Yeni Üyelik
29.
Bölüm

Bölüm 29: “Vuslat”

@aleynay0

Ya gerçekler istemediğin bir anda ortaya çıkarsa?

“Almila!” Beni uyandırmaya çalışan Beril’in sesini duyduğumda “hı?” Dedim ve sol tarafa dönerek kafamı yorgana gömdüm.

 

“Ya Almila!” Dedi.Kolumu sert bir şekilde ittirdi ve beni uyandırmaya çalıştı.

 

“Ya ne oluyor?” Dedim.Gözlerimi açtım ve karşımda sabahın köründe dikilmiş Beril’e baktım.

 

“Kızım kalksana sen!” Dedi elimden tutup beni ayağa kaldırmaya çalışırken.

 

“Ya Beril…” dedim mızmızlanarak.

“Uyumaya çalışıyorum.Görmüyor musun?”

 

“Görüyorum” dedi.”Ama uyanmalısın ve bana her şeyi anlatmalısın.Dün sen gittikten sonra yanına geldim; ama uyuyordun.”

 

Beril’in ciddi olup olmadığını anlamak için baktığımda gözlerimi kırpıştırdım ve “sen ciddisin?” Dedim.”Kızım sen deli misin Allah aşkına? Sabah’ın köründe beni bunun için mi uyandırdın?”

 

“Evet!” Dedi.”Hadi ama! Anlatsana.”

 

“İlk başta elimi yüzümü yıkılabilir miyim?”

 

“Ee yıka?” Dedi anlamayarak.”Bana neden soruyorsun ki?”

 

“Ya sabır!” Dedim ve yataktan kalkarak banyoya doğru ilerledim.Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktıktan sonra Beril’in yanına ilerledim ve yatağa oturarak ona baktım.Gözlerinin dikmiş ve anlatacağım şeyleri bekliyordu.

 

“Sen kaçta uyandın?” Dedim mantıksız bir soru sorarak.

 

“Biraz önce” dedi.”Neden ki?”

 

“Bu enerji nereden geliyor o zaman sabahın köründe?”

 

“Of!” Dedi.”Bırak şimdi bunları da anlat bana her şeyi hadi! Sabahı zor bekledim zaten.”

 

“Erhan beni tehdit etti.” Dedim birden.Hiç ummadığı bir anda söylemiştim.

 

“Ne?” Dedi bağırmıştı.

 

Beril’in bağırması ile birden elimi ağzına götürdüm.”Ya neden bağlıyorsun?” Dedim sessizce.”Mikrofon vereyim eline istersen!”

 

“Ya ne yapayım?” Dedi.”Şaşırdım birden!” Elini saçlarına götürdü ve düzeltti.”Ne demek tehdit etti? Ne zaman etti ve nasıl etti?”

 

“Annemde kaldığım gün” dedim.

“Erhan geldi ve Barın’a gerçekleri anlatmam için bana süre verdi.” Kafamı kaldırdım ve derin bir nefes aldım.”Barın’a her şeyi anlatmamı istiyor.Annesini, kendisini,babasını… her şeyi anlatmamı istiyor!”

 

“Peki neden?” Dedi.”Yani eline ne geçecek?”

 

“B-bilmiyorum.” Dedim.Sesimin titremesine engel olamamıştım.”Bugün son gün Beril” dedim.”Benim bugün Barın’a her şeyi anlatmam gerekiyor; ama nasıl yapacağım bilmiyorum.”

 

“Eğer anlatmazsan…” dedi.”Ne olur?”

 

“Kendisi anlatır” dedim.”Ama benim anlatmam gibi değil.Daha acı…” dedim.

 

Beril yavaşça bana yaklaştı ve kollarını bana sararak sımsıkı sarıldı.”Ne kadar iğrenç bir adam!” Dedi nefret dolu sesi ile.”Sen sakın üzülme ama tamam mı? Sen her zaman Barın’ın yanında olacaksın! Onu hiç bırakmayacaksın.”

