Yeni Üyelik
38.
Bölüm

Bölüm 38: “Tercih”

@aleynay0

Bazen geri dönüşü olmayan hatalar yaparız.

Gözlerimizi kapatıp ne kadar bu anın gerçek olmamasını dilesekte, ne kadar kabusun içinde olmak istesekte gözlerimizi araladığımızda gerçekler ile karşılaşırız.

 

Bende aynısını yapmıştım.

 

Gözlerimi kapatmıştım ve bu anın gerçek olmamasını dilemiştim; ama öyle olmamıştı.Gözümden düşen yaşlar yanaklarımdan çeneme doğru yol alırken hiçbir şey yapmadan sadece olduğum yerde durmuş ve Alp'e bakmıştım.

 

Vurulmuştu.Karnından gelen kan tişörtünü kaplamıştı.Kafamı Ceyda'ya çevirdiğimde ellerinin titremesine engel olamadığını gördüm.Dizlerinin üzerine çöktüğünde yere oturdu ve gözlerini Alp'e sabitledi.

 

Ceyda'da yaptığı şeyin şokundaydı.Belki de kendi bile böyle bir şey yapmayı beklemiyordu.

 

O anın etkisinden kurtulmak için derin bir nefes alırken tek yaptığım şey Ceyda'ya doğru koşup dizlerimin üzerine çökmek oldu.Dizlerimin üzerine çöküp Ceyda'ya baktığımda şokta olduğunu görmüştüm.Kafamı arkaya doğru çevirdiğimde Mert ve Barın'ın Alp'in yanında olduğunu görmüştüm.Tekrar önüme döndüğümde görüş açıma Emir girmişti.Kafamı kaldırıp Emir'e baktığımda yanıma eğildi ve benim gibi yaparak dizlerinin üzerine çöktü.

 

Hiçbir şey söyleyememiştim.Sadece sabit bir biçimde Alp'i izleyen Ceyda'ya bakmıştım ve sonra ise ona bakan Emir'e.

 

"C-ceyda..." dedi Emir.Ellerini yavaşça kaldırdı ve boşluğa düşmüş olan Ceyda'nın ellerini tuttu.Ceyda'ya baktığımda hiçbir tepki vermediğini gördüm.

 

"Ceyda..." dedi Emir tekrardan."Ceyda bana bak hadi." Sesinin titrediğini gördüm."Hadi güzelim... bak bana."

 

Bakmamıştı.

 

Ne ağlıyordu ne de tepki gösteriyordu.

Hiçbir şey yapmadan sadece karşısında kanlar içinde duran Alp'e bakıyordu.

 

"Emir!" Dedim kafamı Emir'e doğru çevirerek."Ceyda'yı buradan götürmen lazım.Hemde hemen!"

 

"A-alp..." dedi."O pislik ne olacak?"

 

"Biz Alp'i hallederiz Emir." Dedim."Şu an Ceyda'nın burada olmaması gerekiyor.Al ve götür onu buradan." Hala bana baktığını gördüğümde "hemen!" Dedim.

"Ceyda kriz geçirmeden önce götür onu buradan!"

 

Emir kafasını tamam anlamında salladığında Ceyda'yı kolundan tuttu ve ayağa kaldırdı.Kolunu dizlerinin altına geçirdiğinde Ceyda'yı kucağına aldı ve odadan çıkarak uzaklaştı.Mert,Barın ve Beril'in yanına ilerlediğimde Mert ve Barın Alp'e destek olarak yürütmeye çalıştılar.Mert ve Barın önden ilerlerken Beril ile birlikte arkalarından gitmiştik.Arabaya doğru ilerleyip Beril ile birlikte içine bindiğimizde arabayı çalıştırdım ve önümüzde olan Barın'ın arabasını takip etmeye başladım.

 

"Sence Alp'e bir şey olur mu?" Dedi Beril bana bakarak.

 

Gözümü yoldan ayırmazken kafamı iki yana sallayarak "umarım bir şey olmaz Beril" dedim.

 

"Ceyda böyle bir şeyi nasıl yapar Almila?"Dedi."Ayrıca Ceyda buraya nasıl geldi? Biz çıkarken uyuyordu?"

