Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Bölüm 3: “Kaçırılma”

@aleynay0

 

 

Bazen yakınların bile senden bir şeyler saklar.

 

 

Ya iyiliğin için, ya da kötülüğün için.

 

 

Ama ben emindim ki Beril, kesinlikle iyiliğim için olan taraftaydı.

 

 

Ama yine de insan merak ediyordu.

 

Ne saklandığını bilmek istiyordu.

 

 

Beril sorduğum soru ile şaşırarak bana dönmüştü.

 

 

Yüzü bembeyaz olmuştu ve sanki o an nefes almayı unutmuştu.

 

 

Ceyda gibi.

 

 

İkisi de ne diyeceğini bilemez bir şekilde bir bana bir kendilerine bakarak bir çıkış yolu bulmaya çalışmışlardı.

 

 

Bu kadar korkacak ne vardı?

 

Sakladıkları bu sır da neydi?

 

 

İkisinden birinin konuşmasını beklerken ortamda büyük bir sessizlik oluşmuştu.

 

 

"Bir şey söyleyecek misiniz artık?" Dedim sessizliği bozarak."Bilmem gereken şey ne?"

 

 

İkisinden de ses çıkmıyordu ve gerçekten bu durum beni sinirlenmeye başlamıştı.

 

 

"Beril?" diyerek bakışlarımı Beril'e yönlendirmiştim.

 

 

Gözlerinde ne diyeceğini bilmiyormuş gibi bir ifade vardı."Bilmem gereken şey ne diye sordum! Artık cevap verecek misiniz?"

 

 

Sonunda Beril artık konuşma kararı almış olacak ki derin bir nefes alarak ağzını araladı.

 

 

"Almila, benim sana bir şey söylemem lazım ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum."

 

 

Beril konuşurken bakışlarımı Ceyda'ya döndürmüştüm.

 

 

Beril'e bakarak gözleri ile bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.

 

 

Gözlerine baktığımda ise ilk defa bir şey gördüm.

 

 

Korku.

 

 

Beril'in söyleyeceklerinden korkuyor muydu ?

 

 

Gözlerimi Ceyda'nın gözlerinden ayırarak tekrardan Beril'e döndürdüm.

 

 

"Beril'cim, söyle artık merak etmeye başladım."

 

 

"Söyleyeceğim ama burada olmaz Almila.Yani, bu kadar insanın içerisinde söyleyemem."

 

 

Sıkıldığımı belli ettim."O zaman odaya çıkalım Beril.Orada söyle ne söyleyeceksen."

 

 

Beril kurduğum cümle ile hızlı bir şekilde kafasını sağa sola salladı.

 

 

"Hayır olmaz.Yani, yukarıda da olmaz çok önemli bir şey insanlar evdeyken söyleyemem!"

 

 

"Tamam o zaman.Misafirler gittikten sonra söylersin.Olur mu ?"

 

 

Beril kafasını aşağı yukarı sallayarak "olur" dedi.

 

 

"Yüzükler takılmadan önce bana bir şey söyleyecektin sen.Yoksa bununla mı ilgiliydi?"

 

 

"Evet.Bununla ilgiliydi."

 

 

Cümleyi kurarken Ceyda'ya bakmıştı.

 

Ceyda da bana.

 

 

Konuşma bittikten sonra Emir yanımıza gelmiş ve bize Amerika'da yaptığı komik şeyleri anlatmıştı.Sohbet o kadar güzeldi ki saatin nasıl geçtiğini bile anlamamıştık.

 

 

Bakışlarım arada sırada Beril'i bulurken ne kadar eğlense de gözünde farklı bir duygu vardı.

 

 

Hüzün vardı, korku vardı, endişe vardı...

 

 

Emir ile sohbetimizi bitirdikten sonra hep birlikte bu günden hatıra kalsın diye fotoğraf çekilmiştik.

 

 

Beril güzel çıkmadığını söyleyerek başta mızmızlık yapsa da sonradan çekildiğimiz belki de bin tane fotoğraf ile susmuştu.

 

 

Fotoğraf çekilme işimiz bittikten sonra bir süre daha sohbet ettik ve o arada Ceyda'nın dışarı çıktığını gördüm.