 

“Beril…” dedim ondan ayrılarak.Elimi yanaklarıma götürdüm ve ıslaklıkları elimin tersi ile sildim.”Senden bir şey isteyebilir miyim?”

 

“Tabii ki isteyebilirsin” dedi.”Söyle hadi, ne isteyeceksin?”

 

“Ben bugün Barın ile güzel bir vakit geçirmek istiyorum.En azından gerçekleri anlatmadan önce yüzünü güldürmek istiyorum.”

 

“Ben ne yapabilirim?”

 

“Emir’e her şeyi sen anlatabilir misin?” Dedim.

“Alp’i, kaçırılma olayını, kısacası… her şeyi.Ben o kadar yoruldum ki… Emir’e bunları anlatacak cesareti kendimde bulamıyorum!”

 

“Sen merak etme” dedi ellerimi elleri arasına alırken.”Ben Emir’e her şeyi anlatırım.”

 

“Teşekkür ederim” dedim en içten sesim ile.

“Sen olmasan ben ne yapardım?”

 

“Aman şu an duygusala hiç bağlayamam” dedi ayağa kalkarken.”Hadi sen hazırlan ve Barın’la nasıl vakit geçireceğini düşün.” Bana eğildi ve ellerini yüzüme yerleştirdi.”Barın’la vakit geçirirken bunların hiçbirini düşünme!” Dedi.

“Bari bu gün mutlu ol.Bu gün mutlu olun!”

 

Kafamı gülümseyerek salladım.”Olacağım…” dedim.”Olacağız! Sadece bugün de değil.Biz her zaman mutlu olacağız.”

 

“Olacaksınız tabii ki!” Dedi ve eğilerek yanağıma öpücük bıraktı.”Şimdiden iyi eğlenceler” dedi ve arkasını dönerek odadan çıktı.

 

✨✨✨

 

Üzerimde olan ince ip askılı diz kapağımın iki ya da üç karış üzerinde biten derin göğüs dekolteli kırmızı elbisemi üzerimde son bir kez daha inceledikten sonra, hemen karşımda duran puf koltuğa oturdum ve siyah topukları ince olan stilettolarımı ayağıma geçirdim ve aynaya dönerek yüzümdeki hafif olan makyaja hafiften dokunuşlar yaptım.Son olarak ise kıpkırmızı olan rujumu dudaklarıma yavaşça sürdüm ve ayağa kalkarak derin bir nefes aldım.

 

“Bugün her şey çok güzel olacak” dedim kendi kendime gülümserken.”Her şey mükemmel olacak!”

 

Aynaya dönüp kendime son kez baktıktan sonra kapının çalması ile “girebilirsin” dedim.

 

Kapının yavaş yavaş açılması ile gelen kişiyi gördüğümde nefesimin kesildiğini hissetmiştim.

 

Bir insan bu kadar yakışıklı olabilir miydi?

 

“Ben sana bakma…” Barın kapıyı kapattıktan sonra ben görmesi ile ağzı açık bir şekilde bana baktı.”Oo!” Dedi beni baştan aşağıya süzerken.”S-sen…” dedi.”Çok güzelsin!”

 

“Sende…” dedim üstündeki siyah takım elbiseye bakarken.”Çok yakışıklı olmuşsun!” Derin bir nefes aldım ve Barın’a bakmaya devam ettim.”Gidelim mi artık?” Dedim.

 

“Gidelim…” dedi ve yanıma ilerleyerek kolunu bana uzattı.Barın’a gülümseyip kafamı iki yana salladıktan sonra koluna girdim ve onunla birlikte yürümeye başladım.

 

“Seni mükemmel bir yere götüreceğim” dedi merdivenlerden aşağıya inerken.

 

“Bir dakika…” dedim ona doğru dönerek.“Ama ben seni bir yere götürecektim!”

