Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Bölüm 9: ”Sığınak”

@aleynay0

 

 

Bazen bir yabancı bile senin sığınağın olabilir.

 

 

Tıpkı şu an olduğu gibi.

 

 

Barın, "Almila!" Diyerek yanıma ulaştığında kolumdan tutarak beni ayağı kaldırmıştı.

 

 

"İyi misin?" Demişti bana bakarken.

 

Sesinde endişe vardı.

 

 

"Ben iyiyim.Sadece gök gürültüsünden çocukluğumdan beri çok korkarım.Öyle şiddetli bir şekilde yağınca ben birden panik yaptım." Zar zor kurduğum cümle ile bakışlarımı yeşil gözlerine çevirmiştim.

 

 

Benim için korkmuş muydu?

 

Peki ama neden?

 

 

Ben bunu düşünürken bir kere daha gök gürültüsünü duymam ile gözlerimi sıkıca yumarak ona kadar saymaya başlamıştım.

 

 

Ben yavaş yavaş ona kadar sayarken beklemediğim bir şey olmuştu.Barın beni kendine birden çekerek sarılmıştı.

 

 

Yüzüm göğüs kısmına gelirken, elleri saçlarımın arkasında çoktan yerini almıştı.

 

 

Başka bir zaman olsa bu yaptığına kızabilirdim, hatta uzaklaşıp tokat bile atabilirdim ama şu an nedense bu yaptığı beni rahatlatmıştı.

 

 

Kokusu o an ki tüm korkumu sanki söküp atmıştı.

 

 

Kokusu, yağmurdan sonra huzur veren toprak kokusu gibiydi.

 

 

Bir süre daha o şekilde durduktan sonra Barın hiç canlanmadan "İyi misin?" Diye sormuştu tekrardan.

 

 

İyiyim.

 

Hemde nedensizce fazla iyi.

 

 

Kafamı evet anlamında sallarken kafamı Barın'ın göğsünden yavaşça çekmiştim.

 

 

"Kusura bakma lütfen.Seni de gece gece rahatsız ettim." Bakışlarımı kaçırmamaya çalışırken "Ayrıca teşekkür ederim" dedim.

 

 

"Ne için?"

 

 

"Beni sakinleştirdin ya hani? Bu yüzden işte teşekkür ederim."

 

 

Bana dikkatli bir şekilde bakarken "Önemli değil" demişti ve gülümsemişti.

 

 

Ortamda sessizlik hakim olurken "O zaman ben gideyim..." dedi sessizliği bozarak."Sende uyu güzelce."

 

 

Barın tam arkasını dönüp gidecekken yağmur sesi halâ odamda hakimdi.

 

 

Ses beynimi işgal ederken tekrardan korkmaya başlamıştım.

 

 

Barın arkasını dönmüş giderken hızlıca birkaç adım atıp birden Barın'ın elinden tutmuştum ve "gitme..." demiştim.

 

 

Kurduğum cümle ile şaşırırken ilk başta bana bakmıştı ve sonra ise tuttuğum eline.

 

 

"Neden?" diye sordu.

 

 

Kaşları çatık olsa da sesi naifti.

 

 

"Çünkü, hâlâ yağmur yağıyor ve ben çok korkuyorum."

 

 

"Peki..." diyip tamamen bana döndüğünde "bu durumda benden ne istiyorsun?" Dedi."Sana nasıl yardımcı olabilirim?"

 

 

"Burada ben uyuyana kadar kalır mısın?"

 

 

Ne diyeceğini bilemez bir şekilde bana baktığında elini saçlarına götürüp dağıtmıştı.

 

"Aslında yarın sabah çok önemli bir toplantım var ve bu yüzden de uyumaya ihtiyacım var Almila."

 

 

Değişik hissetmiştim.

 

 

Bu dediğim çok saçmaydı biliyordum ama yine de şansımı denemek istemiştim.

 

 

"Tamam o zaman sen uyu..." dedim burukça gülümserken "ben bir şekilde uyumaya çalışırım" diyerek arkamı döndüğümde Barın'ın olduğu yerden ayrılmadığını hissetmiştim.

 

 

Neden gitmiyordu ki ?

 

 

Ortamda tekrardan sessizlik olurken "Eğer kabul edersen sana bir teklifim var" dedi kısa süren sessizliğin ardından.

