Yeni Üyelik
56.
Bölüm

Bölüm 55: “Baba ve Kızı”

@aleynay0

Hayatta asla dememek lazımmış.

Çünkü, neye asla dersek o başımıza gelir ve ne zaman büyük konuşursak büyük konuştuğumuz durum ile karşı karşıya kalırız.

 

Ben bunu yaşamıştım, yaşıyordum.

 

'Asla' çocuğumu Barın'a göstermem demiştim.

 

'Asla' ona dokunmasına izin vermem demiştim.

 

'Asla' baba olmasına izin vermem demiştim ve 'asla' çocuğuma baba dedirtmem demiştim; ama hepsi olmuştu.Hepsi gerçekleşmişti.

 

Berfu'yu görmüştü, dokunmuştu, baba denilmişti ve baba olmuştu.

 

Elleriyle Berfu'nun bedenini sarmalarken küçük elleri Barın'ın sakallarında gezinmişti, gülümsemişti.

 

Barın'ın elleri Berfu'nun saçlarında gezinirken bana baktı.Gözleri gözlerime değdi.Bana doğru yaklaşırken gerildim.

Nefes alışverişim düzensizleşirken tam yanıma ulaştı ve Berfu'yu yavaşça bana uzattı.Ellerim istemsizce kalkarken Berfu'yu kucağıma almıştım."Ben özür dilerim" dedi."İznin olmadan aldım."

 

Kafam bir an karışırken "önemli değil..." dedim."Berfu'yu susturdun.Asıl ben teşekkür ederim." Kendime şaşırmıştım.

Böyle bir şey diyeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.

 

"Her neyse... ben artık gitsem iyi olacak sanırım." Kafamı sallarken bakışları Cüneyt'te gezindi."Şunu da alayım da bir hastaneye falan götüreyim." Bir Barın'a birde Cüneyt'e bakarken Cüneyt'in olduğu durumu tamamen unutmuştum."İyi olur!" Dedim sesimi düzeltmeye çalışarak."Adamı bayılttın resmen!" Gözlerimi devirirken parmağımı Barın'a doğru uzatmıştım.

"Sakın yolun ortasında bırakayım deme Barın! Al ve dediğin gibi hastaneye götür ve mümkünse başında bekle."

 

Barın'ın gözleri kaldırdığım parmağıma değerken hızlıca indirmiştim.Barın gülerek kafasını iki yana salladığında istemsizce gamzelerine bakmıştım.Ne çok severdim gamzelerini.

 

Gülmesini bir an durdurup bana baktığında "özlemişim bu halini..." dedi."Gerçi her şeyini özledim." Bakışları dudaklarıma değerken Berfu'yu kucağımda iyice sabitlemiştim."Cüneyt'i götürsene artık..." dedim tek kaşımı kaldırarak."Adamın canı yanıyor.Ses çıkarmasından belli.Hatta çıkaramamasından desem daha doğru olur!Ayrıca kim bilir hangi kemiğini kırdın?" Barın sesli bir kahkaha atarken "yalnız bu daha iyi günleri!" Dedi."Eğer senin yanında, yakınında ve özellikle sana temasta bulunduğunu görürsem..." parmağı ile Cüneyt'i işaret etmişti."Bu hâline şükür edersin haberin olsun!" Sinir kat sayım üst düzeye çıkarken "bu halini hiç özlememişim biliyor musun? Gerçi senin hiçbir şeyini özlemedim." Barın'ın kurduğu cümlenin tam tersini kurarken sinirlenmişti.Bunu gözlerinden anlayabiliyordum.Barın bana bakıp kafasını sallarken "göreceğiz..." dedi.

"Özlemiş misin yoksa özlememiş misin?" Cüneyt'e yaklaşıp hızlı bir hamle ile kolundan tutup kaldırdığında "kalk lan sende!" Dedi."Canın ne tatlıymış hemen de bayıldın!" Cüneyt'i kaldırıp kendine yaslarken "yavaş!" Dedim."İnsan taşıyorsun!" Barın cevap vermeyip hızlıca yürümeye başladığında "insana benzer bir hali de yok gerçi..!" Ağzının içinde mırıldanırken ya sabır çekerek peşlerinden kapıyı kapatmak için ilerlemiştim ve kapının önüne gelmiştim.Bakışlarım kapıya değdiğinde "Öküz ya!" Dedim bağırarak.

"Kapıyı kırmışsın!" Barın bana bakmadan "İstemsizce oldu, yaptırırız!" Diye seslendiğinde "istemez sağ ol!" Dedim bağırarak."Ben kendi evimin kapısını yaptırırım sana gerek yok!"

 

İçeri girip Berfu'yu odaya bıraktığımda telefonu elime alarak tamircinin numarasını bulup aramıştım.Kısa bir süre içerisinde gelip kapıyı yaptığında teşekkür ederek parasını ödemiştim ve odama geçmiştim.

 

Yatağa uzanıp beyaz olan tavanı izlemeye başladığımda bugün olanları düşünmüştüm.Barın gelmişti ve gelmekle kalmayıp olay çıkarmıştı ve sonra... sonra Berfu Barın'a baba demişti.

 

Çok garip hissetmiştim; ama bir yanım mutlu olmuştu istemsizce.

 

Bunları düşünmemeye çalışırken yatakta doğrulmuştum ve telefonu elime elime alarak Cüneyt'e mesaj atmıştım.

 

İyi olup olmadığını merak ediyordum; ama evde kimse olmadığı için yanına gidemiyordum.

 

Oflayıp ayağa kalktığımda yatağımda uyuyan Berfu'yu öperek odamdan çıkmıştım ve televizyonun karşısına geçerek bir şeyler izleme kararı almıştım.

 

Kafamı dağıtmam gerekiyordu.Hatta kendime bugün için izin vermem gerekiyordu.

 

Televizyonu açıp güzel bir film seçtiğimde yaklaşık bir yarım saat üzerine kapı çalma sesini duyduğumda filmi durdurarak yerimden kalkmıştım ve kapıyı açmıştım.

Karşımda babamı görmem ile ona yaklaşıp sıkıca sarıldığımda "beni çok özledin sanırım!" Dedi gülerek.Babamdan ayrılıp gözlerinin içine baktığımda "içeri geçelim baba..." dedim tedirgin çıkan sesimle."Sana anlatmam gereken şeyler var." Babamın yüz hatları değişirken hiçbir şey söylemeden içeri girmişti ve oturma odasına doğru yönelerek koltuğa yerleşmişti.Babamın karşısına geçip otururken bakışları bir an olsun benden ayrılmamıştı.Ne oldu der gibi bakmaya devam ederken."Barın geldi..." Dedim hiç düşünmeden."Buraya, bizim evimize." Babamın gözlerinde şaşkınlık oluşurken "nasıl yani? Buldu mu bu evi? Bu nasıl olur?" Kafamı iki yana bilmiyorum der gibi sallarken "önemi var mı baba?" Dedim."Buldu işte."

 

"Peki sen neden böylesin? Gözlerinde olan bu korku ne?"

 

"Baba, Barın geldi diyorum Barın! Gözlerimde korku oluşması sence de normal değil mi? Barın babasının katilini sen olarak biliyor! Hiçbir şeyden haberi yok! Senin yaşadığından bile haberi yok!"

 

Babam olduğu yerde gerilirken "haberi olsa ne olacak ki kızım? Ne yapabilecek?"

 

"Baba!" Dedim sinirden bağırırken."Barın sen öldün diye babasının intikamını benden almaya çalıştı. Beni kullandı ya beni! Sence senin yaşadığını öğrense senden intikam almaz mı?"

 

"Kızım en fazla ne yapabilir ki?Hapishaneye attırır o kadar!"

