Yeni Üyelik
42.
Bölüm

Bölüm 42: “Özür”

@aleynay0

Karşımda bana ısrarla bakan Alp'i gördüğümde ne diyeceğimi bilememiştim.

 

Bizimle konuşmak istediğini dile getirmişti.

 

Ceyda'ya böyle bir kötülük yaptıktan sonra ne konuşabilirdi ki? Onun gözlerinin içine bakıp ne söyleyebilirdi?

 

Özür mü dileyecekti?

Yoksa yaptıklarından pişman olduğunu dile getirip ondan af mı dileyecekti?

 

Boş boş kapının ardında duran Alp'e baktığımda Ceyda'nın "Almila kim geldi?" Cümlesini duyduğumda ne yapacağımı bilememiştim.Bize doğru yaklaşan adımlarını duyduğumda arkamı döndüm ve Ceyda'nın bize doğru gelmesini bekledim.

 

Gelmişti.Bakışları arkamda duran Alp'e kaymıştı.Hiçbir şey yapmadan, gözlerini bile kırpmadan karşısında ona bakan kişiye bakmıştı.

 

"C-ceyda..." dedim ona seslenerek.Ceyda'ya doğru yaklaştım ve tam önünde durarak koluna dokundum.

 

Bana bakmıştı.Gözlerine baktığımda nefretini görmüştüm."Onun burada ne işi var?" Dedi bana bakarak."Neden burada.N-neden geldi?"

 

"Cey..." cümlemi bölen şey Alp'in konuşması olmuştu."Ben sana neden burada olduğumu söyleyeyim Ceyda." Alp'in sesini duymam ile bakışlarım ona doğru dönmüştü."Buraya geldim çünkü, gitmeden önce son kez özür dilemek istedim."

 

"Özür?" Dedi Ceyda anlamayarak."Ne için özür dileyeceksin?" Bana baktı.

"Almila, Alp neden bahsediyor? Ayıca...onun şu an burada değil hapiste olması gerekiyordu! Şu an nasıl burada olabiliyor?"

 

"Ceyda bak ben sana her şeyi anlatacağım tamam mı? Sen şimdi sakin ol."

 

"Almila sen Ceyda'ya söylemedin mi yoksa?" Şaşırmış gibi yaparak bana baktı."Kusura bakma ben haberi vardır diye düşünmüştüm."

 

"Alp kes sesini!" Dedim dişlerimin arasından."Ne söyleyeceksen söyle ve defol git buradan!"

 

"Söyledim ya." Dedi ikimize bakarak."Ben sadece sizi son bir kez görmek ve özür dilemek istemiştim."

 

"Almila..." dedi Ceyda.Bana baktı."Alp neden bahsediyor böyle? Ayrıca... sen neden ona git diyorsun ki? O-o bir katil Almila.Bizim polisi aramamız gerekiyor."

 

"Hayır hayır!" Dedi Alp bize yaklaşarak.

 

"Sakın!" Dedi Ceyda."Bir adım daha atma!"

 

"Tamam..." dedi ellerini yukarı doğru kaldırarak."Durdum; ama biz sizinle böyle konuşmamıştık Almila."

 

"Evet doğru Alp konuşmamıştık! Ama sen neden özür dilemek için buraya geldin anlamıyorum! Sana hastanede gitmeni söylemiştim ve sende bunu kabul etmiştin!"

 

"Gideceğim." Dedi."Hem... iyileşmeden nasıl gidebilirim ki?"

 

"Görüyorum ki iyileşmişsin! Bu yüzden artık buradan git.Hemde hemen!"

 

"Hayır!" Dedi Ceyda.Alp'e doğru ilerledi ve onu itti."Asla gitmene izin vermeyeceğim duydun mu beni? Asla! Şimdi polisi arayacağım ve gelip seni alacaklar.Sen benim bebeğimin katilisin.Hiçbir şey yapmamışsın gibi gitmene izin vermeyeceğim."