 

 

Hemen arkamı dönüp meraklı gözler ile ona baktığımda "Eğer kabul edersen benim odamda kalabiliriz" dedi birden."Yatak iki kişilik sonuçta.Koyarız ortaya yastık ve yatarız.

 

İkimiz de yetişkin insanlarız.Bir sorun olmaz diye düşünüyorum."

 

 

Haklıydı.

 

 

Burada korkudan duvar kenarına sığınacağıma beni kaçıran bir adamla aynı odada kalmayı tercih ederdim.

 

 

Kafamı aşağı yukarı sallayarak "Olur" dedim.

 

"İkimizde yetişkiniz.Bir sorun olmaz."

 

 

Barın onaylamam ile kafasını salladığında benim kaldığım odadan çıkıp, Barın'ın odasına gelmiştik.

 

 

Bu odaya ilk girdiğimde aklımda kaçma planları vardı.Şimdi ise uyumak.Hayat gerçekten çok garipti.

 

 

Barın'ın odasına ilacı almak için ilk girdiğimde etrafı inceleme fırsatım olmamıştı ama şimdi böyle bir fırsatım vardı.

 

 

Barın yatacağımız yatağı ayarlarken bende fırsat bu fırsat diyerek odayı incelemeye başlamıştım.

 

 

Simsiyah bir odanın içerisindeydim ve hemen karşımda yatak vardı.Üzerindeki siyah nevresim takımı gri tonlarının hakimiyeti altında âdeta bir gece gibiydi.

 

 

Yatağın hemen önünde yine aynı renk tonuna sahip bir puf vardı.Perdeler ise sanki gelinlik giymiş genç kız gibiydi.

 

 

Gözlerim biraz daha etrafı incelemeye devam ettiğinde yatağın sağ bölümünde giyinme odası ve hemen yanında banyo olduğunu görmüştüm.

 

 

Gerçekten de her şey mükemmel görünüyordu.

 

 

Ben etrafı incelerken şu an bulunduğum atmosfer ortamından kaçmak için bir kaçış arıyordum ve o kaçışın nerede olduğunu biliyordum.

 

 

Hemen karşımda bulunan ve yumuşaklığından adım kadar emin olduğum şey.

 

 

YATAK!

 

 

Ben etrafı incelerken Barın çoktan yatağı ayarlamıştı."Eğer etrafı incelemen bittiyse, hadi gel..." dedi ve beni yatağa çağırdı.

 

 

"Tamam" diyip yatağın sol bölümüne geçerek içine girmiştim.

 

 

Gerçekten de yumuşacıktı.

 

 

Yatağın içine girdikten sonra Barın lambayı kapatmıştı ve "iyi geceler" diyerek uyumak için hazırlanmıştı.

 

 

Bende onun gibi yaparak gözlerimi kapatıp "iyi geceler" dilemiştim ve uyumaya çalıştım ama tabii ki de böyle bir şey mümkün olmamıştı.

 

 

Gözlerimi açıp etrafa göz gezdirdikten sonra sessiz bir şekilde sırıtmıştım.

 

 

Ben hem sırıtıp hem de etrafa göz gezdirirken "Neden gülüyorsun?" diye soran Barın ile kafamı yana çevirip ona bakmıştım.

 

 

Gözleri hâlâ kapalıydı.

 

 

"Hiç..!" diyerek tekrar sırıtmaya başladığımda Barın gözlerini açıp bana bakmıştı.

 

 

"Hiç olduğundan emin misin sen? Hayır yani burdan bakınca öyle görünmüyor da."

 

 

Sırıtmamı durdururken "Gerçekten bir şey yok ya!" Dedim."Sadece aklıma bir şey geldi o kadar."

 

 

"Ne geldi?" anlamaya çalışıyormuş gibi bana bakmıştı.

 

 

Ellerimden destek alarak doğrulduğumda yatak başlığına sırtımı yaslamıştım ve sonra ise ellerimle oynayarak konuşmaya başlamıştım.

 

 

"Son birkaç günde yaşadıklarım..." Sesimde istemsizce oluşan bir yorgunluk vardı.

 

 

Kaşları çatılırken, beni dinlemeye devam etmişti.

 

 

"Daha iki gece önce beni kaçırdığın için sana bağırdım."

 

 

Gözlerim gözlerini bulmuştu.

