sıcak bir şekilde gülümseyerek.

 

Karşımda duran kişiye dikkatli bir şekilde baktığımda Barın'ın evinden kaçtığım gün bana yardım eden kız olduğunu anlamam kısa sürmüştü.

 

"Derin?" Şaşırırken "Evet" demişti ve eğilerek bana sarılmıştı.

 

Bana sarılması ile bende ona sarıldığımda "Seni gördüğüme o kadar çok sevindim ki!" Demişti.

 

"Bende" derken gülümseyerek ondan ayrılmıştım.

 

Bakışlarım merakla bizi izleyen Beril'e kaydığında "Tanıştırayım..." demiştim Beril'i göstererek."Beril, çocukluk arkadaşım."

 

"Merhaba..." dedi Derin elini Beril'e uzatırken.

"Memnun oldum tanıştığımıza."

 

"Bende memnun oldum." Beril Derin'in elini sıkarken samimiyetle gülümsemişti.

 

"Otursana Derin." Elimle boş olan sandalyeyi gösterdiğimde "Ben hiç rahatsız etmeyeyim sizi" demişti."Öyle görünce selam vermek istedim."

 

"Olur mu öyle şey. Lütfen, sende otur bizimle birlikte."

 

"Peki..." derken sandalyeyi çekerek oturmuştu.

 

"Eee... nereden tanışıyorsunuz siz?" Beril'in sorduğu soru ile bakışlarımı Beril'e yönlendirmiştim.

 

"Aslında..."

 

"Biz yolda karşılaştık Almila ile." Derin'in kurduğu cümle ile gülümseyerek ona bakmıştım.

 

"Evet" derken Beril'e bakarak kaş göz işareti yapmıştım.

 

Beril anlamış olacak ki lafı değiştirerek Derin'e dönmüştü ve "Sen buralarda mı oturuyorsun?" Demişti.

 

"Evet.Almila'ya çok yakınım aslında."

 

"Öyle mi? Şansa bak." Gülümserken "Eee ben seni hiç görmedim ama?" Demişti.

 

"Yeni taşındım." Derin cümlesini birden kurarken "Birkaç ay oldu taşınalı" demişti.

 

"Anladım." Beril kahvesinden bir yudum alarak içtiğinde Derin'in telefonunun çalması ile istemsizce bakışlarım ekrana değmişti.

 

Arayan kişiyi görmemle garip hissettiğimde "Kusura bakmayın..." demişti Derin telefonu eline alırken."Babam arıyor da buna cevap vermeliyim."

 

"Önemli değil" derken gülümsemiştim ve Derin'e bakmıştım.

 

Derin telefonu alarak bizden uzaklaştığında "Sen iyi misin?" Demişti Beril merakla."Yüzün düştü sanki."

 

"Yok" diyerek gözlerimi kaçırdığımda "İyiyim ben" demiştim.

 

"Almila..." Beril elini uzatarak elimi tuttuğunda "Sen benim kardeşimsin..." demişti."Yani, iyi olup olmadığını anlayabiliyorum.Hadi söyle bakalım, ne oldu?"

 

"Telefon rehberinde babam yazması ne kadar büyük bir şans değil mi?" Gözlerim dolarken bakışlarımı havaya kaldırmıştım ve derin bir nefes alarak gözümden yaş düşmesini engelleniştim."Bu güne kadar hiç sahip olamadığım bir duygu."

 

"Almila..." Kurduğum cümle ile gözleri dolarken "Lütfen, yapma bunu kendine" demişti.

 

"Tamam" diyerek gülümsediğimde "Moralimizi bozmayalım.Biliyorsun beni bir an doldum işte!"

 

"Biliyorum kuzum." Burukça gülümserken

"Biliyorum..." demişti tekrardan.

 

"Hem biliyor musun Almila? O duyguyu uzun zamandır bende tatmıyorum.Annem ve babam hayatta belki; ama uzaktalar.Rehbere kayıtlı.Belki arasam açarlar; ama yine de aramıyorum.Zaten çalmıyor da."

 

Beril'in cümlesi canımı yakarken yutkunamamıştım.

 

Aslında düşününce onun acısı benimkine nazaran daha büyüktü.

 

Çünkü, ben en azından öldüğünü biliyordum ve buna göre yaşıyordum.

 

Peki ya Beril?

 

Ailesi olmasına rağmen yok gibiydi.

 

Beril'i üzgün görmek canımı yaksa da hiçbir şey dememiştim.

 

Bu konuyu konuşmak bile istemiyordu.

Canı yanıyordu.