 

"Ceyda..!" Dedim.Ceyda'yı tuttum ve Alp'ten uzaklaştırdım."Bak ben sana her şeyi anlatacağım tamam mı?" Alp'e döndüm."Buradan defol git hemen!"

 

"Özrümü kabul ettiğinizi söylerseniz eğer giderim."

 

"Ya sen bizimle dalga mı geçiyorsun?" Dedi Ceyda bağırarak."Ben hala bebeğimin acısını yaşıyorum be! Hala onu özlüyorum.Sen ise özrünü kabul etmemi bekliyorsun.Nasıl insansın sen?"

 

"Bebek için bende üzgünüm Ceyda; ama geçmişi geri getiremem ya! Ayrıca seni bilerekten itmedim ben! Yanlışlıkla oldu! Bebeğimi öldürecek kadar cani değilim ben!"

 

"Ama beni kanlar içinde bırakacak kadar kötüsün!" Dedi.Sesi titremişti."Bebeğim senin yüzünden öldü.Bu gerçeği hiçbir şey değiştiremez."

 

"Korkmuştum Ceyda!" Dedi."Seni o şekilde görünce korktum ve kaçtım.O an beynim durmuştu sanki.Elimden hiçbir şey gelmedi."

 

"Alp..." dedim."Senin buraya gelmen büyük bir hataydı.Anlamıyorum ne olmasını umarak buraya geldin ki sen? Seni affedeceğimizi nasıl düşünmüş olabilirsin? Seni polise vermeyip gitmeni istememin sebebini çok iyi biliyorsun.

Seni affettiğimiz için bunu yapmadık.O yüzden artık buradan git."

 

Ceyda ağlamaya başladığında "Alp defol!" Dedim."Yoksa Ceyda'yı durduramayabilirim."

 

Alp bir bana bir de Ceyda'ya baktığında hiçbir şey söylemeden kapının önünden uzaklaşmaya başladı.Ceyda kafasını iki yana sallarken "hayır hayır!" Dedi ve kapıya doğru koşmaya başladı.Ceyda koşmaya başlarken onu durdurdum ve kapıyı kapatarak çıkmasını engelledim.

 

"Almila ne yapıyorsun sen?" Dedi bana bakarak."Neden onun gitmesine izin verdin! Onun şu an hapiste olması gerekiyordu!"

 

"Ceyda sana her şeyi anlatacağım.Hadi..." dedim kolundan tutarak."İçeri geçelim."

 

"Bırak beni!" Dedi kolunu elimden çekerek."Bana hemen söylüyorsun! Neler olduğunu bana şimdi anlatıyorsun!"

 

"Bak ilk başta sakin olman gerekiyor tamam mı? İlk başta sakinleş.Sonra sana her şeyi anlatacağım."

 

"Ben sakinleşmek istemiyorum!" Dedi.

"Benim istediğim tek bir şey var o da her şeyi bana şimdi anlatman."

 

"Bak... ben o gün hastaneye gittiğimde Alp ile bir anlaşma yaptım.Ona buradan gitmesini söyledim.Eğer gitmezse hapse yollayacağımı ve soyadının kirleneceğini söyledim ve o da gitmeyi kabul etti."

 

"Ne?" Dedi bana bakarak.Şaşırmıştı."Sen ne dediğinin farkında mısın? Neden böyle bir şey yaptın Almila? Neden ona böyle bir tercih ile gittin?"

 

"Çünkü eğer onu hapse yollasaydım sende hapse girecektin."

 

"B-ben hiçbir şey anlamıyorum."

 

"Bak Ceyda sen Alp'i o gün vurduğun için senden şikayetçi olma hakkı doğdu.Eğer biz onu şikayet etseydik o da seni şikayet edecekti.Ben ne yaptıysam senin için yaptım.Hapse girme diye yaptım."

 

"Almila bebeğimin katili dışarıda elini kolunu sallayarak gezerken ben zaten kendimi hapiste gibi hissederim.Sen bana böyle bir şey yapmadan önce danıştın mı? Ceyda böyle bir şey yapalım dedin mi?"