 

Dışarıdan gelen ışık ile karanlıkta yeşil gözlerini seçebiliyordum.

 

 

"Sonra, sana plan kurduğumu zannederek kaçmaya çalıştım ve görmemem gereken bir şeye şahit oldum.

 

 

Yıkıldım, döküldüm ama onun döktüğüm göz yaşlarımı hak etmediğini düşünerek güçlü olmaya çalıştım."

 

 

Gözümden bir damla yaş düşerken hızlı bir hamle ile silmiştim.

 

 

"Ondan sonra yine ilk gün olduğu gibi gözlerimi burada açtım ve bana anlatacağın şeyler olduğunu düşünerek ve anlatma süresinin bana bağlı olduğunu bilerek kaçmama kararı aldım."

 

 

Ben konuşurken Barın'da doğrulmuştu ve bana doğru dönerek dikkatle dinlemişti.

 

 

Hiç konuşmuyordu ve tamamen benim bitirmemi bekliyordu.

 

Bunu hissediyordum.

 

 

"Hem zaten tekrar kaçarsam yine görmemem gereken şeyler görürüm ben.Belki de ..." cümlemi kuramadan tekrardan göz yaşlarım yanaklarımdan süzülerek dudaklarımdan aşağı yol almıştı.

 

 

"Korkuyorum Barın.Hemde çok korkuyorum.

 

Tekrardan görmemem gereken bir şey görürüm ve yıkılırım diye çok korkuyorum ve bunu düşündükçe nefes alamıyorum."

 

 

Ağlamam iyice şiddetlenirken elimle yüzümü kapatarak kendimi sakinleştirmeye çalışmıştım.

 

 

Şu an beni kaçıran bir insana içimi döküyordum ve bundan herhangi bir pişmanlık duymuyordum.

 

 

Kesinlikle delirmiş olmalıydım!

 

 

Ben yüzümü kapatıp ağlamaya devam ederken yatağın hareketlendiğini hissetmiştim ve sonra ise bel kısmında bir el.

 

 

Barın tekrardan bana sarılıyordu ve Allah kahretsin ki bu beni sakinleştiriyordu.

 

 

Beni kaçıran birinin kollarında sakinleşiyordum.

 

 

Bu dünyanın en ama en saçma şeyiydi.

 

 

Barın bana sarıldığında ne kadar sakinleşsem de ağlamam durmamıştı.

 

 

Barın sessizce kulağıma doğru yaklaştığında sıcak bir şekilde "sakin ol..." demişti ve bu sırada sırtımı okşamıştı."Sakin ol Almila."

 

 

Gök gürültüsü tekrardan odayı hakimiyeti altına alırken bu sefer korkmamıştım.

 

 

Barın beni sakinleştirmeye çalışırken o an sanki korkum gitmişti.

 

 

Barı'ın elleri belimi okşarken çok kısa bir süre sonra tamamen sakinleşmiş ve ağlamam durdurmuştum.

 

 

İki gün önce tanıdığım biri beni nasıl oluyor da sakinleştirebiliyordu? Bunu asla anlayamıyordum.

 

 

Barın ellerini benden yavaşça çektiğinde "İyi misin?" dedi ve ellerini çeneme yerleştirerek gözlerimi gözlerine bakmam için zorladı.

 

 

Kafamı aşağı yukarı sallarken burnumu çekerek "iyiyim..." demiştim.

 

 

Dudakları yukarı doğru kıvrılırken "Ağlarken çok çirkin oluyorsun benden söylemesi.

 

Bence sen hep gül!" Dedi.

 

 

Dediği cümle ile bende gülmüştüm."Seninde gece gece başını şişirdim ama beni kaçırdığın için senden başka konuşacak ve içimi dökecek kimse yok.Bunun için de beni dinlemek zorundaydın.Bu yüzden teşekkür edeceğimi düşünüyorsan şimdiden unut!" Dedim gülmeye devam ederken.

 

 

Sesli bir şekilde kahkaha atmıştı.

 

Barın kurduğum cümle üzerine kahkaha atmıştı.

 

 

Barın ve kahkaha ?

 

 

Barın kahkaha atarken tek odaklandığım şey tabii ki de gamzeleriydi.

 

 

Gamzeleri kesinlikle çok güzeldi ve Barın'a ayrı bir hava katıyordu.

