Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Bölüm 2: “Korku”

@aleynay0

Korku.

 

Birinin seni takip ettiğini ya da izlediğini düşündüğünde oluşan o his.

 

Peki ben şu an korkuyor muydum?

İliklerime kadar hemde.

 

Çünkü, fotoğraftaki beni izleyen gözlere baktığımda içim ürpermişti.

Çünkü, şu an bilmediğim hâlde gerçekleşen gizem nefes almamı engellemişti.

Telefonu elimde sıkı sıkı tutup nefes alıp vermemi dizginlemeye çalıştığımda o an ki bana gelen cesaret ile arkamı dönmüştüm.

Arkamı dönmem ile yeşil gözleri tekrardan kahverengi gözlerimi bulurken tedirginliğimi bir kenara atmaya çalışmıştım; ama bunu başaramamıştım.

Çünkü, gözlerim gözlerini hedef alırken odak noktasında sadece ben vardım.

 

Kimdi bu ?

Neden bana bakıyordu ?

Benden ne istiyordu ?

 

Hiçbirinin cevabını bilmiyordum ve bilmekte istemiyordum.

 

Biraz daha yeşil gözlerini kahverengi gözlerime diktiğinde kafasını iki yana sallayarak olduğu yerden uzaklaşmıştı ve gözden kaybolmuştu.

 

Uzaklaşması ile etkisinden çıkarken bende içeri doğru koşmuştum ve Beril'in olduğu odaya vararak durmuştum.

 

Kısa sürede nefes nefese kaldığımda alnımda oluşan terleri silerek durmuştum.

 

Nefesimin düzene girmesini beklediğimde kapıyı açıp içeri girmiştim.

 

İçeri girmem ile Beril'e baktığımda çoktan hazırlandığını görmüştüm.

 

Üzerinde kendi tasarımı olan siyah kısa bir elbise vardı.Derin göğüs dekoltesi ile V yaka olan bu elbise vücudunu sarıyordu.Kol kısmı boldu ve aşağıya doğru uzun bir şekilde iniyordu. Ayakkabı olarak ise süet siyah bilekten bağlamalı kalın topuklu bir ayakkabı tercih etmişti.

 

"Mükemmel olmuşsun kuzum sen.Tek kelime ile harika!" Dedim Beril'e bakarken.

 

"Ya! Ciddi misin? Teşekkür ederim kuzum benim."

 

Elbisesini son kez düzenlediğinde "nerede kaldın sen ya? Kaç saat oldu resmen!" Dedi sitem ile.

 

"Hiç..." dedim zorla gülümseyerek."Dışarısı bana iyi geldi.Bu yüzden zamanın nasıl geçtiğini bile anlamamışım."

 

Gerçeği söylememiştim.Çünkü, eğer söyleseydim Beril'de boşu boşuna tedirgin olacaktı ve ortam gerilecekti.En iyisi susmaktı ve zamanı gelince söylemekti.

 

"O kadar heyecanlısın ki tabii." Beril'in cümlesi ile ona baktığımda kaldığı yerden devam etmişti."İçin içine sığmıyor.O yüzden gayet normal şeyler bunlar.Her neyse hadi ver elbiseni de artık seni giydirelim.Yoksa kendi nişanına geç kalacaksın benden söylemesi!"

 

Elimdeki elbiseyi alıp hızlı bir şekilde hazırladığında dikkatlice giymeme yardım etmişti.

 

Ben elbise olarak göğüs dekolteli maksi boy siyah tül ,içi astarlı olup göğüs ile bel arasında ince iç gösteren benekli tül detay olan elbise ile artık hazırdım.

 

Ayakkabı tercihimi ise süet kırmızı tek bant kalın topuklu ayakkabıdan yana kullanmıştım.

 

Kendimi aynadan izledikten sonra Beril'e döndüğümde "nasıl olmuşum?" Dedim.

 

"Evet asıl övülmesi gereken kişi de aramıza katıldı.Şahane görünüyorsun.Alp sana bir kere daha aşık olacak."

 

Kurduğu cümle ile gülümsedim ve kenarda duran telefonu alarak saate baktım.Yaklaşık beş saattir buradaydık ve gerçekten çok yorulmuştuk.