 

"Ceyda... bak sen bebeğini kaybettin.Şu an bile kendini toparlamış değilsin.Hala o ilk günkü acı sende duruyor.Ne yapmamı bekliyordun? Alp'le birlikte seni de hapse yollamamı mı?"

 

"Hapse girmeyi tercih ederdim." Dedi."O dışarıda duracağına onunla birlikte hapse girmeyi tercih ederdim."

 

"Yapma böyle..." dedim."Şu an böyle düşünüyorsun; ama zamanla beni anlayacaksın."

 

Kafasını iki yana sallarken gözünden akan yaşları elinin tersi ile sildi."O bebeğimin katili." Dedi."Benim bebeğimin mezarı var Almila." Cümlesi üzerine gözlerim dolarken gözümden düşen yaşa engel olamamıştım."Bebeğim daha dünyaya gelmeden toprak oldu.Bunu sen anlayamazsın.Benim ne yaşadığımı anlayamazsın!"

 

"Bende çok isterdim Alp'in hapiste olmasını;ama... seni oraya gönderemezdim.Bunu yapamazdım.

Ayrıca... eğer sen o gün Alp'i vurmamış olsaydın biz şu an bunları burada konuşuyor olmazdık Ceyda.Sen hırsına yenik düşüp Alp'i vurduğun için o şu an dışarıda." Farkında olmadan kurduğum cümle ile Ceyda'ya baktım.

Bana bakıyordu.Söylediğim cümle onu incitmişti.Belki de benden böyle bir cümle beklemiyordu.

 

"Beni mi suçluyorsun?" Dedi.Sesi kısık çıkmıştı.

 

"Öyle söylemek istememiştim." Dedim.Kafamı iki yana sallarken Ceyda'ya yaklaştım."Ben ö-özür dilerim Ceyda." Bir adım geri gitti.Hiçbir şey söylemedi.

 

"Ceyda..." dedim."Bir şey söyle."

 

"Bilerek yaptın."

 

"Ne?"

 

"Bilerek yaptın değil mi? Benden intikam almak için yaptın."

 

"Ceyda ne diyorsun sen?"

 

"Alp'e bilerekten mi tercih yaptırdın?"

 

"Ceyda sen ne dediğinin farkında mısın? Ben neden böyle bir şey yapayım.Ayrıca intikam almak istesem bunu sadece senin üzerinde yapmam.İntikam için Alp'i hapisten kurtarmam!"

 

Ceyda böyle bir cümle kurduğunda canım yanmıştı.Ben Ceyda için her şeyi yapmıştım.Bana yaptıklarını bir kenara bırakarak yanında olmuştum.O ise beni intikam ile suçlamıştı.

 

"Yaşadığın acıyı anlamıyorum olabilirim Ceyda..." dedim."Ama bir kadın olarak böyle bir durumda intikam peşine düşmem.Tamam...çok acılar yaşandı.Kötü zamanlar geçirdik; ama ben her şeyi bir kenara bırakarak yanında oldum.Seni anlamaya çalıştım.Sen ise beni suçladın.Oysaki ben bunları senin için yapmıştım.B-ben... Alp'e böyle bir tercih götürdüğümde sadece aklımda sen vardın.Yaşadığın acılar vardı." Elimi yanaklarıma götürüp ıslaklıkları sildim.

"Sana iyilik yaptığım için... acına ortak olmaya çalıştığım için özür dilerim." Ceyda'nın yanından geçip giderken "Almila..." dediğini duymuştum;ama umursamayarak merdivenlerden yukarı çıkıp odama gelmiştim.Odama gelip yatağın üzerine oturduğumda göz yaşlarıma engel olamamıştım.

 

Ceyda'nın bana yaptıklarına rağmen yanında olmuştum.Bebeğini kaybetmesinin acısını yaşarken ona ortak olup birazda olsa acısının azalması için çabalamıştım.

