Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Bölüm 5: “Cevabı Olmayan Sorular”

@aleynay0

 

Beril'den;

 

Hayat bazen insanları üzmememiz için sırlar saklamamızı öğretir.

 

Ama ben böyle olamazdım.

Dostumdan, sırdaşımdan, kardeşimden hiçbir şey saklayamazdım.

 

Üzüleceğini bilsem bile, paramparça olacağını anlasam bile gerçekleri söylerdim.

 

Gerekirse elinden tutar kaldırırdım, gerekirse yıkılmasını önlerdim; ama sırtından bıçaklanmasına asla izin vermezdim.

 

Nişandan sonra eve geldiğimde yaptığım ilk şey elimi yüzümü yıkayıp,elbisemi çıkararak yatağa girmek olmuştu.

 

Yatakta uzanırken gözlerimi kapatıp kendime gelmeye çalışmıştım.Çünkü, bugün gördüğüm gerçekler bana çok ağır gelmişti.

 

Peki ben bu ağır olarak gördüğüm şeyleri Almila'ya nasıl söyleyecektim ?

 

Bana bile ağır gelen gerçekleri Almila öğrenince ne hissedecekti?

 

Ama böyle bir gerçeği de Almila'dan gizleyemezdim.Bunu çok iyi biliyordum.

 

Arkadaşımın böyle bir yalanın içerisinde olmasına izin vermezdim.Veremezdim!

 

Of çekerek yatakta sağa sola dönmeye başladığımda bir türlü uykuya dalamamıştım.

Almila'nın yanına gitsem mi diye düşündüğümde ise bunun şu an çok saçma olduğuna kanaat getirmiştim.

 

Ama yarın uyandığımda ilk yapacağım şey Almila'nın yanına gidip ona gerçekleri anlatmak olacaktı.

 

Yıkılacağını bilsem bile ona bunu söylemekten başka bir çarem yoktu.

 

✨✨✨

 

Gözlerimi açtığımda güneşin yüzüme vurduğunu görmüştüm.Gün aymıştı ve benim yapmam gereken çok önemli bir itiraf vardı.

 

Yataktan kalkıp banyoya ilerlemiştim ve musluğu açıp elime yüzüme şu çarpmıştım.

Kendime geldiğimde ise dişlerimi fırçalayıp, üzerimi değiştirerek aşağıya inmiştim.

 

Aşağıya indiğimde Makbule Teyze'nin kahvaltıyı hazırlamış olduğunu gördüm.

 

"Günaydın kızım.Hadi gel kahvaltı hazır."

 

Masaya doğru ilerledikten sonra oturmadan ağzıma birkaç salata attım ve Makbule Teyze'ye döndüm.

 

"İlk başta sana da günaydın Makbule Teyzem" diyerek hem gülümsemiştim hemde ağzıma diğer kahvaltılıklardan hızlı hızlı atmaya devam etmiştim.

 

"Kızım yavaş, yavaş boğulacaksın.Hem sen neden ayaktasın? Oturup öyle yesene."

 

"Olmaz Makbule Teyze.Acelam var benim Almila'nın yanına gitmem lazım.

Konuşacaklarım var.Hadi akşam görüşürüz" diyerek çantamı da alıp hızlı bir şekilde evden çıktım.

 

Arabaya bindiğimde derin bir nefes aldım.

"Özür dilerim arkadaşım.Üzüleceksin biliyorum ama bunu söylemeye mecburum."

 

Arabayı çalıştırıp sürmeye başladığımda kısa bir süre sonra Almila'nın evine varmıştım.

 

Arabadan inerek sakin bir şekilde yürümeye başlamıştım.

 

"Hadi Beril yapabilirsin!" Kendimi cesaretlendirmeye çalışırken aslında daha fazla tedirgin oluyordum.

 

Evin önüne vardığımda kapının ziline basıp beklemeye başladım.Kapıyı Ayfer Abla açmıştı ve "Hoşgeldin Beril kızım" diyerek beni eve almıştı.

