Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Bölüm 6: “Plan”

@aleynay0

 

 

Bazen hedefler için güven kazanmak şarttır.Çünkü, eğer güven olmazsa planlar başarısız olurdu.

 

İlacı aldıktan hemen sonra odadan çıkmış ve kendi kaldığım odaya gelmiştim.

 

Buradan çıkacak olmamın düşüncesi bile beni fazlaca heyecanlandırıyorken yemeği nasıl bekleyecektim ki?

 

Ama her şeyden önce düşünmem gereken çok önemli bir şey vardı.

 

O da bu uyku ilacını Barın'a nasıl vereceğimdi.

 

Acaba içeceğine falan gizlice mi katsam?

 

Herhalde gizlice katacaksın Almila.Yok bir de adamın gözünün önünde kat!

 

Derin bir nefes alarak düşünmeye başladığımda kapının birden açıldığını duymuştum.

 

Gözlerimi Barın'ın olduğu tarafa yönlendirdiğimde diyeceği şeyi beklemeye başladım.

 

"Yemek hazırladım" dedi bana dikkatlice bakarken."Açıkmışsındır.Birazdan getiririm sana yemen için."

 

Tam gidecekken birden Barın'a seslenmiştim.

"Seninle birlikte yesem olur mu acaba? Tek yemek yemeyi hiç sevmiyorum da."

 

Barın'ın bakışları beni bulurken "tabii..." dedi.

"Nasıl istersen."

 

Bugün şans kesinlikle benden yanaydı!

 

Kafamı tamam anlamında sallarken çoktan Barın ile birlikte yürümeye başlamıştım.

 

Bu fırsatı kesinlikle iyi değerlendirmem lazımdı.

 

✨✨✨

 

Mutfağa girdiğimizde masanın üstünün boş olduğunu görmüştüm.Barın'a döndüğümde konuşmaya başladı.

 

"Sofrayı da artık beraber kurarız."

 

Kafamı olur kurarız anlamında salladıktan sonra dolapların olduğu bölüme ilerlemiştim.

 

Dolabın kapağını açtığımda bardak bölümü olduğunu görmüştüm.

 

"Su bardağı mı şarap bardağı mı?" diye onun olduğu tarafa dönerek sordum.

 

"Şarap bardağı." Verdiği cevap üzerine tekrar dolaba doğru döndüm.

 

Bu kesinlikle benim için daha iyiydi.

 

Şarap bardağına uzanıp iki tane çıkardıktan sonra masaya koydum ve tekrar dolapların olduğu kısma ilerleyerek başka bir kapağı açtım.

 

Tabak bölümünü bulmuştum ama tabaklar uzanabileceğim bir yerde değildi.

 

Ayak uçlarımı biraz yukarı kaldırdığımda tabaklara biraz olsun ulaşabilmiştim.

 

Ayaklarımı tekrardan iyice uzanmak için kaldıracakken arkamda birden Barın'ı hissetmiştim.

 

O tabak kısmına uzanmış rahatça tabakları alırken ben önüme dönmüştüm.

 

Yüzüm göğüs kafesi hizasındaydı.Fazla yakındık ve gerçekten fazla güzel kokuyordu.

 

Ben bunları düşünürken Barın tabakları alıp bana bakmıştı.Gözleri gözlerime değerken bir şey fark etmiştim.

 

Bana çok güzel bakıyordu.

Hatta bir yabancıya göre fazla güzel.

 

Biraz daha bana baktığında nefes alamadığımı farketmiştim ve hızlıca yana kaymıştım.

 

Hadi ama Almila! Çaktırmayacağım derken çocuğun gibine kadar girmene ne gerek vardı?

 

Barın ise benim yana kaymamla olduğu yerden ilerleyerek tabakları masaya yerleştirmişti.Daha sonra çatal ve bıçakları da gözden almıştı ve onları da yerleştirmişti.

 

Ben ise Barın'ın yaptığı salatayı soslayarak masaya koymuştum.

 

Sırf kaçmak için, kaçırıldığım yerde bunları yapmam çok ironikti gerçekten.

 

Masayı Barın'la birlikte kurduktan hemen sonra sofraya sonunda oturmuştuk.

 

Ben büyük bir açlıkla Barın'ın yaptığı ete ve pilava bakarken ağzımın sulanmasına engel olamamıştım.

 

Gerçekten mükemmel görünüyordu.

 

Sonunda gözlerimi et ve pilavdan ayırdığımda Barın'a baktım.Çoktan yemeye başlamıştı bile.