 

Acısı vardı.Belki de bu yüzden böyle bir şey söylemişti; ama yine de söylediği şey beni üzmüştü.

 

Gözümden akan yaşları sildiğimde kapının açılma sesini duymuştum; ama dönüp bakmamıştım.

 

Ceyda yanıma gelip oturduğunda hiçbir şey söylememiştim.O da benim gibi hiçbir şey söylememişti.

İkimizde sessiz kalmıştık.Odada sessizliğimiz yankılanırken Ceyda'nın bir şeyler söylemek istediğini; ama bunun için zorlandığı anlamıştım.

 

"Söyle..." dedim gözlerimi yere değdirerek."Başka söylemek istediğin ne varsa...söyle."

 

"B-ben..." dedi."Almila ben senden özür dilerim." Bakışlarımı yerden çekip Ceyda'ya baktım."Ben... kendime şu an o kadar çok kızgınım ki! Sana nasıl böyle bir şey söyledim hiç bilmiyorum." Bana doğru tamamen dönmüştü."Benim yaşadıklarım zor şeyler biliyorum; ama sende çok acı çektin Almila.Sen benim yaşadıklarımı görmeye çalışırken ben seninle hiç empati kuramadım.Senin yaşadıklarını hiç düşünmeden ağzıma gelen cümleyi direk söyledim."

 

Bende Ceyda'ya doğru tamamen döndüğümde "biliyorum..." dedim.

"Aşağıda söylediğin her şeyi o anın verdiği etkiyle söyledin.Alp'i gördüğünde aklına yaşadığın anlar geldi ve onun dışarıda değilde içeride olması sana doğru geldi; ama ben bunların hepsini senin için yaptım.Sen hapse girme diye yaptım.Yaptığım doğru değil Ceyda biliyorum.Benim de bunun için canım acıyor;ama... tek çarem buydu.Elimden başka bir şey gelmedi."

 

"İkimizde acı çektik Almila.Sürekli olaylar oldu ve hiçbirini engelleyemedik.İkimizde çok yorgunuz ve biz bunu bildiğimiz halde Alp yüzünden birbirimize düştük."

 

"Olan her şey geride kaldı Ceyda.Artık şimdiye ve geleceğe bakalım olur mu? Yapılan her şeyi unutalım."

 

Ceyda bana bakıp kafasını sallarken "sarılabilir miyim?" Dedi.Kafamı olumlu anlamda sallerken Ceyda bana yaklaştı ve sarıldı.

 

Yaşadığımız her şeyi geçmişte bırakmak hepimiz için çok iyi olacaktı.

 

✨✨✨

 

Ceyda ile birlikte biraz vakit geçirdikten sonra akşam için yemek hazırlama kararı almıştık.Mutfağa girip yemek yapmak için menü ayarladığımızda yapmak için işe koyulmuştuk.

 

Ceyda ve ben birkaç saat içerisinde yemekleri hazırladıktan sonra sofrayı ayarlamıştık ve oturma odasına geçerek Barın'ların gelmesini beklemiştik.Duvardaki saate arada bakışlarım değerken saatin 19.20 olduğunu gördüğümde Ceyda'ya döndüm."Nerede kaldı bunlar ya?" Dedim.

 

"Bilmiyorum ki gelirler sanırım birazdan."

 

"Ben bi arayayım" dedim ve elimi koltukta boş olan kısmı getirdim.

"Telefonun nerede?" Dedim Ceyda'ya bakarak.

 

"Ben onu sanırım mutfakta görmüştüm."

 

"Tamam o zaman ben alıp geleyim" dedim ve ayağa kalkarak mutfağa doğru ilerledim.Mutfağa girip telefonumu aradıktan sonra en sonunda tezgahın üzerinde görmüştüm.

Tezgahın üzerinden telefonu alıp oturma odasına doğru ilerlerken birden başımın dönmesi ile olduğum yerde durmuştum.

