Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Bölüm 4: “Yeşil Gözlü Adam”

@aleynay0

 

Bazen hayatımızda ansızın her şey değişir.

Kişiler değişir, hayat değişir...

 

Kilit sesi geldi.

Kapı yavaş yavaş açıldı ve içeri girdi.

Onun içeri girmesi ile ben olduğum yerde çakılı kaldım.Çünkü, bu o kişiydi.

 

Tam karşıma dikildi ve ilk gün bana baktığı gibi baktı.

 

Yeşil gözleri kahverengi gözlerime değdi.

 

Yeşil gözleri kahvelerime değdi, nefesim kesildi.

 

Yeşil gözleri kahvelerime değdi, buz kesildim.

 

Yeşil gözleri kahvelerime değdi, benim için o an her şey bitti.

 

Yeşil gözleri ile bana baktığında haraket dahi edemiyordum.Sanki, o an dünya benim için durmuştu.

 

Nefesimi tuttum.

Nefesini verdi.

 

Bir adım geri gittim.

Bir adım ileri geldi.

 

Boğazımın kuruduğunu hissetmiştim.

Yutkunamadım.

 

Odanın içerisinde ki sessizlik duvarlara çarparken sonunda dudaklarımı araladım ve konuşmaya başladım.

 

"Sen?" Dedim.

 

Belki de dünyanın en saçma kelimesini dile getirmiştim.

 

Konuşamamıştım.

 

Kurduğum bu tek kelime ile birbirimize bakmaya devam etmiştik.

 

En sonunda dayanamamış olacak ki bu sefer de yeşil gözlü adam konuşmaya başlamıştı.

 

"Gerçekten ilk kurduğun kelime bu mu olacak?"

 

Yüzüne şaşkın bir şekilde bakarken, ne diyeceğimi bile bilmiyordum.

 

"Seni daha önce de gördüm ben." Dediğini es geçmiştim.

 

Kurduğum cümle ile hemen cevap verdi.

 

"İki defa... Tam iki defa gördün."

 

"Ne?"

 

"Beni diyorum, tam olarak bu günden hariç iki defa gördün."

 

Dişlerimi sıkarak " dalga mı geçiyorsun sen benimle?" Dedim."Şu an oturup gerçekten bunu mu konuşacağız?" Demin ki korkumdan sanki eser yok gibiydi.

 

"Ne konuşmak istersin başka?"

 

Sesli bir şekilde gülerken" Ne konuşmak isterim başka öyle mi ?" Dedim alay edercesine.Uyandığım yatağın olduğu tarafa hızlı adımlarla ilerleyerek oturduğumda,

ellerimi bağdaş kurarak gözlerimi gözlerine kenetledim. "Mesela benim burada ne işim var? Bu kısımdan başlayabiliriz."

 

Sanırım yürek yemiştim!

 

Dudaklarının arasından onaylamaz bir ses çıktı."Bence buradan başlamayalım.Çünkü, bunun cevabını sana şu an veremem."

 

"Veremem derken?"

 

"Duydun işte, veremem."

 

Benimle dalga mı geçiyordu?

Evet evet kesinlikle dalga geçiyordu!

 

Dediği cümleyi es geçerek merak ettiğim bir diğer soruya sordum.

 

"Beni neden kaçırdın?"

 

Dediğim cümle ile bana baktı."Güzel sorular soruyorsun ama bunların cevabını şu an sana açıklayamam."

 

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun ya?" diyerek hızlı bir şekilde yataktan kalkıp yanına ulaşmıştım."Bak,benden ne istiyorsun bilmiyorum ama bu yaptığın büyük suç."

 

"Biliyorum."

 

"İyi o zaman beni şu an bırakmazsan başına neler geleceğini de biliyorsundur!"

 

"Biliyorum."

 

"İyi aferin!"

 

"Bak biliyorum şu an sinirlisin ve bir şeyleri anlamaya çalışıyorsun." Bana bakarak kurduğu bu cümle ile bakışlarımı ona çevirmiştim.

 

"Ama artık sakin olmalısın.Eğer olmazsan..."

 

Cümlesini yarıda kestim.

 

"Olmazsam ne olur ?"

 

Hafif bir şekilde gülümsedi."İstemeyeceğin şeyler olur."

 

Küçük adımlar ile iyice ona yaklaştığımda işaret parmağımı ona kaldırarak "Sakın beni bir daha tehdit etme!" Dedim sinirle."Sakın!"

 

Yüzüne doğru kaldırdığım parmağıma yavaş yavaş bakışlarını indirdi.

 

Hafif bir şekilde gülümseyerek üzerime doğru adım atmaya başladığında bende ona ayak uydurarak geri geri yürümüştüm.

 

Ne olduğunu anlamadan birden ayağım takıldığında tam düşecekken belimi tutan bir elle düşmekten kurtulmuştum.

 

Bende düşmenin verdiği etkisiyle, bir anda omuzlarını tutup destek almıştım.