 

Şaşkınlığım bariz belli olurken "baba nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun aklım almıyor! Korkun yokmuş gibi davranma lütfen ya!"

 

"Çünkü korkum yok Almila."

 

"Korkun yok mu?" Dedim sakin kalmaya çalışırken."Baba madem korkun yoktu o zaman neden zamanında kendini öldü göstererek hapishaneye girmekten kaçtın? Neden o zaman bunca sene beni sensiz bıraktın? Madem korkun yoktu girseydin o zaman o hapishaneye." Ağlamamak için kendimi zor tutarken "hem... belki ben bunca sene babasız kalmamış olurdum." Gözümden düşen yaşları engellemeye çalışsam da başarılı olamamıştım.

Babamında gözünden yanaklarına damlalar düşerken "özür dilerim..." dedim yanına giderek.Karşısına oturup sarıldığımda "ben öyle demek istememiştim baba.Çok özür dilerim; ama lütfen anla beni.Korkuyorum." Babamda bana sarılırken "bunca sene seni yalnız bıraktığım için asıl ben senden özür dilerim." Babamdan ayrılıp yanağındaki ıslaklıkları silerken "senin hiçbir suçun yok" dedim sessizce."Orhan'ı sen öldürmedin baba! Annem öldürdü ya annem! Hayır baba..." dedim kafamı iki yana sallarken.

"Suçsuzken hapishaneye girmene izin vermeyeceğim!"

 

"Ne yapacaksın o zaman Almila.Söyle bana?"

 

"Senin bu evden gitmen gerekiyor baba.Hatta kendini bir süre saklaman gerekiyor.Barın bu şehirde.Hatta, evimizde.

Buraya sürekli olarak gelecek.Onu biraz olsun tanıdıysam pes etmeyecek."

 

"Sürekli saklanarak bir şeylerden kurtulamayız kızım."

 

"Biliyorum..." dedim sessiz çıkan sesimle kafamı sallarken."Ama benim senin suçsuz olduğunu kanıtlamam lazım.Bunu yapmam lazım.Çünkü, bu benim görevim.Ben sensiz kalmak istemiyorum baba.Senden ayrılmak istemiyorum.Ben seni daha yeni buldum." Kafamı omzuna yaslarken "her şey düzelecek baba.Söz veriyorum." Dedim.

 

Babamdan ayrılıp ona döndüğümde "ben işleri yoluna koyunca seni arayacağım tamam mı? Arayacağım ve Barın'ın karşısına çıkartacağım.

Her şeyi anlatacağım ve suçsuz olduğunu göstereceğim."

 

"Kızım..." dedi babam elimi tutarak."Hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilsin."

 

"Zorundayım..." dedim kafamı sallayarak.

"Zorundayım baba.Sen kaç sene boyunca hak etmediğin bir leke ile yaşadın.Katil damgası yedin.Hemde kimin yüzünden? Annemin." Annemi vurgularken sesim tonumda bariz nefret vardı."Bunca zaman ona anne dediğim için kendimden nefret ediyorum ben baba.Seni her özlediğimde anneme sarıldığım içinde kendimden nefret ediyorum.Ben her şeyden nefret ediyorum!"

 

"Kendini suçlamak için bir neden arıyorsun değil mi Almila?" Kafamı çevirip babama baktığımda eli saçımda gezinmeye başladı.

"Bunca sene gülüp eğlendiğin için, annene sarılıp özlem giderdiğin için vicdan azabı çekiyorsun ve bu yüzden kendini suçlamak için neden arayıp duruyorsun ama yapma! Yeterince acı çekmişken ruhuna bir yenisini daha ekleme kızım.Bak... her şey geride kaldı.Ben buradayım sen burasın." Gülümsedi."Artık Berfu'da var" dedi.

 

"Ama sevdiğim diğer insanlar hayatımda yok baba.Sen geldin buradasın ama; her şey değişti.Zaman değişti, hayatım değişti, ben değiştim." Kafamı tekrardan babama yaslarken "ben artık kendimi tanıyamıyorum baba" sesim yorgun çıkarken "Ben... eski Almila'yı özledim ama... ama eski Almila'nın kim olduğunu bile unuttum baba" dedim.

 

Babam saçlarıma öpücük kondururken "çok acı çektin kızım" dedi burukça."Çok canın yandı.Bu yüzden değiştin." Olduğu yerde doğrulurken "sen eski Almila'sın" dedi net bir şekilde."Sadece yaşadıklarından dolayı düşüncelerin değişti ama; düzelecek.Her şey eskisi gibi olacak.Sen, zamanla yaşadıklarını atlayacaksın ve kendine kavuşacaksın." Eli ile kalbimi hedef aldığında "kendine zaman ver..." dedi.

"Kalbinin iyileşmesi için bekle."

 

"Kalbimin iyileşmesini bekleyince her şey düzelecek mi peki? Tüm sevdiklerim yanımda olacak mı mesela?" Sesim titrerken babamın vereceği cevaptan korkmuştum aslında.

 

"Sevdiklerinin yanında olup olmaması senin elinde Almila.Bunu biliyorsun değil mi?" Haklıydı.Sevdiklerimin yanımda olmaması benden de kaynaklanıyordu aslında.Canım yanıyordu ve bunu belli etmek adına etrafımdaki insanlara yansıtıyordum.

Onların düşüncelerini umursamadan, empati bile kurmadan sadece kendim için çabalıyordum.

 

"Haklısın..." dedim."Sevdiğim insanlar yanımda yoksa eğer bu benimle ilgili bir mesele; ama düşünemedim ki baba.Canım o kadar çok yandı ki, biri beni anlasın istedim.

Yanımda olup bana destek olsun istedim; ama bunu yaparken hep yanlış yöntemler kullandım.Kendimi ne kadar sert ifade edersem canımın yandığı o kadar belli olur zannettim, o kadar fazla yanımda olurlar zannettim." Saçımı kulağımın arkasına atıp ayağa kalktığımda "ama hatamı düzelteceğim baba.En azından hayatımda değer verdiğim bir insanın gitmemesi için çabalayacağım." Babamda ayağa kalkıp tam karşımda durduğunda "doğru olanı yapacağına eminim." Bana tamamen yaklaşıp sarıldığına "kendine dikkat et baba olur mu? En kısa zamanda görüşeceğiz." Saçıma öpücükler kondururken "sık sık arayacağım seni" dedi.Bende ayrılıp odama baktığında "hadi gel gitmeden önce torununu gör..." babamın koluna girip odama doğru ilerlediğimde kapıyı açarak yatakta uyuyan Berfu'ya bakmıştık.Babam yavaş yavaş Berfu'nun yanına ilerlediğinde yatağa oturarak Berfu'nun yanağına öpücük kondurmuştu.Kokusunu içine çekip kısa olan saçlarını sevmeye başladığında "Berfu Barın'a baba dedi biliyor musun?" Kurduğum ani cümle ile babam bana döndüğünde "Berfu'nun ilk cümlesi baba oldu" dedim tekrardan.Babam bir şey söylemezken Berfu'ya tekrardan bakmıştı.

"Ah güzel torunum..." dedi sessizce.

"Desene tam bir babacı olacaksın." Babamın bu söylediği nedense beni korkutmamıştı.Hatta o an düşünmüştüm.

Barın ile nasıl bir ilişkisi olur diye düşünmüştüm.Babam yavaşça yataktan kalkıp bana baktığında "ben artık gideyim" dedi.Kafamı sallarken babam yanıma gelmişti ve elini omzuma yerleştirmişti.

Bakışlarım babamı bulurken "en doğru kararı ver Almila" dedi."Kendini düşün ve doğru olanı yap." Yanımdan geçip giderken babamın ne demek istediğini anlamıştım aslında.