 

"Ayfer Abla, Almila hâlâ uyanmadı mı?"

 

"Bilmiyorum kızım hiç görmedim bugün.

Odasındadır herhalde" diyerek gülümseyip yanımdan ayrılmıştı.

 

Zaman kaybetmeden hızlı adımlarla merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım.Tam Almila'nın odasının önüne yaklaştığımda odadan Ceyda'nın çıktığını gördüm.

 

Göz göze geldik.

Sanki bana yakalanmak onu tedirgin etmişti.

 

"Senin Almila'nın odasında ne işin var?" Sinirli bir şekilde ona bakarken "Yoksa benden önce davranıp aklınca Almila'ya yalan yanlış şeyler mi anlattın!" Dedim imalı bir şekilde.

 

Cümlem ile bana baktığında "Ben Almila'ya bakmak için gelmiştim sadece" dedi.

 

"Neden, çok mu merak ettin kuzenini?" Bir adım yaklaştım.Ceyda'ya yaklaşmam ile gerilmişti.

 

"Kızım senin hiç utanman yok mu ya?" Dedim sinirle solurken."Cidden soruyorum bak, yüzün hiç kızarmıyor mu mesela?" Bir adım daha yaklaştım."Merak ediyorum sadece? Ar yok mu sende hiç!"

 

"Beril..." diyerek cümleye devam edecekken sözünü kestim.

 

"Sakın, sakın adımı o pis ağzına alma!" Cümlem ile eş zamanlı olarak parmağımı kaldırdığımda cümleme devam etmiştim."Ya ben hayatımda senin kadar yüzsüz bir insan görmedim.Hem kızın arkasından iş çeviriyorsun, hemde hiçbir şey olmamış gibi odasına ona bakmaya geliyorsun."

 

Bana baktı.Gözlerinde saf nefret vardı."Beril laflarına dikkat et...!" Dedi o da benim gibi sinirle.

 

Bende aynı şekilde nefretle ona bakmıştım.

"Dikkat etmezsem ne olur Ceyda? Ne yaparsın?"

 

Hafif bir şekilde güldü."Biliyor musun..?" Dedi ima ile."Seninle uğraşamayacağım hiç.

Ben yanlış olan hiçbir şey yapmadım ve yaptıklarımdan da asla pişman değilim."

 

İğrenerek ona baktım."Sen... nasıl bir insansın ya! Sen kuzeninin nişan gecesinde onun nişanlısı ile öpüştün."Kafamı iki yana sallarken "ve hiçbir şey olmamış gibi aşağıya gelerek kızın gözlerinin içine bakmaya devam ettin!" Dedim.

 

"Dediğim gibi ben yanlış bir şey yapmadım Beril.Onların aşkı gerçek değil.Bunu sende biliyorsun ve Almila'da bunu er ya da geç anlayacak.Yani bu düğün olmayacak!"

 

Küçük bir kahkaha attım."Bu saaten sonra da olamaz zaten!" Dedim."Olsa bile ben buna asla izin vermem." İki elimi birbirine bağlayarak konuşmaya devam ettim."Zaten birazdan Almila her şeyi öğrenecek.Öğrendiği zaman hem bu nişanı bozacak hemde seni bu evden atacak ve bende bunu keyifle izleyeceğim."

 

Dediğim cümle ile bu seferde Ceyda bana doğru bir adım atmıştı."Seni bu olay neden bu kadar ilgilendiriyor.Hayır yani sanane ?"

 

Bu kız ciddi miydi?

 

"Banane mi?" Dedim söylediği anlamsız cümleye şaşırırken."Almila benim çocukluğum bilmem farkında mısın? Onunla birlikte büyüdüm ve o benim kardeşim! Sence böyle bir durumda karışmam normal değil mi?"

 

Yüzünü buruşturdu ve bana bakmaya devam etti."Kardeşmiş! Pabucumun kardeşi!"

