Yeni Üyelik
34.
Bölüm

Bölüm 34: “Öfke”

@aleynay0

"Sımsıkı sarılalım aramızdan rüzgar bile geçmesin."

-Teoman-

 

Annemi o şekilde bırakıp evden çıktığımda hiçbir şey düşünemiyordum.

 

Zihnim boştu ve içimde anneme karşı geçmeyen bir öfke vardı.

 

Kendimi tutmaya çalışıyordum.Babamdan bana kalan, kanımdan, canımdan olan tek bir insanı ölene kadar hayatımda tutmak istiyordum.

 

Başaramadım.Yenik düştüm.

Kırıldım, yıkıldım, paramparça oldum.Annemi affetmeye çalıştım ve ben her annemi affetmeye çalıştığımda dizlerimin üzerine bir kez daha düşüp kalkamadım.Dizlerim paramparça oldu.Kanadı; ama üfleyip yaralarımı sarmadı.

 

'Bu son' dedim kendi kendime.

Başaramayacağımı bildiğim halde 'bu son' dedim.

 

Belki de başarırdım.

Hayatımdan bana acı veren insanları çıkaracağımı söylemiştim.

Belki de annemi de hayatımdan çıkarırdım.

 

Peki kolay olur muydu?

Her şeyinle değer verdiğim birini hayatımdan birden silip atabilir miydim?

 

Arabaya doğru ilerlediğimde kapıyı açtım ve içeri binerek sıkıca direksiyonu tuttum.

Canım yandı.Annemin Alp ile arkamdan iş çevirmesi canımı yaktı.

Beni paramparça eden bir insanı hayatıma tekrar sokmaya çalışması beni yıktı.

 

Arabayı çalıştırıp evden uzaklaştığımda nereye gittiğimi bile bilmeden sürdüm.

Hiçbir şey düşünmeden sadece yola baktım ve kısa bir süre sonra durdum.

Kafamı çevirdiğimde Barın'ın evinin önünde olduğumu anladım.

 

Değişik hissetmiştim.Başka bir zamanda olsam buraya gelmek beni mutlu hissettirebilirdi.

 

Peki ya şimdi?

 

Barın'ın beni istemediğini bildiğim halde buraya gelmem bana acı verdi.

 

Derin bir nefes alıp arabayı durdurduğumda neden böyle bir şey yaptığımı bile bilmeden araban indim ve kapıyı kilitleyerek eve doğru yürümeye başladım.

 

Evde olup olmadığını bile bilmiyordum; ama şansımı deneyecektim.

 

Evin önüne geldiğimde kapıya yaklaştım ve elimi zilin olduğu kısma getirdim.

Basıp basmamak arasında kısa bir süre düşündükten sonra elimi zilin üstüne tamamen yerleştirip zile bastım.

 

Kısa bir süre sonra kapı açılmıştı.

 

Kafamı kaldırıp Barın'a baktığımda şaşırmıştı.

"Almila?" Dedi yüzümü incelerken.

 

Ne halde olduğumu bilmiyordum.Ağladığımdam dolayı büyük ihtimalle gözlerim şişmişti.Barın'a bakıp hiçbir şey söylemezken içeri girdim ve Barın'ın elinden tutarak yatak odasına doğru ilerledim.Barın, hiçbir şey söylememişti.

Durmamıştı, durdurmamıştı.

 

Yatak odasına gelip Barın'ı yatağa oturttuğumda bende oturdum ve kafamı Barın'ın bacaklarına koyarak bacaklarımı bedenime doğru çektim.

 

Hiçbir şey söylemedi.Neden burada olduğumu bile sormadı.

 

"Nereye gideceğimi bilemedim" dedim sessizliği bozarak."Kendimi direk burada... senin yanında buldum." Gözümden yanağıma bir damla yaş aktığında Barın'ın bacağına düşmüştü."Sizden başka hiç kimsem yok!" Dedim sesim titrerken."Sadece hayatımda siz kaldınız.Annem..." dedim."O bile gitti."

