Yeni Üyelik
33.
Bölüm

Bölüm 33: “Hasta”

@aleynay0

Gözler yalan söyler mi hiç?

Gözlerimi zar zor araladığımda karşımda gördüğüm Barın'ın yüzü ile gülümsedim.

Yüzü yüzüme çok yakındı ve uyuyordu.

 

Elimi zar zor kaldırıp Barın'ın yüzüne yavaşça götürdüğümde baş parmağımı yanağına değdirerek okşadım.

 

Barın'ın yüzünü okşamam ile hafif kıpırdandı ve elini bel kısmıma iyice sabitleyerek beni kendine biraz daha çekti.

Bende elimi yüzünden çekip saçlarına götürdüğümde yüzüne düşmüş saç tutamlarını arkaya doğru attım.

 

"Dualarım kabul oldu" dedim sessizce yüzünü izlerken."Bu bir rüya da olsa...dualarım kabul oldu." Kafamı hafifçe kaldırdım ve dudaklarımı yanağına değdirerek öptüm.

 

Kafamı tekrar yastığa koyduğumda Barın yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı.Hızlı bir şekilde gözlerimi kapattığımda uyuyor numarası yaptım.

 

Gözlerini açmış mıydı bilmiyorum.Belki de hiç uyanmamıştı.

 

Yatağın hareketlendiğini anladığımda alnımda bir el hissetmiştim.

Barın'ın nefes alışverişini duyarken, hiçbir şey yapmadım ve sadece bekledim.

 

Tam alnımda Barın'ın dudaklarını hissettim.Nefesim kesildi.Kalbim hızlanırken gözlerimi açmamak için kendimi zorladım.

 

"Beni çok korkuttun" dedi ellerini saçlarımda gezdirirken.

 

Neden korkmuştu ki?

 

Tekrar dudaklarını alnıma getirdiğinde biraz bekledi ve öperek geri çekildi.Geri çekilmesi ile kapının çalma sesi kulaklarıma gelmişti.

 

Barın'ın "gir" diyen sesini duyduğumda Beril'in olduğunu anlamıştım.

 

"Girebilir miyim Barın?" Dedi.

 

"Gel..." dedi Barın ve yataktan kalktı.

 

"Almila'ya bakmak için gelmiştim" dedi."Nasıl oldu? Ateşi düştü mü?"

 

Şimdi neden Barın'ın korktuğunu anlamıştım.
Hastalanmıştım ve bu yüzden de korkmuştu.

 

"Biliyordum..." dedim içimden."Bana ne kadar kızgın olsan da beni hâla çok sevdiğini biliyordum."

 

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda gördüğüm ilk yüz Beril'in olmuştu ve daha sonra ise Barın.

 

"Daha iyi" dedi Barın."Geceye göre ateşi indi."

 

Beril Barın'ı dinlerken gözleri bana kaydı.Uyandığımı gördüğünde "Almila?" Diyerek yanıma geldi."İyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun?"

 

Beril'i dinlerken bakışlarım Barın'ı buldu.Beni izliyordu.

 

Bakışlarımı Beril'e döndürdüm ve gülümsedim.

"Beni merak etme.Ben iyiyim." Dedim.Biraz doğruldum ve sırtımı yatak başlığına yasladım.

 

"Ah be kuzum!" Dedi elini saçımda gezdirirken."Sen neden ıslak kıyafetlerin ile uyuyorsun ki? Allah'tan gece seni kontrol etmek için geldim de gördüm."

 

Beril'e cevap vermeden Barın'a döndüm.

"Neden geldin?" Dedim.

 

Beril'in ikimize bakan bakışlarını hissetmiştim.

"Ben...en iyisi sizi yalnız bırakayım" dedi.Ayağa kalktı ve bana gülümseyerek odadan çıktı.

 

Beril'in çıkması ile bakışlarım tekrardan Barın'ı buldu.

 

"Beril aradı beni" dedi bana bakarken.

"Gelmem gerektiğini söyledi ve geldim."

 

"Bu kadar mı yani?" Dedim."Sadece Beril çağırdığı için mi geldin?"