 

Beril ile işimiz bittikten sonra Ceyda ve annemde gelmişti.

 

Biz odada onların hazırlanmasını beklerken telefonumdan Alp'e mesaj atmıştım.

 

"Bizim kuaförde işimiz bitti.Annemin ve Ceyda'nın hazırlanmasını bekliyoruz."

 

"Tamam.Evde görüşürüz."

 

"Görüşürüz."

 

Telefon ile işim bittikten sonra elime çantamı alarak telefonu çantaya yerleştirmiştim ve Beril ile beklemeye başlamıştım.

 

Yaklaşık bir saat bekleyişin ardından annemlerin de işi bitmişti.

 

Annem odaya girdiğinde bakışları direk beni bulmuştu ve beğeni dolu bakışlar ile beni süzmüştü.

 

"Çok güzel olmuşsun..." dedi."Prensesler gibi."

 

"Teşekkür ederim annem.Sende çok güzel olmuşsun."

 

Annem hafif bir şekilde bana gülümsedikten sonra Beril'e döndü ve ona da beğeni dolu bakışlarını gönderdi.

 

Göz ucuyla Ceyda'ya baktığımda bana baktığını gördüm.

 

Aslında gördüğüm tek şey kıskançlıktı.

 

Ona baktığımı anladığı anda yalandan bir gülücük göndermişti ve hiçbir şey söylemeden koltuğa oturmuştu.

 

Ceyda kırmızı yırtmaç detayı olan sade omuzdan ipli bir elbise giymeyi tercih etmişti.Ayakkabı olarak ise siyah ince topuk stiletto.Mavi gözlerini ortaya çıkartacak bir makyaj ve su dalgası saçları ile sade ve şık görünüyordu.

 

Beril'e bakarak "artık gidelim mi?" diye sormuştum.O da beni onayladıktan sonra bütün eşyaları aldığımızdan emin olarak annemler ile vedalaşıp odadan dışarı çıkmıştık.

 

Annemler başka araba ile geldikleri için biz eve ayrı gidecektik.

 

Odadan çıkıp iç kısma doğru ilerlediğimizde Ayla Hanım'a teşekkür edip ödemeyi yaparak sonunda kuaförden dışarıya adım atmıştık.

 

Beril'le birlikte arabaya ilerledikten sonra kilidi açıp içine yerleşmiştik.

 

Çok az bir zaman kalmıştı ve ben iyice heyecanlanmıştım.

 

İstediğim tek şey bir an önce eve gidip sorunsuz bir şekilde bu nişanı gerçekleştirmekti.

 

Arabada giderken aklıma gelen şey ile Beril'e döndüm.

 

"Emir'den haber alıyor musun sen ya?" Dedim."Ne zamandır konuşamadık onunla da.Nişana davet edecektim ama telefonlarıma bakmadı."

 

"Alıyorum alıyorum.En son Amerika'daydı.

Birkaç gün önce konuştuğumda nişanına geleceğini söylemişti.Eğer bir aksilik çıkmazsa akşama burada olur."

 

"Ciddi misin sen ya? Haberim yoktu.Çok sevindim şu an. "

 

Emir'in gelecek olması beni gerçekten çok sevindirmişti.Çünkü, Beril'den sonra en yakın arkadaşım bir tek Emir kalmıştı ve eğer gelmeseydi bir yanım hep buruk olacaktı.

 

"Evet kuzum ciddiyim.Hatta bunu sana söylediğim için azar bile işitecek olabilirim.

Niyetinde sürpriz yapmak vardı da."

 

"Olsun ya ne olacak sanki, hem ben çaktırmam ki biliyorsun beni."

 

Beril sesli bir şekilde güldükten sonra "bilmez miyim!" Diyerek de ekleme yapmıştı.

 

"Ama Emir'e nişanlanacağını söylediğimde hem çok şaşırdı hemde biraz sinirlendi.

Biliyorsun sende Alp'ten pek hoşlanmaz.Ama en yakın arkadaşının mutluluğu için de pek bir şey söylemez."

 

"Biliyorum.Neden hoşlanmadığını da bir bilsem keşke."

 

"Emir'i tanıyorsun.O böyle işte sırlarla saklı."

