Yeni Üyelik
48.
Bölüm

Bölüm 48: “Yıllar”

@aleynay0

-2 Yıl Sonra-

Gözlerimi aralayıp yüzüme vuran güneşi elim ile engellemeye çalışırken ne kadar istemesem de yumuşacık yatağımdan doğrulup oflamıştım.

 

Yanı başımda duran telefona baktığımda saatin 07:40 olduğunu görmem ile ağlama isteğimi bastırarak kafamı tekrardan yatağa geri koymuştum.

 

Üç saatlik uykuyla durmama rağmen nasıl bu kadar erken kalktığıma anlam verememiştim.

 

Telefonu elime alıp ekranıma düşen mesajı gördüğümde mesajın üstüne tıklayarak okumaya başlamıştım.

 

Kimden:Cüneyt

Bugün İstanbul'dan dönüyorum.Büyük ihtimalle akşama doğru orada olurum. (07:42)

 

Mesajı okumam ile yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

 

Telefonu yatağın yanında duran masamın üzerine bırakıp ayağa kalktığımda yatağımı toplayarak banyoya girmiştim ve güzel bir sabah duşunun ardından üstümü giyerek banyodan çıkmıştım.

 

Banyodan çıktıktan sonra makyaj masasının olduğu bölüme gelerek oturmuştum ve saçlarımı kurutarak taramıştım.Saçlarımı tarayıp işimin bittiğinden emin olduktan sonra telefonu almıştım ve odadan çıkmıştım.

 

Odadan çıktığımda mutfaktan gelen sesleri duyduğumda mutfağın olduğu tarafa doğru ilerleyerek içeri girmiştim.

 

Mutfakta kahvaltı hazırlayan teyzemi gördüğümde "günaydın" dedim büyük bir mutlulukla.

 

Kurduğum cümleyle teyzem geldiğimi yeni anlamış olacak ki "günaydın kızım" dedi gülümseyerek."Sen neden bu kadar erken kalktın ki? Zaten gece yeterince geç uyudun."

 

"Bilmem ki..." dedim omuzlarımı indirip kaldırarak."Uyandığımda uykumu almış gibi hissettim." Teyzemin yanına ilerleyip doğradığı salatalıktan bir dilim aldığımda "bu arada..." dedim."Cüneyt bugün İstanbul'dan geliyormuş.Akşam büyük ihtimalle burada olur."

 

"Aa öyle mi?" Dedi.Cüneyt'in gelmesine bir benim kadar teyzemde çok sevinmişti.Kafamı evet anlamında sallarken "o zaman güzel bir sofra hazırlamamız lazım" demişti.

 

"Hazırlarız hazırlamasına ama..?" Bakışlarımı etrafta gezdirirken "Beril nerede?" Dedim.

 

"Berfu hanımın yanında" gülümseyerek söylediği cümleyle bende gülümsemiştim.

 

"O zaman onlara bir baskın yapmam lazım!" Teyzemin yanından ayrılıp odamın tam yanındaki kapıya doğru ilerlediğimde kapıyı çalarak açmıştım ve kafamı içeri doğru uzatarak "müsait misiniz acaba?" Demiştim.

 

Beril'in bakışları beni bulurken "bilmem ki..." dedi."İlk başta bu soruyu Berfu Hanım'a yöneltmemiz lazım!" Bakışları beşiğinde oturun Berfu'ya iliştiğinde "müsait miyiz acaba Berfu Hanım?" Dedi.O kadar ciddi sormuştu ki bi an Berfu'nun vereceği cevabı beklemiştim; ama bunun çok saçma olduğunu bildiğim için içeri girerek ikisine doğru ilerledim.

 

"Sen henüz doğru düzgün konuşamayan bir bebekten onay mı bekledin demin?" Berfu'ya doğru ilerleyip kollarını bana uzatan bebeğimi kucağıma aldığımda "annecim!" Dedim yanaklarına öpücük kondurarak "günaydın bebeğim."

 

"Ooo! Biz uyanalı çok oldu valla." Ciddi ciddi söylediği cümleyle Beril'e dil uzatırken tekrardan bakışlarımı bebeğime çevirmiştim.

 

Berfu bana bakıp gülücükler atarken küçücük dudaklarını yanağıma getirerek emmeye çalışmıştı.Dudaklarını yanağımdan çekip bana baktığında yeşil gözlerine dudaklarımı götürüp öpmüştüm.

 

"Sen acıktın mı annecim?" Dedim."Sana mama yapalım mı?" Cümlem ile Berfu gözleri ile bana bakarken "hadi o zaman..." dedim."Sana mama yapalım." Yürümeye başlayıp kapıya kadar ulaştığımda dışarı çıkarak mutfağa doğru ilerlemiştim.Beril de yanıma gelip sandalyeye oturduğunda Berfu'yu kucağına vererek mamayı yapmaya başlamıştım.