 

Ben babam olsa bile babasız büyümüştüm.

Bu duyguyu tatmıştım ve bu duyguyu bilmeme rağmen Berfu'yu babasından almıştım.

 

Hak etmediğini düşünmüştüm.

 

İntikam hırsına bürünmüş bir baba olamaz demiştim.

 

Beni düğün günümde terk etmek isteyen biri çocuğumu da terk eder diye düşünmüştüm.

 

O ses kaydını dinlediğimde canımdan bir parça gitmişti.Kalbim bitmişti.

 

Kafamdaki düşünceleri atıp banyoya girdiğimde sıcak suyu açarak kedimi suya teslim etmiştim.Güzelce banyomu yapıp çıktığımda dişlerimi fırçalayarak üstümü giymiştim ve saçlarımı kurutarak şekil vermiştim.Hafif bir makyaj yapıp mutfağa ilerlediğim Berfu için mama yapmıştım ve odaya geri dönerek yatakta oynayan Berfu'yu sabitleyip güzelce yedirmiştim ve altını değiştirerek üstünü giydirmiştim.

 

Berfu'yu hazır edip kucağıma aldığımda "hadi mis kokulum" dedim "teyzeye gidiyoruz."

 

Olduğum yerden ilerleyip yürümeye başladığımda evden çıkarak arabaya doğru ilerlemiştim ve Berfu'yu arka koltuğa yerleştirerek tüm önlemleri almıştım.

Berfu'yu yerleştirip ön koltukta yerimi aldığımda arabayı çalıştırarak sürmeye başlamıştım.

 

Hatamı düzeltip en değer verdiğim dostumun yanında olmam gerekiyordu.

"Umarım bunun için çok geç kalmamışımdır..." dedim sessizce.

"Umarım."

 

Bakışlarım arada sırada arkada duran Berfu'ya kaydığında kısa bir sürede Beril'in kaldığı eve ulaşmıştım.

 

Derin bir nefes alıp arabadan indiğimde arka koltuktaki Berfu'yu alıp kapıyı kilitlemiştim ve evin önüne gelerek zile basmıştım.Kısa bir süre içerisinde kapı teyzem tarafından açılırken "Almila?" Dedi şaşırarak."Senin burada ne işin var?"

 

"Sana da merhaba teyze" dedim gülümseyerek.Teyzem garip garip bana bakarken "beni içeri almayacak mısın?" Dedim.Teyzem kapının önünden çekilirken "almaz olur muyum kuzum" dedi."Ben sadece biraz şaşırdım o kadar." İçeri girip Berfu'yu teyzeme verdiğimde "Beril içeride mi?" Sorduğum soru ile kafasını sallarken "odasında... hemen karşıdaki oda." Kafamı sallayıp içeri girdiğimde tam karşıdaki odanın önüne gelerek durmuştum.Yüzümde oluşan kocaman bir gülümseme ile içeri girdiğimde Beril'in telefon ile konuştuğunu görmüştüm.Kapının açılması ile kafasını çevirdiğinde "tamam benim şimdi kapatmam lazım Mert.Sonra konuşuruz olur mu?" Mert'in ismini duymak bende değişik bir his oluştursa da biliyordum ki bunu bir kenara atmam gerekiyordu.

 

Beril'e doğru yaklaşırken Beril telefonu kapatıp yatağın üstüne koyarak bana baktı."Almila..?" Dedi.Şaşırmıştı ve bu sesinden bariz belli oluyordu."Neden buradasın?"

 

"Benim seninle konuşmam lazım Beril.Yani... konuşabilir miyiz?" Beril kafasını sallarken "gel..." dedi yatağını göstererek."Otur." Kafamı sallayıp yatağa doğru ilerlediğimde Beril'le birlikte oturmuştuk.Kafamı Beril'e çevirirken bakışlarım onu bulmuştu.

 

"Bir şey mi oldu?" Dedi buraya neden geldiğimi anlamaya çalışarak.

 

Kafamı hayır anlamında sallarken "bir şey olmadı.Ben sadece senden özür dilemek için geldim."

 

Tek kaşı havaya kalkarken "özür?" Dedi.

"Neden?" Birden konuya geçiş yapmam Beril'de şok etkisi oluşturmuştu ve bunu bakışlarından belli etmişti.

 

"Beril, ben senden bu zamana kadar yaptıklarım için özür dilemek istiyorum.

Biliyorum bu istediğim sana çok saçma gelecek.Çünkü, bu zamana kadar seni hiçbir şekilde anlamadım ve bunu bariz bir biçimde yüzüne vurdum.Hatam zaten çok büyük.O yüzden bunu nasıl söyleyeceğim bilmiyorum bile ama; senden tek bir isteğim olacak.O da beni affetmen."

 

Soluksuz bir şekilde söylediğim cümle ile Beril şaşkına dönerken elini alnıma yasladı ve durdu."Yoo..." dedi bana bakarken.

"Ateşin falan da yok aslında." Gözlerimi devirirken "hasta falan değildim Beril!" Dedim."Gayet aklım yerinde ve ne dediğimi de biliyorum."

 

"Sen şimdi benden özür mü diledin?" Kafamı evet anlamında sallarken "nereden çıktı durup dururken bu özür meselesi?" Sorduğu soru ile Beril'e baktığımda "bugün babam ile konuştum ve konuştuktan sonra aklım başıma geldi diyelim" dedim burukça gülümserken.

 

"Beril, ben en yakın arkadaşımı, dostumu, sırdaşımı, kısacası her şeyimi kaybetmek istemiyorum.Seni kaybetmek istemiyorum.

Zaten hayatımda beni seven kim kaldı sizden başka? Kimse!" Dedim sorumu kendim cevaplayarak."Gerçi beni hala seviyor musun ya da arkadaşın, kardeşin olarak görüyor musun bilmiyorum ama..."

 

"Sen ne olursa olsun benim kardeşimsin Almila ve bu her zaman böyle kalacak." Cümlemi bölerken bana baktı."Almila biz ne yaşarsak yaşayalım birbirimizden kopmayız.Çünkü, kardeşler birbirinden kopmaz."

 

"Biliyorum Beril ben çok hata yaptım." Gözlerim dolarken kafamı iki yana hızlıca salladım."Seni anlamadım, kendi bildiğim doğrular ile hareket ettim ama; bu doğru bildiklerimin yanlış olabileceği ihtimalini hiç hesaba katmadım.Canım o kadar çok yandı ki... yanımda duran kişi bunu hissetsin diye çabaladım." Kafamı iki yana sallarken "ama karşımdaki kişinin canının yandığını hiç düşünemedim ben." Elimle göz yaşlarımı silerken "Beril, ben çok acı çektim ve hâla çekmeye devam ediyorum.Böyle sürekli olarak kalbim sıkışıyor ve her yerden boğulacakmış gibi oluyorum.Sanki... sanki, böyle biri gelip hayatımı mahvedecekmiş gibi..." bakışlarım Beril'i tekrardan bulurken "bu yaşadıklarımı anlamanızı istedim.Bunun için ise en sert yönteme başvurdum ve belki de Barın'a olan nefretimi, sinirimi, öfkemi... ona söyleyemediklerimi size kustum ve bunu yaparken canınızı yakacağımı düşünemedim." Beril'inde gözleri dolarken "ben hiçbir şey haketmiyorum aslında.

Senin dostluğunu bile haketmiyorum!" Olduğum yerden ayağa kalktığımda derin derin nefesler almıştım.Tekrardan önüme dönerken "sen her şeye rağmen benim yanımda oldun.Senin canını yakmama rağmen bana destek oldun; ama ben sana asla destek olmadım.Sadece kendimi düşünerek bencillik yaptım!" Beril ayağa kalkarken "hayır, hayır..." dedi."Sen bencil değilsin Almila."