 

Cümlesini bitirdikten sonra tam yanımdan geçecekken kolundan tutup onu engelledim.

 

"Kıskanıyorsun değil mi?" Dedim alayla gülümseyerek."Almila ile olan arkadaşlığımızı kıskanıyorsun ve bizi çekemiyorsun.Çünkü, senin hiç böyle gerçek bir arkadaşlığın olmadı ve bu yüzden de hazmedemiyorsun bu durumu.

 

Bakışlarını bana döndürdü.Gözleri dolmuştu ama umrumda bile değildi.Yaptıklarım onun yaptıkları yanında azdı.

 

Gözlerimi gözlerinden çekmezken kolunu bırakarak yol açtım ve gitmesi için izin verdim.

 

"Bunu sana ödeteceğim Beril!" Diyerek hızlı bir şekilde uzaklaşıp odasına gitmişti.

 

Daha fazla burda durmanın bir anlamı olmadığını düşünerek Almila'nın odasına girmiştim.

 

"Almila?" Diye seslenirken hem balkonuna hemde banyosuna bakmıştım ama yoktu.

 

Peki neredeydi bu kız?

 

Hızlı adımlar ile odadan çıkıp merdivenlerden aşağıya indiğimde Ayfer Abla'nın mutfakta bir şeyler yaptığını gördüm ve hızlı adımlar ile mutfağa ilerledim.

 

"Ayfer Abla..." diye seslendiğimde bana bakmıştı.

 

"Efendim Beril kızım."

 

"Ayfer Abla, Almila odasında yok.Nereye gitti acaba?"

 

"Odasında değil mi?" Diyerek tamamen bana döndüğünde "bilmiyorum ki kızım" dedi."Belki hava falan almaya çıkmıştır.Ya da spor falan yapıyordur.Aradın mı ?"

 

Bu neden benim aklıma gelmemişti?

 

Hızlı bir şekilde arka cebimden telefonumu çıkartarak Almila yazısının üstüne tıkladım ve arama bölümüne basarak telefonu kulağıma götürdüm.

 

Kapalıydı.

Ya başına bir şey geldiyse?

 

Tamam panik yapmak yok.Belki şarjı bitmiştir.

 

Belki gerçekten hava almaya dışarı çıkmıştır.

 

Tekrardan Ayfer Abla'ya döndüğümde "Ayfer Abla telefonu kapalı.Belki de şarjı bitmiştir.Ya da dediğin gibi hava almaya yada spor yapmaya gitmiştir" dedim panik olmasını engellemek için.

 

"Öyle olmuştur kızım, panik yapma hemen olur mu?"

 

Dediği cümleyi es geçerken "Nilüfer Teyze nerede?" Dedim.

 

"Yukarıda kızım uyuyor.Biliyorsun her gece uyku ilacı alıyor uyuyabilmek için."

 

Buruk bir şekilde gülümsedim."Biliyorum Ayfer Abla, biliyorum.Nilüfer Teyze uyandıktan sonra sen ona bir şey söyleme olur mu? Panik yapmasın şimdi.Hem Nilüfer Teyze uyanana kadar Almila çoktan eve dönmüş olur."

 

"Tamam kızım söylemem sen merak etme."

 

"Ben eve geçiyorum şimdi.Eğer Almila gelirse beni aramasını söyler misin?"

 

"Söylerim tabii ki de."

 

Ayfer Abla'ya görüşürüz dedikten sonra evden çıkmıştım ve arabama binmiştim.

 

Umarım hava almak için dışarı çıkmışsındır ve umarım şarjın bitmiştir Almila.

 

Çünkü, benim içimde kötü bir his vardı ve bu kötü hislerim her zaman doğru çıkardı.

 

✨✨✨

 

Almila'dan;

 

Dün gece Barın ismini söyleyip gittikten sonra ilk yardım çantasını elime alıp bacaklarımı temizlemiş ve getirdiği ağrı kesiciyi içerek yatağa girip uzanmıştım.