 

“Sen bugün dışarı çıkıp güzel bir vakit geçirelim dediğinde ben dayanamadım ve bizim için mükemmel bir sürpriz hazırladım!” Dedi.

 

“Sürpriz mi?” Dedim.Heyecanlanmıştım.”Ne sürprizi bu?”

 

“Anlatmamı beklemiyorsun değil mi güzelim” dedi ve arabaya ilerlerken kapının kilidini açtı.Ön kapıyı açıp beni arabaya bindirdikten sonra o da yerini aldı ve sürmeye başladı.

 

“Bari nereye gidiyoruz onu söyle!” Dedim mızmızlanarak.”Çok merak ediyorum!”

 

“Beklemen gerekiyor” dedi ve bana dönüp göz kırptı.

 

Kalpten gidecekmişim gibi hissetmem normal miydi?

 

✨✨✨

 

“İşte geldik” dedi.Arabadan indi ve sonra benim olduğum kısıma ilerleyerek inmemde yardımcı oldu.Ellerini ellerime kenetledi ve beni her çeşit çiçeklerin olduğu ıssız bir deniz kenarına getirdi.

 

“Burası…” dedim.Etrafa büyük bir beğeni ile göz gezdirdim.Tam karşımda, yerde siyah bir örtü ve örtünün etrafında renkli bir şekilde serpilmiş çiçekler ve yanan mumlar vardı.Kafamı sol kısıma çevirdiğimde ise bizim için özenle hazırlanmış, küçük ve tatlı bir masa…Her şey o kadar mükemmel görünüyordu ki bir an rüya olduğunu düşünmüştüm.

 

“Mükemmel” dedim ağzım açık bir şekilde etrafı süzerken.

 

“Senin kadar olamaz…” dedi.Bana doğru döndü ve beni kendine doğru çevirdi.”O kadar güzelsin ki…” dedi.Bana doğru yaklaştı ve burnunu boyun kısmıma getirerek nefes aldı.Barın’ın yaptığı bu hareket ile kasılırken, ummadığım bir anda dudaklarını boynuma bastırdı ve öptü.

 

Barın beni öptükten sonra geri çekilince o kaybolduğum yeşil gözlerini gözlerime kenetledi.”Her zamanki gibi mükemmel kokuyorsun” dedi.Gözlerimi hiçbir şey söylemeden gözlerinden çekmedim.Hatta aklımda bile olmayan bir şey yaptım ve ellerimi yüzüne yerleştirip dudaklarımı dudakları ile birleştirip öptükten sonra birden geri çekildim.Bu sefer Barın kasılmıştı ve şaşırmıştı.Gözleri gözlerimden ayrılmazken ellerimi Barın’ın ellerine kenetledim ve gülümserken yemek masasına doğru ilerledim.

 

Barın ile birlikte masaya ilerledikten sonra, Barın sandalyemi çekti.Sandalyeye oturup Barın’a baktıktan sonra “teşekkür ederim” dedim.

 

“Rica ederim” dedi ve saçlarıma öpücük kondurarak karşıma geçip oturdu.Önümde duran tabağın üzerindeki kapağı kaldırdıktan sonra gördüğüm mükemmel yemekler ile Barın’a baktım.”Her şeyi özenle ayarlamışsın.Ne zaman ayarladın bunların hepsini?”

 

“Beril ve Mert sağ olsun” dedi gülümseyerek.

“Bu sürprizi ayarlamak istediğimi duyduklarında bizde yarım edeceğiz diyip durdular!”

 

“Tam bir deli bunlar!” Dedim kafamı iki yana sallarken.Elime çatal ve bıçak aldıktan sonra karşımda duran soslu ete batırdım ve ağzıma götürerek tadına baktım.Ben yemeğimi yemeye başladığımda Barın’ın hâla yemediğini ve öylece beni izlediğini gördüm.

 

“Ne?” Dedim gözlerimi kaçıracak.

 

“Hiç…” dedi bana bakmaya devam ederken.