 

"Öyleyim..." dedim sesim kısık çıkarken.

"Bencil olmasaydım zamanında senden tercih yapmanı istemezdim mesela." Beril'den uzaklaşırken "bunun için bile aslında beni affetmemen lazım biliyorsun değil mi?" Kafasını iki yana sallarken "deme böyle şeyler!" Dedi.

 

"Beril ben bu iki sene içerisinde sürekli olarak sana acı çektirdim ya. Sürekli! Hangi kardeş bunu yapar diye düşünüyorum ama ben bir türlü cevap bulamıyorum." Elimi saçlarıma götürüp çekiştirdiğimde "cevap bulamıyorum!" Dedim tekrardan.

 

"Almila..." dedi.Yanıma yaklaştı ve durdu.Elleri kolumdaki yerini alırken "sen yaşadıklarından dolayı doğru olan şeyleri düşünemiyordun.Çünkü, duyguların ile hareket ediyordun.Hatta, iki yıl önce bile." Kafamı sallarken "beni dinle!" Dedi.Kafamı Beril'e doğru çevirirken "bak sen hamileydin Almila" dedi."Sen hamileydin ve ihanete uğradığını öğrendin.Kaçtın, saklandın.

Çünkü, Barın seni bulamamasını istedin değil mi?" Kafamı evet anlamında istemsizce sallarken "bu süre zarfında ben Barın ve Mert ile yaşadım.Hemde kendi istediğim ile ve bunu yaparken Mert ile sevgiliydik.Çünkü, seviyordum ve ayrılamıyordum." Beril'i dikkatlice dinlerken devam etmişti.

"Sen bu süre zarfında yalnızdın..." sesi kısık çıkarken "kimse yanında yoktu" dedi.

"Yaşadıklarını anlatabileceğin, üzüntüne ortak olacak biri yoktu ve benim sürekli olarak takibimi yaptığın için ve Barın ile kaldığımı bildiğin için beni kaybettin sandın.Seni tercih etmem sandın." Kafamı evet anlamında yine sallarken "bunu düşündün Almila çünkü, korktun.Beni, kardeşini kaybetmekten korktun.Yalnız kalmaktan korktun!" Elimle göz yaşlarımı silerken "bunu düşünmemem lazımdı ama!" Dedim bağırarak.

 

Beril kafasını sallarken "hamileydin!" Dedi."Ve duygu değişimi yaşıyordun.Hem yaşadıklarını düşünürsek böyle davranman çok doğal Almila.Kendimi senin yerine koyuyorum.Düşünüyorum sürekli olarak.'Ben olsam ne yaparım?' Diyorum sürekli." Burukça gülümsedi."Senin yaptığının aynısı yapardım" dedi."Aynılarını düşünerek haraket ederdim ve korktuğum için senden beni seçmeni isterdim." Hıçkırıklarımı tutamayıp ağlamaya başladığımda Beril'e sarılmıştım.Beril'de bana sarılırken "özür dilerim..." dedim tekrardan."Bu iki yıl içerisinde sadece kendimi düşündüğüm için özür dilerim."

 

Beril bende ayrılıp göz yaşlarımı sildiğinde "bende senden özür dilerim" dedi."Bu zamana kadar seninle empati kuramadığım için özür dilerim.Mert ile senden gizli görüştüğüm içinde özür dilerim." Gülerek Beril'e baktığımda "iyi ki görüşmüşsün..." dedim."Yoksa çok fena vicdan azabı çekerdim." Beril'de gülmeye başladığında hem göz yaşlarını siliyordu hemde burnunu çekiyordu."Sümüklü olduk iyice iyi mi?" Dedi.

 

"Sen zaten hep sümüklüydün!" Dedim.

 

Beril şaşkınca bana baktığında "çok fenasın!" Dedi.

 

Bu dediğine bile güldüğümde "gülmelerimizi bile çok özlemişim Almila." Dedi.Ortam bi an sessizliğe bürünürken "bende..." dedim.

 

Beril susarak sağa sola baktığında "ne oldu?" Dedim.

 

"Şey..."

 

"Ney?"

 

"Şimdi biz artık eskisi gibiyiz ya?" Kafamı evet anlamında sallarken "biliyorsun ki ben evlendim.Tabii yanımda değildin.Aslında buna mec..." bana baktığında "özür dilerim" dedi.

 

"Önemli değil Beril, haklısın ve ben bunun farkındayım."

 

"Tamam o zaman direk konuya gireyim" dedi bana bakarken.

 

Kafamı bencede anlamında sallarken

"Almila peki Mert?" Dedi birden."Yani biz evlendik sonuç olarak ve sen onu görmek istemiyorsun bile."

 

Bakışları merak doluyken yaptığım tek şey gülümsemek olmuştu.Elim Beril'in koluna giderken "çabalayacağım..." dedim."En azından Mert'i görmeye alıştıracağım kendimi." Beril'in bakışları değişirken istediği cevabı tam olarak alamamıştı aslında."Beril..." Dedim isyan eder gibi.

"Yapma ama böyle.Benim için çok zor bir şey bu.Tamam farkındayım Mert'in en azından Barın kadar suçu yok ama; beni anla lütfen.Mert'i kardeşim gibi görüyordum ve bana böyle yapması beni kırdı, incitti..." kafamı iki yana sallarken "en azından affetmek için çabalayacağım" dedim."Ama bana zaman ver olur mu?" Beril'in yüzünde koca bir gülümseme oluşurken kafasını heyecanla salladı ve "zamanların hepsi senin!" Diyerek sarıldı.Bende Beril'e sarılırken kapının açılması ile bakışlarımız o yönü buldu.

Teyzem şaşkın şaşkın bize bakarken "sonunda ya!" Dedi.Mutlu olduğunu gözlerinden ve ses tonundan anlarken yanımıza geldi ve bana baktı."Şu an karşımda eski Almila'yı görüyorum..." dedi burukça.Teyzemin bu söylediğine mutlu olmuştum aslında.Çünkü, eski kimliğime ulaşmak istiyordum ve eskisi gibi olmak istiyordum."En azından eski Almila olmak için çaba gösteriyorum teyze.Böyle... sanki, yeniden doğmuş gibi hissediyorum kendimi." Teyzem saçlarıma öpücük kondururken "babamın bana kendisinden sonra verdiği en güzel hediye beni benliğime teslim etmesi oldu."

 

"Her şey yavaş yavaş düzeliyor kuzum." Teyzem eliyle gözünden gelen bir damla yaşı silerken "bu sefer gözümüzden mutluluk göz yaşları geldi kızım.Hemde senin sayende."

 

Beril ortamı dağıtmak adına ses çıkartırken "benim küçük farem nerede bakayım?" Dedi."Teyzesi onu çok özledi." Saçını savurarak yanımızdan hızlıca geçtiğinde "teyzecim!" Dedi çocuksu bir sesle.

"Neredesin bakalım? Teyzeye ses ver!" Beril'in çocuksu çıkan sesine güldüğümde "hadi..." dedi teyzem." Gidelim ve yemek yiyelim." Kafamı sallarken birden durdu ve bana baktı.Bakışlarım teyzemi bulurken "ne oldu?" Dedim.

 

Bir anımız sorunlu geçmezse olmazdı çünkü!

 

"Şey..." ısrarcı bakışlarımı gezdirirken "söyleyip de mutluluğunu bozmak istemem ama..."