 

Şu an ise gün aymıştı.

 

Acaba evde olmadığımı farketmişler miydi?

 

Ya da polise haber vermişler miydi ?

 

Belki de şu an herkes beni arıyordu.

 

"Umarım arıyorlardır!" Demiştim içten içe.

 

Yatakta sağa ve sola dönerken Alp'i düşünmüştüm.

 

Acaba yokluğumu farketmiş midir?

Belki de ilk o farketmiştir.

 

Daha fazla dayanamayarak hızlı bir şekilde yataktan kalkıp odanın içerisinde ki banyoya girmiştim.

 

Küçük ve sevimli bir yerdi ama kesinlikle benim odam gibi güzel değildi.

 

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odanın kapısının açılma sesini duymuştum,Banyodan çıkarak gelen kişiye baktığımda bunun Barın olduğunu görmüştüm.Elinde tepsi vardı, içerisinde ise kahvaltılık ürünler.

 

Yavaş adımlar ile yatağın hemen karşısında olan masaya ilerledi ve tepsiyi üzerine koydu.Tepsiyi koyduktan sonra bakışları bana kaydı.

 

"Kahvaltını getirdim.Hadi ye."

 

Banyonun kapısından yatağa doğru ilerledim ve oturdum.Oturduktan sonra yere bakarak "Yemeyeceğim..." dedim."Boşuna getirmişsin."

 

"Sana yiyecek misin ya da yemeyecek misin diye sormadım.Ye dedim!"

 

Kaşlarımı kaldırarak bakışlarımı ona yönlendirmiştim."Yemeyeceğim dedim" vurgularken."Anlamadın sanırım."

 

"Bende yiyeceksin dedim.Sanırım sende bunu anlamadın!"

 

"Beni istemediğim bir şey için zorlayamazsın."

 

"Öyle mi ?"

 

"Öyle." Kesin olarak söylediğim bu cümle üzerine masanın yanındaki sandalyelerden birini çekerek oturdu ve bana bakmaya devam etti.

 

"Beni burada fazla tutamazsın." Dedim gözlerine bakarken."Sabah oldu ve eminin ki yokluğumu farketmişlerdir." Ellerimi birbirine bağladığımda "Bence kendini daha fazla zor duruma sokma ve beni bırak."

 

"Bırakamam." Cümleyi kurarken kafasını iki yana sallamıştı."Benden mümkün olmayan şeyler istiyorsun Almila."

 

İsmimi söylemesi ile şok olmuştum.

 

"Sen benim ismimi nerenden biliyorsun, nereden öğrendin?"

 

"Ben senin hakkında isminden hariç daha fazlasını biliyorum Almila.Hatta senin bilmediğin şeyleri bile biliyorum."

 

Kaşlarımı çatmıştım."Benim bilmediğim şeyler ne?" Dedim.

 

"Hepsinin zamanı gelecek Almila.Sadece zaman..."

 

"Benim zamanım yok Barın! Benim bir hafta sonra düğünüm var ve ben düğünüme kadar buradan gideceğim."

 

İlk defa sesli bir şekilde ismini dile getirmiştim.

 

Değişik hissetmiştim.

 

Acaba neden Almila, seni kaçıran biriyle adıyla hitap ederek konuştuğun için olabilir mi?

 

"Alp'e çok güveniyorsun değil mi ?" Kuruduğu cümle ile düşüncelerimden sıyrılıp Barın'a baktım.

 

"Yok artık ya! Alp'i de mi biliyorsun sen? Şaka olmalısın cidden."

 

Hafif bir şekilde gülümsedi.Gülümsedikten sonra ise yanağında gamzesi belirdi.Fazla dikkat çekiciydi.

 

"Sana daha fazlasını bildiğimi söylemiştim Almila." Dedi.