 

Bende onun gibi yaparak çatalı elime aldığımda pilavı yemeye başladım.Hem bir taraftan yemeğimi yiyip, hemde ne yapsam diye düşünürken, sonunda ne yapmam gerektiğini bulmuştum.

 

Pilavı hızlı hızlı yiyip birden öksürmeye başladığımda Barın bana bakmıştı.

 

Öyle bir öksürüyordum ki ben bile inanırdım yaptığım role.

 

Barın telaşlı bir halde "Ne oldu?" diye sorarken yanıma gelmişti ve sırtıma vurmaya başlamıştı.

 

Biraz daha öksürürken "Su..." diyerek Barın'a bakmıştım.

 

Kafasını tamam anlamında sallayarak bardak bölümüne ilerlediğinde öksürmeye devam ettim ve arka cebimden çıkardığım ilacı hızlı bir hamle ile Barın'ın şarap bardağına attım.

 

Ben bardağa ilacı attığımda Barın arkasını döndü ve hızla yanıma ilerleyerek su bardağını bana uzattı.

 

Su bardağını elinden aldıktan sonra içmeye başlamıştım.

 

Barın ise hala tedirgin bir şekilde başımda dikiliyordu.

 

Bardağın içindeki suyu bitirdiğimde masanın üstüne koydum ve Barın'a döndüm.

 

"İyi misin?" diye sordu.Telaşlanmıştı ve bunu bariz bir şekilde göstermekten çekinmiyordu.

 

"İyiyim..." dedim kafamı sallarken."Teşekkür ederim." Masanın üstünde duran çatalı alıp tekrardan yemeye başladığımda Barın'da tekrardan sandalyesine yerleşmişti ve bana kısa bir bakış attıktan sonra o da yemeğine kaldığı yerden devam etmişti.

 

Hadi artık iç şu şarabını Barın.

 

Ya içmezse?

 

İçer canım neden içmesin.

 

Elimi şarap bardağıma götürüp içindeki sıvıyı yudumlamaya başladığımda Barın'da elini şarap bardağına uzatmış ve elleri arasına almıştı.

 

Benim yaptığım gibi şarabı yudumlamaya başladığında yavaş yavaş içerek bardağın içindeki sıvıyı bitirmişti.

 

"İşte bu!" İçimden bağıra bağıra kurduğum cümle ile Barın'a bakmıştım.

 

Bu işte zafer ile tamamlanmıştı.

 

Barın bardağını bitirdikten sonra hafif bir gülümseme ile sandalyesinden kalkıp mutfağın içindeki balkona ilerlemeye başlamıştı.

 

"Nereye..." diye merakla sorduğumda bana dönmeden "Sigara içeceğim" cevabını vermişti ve balkona girerek kapıyı kapatmıştı.

 

Bende boş durmanın bir anlamı olmadığını düşünerek sofrayı kaldırmıştım ve bulaşık makinesine yerleştirmiştim.

 

Çok az bir zaman kalmıştı.Buradan sonunda kurtuluyordum.

 

Ben bulaşıkları bulaşık makinesine dizdiğimde Barın da balkondan çıkarak yanıma gelmişti.

 

"Yemek faslı da bittiğine göre odalarımıza gidebiliriz..." dedi."Bu arada ellerine sağlık.Zahmet ettin."

 

"Önemli değil..."dedim ve Barın ile yürümeye başladım.

 

Odamın olduğu kısma geldiğimde Barın'a döndüm ve " iyi geceler" diyerek içeri girdim.

 

Birazdan buradan çıkacaktım ve huzurlu bir şekilde evime gidecektim.

 

Umarım koruma falan koymamıştır kapıya.

Umarım planımın son kısmını uygulayabilirim.

 

✨✨✨

 

Tam tamına bir saat olmuştu.

Acaba ilaç etkisini göstermiş miydi?

 

Bunu anlamanın tek bir yolu vardı o da dışarı çıkıp bakmaktı.

 

Sessiz adımlar ile kapıya ulaştığımda kapıyı derin bir nefes alarak aralamıştım.

 

Hafif bir gıcırtı çıksa da önemli olmadığını düşünerek sessizce yürümeye devam etmiştim.

 

Koridora çıktığımda sağ tarafa dönerek Barın'ın olduğu odaya ilerlemiştim.Yavaş adımlar ile kapının önüne geldiğimde sessizce kapıyı açmıştım ve kafamı hafif içeri doğru sokarak Barın'ın yatağına bakmıştım.

 

Uyuyordu.

 

Uyuduğunu gördüğüm de tekrar kapıyı kapatmıştım ve koridorda çıkışa doğru ilerlemeye başlamıştım.