 

Yüzlerimiz birbirine istemsizce yaklaştığında nefesi nefesime çok yakın duruyordu ve bu çok can sıkıcıydı.

 

Ellerimi omuzlarından çekip doğrulduğumda hâlâ bana baktığını görmüştüm.

 

Neden bakıyordu?

 

Ne diyeceğini bilememiş bir halde ellerini saçlarına götürdü ve karıştırdı.

 

Ellerini saçlarından çektikten sonra konuşmaya başladı.

 

"Biliyorum senin için çok zor olacak ama uyuman lazım.Zamanı geldiğinde sana her şeyi anlatacağım.Ama şimdi lütfen uyu."

 

"Yarın bana her şeyi anlatmanı istiyorum." Tam ilerleyecekken durdum ve tekrardan yeşil gözlerine baktım."Ve unutma..." dedim.

"Anlattığın zaman buradan çekip gideceğim!"

 

"İmkansız bir şey istiyorsun.Henüz zamanı değil demiştim sana."

 

"Peki bu ne kadar sürecek beyefendi? Yani beni burada ne kadar daha tutacaksınız!" Öfke ile karşımdaki adama bakarken "Sana bağlı" dedi.

 

Şaşkın bir şekilde ona baktım." Bana mı bağlı?" Dedim."Ne saçmalıyorsun sen ya!"

 

"Evet.Sana bağlı."

 

"Beni burada fazla tutamazsın biliyorsun değil mi? Sabah evde olmadığımı anladıklarında ve bana ulaşamadıklarında peşime düşecekler.

Hatta belki de polisi arayacaklar."

 

"Biliyorum."

 

"Başın derde girecek.Hiç mi korkmuyorsun?"

 

Kafasını iki yana sallayarak "hayır..." demişti.

"Korkmuyorum."

 

"Sen ciddi anlamda kafayı yemişsin!"

 

Söylediğim cümleyi duymamazlıktan gelirken son kez bana bakarak "iyi geceler" dedi.

 

Kapıya doğru ilerleyip dışarı çıktığında peşindem giderek kilitlediği kapıya vurmuştum.

 

"Sence iyi mi olacak gece!" Dedim bağırarak.

 

Kapıya tekme vurup geri çekildiğimde "aman ne iyi gece!" Dedim sitem ile.

 

 

Yatağa uzanmış kafamın içindeki düşünceler ile boğuşurken düşünmeye başlamıştım.

 

Beni birkaç defa görmüş bir insan neden kaçırmış olabilir ki ?

 

Ya da en önemli soru gerçekten birkaç defa mı gördüğüydü.

 

Dudaklarımdan derin bir of çekerken yataktan doğrulmuştum ve ellerimi saçlarıma geçirmiştim.

 

Başım ağrıyordu ve kesinlikle bir ağrı kesiciye ihtiyacım vardı.

 

Ama ağrı kesiciden önce buradan çekip gitmek benim için çok daha iyi olacaktı!

 

Yavaş adımlarla yataktan kalkarken kapıya yaklaşmıştım.

 

Elimi kapı koluna getirirken "umarım açıktır Allah'ım!" Demiştim ve kapının kolunu aşağıya indirmiştim.

 

Kapının kolunu indirmem ile kapı açılmıştı.

 

İçimden dualar ederken yavaş ve sessiz adımlarla koridorda ilerlemeye başlamıştım.

 

Kaçabilir miydim acaba?

 

Küçük adımlar atıp ses çıkarmamaya özen gösterirken yan odadan gelen ses ile olduğum yerde durmuştum.

 

Gelen ses yeşil gözlü çocuğa aitti.

Peki diğer ses kimin sesiydi?

 

Kaçmak yerine sessiz bir şekilde ne konuştuklarını anlamak için kapıya doğru eğilmiştim ve dinlemeye başlamıştım.

 

Ortam bir anda sessizleşirken, hesapta olmayan bir şey olmuştu.Kapı birden yüzüme açılmıştı.

 

Ben şaşkın bir şekilde yeşil gözlü çocuğa bakarken onun bakışlarında sadece belirsizlik vardı ve bu cidden çok korkutucuydu.

 

Ben daha ne olduğunu anlamadan kolumdan sert bir şekilde tutup odaya doğru sürüklemeye başladığında canım feci halde çok yanmıştı.

 

Odanın kapısını açıp beni itmesi ile yere düştüğümde, bacaklarımda keskin bir acı hissetmem ile dudaklarımdan inilti çıkmıştı.

 

Bakışlarımı ona çevirdiğimde o kadar sinirliydi ki ne diyeceğimi bilemez bir halde sadece gözlerine bakmıştım.

 

"Bu kapıyı hiç açık bırakmamalıydım!" Diye tısladığında olduğum yere iyice sinmiştim.

 

Dudaklarımdan zorlukla çıkan "Ben..." kelimesinden başka hiçbir şey söyleyemezken hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.