 

Düşünceler beynimi işgal ederken Derin'in yanımıza gelmesi ile ona bakmıştım."Kusura bakmayın..." diyerek mahcup bir yüz ifadesi ile bize baktığında "Benim gitmem gerekiyor" demişti.

 

"Olur mu öyle şey? Hiç önemli değil" derken ayağa kalkmıştım ve Derin'e sarılmıştım.

"Kendine çok iyi bak."

 

"Sende" derken benden uzaklaşmıştı ve gülümsemişti.

 

"Bu arada..." Telefonunu çıkararak bana uzattığında "Telefon numaranı yazar mısın?" Demişti."Belki tekrardan bir araya geliriz."

 

"Tabii ki!" Derken telefonu elinden almıştım ve numaramı yazmıştım.

 

"Kendinize iyi bakın" derken Beril'e ve bana gülümseyerek yanımızdan uzaklaşmıştı.

 

Bende yerime oturarak Beril'e baktığımda

"Tamam..." demiştim bana baktığını gördüğümde."Nasıl tanıştığımızı anlatacağım."

 

"Eee herhalde anlatacaksın! Bekliyorum."

 

"Barın beni ilk kaçırdığı zamanlarda bir plan yaparak evden kaçmıştım.Yani, daha doğrusu kaçtığımı düşünmüştüm."

 

"Ne? Kaçtın mı?" Başını tutarken "hazır değilim; ama anlat!" Demişti.

 

"Evet!" Derken "kaçtım tabii ki!" Demiştim.

"Sonuçta kaçırıldım Beril ve Barın'ı tanımıyordum! Neden kaçmayayım ki? Gerçi şu an bile tanımıyorum pek ama..."

 

"Almila?"

 

"Pardon, kaptırdım kendimi.Neyse ben o zaman devam edeyim."

 

"Zahmet olacak ama lütfen hanımefendi devam ediniz!"

 

Göz devirdiğimde "Kaçtıktan sonra eve gelebilmek için yola çıktım ve Derin'le karşılaştım.O da yardım etti bana işte."

 

"Vay beee!" Dedi.Şaşırmıştı."Demek kaçmaya çalıştın? O da yetmezmiş gibi yardım aldın."

 

"Evet."

 

"Anlamadığım bir şey var benim yine.Madem kaçtın o zaman nasıl..."

 

"Barın biliyormuş kaçacağımı.Yani, daha doğrusu anlamış."

 

Buruk bir gülümseme dudaklarımda oluşurken

"Biliyor musun?" Demiştim Beril'e bakarak."O gün gördüm ben Alp ve Ceyda'yı.Barın'dan kaçtığım gün."

 

"Ne?"

 

"Evet." Bakışlarımı masada gezdirdiğimde "Ama iyi ki kaçmışım oradan!" Demiştim."Eğer kaçmasaydım Alp'in gerçek yüzünü göremeyecektim belki de."

 

"Ben sana söylerdim." Sinirlenmişti."Ben onları nişan gecesi gördüğümde sana söyleyecektim; ama yapamadım, söyleyemedim.Herkesin içinde olmaz diye düşündüm! Zatan söylemek için sabah eve geldiğimde de yoktun."

 

"Boşver Beril..." demiştim tüm samimiyetimle.

"Artık bir önemi yok."

 

"Haklısın."

 

"Neyse kalkalım mı artık? Daha alışveriş yapacağız."

 

"Kalkalım..." derken servis personelini çağırmıştık ve hesabı istemiştik.

 

Para işini halledip kafeden çıktığımızda mağazanın dışında duran birinin bana baktığını görmüştüm.

 

Çaktırmadan bende o tarafa doğru baktığımda beni izlediğini anlamıştım.

 

Yürümeye devam ederken tekrar adama baktığımda gözlerimiz kesişmişti.

 

Adam benim onu görmem ile hızla şapkasını yüzüne hizalarken olduğu yerden uzaklaşmıştı.

 

Yüzünün bir kısmı maske ile kapalı olduğu için fazla seçememiştim.

 

Sadece gözlerini görebilmiştim.

 

Adamın gözlerini gördüğümde ise içimde garip bir his oluşmuştu.

 

Sanki, kötü bir şey olacaktı ve ben bunu hissediyorumdum.

 

Hemde iliklerime kadar.

 

Bölüm sonu...

 

Merhaba arkadaşlar...

Yeni bir bölüm ile buradayım. 🖤

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🖤

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🖤

 

Yeni bir bölüm ile görüşmek üzere...

Kendinize iyi bakın. 🫶🏻

Loading...
0%