Yeni Üyelik
43.
Bölüm

Bölüm 43: “Yemek”

@aleynay0

Duvarları beyaz olan boş bir odanın içerisindeydim.

 

Nereye gitmeye çalışıyorsam nereye adım atıyorsam ayağım bir boşluğa düşüp tökezliyordum.

 

Neredeydim ben?

Neden kimse yoktu?

Neden bembeyaz duvarları olan oda bana karanlık geliyordu?

 

"K-kimse yok mu?" Dedim.

 

Sesim olduğundan daha kısık çıkarken titremişti.

 

"Beni duyan yok mu?" Nefes alışverişim zorlanırken ağlamamak için kendimi zor tutmuştum.

 

Neden buradaydım?

Bu kabusum olan odada neden tek başımaydım?

 

Yavaş yavaş ilerledim.Odanın kapısının önüne geldiğimde elimi yavaş yavaş kapının koluna getirdim.Derin bir nefes alırken açmak ve açmamak arasında gidip gelmiştim.

 

Ama burada durmak istemiyordum. Kabusum olan bu odada daha fazla kalmak istemiyordum.

 

Gözlerimi kapatıp derin derin nefesler alırken birden kapının kolunu aşağıya indirmiştim; ama beklemediğim bir şey olmuştu.

Kapı açılmamıştı.

 

Kapının kolunu tekrar aşağıya indirdiğimde bir kez daha açılmadığını görmüştüm."Açılsana!" Dedim bağırarak.Sesim boş odada yankılanmıştı."Açılsana!" Dedim tekrardan.Kapının kolunu zorladım ve o an bu odadan tekrar çıkamayacağımı anladığımda ağlamaya başladım.

 

Kapıdan uzaklaşıp duvara yaslandığımda yavaşça yere çöküp oturdum.Ağlamaya başladığımda "ben burada durmak istemiyorum." Dedim."Ben burada durmak istemiyorum." Bacaklarımı kendime doğru çekip iyice ağlamaya başladığımda "beni kurtarın" dedin son bir umut.

 

O an bir şey oldu.Koluma dokunan bir el hissettim.Kafamı yavaş yavaş yukarı kaldırıp bana dokunan kişiye baktığımda küçük bir erkek çocuğu olduğunu görmüştüm.

 

"Sakın korkma anne." Dedi.Yanıma eğildi ve küçük ellerini ellerime değdirdi."Ben buradayım.

Seninleyim."

 

"Sen?" Dedim.

 

"Sen beni bıraktın anne; ama ben seni bırakmayacağım."

 

"Barın?"

 

"İsmimi senden duymak çok güzel anne." Dedi.Gülümsedi."Ben seni bu odadan çıkartacağım.Sen sakın korkma olur mu?"

 

"N-nasıl?" Dedim."Bunu n-nasıl yapacaksın?"

 

"Gel..." dedi.Elini uzattı ve tutmamı bekledi.

 

Bana küçük ellerini uzatan Barın'a baktığımda ne yapacağımı o an bilememiştim.

Barın'ın bana uzattığı küçük ellerini tutmalı mıydım? Yoksa kabusum olan bu odada kalıp yaşadıklarımı mı aklıma getirmeliydim?

 

Barın'a baktığımda hala gözleri ile bana dikkatlice baktığını gördüm.

Hiçbir şey söylemiyordu.Pes etmiyordu ve elini hala bana doğru uzatıyordu ve bir umut tutmamı bekliyordu.

 

Burada olmamın asıl sebebinin sürekli Barın olduğunu dile getirirken, küçücük ellerini tutup yardım almak ne kadar doğruydu ki?

 

Bu büyük bir haksızlık değil miydi?

Bu ona yapacağım bir kötülük olmaz mıydı?

 

Gözlerim ile odayı baştan aşağıya incelemeye başladığımda yanağıma dokunan elleri hissettim.

 

"Ağlama anne.Korkma da.Ben buradayım.

Seninleyim..." Eliyle göz yaşlarımı silerken sıcacak elleri içimi ürpertmişti.