 

"Demek ki uyumuyormuş Beril!" Dedim bağırarak."Ayrıca bilmiyorum tamam mı? Hiçbir şey bilmiyorum.Sorularının cevabı bende yok!"

 

"Tamam..." dedi Beril bana bakarak.

"Sakin ol Almila."

 

"Olamıyorum Beril!" Dedim."Ceyda nasıl böyle bir şey yapar aklım almıyor benim! Eğer Ceyda böyle bir şey yapmış olmasaydı Alp şu an nezarethanedeydi!"

 

"Ceyda'nın bu konuda ciddi olabileceğini hiç düşünmemiştim."

 

"Canı yanan bir anne her şeyi yapabilir Beril.Ceyda'da yaptı." Beril'e çok kısa bir saniye kafamı çevirip bakmıştım."Ceyda kırılma noktasındayı ve kırılma noktası en kötü şekilde gerçekleşti."

 

Cümlem üzerine arabada derin bir sessizlik oluşurken kısa sürede en yakın hastaneye gelmiştik.Arabayı durdurup indiğimizde Barın'ın "sedye!" Diye bağırdığını duymuştum.

Hastaneden sedye ile çıkan hemşireleri gördüğümde Barın'ın yanına ilerledim ve Alp'in sedyeye yatırılışını izledim.Alp'in sedyeye yatırılması üzerine içeri doğru taşınırken bizde onunla birlikte hastaneden içeri girmiştik.Acil bölümüne gelip Alp'i acile aldılar ve kapıyı kapattılar.Kapının kapanması üzerine arkamda olan sandalyeye çökerken Barın'ın yanıma oturduğunu gördüm.

 

"Nasılsın?" Dedi bana bakarak.

 

Acil kapısına bakarken "bilmiyorum" dedim.Barın'a döndüm."O kadar çok şey oldu ki... nasıl olduğumu, ne hissettiğimi bilmiyorum Barın." Gözlerimin dolmasına engel olamazken kendimi tutmaya çalışmıştım."Daha düne kadar Ceyda ile düşmandık.Şimdi ise acilin önünde oturmuş Ceyda'ya bir şey olmaması için... başına kötü bir şey gelmemesi için... dua ediyorum.Alp'e bir şey olmaması için dua ediyorum Barın!" Gözümden yanaklarıma yaşlar düşerken Barın bana yaklaştı ve sarıldı.

Kollarını bana sıkıca sardığında "her şey geçecek..." dedi."Her şey yoluna girecek.Alp kurtulacak ve Ceyda'ya hiçbir şey olmayacak."

 

Barın'dan ayrıldığımda "bilmiyorum Barın!" Dedim."Artık her şey yoluna girer mi bilmiyorum." Kafamı Beril'e çevirdiğimde Mert ile konuştuğunu görmüştüm.

 

"Beril?" Dedim ona seslenerek.Beril'e seslenmem ile bana bakmıştı."Emir'i arar mısın Ceyda'nın durumunu sormak için?"

 

Beril tamam anlamında kafasını salladığında telefonu çıkardı ve Emir'i arayarak kulağına götürdü.Beril'e bakarken kısa bir süre içerisinde "alo?" Demişti.

 

"Ceyda'yı sormak için aradım" dedi."O nasıl?"

 

Bakışları beni buldu."Anladım." Dedi sadece.

 

Telefonu kulağından çekip kapatırken "ne olmuş?"Dedim."Ceyda iyi mi?"

 

"Şoktan çıkınca kriz geçirmiş" dedi."Şu an uyuyormuş."

 

Ellerimi saçlarıma götürüp gözlerimi kapattığımda "o iyi olacak Almila."

Dedi Beril.Yanıma geldi ve önümde diz çöktü."Lütfen üzülme."

 

Tam Beril'e cevap vercekken bunu engelleyen şey acil kısmının lambasının kırmızıya dönmesi oldu.Hızlıca yerimden kalkarken acilden bir doktorun dışarı çıktığını gördüm.