 

Bakışlarım arada sırada Berfu ile oynayan Beril'e kayarken Beril'in bakışları beni bulmuştu.Ortamda büyük bir sessizlik vardı ve bu sessizliğe sadece Berfu'nun çıkardığı sesler eşlik ediyordu.

 

Berfu'nun mamasını hazırlayıp masaya doğru ilerlediğimde sandalyeye oturarak mamasını yedirmeye başlamıştım.

 

Ben Berfu'ya yavaş yavaş mamasını verirken sessizliği bozan Beril olmuştu.

 

"Ne oldu?" Dedi bana bakarak.

 

Beril'in cümlesi ile tabağa giden elim duraksarken bende Beril'e bakmıştım."Ne mi oldu?" Dedim anlamamazlığa vererek."Bir şey mi oldu?" Tabaktan aldığım mamayı tekrardan Berfu'ya uzattığımda ağzına alarak yemeye başlamıştı.

 

"Bence bir şey olmuş.Olmuş ve sen bana söyleyemiyorsun."

 

Beril beni çok iyi tanıyordu ve bir şey sakladığımı da apaçık bir şekilde anlıyordu.

 

"Sen yanlış anlamışsın" dedim."Bir şey olmadı." Berfu'yu Beril'den alıp kucağıma oturttuğumda yanımda duran mendille ağzını temizlemiştim.

 

"Seni tanımıyor olsam buna inanırım; ama tanıyorum.O yüzden ağzındaki baklayı çıkarsan çok iyi olur."

 

Kucağımda kendi kendine oynayan Berfu'yu yanımda duran mama sandalyesine oturttuğumda "kızmayacaksın ama" dedim.

 

"Duruma bağlı."

 

"O zaman söylemem."

 

"Tamam..." dedi."Düşüneceğim."

 

"Düşünme Beril.Direk bir şey söyle."

 

"Ya Almila! O anki tepkimi ben nasıl ölçebilirim ki ama değil mi?"

 

Beril'in cümlesi bana mantıklı geldiğinde "yani..." dedim."Doğru."

 

"O yüzden hadi söyle!"

 

"Tamam o zaman..." dedim ve bakışlarımı tamamen Beril'e odakladım.Beril ısrarcı bakışlarını üzerimde gezdirirken "bu akşam Cüneyt geliyor" dedim.

 

Cümlem üzerine Beril gerilirken "Cüneyt mi geliyor?" Dedi.

 

Kafamı evet anlamında sallarken Beril birden ayağa kalkmıştı.Bende onunla birlikte ayağa kalktığımda "bir şey söylemeyecek misin?" Dedim.

 

Kafasını iki yana sallarken "söylemeyeceğim" dedi.

 

Cümlesi ile şaşırıp "sen ciddi misin?" Dedim.

 

"Evet Almila" dedi."Ciddiyim."

 

"Rahatsızlık duymayacaksın yani?"

 

"Duymayacağım Almila.Çünkü, burada olmayacağım."

 

"Ne?" Dedim şaşırtacak."Olmayacak mısın?"

 

"Olmayacağım!" Cümlesi ve bakışları oldukça netti.

 

"Ama Beril..."

 

"Almila lütfen!" Dedi.Ses düzeyini kısık tutmaya çalışsa da başarılı olamamıştı.

"Lütfen artık şu konuyu açıp açıp durma.Sürekli aynı şeyleri ortaya sermekten ben çok sıkıldım!"

 

"Ben sürekli aynı şeyleri ortaya sermiyorum Beril.Ben sadece senin mutlu olmanı istiyorum!"

 

"Ama ben mutlu olmuyorum Almila! Ben Cüneyt'le mutlu olmuyorum ve olmayacağım da!"

 

"Ama Beril ona şans bile vermedin ki! Ona şans bile vermemişken nasıl mutlu olup olmayacağına karar verebiliyorsun ki?"

 

Beril güçlü bir kahkaha attığında "şans mı?" Dedi."Şans öyle mi? Sen ne şansından bahsediyorsun Almila?" Elini saçlarına geçirip olduğu yerde tur atmaya başladığında durdu ve bana baktı."Almila şans falan yok.Anladın mı beni? Şans falan yok!"

 

"Çok ön yargılısın Beril.Cüneyt'e karşı bu kadar ön yargılı olma.O çok iyi biri.Bana ne kadar yardımcı oldu sen biliyorsun."

 

"Biliyorum Almila..." dedi.Tamamen bana döndü ve gözlerimin içine baktı."Tanımadığın birini iki sene önce bana tercih etmiştin.Sen..." dedi.Durdu.Söyleyip söylememek arasında kararsız kaldı."Sen iki sene önce beni bir yabancıymışım gibi kenara attığın için,senin gözünde onun iyi olması gayet doğal tabii!"