 

"Ama ben hiçbir zaman seninle olmadım.

Yanında olmadım.O-olamadım."

 

"Önemli değil ki." Dedi omuzlarını indirip kaldırarak."Sen görmesen de ben her zaman senin yanındaydım."

 

Yeşil gözlerinin içine baktığımda mutluluğunu görmüştüm.

Dudaklarımda tebessüm oluşurken bu sefer ellerimi uzatan ben olmuştum."Beni hala buradan kurtarmak istiyor musun?" Dedim.

 

"İstiyorum." Dedi."Hemde çok istiyorum anne."

 

Elimi tuttu.

Elimi tutması ile o an zamanın durduğunu hissetmiştim.Ellerini ellerimin arasına aldığında sıkıca tutmuştu.Sanki... bırakmak istemiyordu.Ellerinin ellerimin arasından kayacağını düşünüyordu.

 

Yavaş yavaş hareket edip kapının önüne geldiğinde kapının kolunu tuttu ve aşağıya indirerek açtı.

Kapının açıldığını gördüğümde dudaklarımda oluşan tebessüme engel olamamıştım.

 

Dışarıya açılan kapı benim... bizim kurtuluşumuz olmuştu.Odadan hızlıca çıkıp derin derin nefesler aldığımda "kurtuldum..." dedim.

"Buradan kurtuldum.Senin sayende buradan kurtul-" kafamı çevirip yan tarafıma baktığımda kimsenin olmadığını gördüm.

"Barın?" Dedim panik içinde."Barın neredesin?" Etrafa baktığımda kimsenin olmadığını gördüm.

"Barın?" Dedim bağırarak."Bak buradayım! Hadi gel yanıma neredesin?"

 

Bağırarak kurduğum cümlelerin ardından uzaktan "anne?" Sesinin gelmesi ile yavaş yavaş görüntünün uzaklaştığını anladım.

"Hayır!" Diye bağırmaya başladığımda kolumda hissettiğim eller ile olduğum yerden sıçramıştım.

 

"Anne? Sen iyi misin?" Yanı başımda bana panik içinde bakan Erhan'ı gördüğümde kafamı sadece yukarı aşağı sallamakla yetinmiştim.

 

"Al..." dedi elindeki suyu bana uzatarak "iç." Erhan'ın elinde duran bardağı alıp dudaklarıma götürdüğümde birkaç yudum alarak geri vermiştim.

 

"Sen ne gördün rüyanda?" Dedi bana bakarak."Neden hayır diye bağırıyordun?"

 

"B-ben..." dedim.Ne diyeceğimi bilememiştim.

 

Ona rüyamda Barın'ı gördüğümü nasıl söyleyebilirdim ki?

 

"Ben hatırlamıyorum."

 

"Hatırlamıyorsun?"

 

"Evet... hatırlamıyorum.Kabus işte oğlum.

Karışık bir rüyaydı.Seçemiyorum ne gördüğümü şu an."

 

"Peki...öyle olsun." İnanmadığı belliydi.Erhan'ı çok iyi tanıyordum.O da aynı şekilde beni.

Erhan ayağa kalkıp gülümsediğinde "iyi geceler" dedi ve yanımdan uzaklaşarak gitti.

 

Erhan'ın gitmesi ile nefes alırken böyle bir rüyayı neden gördüğümü sorgulamıştım.

Barın'dan nefret ediyordum.Ondan uzaklaşmaya çalışıyordum;ama... bir yanımda sürekli bana onu hatırlatıyordu.

 

Kafamda olan düşüncelerden sıyrılmaya çalışırken yatağa geri yattım ve gördüğüm rüyayı unutmak isteyerek gözlerimi kapattım.

 

Sabah ince ayrıntısına kadar hatırladığım bu rüyayı unutmak istedim.

 

✨✨✨

 

"Ya artık kahvaltıya kalkacak mısınız yoksa ben hepinizin üstüne tek tek atlayarak uyandırayım mı?" Evde tüm sesimle bağırarak kurduğum cümle ile kapıların açılma sesini duyduğumda "böyle akıllı olun ve kahvaltıya gelin!" Dedim.