 

"Ama?" Dedim oflarken "teyze söyle artık!" Teyzem tam bir şey diyecekken kapının çalması ile "dememe gerek yok.Zaten öğreneceksin." Teyzeme garip garip bakarken "ben bakarım..." dedim.Odadan çıkıp kapıya doğru ilerlediğimde kapıyı açmam ile Barın ve Mert'i görmem bir olmuştu.

 

İkiside gülerek bir şeyler konuşuyordu ve bu yüzden beni görmemişti.Ses çıkarmadan ikisine bakarken aynı anda bana dönmüşlerdi.Yüzlerindeki gülümseme birden sönerken "Almila?" Dedi Mert bana bakarak.Bakışları hızlıca evi bulurken "senin burada ne işin var?"

 

Herkeste neden bu soruyu soruyorsa!

 

Ses tonunda olan tedirginlik belli olurken bakışlarım bana dikkatlice bakan Barın'ı bulmuştu.

 

Yeşil gözleri gözlerimden bir an olsun ayrılmazken hiçbir şey söylemeden arkamı dönüp içeri geçmiştim.Hızlıca ilerleyip teyzemin yanına gittiğimde "lavabo ne tarafta?" Dedim.

 

Kardeşimin evini bile bilmiyorum olmam ne acı ama!

 

Teyzem eliyle banyoya işaret ederken kafamı sallamıştım ve banyoya ilerleyerek içeri girmiştim ve kapıyı kapatmıştım.

 

Aynanın karşısına geçip kendime baktığımda tuttuğum nefesimi bırakmıştım.

"Ne oluyor Almila?" Dedim kendi kendime konuşurken."Neden Barın'ı her gördüğünde nefret ile baktığın halde heyecanlanıyorsun ki? Neden nefesini tutup yeşil gözlerine dalıyorsun!" Suyu hızlıca açıp yüzüme soğuk su vurduğumda ürpermiştim.

Aynadan kendime tekrardan bakarken "kendine gelmekten başka bir çaren yok" dedim."Barın seni sevmiyordu.Senden sadece intikam almak istiyordu o kadar! Yine aynısını yapmak için geldi. Yine seni üzmek için geldi ve sen bunu bildiğin halde hâla duygularına hakim olamıyorsun." Aynadan yanağımdan süzülen yaşı izlerken "kızını belki seviyor ama; seni asla sevmeyecek!" Suyu açıp tekrardan yüzüme vurduğumda musluğu kapatıp yüzümü tam yanımda durun havlu ile silmiştim.

 

Yüzümü silip aynaya doğru döndüğümde gördüğüm yeşil gözler ile korkmuştum.

Refleks ile tam önümü döndüğümde Barın bağırmamam için ağzımı sol eli ile kapatmıştı.Sırtım banyo dolabı ile buluşurken sağ eli lavabodaki yerini almıştı.

 

Gözleri gözlerimi hedef alırken "açacağım ama bağırmayacaksın" dedi.Kafamı yukarı aşağı sallarken Barın sol elini yavaşça çekmişti ve lavaboya sabitlemişti.

 

Banyo dolabı ve Barın arasındaki o daracık alanda kalırken "çekil!" Dedim sessiz ve bir o kadar sert çıkan sesimle.

 

Barın'ın dudaklarından hayır kelimesi dökülürken "çekil!" Dedim tekrardan.

"Yoksa bağırırım."

 

"Bağır" dedi kendimden emin bir şekilde.

 

"Yaparım biliyorsun."

 

"Yapacağını bildiğim için söyledim zaten."

 

Dudakları yana kıvrılırken istemsizce gamzelerine baktım."Ne istiyorsun?" Dedim gözlerimi gamzelerinden çekmezken.

 

Sorduğum soru ile Barın gülümsemesini silerken kaybolan gamzelerinden gözlerimi çekmiştim.

 

"Asıl konuya geldik. 'Ne istiyorum?' Çok bir şey değil aslında." Bana doğru yaklaşırken nefesini tenimde hissetmiştim.Gücümün yettiğince yüzümü Barın'dan uzaklaştırdığımda "kaçma..." dedi.

"İstediğim seni öpmek değil." Canım yanmıştı ama belli etmemiştim."Öpemezsin zaten" demiştim birden.

 

"Seni ben öpmeyeceğim Almila ama sen beni bir gün kendi isteğin ile öpeceksin ve ben o anı sabırsızlıkla bekleyeceğim."

 

"Asla!"

 

Güldü.Kafasını sağa sola sallarken "senden istediğim şeyi öğrenmek ister misin?" Dedi.Kafamı evet anlamında sallarken "söyle ve bir an önce git.Çünkü, seninle aynı ortamı solumak bile sinirlerim bozuyor."

 

"Bence buna alışmalısın küçük hanım."

 

"Bana böyle seslenme! Ayrıca neden alışmalıyım anlamadım?"

 

"Çünkü bundan sonra seninle aynı evde kalacağım."

 

"Söylediği cümleyi idrak etmeye çalışırken sesli bir kahkaha atmıştım."Ne?" Dedim Barın'ın yüzüne bakarken."Anlayamadım?"

 

"Bundan sonra..." dedi tane tane konuşarak."Seninle aynı evde kalacağım."

 

Ciddi miydi?

 

"Sen ne dediğinin umarım farkındasındır!" Sesim sinirli çıkarken "ne saçmalıyorsun sen?" Dedim."Ne bizde kalması! Ne bundan sonrası?"

 

"Ben ne dediğimin farkındayım Almila.

Bence sende benim kurduğum cümlenin farkında olmalısın.Zira burda geceye kadar bekleyemeyiz.Ha..! Benim için hava hoş gerçi ama; seni bilemem."

 

"Sen salak mısın?" Dedim birden çıkışarak.

"Ben neyin farkında olacağım? Böyle bir şeyin farkında olması mı olur? Hem ben böyle bir şeyin farkında olmak istemiyorum ve gidiyorum!" Olduğum yerden kurtulmaya çalışırken Barın beni birden kaldırıp dolabın üzerine oturtmuştu.

 

"Ne yapıyorsun sen be?" Dedim birden bağırarak.Barın kulağını kapatırken "kulağımın zarı patladı" dedi.

 

"Duymazsın inşallah!" Diyip olduğum yerden kurtulmaya çalışırken "ne ayıp bir cümle bu böyle" dedi elini bacaklarımda sabitleyerek."Elini üstümden çek Barın!"Dedim."İneceğim."

 

"Buradan inmek istiyorsan ilk başta bu dediğimi kabul etmen lazım."

 

"Asla!"

 

"Ama asla deme işte! Asla denilmez her şeye.Ayrıca böyle bir kelime kullanma hakkına sahip bile değilsin sen!"

 

"O nedenmiş?" Dedim.

 

"Hatırlatırım.Sen benden kızımı kaçırdın."

 

Dediği cümle kanımı dondururken "ne alakası var şimdi" dedim.

 

"Şimdi şöyle düşün.Sen benden kızımı kaçırdın ve iki sene boyunca sakladın öyle değil mi?" Benden onay beklerken hiçbir şey söylememiştim.Kafasını sallarken "kaçırdın" dedi."Şimdi ben mahkemeye başvursam kızımı senden alır mıyım alamaz mıyım?"

 

"Alamazsın!" Dedim kendimden emin bir şekilde."Evli bile değiliz!"

 

"Eğer elin güçlüyse Almila öyle bir alınır ki!"

 

Barın'ın söylediği her şey kalbime hançer gibi gelirken "iğrenç bir insansın!" Dedim.

"Seni o kadar yanlış tanımışım ki!"

 

"İkimizde birbirimizi yanlış tanıdık Almila."

 

"Senden nefret ediyorum!" Barın'ı sertçe ittirip olduğum yerden indiğimde "hem benden intikam almak isteyen sensin hem çocuğumu isteyen sensin!" Elimle göğsünü ittirdiğimde "sen ne iğrenç bir insansın böyle!" Dedim bağırarak.

