@alifatihbirben
|
İzmir Yıl 2000... Evren 20 yaşında özgür ruhlu genç bir delikanlıydı. Yalnız yaşayıp, Silence Rock Bar'da barmenlik yaparak yaşamını sürdürüyordu. Chopper motor tutkunuydu. Harley Davidson marka motoruyla işe gelip gidiyordu. Zengin bir ailenin tek çocuğuydu. Babası Nedim AKÇAY İzmir'in en saygın şirketlerinden birinin sahibiydi. Nedim, sert ve baskıcı bir yapıya sahipti. Evren ise babasının bu baskıcı tavrından sıkılmış, özgür olmak isteyen bir gençti. 18 yaşına geldiğinde babasına şirkette çalışmak istemediğini kendi hayatını yaşamak istediğini söylemişti. Babası Nedim sert bir dille reddetmişti Evren'in bu söylediklerini. Fakat Evren kararlıydı. Asi ve kavgacı bir yapısı vardı o yüzden evden ayrılmaya karar verdi. Bir gece sabaha karşı odasında ki yatağının üzerine not bırakarak evi terk etti. Notta şu cümleler yer alıyordu " Baba. Biliyorum benim en iyi yerlere gelmemi istedin hep. Sert mizacının altında beni ne kadar çok sevdiğinin farkındayım ama kararıma saygı duymanı beklerdim. Her şeyim var senin sayende. Param, evim, arabam, motorum... Ancak içimde eksik bir şey var baba. Şimdi o eksik olan parçayı bulmaya gidiyorum. Yanıma alacağım 2 şey var, biri sırt çantam biride motorum. Hoşçakal baba, annem öldüğünden beri bana hem annelik hem babalık yaptın. Hakkını ödeyemem ama bana sunduğun bu şaşaalı hayatı kabul edemeyeceğim. Seni çok seviyorum. Kendine iyi bak... " Evren motorunu garajdan çıkardı ve gün doğumunda yolculuğa başladı... Evden ayrıldığı sırada Nedim pencereden onun gidişini izliyordu. Evden ayrılacağını tahmin ediyordu. Evren büyümüştü ve karşı koyamayacağının farkındaydı... Evren artık 20 yaşında, yalnız yaşayan özgür bir delikanlıydı. Ailesiyle bağını tamamen koparmıştı. Yalnız yaşamak ona çok cazip gelmişti. Fakat gerçek hayatın zorluklarıyla da karşı karşıya kalmıştı. Yanına aldığı bir miktar para ile bir kaç gün pansiyonlarda kalmıştı ve o sırada düzenli olarak iş aramıştı. Sonunda işi bulmuştu. 2 sene boyunca Silence Rock Bar'da barmenlik yaparak geçimini sağladı. Küçük tek odalı bir daire tutmuştu kendine. Hayatı Müzik, Motor ve Ev olmuştu. Bar'da sahne alan grupların gitaristlerinden ara ara gitar çalmayı öğreniyordu ve artık çevresi inanılmaz derece de genişlemişti. Askerlik dönemi gelmişti. Her şeyden çok motorundan uzak kalacağı için üzülüyordu. Motorunu askerden dönene kadar Bar'ın deposunda saklamak için patronu Yaşar'ın odasının önüne geldi ve kapıyı çaldı. Yaşar '' Gel '' diye seslendi. İçeri giren Evren'i gören Yaşar '' Vay !!! Koçum hoşgeldin '' dedi gülümseyerek. Yaşar, Evren'i çok sevmişti. 2 senedir hiç sorun çıkarmadan düzgün bir şekilde çalışmıştı ve verilen her işi yapmıştı. Bu yüzden Evrenin yeri her zaman Yaşar'da farklı bir konumdaydı. Evren '' Hoşbuldum abi.'' dedi mahcup bir ses tonuyla. '' Lafı uzatmadan konuya gireyim abi. Askere gitmem gerekiyor, belgem geldi. '' deyince Yaşar araya girdi. '' Hadi ya öyle mi? Hayırlısı olsun kardeşim. Ne zaman gidiyorsun? '' diye sordu Yaşar. '' Bir kaç güne gideceğim abi '' diye cevap verdi Evren ve devam etti. '' Benim senden bir ricam olacak.'' Yaşar '' Nedir ? '' diye karşılık verdi. '' Ben dönene kadar Bar'ın deposuna motorumu koyabilir miyim abi? Biliyorsun o benim her şeyim. Dışarda başına bir şey gelmesini istemiyorum '' diye ricada bulundu Evren. Yaşar '' Tabi koyabilirsin koçum ne demek. Bizim diğer çocuklarla beraber güzel bir yer açın motora üzerini de kapatın sıkıca ki bir şey olmasın '' diye cevap verdi. Evren çok sevinmişti, yaklaşık 18 ay motorundan uzak kalacaktı. Bunun üzüntüsünü derinden yaşıyordu ama başka da yapacak bir şeyi yoktu. Evren yola çıkmadan önce babasına askere gittiğine dair bir mektup gönderdi. Bunu bilmek en doğal hakkıydı. Çünkü komando olarak yapacaktı askerliğini ve doğuda görev yapacağını az çok tahmin edebiliyordu. acemi birliğinden sonra Irak sınırına yakın bir karakola gönderilmişti Evren. Burada zorlu ve çetin bir görev onu bekliyordu. Komutanları ve arkadaşlarıyla arası çok iyiydi. Güzel dostluklar biriktirmişti. Kardeşlik, birlik ve beraberlik