 

"Hastanın yakınları siz misiniz?" Duyduğum sözle bakışlarımı doktora çevirdiğimde ne diyeceğimi bile bilmiyordum.Barın'ın yanıma gelip "Evet" demesi üzerine ona baktım."Yani...biz arkadaşlarıyız." Dedi.

 

"Acil A RH+ kana ihtiyacımız var.Aranızda bu kana uygun olan var mı?"

 

Kafamı olumsuz anlamda sallarken Barın'ın "ben kan verebilirim" demesi üzerine ona baktım.Barın Alp için kan vereceğini söylemişti.Bunu söylerken tereddüt bile etmemişti.

 

Doktor "buyrun lütfen" dediğinde Barın yanımdan geçti ve doktor ile birlikte yanımdan uzaklaştı.Barın'ın bir odaya girişini gördüğümde tekrardan sandalyeye çöküp oturduğumda yaptığım tek şey vardı.Dua etmek.Ceyda için Alp'e dua ediyordum.Ona bir şey olmaması için dua ediyordum.

 

✨✨✨

 

Zaman sanki geçmiyor gibiydi.Kaç saat olmuştu; ama hâla Alp içeriden çıkmamıştı.Ne durumunu biliyorduk ne de içeride ne yaptıklarını.

 

Yavaş yavaş oturan Barın'a ilerleyip yanına yerleştiğimde kafamı omzuna koydum ve gözlerimi kapattım.

 

Acaba Ceyda nasıldı?

Yaptığı şeyin pişmanlığını taşıyor muydu?

 

Yanında olmak o kadar çok isterdim ki...

Ben buradayım demek.Yalnız değilsin demek...

 

Kafamı kaldırıp acil kapısını izlemeye başladığımda kapının birden açılması ile ayağa kalkmıştık.Sedye ile çıkan Alp'i gördüğümde "O-o nasıl?" Dedim doktora bakarak.Alp'i sedye ile götürürlerken doktor yanımızda durmuştu.

 

"Ameliyat gayet başarılı gerçekleşti..." dedi gülümseyerek."Ama ne olur ne olmaz diye son yirmi dört saat gözetim altında tutmamız gerekiyor."

 

Derin bir nefes verirken "kurtuldu..." dedim."Ceyda kurtuldu."

 

Beril gülümseyerek bana sarıldığında "her şey yoluna girecek demiştik." Dedi.Benden ayrıldığında yüzü değişmişti.

 

"Ne oldu?" Dedim.

 

"Harun Amca'ya haber vermemiz gerekiyor biliyorsun değil mi?"

 

Unuttuğum bir gerçeği Beril'in hatırlatması üzerine garip hissetmiştim.

"Maalesef evet" dedim.

 

"Almila haber vermemi ister misin?" Mert'in kurduğu cümle ile ona baktım.

 

"Teşekkür ederim Mert; ama benim haber vermem daha doğru olur."

 

"Almila haklı" dedi Beril."Zaten sabah olanlardan sonra Almila'nın araması daha mantıklı."

 

"Sabah olanlar?" Mert'in cümlesi ile uyarı dolu bakışlarımı Beril'e çevirdim.Beril kırdığı potu anladığında dudağını dişleri arasına almıştı.

 

"Ne oluyor?" Dedi Barın."Sabah ne oldu?"

 

"Almila anlatmak en doğrusu." Dedi Beril bana bakarak."Sen anlat."

 

Beril'in kurduğu cümleyle kafamı sallarken bakışlarımı Barın'a döndürmüştüm.Bana bakan ısrarcı bakışlarını gördüğümde "sabah Beril'in evine Harun Amca geldi.Ceyda'ya Alp'in nerede olduğunu sordu."

 

Devam et der gibi baktığında "işte Ceyda da nerede olduğunu bilmediğini, bulduğunda ise Alp'i acımadan öldüreceğini söyledi.Tabii bunun üzerine de Harun Amca boş tehditler savurdu ve gitti." Barın'ın kaşları çatık bir şekilde bana baktığını gördüğümde "Ceyda'yı biz getirmedik" dedim.Daha çok kendimi ispatlar gibiydim."Ceyda uyuyunca evden çıktık.Yani... biz uyuduğunu zannettik" dedim."Ama uyumamış ve bizi takip etmiş."

