Yeni Üyelik
31.
Bölüm

Bölüm 31: “Kırgınlık”

@aleynay0

"Kızgınlık gürültülüdür, kırgınlık sessiz."

Necip Fazıl Kısakürek

3 gün sonra

Barın kapıyı çekip gideli tam üç gün olmuştu.Beni görmek istemediğini söylemişti; ama ben yine de dinlememiş ve aklıma gelen tüm yerlere bakmıştım.Babası ile gittiği gizli yere bile bakmıştım; ama bulamamıştım.

Nerede olduğunu ne kadar merak etsem de hiçbir şey elimden gelmiyordu.Ne elimde tuttuğum telefondan Barın yazısının üstüne tıklayıp arayabiliyordum ne de mesaj yazıp iyi olup olmadığını sorabiliyordum.

Hayatımız birden alt üst olmuştu; ama ne olursa olsun düzeltecektim.Barın'ı tekrardan kazanmak için, onun güvenini kazanmak için elimden ne geliyorsa yapacaktım.

 

Yattığım yatakta yorganı biraz daha üstüme çektiğimde kafamı geriye attım ve gözlerim ne kadar sızlıyorda olsa umursamayarak gözlerimi kapattım.Üç gündür doğru düzgün uyumamıştım.

 

Nasıl uyuyabilirdim ki?

Barın'ın şu an nerede olduğunu bilmeden, neler hissettiğini bilmeden nasıl huzurlu bir uyku çekebilirdim?

Yine başaramamıştım.Her gözlerimi kapattığımda Barın'ın bana hayal kırıklığı ile bakan yeşil gözleri beliriyordu.Bacaklarımı kendime doğru çekip gözlerimi açtığımda ellerimi saçlarıma geçirdim ve düşünmeye başladım.

 

"Kuzum?" Duyduğum ses ile kafamı kaldırdığımda kafasını hafifçe içeri uzatarak bana bakan Beril'i gördüm."Girebilir miyim?" Dedi bana bakarak.

 

Kafamı aşağı yukarı salladıktan sonra yatakta bağdaş kurup oturdum ve Beril'e gelmesi için yer açtım.

 

"Sana yemek getirdim" dedi elindeki tepsiyi yatağa bırakarak.

 

"Yemeyeceğim" dedim.

 

"Yapma böyle ama!" Dedi."Üç gündür ne doğru düzgün uyudun ne de yemek yedin! Kendini mi cezalandırıyorsun böyle yaparak?"

 

Kafamı iki yana salladım."Sadece yemek istemiyorum Beril.Hepsi bu kadar! Uzatmasan mı?"

 

"Almila..." elimi tuttu ve ona bakmamı sağladı.

"Tamam Barın'dan haber alamıyorsun ve bu yüzden onu merak ediyorsun; ama böyle yapmanın kimseye bir faydası yok ki kuzum. Bak hasta olacaksın!"

 

"Beni görmek istemediğini söyledi Beril!" Sesimin titremesine engel olamazken dolu dolu olan gözlerim ile Beril'e baktım."Beni istemedi.Yanında olmamı istemedi!"

 

"Üzülme..." dedi.Derin bir nefes aldı."Sadece öğrendiği şeyler ağır Almila.Zamanla anlayacaktır seni.Biraz süre ver ona."

 

"Ben onun yanında olmak istiyorum ama!" Dedim."Ona sımsıkı sarılarak ben buradayım, senin yanındayım demek istiyorum."

 

"Biliyorum kuzum.Ona destek olmak istiyorsun; ama yerini bile bilmiyoruz ki! Mert'i arıyorum..." dedi."Cevap bile vermiyor."

 

"Hepsi benim yüzümden!" Dedim sırtımı yatak başlığına yaslarken."Sizinde aranızı bozdum!"

 

"Saçmalama!" Dedi bana bakarak."Senin bir suçun yok! Sen bana bir sır verdin ve ben de bunu arkadaşın olarak sakladım.Tamam, belki Mert bu duruma kırıldı; ama o da zamanla anlar beni.Sen canını bunun için sıkma."

 

Benim yüzümden Mert ile de arası bozulmuştu.Benim yüzümden mutsuzlardı.Ama buna rağmen Beril hiçbir şey olmamış gibi yanımda durup bana destek olmaya çalışıyordu.

 

"Barın acaba eve geri dönmüş müdür?" Dedim.

"Yani, elbet bir gün dönecek.Evine gidecek değil mi?"

 

"Tabii ki de gidecek!" Dedi.

 

"Bir de Mert'i ben mi arasam acaba?" Dedim.

"Belki bir ihtimal açar."