duygusunu iliklerine kadar yaşamıştı. Yakın olduğu Komutanlarından silahlar hakkında bilgiler bile alıyordu. MG3, G3, AK-47 gibi silahları kullanmayı öğrenmişti. Bu bilgiler sivil hayatta onu bambaşka bir yola sürükleyecekti... Bir gece Evren'in bulunduğu karakola terör saldırısı düzenlenmişti. Saldırı başarısızlıkla sonuçlanmıştı ama bu saldırı Evren'in psikolojisini bir hayli bozmuştu. Terhisine az bir süre kalan Evren bir an önce sivil hayata dönmek istiyordu. Sonunda Evren terhis olmuş İzmir'e geri dönmüştü. Fakat askere gitmeden önce ki Evren ile döndükten sonra ki Evren arasında dağlar kadar fark vardı. Psikolojisi tamamen bozulmuş, şiddete meyilli bir insan haline gelmişti. Bir kaç hafta evden dışarı çıkmamıştı. Sürekli alkol içiyor arada bir de ot içiyordu. Saldırı gecesi halen daha rüyalarına giriyordu ama bir yandan da kendini toparlamak istiyordu. Psikolojisini düzeltmek için yeni bir hayata ihtiyacı vardı... Evren bir gün öğlen vakitlerinde Bar'a gitmişti. Eski çalıştığı arkadaşlarından bazıları işi bırakmıştı. Bir kaç tanesi çalışmaya devam ediyordu. Bunlardan biri de Cemal idi. Cemal Bar'da ki en yakın arkadaşıydı. Birbirlerini görür görmez hemen sarıldılar ve sohbete başladılar. '' Eee anlat kardeşim nasıldı askerlik? '' diye sordu Cemal. Evren'in gözleri bir anda boşluğa dalmıştı. Aklına unutamadığı o karakol baskını gelmişti. Ortam bir an sessizleşmişti. Cemal '' Alo ! Orada mısın oğlum ne oldu ? '' diye araya girdi tekrar. Evren '' Yok bişey ya. Geldi geçti işte. Sen neler yaptın görüşmeyeli ? '' diye sordu. '' Hep aynı şeylere devam kardeşim. Değişen bir şey yok. '' dedi Cemal. '' Benim motora iyi baktın mı? '' diye sordu Evren gülümseyerek. Cemal '' Bakmam mı ya. Ayıp ediyorsun. Ayda bir temizliğini yaptım, arada bir de çalıştırdım. Canavar duruyor hala depoda. Hadi gidip çıkaralım. '' dedi ve depoya doğru yürüdüler. Depoya doğru yürüdükleri sırada Evren Bar'ın patronu Yaşar'ı sordu Cemal'e. Cemal '' Bir kaç aydır gelmiyor. Arada telefonla arıyor mekanın durumunu soruyor. Nerede olduğunu bizde bilmiyoruz. '' dedi. Evren şaşırmış bir şekilde '' Allah Allah. Normalde bu kadar uzun süre gelmemezlik yapmazdı. '' dedi. '' Evet '' diye karşılık verdi Cemal. Motorun yanına geldiklerinde Evren biraz duraksadı. Cemal motorun üstüne örttükleri kılıfı '' İşte senin Kara Panter'in '' diyerek kaldırdı. Evren motoru nasıl bıraktıysa aynen o şekilde buldu. Cemal'e motora baktığı için çok teşekkür etti. Beraber motoru dışarı çıkardılar. Aklına bir fikir gelmişti Evren'in, Cemal ile olan bu kardeşliği bir çatı altında birleştirerek daha geniş kitlelere yaymak. Cemal'in de eski model bir chopper motosikleti vardı. Arkadaşlık ve kardeşlik temalı bir chopper motosiklet kulübü kurmak ve kulübe üye olan kişilerle keyifli sürüşler yapıp, güzel vakit geçirmek. Bu fikri Cemal'e anlattı ve onunda çok hoşuna gitti ve yavaş yavaş ilk adımı atmaya başladılar. Bar'da oturup kulübün nasıl işleyeceğine dair derin bir sohbete daldılar. Kulübün başkanı Evren, başkan yardımcısı ise Cemal olacaktı. Kulüp askeri sistem olan ast-üst ilişkisi şeklinde ilerleyecek ve yeni katılan üyeler için yaptığı hizmetler ve olumlu davranışlarına göre belirli yıllar içerisinde kıdem atlama gibi kriterler olacaktı. Kardeşlik ve dostluk her zaman ön planda olacak, ast her zaman üst'e saygıda kusur etmeyecekti. Üst ise her koşulda ast'ın yardımına koşacak ve yol gösterici olacaktı. Her zaman kulübün logosunu ve adını taşıyan yelek giyilecek ve hiç bir şekilde yelek hem kulüp içinden hem de kulüp dışında olan kimseye verilmeyecekti... Sıra kulübün ismine gelmişti. Uzun bir isim bulma muhabbetinden sonra Evren'in aklına Cemal'in motorun kılıfını kaldırırken söylemiş olduğu '' Kara Panter '' ismi gelmişti. Bu ismi Cemal'e önerdi. Cemal ismi beğendiğini fakat tek kelimelik bir isim yapmanın daha iyi olacağını söyledi. Bunun üzerine tekrardan cümlesine devam ederek '' Panterler '' olsun dedi. Evren içinde ki belli etmediği asi ve yırtıcı kişiliğinide ön plana çıkaracak bir isim arıyordu ve sonunda bulmuştu. '' PANTHERA... '' |
0% |