 

Barın cümlem üzerine ellerini saçlarıma götürdüğünde okşamaya başladı."Anlat..." dedi sadece."Dök içini."

 

Saçlarıma nazikçe değen parmakları beni rahatlatırken "Annem..." dedim burukça gülümseyerek."Arkamdan iş çevirmiş." Dedim. Cümlemi bitirdiğimde Barın'ın saçımla oynayan parmakları duraksadı.Barın'da benim gibi şaşırmıştı.Bunu anlayabiliyordum."Alp ile iş birliği yapmış." Kafamı Barın'a doğru döndürdüğümde beni izleyen yeşillerine takıldım.Gözleri eskisi gibi bakıyordu.

 

"Annem bu sabah beni aradı ve konuşmak istediğini söyledi.Benle salak olduğum için kabul ettim ve eve gittim.Gittiğimde ise, beni karşılayan romantik bir masa ve Alp vardı!" Barın'a baktığımda gözlerinde değişik bir duygu olduğunu gördüm.

 

Kıskançlık?

Öfke?

 

"Sonra ne oldu?" Dedi sadece.Sesinde duygu belirtisi yoktu.

 

"Sonrası yok" dedim omuzlarımı indirip kaldırarak."Alp'e bu işin bir daha artık olmayacağını, olamayacağını söyledim ve sadece..." dedim.

 

Duraksamıştım.

 

"Sadece?" Dedi.

 

"Sana aşık olduğumu söyledim."

 

Vücudunun kasıldığını hissettim.Gözlerine baktığımda gözlerini benden kaçırdı ve başka tarafa baktı. Barın'ın gözlerini kaçırması üzerine kafamı bacaklarından kaldırdım ve yatakta oturarak bedenime ona doğru döndürdüm.Gözlerim ellerine inmişti.Ellerimi kaldırıp Barın'ın eline götürdüğümde tuttum ve bana bakmasını sağladım.

 

"Bana her şeyi söyle Barın..." dedim."Ama lütfen gözlerini kaçırma!" Kafamı sallayarak söylediğimi cümle ile gözümden yanaklarıma yaşlar düşmüştü.Barın'ın gözleri ıslanan yanaklarıma kaydığında yüzünde oluşan hüznü gördüm.Elini elimden çektiğinde yanaklarımda yerini buldu.Parmakları yanaklarımda gezerken "üzgünüm..." dedi."Seni mutlu edemediğim için üzgünüm Almila."

 

Kafamı hızla iki yana sallarken "hayır!" Dedim.

"Sen beni her zaman mutlu ettin Barın.Her zaman yanımda oldun ve olmaya da devam ediyorsun.Şu an bile yanımdasın, benimlesin."

 

"Yanındayım; ama senden uzağım Almila." Dedi.Canım yandı.Elini yanağımdan çekti ve ayağa kalktı."Benim çıkmam gerekiyor..." dedi."İş için."

 

"Tamam" dedim ayağa kalkarken."Anladım." Barın'a yaklaştım ve tam yanında durdum.

"Kendine iyi bak" dedim ona bakarken.Barın'ın bir şey demesine fırsat vermeden yürümeye başladım.

 

Yanımdayken bile benden uzak olduğunu söylemişti; ama ben ondan her uzaklaştığımda biraz daha yaklaşıyordum ona.

 

Evden çıkıp arabaya doğru ilerlediğimde tekrardan yağmur yağdığını gördüm.Barın'dan her ayrıldığımda yağmur yağıyordu.Belki gök de benimle birlikte ağlıyordu.