 

“Sen beni hep bu şekilde izlemeye devam mı edeceksin?”

 

“Sanırım evet…” dedi.”O kadar güzelsin ki…gözlerimi senden alamıyorum.”

 

Barın’a gülümseyip etrafa göz gezdirdikten sonra “burası çok güzelmiş” dedim.Utandığım için Barın’ın gözlerine bakamamıştım ve konuyu kapatmaya çalışmıştım.”Bu bizim başbaşa olan ikinci yemeğimiz” dedim.”İlkinde evden gideceğimi söylemiştim; ama şimdi buradayım ve o kadar çok mutluyum ki…”

 

“Seni her zaman mutlu etmek için elimden ne geliyorsa yapacağım Almila.” Elini masaya getirdi ve uzatarak tutmamı bekledi.Elimi masaya uzatıp Barın’ın elini tuttum.”Her zaman yanında olacağım” dedi.Elimi kendine doğru biraz uzattı ve dudaklarını elimin üst kısmına bastırdı.”Seni seviyorum Almila.Seni herkesten ve her şeyden çok seviyorum.”

 

“Bende seni seviyorum” dedim.

 

Barın elini elimden çektikten sonra ayağa kalktı ve kırmızı şarap şişesini eline alarak şarap bardaklarına doldurdu.

 

“Teşekkür ederim” dedim ve şarap bardağını elime alarak içtim.Bardağın içinde olan kırmızı sıvıyı içtikten sonra bardağı masaya bıraktım ve çatalı elime alarak önümde duran eti yemeye devam ettim.

 

Yemek yerken ne kadar Barın’la birbirimize baksakta sessiz kalmıştık ve bir şey konuşmamıştık.”Kalkalım mı artık?” Dedim elimde duran bardağı bırakırken.

 

“Olur” dedi ve sandalyeden kalkarak bana doğru ilerledi.Yanıma ilerleyip elimi tuttuktan sonra yerde duran örtüye doğru ilerledik ve üstüne oturduk.Barın ile yan yana oturduktan sonra Barın, yanı başında duran ince pikeyi aldı ve omuzlarıma yerleştirdi.Barın’a gülümseyip kafamı yukarı kaldırdığımda gördüğüm yıldızlar gülümsememe neden olmuştu.Kafamı çevirip Barın’a baktığımda beni izlediğini gördüm.

 

“Yine izliyorsun.” Dedim.”Bu sefer niye?”

 

“Çünkü güzel gülüyorsun” dedi.”Her halin sana bakmam için bir neden Almila.” Bana doğru döndü ve ellerimi elleri arasına aldı.“Her halin o kadar güzel ki…” yavaşça bana yaklaştı ve dudaklarıma yakın bir yerde durdu.”O kadar özel ki…” dudaklarını dudaklarıma değdirdi ve küçük bir öpücük kondurarak geri çekildi.

 

Barın dudaklarını dudaklarımdan çektikten sonra birkaç saniye gözlerine baktım.Her beni öptüğünde heyecanlandığım bu adamın dudaklarına tekrardan yapışmamak için ne kadar kendimi zorlasam da başarılı olamadım ve Barın’ı beklemediğim bir anda kendime doğru çekerek dudaklarını sertçe dudaklarımın arasına aldım.

 

Barın kendisini bu şekilde çekeceğimi beklemediği için dengesini kaybedip birden üstüme düştü ve ellerini yere sabitleyerek üstümde yerini aldı.

 

Dudakları üst dudağımı emdiğinde biraz doğruldu ve üzerinde ki ceketi hızlıca çıkararak kenara fırlattı.Barın tekrar bana doğru eğilip beni öpmeye devam ederken elleri o sırada elbisenin kaygan saten kumaşı üzerinde gezinmeye başladı.

 

Ellerimi Barın’ın saçlarına götürüp çekiştirdiğimde Barın beklemediğim bir anda ayağa kalktı ve beni de kolumdan tutup kaldırarak Bungalov eve doğru sürüklemeye başladı.