 

"Ben senden intikam almadım Almila."

 

"Aldın!" Dedim."Sen değil misin beni intikam için kaçırıp aşık etmeye çalışan?"

 

"Bilmediğin şeyler var."

 

"Doğru" dedim."Bilmediğim şeyler var.

Tamam... ben intikam almak istediğini biliyorum ama mesela nasıl alacaksın bunu bilmiyorum.Gerçi Ceyda bana bir iki bir şey anlattı ama..." bakışlarım Barın'ı hedef alırken "anlatsana, sen nasıl benden intikam alacaktın? Ceyda'nın dediği gibi beni düğün günümde mi bırakacaktın?" Barın kafasını iki yana sallarken "yoksa hamile olduğumu öğrendiğin gecenin sabahı mı bırakacaktın beni? Söyle, ne yapacaktın?"

 

"Böyle bir şey yapmayacaktım Almila!"

 

"Sence de çok klişe değil mi Barın? Böyle bir intikam almak? Daha yaratıcı olamadın mı mesela?"

 

"Almila kendinde değilsin şu an!"

 

"Ben gayet kendimdeyim!" Dedim bağırarak.Barın'ın yakasından tuttuğumda "bence asıl intikamı şu an almaya başlıyorsun değil mi? Beni tehdit ederek?" Barın beni belimden sabitlerken "senden intikam almayacaktım Almila! Neden anlamak istemiyorsun bunu?"

 

"Çünkü sana inanmıyorum!" Belimdeki eli iyice sabitlenirken "inanmalısın" dedi.Beni birden çevirdiğinde sırtım göğsü ile buluşmuştu."Bırak beni hemen!" Dedim kurtulmaya çalışırken.

 

"Bak..." dedi."Aynadan bize bak!" Gözlerim ayna ile buluşurken Barın'a ve kendime bakmıştım."Bu halde olmayabilirdik.Eğer sen gelip bana her şeyi sorsaydın, benden hesap sorsaydın sen bugün bu şekilde öfke ve nefret ile bakmazdın."

 

"Eğer benden intikam almak istemeseydin Barın ben sana bugün daha farklı bakabilirdim.Biz eğer bu haldeysek bunun sorumlusu sensin!" Aynadan Barın'a bakarken Barın'da bana bakmıştı."Bu nefretin hiçbir zaman geçmeyecek mi?"

 

Kafamı hayır anlamında sallarken "geçmeyecek" dedim."Ben sana baktıkça Ceyda'nın bana dinlettiği ses kaydını hatırlıyorum." Gözümden yanağıma yaşlar süzülürken "Alp'ten öyle bir nefret etsin ki... o an tek sığınacağı insan ben olayım." Aynadan Barın'a bakarken "hatırladın mı?" Dedim sesimin titremesine engel olamazken.

 

Barın'ın elleri gevşerken parmakları kolumdan aşağı süzülmüştü.Bu yaptığı ürpermeme neden olurken "bu ses kaydını duyduğumda nasıl canım yandı tahmin bile edemezsin Barın" dedim."Nasıl dünya başıma yıkıldı hayal bile edemezsin."

 

Barın tam bir şey söyleyecekken kapının birden açılması ile Beril içeri girmişti."Ne oluyor burada?" Dedi Beril bize bakarken.

 

Beril'le birlikte Mert'te içeri girerken "Barın teyze ve Beril'i oyalaya bildiğim kadar oyaladım ama..."

 

"Ne oluyor burada?" Dedi Beril tekrardan bize bakarak."Barın sen ne yapıyorsun bu banyoda?"

 

"Bir şey olduğu yok Beril!" Dedim."Barın kabuk bağlayan yaramı bana çok gördü sadece.Bu yüzden ise yaramı koparıp tuz basmak istedi o kadar." Bakışlarım Barın'ı bulurken "tehditini de kabul ediyorum Barın ama; sakın unutma! Nefes aldığın her anı sana zehir etmek için çabalayacağım.Evde hiçbir zaman huzurun olmayacak ve bir aile gibi olmamıza, öyle davranmana izin vermeyeceğim."

 

Barın'a çarparak banyodan çıktığımda odaya giderek Berfu ile ilgilenen teyzeme dönmüştüm."Hadi teyze..." dedim Berfu'yu alarak."Gidelim."

 

"Kızım..." dedi teyzem peşimden gelirken.

"Ne oldu birden bire?" Teyzemin cümlesi ile birden ona döndüğümde "bir şey olmadı teyze.Sadece demin bir tehdit yedim o kadar!"

 

"Ne?" Dedi teyzem şaşırarak."Ne tehditi?"

 

"Barın!" Dedim birden."Bizimle birlikte kalacakmış.Eğer kalmazsa çocuğumu benden alacakmış!"

 

"Bu ne saçma bir şey?"

 

"Değil mi bende aynısı söyledim." Oflayıp tekrardan teyzeme baktığımda "neyse kalsın birkaç gün.Zaten birkaç günden fazla kalamaz o.Bizim yanımız ona ağır gelir."

 

Tekrardan arkamı dönüp yürümeye başladığımda "hadi gidelim..." Barın'ın sesini duymam ile sabır dilenmeye başladığımda "ayıp değil mi oğlum senin bu yaptığın?" Teyzemin cümlesi ile ikisine baktığımda "neden bu kıza acı çektirip duruyorsun sen?" Dedi."Ne istiyorsun bu kızdan?"

 

"Bir şey istemiyorum teyzecim.Ben sadece kızımın yanında olmak istiyorum o kadar." Bana ve sonra Berfu'ya baktığında "sizi takip edeceğim" dedi ve evden çıkarak gözden kayboldu.

 

"Teyze lütfen sen bu işe karışma olur mu? Barın ile muhattap olmanı istemiyorum!"

 

"Peki kızım sen nasıl istersen öyle olsun." Teyzeme yaklaşıp yanağından öptüğümde "sadece birkaç gün dayanacağız o kadar."

 

"Almila cidden Barın sizle mi kalacak?" Beril'in hâla inanmadığı belliydi.Kafamı sallarken "maalesef" dedim.Mert'e baktığımda bakışlarını kaçırmıştı.

 

"Neyse... biz gidelim." Beril yanıma geldiğinde "merak etme olur mu? Ben sürekli olarak senin yanına geleceğim." Kafamı sallarken "görüşürüz" dedim.

 

Önüme dönüp yürümeye başladığımda teyzem de benimle birlikte yürümeye başlamıştı.Arabayı park ettiğim yere gittiğimde hemen arkada duran Barın ile göz göze gelmiştim.Bana baktığı gibi gözlerimi kaçırdığımda neden böyle bir şey yaptığımı düşünmüştüm.Neden Barın'ın kalmasına izin verdiğimi içten içe sormuştum kendime.Cevabımdan ise korkmuştum.

 

Kafamdaki cevabı olmayan soruları bir kenara atarken Berfu'yu teyzeme verip arabaya yerleştiğimde sürmeye başlamıştım.

 

İçimde değişik bir his vardı.

Değişik bir duygu.

Anlamlandıramıyordum.Belki de bilmek istemiyordum.

 

Arabayı çalıştırıp sürmeye başladığımda aynadan arkamdan gelen arabaya bakıyordum."Asla pes etmeyecek" dedim sessizce.

 

"Bir şey mi dedin kızım?" Teyzeme bakarken kafamı hayır anlamında sallamıştım.

 

Kısa bir süre sonra eve vardığımda arabayı park ederek inmiştim.Teyzemde Berfu ile birlikte inerken "sen geç teyze" dedim."Ben geliyorum."