 

Yağmur çok yağdığı için arabaya gidene kadar ıslanmıştım.Saçlarımdan aşağıya sular süzülürken tam kapıyı açacaktım ki Barın'ın bana seslenen sesini duyduğumda onun olduğu tarafa doğru döndüm.Elimi kapının kulpundan çekip bana yaklaşan Barın'ı izlemeye başladığımda Barın yanıma gelip kolumu tuttu ve beni kendine yapıştırıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

 

Dudakları dudaklarımı kavradığında eli çoktan belimde yerini bulmuştu.O anın verdiği şokla ilk başta hiçbir şey yapamazken sonradan elimi boynuna doğru götürdüm ve sıkıca kavradım.

Barın'ın dudaklarını dudaklarıma aldığımda öpmeye başladım.Kendimi çoktan arabaya yaslı bir şekilde bulduğumda Barın bana doğru eğildi ve dudaklarımı tekrardan öperek geri çekildi.

 

Barın'ın geri çekilmesi üzerine gülümserken "bu neydi şimdi?" Dedim.

 

Cümlem üzerine o da gülümsedi. Bana doğru yavaşça yaklaştığında dudaklarını kulak hizzama getirdi ve durdu."Özledim" dedi sessizce."Daha fazla dayanamadım."

 

Cümlesini bitirdiğinde yüzünü yüzümün hizzasına getirmişti.Barın'a bakıp gülümserken kollarımı boynuna doladım ve sıkıca sarıldım.

"Seni çok seviyorum Barın." Dedim."Herkesten ve her şeyden çok seviyorum."

 

"Bende seni çok seviyorum." Dedi elini saçımda gezdirirken."Herkesten ve her şeyden."

 

Barın'dan ayrılıp gülerek bana baktığında "içeri geçelim mi?" Dedi."Hep ıslandık." Kafamı olur anlamında salladığımda Barın'ın uzattığı elini tuttum ve kapıyı kilitleyerek eve doğru yürümeye başladık.

 

Eve doğru ilerleyip içeri girdiğimizde odaya doğru ilerledik.Barın bana doğru döndüğünde "Sen sıcak bir duşa gir.Bende sana bir şeyler getireyim." Demişti.Yanımdan geçip gidecekken elinden tutmam ile bana doğru döndü.Kafamı iki yana sallarken "gitme" demiştim."Burada kal.Benimle."

 

Yavaşça Barın'a yaklaştığımda üstünde olan gömleğin düğmelerini açmaya başlamıştım.Gömleğini tamamen açtığımda tam omuzlarından aşağıya indirecekken kapının birden açılması ile korkuyla yana çekildim.

 

"Abi, Beril ve Almila bu akş..." Mert'in bizi görmesi ile cümlesi yarım kalırken gözleri bir bana bir de Barın'ın açık olan gömleğine kaymıştı.

 

"Yine mi ya!" Dedi bize bakarken."Yine mi sizi yakaladım." Şaşkınca bize bakarken utandığım için bakışlarımı başka tarafa çevirmiştim.

 

"Mert!" Dedi Barın sinirle."Seni de o açtığın kapının kolunu da si..." Barın'ın kuracağı cümleyi anladığımda sesli bir şekilde öksürdüm ve Barın'a baktım.Barın'da neden öksürdüğümü anlamış olacak ki bana baktı ve gülümseyerek Mert'e döndü."Senin böyle ansızın gelen ani çıkışlarını çok seviyorum biliyor musun Mert?" Dedi Barın ona doğru bakarak.

 

"Neden Abi?" Dedi.

 

"Çünkü, seni dövmem için bana sebepler veriyorsun da o yüzden."

 

Barın'ın kurduğu cümle ile gülerken Mert'e baktım.Mert'te benim gülmem üzerine "tıtıtı" dedi ve beni baştan aşağıya süzerken kafasını iki yana salladı.Bu daha fazla gülmeme neden olurken "ayıp be!" Dedi Mert."İnsan kardeşini döver mi?" Tekrardan bana doğru döndü."İnsan kardeşine güler mi?" Dedi.Kafamı iki yana sallarken gülmemi durdurdum ve"tamam" dedim.

"Gülmeyeceğim."