 

"Seni hiç özlemeyeceğim ev." Dedim gözlerimi etrafta gezdirirken."Kusura bakma!

 

Koridorda biraz daha ilerlediğimde sola doğru dönmüştüm ve kurtuluşum olan o kapıyı görmüştüm.

 

Çok az kalmıştı.

 

İlerleyerek kapıya ulaştığımda kapının kitli olduğunu anlamıştım.

 

Yani aslında bunun olacağını tahmin etmem gerekiyordu.

 

Büyük bir mutsuzluk ile önüme döndüğümde anahtarın nerede olduğunu düşünmeye başlamıştım bile.

 

Acaba Barın anahtarı nereye koymuş olabilirdi?

 

Büyük bir telaş ile sağa sola bakınmaya başladığımda kapının hemen yanında çekmeceli bir dresuar olduğunu görmüştüm.

 

"Buraya koyma ihtimali acaba kaç?" diyerek iki saniye falan düşünmüştüm.

 

"Yani eğer IQ seviyesi düşükse koyabilir ama şöyle bir sıkıntı var ki Barın'ın IQ seviyesinin düşük olduğunu düşünmüyorum" diyerek tezimi çürütme kararı almıştım.

 

"Olsun ben yine de bakacağım" diyerek kendimden onay aldıktan sonra dresuar'a doğru ilerledim ve çekmeceyi açarak göz gezdirdim.

 

Tabii ki de yoktu.Hatta yok olmamakla birlikte bomboştu!

 

Büyük ihtimalle yanına almıştır diye düşünerek tekrardan koridorda yürümeye başlamıştım.

 

Barın'ın odasına geldiğimde yine sessiz bir şekilde kapıyı aralamıştım ve içeri girmiştim.

 

Dikkatli bir şekilde Barın'ın ceketinin olduğu askılığa ilerlediğimde ceketinin ceplerini karıştırmaya başlamıştım.

 

Bu yaptığım çok büyük bir ayıptı biliyordum ama başka çarem yoktu.

 

Barın'ın ceketinin ceplerini karıştırdığımda anahtarın burada olmadığını anlamıştım.

 

Peki ama neredeydi ?

Pes etmek yoktu.

Bulacaktım.

 

Son çare Barın'ın pantolonuna bakmaktı.Peki pantolonu neredeydi ?

 

Yavaş bir şekilde Barın'ın yatağına yaklaştığımda pikeyi hafifçe kaldırmıştım.

Pantolonu üstündeydi.

 

Derin bir nefes alarak Barın'ın pantolonunun cebine elimi uzatmıştım.

 

Üstünde bir şey yoktu ve nedense dikkatimi dağıtıyordu.

 

Üst tarafına bakmamaya çalışırken, ceplerine elimi yerleştirerek bakmaya başlamıştım.

 

Cep tarafından elime bir sertlik geldiğinde bunun anahtar olduğunu anlamıştım.

İşte buradaydı.

 

Şimdi yapmam gereken tek şey elimi cebine sokarak anahtarı oradan almaktı.

 

Yavaş bir şekilde elimi Barın'ın cebine soktuğumda anahtarı temkinli olarak tutmuştum ve çekmiştim.

 

Kurtuluşumun anahtarı şimdi avuçlarımın arasındaydı.

 

✨✨✨

 

Barın'ın odasından çıkıp sonunda dış kapıya ulaştığımda kapıyı büyük bir zafer ile açmıştım.

 

Artık özgürdüm.

 

Kapıyı açıp dışarı çıktıktan sonra yürüyerek sağa ve sola bakmaya başlamıştım.

Kimse yoktu.

 

Şaşırmıştım.

Ama kafama fazla takmadım ve yürümeye devam ettim.

 

Gece yarısıydı ve kesinlikle güvenilir bir yerde değildik.

 

Ormanın içerisinde bir evdeydik ve bizden başka kimse yoktu ve cidden korkutucuydu.

 

Ama buradan kaçmak için korkuyu bir tarafa bırakmam gerekiyordu.

 

Sessizce ormanda ilerlerken hayvan seslerinin geldiğini işitmiştim.Belki de kurttu,bilmiyorum.

 

Korkmaya başlamıştım ve bu ormandan bir an önce çıkmak istiyordum.

 

Son kez arkama baktığımda kimsenin olmadığından emin olmuştum ve derin bir nefes alarak tüm gücümle koşmaya başlamıştım.

 

Koşmaya başladıktan kısa süre sonra yorulduğumu anlayarak durmuştum.

 

Nefes nefese kalmıştım ve kesinlikle koşacak dermanım kalmamıştı.