 

Teyzem tamam diyerek yanımdan uzaklaştığında Barın yanıma gelip arabaya yaslanmıştı.Ukala bir şekilde gülerken "evde de yalnız kalabilirdik aslında" dedi.

 

Sinirle Barın'a bakarken "kes zırvalamayı Barın!" Dedim."Hem sen söyle bakalım Cüneyt nerede?"

 

"Evinde!" Dedi sinirle."Beyefendiye bir hizmetimiz eksikti zaten onu da gerçekleştirdik!"

 

Barın'ın cümlesini duymamazlıktan gelirken "ne dedi doktor?" Dedim.

 

"Sanane Almila."

 

"Cevap ver bana! Ne dedi doktor?"

 

"Birkaç çatlak..." dedi sessizce.

 

"Ne?" Dedim anlamayarak.

 

"Ya birkaç çatlak varmış işte!"

 

"Sen bunu bana yeni mi söylüyorsun?" Sinir kat sayım artarken tam arabanın kapısını açacaktım ki Barın elimin üstüne elini koymuştu.

 

"Gidemezsin!"

 

"Bana karışamazsın Barın! Hem sen kimsin.Kimsin de bana karışıyorsun? Üstümde ne gibi bir hakkın var mesela?" Barın bana cevap vermezken kapıyı tam açacaktım ki "eğer gidersen Almila bu sefer birkaç çatlak ile kalmaz haberin olsun" dedi.

 

Bakışlarım Barın'ı bulurken "kıskanıyormuş gibi davranma lütfen!" Dedim sinirle."Oyun oynamana gerek yok.Zaten emin ol artık oyunlarını yemiyorum! O yüzden çekil önümden."

 

Cümlem ile beni kendine çevirip araba ile kendi arasına aldığında "alıştık sende artık iyice!" Dedim sitemle."Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

 

"Sen kıskanmak nedir daha görmedin Almila.Bu kıskançlığımın en alt seviyesiydi.

Bir üst seviyesini öğrenmek dahi istemezsin.Ayrıca..." dedi.Bana yaklaştı ve nefesini dudaklarıma değdirdi."Oyun yok Almila.İki sene öncede yoktu.Şu an da yok." Benden ayrılıp önümden çekildiğinde "karar senin şimdi" dedi.

 

Önünü dönüp yürümeye başladığında açık olan kapıdan içeri girmişti.Nefesimi dışarı verirken "bir gün nefessiz kalmazsam iyidir!" Dedim ve arabayı kilitleyerek eve doğru yürümeye başladım.

 

Şu an Cüneyt'in yanına gitmek sağlıklı olmazdı.Bana bunca zaman destek olan birinin yanında olamamak ne kadar zoruma gitse de uygun bir zaman elde etmem lazımdı.

 

Evden içeri girdiğimde koltukta oturan Barın'ı görmezden gelirken odama gidip üstümü çıkartarak rahat edeceğim kıyafetler giymiştim ve odamdan çıkarak boş olan koltuğa göz gezdirip teyzemin odasına girmiştim.Teyzem Berfu ile ilgilenirken "Barın nerede?" Dedim.

 

"Misafir odasını ayarladım ona.Oradadır."

 

Kafamı sallarken "çok yorgunum" dedim.

"Ve bir o kadar da aç."

 

"Hiçbir şey yemedin tabii.Ben sana birazdan hazırlarım bir şeyler." Kafamı iki yana sallarken "gerek yok teyze" dedim.

"Ben hazırlarım bir şeyler şimdi."

 

Teyzem kafasını tamam anlamında sallarken "ne olacak şimdi?" Dedi."Nasıl ilerleyecek bu süreç?"

 

"Bilmiyorum..." elimi saçıma geçirip geriye attığımda "Barın'ın Berfu hakkındaki düşüncelerini anlamak o kadar zor ki teyze.Beni geçtim, bana oyun oynuyor yine.Bu bariz belli ama... Berfu'ya değer veriyor gibi.Bunu gözlerinde gördüm teyze." Gülümserken "Berfu Barın'a baba dedi biliyor musun? İlk defa konuştu teyze.İlk defa kelime kurdu ve bu kelime baba oldu." Teyzem şaşkınlığını korumaya çalışırken "Barın'ın gözlerindeki duyguyu gördüm teyze" dedim."Ağladı, mutlu oldu."

 

"Sence Berfu'yu seviyor mu?"

 

"Bakılınca değer veriyor gibi ama sonuçta ilk defa gördü Berfu'yu bu kadar kısa sürede bağlanmış olması... bilmiyorum garip geliyor bana."

 

"Her şeyi zaman gösterecek kızım.Sadece gözlemen gerekiyor.Bak, izle.O zaman anlarsın doğruları.

 

"Haklısın" dedim.Ayağa kalkarken Berfu'yu öptüğümde "gidip bir şeyler hazırlayayım ben.Sonra konuşuruz olur mu?"

 

"Olur kuzum.Sen git bir şeyler hazırla bende Berfu Hanımı uyutayım." Berfu bize bakıp gülerken "iyi uykular prensesim..." dedim ve yanağına öpücük kondurarak geri çekildim.

 

Odadan çıkıp mutfağa doğru ilerlediğimde duyduğum ses ile duvarın arkasına saklanmıştım ve mutfağa bakmıştım.

Gördüğüm manzara işe şaşırırken kendime gelerek birden mutfağa girmiştim."Ne oluyor burada?" Dedim bağırarak.

Bağırmam ile Barın elindeki sütü dökerken "mahvetmişsin mutfağı!" Dedim sitem dolu sesim ile.Barın'ın yanına gidip kabın içine baktığımda "ne yapıyorsun sen böyle? Hatta daha da mantıklı bir soru sorayım.Ne hakla benim mutfağıma girebiliyorsun sen?"

 

"İlk sorduğun soruyu seçip ona cevap veriyorum" dedi dalga geçer gibi konuşarak."Onunda cevabı ise, pankek yapıyorum."

 

Barın'ın cümlesi ile gerilirken "pankek mi?" Dedim.

 

Kafasını sallarken "yardım etmek ister misin?" Diye soru yöneltti.

 

Ciddi miydi?

 

Kafamı iki yana sallarken "Sana yardım etmem.Pankek yapmana ise asla yardım etmem!"

 

"Neden?" Dedi kaşını kaldırarak."Pankek ile bir sorunun mu var?"

 

"Pankek ile sorunum yok sadece Barın.

Benim sorunum seninle yaptığım tüm yemeklere karşı!" Cümlem ile Barın'ın yüzü düşerken "amacın ne ben anlamıyorum! Pankek yapınca eline ne geçiyor mesela? Ya da ne geçecek?"

 

"Hiçbir şey.Bir amacım da yok ayrıca.

Sadece canım çekti.Ha! Bu arada... benim pankek ile bir sıkıntım yok.Anlam yüklemiyorum yani senin gibi." Önünde duran harcı karıştırmaya devam ederken "kakao ister misin?" Dedi.Kafamı iki yana sallarken "ne yapıyorsan yap Barın! Beni karıştırma da."

 

Tam arkamı dönüp gidecekken elini belime koyup beni kendine yapıştırdığında sırtım göğsüne gelmişti."Ne yapıyorsun sen?" Dedim ittirerek ama Barın o kadar güçlüydü ki elini belime iyice sabitleyip bedenimi tezgaha çevirmişti.Dudakları boynuma değerken "ben burada misafirim Almila.Sence de misafirin mutfaktayken çekip gitmek ayıp olmuyor mu?" Sıcak nefesi ve sıcak dudakları her konuşmasında boynumu esir alırken "uzaklaş..." dedim sessizce."Neden?" Dedi."Yoksa etkileniyor musun?"

 

"Hayır."