 

"Bunu neden bize söylemediniz?" Dedi Barın.

 

"O an aklıma gelmedi Barın.Her şey üst üste geldi biliyorsun."

 

"Peki şimdi ne olacak?" Dedi Mert.

"Babası bu işin peşini bırakmaz."

 

"Bilmiyorum" dedi Barın."Ama çözüm yolu bulmamız gerekiyor."

 

"Aslında bir çözüm yolu var" dedim aklıma gelen fikir ile üçüne bakarken.

 

"Ne yolu?" Dedi Mert.

 

"Tercih..." dedim.

 

"Tercih?" Dedi Beril.

 

"Evet...tercih."

 

"O nasıl olacak?" Dedi Barın.

 

"Alp sonuç olarak bir suç işledi." Dedim.

"Eğer Ceyda Alp'i vurmasaydı Alp şu an burada değil nezarethanede olacaktı."

 

Kurduğum cümle ile Barın gülümserken aklıma gelen fikrin ne olduğunu anlamıştı."Sen varya..." dedi beni kendine çekerken."Mükemmel bir kadınsın." Barın'a gülümseyerek Beril'e döndüğümde "yapmamız gereken tek bir şey kalıyor.O da bu olayda hiçbir ilgimizin olmadığını Harun Amcaya ispatlamak."

 

"İyi de o nasıl olacak?" Dedi Beril."Babası için bir tehdit elimizde yok."

 

"Aklımda onun içinde bir şeyler var kuzum.Sen merak etme."

 

Cümlemizi bölen şey yanımıza gelen hastane polisinin sorduğu soruydu.

 

"Alp Dağlı'nın yakınları siz misiniz?"

 

Evet anlamında kafamı salladığımda "size birkaç tane soru sormam gerekiyor" dedi.

 

"Tabii ki" dediğimde karşımda duran polise bakmıştım.

 

"Silahlı saldırıyı kimin yaptığı ile alakalı bir bilginiz var mı acaba?"

 

Ne diyeceğimi bile bilemezken kafamı hayır anlamında sağa sola sallamıştım.

 

"Aslında... biz evde otururken, Alp'ten bir arama geldiğini gördük.Sesi kötü geliyordu.Gittiğimizde ise vurulmuştu.Kimin yaptığını bilmiyorum ve görmedikte." Barın'ın cümlesi ile derin bir nefes alırken karşımda duran polise bakmaya devam etmiştim.

 

"Anladım." Dedi."Zaten Alp Bey uyandığında ve kendisini iyi hissettiğinde ona da soracağız."

 

Tamam anlamında kafamı sallarken "geçmiş olsun" dedi ve yanımızdan uzaklaştı.

 

Polis'in gitmesi üzerine derin bir nefes alırken Barın'a döndü ve "teşekkür ederim" dedim.Bana gülümsediğinde "artık sizi eve bırakayım" dedi."Zaten burada yapılacak bir şey kalmadı.Hem Ceyda'nın ikinize de ihtiyacı var."

 

Haklıydı.Tamam anlamında kafamı sakladığımda Beril'e döndüm ve "gidelim" dedim.Kafasını salladığında Mert'e döndü ve sarıldı.Mert'ten ayrılıp yanıma geldiğinde yürümeye başlamıştık.

 

Hastaneden çıkıp arabaya bindiğimizde bir süre sonra eve varmıştık. Barın'a dönüp "görüşürüz" dediğimde uzandım ve yanağına minik bir öpücük kondurdum.

 

Arabanın kapısını açıp aşağıya indiğimde kapıyı kapattım.Barın'ın arabasının arkasına baktığımda Beril'in de arabayı park edip indiğini gördüm.Yanına ilerleyip evin kapısına ulaştığımızda açtık ve içeri girdik.İçeri girmemiz ile görüş açımıza Emir girdi.

 

"Hoşgeldiniz." Dedi bize bakarak.Gözlerine baktığımda uyumadığını anlamıştım.Yorgundu; ama bunu belli ettirmemek için çabalıyordu.

