Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Bölüm 8:”Korku”

@aleynay0

 

 

Bazen sen dışında herkes gerçeği görür.

 

 

Barın kurduğu cümle ile arkasını dönüp gittiğinde sadece arkasından bakmıştım.

 

 

Yani gerçekten onları görmüş müydü ?

 

 

Bunun nasıl mümkün olabileceğini Barın'a sormam lazımdı.

 

 

Kapıyı doğru koşarak ilerlediğimde açarak dışarı çıkmıştım ve ilaç aldığım odaya doğru hızlı hızlı ilerlemiştim.

 

 

Barın'ın odasının önüne gelip tıklatmadan içeri daldığımda ben daha ağzımı bile açamadan Barın'ın üstünün çıplak olduğunu görmem ile hızlıca arkamı dönmüştüm.

 

 

"Ben özür dilerim..." Dedim gözlerimi kapatarak."Öyle kapıyı çalmadan pat diye girdim odana ama sormam gereken bir şey var."

 

 

"İlk başta gözlerini açabilirsin Almila.Arkan dönük sonuçta gözünü kapatmana gerek yok."

 

 

Barın'ın cümlesi ile ellerimi indirdiğimde ne ara gözlerimi kapattığımı anlamamıştım bile.

 

 

"Sormam gereken önemli bir şey var Barın." Tekrardan kurduğum cümle ile Barın derin bir nefes vermişti.

 

 

"Arkanı dönsene Almila!" Demişti."Neden arkan dönük konuşuyorsun ki benimle?" Kurduğu cümle ile arkamı döndüğümde hâla çıplak olduğunu görmem ile göz devirmiştim.

 

 

"Sen ilk başta üstüne bir şey mi giysen acaba?" Dedim sinirle."Arkanı dön diyince bende üstünü tişört geçirdin sanmıştım."

 

 

"Almila, birazdan banyoya gireceğim.Neden üstümü giyip bir daha çıkartayım ki? Hem odama dalan sensin.Aynı şekilde kapıyı çalmayan da!"

 

 

Haklı olarak kurduğu cümle ile kafamı salladığımda "mantıklı..." dedim.

 

 

Cümlem ile Barın kafasını iki yana salladığında "evet, dinliyorum" dedi.

 

 

"Sen demin içeride onları gördüm derken tam olarak ne söylemek istedin Barın?" Saçımdan bir tutam elimin arasına alıp kulağımın arkasına sıkıştırdığımda "o ikisini tam olarak ne zaman gördün?" Dedim.

 

 

"Nişan gecesi gördüm." Cümleyi kurarken sakince cevap vermişti.

 

 

"Peki, beni kaçırdığın gün neden söylemedin?Yani, imada bulunmak yerine direk olarak gerçeği bana söyleyebilirdin."

 

 

"Bunu benden duyman doğru olmazdı çünkü Almila."

 

 

"Anladım."

 

 

"Seni nişan gecende kaçırdım Almila hatırlatırım.Hem... seni kaçırmış birine neden inanasın ki öyle değil mi? Yalan söylediğimi düşünecektin.Hatta bağırıp, beni suçlayacaktın."

 

 

Haklıydı.

 

Barın bana böyle bir şey söyleseydi inanmazdım.

 

 

Yalan söylediğini düşünürdüm.Alp'e iftira attığını söylerdim.

 

 

"Haklısın..."dedim ve gözlerimi gözlerine kenetledim."Eğer sen bana böyle bir şey söyleseydin asla sana inanmazdım.Ama yine de bana bunu söyleseydin iyi olabilirdi Barın.

 

İnanmasam bile hazırlıklı olurdum.Çünkü, eminim ki düşüncelerim beni mahvetmesin diye eve dönünce bunu ona sorardım. Evet belki sana inanmazdım hatta kesin olarak inanmazdım ama bu şekilde de mahvolmazdım."

 

 

"Eğer bunu sana söyleseydim Almila, dediğin gibi buradayken düşüncelerin ile boğuşacaktın ve belki de seni burada tutmak için iftira attığımı düşünerek benden nefret edecektin.Bence ne kadar kötü bir durum da olsa kendi gözlerinle görmen en doğrusu oldu.Hem böylelikle aklındaki düşünceler ile boğuşmamış oldun."

 

 

Maalesef bunda da haklıydı ve ben bunu çok iyi biliyordum.

 

 

Barın cümlesini bitirdiğinde hiçbir şey söylemeden olduğum yerde dikilmeye devam etmiştim.

 

 

Barın olduğu yerde beni süzerken, odanın ortasında dikildiğimi gördüğü için tekrar konuşma gereği duymuştu.