 

"Evet gerçekten öyle."

 

"Gerçi Alp'in de pek sıcak kanlı olduğunu söyleyemeyiz kuzum.Emir ne zaman yanımıza gelse bir bahane bulup kalkıyordu.Emir sıcak kanlı bir insan böyle tiplerden haz etmiyor o yüzden."

 

"Maalesef öyle; ama Alp ve Emir'in karekterleri cidden zıt.O yüzden bir şey diyemiyorum."

 

Konuşmayı bitirip Beril'e gülümsediğimde kafamı cam tarafına döndürmüştüm ve etrafı incelemeye başlamıştım.

 

Umarım bu gün sorunsuz bir şekilde biterdi.

 

Kısa bir süre içersinde eve geldiğimizde direk odaya geçmiştik.Yaklaşık on dakika sonra ise annemler eve girmişti.

 

Karnımızın guruldaması ile sabahtan beri sadece kahvaltı ile durduğumuzu hatırlamış ve evimizin yardımcısı olan Ayfer Abla'dan bize birkaç şey hazırlamasını istemiştik.

 

Yarım saat sonra kapının tıklatılması ile Ayfer Abla odaya girmişti ve yemeğin hazır olduğunu söyleyerek bize aşağıya çağırmıştı.

 

Beril ile aşağıya inip yemek masasına oturduğumuzda Ayfer Abla'nın en sevdiğim yemeği yaptığını görmüştüm.

 

Pirinç pilavı ve Et sote.

 

O kadar mükemmel görünüyorlardı ki iyice açıkmıştım.

 

Ayfer Abla'ya teşekkür ettikten hemen sonra yemeye başladığımızda yemeğin bitmesiyle Beril ile odaya tekrardan çıkıp dişlerimizi fırçalamış ve rujumuzu tazelemiştik.

 

Biz oturmuş sohbet ederken dışarıdan gelen araba sesi ile olduğum yerden kalkmıştım.

 

"Sonunda..." diyerek merdivenlerden aşağıya indiğimde dış kapıyı açarak Alp ile göz göze gelmiştim.

 

O kadar yakışıklı olmuştu ki ...

 

Beni beğeni ile süzdükten sonra hızlıca yanıma gelip kollarını belime sarmıştı.Bende aynı onun gibi kollarımı ensesine yerleştirip sımsıkı sarılmıştım.

 

"Çok güzel olmuşsun."

 

"Sende çok yakışıklı olmuşsun."

 

Alp'ten ayrılıp elini tuttuğumda "hadi... misafirler yavaş yavaş gelmeye başladı.Biz odaya geçelim" dedim ve elinden tutarak merdivenlerden yukarı çıkarmaya başladım.

 

Odanın kapısına ulaştığımızda beni birden içeri çekti ve dudağımın hemen kenarına küçücük bir öpücük kondurdu.

 

O an karnımın karıncalandığını hissettiğimde, Alp beni bir kere daha öpecekken kenara çekilmiştim.

 

Kenara çekilmem Alp'i şaşırtırken bozuntuya vermemişti.

 

"Birazdan aşağıya ineceğiz Alp.Makyajımın bozulmasını hiç istemem."

 

"Evet haklısın aşkım.Kusura bakma akıl edemedim."

 

"Önemli değil."

 

Alp ile ilerleyerek yatağa oturduğumuzda nişan saatinin gelmesini bekledik.

 

Sürekli saate bakıyordum ve zamanın bir an önce gelmesini bekliyordum.

 

Sonunda saatin 20:00 olduğunu gördüğümde Alp ile el ele tutuşarak aşağıya inmek için hazırlandık.

 

Merdivenlerden aşağıya inerken salon o kadar kalabalık görünüyordu ki bugün burda olan herkesin bir kez daha bizim mutluluğumuz için burada olduğunu anladım.

 

Birkaç akrabalarım, arkadaşlarım ... kısacası olması gereken herkes buradaydı.Tek bir kişi hariç.

 

Babam...

 

İlk defa yokluğunu iliklerime kadar hissetmiştim.

 

Merdivenlerden Alp ile birlikte indikten sonra herkese hoşgeldiniz dileklerimizi iletmiş ve ilk dansımızı yapmak için ortaya geçmiştik.