 

 

Ben gamzelerine odaklanmışken Barın gülmesini durdurmuştu ve bir bana bir de dudaklarıma bakmıştı ama bu çok kısa sürmüştü.

 

 

"Demek seni dinlemek zorundayım ve teşekkür beklememeliyim öyle mi?" Kurduğu cümle ile odağıma Barın'ı almıştım.

 

 

"Yani, evet.Sonuç olarak beni kaçırdın." Bir şeyi saçma bulmuş gibi yüzümü hafifçe buruşturdum."Gerçi beni kaçırdığından da pek emin değilim ya neyse!"

 

 

"O nedenmiş küçük hanım?"

 

 

"Neden mi?" Dedim şaşırırken."Beni kaçırdın ama beraber yemek yapıyoruz." Cümleyi bitirdikten sonra elimle yatağı göstermiştim.

 

"Aramızda ne kadar yastıkta olsa beraber aynı yatakta uyuyoruz.Daha saymamı ister misin?"

 

 

"Haklısın..." dedi."Sanırım ben kız kaçırma kelimesini yanlış anlamışım!"

 

 

"Bence de..." dedim alaylı bir sesle.

 

 

"Neyse, hadi uyuyalım artık.Benim normalde şu an uyuyor olmam lazımdı.Hatta beşinci rüyamdan gitmem gerekiyordu."

 

 

"Haklısın..." dedim hafifçe gülümserken.

 

"İyi geceler o zaman."

 

 

"Sana da iyi geceler" diyip arkasını döndüğünde bende arkamı dönmüştüm ve uyumaya çalışmıştım.

 

 

 

Gözlerimi yumuşacık olan yatakta açtığımda sabah olduğunu anlamam çok kısa sürmüştü.

 

 

Kafamı yan taraf döndürdüğümde Barın'ın yatakta olmadığını görmüştüm.Büyük ihtimalle erken çıkmıştı ve işe gitmişti.

 

 

Tabii ben bunları düşünürken mutfaktan gelen sesleri hesaba katmamıştım.

 

 

Gelen sesleri duyduğumda yataktan kalkmıştım ve hızlıca odadan çıkıp koridorda ilerlemeye başlamıştım.

 

 

Acaba mutfakta kim vardı ?

 

 

Belki Barın ben uyurken toplantıyı bitirip gelmişti.Sonuç olarak saati bilmiyordum ve kim bilir saat kaçtı.

 

 

Mutfağa doğru ilerleyip içeri girdiğimde Barın'ın arkadaşı olan Mert'i görmüştüm.

 

 

Geldiğimi fark ederek "Günaydın!" dedi samimi bir sesle.

 

 

"Günaydın."

 

 

Elindeki domates doğradığı bıçağı masaya bırakarak tamamen bana döndüğünde "Sanırım mutfakta beni beklemiyordun yenge" dedi.

 

 

Boş boş Mert'in suratına bakarken, neden baktığımı anlamış olacak ki hafifçe gülümseyerek "yani, aslında Almila demek istemiştim" dedi.

 

 

"Sen neden sürekli bana yenge diyorsun?" Dan diye sorduğum cümle ile afallarken "Ee... şey ağız alışkanlığı ya o yüzden" dedi.

 

 

"Ağız alışkanlığı?" diye soru sorarcasına ona bakmıştım.

 

 

"Evet..." dedi şaşırır gibi. "Dediğim gibi ağız alışkanlığı."

 

 

Mert'in dediği nedensizce garip hissettirmişti.

 

 

"Sen herkese böyle yenge diyorsun yani?" Kaşlarımı çatarak yönelttiğim soru ile yutkunmuştu.

 

 

"Evet.Yani..."

 

 

Yavaş hareketler ile yanına yürüdüğümde popomu masa kısmına oturtarak ellerimi birbirine bağlamıştım ve tekrardan Mert'e dikkatlice bakmıştım.

 

 

"Ama ben herkes değilim Mert..." dedim soğuk ve ciddi çıkan sesimle."Sonuç olarak siz beni kaçırdınız, yani benim diğer kızlardan bir farkım var öyle değil mi? Eminim ki siz buraya getirdiğiniz kızları kaçırmıyorsunuzdur."

 

 

Mert gözlerini kırpıştırarak bana bakmıştı. "Yani... şey, evet haklısın" demişti.