 

"Yani...ara.Belki açar." Kafamı salladım ve telefonu elime alarak Mert'in üzerine geldim.Tam tıklayacakken çalan kapı ile Beril'e baktım."Barın?" Dedim ve yataktan hızlı bir şekilde kalkarak odadan çıktım ve merdivenlerden inerek dış kapıya gelip kapıyı açtım.Gelen kişiye baktığımda Barın olmadığını anlamıştım; ama ayrıca şaşırmıştım da.

 

"Mert?" Dedim."Senin burada ne işin var?"

 

"Mert?" Dedi Beril.Yanıma geldi ve gülen gözleri ile Mert'e baktı."Hoşgeldin.Gelsene."

 

Mert kafasını tamam anlamında salladı ve içeri geçerek oturma odasına geçti.Kapıyı kapatıp bende Beril ile birlikte oturma odasına geçtiğimizde koltuğa oturdum ve Mert'e baktım.

 

"Barın..." dedim."O, iyi mi?"

 

"Değil!" Dedi.Gerçekleri açıkça söyledi."Ama iyi olmaya çalışıyor.En azından çabalıyor."

 

"Mert..." dedim."Ben böyle olmasını istemedim.Ben böyle olacağını tahmin edemedim."

 

"Bunları konuşmak için artık çok geç Almila." Ellerini saçına geçirdi ve hafifçe karıştırdı.

"Hem ben sana inanıyorum.Böyle bir şeyi saklamış olman hepimizi şaşırttı.Tamam, senden böyle bir şey beklemedim; ama eminim ki bir sebebin vardı.Aslında aşk böyle bir şey.Sevdiğin üzülmesin diye ondan onunla ilgili bir şey saklayabilirsin.Kırılmasın, üzülmesin, acı çekmesin diye... ama Barın'ı da anla Almila.Sana gözü kapalı güvenmişti.Böyle bir gerçeği çok farklı bir şekilde öğrenmesi onu yıktı!"

 

"Biliyorum..." dedim.Ağladım.Yine ağladım ve kendime engel olamadım."Ben sadece mutluluğunu kısa bir süre de olsa elinden almamak istedim.Onu üzmemek istedim." Mert'e baktım."Sen bana gerçekten inanıyorsun değil mi Mert?"

 

"İnanıyorum tabii ki" dedi."Hem inanmasam burada ne işim var değil mi?" Kafamı salladım ve hafifçe gülümseyerek kafamı aşağıya eğdim.

"Hem benim buraya gelme nedenim sana Barın'ın yerini söyleyecek olmam." Duyduğum Mert'in sesi ile kafamı hızlıca ona doğru kaldırdım."Ne?" dedim.

 

"Doğru duydun.Sana Barın'ın yerini söyleyeceğim."

 

"Peki neden?" Dedim."Biliyorsun Barın beni görmek bile istemiyor.Hem sen bana yerini söylersen aranız bozulabilir."

 

"Almila..." dedi.Gülümsedi.Sıcak bir gülümsemeydi."Ben sana bir kere yenge dedim" dedi."Yani, sizin böyle olmanız beni çok üzüyor.Hem Barın'ın haberi var merak etme.Olmasaydı da sorun değil ben sana yerini yine söylerdim."

 

"Ya Mert..." dedim ve ayağa kalkarak yanına gittim.O da ayağa kalmıştı.Mert'e gidip sıkıca sarıldım ve "teşekkür ederim" dedim en içten samimiyetim ile."İyi ki varsın."

 

"Sende iyi ki varsın yengecik" dedi ve benden ayrılarak yanağımdan makas aldı.Bana bakıp gülümsedikten sonra bakışları Beril'e döndü.

"Biraz konuşabilir miyiz?" Dedi.

 

Beril'e döndüğümde kafasını sallıyor olduğunu gördüm."Olur" dedi Mert'e bakarak.

"Konuşalım."

 

Gözlerinde ki mutluluğu gördüğümde rahatlamıştım.Çünkü, şu an bu şekilde olmalarının sorumlusu bendim.

Kırılmalarını ve üzülmelerini asla istemezdim.

 

"O zaman siz burada konuşun, bende üstümü giyeyim." Mert bana bakıp göz kırptıktan sonra Beril'e döndü.İkisine bakıp gülümsedikten sonra merdivenlerden yukarı doğru hızlıca çıkmaya başladım.

 

Üç gün üstüne Barın'ı görme düşüncesi beni çok heyecanlandırmıştı.Bana kızgındı, kırgındı biliyordum.Ama yine de onu görmek istiyordum.Gideceğim zaman ne söyleceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu; ama hiçbir şey konuşmadan onun yanında durmak bile bana yeterdi.