 

Evin önüne gelip kapıyı açtıktan sonra Barın beni kendine çekti ve duvar kenarına sıkıştırarak dudaklarımı tekrardan dudakları arasına aldı.

 

Elleri bel kısmında gezinmeye başlarken ellerimi saçlarına geçirdim ve dudakları dudaklarımdayken sesli bir şekilde inledim.

 

Barın beni öpmeye devam ederken gülümsedi ve beni tek hareket ile kucağına aldı ve ellerini bel kısmıma getirerek elbisemin fermuarını sertçe aşağıya indirdi.Eli bu sefer elbisemin iplerine geldiğinde yavaşça aşağıya indirdi ve tenime öpücükler kondurdu.

 

Aslında içtiğim şaraptan değil, Barın’ın bu öpüşü beni sarhoş etmişti.

 

Bungalov evde olduğumuzdan dolayı yatak hemen yanı başımızdaydı.Barın yavaşça ilerleyip beni sırt üstü yatağa yatırdıktan sonra sabahtan beri elimde tuttuğum çantayı yere atmıştım.

 

İçimde anlam veremediğim bir heyecan vardı ve bu yüzden yanaklarım istemsizce kızarıyordu.

 

O heyecanla ne yaptığımı tam olarak anlamasam bile Barın beni yönelendirmişti ve rahatlamamı sağlamıştı.

 

Barın’ı her şeyden çok istiyordum bu yüzden ise dile getirmekten utanmayarak gözlerine bakmıştım.

 

Yeşil gözleri gözlerimi delerken “hazır mısın? “diye sormuştu.

 

Onay verircesine kafamı salladığımda endişeli bir şekilde bana bakıp “emin misin?” Diye sormuştu.

 

Emin miydim?

Bilmiyordum.

 

Korkuyordum.Çünkü,daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştım;ama onu her şeyimle istiyordum.Tüm benliğimle benim olsun istiyordum ve istedim de.

 

Derin derin nefesler alırken “eminim” dedim ve Barın’ı kendime doğru çekmiştim.

Bedenlerimiz sonunda birbirine kavuştuğunda alnımızdan akan terleri umursamamıştık.

 

Barın alnını alnıma yasladıktan sonra derin derin nefesler alırken kendimize gelmeye çalışmıştık.

 

“Ben ömrüm boyunca senin yanında olmak istiyorum” dedim fısıldayarak.”Ne olursa olsun, her an seninle olmak istiyorum.Bu hayatı seninle yaşamak istiyorum.Tüm kötülükleri ve olumsuzlukları seninle baş kaldırmak istiyorum!”

 

“Bütün olumsuzlukları beraber yeneceğiz!” Dedi.”Tek başına savaşmayacaksın Almila.Tek başıma savaşmayacağım.Birlikte olacağız ve bir an birbirimizden ayrılmayacağız!”

 

Gerçekleri senden sakladığımı duyunca da böyle hissedecek misin Barın?

Gerçekleri sana anlatınca yanımda olacak mısın?

Yanında olmama izin verecek misin?

 

Burukça gülümsediğimde ellerimi Barın’ın boynuna doladım ve “seni çok seviyorum” dedim.”Eğer bir gün ummadığın bir şey ortaya çıkarsa, bil ki her şey seni korumak istediğim için!” Gözümden yanaklarıma yaşlar silerken Barın üstümden kalktı ve kendini yatağa atarak bedenimi kendine doğru çekti.Yatağın üzerinde ki örtüyü üzerimize örttü.Kafam kolunun altındayken kafamı göğsüne gömdüm ve gözlerimi kapattım.

 

“Bana anneni hiç anlatmadın.” Dedim birden.Neden bunu birden söylemiştim bilmiyorum; ama öğrenmek istemiştim.Barın’ın annesi hakkında ne hissettiğini bilmek istemiştim.”Bana anneni anlatmak ister misin?” Dedim en içten sesimle.