 

"Evet." Dedi.

 

"Peki..." dedim gülümseyerek."O zaman burada durmanın bir anlamı yok Barın." Elimle kapıyı işaret ettim."Çıkabilirsin."

 

Barın'a baktığımda şaşırdığını gördüm.Böyle bir şey söyleyeceğimi beklemiyor gibiydi.

Her ne kadar Barın'ı tekrardan kazanacağımı kendime söylesem de, bazen zorlamanın bir anlamı olmadığını biliyordum.Barın artık beni eskisi gibi önemsemiyordu, görmüyordu.Bu yüzden ise zorlamayacaktım.Zamanı ve olacak olan olayları akışa bırakacaktım.

 

"Almila..." ismimi söylemesine fırsat vermeden tekrardan "çıkabilirsin Barın!" Dedim.Sesim sert çıkmıştı.

 

"Tamam..." dedi ve bana son kez bakarak arkasını dönüp odadan çıktı.

 

"Ağlamak yok!" Dedim kendi kendime.Kafamı iki yana salladım."Ağlamak yok!"

 

Kapının çalınması ile içeri girecek olan kişiyi bekledim.Beril'di.

 

"Siz kavga mı ettiniz?" Dedi yanıma gelerek.

 

Kafamı iki yana salladım.

 

"Almila, sen iyi olduğuna emin misin?"

 

"Eminim" dedim Beril'e bakarak."Sadece düşünüyorum.Barın ile ne zaman bu hale geldiğimizi düşünüyorum." Elimi saçlarıma götürdüm ve geriye doğru attım.

"Önemsemiyor artık beni Beril!" Dedim."Umrunda bile değilim artık."

 

"Saçmalama" dedi yatağın üzerine otururken.

"Barın seni çok önemsiyor Almila.Ben bunu dün gece gördüm."

 

"Nasıl yani?" Dedim.

 

"Dün seni o şekilde gördüğümde direk Barın'ı aradım.Çünkü, çok telaşlanmıştım.Resmen ateşler içinde yanıyordun."

 

"Eee?" Dedim Beril'i dikkatlice dinlerken.

 

"Geldiğinde o kadar telaşlıydı ki Almila.Kendine sadece tek bir kelime tekrarlıyordu."

 

"Ne?" Dedim merak dolu sesim ile.

 

"Hepsi benim yüzümden diyordu." Dedi.

 

Barın'ın evinden çıktıktan sonra benim yüzümden hasta olmanı istemiyorum demişti.Önemsemediğini açıkça belli ederken, telaş ile dün gece yanıma gelmişti.

Hasta olmam konusunda kendini suçlu hissetmişti.Belki de bu yüzden gelmişti.

 

"Bunların artık bir önemi yok Beril" dedim.

"Barın beni önemsemediğini kendi ağzıyla dile getirdi.Dün gece buraya gelmiş olmasının sebebi ise eminim ki suçluluk duygusuydu."

 

"Vaz mı geçiyorsun Barın'dan?" Dedi merak dolu bakışlarını üzerimde gezdirirken.

 

"Sadece bazı şeyleri akışına bırakıyorum Beril.Emin ol böylesi en iyisi olacak."

 

"Eminim ikiniz de ileri de pişman olacak kararlar vermezsiniz Almila."

 

"Ben Barın'ı değil, Barın beni terk etti Beril" dedim."Eğer birleşirsek ve ileri de ben Barın'ı terk edecek olursam bu sözünü o zaman bana hatırlatırsın." Yatakta hareketlendim ve bacaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım."Ben çok açım Beril.Bir şeyler yiyelim." Yataktan kalktım ve kapıya doğru ilerledim.Beril'in de benim peşime yataktan kalktığını anlamıştım.

 

Canım yanıyordu; ama belli etmemeye çalışıyordum.

Güçlü durmak istiyordum ve bunun için çabalıyordum; ama başarılı oluyor muydum? Bundan emin değildim.

 

✨✨✨

 

Üstümdeki avokadolu uzun pijama takımımla koltukta otururken, avucumda olan mısırları ağzıma götürdüm ve karşımda duran televizyondan duygusal filmimi izlemeye devam ettim.