 

"Ceyda nerede?" Dedim oturma odasına göz gezdirirken.

 

"Yukarıda.Senin odanda uyuyor."

 

"Nasıl peki?"

 

"Bilmiyorum" dedi omuzlarını indirip kaldırırken."Fazla konuşmuyor.

Konuştuğunda ise tek bir şey söylüyor."

 

"Ne?" Dedim Emir'e bakarken.

 

"Ben katil mi oldum?" Emir'in cümlesi ile gözlerimin dolmasına engel olamazken "olmadı..." dedim."Olmadı ve asla da olmayacak!"

 

"O pisliğin durumu ne?"

 

"Ameliyatı başarılı geçti.Şu an hastenede gözetim altında."

 

"Bir pisliğin ölmediğine sevineceğim asla aklıma gelmezdi." Dedi Emir.

 

"Yaşadığımız hiçbir şey aklımıza gelmedi ki..." dedim."Bir gün birisi çıkıp bunları yapacaksın dese asla inanmazdım."

 

"Bende..." dedi Beril.

 

"Aynen öyle..." dedi Emir.

 

"Almila..." dedi Beril bana dönerek.

"Babasını aradın mı?"

 

"Hayır aramadım ve şu an aramayı da düşünmüyorum.Çünkü, eğer hastaneye giderse Alp'i tehdit edip tercih yapmasını sağlayamam.Hem durumu iyi.Yarın haber versek bir şey olmaz herhalde."

 

"Ne tehditi?" Dedi Emir."Ayrıca tercihte ne?"

 

"Alp vurulmasını fırsat bilerek Ceyda'dan intikam almak isteyebilir ve onu şikayet edebilir. Biz de bu durumu engellemek için Alp'e bir tercih sunacağız.

 

"Ne tercihi?" Dedi Emir?

 

"Buradan gitmesi için ona bir fırsat vereceğim." Dedim."Ve o da bu fırsatı değerlendirecek."

 

"Kabul edeceğini nereden biliyorsun?" Dedi Emir."Ya etmezse?"

 

"Kabul edecek!" Dedim vurgulayarak.

"Çünkü, hiçkimse soyisminin kirlenmesine izin vermez."

 

Emir gülümserken "çok fenasın" dedi.

"Seni hiç böyle bilmezdim."

 

"Yerine ve zamanına göre kötü olabiliyorum" dedim gülerek."Aslında bu kötülük bile sayılmaz. Sonuçta kötü olan birisine kötülük ile cevap vereceğim."

 

"Haklısın..." dedi Beril bana dönerek.

"Sadece hak edene hak ettiği gibi cevap vereceğiz o kadar."

 

Beril'e bakıp "aynen öyle" dediğimde merdivenlere doğru ilerlemeye başladım.Merdivenlerden çıkıp odama doğru ilerlediğimde yavaşça içeri girmiştim.İçeri girip kapıyı kapattığımda Ceyda'nın uyuyor olduğunu görmüştüm.Yanına ilerleyip yatağa oturduğumda gözlerini kırpıştırdığını görmem ile "uyumadığını biliyorum Ceyda.Gözlerini açabilirsin" dedim.

 

Kurduğum cümle ile gözlerini açarken yatakta doğruldu ve bana baktı.

 

"Nasılsın?" Dedim gözlerine bakarak.

 

Kafasını iki yana salladı.Hiçbir şey söylemedi.

 

"Bunu kendine yapma Ceyda..." dedim.Elini avuçlarımın arasına almıştım."Lütfen kendini yıpratma.Tamam... belki Alp'i vurmaman gerekiyordu; ama...olan oldu sonuçta.Hem Alp'e de bir şey olmadı zaten.Durumu gayet iyi."

 

Cümlemi duyduğunda gözleri beni buldu.Mavi gözlerinde bir umut belirmişti.Katil olmadığında dair bir umuttu bu.

 

"Sen katil değilsin..." dedim kafamı iki yana sallayarak.Ceyda'ya baktığımda gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm.Bana bakıp gülümserken gözünden yanaklarına yaşlar düşmüştü.Ceyda'nın gülümsemesi ile bende gülümserken gözümden düşen yaşları hissetmiştim.