 

✨✨✨

 

"İşte burası" dedi Mert arabayı durdururken.Kafamı kaldırıp geldiğimiz yere baktığımda bir yazlık evde olduğumuzu anlamıştım."Burası..." dedim gözlerimi yazlık evden çekmeden."O..."

 

"Tahmin ettiğin yer" dedi cümlemi tamamlamak ister gibi.

 

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldığımda Mert'e baktım."Teşekkür ederim..." dedim.

"Beni getirdiğin için."

 

"Hadi in" dedi.Evi gösterdi."Barın içeride."

 

Kafamı tamam anlamında salladığımda Beril'e döndüm."Görüşürüz" dedim.

 

"Kendine dikkat et."

 

Beril'e gülümseyip arabadan indikten sonra yazlık eve doğru ilerledim.Önünde durup kafamı kaldırdığımda değişik hissetmiştim.Barın'ın annesi bu evde tecavüze uğraşmıştı ve Barın bunu bilmeden her yıl buraya gelip annesi için ağlamıştı.

 

Peki şimdi neden buradaydı?

 

Neden onun için acı olacak bu eve gelmişti?

 

Gözlerim ne kadar dolsa da kendimi tuttum ve kapıya ilerledim.Çantamdan Mert'in bana evde verdiği yedek anahtarı çıkartarak kapıyı açtım ve içeri girdim.İçeri girmem ile gördüğüm manzaraya şaşırmıştım.Her yer dağılmıştı.İçeri girip kapıyı kapattıktan sonra ayağımın altında olan vazo kırıklarını bir kenara aldım ve içeri doğru yürümeye başladım.İçeri girdiğimde sağ tarafta camın kenarında duvara yaslı bir şekilde duran Barın'ı görmüştüm.İçeri tamamen girip etrafa göz gezdirdiğimde her yerin etrafa dağıldığını gördüm.Ayakkabılarımın çıkardığı ses evin içinde yankılanıyordu.Barın'da geldiğimi anlamıştı; ama bana bakmamıştı.Barın'ın yanına ilerleyip önünde durduğumda bakışlarım eline değdi.Elinde tuttuğu içki

şişesini daire şeklinde döndürüyordu.

 

"Neden buradasın?" Dedim.Belki de sorduğum soru saçmaydı.Barın'ı üç gün sonra görmüştüm ve 'iyi misin?' Cümlesi yerine bu soruyu sormuştum; ama merak ediyordum.Neden bu eve gelme gereği duyduğunu öğrenmek istiyordum.

 

"Bilmiyorum." Demişti."Kendimi direk bu evde buldum."

 

Yere oturup Barın'ın karşısında duran duvara yaslandığımda bacaklarımı kendime doğru çektim."Aradığın her neyse bulabildin mi?" Dedim yüzünü incelerken.

 

"Geçmişimden mi bahsediyorsun?" Dedi.Kafasını iki yana salladı."Benim bir geçmişim yokmuş" dedi."Yalanmış." Elinde duran içki şişesini dudaklarına götürdü ve içti.

"Aradığım hiçbir şey yok yani bu evde."

 

Hiçbir şey söylememiştim.Ne söyleyebilirdim ki bu cümlenin üzerine.

 

"Sormadın..." dedi.Yeşil gözlerini bana değdirdi.Gözleri kıpkırmızı olmuştu ve uyumamış olmasından dolayı da biraz şişmişti.

 

"Neyi?" Dedim anlamayarak.

 

"İyi olup, olmadığımı?" Güldü."Sorarsın diye düşünmüştüm."

 

"Bazı şeyleri anlamak için soru sormak gerekmez Barın." Dedim."Ben senin iyi olup olmadığını anlıyorum.Seni görüyorum, biliyorum..." dedim.

"O yüzden sormama gerek yok."

 

Kafasını iki yana salladı."Beni bilmiyorsun..." dedi.Kafasını duvara yasladı."Tanımıyorsun da."

 

"Seni tanımadığımı mı düşünüyorsun?" Dedim.

 

Kafasını yukarı aşağı salladı.

 

"Tanıt o zaman kendini?" dedim.Konuşma çok farklı yerlere gidiyordu; ama önemsemedim ve Barın'dan bir cevap bekledim.

 

Susmuştu.

 

"Neden sustun?" dedim."Neden kaçıyorsun?"

 

"Kaçmak senin işin Almila." Bana baktı."Sen her şeyden kaçtın! İlk başta benden kaçmıştın, sonra geçmişimden, sonra gerçeklerden... sen her şeyden kaçtın!"