 

"Almila?" Ceyda'nın bana panikle seslenen sesini duyduğumda yanıma ilerledi ve kolumdan tuttu."Sen iyi misin?"

 

"İyiyim..." dedim Ceyda'ya bakıp gülümserken."Sadece başım döndü.Sanırım açlıktan olabilir."

 

"Gel..." dedi.Beni koltuğa doğru götürdü ve oturttu."Ben sana bir şeyler getireyim."

 

"Hayır." Dedim Ceyda'yı durdurarak.

"Herkes gelsin öyle yerim."

 

"Almila daha kötü olabilirsin.En azından çorba iç."

 

"Ceyda sakin ol lütfen" dedim ona bakarak."Bir şeyim yok şu an.Geçti baş ağrım.Hadi gel sende otur."

 

"Emin misin?" Dedi.

 

"Eminim." Dedim.

 

Ceyda kafasını sallayıp yanıma oturduğunda kısa bir süre içerisinde kapı çalmıştı.Ceyda kapıya doğru ilerleyip açtığında Mert'in sesini duymuştum.

 

"Yengecim!" Dedi bana doğru gelerek.Yüzüne baktığımda mutluluğu gözlerinden belli oluyordu.

 

"Hayırdır Mert?" Dedim ona doğru bakıp gülümserken."Ne bu neşe?"

 

"Bugünkü toplantı beklediğimizden güzel geçti.Zorlanacağımızı düşünmüştüm; ama öyle olmadı.Mutluluğum ise bu yüzden."

 

"Tam olarak iş alınmadı Mert." Barın'ın sesini duyduğumda ona doğru bakmıştım.

 

"Neden?" Dedim anlamayarak.

 

"Çünkü asıl iş yapacağımız kişi gelmedi.Artık her kimse kimliğini gizli tutmak istedi.Yarın Hülya'nın evinde yemek yemek istiyormuş.

Bizde yarın oraya gideceğiz ve son kararı vereceğiz."

 

"Hülya'nın evi?" Dedim kaşlarımı kaldırarak."Neden burası değilde orası?"

 

"Çünkü iş yapmak isteyen kişi onunla iletişim halinde benimle değil." Bana doğru ilerleyip durduğunda "neden Hülya'nın evinde olmasını istemiyorsun ki sen?" İmali bir şekilde kurduğu cümle ile Barın'a bakıp gülümsemiştim.

"İstememek değil.Sadece... burada olsaydı daha iyi olabilirdi." Dedim."Ayrıca oradaysa yemek iyi! Oraya gidin o zaman."

 

"Gideceğiz." Dedi beni göstererek."Sen ve ben."

 

"Pardon?"

 

"Hülya seni de davet etti.Anlayacağın beraber gideceğiz."

 

"Ben ne alaka ya?" Dedim."Ben gelmek istemiyorum."

 

"İyi o zaman.Bende tek başıma giderim Hülya'ya."

 

Barın'ın cümlesi ile şaşkınca ona bakarken gidip gitmemek arasında kararsız kalmıştım; ama Barın'ı da oraya tek gönderemezdim. Bakışlarım arada sırada bana bakan Barın'a kaydığında "iyi!" Dedim."Çok ısrar ettin.Geleyim bari."

 

"Ben mi ısrar ettim?" Dedi şaşkınca.

 

"Evet." Dedim.

 

"Evet." Dedi Mert."Yengem ne diyorsa doğru diyor.Sen ısrar ettin."

 

Kafamı iki yana doğru sallarken Ceyda'nın "artık yemeğe mi geçsek?" demesi üzerine ayağa kalktım."Sen dur." Dedi Ceyda bana doğru gelerek."Ben sana yardım edeyim."

 

"Neden?" Dedi Barın."Bir şey mi oldu?"

 

"Şey...Almila'nın açlıktan başı döndü de."

 

"Ne?" Dedi Barın bana doğru yaklaşarak.

"Sen nasılsın şu an.İyi misin?"