 

Mısırı koyduğum tabağı elimde sıkıca tutarken üstümde olan battaniyeye iyice örtüldüm ve bana şaşkın bir şekilde bakan Beril ve Emir'i umursamadan gözümden akan yaşları sildim.

 

Beril ve Emir'e bakarak sinirle "Ne bakıyorsunuz bana ya?" Dedim ve koltuğun üstüne duran çikolatayı açıp ısırdım.

 

Beril, ilk başta bana daha sonra ise Emir'e baktı ve tekrardan bana dönerek koltuğun üzerinde duran boş çikolata poşetlerini inceledi.

 

"Daha fazla yemeyi düşünüyor musun acaba?" Dedi poşetleri göstererek.

 

Beril'in gösterdiği yere baktığımda "ne var?" Dedim umursamazca."Bir şey yememişim ki!"

 

"Bu..." dedi Emir elini uzatarak."Bir şey yememiş halin mi?" Yüzüne baktığımda şaşkınlığını belli edercesine o da bana baktı.

 

"Evet?" Dedim kendimden emin bir şekilde.Tek kaşımı kaldırıp Beril ve Emir'e baktıktan sonra ayaklarımı yere sarkıtım."Size vermediğim için mi böyle yapıyorsunuz?" Dedim.

 

"Hayır,hayır!" Dedi Emir kafasını sallayarak.

"Yani...bize toplam yediğin 15 çikolatan bir tane bile vermediğin için neden konuşalım ki!" Dedi.

 

Emir'in cümlesi üzerine Beril'in kolunu Emir'e geçirmesi ile Emir bağırdı ve "ne vuruyorsun kızım ya?" Dedi.

 

"Kolum çarptı canım!" Dedi Beril Emir'e bakarken.

 

"Koluna sahip çık canım!" Emir ve Beril'in atışmasını gördüğümde sesli bir kahkaha attım.Benim kahkaha atmam ile Beril ve Emir'de gülümserken ikisi de oturduğu yerden kalktı ve yanıma gelerek bana sarıldı.

 

"Sen her zaman bu şekilde gül." Dedi Beril en içten sesiyle.

 

"Sana gülmek çok yakışıyor." Dedi Emir ve yanağıma öpücük kondurarak geri çekildi.

 

"Neyse kızlar..." dedi Emir ayağa kalkarken.

"Benden bu günlük bu kadar.Yarın görüşürüz."Dedi ve ikimize de öpücük yollayarak oturma odasından dışarı çıktı.

 

Emir'in gitmesi üzerine bakışlarım Beril'i buldu."Bakmayın artık bana şu şekilde!" Dedim bıkkınca."Ben iyiyim."

 

"Sen öyle diyorsan öyledir tabii." Dedi.

 

"Öyle..." dedim gülümseyerek."Daha iyiyim ve daha da iyi olacağım." Üstümde olan battaniyeyi kenara aldığımda ayağa kalktım ve Beril'e bakarak "iyi geceler" dedim.

 

Beril'in de bana "iyi geceler" demesi üzerine oturma odasından çıktım ve merdivenlere ilerleyerek yürümeye başladım.Odama gelip banyoya girdiğimde dişlerimi fırçaladım ve yatağa geçerek yattım.

 

Bugün Barın'ı düşünmemeye çalışmıştım.Kısa bir anda olsa çabalamıştım.

Barın'ın canını yakmıştım; ama onunla birlikte benim de canım yanmıştı.

 

Kırmıştım.

Kırıldım.

 

Barın'ın gözlerinde hayal kırıklığı vardı.Bugün bile buraya geldiğinde bunu çok rahat bir şekilde görmüştüm.

 

Olayları akışına bırakmaya çalışıyordum; ama bir yandan da kendimi affettirip onu geri kazanmak istiyordum.

 

Sonu gelmeyen bir iklimde gibiydim.

Barın'sız üşüyordum.

Onu tekrardan geri istiyordum.