 

"Neyse..." dedi bize bakarken."Ben çıkayım da siz kaldığınız yerden devam edin." Bana ve Barın'a baktıktan sonra göz kırptı ve odadan çıkarak gitti.

 

"Yani artık sayamıyorum!" Dedi sitemle."Bir Mert, bir Beril.Hayır bazen de ikisi birden!"

 

"Şii..." dedim ona doğru dönerek."Sakin ol lütfen!"

 

"Sakinim ben!" Dedi birden yükselerek."Ama Mert'in söylediği şey neydi tam olarak?"

 

"Ha o mu?" Dedim."Beril ve ben kafa dağıtmak için dışarı çıkacaktık da bugün.Mert'i de çağırmasını söylemiştim.Onu diyecekti büyük ihtimalle."

 

"Kafa dağıtmak için?" Dedi anlamayarak.

"Neden peki?"

 

"Ya işte..." dedim başka tarafa bakarak.

"Kafamı dağıtmak istedim olanlardan dolayı."

 

"Bensiz mi?" Dedi.

 

"Ee yani?" Dedim."Sensizdi; ama şimdi seninle." Dedim ve yanağına öpücük kondurdum.

 

"Tamam o zaman...sen üstünü çıkar.Bende sana giyecek bir şeyler vereyim.Ondan sonra da hazırlanırız."

 

Tamam anlamında kafamı salladığımda banyoya doğru ilerledim ve içeri girerek üstümü çıkarmaya başladım.Üstümü çıkardıktan sonra duşakabine girdim ve sıcak suyu açarak vücudumdan aşağıya akıtmaya başladım.

 

Kısa süren duşun ardından banyodan çıktığımda hemen yanımda duran Barın'ın havlusunu görmüştüm.Havluyu elime alıp vücuduma sardığımda havludan gelen Barın'ın kokusunu içime çektim.

 

O kadar çok özlemiştim ki...

Sanki, yıllardır görmüyor gibiydim.

 

"Gerçeği dururken havlusuna sarılmak mı?" Duyduğum sesle o tarafa doğru döndüğümde Barın'ın kapıya yaslanmış beni izliyor olduğunu gördüm.Gülümseyerek kapıdan uzaklaşıp yanıma geldiğinde beni duvarla kendisi arasına aldı ve elini bel kısmımda gezdirmeye başladı.Barın'ın bu haraketi ile kasılmıştım.Derin derin nefesler alırken Barın heyecanlandığımı anlamış olacak ki güldü ve burnunu yanağıma sürttü.Dudakları yavaş yavaş açıkta olan omuzlarıma indiğinde öpücükler bırakmaya başlamıştı.Dudakları köprücük kemiğimde durduğunda sıcak nefesini hissettim.

 

"Üşümüşsün..." dedi dudakları tenime değerken."Üstünü giyde saçlarını kurulayalım." Köprücük kemiğime tekrardan öpücük kondurduktan sonra geri çekildi ve banyodan çıkarak kapıyı kapattı.Bakışlarımı yanı başımda duran küçük dolabın üstüne kaydırdığımda getirdiği kıyafetleri görmüştüm.

 

Yeni olduğunu anladığım iç çamaşırları üzerime geçirdikten sonra dar siyah kot pantolon ve üzerine getirdiği kırmızı V yaka kazağı üzerime geçirdim.Saçlarımı geriye atıp banyodan çıktığımda Barın'ın yatakta oturmuş beni bekliyor olduğunu gördüm. Yavaşça yatağa doğru ilerleyip tam Barın'ın önüne oturduğumda yatağın üzerinde olan havluyu aldı ve saçlarıma götürerek yavaşça kurulmaya başladı.Kurulama işi bittiğinde eline aldığı tarağı yavaşça saçımda gezdirmeye başladı.Elleri saçlarıma değerken gülümsedim ve Barın'a doğru döndüm.

 

"Ne oldu?" Dedi bana bakarak."Neden gülüyorsun sen öyle?"