 

Ben iki elimi Alpin boyun kısmına bağlarken,Alp iki elini çoktan bel kısmıma yerleştirmiş ve beni kendine çekmişti.Sesinde aşk var şarkısı ile hem dans ediyorduk hemde konuşuyorduk.

 

Aldım başıma belayı

İlk günden belli biraz, delisin

Biraz, kendine has,biraz, maceracı

 

"O kadar mutluyum ki, hep bu günü hayal etmiştim."

 

"Bende sevgilim, bende."

 

Aldım başıma belayı

Yüzün ellerin can yakıyor

Gamzelerin, dert oluyor, gidişin

Dert oluyor, hemen, dönmeyişin

 

Şarkı devam ederken kafamı Alp'in omzuna yaslamıştım.

 

Sesinde aşk var bi' ben duyuyorum

Kalbimde taşla yapamam biliyorum

Sabah olunca çık gel bekliyorum

 

Sesinde aşk var bi' ben duyuyorum

Kalbimde taşla yapamam biliyorum

Sabah olunca çık gel bekliyorum

Çık gel bekliyorum

 

Bir süre daha dans ettikten sonra Alp'in ellerini benden çektiğini hissettim.Yüzüne baktığımda benden uzaklaşmıştı.

 

"Aşkım, ben bir yukarı lavaboya çıkıp geliyorum.Hemen döneceğim."

 

"Tamam sevgilim.Git sen."

 

Alp lavaboya çıkarken bende yorulduğum için masaya geçip oturdum ve yavaş yudumlar ile şarabımı içmeye başladım.

 

Etrafta dans eden insanları izlerken kısa bir süre sonra nefes nefese Beril yanıma gelmişti.

 

Küçük bir şaşkınlıkla Beril'e baktığımda "kızım Allah aşkına ne oldu sana böyle? Ne bu hal!" Dedim."Savaştan mı çıktın?"

 

"Ayy eğlenceyi görmüyor musun sen kızım!Şuraya baksana."

 

Eliyle dans eden insanları gösterdiğinde bir yandan hâla dans etmeye devam ediyordu.

 

"Beril ya..." dedim mızmızlanarak.

"Makyajın birbirine girmiş.Böyle mi fotoğraf çekileceğiz."

 

Beril dediğim cümle ile telefonunu çıkardı ve kameradan kendine baktı.

 

Ağzı şaşkınlıktan öyle bir açılmıştı ki gülmemek için kendimi zor tutmuştum.

 

"Ay kuzum valla haklısın!" Dedi bana bakarak.

"Ben bu şartlar altında asla fotoğraf falan çekilemem.Ben en iyisi lavaboya gidip şu makyajımı falan tazeliyim."

 

"Tamam.Hadi git sen,işin bitince odadan yüzükleri alır mısın? Ben heyecandan unuttum almayı da ."

 

"Tamam kuzum alırım."

 

Beril yavaş adımlarla merdivenlerden çıkarken bende şarabımı yudumlamaya devam ettim.

 

Etraftaki dans eden insanlara bakarken Alp'in hala dönmemiş olması beni merak ettirmişti ama belki iş ile ilgili telefonla konuşuyordur diye düşünerek umursamamıştım ve gelmesini beklemiştim.

 

Kısa bir süre sonra omzumda hissettiğim bir el ile o tarafa döndüğümde karşımda bana sırıtarak bakan Emir'i görmüştüm.

 

Hızlı bir hamle ile oturduğum yerden kalkıp hemen Emir'e sarılmıştım.

 

Gelmesine o kadar çok sevinmiştim ki...

 

Emir'e sıkıca sarılıp ayrılığımda "Gelmişsin!" Dedim."Çok sevindim."

 

"Geleceğim tabii ki kızım.En yakın arkadaşımın nişanı var bugün gelmez olur muyum hiç?"

 

"Yetişemezsin diye düşünmüştüm.Çok mutlu ettin bende."

 

"Seni asla yalnız bırakmam ben.Mutluluğun benim mutluluğum biliyorsun da..." kaşını kaldırıp bana baktığında "sen benim geleceğimi nereden biliyorsun bakalım?" Dedi.