 

“Annem…” dedi.O da burukça gülümsedi.”Ona bu şekilde hiç seslenemedim” dedi.Kalbim sızladı.”Ona hiç sarılamadım ve kokusunu içime hiç çekemedim.” Dudaklarımı birbirine bastırdığımda ağlamamak için kendimi zorlamıştım.

 

Ellimi ellerine uzattım ve parmaklarımı elleri arasına aldım.”Sana bir şey sorabilir miyim?” Dedim.

 

“Sor” dedi.

 

“Anneni…” dedim.Sesim titremişti.”Nasıl kaybettin?”

 

Kasıldığını hissetmiştim.”Özür dilerim” dedim ona bakarak.”Sana böyle bir soru sormamam gerekiyordu.”

 

“Sen benim her şeyimsin Almila” dedi.Beni kendine iyice çekip dudaklarını saçıma bastırdı.“Özür dilemene gerek yok.Bana her şeyi sorabilirsin.Hepsini cevaplarım.Çünkü, sana içimi dökmek beni rahatlatır.”

 

Ona hafiften dönüp yeşil gözlerine baktım.

“Anlat…” dedim gözlerinin içine bakmaya devam ederken.”Anlat ve rahatla.”

 

Sertçe yutkunup derin bir nefes aldı.Sanki, cümleye nereden başlayacağını bilmiyor gibiydi.Nereden anlatacağını kestiremiyor gibiydi.

 

“Annem ben doğduktan hemen sonra ölmüş” dedi birden.Duyduğum cümleyi idrak etmeye çalıştım.”Ne?” Dedim birden.

 

“Sırf ben dünyaya geleyim diye…” kasıldı ve gözlerini kapattı.

 

“Şii…” dedim.Hafif ayağa kalktım ve Barın’a sarıldım.”Üzülme sakın!” Dedim ağlamaya başlarken.”Sakın üzülme ve sakın kendini suçlama bunun için!”

 

“Eğer ben doğmasaydım annem yaşayacaktı Almila!” Dedi.”Eğer annem bir seçim yapıp beni seçmeseydi…”

 

“Barın?” Dedim.Ondan ayrıldım ve kafamı iki yana salladım.”Hayır…” dedim.”Lütfen bunu kendine yapma.” Yatakta doğruldum ve üstümdeki örtüyü hafiften kendime çektim.Barın’da olduğu yerde doğruldu ve ellerimi elleri arasına alıp öptü.

 

“Biliyor musun?” Dedi dolmuş gözleri ile bana bakarak.Ağlamamak için kendini zorluyordu.

“Ben doğum günlerimiz sırf bu yüzden kutlamıyorum.Nasıl kutlayayım ki?” Dedi.

“Annem o gün benim için ölmüşken,nasıl…bunu ona nasıl yaparım ki?”

 

Dudaklarımı birbirine bastırıp ne kadar ağlamamaya çalışsam da Allah kahretsin ki yine başarılı olamamıştım.

 

“Senin kaçırıldığın gün…” dedi.”Evden birden çıkıp gitmiştim ya hani?”

 

Kafamı hızla iki yana salladım.

 

“O gün Mert annem ve babamın bizim için yaptığı yazlık evin yandığını söyledi.” Barın’ın kurduğu cümle ile ellerim titremeye başlarken buz kestiğimi hissetmiştim.

 

Orhan pisliği hem Barın’dan gerçekleri saklamıştı hem de annesine tecavüz ettiği o yazlık evin üçü için yaptığını söylemişti.

 

“Bir insan ne kadar kötü ve iğrenç olabilir ki?” diye düşündüm içimden.”Oğlunun gözlerinin içine baka baka annesi ile ilgili nasıl yalan söyleyebilir ki?”

 

“Eve gittiğimde yazlık ev yanmamıştı; ama sen kaçırılmıştın!”