 

Düşünceleri kafamdan atıp gözlerimi kapattığımda yarının bugünden daha güzel olmasını diledim.

 

Umuda tutundum ve bırakmak istemedim.

 

✨✨✨

 

Gözlerimi araladığımda havanın aydınlık olduğunu görmem ile ayağa kalktım ve banyoya ilerleyerek elimi yüzümü yıkadım.Odadan çıkıp merdivenlerden aşağıya indiğimde mutfaktan gelen güzel kokuları almam ile mutfağa doğru ilerledim.

 

"Günaydın!" Dedim neşeli bir şekilde Beril'in yanına geldiğimde.

 

"Günaydın kuzum" dedi ve elinde tuttuğu böreği masaya koydu.

 

"Bugün baya enerji dolusun" dedi gülerek.

"Anladığım kadarıyla baya iyileştin."

 

"Dünde bir şeyim yoktu" dedim omuz silkerek.

"Azcık bir şey ateşim çıktı diye hemen yıkılacak değilim ya!"

 

Beril'in gülmesi ile bende güldüm ve masaya doğru ilerleyerek masanın üzerinde duran kahveyi dudaklarıma götürüp içtim.

 

"Ee bugün ne yapıyoruz?" Dedim Beril'e bakarak.

 

"Bilmem ki." Dedi masaya otururken."Sen ne istersen onu yapalım."

 

"Akşam kulübe gidelim mi?" Dedim Beril'e bakarken."Hem Derin'i de çağırırız.Ne zamandır görüşmüyoruz."

 

"Olur!" Dedi Beril böreği ağzına atmadan önce."Bana uyur."

 

"Hem sende Mert'i çağırırsın" dedim."O da gelir."

 

"O da gelirden kastın ne?" Dedi ima dolu bakışlarını üzerimde gezdirirken.

 

"Emir işte!" Dedim.

 

"Ha!" Dedi gülerek."Gelir..." dedi."O da gelir."

 

Beril'in gülmesi ile göz devirdim.Ne kastettiğini anlamıştım; ama anlamamış gibi yapmıştım.

 

Beril ile birlikte kahvaltımız bittiğinde masayı topladım ve mutfağı temizleyerek oturma odasına geçtim. Televizyonun karşısına oturup kanalları dolaşmaya başladığımda telefonumun çalması ile bakışlarım koltuğun üzerinde duran telefonu kaydı.

 

Ekranda gördüğüm 'Annem' yazısı ile ne kadar şaşırsam da telefonu elime aldım ve yeşil tuşa basarak aramayı cevaplandırdım. Telefonu kulağıma götürüp "efendim?" Dediğimde annemin "kızım?" Diyen sesini duymamla gözlerimi kapattım.

 

Anneme ne kadar çok kızgın olsam da onu çok özlemiştim.

 

"Efendim?" Dedim tekrardan.Karşıdan gelecek olan annemin sesini bekledim.

 

"Seninle konuşmak istiyorum" dedi kısaca lafa girerek.

 

"Neden?" Dedim anlamayarak."Ne ile ilgili?"

 

"Konuştuğumuzda anlarsın" dedi."Lütfen soru sorma."

 

"Tamam..." dedim."Ne zaman."

 

"Akşama doğru" dedi."Bizim evde."

 

"Tamam" dedim ve telefonu kapatarak koltuğa koydum.

 

"Kimdi o?" Dedi Beril yanıma otururken.

 

"Annem." Dedim."Benimle konuşmak istediğini söylüyor."

 

"Neden?" Dedi.

 

"Bilmiyorum Beril" dedim kafamı iki yana sallarken."Gidince öğreneceğim."

 

"Seni kimsenin üzmesine izin verme Almila" dedi kolumu tutarak."Bu annen bile olsa."

 

"Vermeyeceğim!" Dedim kendimden emin bir şekilde."Sen merak etme." Beril'e gülümseyip ayağa kalktığımda "ben hazırlanmaya başlayayım" dedim ve oturma odasından çıkarak odaya doğru ilerledim.

 

Annemin benimle ne konuşacağını bilmiyordum;ama merak ediyordum.