 

"Barın..." derin bir nefes alarak Barın'a baktım."Sarhoşsun sen.Saçmalıyorsun şu an!" Ayağa kalktım ve birkaç adım ilerleyerek durdum.

 

"Haksız mıyım?" dedi.Bana doğru döndü.Hissetmiştim."Bana geçmişimi söylemekten kaçmadın mı? Gözlerimin içine baka baka bana gerçekleri söylemek yerine, gizlemeyi tercih etmedin mi?" Dedi.

 

"Özür dilerim!" Dedim bağırarak.Barın'ın olduğu tarafa dönmüştüm."Özür dilerim tamam mı? Senden geçmişini gizlediğim için özür dilerim!"

 

"Özür dilemenin kime ne faydası var Almila?" Dedi.Barın'ın da sesi yüksek çıkmıştı.Ayağa zor da olsa kalktı ve bana doğru ilerledi.

"Annemi nasıl benden sakladın sen? Babamı..." bir adım geri gitti."Ben seni babamın mezarına götürdüm ya! Seni onun mezarına götürdüm.Senin yanında babam için ağladım ben!" Gözünden bir damla yaş düşerken gülümsedi."Sen babamın yaptıklarını bilirken nasıl sustun? Bunu nasıl yaptın?"

 

"Söyleyemedim işte!" Dedim.Gözümden akan yaşları umursamadan."Üzülmenden korktum."

 

"Bu şekilde daha mı az üzülmüş oldum!" Dedi.Yanıma doğru ilerledi ve parmaklarını bileğime getirerek tuttu.Beni kendine doğru çektiğinde dudaklarımız arasında çok az bir mesafe vardı."Sırf üzülmeyeyim diye, sustun! Sustun da ne oldu?" Dedi.Nefesi yüzüme değdi.

 

"Böyle olacağını bilemezdim!" Dedim."Ben...ben sana her şeyi anlatacaktım; ama Erhan sözünde durmadı!"

 

"Hep böyle derler..." dedi.Bileğimi bıraktı ve benden tekrardan uzaklaştı."Sana her şeyi anlatacaktım! Hep böyle olur değil mi?" dedi bağırarak.

 

"Bana inanmıyor musun?" Dedim sesim titrerken.

 

Sustu.

Sadece gözlerime baktı.

Hiçbir şey söylemedi.

 

"İnanmıyorsun..." dedim.Gözümden yanağıma düşen bir damla yaşı elimin tersi ile sildim.

"Bana inanman için seni zorlamayacağım Barın; ama şunu bil ki ne yaptıysam hepsi üzülmemen içindi.Çünkü, seni mutsuz görmeye dayanamazdım.Dayanamıyorum da..." Barın'a yaklaştım elini avuçumun arasına aldım."Bana bak lütfen..." dedim."Bana ne söylediğini hatırlıyor musun?" Dedim gözlerine bakarken.

"Sana güveniyorum demiştin; ama şimdi beni duymuyorsun bile.Bana İnanmıyorsun!"

 

Kafasını sola doğru çevirdi ve hiçbir şey söylemedi.

 

"Susma!" Dedim bağırarak.Ellerimi göğsüne yerleştirip ittim."Bağır çağır bir şey söyle; ama böyle yapma.Susma!" Ellerimi ceketine tekrardan yerleştirdiğimde yüzüne bakmaya çalıştım.

 

Bana baktı.Onun da gözleri dolmuştu.

"Konuşacak bir şey kalmadı ki..." dedi."Bizim artık konuşacak hiçbir şeyimiz yok Almila."

 

Ellerim ceketinden aşağıya kayarken bir adım geri gittim."Ne?" Dedim anlamayarak.

 

"Bir süre ayrı kalsak ikimiz için de daha iyi olacak!" Dedi.Cümleleri netti.Söylerken tereddütte bile bulunmadı."Git..." dedi.

 

Olduğum yerde sabit dururken söylediği cümleyi idrak etmeye çalıştım."Git..!" Dedi tekrardan.

 

"Barı..." dememe bile izin vermeden "git!" Diyen sesini tekrar duymamla gözlerimi kapatıp yerimden korku ile sıçramıştım.

 

Gözlerinin içine bakarken 'git' cümlesinden hariç başka bir cümle beklemiştim; ama biliyordum ki söylemeyecekti.Gözlerimin içine bakmazken kalbim acımıştı.Yeşil gözleri başka bir tarafa bakarken hiçbir şey söyleyemedim ve arkamı dönerek yavaşça yürümeye başladım.

 

Yavaş yavaş yürümeye başlarken küçük bir umuda tutunarak beni durdurmasını bekledim. Her bir adımımda adımı söylemesini bekledim.