 

"Benden ne istiyorsun?" Dediği şeyi es geçerek merak ettiğim soruyu sordum."Beni neden kaçırdın anlamıyorum! Dünden beri düşünüyorum ama yok, cevabı yok!" Kafamı iki yana salladım ve tekrardan konuşmaya devam ettim."Seni hayatım boyunca hiç görmedim.Sadece iki defa gördüm ve ondan sonra da başıma bunlar geldi."

 

Gözlerimi kısarak yüzüne baktım."Kimsin sen ?" Dedim.

 

Yutkunduğunu gördüm."Yakında her şeyi anlayacaksın Almila."

 

Oturduğu sandalyeden kalktı ve kapının oraya doğru ilerledi. "Her şeyi anlayacaksın ve anladığında bazı şeyler için umarım geç olmaz."

 

Kurduğu cümle ile kapıyı kapatmıştı ve gitmişti.

 

Son cümlede ne söylemek istemişti?

 

✨✨✨

 

Barın gittikten sonra yatağa iyice yayılarak oturmuştum ve Barın'ın benden ne istediğini düşünmeye başlamıştım.

 

Bende ne istiyor olabilirdi ki?

Benim bilmeyip, onun bildiği neler vardı mesela?

 

Bu düşünceler beynimi işgal ederken karnından gelen sesleri daha fazla susturamayacağımı anlamıştım ve masanın olduğu bölüme ilerleyerek kahvaltımı yapmaya başlamıştım.

 

Hem kahvaltımı yapıp hemde buradan nasıl gideceğimi düşünürken, kendimi bir an çaresiz hissetmiştim.

 

Benim bir şekilde buradan çıkmam lazımdı.

Ama nasıl ?

 

Acaba oyalayıp bir şekilde kaçsam mı ?

 

Saçmalama Almila eminim ki dışarı da koruması falan vardır!

 

"Of benim şu an mağazada kendime düğün alışverişi yapmam gerekiyordu ama şimdi ise yaptığım tek şey oturup nasıl kaçacağımı düşünmek.Allah'ım ben nasıl bu hâla geldim!" Düşüncelerimi sesli bir şekilde dile getirirken ağlamamak için çaba sarf etmiştim.

 

"Gerçekten mükemmel!" Dedim kendi kendime konuşmaya devam ederken.

 

Daha fazla burada duramayacağımı anladığımda düşünmeye başlamıştım.

 

Buradan kaçacaktım.

Bunu yapacaktım; ama nasıl ?

 

İyi bir kaçış planı yapmam lazımdı.

 

"Yaparsın Almila!" Dedim."Sen zeki kızsın,o planı da yaparsın, buradan da kaçarsın!"

 

"Acaba burada uyku ilacı falan var mıdır?" Kendi kendime soru sorarken "belki de vardır" dedim."Eğer varsa, bir şekilde içeceğine katıp, buradan kurtulabilirim."

 

Ya düşündüğüm gibi koruması varsa, o zaman ne yapacaktım?

 

Sorular aklımı kurcalarken "bunu da bir şekilde ayarlarım artık" dedim aklımdaki soruyu cevaplarken."Tek istediğim şey buradan defolup gitmek!"

 

Daha fazla düşünmeyi bırakıp hızlı adımlarla kapıya doğru ilerlemiştim ve kapıyı açmıştım.

 

Yine açıktı.

Kilitlememişti.

 

Derin bir nefes olarak odadan dışarı adımımı attığımda yürümeye başlamıştım.

 

Ne kadar yavaş olsam da boş koridorda yine de ayak seslerimi duyuyordum.

 

"Acaba nerede?" Dedim etrafa bakarken.

 

Biraz daha ilerlediğimde uzaktan sesler geldiğini duymuştum.

 

Sağ taraftan geldiğini düşünerek o tarafa doğru ilerlediğimde sesler iyice yakınlaşmıştı.

Doğru yoldaydım.

 

Biraz daha yavaş yavaş ilerlediğimde Barın'ın mutfakta bir şeyler yaptığını görmüştüm.

 

Yemek mi yapıyordu o ?