 

 

Acaba nereye gidiyordu?

 

 

Bu düşünceden sıyrılıp odağıma tekrar Emir ve Beril'i aldım.

 

 

"Vay be demek kız seninle eğlenmek için onca vakiti geçirmiş öyle mi ?" Diye sormuştu Beril.

 

 

"Maalesef evet. Bende yakışıklılığımdan etkilendiğini düşünmüştüm oysaki."

 

 

Küçük bir kahkaha atarak bakışlarımı Emir'e yönlendirdim. Çok güzel bir yüzü vardı.

 

Güneşin kavurduğu buğday tenindeki çilleri kemerli burnu ve hafif çekik gözleri Emir'e ayrı bir hava katıyordu.Gerçekten kızların hayır diyemeyeceği bir yüze sahipti.

 

 

"Sende nasıl anlamadın be Emir'cim?" diye soru yönelttim.

 

 

"Of of! Nereden bilebilirdim ki? Resmen eğlenceli tarafımı kullanmış!" diyerek dudaklarını büzdü.

 

 

"Üzülme ya! Sana kız mı yok sanki? Daha güzellerini bulursun.Boşver!" diyerek teselli etmeye çalışsam da üzgün olduğu açık açık belli oluyordu.

 

 

"Sanki istediğim kişi yüzüme bakıyor da!" Ne kadar sessiz söylese de duymuştum.

 

 

"Yoksa biri mi var aklında Emir'cim?" İmali imali kurduğum cümleyle Emir'e baktığımda göz kırpmıştım.

 

 

Kafasını sallarken "hayır..." dedi birden."Kimse yok!"

 

 

"Tamam ya...!" Dedim elimi kaldırarak."Bir şey demedik."

 

 

Emir bana gülümserken kısa bir sessizlik olmuştu.Emir'in bakışları saate değerken "ben artık kaçayım" dedi.

 

 

"Nereye gidiyorsun ki? Kal işte burada." Cümlem ile Emir bana baktığında "kendime kalmak için burada yer ayırttım Almila" dedi.

 

"Hem zaten sizde yoruldunuz.Ben gideyim.Bol bol görüştük zaten."

 

 

Kafamı tamam anlamında sallarken Emir'i Beril'le birlikte uğurladıktan sonra yavaş yavaş diğer misafirleri de evlerine geçirmeye başlamıştık.

 

 

Misafirleri geçirdikten sonra yönümü anneme doğru çevirdim ve ona doğru yürümeye başladım.

 

 

"Annem,hadi gel fotoğraf çekilelim..." diyerek annemin yanına geçtim ve bol bol fotoğraflar çekildim.

 

 

Annemle fotoğraf çekilmem bittiği zaman telefonu elime sabitledim ve fotoğraflar kısmına girdim.Annemle ve arkadaşlarım ile çekildiğim fotoğraflara bakarken bakışlarımı tekrar anneme döndürdüm.

 

 

"Keşke babam da burada olsaydı değil mi anne?" Dedim.

 

 

Kafasını aşağı yukarı sallayarak ağlamaklı bir sesle "keşke" dedi."Keşke kızım."

 

 

Annemin ağladığını görmemle ona yaklaşarak sımsıkı sarıldım."Üzülme anne.Bak sen üzülürsen bende üzülürüm.Ne olur ağlama" dedim ve iyice sarıldım.

 

 

Annemle sarıldıktan sonra benden ayrıldı."Tamam..." dedi."Ağlamıyorum kızım."

 

 

Hafifçe gülümsedikten sonra "Ben yukarı çıkıyorum kızım.Çok yoruldum bugün" dedi ve merdivenlerden yukarı çıkarak odasına doğru ilerledi.

 

 

Annemim odaya gitmesi ile bende olduğum yerden kalkıp koltukların yanına gittim.

 

 

O kadar yorucu bir gündü ki bacaklarımı hissetmemeye başlamıştım.

 

 

Dinlenmek için oturduktan sonra Ceyda'nın kapıdan içeri girdiğini gördüm.Bana bakıp hafif bir şekilde gülümsedikten sonra hızlıca merdivenlerden yukarı çıktı.