 

"Hiç..." dedim omuzlarımı indirip kaldırdım.

"Sadece, hayat çok garip değil mi? Daha sabah birbirimizden ayrıydık.Hatta buraya gelirken bile aklımda hiçbir şey yoktu; ama şimdi... buradayım, seninleyim."

 

 

Ellerini ön kısmıma getirdikten sonra bana sarıldı ve beni biraz daha kendine çekerek kafasını omuz kısmıma yerleştirdi."Hayat gerçekten de çok garip Almila." Dedi gülümserken."İnsan imkansız dediği şeyleri bile bir süre sonra hayatında bulabiliyor.O imkansız dediği şeyi bile hayatının merkezine koyabiliyor.Hayatının parçası yapabiliyor."

 

"Birinden mi bahsediyorsun?" Dedim ona doğru hafifçe dönerek.

 

"Birinden mi bahsetmemi isterdin?" Dedi.

 

"Benim dışımda olan biriyse eğer hayır; ama eğer bensem evet."

 

Cümlem üzerine güldüğünde dudaklarını boynuma bastırdı."Sen benim hayatımın merkezindesin" dedi fısıldayarak."Hatta sen benim hayatımsın Almila."

 

Barın'ın kurduğu cümle heyecanlanmama sebep olmuştu.Derin derin nefesler alırken Barın'a döndüm ve dudaklarımı dudaklarına bastırarak öptüm.Geri çekildiğimde "ben artık gitsem iyi olur" dedim."Malum gitmemiz gereken bir klüp var.Eve gidip hazırlanmam gerekiyor."

 

"Tamam..." dedi ve benimle birlikte ayağa kalktı.Barın'a gülümseyip odadan çıktığımda çıkışa doğru ilerledim ve kapıyı açarak arabama doğru ilerledim.Arabayı açıp içine bindiğimde Barın'ın camdan bana baktığını görmüştüm.El sallayıp gülümsediğimde arabayı çalıştırdım ve sürmeye başladım.

 

Annemin evinden çıktıktan sonra buraya nasıl geldiğimi bile anlamamıştım.Kendimi birden Barın'ın evinde bulmuştum.

 

"İyi ki bulmuşum..." dedim içimden.

 

Aslında anneme bile teşekkür etmem gerekiyordu.Çünkü, o Alp ile böyle bir oyuna girişmesiydi şu an bu kadar mutlu olamazdım.

 

Barın yine mutsuzluğumu elimden alıp mutluluğa dönüştürmüştü.

 

Kısa bir süre sonra evin önünde durduğumda arabayı park ettim ve inerek eve doğru yürümeye başladım.Evin önüne gelip kapıyı açtığımda içeri girdim ve kapıyı kapatarak oturma odasına doğru ilerledim.

 

Oturma odasında gördüğüm Beril ve Emir'e gülümserken yanlarına geçtim ve oturdum.

 

"Sen de hoşgeldin." Dedi Emir bana bakarak.

 

Emir'in kurduğu cümleyi duysam bile cevap vermemiştim.

 

"Şii!" Dedi Emir elini sallayarak."Dünyadan Almila'ya duyuyor musunuz acaba beni? Neden sırıtıyor bu?" Kurduğu cümleyi Beril'e söylediğini anlamıştım.

 

"Bilmiyorum ki" demişti Beril.

 

"Hey!" Emir'in kolumu birden ittirmesi ile koltukta biraz yana doğru düşmüştüm.

 

"Ne oluyor be!" Dedim ikisine bakarken.

 

"Kızım oturma odasına sırıtarak geldin ve sabahtan beri soru sorduğumuz halde cevap vermedin!" Dikkatlice bana bakmıştı."Ve hâla sırıtmaya devam ediyorsun!" Dedi."Ne oldu Allah aşkına?"

 

"Nerden başlamamı istersiniz?" Dedim onlara doğru dönerek.

