Baran Hazalı dikkatlice yatağa yatırıp üzerini örttü. Alnına öpücük kondurduktan sonra odadan çıktı.
Çalışma odasına girdi. Raftan uzaktan bakınca kitap olduğunu düşündüren kutuyu çıkardı. Masasına oturup kutuyu açtı. İçindeki kağıtlardan üzerinde 'Nabi Aydos' yazılan kağıdı aldı. Kağıdı açarak içindekileri okudu. Kağıdı kutuya koyup kutuyu kapattı. Kutuyu aldığı yere geri koydu. Kapı tıklatıldı. "Gir" koruma içeri girerek elindeki siyah baskılı mektubu Barana uzattı. "Ağam bu size gelmiş".

Baran kaşlarını çatarak mektubu korumanın elinden aldı. "Sen çıka bilirsin" koruma odadan çıktığında Baran mektubu açıp içindeki kağıdı çıkardı. Kağıdı okurken kaşları kendiliğinden çatıldı.

Eğer Hazalı bu kadar çok seviyorsan çıkıcaksın karşıma. Hemde yanlız yanında korumaların olmadan. Eğer ben kayb edersem peşinizi bırakırım. Yok eğer kayb eden sen olursan Hazalı kendi ellerinle bana teslim ediceksin. Bana ait olanı geri alıcam. 48 saat vaktin var. Zamanın şimdiden başladı. Ben attığım konumda olucam. 48 saat içinde istediğin saate gel.

Konum: *****

                                                       -Uraz


 

Baran sinirle dişlerini sıktı. Kağıdı masaya koyup ayağa kalktı. Masanın başına geçirdiği gömleğini alarak aşağı indi. "Baran nereye gidiyorsun?" Baran cevap vermeden evden çıkıp arabasına bindi. Konaktan ayrılıp arabayı kağıttaki konuma sürdü.

__________

Geldiği yer terk edilmiş bir binaydı. Gözlerini tuzak varmı diye etrafta dolaştırdı. Tuzak olmadığından emin olduğunda binaya girdi. Düz yolda ilerleyip sağa döndü. Gelen alkış sesiyle arkasını döndü. "Uraz senmisin?" Uraz kafasını ağır çekimle salladı. "Cı cı cı. Gelecekteki karım sana benden bahs etmedimi. Amma kırıldım ben." Baran sinirle dişlerini sıktı.

"Senin o karım diyen ağzını sikerim. Anladınmı beni sikerim" Uraz dehşetle gözlerini açtı. "Biliyormusun ne kadar korktum anlatamam. Baran bey ne demişler biliyormusun. Büyük lokma ye amma büyük konuşma" Baran yandan sırıttı. "Bunu sana demeli".

Beklenmedik bir anda Uraz kendisinden iki üç addım uzağında olan Barana yumruk attı. Gelen darbeyle Baran yere düştü. Uraz üzerine çıktı. Tam yumruk atıcaktı ki durdu. "Neden durdun devam etsene" Uraz sırıtarak Baranın üzerinden kalktı. Baran da yerden destek alarak kalktı. Elini bir birine vurarak tozunu temizledi.

"Öyle kolay olucağınımı zann ettin?" Baran kaşlarını çattı. "Ne diyceksen açık açık söyle" Uraz kafasını iki yana salladı. "Benimle gel" Baran anlamasa da Urazın gittiği yöne gitti. İki tane sandalye vardı.

Uraz sağdakine oturdu. Başıyla sandalyeni işaret etti. Baran solda ki sandalyeye oturdu. "Şimdi. Karşılaşma dövüş olmuycak. Üç tane yarışı oynuycaz. Şimdi ayağının altına bak" Baran ayağının altına baktı. Kahretsin bomba. "Bir bomba sahte bir bomaysa gerçek. Amma bilinmiyor hangisi gerçek hangisi sahte. Onları durdurmamız gerek. İlk bitiren kazanır" Baran sessiz bir küpür etti. Bir adam gelip ikisine de çakı verdi.

"18 dakika var. Başla" Baran zaman kayb etmeden. Ayağının altında ki demiri kaldırdı. İçindeki mavi ve kırmızı kablolara baktı. Dudaklarını yalayıp zaman baktı. 17 dakika 27 saniye kalmıştı. "Bismillah" kırmızı koblonun birini eline alıp inceledi.

Çakmak yardımıyla kabloyu kesti. Hiç bir şey olmadı. 10 dakika 03 saniye kalmıştı. Sıra mavi kablolardaydı. İki kobloyu eline alıp inceledi. Sol elinde ki kabloyu kesti. Saniye durmuştu. Baran derin bir nefes alıp arkasına yaslandı. "Bitti" diğer adam Urazın bombasını etkisiz hale getirdi. Demek ki Urazın bombası gerçekti.

Uraz ayağa kalktı. "İlk yarışmayı kazandın. Tebrikler"