 

Hiçbir şey söylemedi.

Ben giderken bana doğru dönmedi bile.Karşımda uzunlamasına duran aynadan bunu görebiliyordum.

Arkasını dönmüştü ve ben giderken bir kere bile bakmamıştı.

 

Bana karşı tam olarak ne hissediyordu?

Kırgınlık, kızgınlık, öfke, nefret?

 

Bu bilinmemezlik canımı yakıyordu.Barın'ın bana karşı olan hislerinin ne olduğunu bilmemek canımı acıtıyordu.

 

Ya hisleri tamamen değiştiyse? Ya artık beni seven o güzel gözleri bana başka şekilde bakarsa?

 

Bu düşünce aklıma geldiğinde gözlerimi kapattım ve tırnaklarımı avuçlarıma geçirerek gözümden yanaklarıma düşen yaşlara izin verdim.

 

Bu sondu.Bu son ağlamamdı.

Bundan sonra ağlamayacaktım.Çünkü, gerçekleri bu kadar ertelemek benim suçumdu.

Barın'ı tekrardan kazanacaktım.Bunun için elimden ne geliyorsa yapacaktım.

 

✨✨✨

 

Barın'ın evinden çıktıktan sonra hiçbir şey düşünmeden yürümeye başlamıştım.Yağmur yavaş yavaş yağmaya başlamıştı ve hafiften ıslanmıştım.

 

Umursamamıştım ve o yağmurun altında yürümeye devam etmiştim.

 

Nerede olduğumu bilmiyordum.Ya da nereye gittiğimi.

 

Artık hiçbir şey düşünmemeye başlamıştım.Kafamı kaldırıp etrafa bakınma gereği hissettiğim de ana yolda olduğumu anlamıştım.

 

Arabalar yanımdan geçerken duyduğum korna sesi ile hızlıca yanımda yavaş haraket ile giden arabaya baktım.

 

Barın'dı.

 

"Bin arabaya!" Dedi bana bakmadan.Sesi soğuktu.

 

Hiçbir şey söylemedim ve yürümeye devam ettim."Bin arabaya Almila!" Dedi tekrardan.Döndüm ve bana bakmayan yüzüne baktım."Binmeyeceğim!" Dedim.

 

Güldü.Bana baktı."Bin arabaya!" Dedi tekrardan.

 

"Barın..." tamamen ona döndüm ve yüzüne baktım."Sana binmeyeceğim dedim! Öyle değil mi?" Tekrardan önüme döndüm ve yürümeye başladım.Yürürken arabanın durduğunu anlamıştım; ama arkama dönmemiştim.Barın arabadan inmiş olacak ki sert bir biçimde kapanan kapı sesi kulağıma geldi.Yanıma ilerleyip kolumdan tuttuğunda beni kendine doğru çevirmişti."Sana arabaya binmeni söylemiştim! Öyle değil mi?" Dedi.

 

"Kolumu bırak!" Dedim sessizce.

 

"Arabaya binersen bırakırım Almila!"

 

"Neden binecekmişim?" Dedim ona bakarken.

"Tekrardan beni kov diye mi?"

 

"Ne alakası var şimdi?" Dedi.

 

"Barın, ben gelmiyorum tamam mı? Sen git!"

 

"Almila, yağmur yağıyor ve ıslanmışsın! Hasta olacaksın!"

 

"Sanane!" Dedim bağırarak."Olursam olurum! Sanane.Sanki çok umrunda ya!"

 

"Umrumda değil!" Dedi bağırarak."Sadece...benim yüzümden hasta olmanı istemiyorum o kadar.Yoksa seninle ilgili olan her şey artık benim için önemsiz!"

 

"Umrunda değil öyle mi?" Dedim."Ve de önemsiz."

 

"Evet." Dedi.Gözlerimin içine bakarken, hiç tereddüt etmeden söyledi cümlesini.

 

Canım yanmıştı; ama belli etmemiştim."Peki..." dedim ve kolumu hızlıca Barın'dan kurtardım.Barın, kolumu kurtarmam ile boşta kalan eline baktığında kafasını kaldırıp bana baktı.

 

"Bu saatten sonra sende benim umrumda değilsin Barın Soylu!" Dedim."Bu saatten sonra ikimiz de birbirimiz için bir yabancıyız!" Gözlerimden akacak olan yaşı engelledim ve Barın'ın bir şey söylemesine bile fırsat vermeden arkamı dönüp Barın'dan uzaklaştım.

 

Kalbimi alan birinden ne kadar uzaklaşabilirsem o kadar uzaklaşacaktım.

 

Bölüm sonu...

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 💖

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 💖

Loading...
0%