 

“Barın?” Dedim.Tam gerçekleri söyleyecekken beni susturdu.

 

“ Lütfen şu an bir şey söyleme” dedi.”Eğer şu an susarsam bir daha anlatma cesaretini kendimde bulamam!”

 

Kafamı tamam anlamında salladıktan sonra Barın’ı tekrar dinlemeye devam ettim.

 

“Ben her doğum günümde o yazlık eve gidiyorum Almila” dedi.”O eve giderek annemden özür diliyorum. Benim yüzümden öldüğü için, benim yüzümden mutlulukla dizdiği o yazlık evde oturamadığı için… hepsi için annemden özür diliyorum” dedi.

“Annemden bana kalan bu tek şeye sığınıp, bu tek şeye tutunuyorum!

 

Barın’ın kurduğu cümle ile ellerim titrerken yutkunamadığını hissetmiştim.

 

Barın bunca yıl bir yalana tutulmuştu. Annesinin tecavüze uğradığı o eve giderek annesi için her doğum gününde ağlamıştı. Onun için gözyaşlarını dökmüştü.

Annesinden ona kalan yazlık eve bunca yıl tutunmuştu.

 

Ben Barın’a gerçekleri nasıl anlatacaktım?

Tutunduğu bu tek dalı onun elinden nasıl alacaktım?

 

Gerçekleri Barın’a anlatma konusunda kendi içimde bir savaş halindeydim.Bu savaşı kim kazanacaktı bilmiyorum; ama Barın’ı üzemezdim. Bu tutunduğu tek dalı elinden alamazdım! Bunu ona yapamazdım!

 

“Bunun için sakın kendini suçlama Barın!” Dedim.”Annenin ölmesi senin suçun değil ki…” omuzlarımı indirip kaldırdım.”Senin bir suçun yok!” Dedim.

 

Bu konu hakkında hiçbir suçunun olmadığını ona ispatlamaya çalıştım.

 

“Bunları daha fazla konuşmasak mı acaba?” Dedi.Kurduğum cümlelerden kaçtı.Kendini suçlu hissediyordu.Bu his…sanki, kalbimi biri çekip almış gibi…

 

“Uyuyalım mı?” Dedim.”Sana sarılarak uyumak istiyorum.”

 

Barın bana yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma değdirdikten sonra küçük bir öpücük kondurarak geri çekildi.”Olur” dedi ve gülümseyerek yatağa geri yatıp kolunu uzattı.

“Hadi gel” dedi.

 

Barın’ın koluna yatıp ona sımsıkı sarıldıktan sonra gözlerimi kapattım ve Barın’ın kokusunu içime çekerek uyumaya çalıştım.

 

Bugün her şeyi anlatmam için son gündü…

Ne yapacağım bilmiyorum.Erhan’ı bir şekilde ikna etmem gerekiyordu.

 

✨✨✨

 

Barın’a sarılı bir şekilde yatmamın üzerinden neredeyse iki saat geçmişti.Barın’ın uyuduğunu derin derin ve düzenli bir şekilde nefes alışverişinden anlamıştım.

 

Uyuyamamıştım.Sanki, biri uykumu çekip benden almıştı.

Gözlerim sızlıyordu; ama gözlerimi kapatıp uyuyamıyorum.

Sevdiğim adamın kollarında, huzur bulduğum yerde bile uyuyamadım!

 

“Tamam…” dedim kendi kendime.”Her şey yoluna girecek.Her şey düzelecek!” Gözlerim kapalı bir biçimde kendi kendime konuşurken telefonumun titreyen sesini duymam ile Barın’ın kolundan yavaşça kenara kaydım ve yerde duran çantama uzanarak telefonu çıkarıp arayan kişiye baktım.

 

Erhan arıyor…

 

Gördüğüm isim ile kasılmıştım.Telefon elimde titremeye devam ederken Barın’ın yerde duran gömleğine uzandım ve üzerime geçirerek yataktan sessizce kalktım.