 

"O zaman söyler misin bana neden böyle nefes nefesesin?"

 

Barın'ın cümlesi ile nefesimi tuttuğumda "yoo..!" Dedim birden."Nefes nefese değilim.Nerden çıkardın nefes nefese olduğumu?"

 

Barın hafiften gülerken yapma dedim içten içe.Yapma bunu Almila kendine.

 

"Hadi hızlı hızlı aldığın nefesleri düzene soktun..." sağ eli belimde dolanırken sol elini kaldırdı ve kolumdan yukarı yavaş yavaş çıkarak durdu.Elini yavaş yavaş kalbimin üzerine koyduğunda gözlerimi kapatmıştım."Peki ya burası?" Dedi fısıldayarak."Burayı nasıl dizginleyeceksin? Hemde deli gibi atarken." Gözlerimi açıp bu anın gerçek olup olmadığını algılamaya çalışırken Barın yaptığı pankek harcından biraz alıp ağzıma koymuştu.İstemsizce harcın tadına bakarken "sence biraz daha şeker eklemeli miyim?" Dedi.

 

Kafamı iki yana sallarken "bu kadar yeterli..." dedim.

 

Barın elini yavaşça belimden çekip yan tarafa geçtiğinde parmağını şıklatarak kendime gelmemi sağlamıştı.

 

Gülüşü dudaklarında yayılırken sinirli bir şekilde Barın'ı hedef almıştım."Bana sakın bir daha dokunma!" Dedim."Yoksa çok kötü olur!"

 

"Deminki tavrına bakılırsa eğer hiç şikayetçi değildin.Neden böyle diyorsun ki şimdi?"

 

Söylediğine verecek cevap bulamazken arkamı dönerek odama doğru ilerlemiştim.

Odama girip yatağa yattığımda gözlerimi tavana dikerek salaklığımı sorgulamıştım.

 

Neden böyle oluyordu anlamıyordum.

Barın'dan uzaklaşmaya çalıştıkça sanki daha çok yakınlaşıyor gibiydim.

 

Ama buna izin veremezdim.Bir kere daha beni kandırmasına müsade edemezdim.

 

Hemen yanımda duran telefonu elime alıp babamı aradığımda kısa bir süre içerisinde açılmıştı.

 

"Baba?" Dedim konuşmaya başlarken.

 

"Babam" dedi içten bir sesle.

 

"Nasıl olduğunu merak ettim ve bu yüzden aramak istedim."

 

"İyiyim ben kızım ama senin sesin kötü gibi geliyor sen iyi misin?"

 

Kısa bir sessizlik olurken "gitmen iyi olmuş baba.Çünkü Barın eve gelmekle kalmadı buraya yerleşti resmen."

 

"Nasıl yani?" Sinirle söylediği cümle ile sabır çekerken "asıl buraya gelmem kötü oldu kızım! Seni o adamla nasıl yalnız bırakayım şimdi ben?"

 

"Baba ben burada yalnız değilim sonuçta.

Teyzem var Berfu var.Hatta... artık Beril bile var."

 

"Barıştınız mı?" Dedi.Sesinden mutlu olduğunu anlamıştım.Kafamı sallarken "sayende baba" demiştim."Sayende hatamı anladım ve Beril'den özür diledim."

 

"En iyisini yaptın kızım.Doğru bir karar vereceğinden asla şüphe duymamıştım zaten."

 

"Bu arada baba yemek falan yedin mi? Aç mısın?"

 

"Değiliz kızım.Biraz önce yedik."

 

"Yedik?" Derken dedim anlamaya çalışırken.

 

"Şey... uzun zamandır görmediğim bir arkadaşım beni görmek için geldi de kızım.O yüzden yedik dedim."

 

"Ha!" Dedim kafamı sallarken.

"Anladım.Neyse o zaman ben seni daha fazla tutmayayım.Misafirinde varmış hem.Ben seni sürekli olarak ararım zaten."

 

"Tamam kızım.Kendine çok dikkat et olur mu?"

 

"Ederim baba ama sende dikkat et lütfen."

 

"Ederiz kızım.Hadi iyi geceler."

 

"İyi geceler baba."

 

Babam ile konuşmayı bitirip Cüneyt'in mesaj yerine girdiğimde "iyi misin?" Dedim.

 

Mesajı attıktan bir dakika sonra mesaj sesi geldiğinde telefondaki mesajı okumuştum.

 

"Ağrılarımı saymazsak eğer iyiyim Almila."

 

"Ben Barın adına senden özür dilerim Cüneyt.Barın'da böyle işte.Sinirli ve kendine hakim olamıyor." Mesajı yolladığımda tekrardan yazmaya başlamıştım.

 

"Bu arada... bugün o kadar şey oldu ki yanına gelmedim lütfen kusuruma bakma ama yarın en kısa zamanda yanına gelmeye çalışacağım."

 

"Yanıma gelmek için kendini zorlamana gerek yok Almila.İyileştiğim zaman görüşürüz zaten.Neyse benim telefon üzerinden halletmem gereken işler var.Sonra konuşuruz olur mu?"

 

"Olur.Kendine dikkat et."

 

"Ederim Almila.Sende kendine dikkat et."

 

"Bende ederim arkadaşım."

 

Telefonu kapatıp elimde sabitlediğimde aklıma gelen şey ile kapıya bakmıştım.

 

"Barın'ın Cüneyt'i tehdit etme olasılığı var mı?" Dedim kendi kendime konuşurken.

Olduğum yerden kalkıp kapıya doğru ilerlediğimde kapıyı açarak dışarı çıkmıştım.Kapıyı kapatıp tam önümü döndüğümde gördüğüm manzara ile şaşkına dönmüştüm.

 

Barın koltukta oturarak uyuyordu ve Berfu ise onun kucağında göğsüne yaslı bir şekilde uyuyordu.

 

Sessizce yanlarına ilerleyip ikisine baktığımda gözlerim istemsizce dolmuştu.

 

Barın'ın elleri Berfu'yu korumak istermiş gibi bedenine sarılıyken bakışlarım Berfu'ya değmişti.Gülümsüyordu.Uykusunda bile babası ile olduğu için mutluydu.

 

"Baba ve kızı..." dedim sessizce.Sesimin titremesine engel olamazken bu anı ölümsüzleştirmek adına elimde duran telefondan ikisinin fotoğrafını çekmiştim.

 

Önlerinde diz çöküp Berfu'nun yanağını sevdiğimde "özür dilerim annecim..." dedim."Seni baban olmadan büyütebileceğim fikrine kapıldığım için özür dilerim." Elimi yanağından çekerken Barın'a bakmıştım."Belki iyi bir sevgili veya eş olamazsın Barın ama iyi bir baba olabilirsin." Olduğum yerden kalkıp içeri gittiğimde örtü alarak oturma odasına geri dönmüştüm ve ikisinin de üstünü örterek tam yanlarına oturmuştum.

 

Kafamı yana yaslayıp huzur içinde uyuyan Berfu'yu izlerken gözlerimi kapatarak sızlayan gözlerimi biraz dinlendirme kararı almıştım.

 

Ne kadar çok Barın'ı hayatımdan uzaklaştırmak istesem de hep bir yanımız Berfu olduğu için birbirimize bağlı olacaktı.

 

Biz tekrardan birlikte olamayacaktık ama en azından Berfu babasız kalmayacaktı.

 

Ne kadar Barın'ı görmek bile istemesem kızım için buna mecburdum.

 

Barın ile ortak bağ kurmaya mecburdum.

 

Bölüm sonu...

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🤍

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🤍

 

Yeni bir bölüm ile görüşmek üzere.Kendinize iyi bakın. 🫶🏻

 

Loading...
0%