 

"Ya biz zaten uyanığız." Mert'in isyan eden sesini işittiğimde "bak sen!" Dedim."Madem uyanıksınız o zaman neden gelip bana yardım etmiyorsunuz?"

 

"Yenge hepsi şu yanımda duran güzelliğin suçu!" Eli ile yanı başında duran Beril'i gösterdiğinde şaşkınca ona bakan Beril'e bakmıştım."Ben gidelim dedim.Yengeme yardım edelim dedim.Tek başına kahvaltı hazırlamasın dedim.Yorulur dedim." Derin bir nefes aldığında tekrar cümlesine devam etmeye başladı."Ama yok! Bırakmadı beni yenge.Tamam farkındayım çok yakışıklıyım; ama... sonuç olarak bende bir insanım değil mi yengecim.Benim de ayakta durmaya ihtiyacım var!"

 

"Ya sen ne yalancısın!" Mert'in koluna vurarak cümlesini kurduğunda döndü ve bana baktı.

"Tamamen yalan kuzucum.Tam tersi oldu."

 

Gözlerimi devirerek ikisine baktığımda "sofraya!" Dedim.

 

Mert bana bakıp gülümsediğinde "ne yaptın?" Dedi.

 

"Menüde sana uygun bir şey var ama neyse Mert demeyeceğim."

 

"Ne ayıp!" Dedi.

 

"Geçin hadi geçin." Gülerek kurduğum cümle ile Beril ve Mert sofraya doğru ilerlediğinde Emir,Ceyda ve Barın'ın da geldiğini gördüm.Barın bana doğru ilerleyip yanağıma öpücük kondurduğunda "günaydın aşkım." Dedi.

 

"Günaydın" dedim ve bende yanağına öpücük kondurdum.

 

"Bize günaydın yok mu?" Emir'in bana doğru bakıp kurduğu cümle ile küçük bir kahkaha atarken Barın'dan ayrıldım ve Emir'in yanına giderek yanağına öpücük kondurdum."Olmaz olur mu hiç?" Dedim.

"Sana da günaydın.

Hatta... en çok sana günaydın."

 

"Bak sen!" Dedi Beril."Neden en çok ona günaydınmış?"

 

Beril'e şaşkınca bakarken "Kıskandı." Dedim.

 

"Her zamanki gibi." Dedi Emir.

 

"Ben kıskanmam canım."

 

"Sen her kıskandığında böyle dersin canım." Emir'in Beril'in taklidini yapması ile gülerken kafamı iki yana sallamıştım.

 

"Artık sofraya gelecek misiniz yenge?" Mert'in ağzı doluyken kurduğu cümle yüzünden sesi garip çıkarken Mert'e bakıp göz devirmiştim.

Mert'in hala ağzına bir şeyler götürüp yediğini gördüğümde ağzım açık kalmıştı.Bakışlarımı Emir'lerin olduğu yere doğru çevirdiğimde "aç kalmak istemiyorsanız eğer sofraya geçin lütfen" dedim.Ceyda cümlem ile bana bakıp gülümsediğinde hep birlikte yürüyerek masaya doğru ilerledik.Masaya geçip Barın'ın yanında yerimi aldığımda bana baktığını hissetmiştim.

 

"Ne oldu?" Dedim kafamı Barın'a çevirerek.

 

"Bugüne hazır olup olmadığına bakıyordum."

 

"Neden?" Dedim anlamayarak.

 

"Bugün Hülya'ya gideceğiz ya hani..."

 

Barın'ın cümlesi ile sinirlerim bozulurken "gelmem şart mı?" Dedim.Ne kadar Barın'ı dün yalnız bırakmak istemediğim için gitmeyi istesem de bir yanım evde kalmak istiyordu.

 

"Seninle gitmek istiyorum Almila.Ayrıca Hülya iyi birisi.Neden sevmiyorsun anlamış değilim."