 

Dışarı çıkıp yeşil olan düğmeye bastıktan sonra “efendim” dedim tüm soğukluğum ile.”Ne istiyorsun?”

 

“Ne mi istiyorum?” Dedi.Sesinden şaşırdığını anlamıştım.”İstediğim şeyi sen çok iyi biliyorsun Almila! İstediğim şey sana verdiğim süre zarfında Barın’a her şeyi anlatmandı.”

Güldü.”Anlattın değil mi Almila?”

 

“H-hayır.” Dedim sesimin titremesine engel olamazken.”Anlatmadım.Daha doğrusu anlatamadım.”

 

“Sen benimle dalga mı geçiyorsun?” Dedi karşıdan bağırarak.”Ne demek anlatmadım?”

 

“Yapamadım!” Dedim sessizce bağırırken.

“Lütfen bunu benden isteme! Bunu Barın’a yapamam.Onu üzemem!”

 

“Bir anlaşma yapmıştık Almila; ama görüyorum ki sen bu anlaşmaya uymadın.O zaman sonuçlarına katlanacaksın!”

 

“Hayır!” Dedim kafamı iki yana sallayarak.

“Yapma bunu!”

 

“Neden yapmayacağım Almila?” Dedi.Sesi alaylıydı.”Yapmamam için bir neden yok ki!” Güldü.”Barın’ın gerçekleri bir başkasından duyup, senin gerçeği bildiğin halde hiçbir şey söylememiş olman kim bilir Barın’ı nasıl yıkacak! Aa hadi ama!” Dedi.”Bak bu beni üzmedi değil.”

 

“Yapma!” Dedim tekrardan.

 

“Ama yapacağım!”

 

“Tamam…” dedim.Elimi kaldırdım ve yanağımda olan ıslaklıkları sildim.”Barın’a her şeyi yarın anlatacağım tamam mı? Her şeyi söyleyeceğim.Senden sadece bir gün istiyorum” dedim.

 

“Hadi ama Almila!” Dedi.”Sana iki gün vermiştim bunun için.”

 

“Nasıl anlatacağımı bilemedim!” Dedim.

 

“Şimdi biliyor olmalısın herhalde?”

 

Bilmiyorum diyemedim.

 

“Halledeceğim” dedim.”Senden sadece bir gün istiyorum.Barın’a her şeyi ben anlatmak istiyorum.Gerçekleri benden duysun istiyorum.”

 

Birkaç saniye telefonun diğer tarafından ses gelmemişti.Dudağımı dişlerimin arasına alıp beklemeye başladığımda “tamam” diye bir ses geldi.”Sana bu son şans verişim Almila.Yarın Barın’a her şeyi anlatacaksın!”

 

“Tamam” dedim.”Anlatacağım.”

 

“O zaman süren başladı Almila’cık!” Güldü.

“Sana şimdiden iyi düşünmeler.Pardon..!” Dedi.”İyi geceler diyecektim.”

 

Hiçbir şey söylemeden telefonu kulağımdan çektiğimde ellerimin ve ayaklarımın titriyor olmasını umursamadım ve yere eğilerek ağlamaya başladım.

 

Hava soğuktu ve üzerimde sadece gömlek vardı; ama ne kadar üşüsem de içeri geçemedim.İçimde büyüyen yangına bir son vermem gerekiyordu.İçimde olan her şeyi dökmem gerekiyordu.

 

“Söylediğim tüm yalanlar için beni affet Barın…” dedim.”Gözlerinin içine bakarak sana anlatmadığım tüm geçmişin için affet beni sevgilim!”

Bölüm sonu…

 

Kaldırılabilir diye özel sahneyi keserek paylaşmak zorunda kaldım. 🙈 Uzun versiyonu wattpad uygulamasında vardı. 🥹🥲

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🤍

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın lütfen. 🤍

Loading...
0%