 

"Şey... Beril söyledi ama bak ona sakın bir şey söyleme sen olur mu ? Ben seni görünce o kadar heyecanlandım ki bildiğimi çaktırdım.

Normalde belli etmeyecektim." Dudaklarımı büzerek kurduğum cümle ile Emir gülümsedi.

 

"Tamam, tamam söylemem bir şey."

 

"Eee ne yaptın Amerika'da anlat bakalım."

 

"Şu nişan bir bitsin de ayrıntısına kadar anlatırım.Olur mu ?"

 

"Olur."

 

"Çok güzel olmuşsun be zalimin kızı."

 

"Teşekkür ederim.Sen de takım elbise ile yakıyorsun."

 

Dediğim şey ile Emir ellerine saçlarına götürerek düzenledi.Hafif bir şekilde gülümsediğinde "Biliyorsun her zamanki halim" dedi.

 

Dediği şey ile küçük bir kahkaha attığımda "bak ya!" Dedim."Hiçte mütevazi olmuyor!"

 

Bakışlarımı merdivenlere çevirdiğimde Beril'in aşağıya iniyor olduğunu görmüştüm.

 

Yanıma doğru yürürken yüzü bembeyaz kesilmişti.

 

Endişeli bir şekilde yanına ulaştığımda "Beril?" Dedim.

 

Beril ona seslenmem ile bana bakmıştı.

 

"İyi misin sen? Bir şey mi oldu ?"

 

Beril ne diyeceğini bilemez bir şekilde bana bakarken bir şey söyleyip söylememek arasında gidip geliyordu.

 

Ne olmuş olabilirdi ki?

 

"Ben iyiyim..." dedi zar zor konuşarak."Neden ki?"

 

"Beril'cim yüzün bembeyaz kesilmiş.Kireç gibi olmuşsun resmen! Nasıl iyi olabilirsin? Ayrıca sen bu haldeyken ben senin iyi olduğuna inanır mıyım sence?"

 

Emir'e doğru döndüğümde "Emir masanın üstündeki suyu getirebilir misin" dedim.

 

Emir olur anlamında kafasını sallayarak yanımızdan uzaklaşmıştı.

 

"Beril? Hadi anlat ne oldu?"

 

"Ben makyajımı tazeledikten sonra yüzükleri almak için senin odanı gittim.Tam odaya girerken Cey-"

 

Emir'in yanımıza gelip Beril'e suyu uzatması ile Beril'in cümlesi yarım kalmıştı.

 

Beril Emir'den suyu alıp içmeye başladığında suyu dudaklarından çekerek Emir'e geri uzatmıştı.

 

Beril'e bakıp devam etmesini istemiştim ama tam yine konuşacakken bu seferde Alp'in sesi Beril'in cümlesini engellemişti.

 

"Aşkım, yüzükler takılacak hadi gel."

 

"Tamam,geliyorum." Alp'e kurduğum cümle ile tekrar Beril'e dönmüştüm.

 

"Beril, hadi söyle ne oldu?"

 

"Önemli bir şey yok Almila gerçekten bak."

 

"Tamam o zaman madem önemli bir şey değil ben gidiyorum.Ama şunu sakın unutma yüzükleri taktığımız gibi yanına geleceğim ve bana her şeyi anlatacaksın."

 

Beril tamam anlamında kafasını sallarken yanımdan ilerleyip Emir'in yanına geçmişti.

 

Beril'in yanından ayrılıp Alp'in yanına ilerlerken, merdivenlerin başında Ceyda'yı görmüştüm.

 

Bana bakıyordu.

 

Bu kızın benimle derdi neydi?

 

Hafif bir şekilde Ceyda'ya gülümseyip önüme döndüğümde yüzüklerin takılacağı yere gelmiştim.

 

Alp ile yan yana durduğumuzda Alp'in babası Harun Amca önümüze gelerek ellerimizi uzatmamızı istemişti.

 

Alp ile ellerimizi uzattıktan sonra Harun Amca yüzükleri ilk başta benim sonrada Alp'in parmağına geçirerek ipi kesmişti.

 

Evin içinde alkış sesi yankılanmaya başladığında Beril'in nerede olduğuna bakmak için etrafa göz gezdirmiştim.