 

"Kanım ısınmadı."

 

"Neden?"

 

"Kanım ona ısınmak istemedi."

 

"Mükemmel bir cevap gerçekten."

 

"Teşekkür ederim."

 

Barın'a bakıp kurduğum cümle ile önüme dönerken Emir'in Ceyda'ya baktığını görmüştüm.İkisini dikkatlice incelemeye başladığımda aralarında bir şeyler olduğunu anlamıştım.Çünkü... Emir sürekli Ceyda'ya bakarken Ceyda kaçamak bakışlar atmakla yetiniyordu.

 

İkisi arasında neler olduğunu merak ederken kahvaltıdan sonra öğrenmeye karar vermiştim.

 

Önümde duran kahvaltılıklardan tabağıma alıp yemeye başladığımda midemin yavaş yavaş bulanmaya başladığını anlamıştım.Elimde duran çatalı tabağa bırakıp biraz beklediğimde daha çok bulandığını fark etmiştim.Bunun böyle olmayacağını anlayıp birden sofradan kalktığımda herkesin bakışları bana dönmüştü.

 

"Almila?" Dedi Beril."Neden birden kalktın.Bir şey mi oldu?"

 

"Yok..." dedim."Benim lavaboya gitmem gerekiyor.Birazdan gelirim."

 

Sofradan ayrılıp merdivenlerden yukarı çıktığımda odama geldim ve banyoya girerek lavaboya doğru ilerledim.Musluğu açıp yüzüme su vurduğumda biraz da olsa mide bulantımın geçmesini bekledim.Yüzüme su vurup aynadan kendime baktığımda yanı başımda duran havluyu aldım ve yüzümü kurulayarak banyodan çıktım.Banyodan çıkmam ile karşımda Beril'i görmüştüm.Beril'i gördüğüm için korktuğumda "sen burada ne yapıyorsun böyle?" Dedim.

 

"Seni merak ettim kuzum o yüzden geldim.Sen iyi misin?"

 

"İ-iyiyim" dedim."Neden ki?"

 

"Bilmem...yüzün solgun gibi."

 

"Bilmiyorum... aslında demin midem bulandı.Sanırım dün kar oynarken üşüttüm."

 

"Doktora gitmek ister misin peki?"

 

"Hayır hayır.Hiç gerek yok.Zaten şu an iyiyim."

 

"Eğer yine böyle bir şey olursa söyle bana hemen.Doktora gideriz."

 

"Tamam söylerim." Beril cümlem ile tam gidecekken "Beril..." dedim onu durdurarak.

 

"Efendim kuzum?"

 

"Midemin bulandığını kimseye söyleme olur mu? Özellikle Barın'a.Yoksa tutturur hastaneye gidelim diye."

 

"Tamam söylemem" dedi Beril gülümseyerek."Hadi gel aşağıya gidelim."

 

Beril ile birlikte aşağıya indiğimizde herkesin sofradan kaldığını görmüştüm.Mutfağa doğru baktığımda Ceyda'nın mutfakta bir şeyler ile ilgilendiğini gördüm.Bakışlarımı Emir'e doğru çevirdiğimde telefonu ile ilgilendiği için beni görmeyeceğini anlamıştım.Elimi arka cebime atıp telefonumu çıkardığımda Emir'in üstüne tıklayarak yazmaya başladım.

 

"Seninle bir şey konuşmam gerekiyor.Yukarı gelir misin?" Mesajı yazıp yolladığımda Emir'e giden bildirim ile Emir mesajı açarak okumaya başladı.Mesajı okuduktan sonra bakışları bana kayarken kaş göz işareti yapmıştı.Kafamı sallayıp merdivenlerden yukarı çıkmaya başladığımda Emir'inde arkamdan geldiğini görmüştüm.

 

Merdivenlerden çıkıp odama girdiğimde Emir'in de girmesi ile kapıyı kapatmıştım.

 

"Ne oldu?" Dedi bana bakarak."Kötü bir şey mi var yoksa?"