 

 

Yanıma birinin oturduğunu farketmemle kafamı yana çevirmiştim.

 

 

Alp yanıma oturmuştu ve telefonu ile ilgileniyordu.

 

 

Varlığımı belli etmek adına konuşma kararı aldığımda "Bir günün daha sonuna geldik sevgilim.O kadar yoruldum ki şurada her an uyuyabilirim" dedim.

 

 

"Eğer uyuyacağını düşünüyorsan odana çık Almila.Boşu boşuna burada durma."

 

 

Dediği cümle ile şaşkınca Alp'e bakmıştım.

 

 

"Sen iyi misin?" Dedim ona doğru dönerek."Bir şey mi oldu?"

 

 

"Evet Almila iyiyim!"

 

 

"Emin misin iyi olduğuna?"

 

 

Alp sıkkınlığını belli edercesine derin bir nefes alıp verdi.

 

 

"İyiyim diyorsam,iyiyimdir Almila!"

 

 

"Tamam..." dedim hafifçe gülümserken.

 

"Öyledir muhakkak da neden benimle bu şekilde konuşuyorsun onu anlamadım."

 

 

Alp bakışlarını bana çevirerek gözlerini gözlerime kenetledi.

 

 

"Nasıl konuşuyorum Almila ?"

 

 

"Böyle işte.Soğuk!"

 

 

Alp gözlerini devirerek tekrar bana baktı.

 

 

"Yok öyle bir şey Almila.Sadece yorgunum ve dinlenmeye ihtiyacım var.Hem bedenen hemde ruhen.Bu yüzden de evime gidiyorum.Hadi görüşürüz!" Diyerek yanımdan kalktı ve dış kapıya doğru ilerledi.

 

 

Ne olmuştu şimdi?

 

 

Neden böyle davranmıştı?

 

 

Farketmeden bir şey mi yapmıştım ?

 

 

Beril'in bana seslenmesi ile kafamı ona döndürmüştüm.

 

 

"İyi misin sen kuzum?" Demişti yanıma oturarak.

 

 

Kafamı evet anlamında aşağı yukarı salladım ve ayağı kalktım.

 

 

"Beril ben bugün çok yoruldum bu yüzden de dinlenmek istiyorum.Sana ayıp olmazsa ben yukarı çıkabilir miyim?"

 

 

"Tabii ki kuzum.Hadi sen git dinlen.Alp'e de kafanı takma olur mu? Kafana takılacak kadar önemli değil.Yani... önemli bir şey yoktur."

 

 

Beril'e hafif bir şekilde gülümsedikten sonra tam arkamı dönecekken tekrardan Beril'e baktım.

 

 

"Konuşacaktık ama.."sözümü kesti.

 

 

"Sabah söylerim kuzum.Çok yoruldun sen bugün, git dinlen.Ayak üstü konuşulacak şey değil zaten.Sakin kafa ile konuşsak daha doğru olur."

 

 

Kafamı tamam anlamında sallayarak merdivenlerden yukarı çıkmaya başlamıştım.

 

 

Merdivenleri çıkıp odama girdikten sonra üzerimdeki nişanlığı çıkarıp duşakabine girip yıkanmaya başladım.Sıcak su bedenimden aşağıya süzülünce rahatladığımı hissetmiştim.

 

Sıcak su beni kesinlikle rahatlatıyordu.

 

 

Banyoda işim bittikten sonra duşakabinden çıkıp geceliklerimi giymiştim.Son olarak ise banyodan çıkmadan dişlerimi fırçalamıştım ve yatağıma yerleşmiştim.

 

 

Kendimi ne kadar yorgun hissetsem de yatakta yaptığım tek şey sağa ve sola dönmek oldu.En sonunda dayanamayarak yataktan kalktım ve üzerime beyaz bir tişört alttan ise siyah dar bir pantolon giyerek hava almak için hazırlandım.

 

Şarkı dinlerim diye de yanıma telefonumu ve AirPodsumu alarak siyah spor ayakkabılarımı giydim ve odadan dışarı çıktım.

 

 

Merdivenlerden inmeden önce annemin odasının önüne gelerek kapıyı yavaş bir şekilde açmıştım.İçeri girdiğimde annem uyuyordu.