 

"Ben sadece başım ağırdığı için ilaç istemeye gelmiştim." Hem ağlayıp hemde kuruduğum zar zor cümle ile bakışlarımı gözlerine kenetlemiştim.

 

Gözlerinde değişik bir duygu vardı.

Pişmanlık.

 

Pişman mı olmuştu?

 

Yeşil gözlü adam tekrar bir şey söylememe fırsat vermeyerek odadan kapıyı çarparak çıkıp gitmişti.

 

Ben ise odanın duvarlarına çarpan sessizlik ile acılarımla baş başa kalmıştım.

 

Yalan söylemiştim.

 

Ağrı kesici isteyeceğimi söylemiştim ama o da biliyordu ki bu büyük bir yalandı.

 

Başım ne kadar çok ağırsa da tek istediğim buradan kaçmaktı.

 

✨✨✨

 

Birkaç dakika yerde bacağımın sızlaması ile dururken zar zor bir şekilde ellerim ile destek alarak ayağı kalkabilmiştim.

 

Bacaklarım feci bir şekilde sızlıyordu ama bu şu an umrumda bile değildi.

 

Yavaş haraketler ile yatağa ilerleyip oturduğumda hem başımın ağrısı hemde dizlerim ağrısı beni gerçekten zor durumda bırakmıştı.

 

Bacağıma doğru eğilip soyulan dizlerimi üflemeye başladığımda kapı açılma sesi gelmişti.

 

Bakışlarımı kapıya yönlendirdiğimde yeşil gözlü adamın geldiğini görmüştüm.

 

Bakışlarımı yavaş yavaş ellerine indirdiğimde ilk yardım çantasını tutarak yanıma geldiğini gördüm.

 

Yatağa ilerleyip üzerine oturduğunda elleri ile bacaklarımı tutmuştu.Bacaklarımı yavaş bir şekilde kendi bacağının üstüne koyarak ilk yardım çantasına uzandı.

 

Şaşkın bir şekilde ona baktım.

 

"Ne yapıyorsun sen?"

 

Gözlerini gözlerime değdirmeden konuşmaya başlamıştı.

 

"Yaran fazla kötü görünmüyor ama yine de temizlememiz lazım yoksa mikrop kapabilir."

 

"Bu durumun seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum.Ayrıca bana dokunma hakkına sahip değilsin.Ellerini bacaklarımdan çek!" Kaşlarımı kaldırarak kurduğum bu cümle ile bu sefer gözlerini gözlerime kitlemişti.

 

"İlgilendirdiğini söylemedim zaten."

 

Kurduğum bir diğer cümleyi es geçmişti.

 

"Hey! Kime diyorum? Ellerini üzerimden çek dedim!"

 

"Ellerimi üzerinden çekersem yaranı saramam."

 

"Yaramı istesen de saramazsın."

 

Sessizlik oldu.

 

"Haklısın." Diyerek bacaklarımı serbest bıraktı ve yavaş hareketler ile yataktan kalktı. "İlk yardım çantasını buraya bırakıyorum.Yaranı temizle,mikrop kapmasın.Ha bu arada kutunun içine ağrı kesici koydum,içersin."

 

"Tamam."

 

İlk yardım çantasını koyduğu yerden aldığımda hâla bana baktığını görmem ile "ne var?" Dedim soğuk çıkan sesimle.

 

"Bir şey unutmadın mı Küçük Hanım?"

 

"Neyi?"

 

"Bana teşekkür etmeyi tabii ki de!"

 

Kurduğu cümle ile alaylı bakışlarımı üzerinde gezdirmiştim."Beni kaçırıp yaralanmama sebep olan birine teşekkür edeceğimi düşünmen gerçekten çok garip ve ayrıca çokta ironik!"

 

Bakışlarını bir bana bir de dizime çevirdiğinde "haklısın" dedi.

 

Kurduğu cümle ile arkasını dönmüş kapıdan çıkacakken aklıma gelen soru ile ona seslendim.

 

"Yeşil gözlü adam! Sende bir şey unutmadın mı?"

 

Olduğu yerden bana doğru döndüğünde "neyi?" Dedi.

 

"İsmini... hâla söylemedin."

 

Cümlem ile hafif bir şekilde gülümsediğini hissetmiştim ya da bana öyle gelmişti.

 

"Sen zaten bulmuşsun ismimi." Bakışları bana döndü. "Ama çok merak ediyorsan tabii ki söylerim.Barın,ismim Barın."

 

Cümlesini bitirdiğinde hiçbir şey söylemeden kapıdan çıkıp gitmişti.

 

Barın, güzel isimdi.

Bölüm sonu... 🤍

 

Bölüm kısa oldu farkındayım ama umarım beğenmişsinizdir. 🤍

 

Bölümü beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🤍

 

Yeni bir bölümle görüşmek üzere... kendinize iyi bakın. 🫶🏻

 

Loading...
0%