 

"Asıl bu soruyu benim sana sormam gerekiyor" dedim kaşlarım çatık bir şekilde Emir'e bakarken.

 

"Neden ki?" Dedi.

 

"Ceyda..." dedim."Aranızda neler oluyor?" Direk kurduğum cümle ile Emir şaşırmıştı.

 

"Hiçbir şey..." dedi.Gözlerini kaçırmıştı.

"Bir şey olduğu yok."

 

"Emir ben seni çok iyi tanıyorum ve bir şey olup olmadığını da anlayabiliyorum.

Bu yüzden lütfen bir şey olmadı deme ve söyle bana.Ne oldu?"

 

Emir derin bir nefes vererek bana baktı.

"Oturalım mi şöyle?" Dedi yatağı göstererek.Gözlerimi açıp kapattığımda Emir'le birlikte yatağa geçerek oturduk.Emir'e doğru dönüp bakışlarım onu bulduğunda "hadi anlat...dinliyorum." Dedim.

 

"Ben dün gece uyuyamadım ve odadan çıkarak alt kata indim." Dikkatli bir şekilde Emir'i dinlemeye başlamıştım.

"İndiğimde Ceyda'yı koltukta otururken gördüm.Bende yanına gittim."

 

"Eee?" Dedim."Sonra ne oldu?"

 

"Almila o kadar üzgün duruyordu ki ben... destek olmak istedim ona." Bakışları bende gezinirken "ben bir hata yaptım Almila" dedi.

"O üzgün anında ona duygularımı açarak bir hata yaptım."

 

"Emir...."

 

"Sende hata yaptığımı düşünüyorsun öyle değil mi? Söylemene gerek yok Almila.Bende hata yaptığımı biliyorum; ama... dayanamadım Almila.Ceyda bu şekilde acı çekerken ben hiçbir şey yapmadan öylece duruyorum.

Sarılamıyorum, kokusunu içime çekemiyorum...."

 

"Emir sevdiğin birine duygularını açmak hata değil.Hatta belki de dünyadaki en normal şey sevdiğini söylemek olabilir.Lütfen buna hata deme.Senin yaptığın tek bir yanlış var o da duygularını yanlış zamanda açman.Doğru zamanı bekle.Doğru zaman geldiğinde her şey güzel olacak bundan emin ol."

 

"O doğru zaman gelmeyecek Almila" dedi."Çünkü... Ceyda gitmek istiyor."

 

"Ne?" Dedim şaşırarak."Ne demek gitmek istiyor?"

 

"Bilmiyorum..." dedi.Kafasını iki yana sallayarak bana baktı."Dün buralardan uzaklaşmak istediğini söyledi.Kafasını toplamak istiyormuş."

 

Ne diyeceğimi bile bilememiştim.Ceyda gitmek istediğini dile getirmişti.Bu şehirden uzaklaşmak istemişti.Belki de yaşadıklarını unutmaya çalışıyordu.

 

"Ona biraz zaman ver Emir.Kafasını toplamaya ihtiyacı var.Bu süre zarfında onu zorlayacak bir şey yapmayalım.

Sonrasında her şey düzelir."

 

"Ya düzelmezse?" Dedi."Ya giderse?" Bana doğru döndüğünde gözlerinde olan korkuyu görmüştüm."Almila... ben zaten kaç senedir Ceyda'yı uzaktan sevdim.O beni görmezken ben hep uzaktan onun yanında olmaya çalıştım.Ceyda'yı uzaktan görmek bile bana yetiyordu.Eğer şimdi giderse...ben ölürüm Almila." Dedi.

"Yapamam.Onsuz yapamam."

 

Emir'in gözlerinde oluşan korkuyu gördüğümde benim de canım yanmıştı.Emir Ceyda'yı çok seviyordu ve onu kaybetmek istemiyordu.

 

Bu duyguyu çok iyi biliyordum.

Birini kaybetme korkusunu çok iyi biliyordum ve bu yüzden Emir'i anlıyordum.