 

 

Sessiz bir şekilde yanına yaklaşarak saçlarına küçük bir öpücük kondurup tekrar odadan dışarı çıktım.

 

 

Merdivenlerden aşağıya inerken kimsenin uyanmaması için sessiz bir şekilde haraket ediyordum.Sonunda aşağıya inip kapıya ulaştığımda dışarı çıkıp kapıyı yavaş bir şekilde kapattım.

 

 

Havanın çok güzel olduğunu farkettim ve hesapta olmayarak yürüme başladım.

 

 

Yürürken AirPodsumu kulağıma yerleştirerek telefonumdan şarkı açmıştım.Kulaklığımdan gelen huzur verici şarkı ile yürümeye devam ettim.

 

 

Yürürken arkamdan gelen gölgeyi farketmem ile olduğum yerde durdum.Telefonum ile uğraşıyormuş gibi yaparak yaklaşık yirmi saniye boyunca hareket etmedim.

 

 

Tekrar yürümeye başladım.

 

Tekrar yürümeye başladı.

 

 

Tekrar durdum.

 

Tekrar durdu.

 

 

Derin bir nefes alıp kim olduğuna bakmak için tam arkamı dönecekken ağzıma kapatılan bez ile gördüğüm tek şey sokak lambasının yüzüme çarpan ışığı oldu.

 

 

-Üç saat sonra-

 

 

Karanlık.

 

 

Gözümü açtıktan sonra gördüğüm tek şeydi.

 

 

Neredeydim bilmiyordum.

 

 

Beni kimin kaçırdığını bilmiyordum.

 

 

Bilinmezlik içerisinde korku tüm vücudumu ele geçirirken hızlı bir hamle ile uzandığım yataktan kalktım.

 

 

Neredeydim ben ?

 

 

Burası neresiydi?

 

 

Benden ne istiyorlardı?

 

 

Hiçbir fikrim yoktu.

 

 

Koşarak kapıya ulaşmış ve açmaya çalışmıştım ama açılmamıştı.

 

Kilitliydi.

 

 

Tüm gücümle kapıya vurmaya ve bağırmaya başlamıştım.

 

 

"Hey kimse yok mu ? Çıkarın beni buradan! Sesimi duyan yok mu ?" Bağırmam ile boğazım acırken bunu önemsememiştim.

 

 

Yoktu.

 

Ya da vardı ama ses vermiyordu.

 

 

Bir kere daha tüm gücümle kapıya tekme atmıştım; ama hâla açan olmamıştı.Tek bir ses bile yoktu.

 

 

Kimsenin gelmeyeceğini anladığımda kapıdan sırtımı aşağıya doğru sürterek yere eğildim ve bacaklarımla bağdaş kurarak ağlamaya başladım.

 

 

Şimdi ise bir ses vardı.

 

Hiçliğin sesi.

 

Benim sesim.

 

 

Ne kadar bu şekilde kaldım bilmiyorum.Ama vücudumun uyuştuğunu hissetmiştim.

 

Sonunda dışarıdan gelen adım sesleri ile olduğum yerden kalktım ve kapının olduğu tarafa geçerek kimin geldiğini beklemeye başladım.

 

 

Kilit sesi geldi.

 

 

Kapı yavaş yavaş açıldı ve içeri girdi.

 

 

Onun içeri girmesi ile ben olduğum yerde çakılı kaldım.Çünkü, bu oydu.

 

 

Tam karşıma dikildi ve ilk gün bana baktığı gibi baktı.

 

 

Yeşil gözleri kahverengi gözlerime değdi.

 

 

Yeşil gözleri kahvelerime değdi, nefesim kesildi.

 

 

Yeşil gözleri kahvelerime değdi, buz kesildim.

 

 

Yeşil gözleri kahvelerime değdi, benim için o an her şey bitti.

 

 

Bölüm sonu....

 

Merhaba arkadaşlar...

 

Yeni bir bölüm ile yeniden karşınızdayım.

 

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🤍

 

 

Eğer bölümü beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🤍

 

 

Yeni bölüm ile görüşmek üzere kendinize iyi bakın... 🤍

 

Tiktok Hesabı: mubrem_v 💛

 

Loading...
0%