 

"İyiyim." Dedim."Sakin olun lütfen.Alt tarafı başım döndü o kadar."

 

"Eğer bir daha başın dönerse hemen bana söylüyorsun."

 

"Barın sakin ol lütfen.Abartmayın." Ceyda'ya uyarı dolu bakışlarımı gönderdiğimde birden havalanmam ile bağırmıştım."Barın!" Dedim.

"Ne yapıyorsun sen Allah aşkına?"

 

Seni mutfağa kadar taşıyorum."

 

"Niye.Ben çocuk muyum?"

 

"Evet." Dedi mutfağa doğru ilerleyerek.

"Sen kendine dikkat etmeyen bir çocuksun." Mutfağa girip beni sandalyeye oturttuğunda yanıma ilerledi ve sandalyeyi çekerek oturdu.

 

"Selam millet." Duyduğum Beril'in sesi ile ona baktım."Dışarıda yağan karı gördünüz mü? Mükemmel yağıyor."

 

"Kar mı yağıyor?" Dedim Beril'e bakarak.

 

"Evet!" Dedi."Hemen oynamalıyız yemekten sonra!"

 

"Hayır." Barın'ın cümlesi ile ona döndüm.

"O niyeymiş?" Dedim kaşlarımı kaldırarak.

 

"Hani demin başın dönmüş ya hanımefendi?"

 

"Açlıktan Barın." Dedim vurgulayarak.

"Her insanda olabilir abartma."

 

"Şimdi nasılsın kuzum iyi misin?" Beril'in cümlesi ile ona bakıp "iyiyim." Dedim.

"Hadi yemek yiyip dışarı çıkalım."

 

Hepimiz sofraya oturup yemeğimizi iştahla yediğimizde sofradan kalkıp mutfağı temizleyerek hepimiz hazırlanmak için odamıza çıktık.

 

Odaya girip dolabıma doğru ilerlediğimde üstüme şişme montumu geçirerek uzun çizmelerimi giydim.Son olarak ise deri eldivenimi giyerek beremi takmıştım.Aynada kendime son kez bakıp odadan çıktığımda aşağıya indim ve oturma odasında oturan Barın'ın yanına geçtim.Telefonundan bakışlarını çekip bana baktığında "kar topu oynamaya hazır mısın?" Dedi.Sesinde ima vardı.

 

"Hemde çok hazırım." Dedim."Hazır ol her an kar topu yiyebilirsin."

 

"Bence sen dikkatli olsan iyi olur küçük hanım.Çünkü, kartopu oynarken acımam."

 

"Hadi millet! Artık oynayalım şu oyunu." Heyecanlı bir şekilde yanımıza gelen Beril'i gördüğümde Barın ile birlikte ayağa kalkmıştık.Evden çıkıp bahçeye doğru ilerlediğimde Emir, Mert ve Ceyda'nın da gelmesi üzerine yanı başımda duran Barın'a bakmıştım.

 

"Oyunda her şey serbest değil mi?" Dedim.

 

"Evet yengecim.Her şey serbest."

 

"Tamam... hadi oynayalım o zaman."

 

Mert bize sırıtarak bakıp yerde duran kardan biraz eline aldığında aklından ne geçtiğini anlayamamıştım."O zaman açılışı ben yapıyorum." Elinde tuttuğu karı top haline getirdi ve yanı başında duran Beril'in kafasına koydu.Beril kafasına koyulan karı elini aldığında "aşkım bu nasıl oynamak ya!" Dedi.

"Kar böyle mi oynanır?"

 

"Evet.Ben böyle oynuyorum hep."

 

"Kar öyle oynanmaz." Dedi elinde duran karı sıkarak."Bak ben göstereceğim şimdi." Mert'in dikkatlice Beril'i izlediğini gördüğümde gülmemek için kendimi zor tutmuştum.Beril elinde yaptığı karı Mert'e doğru salladığında hiç beklemediği bir anda karı yüzüne atmıştı.Beril'in karı Mert'in yüzüne atması ile sesli bir şekilde gülerken Mert'in şaşkın bakışları beni buldu."Yenge sen bana mı güldün?" Dedi dudaklarını büzerek.