 

"Ben katil değilim." Dedi.Kafasını iki yana salladı."Değilim."

 

"Değilsin..." dedim tekrardan.

 

Ceyda ağlamaya başladığında Ceyda'ya yaklaştım ve sıkıca sarıldım."Özür dilerim Almila" dedi hıçkırıklar içinde ağlarken.

"Ben...ben başaramadım.Güçlü olamadım! Bebeğimi koruyamadığım gibi seni de ateşe attım ben! B-ben nasıl insanım böyle?"

 

Ceyda'dan ayrılıp yanaklarını ıslatan yaşları sildiğimde "sen elinden geleni yaptın!" Dedim.

"Sen bebeğini elinden geldiğince korudun ve sevdin.Sakın... sakın kendini suçlama."

 

"Ben çok kötü bir insanım Almila!" Dedi.

"Ben senin hayatını mahvettim."

 

Ceyda'nın anlatmak istediği şeyi anlamıştım;ama bu konunun üstünde durmak istemiyordum.Zamanı ve yeri de değildi zaten.Olan olmuştu ve olan şeylerin geri dönüşü yok.Pişmanlık affedilebilirdi.Ceyda pişmandı ve ben onu tüm kalbim ile affetmiştim.

 

"Bunlar şimdi konuşulacak mevzular değil Ceyda" dedim."Hem...olan oldu öyle değil mi? Önemli olan hatalardan ders çıkarmak değil mi zaten? Olanlar için kendini suçlama.Demek ki böyle olması gerekiyormuş ve böyle oldu.Şimdi bunları düşünme.Çünkü... dinlenmen gerekiyor.Hadi..." dedim Ceyda'yı yatağa tekrardan yatırarak."Sen şimdi yat ve dinlen."

 

"Sen nerede yatacaksın?" Dedi."Burası senin odan."

 

"Ben bugün aşağıda yatarım.Sen beni düşünme ve artık yat."

 

"Teşekkür ederim Almila..." dedi burukça gülümserken."Sen olmasaydın ben şu an belki de berbat durumdaydım."

 

"Kuzenin olarak her zaman yanındayım.Bunu asla unutma." Ceyda'nın üzerinde duran yorganı düzeltip ayağa kalktığımda "iyi geceler" dedim.

 

"Sana da iyi geceler."

 

Ceyda'ya gülümseyip kapıya yaklaştığımda dışarı çıktım ve aşağı kata indim. Oturma odasına gelip koltuğa yerleştiğimde gözlerimi tavana dikmiştim.Bugün olanlar gözümde tekrardan canlanırken kendime bir söz verdim.

 

Ne olursa olsun Alp'i hayatımızdan çıkaracaktım.Ne kadar hapse girmesini istesem de, biliyordum ki bu imkansızdı.Eğer Alp Ceyda'yı şikayet etme gibi bir hata yaparsa Ceyda'nın da hayatı mahvolurdu ve ben buna ne olursa olsun izin vermezdim.Veremezdim.

Ceyda ağır olaylar yaşamıştı ve yaşamaya da devam ediyordu.Bir kere daha üzülmesine izin veremezdim.

 

Sızlayan gözlerimi kapatıp sağa döndüğümde bir an önce uykuya dalıp sabah olmasını diledim.Alp'in uyanmasını ve her şeyin yoluna girmesini istedim.

 

✨✨✨

 

Uykumu bölen şey mutfaktan gelen sesler olmuştu.Gözlerimi zar zor aralayıp dağılmış saçlarım ile mutfağa doğru döndüğümde gördüğüm manzara ile şaşkına uğramıştım.

 

"Barın?" Dedim mutfağa doğru bakarken.Ayağa kalktım ve mutfağa doğru ilerledim."Senin burada ne işi..." mutfağa girdiğimde gördüğüm manzara ile açıkta kalan ağzımla karşımda un içinde olan Barın'ı gördüm.

 

"Günaydın!" Dedi gülümserken.