 

 

"Başka sormak istediğin bir konu var mı küçük hanım?"

 

 

"Hayır."

 

 

"O zaman neden odanın orta yerinde dikilip, bana bakıyorsun?"

 

 

"Bilmiyorum."

 

 

Sahi ben neden hâla burada dikiliyordum?

 

 

"Artık dışarı çıkacak mısın Almila? Hani banyo yapmam gerekiyor ya! Herhalde karşında soyunmamı falan bekliyor olmalısın?"

 

 

Barın'ın sorduğu cümle ile ona baktığımda yüzümü büzmüştüm."Ne alaka ya?" Demiştim çemkirirken."Çıkıyorum şimdi odadan.Meraklı değilim sonuçta!"

 

 

Barın bana garip garip bakarken odadan çıkarak kapıyı kapatmıştım ve kaldığım odaya geri gelmiştim.

 

 

Bir süre odada tek başıma sıkıldığım için ne yapsam diye düşünmeye başlamıştım.

 

 

Yataktan kalkıp öylece boş boş odada dolaşırken karnımdan gelen sesler ile durmuştum.

 

 

Sabahtan beri düşüncelerim ile boğuştuğum için yemek bile yememiştim.

 

 

Olduğum yerden kapıya ulaşıp açtığımda koridorda ilerleyerek mutfağa girmiştim.

 

 

Buzdolabına doğru ilerleyip açtığımda hiçbir şeyin olmadığını görmem ile dudaklarımı büzerek dolabı geri kapatmıştım ve ne yapsam diye düşünmeye başlamıştım.

 

 

Ben tekrardan bir kere de yemek için düşüncelerim ile boğuşurken içeri Barın girmişti.

 

 

"Bir şey mi oldu ?" demişti kapının orda dikilirken.

 

 

"Evet."

 

 

Hızlıca yanıma gelirken "Ne oldu?" Dedi.

 

 

"Açıktım."

 

 

Boş boş yüzüme bakmaya başladığında "Cidden ciddi bir şey olmuş!" Dedi ve tezgaha ilerleyip ellerini üzerine koydu.

 

 

"Evet, cidden ciddi bir şey oldu tabii ki de.Açıktım ve açlıktan ölüyorum."

 

 

"Sana bir şey söyleyeyim mi?"

 

 

Kafamı evet anlamında salladığımda diyeceği şeyi merak etmiştim.

 

 

"Bende açlıktan ölüyorum."

 

 

"Eee? Ne yapacağız o zaman?"

 

 

"Yemek."

 

 

Ağzımı hafif şaşkınlıkla açarken Barın'a bakmıştım."Allah Allah!" Dedim."Demek yemek yapacağız öyle mi?" Şaşırmış bir ses tonuyla bakmaya devam ederken Barın bana bakıp gülmeye başlamıştı.

 

 

"Evet..." demişti gülerken."Yemek yapacağız."

 

 

Barın ile birlikte bende gülmeye başladığımda "iyi fikir!" Dedim.

 

 

Kaçırıldığımdan emin miydim ben acaba?

 

 

"Ne yapacağız peki?" Gülümseyerek Barın'a baktığımda cevap vermesini beklemiştim.

 

 

"Canın ne çekiyorsa onu yapalım."

 

 

Düşünüyormuş gibi yaparak Barın'a baktığımda

 

"Kremalı Mantarlı Makarna" dedim!"Biliyorum baya imkansız bir şey istedim şu an!"

 

 

"Hayır imkansız değil aslında ama malzeme var mı diye bir bakmam gerekiyor.Gerçi önceden marketten alışveriş arkadaşıma yaptırmıştım ama.." sözünü kestim.

 

 

"Yani, beni kaçırma işini önceden planlamıştın öyle mi? Hemde arkadaşın ile!" Dedim sakin bir şekilde.

 

 

Bakışları beni bulurken "yani..." dedi."Sayılır."

 

 

"Anladım."

 

 

Bende ki bu rahatlık nereden geliyordu acaba?

 

 

Barın tekrar önüne dönüp mutfak dolaplarını karıştırmaya başladığında "acaba malzemeleri nereye koydu?" Dedi.

 

 

Hemen hemen tüm mutfak dolaplarını karıştırmaya devam ettiğinde sonunda "Buldum!" Demişti ve bana dönmüştü.

 

 

"İşte malzemeler burada.Hadi yapalım."

 

 

"Tamam..." diyerek tezgaha doğru ilerlediğimde Barın'ın malzemeleri getirmesini beklemiştim.