 

Emir'e hiçbir şey söyleyemezken tek yaptığım şey kollarımı boynuna dolamak oldu.Emir'e sarılıp acısına ortak olmaya çalıştım."Sana söz veriyorum Emir..." dedim."Ceyda gitmeyecek.

Burada bizimle kalacak." Emir'den ayrıldığımda gözlerinde oluşan umudu gördüm.Ceyda'nın burada kalacak olma düşüncesinin verdiği mutluluk bile ona yetiyordu.

 

"Eğer burada kalırsa onu hiçbir şekilde zorlamayacağım Almila.Hatta gerekirse onunla konuşmayacağım bile.Yeter ki gitmesin.Burada gözümün önünde olsun."

 

"Ceyda benim kuzenim Emir.Şu an benim için yanımda kalan tek akrabam Ceyda.Onu kolay kolay bırakmam." Gülümseyerek Emir'e baktığımda "neyse... ben artık hazırlanayım.

Malum yemek var." Cümlem üzerine ikimizde ayağa kalktığımızda Emir tam gidecekti ki tekrardan bana döndü."Her şey için teşekkür ederim kardeşim.

Seninle konuşmak bile bana çok iyi geldi."

 

"Ben her zaman buradayım Emir.İyi gününde de kötü gününde de yanındayım.Bunu sakın unutma."

 

Emir bana bakıp tekrardan gülümsediğinde arkasını döndü ve odadan çıktı.Emir'in odadan çıkması ile bende dolabıma doğru ilerleyip durdum.Bugün yemek vardı.Bu yüzden ise şık giyinmem gerekiyordu.

 

Dolabı açıp kıyafetlerime göz gezdirdiğimde ne giysem diye düşünmeye başlamıştım.Elime siyah ön tarafı yırtmaçlı olan İspanyol paça pantolon alıp üzerime geçirdiğimde üsten ne giysem diye düşünmeye başlamıştım.Dolapta siyah göğüs detayı olan bir büstiyer gözüme çarptığında elime aldım ve üstüme geçirerek aynada makyaj yapmak için yerimi almıştım.

 

✨✨✨

 

Makyaj yapma işini tamamen bitirip kombinime son dokunuşlar yaptığımda aynada kendime son kez bakmıştım.İşimin tamamen bittiğine emin olduğumda elime telefonumu alıp çantama yerleştirdim ve kapıyı açarak aşağıya indim.

 

Aşağıya indiğimde herkesin koltukta oturuyor olduğunu görmüştüm.Oturma odasına girdiğimde herkesin bakışlarını beni bulmuştu.

 

"Oha!" Dedi Mert bana bakarak."Yenge sen çok güzel olmuşsun."

 

Mert'e bakıp gülümserken "teşekkür ederim" dedim.

 

"Çok güzel görünüyorsun Almila." Cümleyi kuran Ceyda'ya baktığımda "teşekkür ederim" dedim.

 

Bakışlarım Barın'ı bulduğunda bana baktığını görmüştüm.Oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldiğinde "o zaman biz gidelim" dedi. Tamamen bana ilerleyip elini belime yerleştirdiğinde oturma odasından çıkıp çıkışa doğru ilerlemiştik.Evden çıkıp arabaya doğru ilerlemeye başladığımızda tam arabaya binecekken Barın beni araba ve kendisi arasına almıştı.

 

"Barın?" Dedim şaşırarak."Ne yapıyorsun sen?"

 

"Hiçbir şey..." dedi.Gözleri gözlerime değdi ve oradan da dudaklarıma."Çok güzel olmuşsun."

 

"Sende özellikle bugün çok yakışıklı olmuşsun."

 

"Normalde değil miyim yani?"

 

"Normalde de yakışıklısın; ama bugün çok farklı görünüyorsun.Sanırım...Hülya'ya gideceğimiz için."

 

"Taktın Hülya'ya."

 

Omuzlarımı indirip kaldırırken "takarım..." dedim."Sevdiğim adama yakın davranan kim olursa takarım."

 

Cümlem ile Barın bana doğru adım attığında aramızda hiç mesafe kalmamıştı.