 

Kafamı iki yana sallarken "hayır hayır" dedim.Gülmedim.

Hem ben sana nasıl gülebilirim ki." Tekrar gülmemek için kendimi zorladığımda "sen şimdi görürsün." Dedi ve yerden aldığı karı elinde sıkmaya başladı.Karı bana atacağını anladığımda Barın'ın arkasına geçerek "hayır atma!"dedim.

 

"Yenge lütfen çıkar mısın Barın'ın arkasından?"

 

"Hayır." Dedim."Çıkamam." Barın'ın kolunu tuttuğumda "kolla beni lütfen." Dedim.

 

"Kollayayım mı?"

 

"Evet." Dedim."Kolla.Yoksa kar topu yiyeceğim."

 

"Mert..." dedi Barın."At kar topunu hemen." Barın'a şaşkınca bakarken "nasıl ya?" Dedim.

"Sen şimdi beni korumayacak mısın?"

 

"Hayır.Korumayacağım." Dedi ve önümden çekildi.Önümden çekilmesi ile Mert'in bana kar topu atması bir oldu.Üstümde duran karlara bakarken yere eğildim ve kar topu oluşturarak Barın'a attım."Oh oldu sana." Dedim gülerek.

 

Barın üstünde duran karları attığında üzerime doğru yürümeye başlamıştı.Barın üzerime yürürken yardım istemek için tam Beril'lere bakacakken hepsinin kendi halinde eğlendiğini görmüştüm.Bakışlarım Barın'ı bulduğunda sevimli görünmek için gülümseyerek Barın'a bakmıştım.

 

Barın yere eğilip kar aldığında elinde yuvarlayarak bana doğru ilerledi.Barın'ın elinde yaptığı kar topunu gördüğümde korku ile koşmaya başlamıştım.Barın'nda koşmaya başladığını anladığımda biraz daha hızlanarak Emir'in arkasına saklanmıştım."Bari sen beni koru ya!" Dedim şikayet eden bir ses tonuyla.

 

"Valla Almila kusura bakma.Emir büyük yerden."

 

"Emir mi?" Dedim Barın'a bakarak."Ne diyor bu?" Barın'ın gülen yüzünü gördüğümde "anlaşmamı yaptınız?" Dedim."Ama bu çok acımasızca!"

 

Barın yanıma ilerleyip kolumu tuttuğunda "size iyi eğlenceler." Dedi Emir'e bakarak.Beni kendine doğru çekip kucağına aldığında "ne yapıyorsun?" Dedim.Barın Emir'lerin olduğu yerden uzaklaşıp kimsenin olmadığı bir yere geldiğinde beni yavaşça yere bırakmıştı.

 

"Ne yapıyorsun sen?" Dedim Barın'a şaşkınca bakarak.

 

"Kartopu oynarken acımam demiştim.Ayrıca...oyunda her şey serbestti değil mi?" Yavaş yavaş o da benim gibi yere çöktüğünde üstüme çıkıp bana doğru eğilmeye başlamıştı.

"Serbestlikten kastım atıştı." Dedim.Söylerken zorlanmıştım.Barın bana doğru iyice eğilirken tamamen yere yatmıştım.Barın yüzünü yüzüme yaklaştırdığında yüzüme düşen karları eliyle almıştı."Kar insanın yüzüne anca bu kadar yakışabilirdi." Dedi.Dudaklarını yanağıma değdirdi ve öperek geri çekildi.Elleri saçlarıma geldiğinde "Saçların... kar saçlarında çok güzel duruyor." Yavaş yavaş saçlarıma eğildi ve öperek geri çekildi.

