@aliningecesi
|
Masada oturmuş misafirlerin gelmeyini bekliyorduk. Gelenler yeni iş ortağıydı. Baran kulağıma yaklaştı. "Karım çok samimi olmuycaksın tamam?" Aklıma gelen sinsi planla sırıttım. Cevep vermedim. Zil çaldığında geldiğini anladık. İçeri girdiklerinde selamlaştılar. Herkesle el sıkıştıktan sonra benim karşımda durdu. Elimi tutarak dudaklarına götürdü. Baranın şu an çıldırdığına emindim. 1.85 boylarındaydı,iri yapılı bir vicuda sahipti. Mavi gözleri gözlerimde oyalandı. Utançtan yanaklarım kızardı. Bunu görüp tebessüm etti. Elimi hemen geri çektim. Masaya geçip yemek yemeye başladık. Kaan'ın bakışlarını hiss etsemde ona bakmadım. "Hazal hanım tuzu uzatırmısınız" kafamı sallayıp tuzu ona uzattım. Parmakları parmak ucuma değdi. Baran elini çıplak bacağıma atarak sert denilecek bir şekilde sıktı. Bakışlarım ona döndü. Kulağıma eğildi. "Karım anlaşılan beni dinlemiycek" gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. "Bunun bir cezası var" içimden kendime küfür ettim. Kaan'ın bana olan bakşşlarına anlam veremiyordum ona baktığımda gözlerini çekmek zahmetinde bile bulunmamıştı. Yemek faslı bittikten sonra salona geçtik. "Kızım bir türk kahfesi yapta içelim" başımı sallayıp mutfağa geçtim. Kahfeleri tepsiye koyarak elime aldım. Salona geçerek bir bir dağıtmaya başladım. Sıra Kaana geldiğinde kahfesini götürmesi için bir işaret yaptım. Kahfeyi götürürken buz mavisi gözleri gözlerimdeydi. Baranın sinirli bakışlarını üzerimde hiss ettim. Baranın yanına geçip oturdum. Kulağına konuştum. "Öyle bakmasana" sinirli gözleri gözlerimi bulduğunda bir an üşüdüğümü hiss ettim. Aradan bir saat geçti. Misafiri yolcu ederken Baran beni belimden tutarak kendine yapıştırdı. İkimizin duya bileciği bir şekilde konuştum. "Baran napıyorsun" cevap vermedi. Kaanın bakışları Baranın belimdemi eline takıldı. Yüzündeki gülmseme silindi. Yerini ciddi bir yüz ifadesi aldı. Kaan gittiği gibi Baran beni kolumdan tutarak odaya çıkardı. "Baran canım acıyor" beni dinlemeden yatağa attıp üzerime çıktı. "Baran napı-" dudaklarıma kapanan dudaklar sözümü yarım kesti. Bir elini kadınlığıma atarak okşadı. Amma bu sefer sertti. Azmıştım hemde çok. Onu içimde istiyordum. "Baran ımmm" azdığımı anladığı an geri çekildi. "Ah Baran napıyorsun" sırıttı. "Karım bu senin cezan" elim kadınlığıma gitti. Hızla elimi yakaladı. "Hap hop kendine dokunmana izin vermiyorum" kıvranmam hoşuna gidiyordu. "Baran lütfen". Yanıma uzanaran belimi sardı. Dudaklarını boynumda hiss ettim. Bunu daha çok azmam için yaptığını anlamam kısa sürdü. "Baran mm yapma. Yapıyorsan yardım et" güldüğünü işittim. "Baran dayanamıyorum lütfen" artık ağlıycak raddeye gelmiştim. Gözümden bir damla yaş düştü. Baran beni kemdisine çevirip kaşlarını çattı. Göz yaşlarımı silerek dudaklarını gözlerime bastırdı. "Karım bu senin cezan. Üzgünüm sana yardım edemem" Baran beni göğsüne yatırdı. Zorda olsa uykuya daldım. Uyandığımd Baranın üzerindeydim. Ona çok kızgındım. Hızla üzerinden kalktım lavaboya girip işlerimi hall ettim. Üzerime crop ve kısa bir etek giyindim. Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Baran uyanmış kaşları çatık bir şekilde giydiğime bakıyordu. Tam odadan çıkıyordum ki Baranın sert sesiyle durdum. "Üzerindekiyle aşağı inmene izin veremem" Kaşlarımı çatıp ona baktım. "İzi isteyen de yok zaten" sinirle ayağa kalkıp yanıma geldi. Kolumu tutarak beni giyinme odasına getirdi. Uzun toz pembe bir elbise çıkartıp elime tutuşturdu. "Bunu giyiniceksin" ağzımdan 'hah' diye bir nida çıktı. Elimdeki elbiseyi yerine astım. Baran beni kendine çevirdi. "Hazal sen beni delimi ediceksin ha. Bu ne giymişsin böyle ha. Ben 'Baran ağanın karısı kısa giyip el aleme sürtüyor' dedi-" sinirle yüzüne bir tokata indirdim. Gözlerim doldu. Amma ben ağlamam bi kere yemin ettim bozmam. Gözlerimi kırpıştırarak göz yaşlarımı geri gönderdim. Bir eli yanağında kafasını bana çevirdi. "Karım ben özür dileri. Sinirliydim ne dediğimi ken-" elimi kaldırarak onu susturdum. "Yeter Baran ağa yeter. Açıklamaya gerek yok. Ben seni anladım zaten. Çok yanlış bir karar vermişim hem de çok. Sana şans vermemeliydim" bavulumu götürüp içini açtım giysilerimi içine yığdım. Kaşları çatık bir şekilde ne yaptığıma bakıyordu. Kolumdan tutarak beni durdurdu. "Karım yapma." Yüzümü ellerinin arasına aldı. "Bana bak. Karım lütfen bana bak. Bir dinlesen" ellerini sertçe ittim bavulumu kapatarak elime aldım. Kapıya doğru ilerledim. Aşağı inip dış kapıya geldim. Arkamdan gelip kolumu tuttu. Sinirle konştu "Hiç bir yere gidemezsin Hazal anladınmı. Seni bırakmam" kolumu elinden çektim. Hizmetçilerin fısıltılarını duymama rağmen hiç birini takmadım. "Benim bu konakta yerim yok artık Baran ağa" beni kendine çekip sıkıca sarıldı. "Özür dilerim karım gitme bırakma beni. Söz verdin gtmiycem dedin bırakmıycam dedin." Güldüm. "Sende bir söz verdin Baran ağa. Durdunmu peki sözünde" onu iterek bir addım geriledim. "Karım bir daha böyle bir şey olmuycak yemin ederim" öylece ona baktım. "Bir addım atarsan elbet ikincide atılmalı. Bi kere vurduysan elbet devamı gelicektir." gözlerinden yaş akıyordu. "Karım yapma" onu dinlemeden konaktan çıktım. Arkamdan bağırdığını işittim. Sonra kırılma sesleri. Selam çikolatalarımmm şimdi siz diyceksinizki yazarımız güzel günün içine etti. E napayım böyle olmasa hikayenin tadı kaçar. Özür dilerim 😗 |
0% |