 

 

Cümleleri tedirginlikten birbirine karıştırmıştı ve ne diyeceğini bile bilememişti.

 

 

"Kusura bakma bir daha yenge demem sana."

 

 

"Önemli değil..." demiştim ve oturduğum yerden kalkarak Mert'e ufak bir gülümseme göndermiştim.

 

 

"Bu arada, beni kaçıran sizsiniz daha doğrusu arkadaşın.O yüzden benden çekinmene gerek yok."

 

 

Mert bu sefer daha çok gözlerini kırpıştırmıştı.

 

"Hayır, çekinmiyorum.Nereden çıkardın?"

 

 

"Yani ... mimiklerinden diyelim."

 

 

"Yanlış anlamışsın" demişti ve bıçağı eline alarak domatesleri doğramaya devam etmişti.

 

 

"Beni kaçıran arkadaşın nerede? " Sorduğum sorudan sadece üç saniye sonra Barın'ın sesini duymuştum.

 

 

"Seni kaçıran arkadaş oldum şimdi öyle mi?" Dedi bana bakarak.

 

 

Sesini duymam ile hızlıca bakışlarımı ona yönlendirmiştim.

 

 

"Dün gece hiç öyle demiyordun ama? Yanımda uyuyana kadar kalır mısın diyordun?"

 

 

"Yalnız o ile bu aynı şeyler değil.Dün çok korkmuştum ve bu yüzden de senden başka kimse olmadığı için senden yardım istemiştim ama anlaşılan bu durumu sürekli olarak yüzüme vuracaksın."

 

 

"Hayır, merak etme yüzüne falan vurmayacağım."

 

 

Barın'a kurduğu cümle ile ona dikkatlice bakarken Mert'in sesi ile ona dönmüştüm.

 

 

"Bir dakika, bir dakika, siz dün yoksa beraber mi ..." kurduğu cümlenin devamını getirmeden ağzı açık bir şekilde bir bana bir de Barın'a bakmıştı.

 

 

Kafasını iki yana sallarken "Yani bir de yenge diyorum diye kızıyorsun bana" dedi imayla.

 

"Alındım, gücendim yani şu an..." diyerek bakışlarını bana döndürmüştü.

 

 

Mert'in bana dönmesi ile elimi alnıma vurarak sandalyeyi çekip oturmuştum.

 

 

"Allah'ım beni neden normal insanlar kaçırmadı ki neden yeni?" diyerek kendi kendime konuşmaya başlamıştım.

 

 

"Sende normal sayılmazsın bence yenge.

 

Baksana kendi kendine konuşuyorsun.

 

Ayrıca biz gayet normaliz valla.

 

Baksana seni kaçırdık ama aslında kaçırmamış gibiyiz de.Değişik yani."

 

 

Bakışlarım Mert'i bulurken "Bana yenge demeyi kes!" Dedim sinirle.

 

 

"Peki yenge.Aman işte Almila!" Bana bakıp sırıtırken "alışacağım inşallah!" Dedi.

 

 

"Mert şimdi bırak gevezelik yapmayı da kahvaltıyı hazırla artık." Barın'ın kurduğu cümle ile bu sefer de ona bakmıştım.

 

 

Mert'in bana yenge demesine neden bir şey demiyordu ki ?

 

 

Ben Barın'a bakarken Barın'ın da bakışları beni bulmuştu.

 

 

Yeşillerin de farklı bir ifade oluşmuştu.

 

Biz Barın ile birbirimize anlamsız bir şekilde bakmaya devam ederken Mert'in sesi ile bakışlarımı kaçırmıştım.

 

 

Yeşil gözleri kesinlikle insanı bakmaya zorluyordu.

 

 

"Barın, kahvaltılık şeyler hazır.Sadece sofra kurulacak o kadar." Mert'in dediği cümle ile açlığımı hatırladığımda sandalyeden kalkarak sofranın kurulmasına yardım etmiştim.

 

 

Masayı kurduktan sonra sofraya oturduğumuzda kahvaltımızı yapmaya başlamıştık.

 

 

Ben önüme kahvaltılık ürünler alırken Mert'in konuşması ile odağıma onu almıştım.

 

 

"Almila, sana bir şey sorabilir miyim?" Dedi.

 

 

Kurduğu cümle ile ağzımdaki lokmayı bitirirken kafamı aşağıya ve yukarıya sallamıştım ve "Sorabilirsin tabii" demiştim.