 

 

"İş bölüşümü yapalım..." diyerek yanıma geldiğinde ellerindeki malzemeleri tezgaha bırakmıştı."Birimiz malzemeleri doğrarken birimiz pişirme işlemini yapsın."

 

 

"Tamam..." diyerek Barın'ın tezgahın üstüne koyduğu mantarları elime aldığımda yıkamaya başlamıştım.

 

 

Ben mantarları yıkarken Barın ise tencereye sıcak su koymuştu ve kaynamasını beklemişti.

 

 

Mantarları yıkama işlemi bittikten sonra Barın'ın verdiği kesme tahtasını tezgahın üstüne koymuştum ve mantarları doğramaya başlamıştım.

 

 

Doğrama işim bittikten sonra Barın'a tavanın nerede olduğunu sormuştum ve mantarları tavanın içine koyarak pişmeye bırakmıştım.

 

 

 

Kısa bir süre sonra yemek yapma işimiz bittiğinde sofrayı kurarak masaya geçmiştik.

 

Gerçekten de makarna efsane görünüyordu.

 

 

Daha fazla dayanamayarak makarnayı yemeye başladığımda ne kadar açıktığımı anlamıştım.

 

 

Bir tabak dolu makarnayı yedikten sonra doyduğumu anladığımda çatalı bırakarak sandalyeye iyice yaslanmıştım.

 

 

Ben yemek yeme işini bıraktığımda Barın'da bırakmıştı ve benim gibi sandalyeye yaslanmıştı.

 

 

"Ellerine sağlık Almila.Gerçekten de çok güzel olmuştu" dedi.

 

 

"Beraber yaptık Barın.O yüzden ellerimize sağlık desek daha doğru olur" demiştim ve gülümsemiştim.

 

 

"Hadi o zaman sofrayı toplayalım" demişti ve ayağı kalkarak tabakları masadan almıştı.

 

 

Bende onun gibi masada kalan birkaç tane bulaşığı alarak tezgaha doğru ilerlediğimde, bulaşıkları sudan geçirerek makineye koymuştum.

 

 

Mutfağı temizleme işi bittiğinde Barın'ın bana doğru baktığını hissetmiştim.

 

 

Bakışlarımı kaçırmadan bende dönüp ona baktığımda "Bir şey mi oldu ?" dedim.

 

 

"Bir şeyi merak ediyorum Almila."

 

 

"Merak ettiğin şey ne ?"

 

 

"Beril ile konuşurken ona her şeyi anlatabilirdin." Dudaklarını yalayıp bana baktığında "Neden bir şey söylemedin?" Dedi.

 

"Ve en önemlisi neden seni kaçırdığım halde hiçbir şey olmamış gibi burada duruyorsun? Gerçekten bunları çok merak ediyorum."

 

 

Gerçekten neden Beril'e bir şey söylememiştim?

 

 

Neden hiçbir şey olmamış gibi davranıyordum?

 

 

Ya da neden burada, Barın'ın yanında duruyordum?

 

 

"Bilmiyorum..." diyerek Barın'a baktığımda konuşmaya devam etmiştim."Evet, Beril'e her şeyi söyleyebilirdim.Beni kaçırdığını diyebilirdim ama demedim.Nedenini ise dediğim gibi bilmiyorum."

 

 

Bir şey söylemeden yeşil gözleri ile bana bakmaya devam ettiğinde "Belki de korktum..." dedim.

 

 

"Neden korktun Almila ?" Dedi meraklı gözlerini yüzümde gezdirirken.

 

 

"Ben..." Yutkunarak bakışlarımı kaçırdığımda "Belki de beni kaçırdığın bu yerden gittikten sonra Alp ile yüzleşmekten korktum, belki de onun gözlerinin içine bakıp bana bunu neden yaptığını sormaktan korktum, belki de aldatılmak hissini tekrardan yaşamaktan korktum.Burada en azından sakin duruyorum Barın... burada en azından gerçeğimden kaçıyorum."

 

 

Gözlerim tekrardan yeşil gözlerine değdiğinde kafamı iki yana sallamıştım.

 

"Ama... oraya gittiğimde sakin olamamaktan korkuyorum" dedim."İşte bu yüzden belki de hiçbir şey söylemedim." Elimle saçlarımı geriye attığımda "ayrıca emin olabilirsin ki şu an burası bana daha cazip geliyor Barın."

 

 

Hafif bir nefes alarak tekrardan konuşmaya devam ettiğimde "hem sen demedin mi bilmediğin şeyler var diye?"

 

 

Soru sorarcasına Barın'a baktığımda cevap vermesini bile beklemeden konuşmaya devam etmiştim.