 

Beril'in cümlesi ne kadar canımı yakmış olsa da haklıydı.Bunu biliyordum ve bu yüzden hiçbir şey söyleyemiyordum."Böyle söyleme..." demiştim sadece.Sesim titremişti ama kendimi tutmuştum."Sana her şeyi anlattım ben Beril.Neden böyle yaptığımı, neden sana hiçbir şey söylemediğimi, her şeyi... her şeyi anlattım!"

 

"Almila lütfen!" Dedi tekrardan."Lütfen sus! Ben geçmişi konuşmak istemiyorum seninle.Ben sadece istediğin şeyin olmayacağını söylüyorum! Benim ve Cüneyt'in olmayacağını söylüyorum o kadar!"

 

"Geçmişi sürekli açan sensin Beril.Ben değil! Ben sadece senin mutlu olmanı istiyorum o kadar.Ben sadece yeni bir geleceğimiz olsun istiyorum."

 

"Sen kendi geleceğini kurabilirsin Almila; ama lütfen benim geleceğime dokunma! Benim geleceğimi kendi başına kurma.Çünkü, bu benim geleceğim ve geleceğim ile ilgili kararı bırakta ben vereyim."

 

"Ben senin adına kararlar mı veriyorum?" Dedim.Merak ettiğim o soruyu Beril'in gözlerinin içine bakarak sormuştum.

 

"Vermiyor musun?" Dedi.Sözleri canımı yaktı.

"İki sene önce benim adıma karar vermedin mi sen?" Dedi.Kafamı iki yana sallarken kuracağı cümleyi duymak bile istememiştim."Sen... iki sene önce, Barın'ın doğum gününden sekiz ay sonra birden karşıma çıkıp bana gerçekleri anlattığında ya Mert ya ben demedin mi? Bana ikinizin arasında tercih yapmam gerektiğini söylemedin mi Almila?"

 

"Beril..."

 

"Söylemedin mi?" Dedi cümlesini bastırarak.

 

"Söyledim Beril! Söyledim! Çünkü, hayatımızda Barın'dan kalan kimse olmasın istedim! Barın ne kadar bana yalan söylediyse Mert'te aynı şekilde bana yalan söyledi.Bu durumda ben seni nasıl onun yanında tutabilirdim ki.Bunu nasıl yapabilirdim?"

 

"Benim adıma karar verdin sen Almila!

Sen bana zorla bir tercih yaptırdın! Lütfen bu tercihin üstünü kapatmaya çalışma! Sakın bunu yapma!" Bağırarak kurduğu cümleyle Berfu ağlamaya başladığında "ne yapıyorsun sen Beril?" Dedim."Berfu'yu korkuttun."

 

Beril mama sandalyesinde oturan Berfu'ya doğru ilerleyip saçlarına öpücük kondurduğunda "özür dilerim teyzecim" dedi.

"Seni korkutmak istememiştim; ama annen sınırları bazen zorladığı için kendime hakim olamıyorum." Beril bana bakma gereksiniminde bile bulunmadan yanımdan geçip gittiğinde yanaklarımdan süzülen yaşları elim ile silmiştim.

 

"Özür dilerim Beril" dedim."Ben korkuyorum.

Seninde aynı durumda kalmandan korkuyorum.Aynı durumu yaşama ihtimalinden korkuyorum.Bu yüzden Mert ile olmanı istemiyorum.Ya seni de kandırdıysa? Ya Barın'ın bana yaptığını o da sana yaptıysa?" Berfu'ya doğru ilerleyip mama sandalyesinden aldığımda kucağımda sabitleyerek yanaklarına öpücük kondurmuştum."Herkes beni bırakıyor" demiştim."Sen beni bırakmazsın öyle değil mi? Sen anneni bırakmazsın?"

 

Berfu cümlemi anlamış olacak ki o küçücük ellerini kaldırıp yanağıma getirmişti.

Berfu'nun bu hareketine gülümserken "beni bırakmayacağını biliyordum" dedim."Anneni bırakmayacağını biliyordum."

 

Berfu'yu alıp odama doğru ilerlediğimde içeri girerek yatağıma oturmuştum.Kucağımda elleri ile oynayan Berfu'yu yatağa yatırarak uyuması için karnına hafifçe masaj yapmıştım.Berfu'ya masaj yaparken bende yanına uzanmıştım ve güzel kokusunu içime çekmiştim.

 

Yeşil gözleri etrafı kolacan ederken gülümsemiştim.

 

Küçücük eli elimi bulurken tutmaya çalışmıştı.

Elimi tutmaya çalışan parmaklarını öptüğümde ne kadar istemesem de aklıma Barın gelmişti.

 

Ne kadar unutmak için çabalasam da sürekli aklıma düşüyordu.Berfu'nun bana bakan yeşil gözlerini gördükçe aklımda sadece tek bir yüz beliriyordu.