 

 

"Lütfen yanlış anlama beni.Sadece merakımdan soracağım."

 

 

"Yanlış anlamam merak etme Mert.Söyle hadi!" Diyerek dikkatlice ona bakmıştım.

 

 

"Hani sen sürekli kaçırdınız falan diyorsun ya?" dedi soru sorarcasına.

 

 

Kafamı evet anlamında sallayarak devam etmesini beklemiştim.

 

 

"Eğer seni kaçırdığımızı düşünüyorsan bize sinirli olmalısın.Hatta ve hatta sürekli kaçmaya çalışırsın ama sen bizimle birlikte oturup kahvaltı yapıyorsun.Neden peki?" Dedi yüzündeki meraklı ifade ile.

 

 

"Bunu Barın'a da anlattım ama sana da söylerim tabii ki de."

 

 

Elimde tuttuğum çatalı tabağın kenarına bırakarak konuşmama devam etmiştim.

 

 

"Buraya ilk geldiğimde bir şeylere anlam veremedim Mert.Yani beni neden kaçırdığınıza bir anlam yükleyemedim.Barın'a beni neden kaçırdığını sorduğumda ise zamanı olmadığını söyledi ve hatta zamanın bana bağlı olduğunu dile getirdi ama ben bunu dinlemeyerek kaçmaya karar verdim ve plan hazırladım.

 

 

Planımı uygularken buradan kurtulacağım için evime, aileme, sevdiğim adama kavuşacağım için çok mutluydum.Ama ben nerenden bilebilirdim ki mutluluğumun başıma yıkılacağını ya da kalbimin bin parçaya ayrılacağını." Omuz silkerken "bilemedim ve kaçtım" dedim.

 

 

Cümlemi bitirdiğimde derin bir nefes almıştım ve tekrardan konuşmaya başlamıştım.

 

 

"Sonra ise arkamdan çevrilen yalanları gördüm ve kendimi sonradan tekrar burada buldum ve hem Alp'in ve Ceyda'nın o iğrenç yüzünü görmemek için hemde Barın'ın bana söyleyeceği şeyi delice merak ettiğim için kalma kararı aldım."

 

 

Sırtımı sandalyeye yasladığımda "İşte bu yüzden sinirli olmadan burada oturuyorum" dedim.

 

 

Cümlem bittikten sonra derin bir nefes almıştım ve Mert'e bakmıştım.

 

 

Yüzünde hüzün vardı.

 

 

"Senin adına üzüldüm Almila" dedi bana bakarken."Yaşadıkların gerçekten de zor şeyler."

 

 

Ufak bir tebessüm gönderirken "Belki de Barın'a beni kaçırdığı için teşekkür bile etmeliyim" Dedim.

 

 

Birden kurduğum cümle ile Barın'a bakmıştım.

 

 

"Eğer Barın beni kaçırmasaydı ve beni kaçırdığı için buradan kaçmasaydım Alp'in gerçek yüzünü göremeyecektim ve büyük ihtimalle Alp ile evlenecektim.Düşünüyorum da böylesi daha iyi olmuş olabilir."

 

 

Ben kurduğum cümleler ile Barın'a bakarken o bana hiç bakmamıştı.

 

 

"Ne yani sen bize teşekkür mü edeceksin şimdi?" diye sordu Mert.

 

 

"Belki de dedim Mert. Teşekkür edeceğim demedim." Cümlemin bitmesi ile Barın softadan kalkmıştı ve bakışlarını bana döndürmeden odağına Mert'i almıştı.

 

 

"Ben banyoya giriyorum Mert" dedi."Bugün çok yoruldum.Banyo yaptıktan sonra ise büyük ihtimalle uyurum.Eğer gidersen sonra görüşürüz."

 

 

Mert'in cevap vermesini bile beklemeden mutfaktan ayrıldığında, gözden kaybolmuştu.

 

 

Barın'ın böyle yapmasına şaşırırken hiçbir anlam yükleyememiştim.

 

 

Neden böyle davranmış olabilirdi ki acaba?

 

 

Bölüm sonu...

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. 🤍

Eğer beğendiğiniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🤍

Yeni bölüm ile görüşmek üzere, kendinize iyi bakın. 🤍

Tiktok Hesabı: mubrem_v 💛

 

Loading...
0%