 

Şaşırmış bir şekilde mutfağa ilerlediğimde içeri girerek ses çıkarmıştım.Barın'ın yeşil gözleri beni bulurken kaşları çatılmıştı.

 

"Senin burada ne işin var?" Dedi."Neden geldin?"

 

"Ben şey..." Hadi Almila yalan söyleyebilirsin!

 

"İçeride canım çok sıkıldı da, öyle bir koridorda dolaşayım demiştim.Sonra ses gelince buraya geldim işte."

 

Gülümsedi."Hoş geldin..." dedi.

 

Beni güler yüzlü karşılamasını garip bulsam da bir şey dememiştim.

 

Çünkü, buradan kaçma gibi bir düşüncem olduğunu anlamaması gerekiyordu.

 

Mutfağa göz gezdirirken "Sana bir şey sorabilir miyim?" Diyerek birden Barın'a bakmıştım.

 

Mutfak tezgahında et doğruyordu.Bıçağı tezgaha bırakıp sorduğum soru ile bana dönmüştü."Eğer cevaplayabileceğim bir soruysa neden olmasın,cevaplarım" dedi sakince.

 

"Ya Allah aşkına sen beni nasıl kaçırdın ya!Ellerim bağlı değil,ayaklarım bağlı değil, gözüm bağlı değil, en önemlisi ise KAPIM KİTLİ DEĞİL! Neden?"

 

Nefes almadan sorduğum soru ile Barın şaşkınca bana bakmıştı.

 

"Sen şaka falan mısın Almila?" Dedi birden.

"Neden elini kolunu bağlama gereği duyayım ki? Oradan bakınca barbar birine mi benziyorum?"

 

Kafamı hızlı bir şekilde sağa ve sola sallamıştım."Hayır, hayır yanlış anladın beni."

 

Tezgaha doğru ilerleyerek tezgahın önündeki sandalyelerden birini çekip oturmuştum."Yani, ne biliyim filmlerde yada dizilerde kaçırılan kişilerin hep elleri ve ağızları bağlı oluyor.O yüzden şey ettim, merak ettim yani."

 

Hafif bir şekilde güldü."Dediğim gibi ben barbar değilim Almila.Ellerini, kollarını ve ya ağzını bağlamam yani." Gözlerini gözlerime kenetledi."Uslu durduğun müddetçe tabii."

 

Yutkundum.

Kaçacağımı anlamış olabilir miydi ?

 

"Uslu duruyorum zaten.Hatta kaçırılan birine göre baya uslu duruyorum! Sen kaçırıldığı hâlde bu kadar uslu duran birini gördün mü? Bence görmedin.Göremezsin de zaten."

Kaşlarımı kaldırarak söylediğim cümlenin ardından Barın bana bakmıştı ve dudakları hafif bir şekilde kıvrılmıştı.

 

"Bende kaçırdığım birine fazla taviz veriyorum ama.Dikkatini çekerim."

 

Doğruydu.

Dediği cümle ile sadece hafifçe gülümsedim.

 

"Canının sıkkınlığı geçti mi bari?" Kurduğu cümle ile afalladım.

 

"Anlamadım."

 

"Canın sıkıldığı için koridorda dolaşmaya çıktım demiştin ya hani.Canının sıkkınlığı diyorum, geçti mi ?"

 

"Ha! evet, evet geçti."

 

"İyi o zaman sevindim." Cümlesini bitirdikten sonra yanımdan tam geçecekken kolunu tutmuştum.

 

"Şey... benim başım ağırdı da başka ağrı kesici var mı acaba?"

 

Ben cümlemi kurarken bakışları kolunu tuttuğum elime çoktan inmişti bile.

 

Orada kısa bir süre oyalandıktan sonra bakışları tekrardan beni bulmuştu.

 

"Evet, var.Sen burada bekle ben getireyim."

 

Tam arkasını dönecekken kolunu bırakmadım ve bana dönmesini sağladım.

 

"Aslında ben alsam daha iyi olur.Hemde buraları gezmiş olurum.Merak ediyorum da."