 

"Senden başka kimse bana yakın davranamaz" dedi.Kulağıma doğru eğildi ve durdu."Ayrıca... sen her halinde güzelsin.Bugün makyaj yapmana bile gerek yoktu." Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdığında "ama kırmızı ruj... sana yakışmış."

 

Benden ayrılıp diğer tarafa doğru ilerlediğinde derin bir nefes almıştım.Hiçbir şey söyleyemezken ön tarafa yerleştim ve oturdum.Barın'ın bana baktığını biliyordum; ama ben onun olduğu tarafa dönüp bakmıyordum.

 

Barın arabayı çalıştırıp sürmeye başladığında bu yolculuğun bir an önce bitmesini istemiştim.

 

Barın ile birlikte yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından geleceğimiz yere varmıştık.Barın arabayı durdurup aşağıya indiğinde bende onunla birlikte inmiştim.Barın yanıma gelip elimi tuttuğunda beraber Hülya'nın evinin önüne gelip durmuştuk.Barın zile bastığında ikimizde kapının açılmasını beklemiştik.Kısa bir süre içerisinde kapı açıldığında bakışlarım bize gülen gözler ile bakan Hülya'yı gördüm.

 

Hülya'yı görmem ile içimi değişik bir duygu kaplasa da belli etmemiştim ve bende gülümsemiştim.

 

"Hoşgeldiniz" dedi gülerek.Bana doğru yaklaştı ve sarıldı.Hülya'nın sarılması ile mecburen bende sarılmıştım.Hülya benden ayrılıp Barın'a döndüğünde "Barın'cım sende hoşgeldin" dedi.

 

"Barın'cım?" Dedim ağzımda mırıldanırken.

 

Hülya Barın'a yaklaşıp sarıldığında ağzım açık bir şekilde Hülya'ya bakmıştım.Hülya Barın'dan ayrılıp bana baktığında "hadi gelin içeri" dedi.Barın'la içeri geçtiğimizde oturma odasına doğru ilerleyerek koltuğa oturduk.

 

"Ah nasılsın Almila'cım" dedi bana bakarak.

 

"İyiyim..." dedim aynı şekilde bende gülümserken."Sen nasılsın?"

 

"Bende iyiyim.Teşekkür ederim."

 

"Ahmet nerede?" Soruyu soran Barın'a bakışlarımı yönlendirdiğimde Ahmet'in kim olduğunu merak etmiştim.

 

"Mutfakta son hazırlıkları yapıyor.Biliyorsun yemek konusunda çok hassas."

 

"Ahmet kim?" Dedim bakışlarımı ikisine yönlendirerek."Yanlış hatırlamıyorsam eğer o gün partide de bu isim geçmişti."

 

"Evet..." dedi gülümseyerek."Doğru hatırlıyorsun Almila'cım.Bu arada Ahmet benim eşim." Hülya'nın cümlesi ile şaşırmıştım.Hülya evliydi ve ben bunu yeni öğreniyordum.

 

"Öyle mi?" Dedim bakışlarım Barın'a kayarken."Ben evli olduğunuzu bilmiyordum.Barın hiç bahsetmemişti."

 

"Fırsat olmadı." Dedi bana bakarak.

 

Kaşlarımı çatarak Barın'a baktığımda bakışlarım tekrardan Hülya'yı buldu."Ben lavabonuzu kullanabilir miyim acaba?"

 

"Tabii ki..." dedi."Ben sana yerini göstereyim."

 

Ayağa kalkıp Hülya ile birlikte gittiğimde sağa doğru dönmüş ve durmuştuk.

"Burası..." dedi eliyle tam yanı başımda duran kapıyı göstererek.

 

"Teşekkür ederim." Dedim ve kapıyı açarak içeri girdim.İçeri girdiğimde tam kapıyı kapatacakken Barın birden içeri girdi ve kapıyı kapatarak tam önümde durdu.

 

Şaşkın bakışlarımı Barın'a yönlendirdiğimde "burada ne işin var?" Dedim.