 

 

"Bilmediğim şeyler var ve hepsinin de zamanı var.Bunu bana sen söyledin." Yavaş adımlar ile Barın'a doğru ilerleyip tam önünde durduğumda gözlerimi kısarak yeşillerine bakmıştım."Ve ben..." demiştim kendimden emin konuşarak."Bana söyleyeceğin şeyleri çok merak ediyorum Barın.Bu yüzden de zamanı gelene kadar hiçbir şey yapmayacağım ve burada seninle uslu bir şekilde duracağım."

 

 

Cümlemi bitirdikten sonra Barın'dan uzaklaştığımda, aynı zamanda o keskin gelen güzel kokusundan da uzaklaşmıştım.

 

 

Barın olduğu yerde sabit bir şekilde dururken gülümsemiştim.

 

 

"Bu arada, konudan alakasız ama benim de banyo yapmam gerekiyor ama burada giyecek bir kıyafetim bile yok!"

 

 

"Evet, haklısın.Aslında birkaç saat bekleyebilirsen bu sorununu çözebilirim."

 

 

"Tamam, beklerim sıkıntı değil" diyerek Barın'ın yanından uzaklaştığımda mutfaktan çıkarak kaldığım odaya geri gelmiştim.

 

 

 

Odama girdikten sonra ne yapsam diye düşünerek odaya göz gezdirmiştim.

 

 

Odanın hemen karşısındaki kitaplık bölümüne gözüm değdiğinde o tarafa doğru giderek oradan okuyabileceğim bir kitap almıştım.

 

 

Suç ve Ceza.

 

Güzel bir kitaptı.

 

 

Ne kadar bu kitabı okumuşta olsam kitabı elime almıştım ve yatağa geri oturarak bağdaş kurmuştum.

 

 

Kitabı elimde sabitlerken büyük bir mutlulukla tekrardan okumaya başlamıştım.

 

 

Yaklaşık bir saatlik bir okumanın ardından dışarıdan gelen araba sesini duyduğumda, Kim gelmiş olabilir ki diye düşünerek yataktan kalkmıştım ve yürümeye başlamıştım.

 

 

Odadan dışarı çıkıp biraz ileriye gittiğimde Barın'ın kapıda bir adam ile konuştuğunu görmüştüm.

 

 

"Acaba yanlarına gitsem mi ?" Diye düşündüğümde bunun çok saçma olduğunu düşünerek vazgeçmiştim.

 

 

"Saçmalama Almila!" Demiştim kendi kendime konuşarak."Sen kaçırıldın bilmem farkında mısın? Bir de adama çay ya da kahve ister misin diye sor tam olsun!"

 

 

Ben olduğum yerde dururken, Barın ve yanındaki adam kapıyı kapatarak bana doğru ilerlemişti.

 

 

Benim yanıma mı geliyorlardı?

 

Peki ama neden?

 

 

Barın ve yanındaki adam tam karşımda durduğunda, adını bilmediğim adam bana gülümseyerek elini uzatmıştı."Merhaba yenge..." demişti sırıtarak."Ben Mert.Barın'ın arkadaşı."

 

 

Bende elimi adının Mert olduğunu öğrendiğim adama uzattığımda "merhaba..." demiştim."Bende Almila."

 

 

Adımı söyledikten sonra Mert'in elinden elimi çektiğimde yanlarından tam uzaklaşacaktım ki cümlesi kafama dank etmişti.

 

 

O bana yenge mi demişti ?

 

 

Şaşırırken arkamı dönmüştüm ve bir Barın'a bir de adını yeni öğrendiğim Mert'e bakmıştım.

 

 

"Sen bana yenge mi dedin, yoksa ben mi yanlış duydum?" dedim şaşırmış bir surat ifadesiyle.

 

 

Mert cümlem ile bana baktığında "Yoo!" Dedi.

 

"Gayet doğru duydun.Yenge dedim sana.Sen benim yengem değil misin?"

 

 

"Değilim."

 

 

"Nasıl ya?" Dedi."Sen benim yengem değil misin şimdi?"

 

 

Kafamı iki yana sallarken Mert şaşırarak Barın'a bakmıştı."Değilmiş Barın!"demişti ve tekrardan bana bakmıştı."Kusura bakma Almila, ben seni yengem zannettim."

 

 

Kıkırdadım."Yok önemli değil, olur öyle yanlış anlaşılmalar.Önemli olan yanlışı tekrar etmemektir."

 

 

Yüzünde mahcup bir ifade oluşsa da bu kısa sürmüştü.