 

Barın'ın bana her yaklaşması kalp atışını daha iyi duymama neden oluyordu ve bu beni heyecanlandırıyordu.Barın'ın yüzüme yakın olan dudaklarını hissetmiştim.Sıcacık olan dudakları yanağıma değip oradan çeneme doğru ilerlemişti.Gözlerim kapalıydı ve nefes alışverişim düzensizdi.Barın'ın çenemde olan dudakları dudaklarıma değdiğinde ısındığımı hissetmiştim.Dudakları dudağımı esiri altına aldığında elim çoktan Barın'ın boynunda yerini bulmuştu.Dudakları dudaklarımı emerken geri çekildi ve yüzüme yakın bir yerde tekrardan durdu.

 

"Özür dilerim" dedi.

 

"N-ne için?"

 

"Birazdan yapacağım şey için." Barın'ın cümlesi ile gözlerimi açarken yüzüme düşen karları hissetmiştim.Barın'ın yüzüme attığı karları hissettiğimde ağzım açık kalmıştı.

 

"Ama bu? Bu yaptığın oyun dışı!"

 

"Hiçte bile!" Dedi."Her şey serbestti!" Yan tarafıma geçip oturduğunda bana bakmıştı.Bende Barın gibi diklenip ona baktığımda "iyi!" Dedim."Sen yendin." Yüzümde olan karları temizlemeye çalıştığımda Barın elimi tuttu ve bana doğru dönerek yüzümde olan karları temizledi.

 

"Üşüdün mü?" Dedi bana bakarak.Kafamı iki yana salladım ve üzgün bir yüz ifadesi ile Barın'a baktım.Barın beni belimden tutup kendine doğru çektiğinde dudaklarını yanağıma bastırmıştı.Dudaklarımda kocaman bir gülümseme oluşurken Barın'ın dudaklarını yanağımdan çekmesini beklemiştim.

 

Dudaklarını yanağımdan çekip bana baktığında yeşil gözlerine bakmıştım."İyi ki hayatımdasın Barın" dedim."İyi ki yanımdasın."

 

"Hayatıma girdiğin için o kadar şanslıyım ki."

 

"Sen mi yoksa ben mi?" dedim gülümseyerek."Seni çok seviyorum Barın."

 

"Bende seni çok seviyorum." Dedi."Her şeyden ve herkesten çok."

 

Barın'ın bana yakın olarak söylediği cümle üzerine dudaklarımız arasında kalan kısa mesafeyi kapatıp Barın'ın dudaklarını dudaklarıma kavuşturmuştum.Barın'ın eli belimi bulurken hafif kalkıp Barın'ın kucağına oturdum ve elimi boynuna yerleştirerek sertçe öpmeye başladım.Barın'ın elleri bacaklarımda gezinirken yavaş yavaş yere doğru eğilmiştik.Dudaklarımız birbirinin etkisindeyken Barın'ın elleri her yerimde geziniyordu.Dudakları dudaklarımdan ayrılıp boynuma doğru ilerlediğinde nefes alışverişim hızlanmıştı.O kadar güzel bir andı ki bu zamanda kalmak istemiştim.Barın ile birlikte burada sonsuza kadar durmak istemiştim.

 

Barın dudaklarını boynumdan çekip derin bir nefes aldığında yana doğru geçtim ve Barın'a sarıldım.Kollarını bana sarıp o da bana sıkıca sarıldığında gözlerimi kapatıp huzuru buldum.

 

Kar yağmaya devam ederken yüzüme düşen karlar beni üşütmüyordu.Barın o kadar sıcaktı ki... hiçbir şekilde üşümeme fırsat vermiyordu.

 

Her günümün böyle geçmesini diledim içimden.Barın ile birlikte her günümün mutlu olmasını diledim.

 

Tüm yaşanmışlıklara rağmen bir diğer günümün huzur ile geçmesini istedim.

 

Bölüm sonu...

 

Pek içime sinen bir bölüm olmadı; ama umarım bölümü beğenmişsinizdir. 💖

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 💖

Loading...
0%