 

"Seni babandan ayırdığım için özür dilerim bebeğim.Çok özür dilerim.Ben... ben böyle olsun istemezdim; ama ne yapabilirim ki? Yapamazdım... onunla birlikte olamazdım.Her şeyi bir kenara bırakıp karşısına çıkamazdım."

 

Küçük dudakları beni onaylar bir şekilde gülümsediğinde gözlerimi kapatarak bende Berfu ile birlikte uykuya dalmaya çalışmıştım.

 

Berfu'nun sesi yavaş yavaş azaldığında uykuya daldığını anlamıştım.Uykuda daldığından emin olduğum için bende kendimi uykuya teslim etmiştim.

 

✨✨✨

 

Gözlerimi yavaş yavaş açarken yanımda uyuyan bebeğimin yanağına öpücük kondurarak yerimden doğrulmuştum.

 

Ne kadar saat uyuduğumu bilmiyordum; ama kesinlikle uykumu almıştım.

 

Olduğum yerden tamamen kalkıp esnememi bastırırken banyoya girerek yüzümü yıkamıştım.Berfu'nun yanına ilerleyip düşmemesi için yanına yastık yerleştirdiğimde, odadan çıkarak mutfağa ilerlemiştim ve kendime bir şeyler hazırlayarak yemeye başlamıştım.

 

Ev sessizdi.

Teyzemin ve Beril'in ise nerede olduğunu dahi bilmiyordum.

 

Masanın üzerinde gözüme çarpan telefonu elime aldığımda ilk başta teyzemi aramıştım.

 

Telefon kısa bir süre içerinde açıldığında "alo?" Dedim."Teyze neredesin sen?"

 

"Markete kadar geldim kızım.Evde birkaç bir şey bitmişti de."

 

"Teyze keşke beni uyandırsaydın ya! Beraber giderdik."

 

"Birazdan orada olurum zaten.Hem fazla bir şey almadım."

 

Teyzemin cümlesi üzerine "tamam o zaman" derken derin bir nefes alarak "Beril nerede?" Dedim.

 

"O dışarı çıktı.İşi varmış."

 

"İşi mi varmış?" Dedim anlamayarak."Peki; ama ne işi? Bana bir şey söylemedi."

 

"Bilmiyorum ki kızım."

 

"Tamam teyze ben kapatıyorum görüşürüz."

 

"Görüşürüz kızım."

 

Teyzem ile konuşmam bittikten sonra telefonu kapattığımda Beril'in üzerine tıklayarak tam arayacaktım ki son anda en son olan konuşmamız aklıma gelmişti.

 

Arayıp aramamak arasında gidip gelirken kapı zilini duymam ile hızlıca yerimden kalkarak kapıya doğru ilerlemiştim.

 

Kapıyı açıp kimin geldiğine bakmak istediğimde kapıda kimsenin olmadığını görmüştüm.

 

Kapıdan dışarı biraz çıkıp sağa sola baktığımda kimsenin olmadığından emin olmuştum.Tam içeri girip kapıyı kapatacakken gözümün yere ilişmesi ile bir kağıt parçasının olduğunu görmüştüm.

 

Yerde duran kağıdı almak için eğildiğimde kağıdı alıp içeri girmiştim ve sandalyeye oturarak kağıdı açıp çok kısa olan o mektubu okumaya başlamıştım.

 

Merhaba Almila.Bu sana ikinci mektup yazışım.Eğer bu mektubu okuyorsan bil ki ikinci gerçeği öğrenmene çok az kaldı.

 

Okuduğum cümleyle gerilirken mektupta geri kalanları okumaya devam etmiştim.

 

Eminim ki benim kim olduğumu merak ediyorsundur.Kendi kendine belki de 'bu kim?' Diyorsundur.Hatta belki de 'neden iki yıl sonra?' Diyorsundur.

 

Hepsinin bir cevabı var Almila ve bu cevabı sana yarın vereceğim.

 

Yarın seni her zaman gittiğin o tepede bekleyeceğim.

 

Eğer gerçekleri öğrenmek istiyorsan o tepeye gelirsin.

 

Seni tam 15.00 da söylediğim tepede bekleyeceğim.

 

Şimdilik kendine ve bebeğine çok iyi bak.

 

Senin iyiliğini isteyen gizli biri.

 

Okuduğum cümleler kanımı dondururken her zaman gittiğim tepeden nasıl haberi olduğunu düşünmüştüm.

 

Beni ve bebeğimi nasıl bulduğunu düşünmüştüm ve en çokta neden babamın ölüm yıl dönümünde görüşmek istediğini düşünmüştüm.

 

Bölüm sonu...

 

Merhaba arkadaşlar kısa bir bölüm ile karşınızdayım. ❤️

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. ❤️

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. ❤️

Loading...
0%