 

Nefes alıp yürümeye başladığımda ormandan sonunda çıkmıştım.

 

Sağa ve sola döndüğümde boş bir yolda olduğumu farketmiştim.

 

Şimdi mecburen araba durdurmam gerekiyordu.Bu kadar yolu yürüyerek ya da koşarak gidemezdim.

 

Yolun kenarında beklemeye başladığımda ileride bir arabanın benim olduğum tarafa doğru gediğini görmüştüm.Elimi uzatarak durması için işaret verdiğimde durması için dua etmiştim.

 

İşaret verdiğimde araba yavaşça önümde durmuştu.

 

Arabanın içerisinde bir kız vardı.

Buğday tenine uygun saçları kestane rengiydi ve kahverengi gözleri ile kesinlikle çok güzel duruyordu.

 

Kız bana bakıp hafifçe gülümsedi."Yolda mı kaldınız ?" Dedi.

 

"Evet.Yolda kaldım ve arabam yok. Eğer size zahmet olmazsa sizinle gelebilir miyim?"

 

"Tabii ki de, buyrun geçin lütfen" diyerek bana ön tarafı göstermişti.

 

Ön tarafa hızlıca geçip oturduğumda "Bu arada benim ismim Derin" diyerek elini uzatmıştı.

 

"Bende Almila" diyerek bende boşta olan elini sıkmıştım ve gülümsemiştim.

 

"Tanıştığıma memnun oldum Almila."

 

"Bende memnun oldum Derin" diyerek tebessüm etmiştim.

 

"Evin nerede.Yani, seni nereye bırakacağım?" Kurduğu cümle üzerine evimi tarif etmeye başladığımda evi ile aynı güzergahta olduğunu söylemişti.

 

Allah'tan yakın yerlerde oturuyordukta da kıza zahmet vermemiş oldum.

 

✨✨✨

 

Yaklaşık bir saatlik yolculuğun ardından evime yaklaşmıştım.

 

Kısa bir süre de olsa o kadar çok özlemiştim ki ...

 

Evime yaklaştığımda Derin'e doğru dönmüştüm."Ben burada ineyim Derin.Çok teşekkür ederim.Sana da zahmet oldu.Bu yaptığın iyiliği seni tanımasam bile asla unutmayacağım" dedim buruk çıkan bir ses tonuyla.

 

Bana doğru dönüp hafifçe gülümsediğinde "Rica ederim" dedi."Seni tanımasam da yaptığımız yolculuk çok güzeldi."

 

Elimi birden uzattığımda sıkmasını beklemiştim.O da benim gibi elini uzatarak elimi sıktığında birbirimize hoşça kal diyerek arabadan indim.

 

Derin arabasını çalıştırıp giderken arkasından el salladım.Araba yavaş yavaş uzaklaşırken önüme dönmüştüm ve evime bakmıştım.

 

Canım evim seni o kadar çok özledim ki...

 

Yavaş adımlar ile evime yaklaşırken gülümseyerek derin bir nefes almıştım ve bakışlarımı kendi odama çevirmiştim.

 

Gözlerimi odama çevirdiğimde gördüğüm manzara ile olduğum yerde kalmıştım.

 

Alp ve Ceyda hararetli bir şekilde konuşuyorlardı.

 

Ne olduğunu anlamak için biraz daha onları izlediğimde Ceyda'nın Alp'i kendine doğru çekerek öptüğünü görmüştüm.

 

Şaşkın bir şekilde onları izlerken nefesimin kesildiğini hissetmiştim.

 

Donuk bir şekilde onlara bakarken hiçbir şey yapamıyordum.Ne ileri gidebiliyordum ne de arkamı dönüp geri gidebiliyordum.

 

Öylece durmuş onları izlerken Alp'in Ceyda'nın onu öpmesine karşılık verdiğini görmüştüm.

 

Alp Ceyda'yı tutup duvara yaşlandığında ellerini tişörtünün altına geçirerek üstünden çıkarmıştı.

 

Daha fazla bu manzarayı izleyemeyeceğimi anladığımda arkamı dönmüştüm.

 

Arkamı döndüğüm zaman ise kahvelerim yeşillerle buluşmuştu.Barın'ın yeşilleriyle.

 

Benim gözümden yaşlar birer birer düşerken etrafın birden bulanıklaştığını görmüştüm.

 

Ne olduğunu anlamadan göz kapaklarım kapanırken tek hissettiğim şey Barın'ın kolları arasında olduğumdu.

 

Bölüm sonu ...

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🤍

 

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🤍

 

Yeni bir bölüm ile görüşmek üzere... kendinize iyi bakın. 🤍

Loading...
0%