Annemin yanına gittiğimde belki de kırılacaktım; ama bunu göze almıştım.Her şey gibi buna da alışıktım.

 

✨✨✨

 

Evimin kapısının önünde duralı neredeyse on dakika olmuştu. Annemin ne konuşacağını merak etsem de bir yandan korkuyordum.Çünkü,içimde değişik bir his vardı.Sanki, kötü bir şey olacak gibiydi ve ben bunu en içten bir şekilde hissediyordum. Derin bir nefes alıp arabadan indiğimde arabayı kilitledim ve anahtarı çantama atarak evin kapısına doğru yürümeye başladım. Evin kapısının önüne geldiğimde anahtarı çantamdan çıkardım ve kapıyı açarak içeri girdim. İçeri girmem ile gördüğüm manzaradan dolayı şaşırmıştım. Her yerde mumlar vardı ve yemek masası donatılmıştı.İçeri tamamen girip kapıyı kapattığımda hiçbir şey anlamamıştım.

 

"Anne?" Diye seslendiğimde sağa sola doğru bakmaya başladım."Anne evde misin?"

 

"Almila?" Duyduğum sesle hızlıca arkama döndüğümde nefret dolu bakışlarımı karşımda duran Alp'e çevirdim.

 

"Senin burada ne işin var?" Dedim ona doğru ilerlerken."Neden buradasın sen?"

 

"Süprizimi beğenmedin mi?" Dedi eliyle masayı işaret ederken."Oysaki bunların hepsini senin için hazırlamıştım."

 

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" Dedim sinirle."Ne hazırlığından bahsediyorsun?"

 

"Neden sinirleniyorsun ki?" Dedi gülerek."Sana süpriz yaptım.Sen süprizleri severdin."

 

"Benimle dalga geçme!" Dedim Alp'i ittirirken.

"Sakın benimle dalga geçme!"

 

"Dalga geçmiyorum ki Almila." Dedi bana doğru ilerlerken."Ben...mutlu olursun diye bunları hazırladım."

 

"Ne mutluluğundan bahsediyorsun sen ya!" Dedim gülerek."Senin hazırladığın şeylerle ben mutlu mu olacağım? Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"

 

"Ben..." dedi."Bu kadar sinirleneceğini tahmin etmemiştim."

 

"Etmeliydin!" Dedim bağırarak."Etmeliydin!"

 

"Almila..." dedi.Yanıma doğru ilerledi ve kollarımdan tuttu. Kollarımdan tutması ile tüm gücümle Alp'i kendimden uzaklaştırdım ve "sakın!" Dedim."Bana sakın dokunma!"

 

"Almila...ben seni çok özledim." Dedi."Seni deli gibi özledim ben.Sensiz olmuyor" dedi.Kafasını iki yana salladı."Beceremiyorum."

 

"Umrumda bile değil!" Dedim.Sesimdeki kini açıkça belli ettim."Sen benim için bittin Alp.Sen benim için yoksun! Hayatımda yoksun! Anla bunu artık."

 

"Yapma böyle..." dedi."Bana son bir kez şans ver." Ellerini havaya kaldırdı ve bana baktı."Bak sana söz veriyorum seni çok mutlu edeceğim.Seni herkesten ve her şeyden çok mutlu edeceğim."

 

"Sen beni mutlu edemezsin Alp!" Dedim."Ben artık seninle mutlu olmam.Neden biliyor musun?" Dedim gülerek."Çünkü ben Barın'ı seviyorum ve kendimi onun yanında mutlu hissediyorum.Onun yanında kendimi huzurlu hissediyorum.Ben..." dedim vurgulayarak.

"Barın'a deli gibi aşığım Alp! Bu yüzden ise ne seninle mutlu olurum ne de sana geri dönerim."

 

Cümlemi bitirdikten sonra kafamı masaya doğru çevirdim ve yemekleri inceledim.Masaya doğru ilerlediğimde Alp'in sadece beni izlediğini anladım.Yerinden kıpırdamamıştı.