 

"En başından!" İkisinin de aynı anda söylediği cümle ile şaşırarak onlara baktım."Tamam..." dedim ellerimi havaya kaldırarak."En başından anlatıyorum o zaman."

 

İkisinde dikkatlice beni izlediğini gördüğümde derin bir nefes aldım.

 

"Bugün annemin yanına gittim beni aradığı için."

 

"Evet..." dedi Beril."Bunu biliyorum."

 

"Susta kız anlatsın!" Dedi Emir ona dönerek.

 

"İşte annemin yanına eve gittiğimde her yerin mumlarla kaplı olduğunu gördüm.Masa kurulmuş ve romantik bir ortam hazırlanmıştı."

 

İkisine de baktığımda söylediğim şeylerden bir şey anlamadıkları belliydi.

 

"Alp..." dedim.Tepkilerini ölçmek istercesine ikisine baktım."O hazırlamış."

 

"Nasıl yani?" Dedi Emir.

 

"Annemle birlikte plan kurmuşlar işte. Annem Alp ve beni tekrar birleştirmek için böyle bir oyun hazırlamış."

 

"Bu..." dedi Beril oturduğu yerden doğrularak.

"Bunu nasıl yapar sana?"

 

"Annem Barın'ın benim için uygun olmadığını düşünüyor.Başıma gelenlerin onun suçu olduğunu söylüyor."

 

"Alp mi senin için doğru olan adam?" Dedi Emir sitemle."Nilüfer Teyze bunu nasıl yapar anlamıyorum!"

 

"Emir!" Dedim ayağa kalkarak."Sakin mi olsan acaba?"

 

"Ya o Alp hem senin hemde Ceyda'nın hayatını mahvetti! Hâla onun güzünde nasıl mükemmel damat imajı çiziyor anlamış değilim!"

 

"Emir..." dedim."Sen şimdi neden Ceyda'yı karıştırdın ki olaya? Ayrıca neden bu kadar sinirlendin?" Bir adım Emir'e yaklaştım ve kaşlarımı kaldırarak ona baktım."Sen zamanından beri Alp'i sevmiyorsun zaten" dedim."Neden peki? Bizim bilmediğimiz bir şey mi var?"

 

"Ne olacak canım!" Dedi gözlerini kaçırarak.

"Sana böyle bir oyun hazırladığı için sinirlendim."

 

"Emir!" Dedim kolunu tutarak. "Birbirimizi uzun zamandan beri tanıyoruz.Gözlerini kaçırdığında yalan söylediğini anlayabiliyorum.Anlat..." dedim."Ne oluyor?"

 

"Seni kaybetmekten korkuyorum..." dedi bana bakarak.Gözlerindeki korkuyu gördüğümde "anlat." Dedim sadece.

 

"Ben..." dedi."Alp ve Ceyda'yı daha önce birlikte görmüştüm." Duyduğum cümleyi idrak etmeye çalışırken hiçbir şey yapamadan Emir'e bakmaya devam ettim.Yanı başımda duran Beril'in ağzından dökülen "ne?" Cümlesini duyduğumda "devam et!" Dedim sadece.

 

"İki sene önce üçümüz alışveriş merkezine gittiğimizde ikisini kafede el ele görmüştüm.İlk başta ne olduğunu anlamamıştım bu yüzden de sana hiçbir şey söylemeden alışveriş merkezinden çıkarmıştım." O günü hatırladığımda gözlerimin dolmasına engel olamamıştım."Sonra Ceyda'nın yanına gittim ve ne olduğunu sordum. Bana yaptığı şeyin bir hata olduğunu söyledi.Bir daha böyle bir şey olmayacağına dair söz verdi.Ağladı.Kimseye söyleme dedi.Bir daha Alp ile göz göze gelmeyeceğini söyledi." Bana baktı."İnandım" dedi."Allah kahretsin ki inandım Almila."

 

"Bunu bana söylemek yerine saklamayı tercih ettin öyle mi?" Dedim.