 

 

"Bunlar senin için." Barın'ın kurduğu cümle ile ona döndüğümde elinde olan bavula bakmıştım."İçerisinde birkaç kıyafet ve kişisel eşya var." Uzattığı küçük bavulu elimde sabitlerken "Teşekkür ederim" demiştim.

 

 

"Merak etme Mert'in kız kardeşi hazırladı çantayı o yüzden içinde her şeyi bulabilirsin."

 

 

Barın cümlesini bitirdikten sonra hiçbir şey söylemezken sadece gülümseyerek "Neyse ben odaya geçeyim artık" demiştim.

 

 

Gitmeden önce bakışlarımı Mert'e döndürdüğümde "bu arada tekrardan tanıştığımıza memnun oldum Mert" dedim gülümseyerek.

 

 

"Bende memnun oldum yenge, yani Almila" demişti.

 

 

Hafifçe gülümserken yanlarından uzaklaşarak odaya geri dönmüştüm.

 

 

Mert kesinlikle tatlı bir çocuğa benziyordu.

 

 

Odaya girdikten sonra hemen üstümü çıkardığımda banyodaki duşakabine girerek sıcak suyun vücudumundan akmasına izin vermiştim.

 

 

Sıcak su tenim ile buluşurken rahatladığımı hissetmiştim.

 

 

Banyodaki işimi bitirip havluya sarıldığımda odaya geri dönerek bavulu açmıştım ve içinde olan kıyafetleri yatağın üstüne bırakmıştım.

 

 

İçlerinden siyah şortu ve beyaz tişörtü giydiğimde saçlarımı serbest bırakarak yatağa uzanmıştım ve kitabı okumaya devam etmiştim.

 

 

Belki de bunu tüm düşüncelerden kurtulmak için yapıyordum.

 

 

Çünkü, kitap okuduğum zaman aklımda olan herkesi bir kenara atıyordum.

 

 

Sadece konuya odaklanıp, onlarla birlikte yeni bir hayata başlıyordum.

 

 

Biraz daha kitap okuduktan sonra gözlerimin ağırması ile uykumun geldiğini anlamıştım.

 

 

Kitabı kenara bırakıp uyuma kararı aldığımda yatağın içine tamamen girerek gözlerimi yummuştum.

 

 

Gözlerimi kapattıktan sonra uyumaya çalıştığımda dışarıdan gelen gök gürültüsü ile olduğum yerden sıçramıştım.

 

 

Gök gürültüsü sağanak yağış ile birleşerek camımdan aşağıya firar ettiğinde, ben bağırarak yataktan hızlı bir şekilde kalkmıştım ve duvar kenarına sığınmıştım.

 

 

Gök gürültüsü belki de bu hayatta benim iliklerime kadar korktuğum en büyük şeydi.

 

 

Duvarın kenarına sığındıktan sonra bacaklarımı karnıma doğru çekmiştim ve yüzümü gömerek ağlamaya başlamıştım.

 

 

Allah'ım ne olur bitsin bu ses!

 

 

O şekilde durmuş ağlarken kapının sert bir hamle ile açıldığını anladığımda tekrardan bağırmıştım.

 

 

Barın, "Almila!" Diyerek yanıma ulaştığında kolumdan tutarak beni ayağı kaldırmıştı.

 

 

"İyi misin?" Demişti bana bakarken.

 

Sesinde endişe vardı.

 

 

"Ben iyiyim.Sadece gök gürültüsünden çocukluğumdan beri çok korkarım.Öyle şiddetli bir şekilde yağınca ben birden panik yaptım." Zar zor kurduğum cümle ile bakışlarımı yeşil gözlerine çevirmiştim.

 

 

Benim için korkmuş muydu?

 

Peki ama neden?

 

 

Ben bunu düşünürken bir kere daha gök gürültüsünü duymam ile gözlerimi sıkıca yumarak ona kadar saymaya başlamıştım.

 

 

Ben yavaş yavaş ona kadar sayarken beklemediğim bir şey olmuştu.Barın beni kendine birden çekerek sarılmıştı.

 

 

Yüzüm göğüs kısmına gelirken, elleri saçlarımın arkasında çoktan yerini almıştı.

 

 

Başka bir zaman olsa bu yaptığına kızabilirdim, hatta uzaklaşıp tokat bile atabilirdim ama şu an nedense bu yaptığı beni rahatlatmıştı.

 

 

Kokusu o an ki tüm korkumu sanki söküp atmıştı.

 

 

Bölüm sonu...

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🤍

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🤍

Yeni bir bölüm ile görüşmek üzere kendine iyi bakın. 🤍

Tiktok Hesabı: mubrem_v 💛

 

Loading...
0%