 

Olan onca kalabalığın içinde Beril'i bulduğumda kenarda oturduğunu ve bizi izlediğini görmüştüm.

 

Yüzünde hiçbir mutluluk yoktu.Gün boyunca olan enerjisi bir anda yok olmuştu sanki.

 

Acaba ne olmuştu? O kadar çok merak ediyordum ki...

 

Tam Beril'in olduğu tarafa yürüyecekken birinin elimi tuttuğunu hissetmiştim.Kafamı elimi tutan kişiye çevirdiğimde Alp olduğunu görmüştüm.

 

"Biraz dışarı çıkalım mı? Çok bunaldım."

 

"Ben aslında Beril'in yanına gidecektim.Bir şey söyleyecekti bana."

 

"Çok kısa duracağız zaten.Acayip bunaldım.

Sadece 5-10 dakika."

 

Kafamı ne kadar istemesem de olur anlamında salladığımda Alp ile birlikte dışarı çıkmıştık.

 

"Bir şey mi oldu?" Dedi bana bakarak.

 

Kafamı Alp'e çevirdiğimde "bir şey olmadı..." dedim."Neden ki?"

 

"Bilmem.Mutsuz gibisin."

 

"Mutsuz değilim Alp.Sadece aklım Beril'de kaldı."

 

"Neden ki? Beril'e bir şey mi oldu?"

 

"Bilmiyorum.Yukarı çıktı makyajını tazelemek için.O zaman çok mutluydu ama sonra bir şey oldu ve bütün enerjisi gitti."

 

"Belki de yorulmuştur.Olamaz mı?"

 

"Sanmıyorum Alp.Beril'i tanıyorum."

 

"Bence çok fazla düşünüyorsun" dedi.Bana doğru döndü ve kendine çekip sıkıca sarıldı.

"Fazla düşünme.Eminim iyidir."

 

Benden ayrılıp yanağımı öptüğünde "ben sigara içim geleceğim tamam mı? Bekle beni." Kafamı sallarken Alp yanımdan ayrılıp biraz ileri gitmişti.

 

Alp'in gitmesi ile etrafa göz gezdirdiğimde yine tanıdık gözlere denk gelmiştim.

 

Sadece Yeşil gözlere...

 

Alp'e doğru döndüğümde elinde sigarası ile telefonla konuştuğunu gördüm.

 

Hiçbir şey söylemeden yeşil gözlü adamın olduğu yere ilerlemeye başladığımda benim geldiğimi anlaması ile hemen olduğu yerden uzaklaşmıştı.

 

Uzaklaşması ile ona seslendiğimde çoktan gözden kaybolmuştu.

 

Kimdi bu ?

 

Benden ne istiyordu ?

 

Neden yüzünü göstermeden benden kaçıyordu?

 

Merak ettiğim birçok soru vardı ve ben bir gün mutlaka bunun cevabını bulacaktım.

 

Alp'in konuşması bittiğinde yanıma gelmişti ve hava soğuduğu için içeri geçmiştik.

 

İçeri geçtiğimizde gözlerim Beril'i aramıştı ve bulduğumda ise Ceyda ile hararetli bir şekilde konuştuğunu fark etmiştim.

 

Yanlarına yaklaştığımda o kadar dikkatli konuşuyorlardı ki beni farketmemişlerdi bile.

 

Beril'in "Yarın sen istesen de istemesen de her şeyi anlatacağım.Almila'nın bunu bilmesi gerekiyor!" Cümlesi ile olduğum yerde kalmıştım.

 

Bana ne anlatacaktı?

 

Bilmem gereken ne vardı ?

 

Benden ne saklanıyordu ?

 

Daha fazla burada durmanın anlamı olmadığını düşünerek yanlarına iyice yaklaştım ve merak ettiğim o soruyu Beril ile Ceyda'ya yönlendirdim.

 

"Benim neyi bilmem gerekiyor?"

 

Bölüm sonu... 🤍

 

Merhaba arkadaşlar...

Yeni bir bölüm ile karşınızdayım.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🤍

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🤍

Yeni bir bölüm ile görüşmek üzere... kendinize iyi bakın.
🤍

Tiktok Hesabı: mubrem_v 💛

Loading...
0%