 

"Almil..."

 

"Neden?" Dedim bağırarak."Benden neden böyle bir şey sakladın Emir?"

 

"Çünkü Ceyda'ya aşıktım Almila!" Dedi bağırarak."Ve Allah kahretsin ki hâla aşığım!"

 

Emir'in söylediği cümleyi idrak etmeye çalışırken şaşırarak Beril'e baktım.O da benim gibi şaşırmıştı ve Emir'e bakmaya devam etmiştim.

 

"Nasıl ya?" Dedim anlamayarak."Bu..."

 

"Üzgünüm kardeşim..." dedi Emir."Ne olursa olsun gelip sana söylemem gerekiyordu biliyorum; ama karşımda ağlıyordu bir daha böyle bir şey olmayacak diyordu.Ben..."

 

"Ne zamandan beri aşıksın?" Dedim.

 

"Liseden beri."

 

Şaşırarak Emir'e baktım."Emir bunu neden daha önce bize söylemedin? Neden sakladın?"

 

"Almila biliyorsun lise hayatım boyunca sevgiliden yana yüzüm gülmedi." Burukça gülümsedi."Hem son olaydan sonra sevgili işlerinden hep kaçtım.Gidemedim yanına.Söyleyemedim."

 

"O kız seni herkesin içinde reddetti diye, bu bir daha başına gelecek diye bir şey yok ki Emir." Dedim.Emir'e yaklaştım ve kollarımı Emir'e sararak sıkıca sarıldım."Hem seni istemeyen kız tam bir salaktır.Sen dünyanın en iyi dostusun ve eminim en iyi eşi olacaksın."

 

"Kızmadın mı bana?" Dedi benden ayrılarak.

"Küsmeyecek misin?"

 

Hayır anlamında kafamı iki yana salladım.

"Kızdım Emir.Benden böyle bir şey sakladığın için çok kızdım sana; ama aşk insana her şeyi yaptırıyor.Yalan bile söyletiyor.Kendimden biliyorum" dedim gülerek."Ama küsmem.Kırılmam."

 

"Of tamam yeter bu kadar hüzün" dedi Beril.

"Hadi artık hazırlanmaya başlayalım.Daha gece yeni başlıyor."

 

Tamam anlamında kafamı salladığımda ikisine de gülümsedim ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım.Odama gelip kapıyı kapattığımı dolabıma doğru ilerledim ve kapağı açarak ne giysem diye düşündüm.Hava soğuk olduğu için uzun bir şey giyme kararı aldığımda dolabımda göze çarpan siyah uzun kollu ve V şeklinde ön kısmı biraz açık olan tulumumu elime aldığımda üstüme geçirdim.Bel kısmında olan kemer ile de mükemmel bir görünüme sahip olan bu tulumun altına ince topuk olan bantlı siyah bir ayakkabı giydim.Saçlarımı arkadan topuz yaptıktan sonra en son makyajımı yaptım ve kiremit rengi olan rujumla makyajımı tamamladım.

 

Dolabımın yanındaki yere ilerleyip siyah zincirli küçük olan çantamı elime aldığımda telefonumu içine attım ve odadan çıkarak merdivenlerden inmeye başladım.Merdivenlerden inerken duyduğum ıslık sesi ile sesin geldiği yere baktım.Emir beni baştan aşağıya süzdükten sonra yanıma geldi ve elimi tutarak öptü.

 

"Mükemmel görünüyorsun" dedi bana bakarak.

 

"Teşekkür ederim" dedim gülümserken.

 

"Beril nerede? Hala inmedi mi?"

 

"Buralarda" dedi oturma odasına doğru bakarak."Telefonla konuşuyordu en son."

 

"Geldim, geldim" dedi oturma odasından çıkarken."Derin ile konuşuyordum.Klübe biraz geç kalacağını söyledi."

 

"Tamam çıkalım mı o zaman?" Dedi Emir bize bakarak.