 

"Birden bire bu merak nerden geldi sana?"

 

Cümlesi yutkunmama sebep olurken "sıkıldım..." dedim tekrardan."Hem ha sen almışsın ha ben.Ne fark edecek onu anlamadım?"

 

Cümlem ile kaşlarını çatsada üstelememişti. "Olur..." dedi bana dikkatlice bakarken."Sen git bakalım."

 

Bana birden yaklaşıp durduğunda "sakın bir sinsilik yapmaya çalışma tamam mı?" Dedi.

"Yoksa sonrasına ben karışmam."

 

Cümlesi ile yutkunurken kolunu bırakmıştım.

"Uslu bir kız olacağım merak etme!"

 

"Uslu olman senin yararına olur.Bundan emin olabilirsin."

 

Acaba anlamış mıydı? Bu yüzden mi bu uyarıyı yapmıştı.

 

"Oda nerede?" Cümlesini es geçerken odanın yerini tarif etmişti.

 

Kafamı sallayıp tam yanından geçecekken bu sefer de Barın kolumdan tutmuştu."Bu arada sormayı unuttum.Bacağın nasıl oldu? Hâla sızlıyor mu?"

 

Barın'a bakarken hafifçe gülümsemiştim."İyi durumda merak etme.Ağrım ya da sızım yok.İçin rahat olabilir."

 

Kafasını aşağı yukarı sallarken rahatlamış bir şekilde kolumu bırakmıştı.

 

Büyük adımlar ile Barın'ın yanından uzaklaştığımda tarif ettiği gibi sağa dönmüştüm ve hemen karşımda duran odaya doğru ilerleyip, kapıyı açarak içeri girmiştim.

 

Oda çok güzel dizayn edilmişti ama bu şu an düşüneceğim bir durum değildi.

 

Daha önemli işlerim vardı ve Barın gelmeden bunu halletmem gerekiyordu.

 

Daha fazla oyalanmadan hızlı bir şekilde dolapları karıştırmaya başladığımda ilaç bulmaya çalışmıştım.

 

En sonunda dolabın ikinci çekmecesini açtığımda gördüğüm manzara beni sevindirmişti.Çünkü, hemen hemen bütün ilaçlardan vardı.

 

Umarım bu kadar ilaç içerisinde bir tane de olsa uyku ilacı bulurdum!

 

İlaçları karıştırmaya başlarken hepsine tek tek baktığım hâlde bir türlü istediğim ilaçtan bulamamıştım.

 

Kısa bir süre içerisinde umudumu kesecekken "belki de ben görmemişimdir" diyerek tekrar bakmaya devam etmiştim ama bulamamıştım.

 

O an ki sinirle dolabın çekmesini hızlıca kapatırken "ben şimdi ne yapacağım?" Dedim.

 

Odada tur atmaya başladığımda yatağın hemen yanında duran komodinde gözüme çarpan ilaç ile hızlıca oraya ilerlemiştim ve ilaçı elime alarak üstünde yazanı okumuştum.

 

"İşte buradasın!" diyerek hemen arka cebime ilaçı yerleştirdiğimde birden durarak düşünmüştüm.

 

"Eğer bu ilaç buradaysa, büyük ihtimalle kullanıyor.Ben bunu buradan alırsam eğer ilaç yerinde olmadığı için şüphelenebilir." İlaçı açıp içinden bir tane aldığımda "bu benim için yeterli olur" dedim.

 

İlaç kabını tekrardan yerine koyduğumda yanıma da ne olur ne olmaz diye ağrı kesici almıştım.

 

Şu an'a kadar şans benden yanaydı.Umarım bu saatten sonra da öyle olurdu.

 

Şu an yapmam gereken tek bir şey vardı.O da akşam olmasını beklemek.

 

Bölüm sonu ...

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🤍

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🤍

 

Yeni bir bölüm ile görüşmek üzere... kendinize iyi bakın. 🤍

 

Loading...
0%