 

"Günaydın da..." elim ile etrafı göstermiştim."Buraya ne olmuş böyle? Savaş alanına dönmüş resmen!"

 

"Yani... yemek konusunda kendi çapımda başarılı olsam da, kek yapma konusunda bir o kadar başarısızım sanırım." Elinde duran çırpma telini kek malzemeleri olan kaba götürdüğünde çırpmaya başlamıştı.

 

"Belli oluyor!" Dedim etrafa göz gezdirirken."Ama anlamadığım bir şey var.Nereden çıktı sabah sabah bu kek işi? Ayrıca sen hastanede değil miydin? Alp'in başımda kim var?"

 

"Sakin ol!" Dedi bana doğru ilerlerken.

"Mert ve Emir hastanede.Alp'in yanındalar.Ayrıca...kek yapma sebebim ise... kutlama için."

 

"Kutlama?" Dedim anlamayarak.

 

"Doktor ile konuştum bugün.Alp'in durumunun çok iyi olduğunu söyledi.Hatta sabah uyanmış ve tekrardan uyumuş." Barın'ın kurduğu cümle ile gülümserken "ciddi misin sen?" Dedim.

"Yani? Alp..."

 

"Evet..." dedi."Alp artık hayatımızdan tamamen çıkacak!"

 

Büyük bir sevinç çığlığı atıp Barın'a sarılırken "her şey mükemmel olacak!" Dedim.

 

"Evet sevgilim.Her şey mükemmel olacak!"

 

Barın'dan ayrılıp üstüne göz gezdirdiğimde bakışlarım birden üstümü bulmuştu."Of ya!" Dedim Barın'a bakarken."Üstüm mahvoldu!"

 

Cümlem üzerine Barın'da gülümserken "gülme!" Dedim.

 

"Tamam..." dedi ellerini kaldırırken.

"Gülmüyorum."

 

Tekrardan güldüğünü gördüğümde "sen şimdi görürsün!" Dedim ve masanın üzerinde olan unu Barın'ın üstüne boca ettim.Unu boşaltmam ile şaşkınca bana bakarken gülmeye başlamıştım.

 

"Gerçekten bu unu üstüme boca ederken seni bırakacağımı düşünmüş olamazsın değil mi?"

 

Barın'ın kurduğu cümle ile kafamı sallarken "sen şimdi görürsün!" Dedi ve beni kendine çekerek saçlarında olan unu üstüme silkeledi.Barın'ın unu bana doğru silkelemesi ile hafif yana eğilirken bağırmıştım."Barın!" Dedim gülmeye başladığımda.Barın saçındaki unu bana boşalttığında elinden kurtuldum ve üstümü silkeledim.

 

"Delisin!" Dedim ona bakarken.

 

"Sana deli olduğum doğrudur küçük hanım!"

 

Barın'ın cümlesi ile gülümserken Barın'ın telefonunun çalması üzerine yanına yaklaşıp arayan kişiye baktım.

 

"Mert arıyor!" Dedi bana bakarak.Gözleri tekrar telefona dediğinde yeşil tuşa bastı ve aramayı cevaplandırarak kulağına götürdü.

 

Barın telefonun cevaplandırdığında hiçbir şey söylemeden telefonu kulağından çekmişti.

 

"Ne oldu?" Dedim panik içinde."K-kötü bir şey mi oldu yoksa?"

 

"Alp..." dedi bana bakarak."Uyanmış."

 

Duyduğum şeyden dolayı mutlu olurken gözlerimden aşağıya düşen sevinç göz yaşlarına engel olamamıştım.

 

'Her şey bitti..." dedim kendi kendime.

"Ceyda kurtuldu.O...kurtuldu."

 

Bugün güzel bir güne başlamıştık ve biliyordum ki bugün hep güzel geçecekti.

 

Şimdi sırada tek bir şey vardı.O da Alp ile konuşup onu bir tercih sunmak.

 

Ya kendi hayatı ile birlikte Ceyda'yı da yakacaktı. Ya da ikisi birden kurtulacaktı.

 

Bölüm sonu...

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. ✨

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. ✨

Loading...
0%