Masaya doğru ilerleyip masanın üzerinde duran mumu elime aldığımda yüzüme doğru yaklaştırdım ve yanan mumu üfledim.Bakışlarımı Alp'e çevirdiğimde bana bakmaya devam ettiğini gördüm.

 

"Bu mumu görüyor musun?" Dedim Alp'e bakarak."Tek bir üfleyişte söndü." Alp'e baktığımda anlamadığını anlamıştım."Benim sana olan sevgimde aynen bu şekilde oldu Alp." Dedim ima ile."O gün sizi o şekilde gördüğümde sana dair içimde hiçbir şey kalmadı." Güldüm." Senden şu an nefret bile etmiyorum biliyor musun? Çünkü, nefrette bir duygudur.Ben sana karşı hissizim." Masanın üstünde olan örtüyü tuttum ve tek hamlede yere indirdim."Şimdi size afiyet olsun!" Dedim ima dolu sesim ile."Annemle."

 

Kafamı yan tarafa doğru çevirdiğimde annemin beni kenardan izliyor olduğunu gördüm.Yüzünde anlamlandıramadığım bir ifade vardı.Anneme doğru ilerleyip tam karşısında durduğumda "Neden?" Dedim sadece."Bunu bana neden yapıyorsun anne? Neden benim acı çekmemi istiyorsun?"

 

"Kızım..."

 

"Yapma bunu!" Dedim sinirle."Kalbimi kırdıktan sonra her zaman yaptığın gibi bana kızım deme! Çünkü, eğer sen beni kızın olarak görseydin bunu bana yaşatmazdın!" Elimle Alp'i işaret etmiştim."O şu an burada olmazdı!"

 

"Almila, ben senin iyiliğini düşünüyorum anlamıyor musun kızım?" Dedi bana bakarak.

 

"Ne iyiliğinden bahsediyorsun sen ya?" Dedim.

"Beni aldatan bir insanı buraya getirmen mi iyilik?"

 

"Kızım bak o Barın denilen adam sana iyi gelmiyor! Eğer sana iyi geliyor olsaydı bunca olay yaşanmazdı! Kızım sen ölüyordun az daha..." dedi kolumu tutarak."Ben seni az daha kaybediyordum.Hemde kimin yüzünden?" Dedi sinirle."Barın!" Dedi.

 

"Ne?" Dedi Alp yüzüne yayılan sahte endişe ile."Ne demek oluyor bu?"

 

"Kes sesini Alp!" Dedim bağırarak."Ne olduğu seni ilgilendirmez!" Bakışlarımı tekrardan anneme döndürdüm."Anne Barın'ın hiçbir suçu yok bu olanlarla!" Dedim."Suçu ona yüklemeyi bırak!"

 

"Ona olan aşkın gözünü kör etmiş senin!" Dedi.

 

"Hırsında senin gözünü kör etmiş anne!" Dedim."Hemde o kadar kör etmiş ki, beni kuzenimle aldatan şerefsizle iş birliği yapmışsın! Eğer babam burada olsaydı böyle bir şeye asla izin vermezdi.Asla!"

 

"Almila!" Annemin sesini duymamla aynı saniye içinde yanağımda bir acı hissettim.Yüzüm yana düşerken elimi yanağıma yerleştirdim ve gözümden akan yaşı umursamadan anneme baktım.

 

Bana vurduktan sonra ki yüzünde oluşan pişmanlığı görmüştüm; ama bu yaptığı şeyleri asla geri döndüremezdi.

 

Döndürmeyecekti de.

 

"Sen benim annem olmayı Ceyda'yı seçtiğin gün bırakmışsın!" Dedim.Sesim titremişti ve buna engel olamamıştım."Bugün bunu kesin olarak kanıtlamış oldun!" Anneme son kez baktığımda gözlerindeki korkuyu gördüm.

 

Onu bırakmamdan korkuyordu.

Korkusu gerçekleşmişti.Çünkü, annemi bırakmıştım.

 

Beni sürekli hayal kırıklığına uğratan ve üzmekten çekinmeyen annemi bu kez gerçekten bırakmıştım.

 

Bölüm sonu...

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 💙

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 💙

Loading...
0%