 

"Buraya neden geldiğini biliyorum Almila.İçeride duyduğun şeyden dolayı bana sinirlendin ve sinirini çıkarmak için de buraya geldin."

 

"Fazla zekisin!" Dedim imalı bir şekilde.

 

"Teşekkür ederim" dedi o da aynı şekilde.

 

Sinirli bakışlarımı üzerinde gezdirirken "niye sakladın?" Dedim."Niye bana evli olduğunu söylemedin?"

 

"Sormadın ki?"

 

"Sormam mı gerekiyor?" Dedim.

 

"Yani..." dedi."Sorsan iyi olurdu."

 

"Ya sen benim seni kıskandığımı biliyordun değil mi? O yüzden böyle yaptın?"

 

"Sen beni kıskanıyor musun?" Dedi.Bana doğru yaklaştı ve beni tam köşeye sıkıştırdı.

 

"Hayır" dedim birden.

"Kıskanmadım.Ayrıca neden kıskanayım ki?"

 

"Beni sevdiğin için olabilir mi acaba?" Ellerini bel kısmıma yerleştirdiğinde beni birden kendine çekmişti.

 

"Olabilir..." dedim.Bende ellerimi Barın'ın boynuna attım ve ona biraz daha yaklaştım."Eğer..." dedim imalı bir ses tonuyla."Benden kıskanmam için bir şey daha saklarsan..." yüzümü yüzüne yaklaştırdım ve durdum."Kötü olur."

 

"Mesela..." dedi."Ne olur?" Dudakları dudaklarıma çok yakın bir yerdeydi ve nefes alışverişimiz hissediliyordu.

 

"O zaman görürsün..." dedim ve Barın'ı hiç beklemediği bir anda hafifçe iterek kendimden uzaklaştırdım.

 

Barın şaşkınca bana bakarken gülmemek için kendimi zorlamıştım."Hadi..." dedim kapıyı açarken."İçeri geçelim." Kapıyı açıp dışarı çıktığımda Barın'ın banyoda sabit bir şekilde durduğunu anlamıştım.Barın'dan bakışlarımı çekip harakete etmeye başladığımda Barın'ın da arkamdan geldiğini anlamıştım.

 

Oturma odasına gelip Barın ile birlikte koltuğa oturduğumuzda kapının çalma sesi ile Hülya ayağa kalkmıştı.

 

"Sonunda geldi" dedi bize bakarak."Ben gidip kapıyı açayım."

 

Yanımızdan uzaklaşıp kapıya doğru ilerlediğinde bende Barın gibi yeni ortağın kim olacağını merak etmiştim.

Eğer iyi anlaşabilirlerse bu ortaklık hepsi için iyi olacaktı.

 

"Buyrun geçin içeri." Hülya'nın sesini duymam ile Barın ile aynı zamanda bakışlarım oturma odasının girişine kaymıştı.Gelen kişiye dikkatli bir şekilde bakmaya başladığımda içeri giren kişi ile yutkunamadığımı hissetmiştim.

 

Barın ile birlikte ayağa kalkıp gelen kişiye dikkatlice bakmaya devam ettiğimizde bakışlarımız birbirine değişmişti.

 

Barın'ın yüzündeki şaşkınlığı görünce onunda benim gibi Harun'u beklemediğini anlamıştım.

 

"Herkese merhaba." Karşımızda bize sırıtarak bakan Harun'u gördüğümüzde kimse hiçbir şey söyleyememişti.

 

Barın'ların şirketi ile iş yapmak isteyen kişi Harun'du.

 

İsmini gizli tutarak işi almak istemişti.

 

Peki ama neden?

Neden böyle bir şey yapmıştı?

 

Belki de planları vardı.Belki de bizi bu şekilde bitirmeye çalışacaktı.

 

Ama unuttuğu bir şey vardı.Barın ne olursa olsun böyle bir şeye izin vermezdi.

 

Harun'un kazanmasına izin vermezdi.

İzin vermezdim.

 

Bölüm sonu...

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 💖

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 💖

Loading...
0%