 

İkimiz de kafa salladıktan sonra dış kapıya doğru ilerledik ve dışarı çıktık.Emir'in arabasına doğru ilerlediğimiz de içine bindik.Emir arabayı çalıştırmaya başladığında hem muhabbet ediyorduk hem de bir yandan gülüyorduk.Kısa bir süre sonra klübün önüne geldiğimizde Emir arabayı park etti ve arabadan indi.Beril ve bende arabadan indiğimizde klübe doğru ilerledik ve sağa sola bakarak Barın ve Mert'i bulmaya çalıştık.

 

Etrafa bakarken Beril'in beni dürtmesi ile onun baktığı tarafa baktım.Mert ve Barın oturaklarda oturmuş konuşuyorlardı.O tarafa doğru ilerleyip Barın ve Mert'in yanına gittiğimizde Mert'in Beril'i görmesi ile Beril'i baştan aşağıya süzdü ve ıslık çalarak etrafında döndürdü.

 

"Bu ne güzellik hanımefendi?" Dedi Mert."Siz beni kalpten mi götürmek istiyorsunuz acaba?"

 

İkisine de gülerek baktığımda Beril'in gülümsediğini görmüştüm.Arkadaşımı bu kadar mutlu görmek beni de bir o kadar mutlu ediyordu.

 

Bakışlarım Barın'a kaydığında beni izlediğini görmüştüm.Beni baştan aşağıya süzdükten sonra yanıma ilerledi ve elimi tutarak öptü.

 

Beril'e baktığımda şaşırdığını anlamıştım.

 

"Her zaman ki gibi beni büyülemeyi nasıl başarıyorsun?" Dedi kulağıma doğru eğilerek.

 

"Asıl bu soruyu benim sana sormam gerekiyor" dedim üstünde olan siyah takımı incelerken.

 

"Bir dakika bir dakika!" Dedi Beril bize bakarak."Siz barıştınız mı?"

 

"Ooo..." dedi Mert Beril'e bakarak."Senin haberin yok mu? Ben bunları odada bastım resmen! Artık ne yapacakla.." Mert'i durduran şey Barın'ın koluna sert bir şekilde vurması oldu.

 

"Ne vuruyorsun ya!" Dedi Mert sitemle.

 

"Sus sen!" Dedim Mert'e bakarak."Konuşma."

 

"Hadi aşkım!" Dedi Mert Beril'e bakarak."Biz gidelim bunların yanından." Mert'e baktığımda trip attığını anlamıştım.Kafamı iki yana sallarken Beril'e baktım.

 

"Bunu ayrıca konuşacağız" dedi Beril bana bakarak.

 

Beril'e gülümseyip onu çekiştiren Mert'e baktığımda göz devirdim.Mert Beril'i çekiştirmeye başladığında yanımıza yeni gelen Emir'e baktım.

 

"İyi misin sen?" Dedim ona bakarak."Rengin solmuş."

 

"Şey... benim acil bir işim çıktı Almila.O yüzden hemen gitmem gerekiyor."

 

"Ne oldu?" Dedim ona doğru dönerek."Kötü bir şey mi oldu?"

 

"Yok!" Dedi birden."Yani... arkadaşım ile ilgili."

 

"Tamam..." dedim kolunu tutarak."Sen git."

 

"Araba peki..."

 

"Sen orasını dert etme Emir." Dedi Barın.

"Kızları biz bırakırız."

 

Emir tamam anlamında kafasını salladığında yanımızdan uzaklaştı.

 

Emir'i ilk defa bu şekilde görüyordum.Onu bu kadar korkutan neydi bilmiyorum.

Telaşlıydı ve ayrıca gözlerinde korku vardı.

 

Onu bu kadar telaşlandıran şeyi ne kadar merak etsem de beklemekten başka bir çarem yoktu.

 

Bölüm sonu...

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🤍

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın lütfen. 🤍

Loading...
0%