Yeni Üyelik
24.
Bölüm
@aliningecesi

Uyandığımda yanımda ki kağıda bakarak göz devirdim. Yine ne yazmıştı acaba. Yatakta oturarak kagıdı elime alarak kattan açtım. Cümleler yerine son harfi yazmıştı 'Z'. Ayağa kalkıp makyaj masamın sürmesinde ki kutuyu alıp içindeki kağıtları masaya döktüm.


Hepsini sırayla düzdüm son kağıdı koyduğumda gördüğüm isimle başımdan kaynar sular döküldü. "Kahretsin. Neden döndü neden off" elimi alnıma yaslayarak kağıdlara bakıyordum. Telefonumun bildirim sesiyle telefonumu aldım.


Bilinmeyen numaradandı. Mesaja girdim.

Bilinmeyen numara: Umarım son harfı beğenmişsindir Hazal'ım

Siz: Neden döndün. Hani gitmiştin gelmiycektin bir daha neden geldin. Dönücektinse o gün neden gittin. O gün gittiğin gibi şimdi de git ve asla geri dönme!

Bilinmeyen numar: Geldim seni almadan gitmem.

Sinirden gözlerim doldu. Telefonu yatağa fırlatıp başımı iki elimin arasına alarak odada delirmiş gibi ileri geri yürüyordum. Gözümde ki yaşlar kendini serbest bıraktı. Kapı açıldığında
addımlarımı dayandırarak Barana baktım bana bakınca kaşları çatıldı.

Yanıma gelerek beni kolların arasına aldı. "Karım. Noldu? Neden ağlıyorsun?" Ağlamam daha da arttı. Baranın tişörtünü sıktım. Saçımda hiss ettiğim elle yüzümü Baranın boynuna gömdüm. "Karım. Cevap vermiycekmisin?" Başımı kaldırıp gözlerine baktım. "Hormo-nlar hamilelik y-yüzünden" sesim titremişti. İnanmamışcasına gözlerini kısıp bana baktı.



Ellerini omuzuma koyarak alnımı öpü. Bir elini omzumdan çekip baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi. "Amma ben seni böyle üzgün görmek istemiyorum. Sana ağlamak değil gülmek yakışıyor. Hem sen bilmiyormusun?" Kaşlarımı çattım.
"Neyi?" Elini yanağıma koydu. "Sen ağladığında Güneş küser dünyaya ışıldamayı bırakır. Ay küser dünyaya yıldızlarını gizler. İnsanlar mahrum kalır saıcağa ve geceyi güzelleşriren yıldızlara. Senin yüzünde ki küçük tebessüm bile yeter Güneşi aydınlatmaya. Ayın sakladığı yıldızları serbest bırakmasına."

Gözümdeki yaşları elim tersiyle silerek güldüm. Ona sarılarark yanağını öptüm. Hızla geri çekildiğimde Baran anlamz bakışlarını bana gönderdi. "İş. İşe geçiktim" tam banyoya gidecekken kolumdan tuttu. Kolunda ki elini itmek istesemde bırakmadı. "Baran napıyorsum işe gecikiyorum" güldü.

"Bu gün işe gitmiyceksin" çabalamayı bırakıp anlamaz bakışlarla ona baktım. "Ne?" Belimden tuttu. "Kaan'la konuştum. Bu gün vaktinin tamamını bana ayırıcaksın" sırıtarak sakallarını okşadım.

"Hmm ilgi istiyorsun demek" dudağının kenarı kıvrıldı. "Evet" Parmak ucuma yükselip dudağına kısa bir öpücük kondurdum. "Hazırlan sana bir süprizim var." Dudaklarımı ısırdım. Bakışları dudaklarıma kaydı. Elini dudağıma getirerek dişlerimden kurtardı. "Beni zorlama Karım." Tatlı olduğunu düşündüyüm bir bakış atıp banyoya girdim.

Üzerime kısa kırmızı elbise giymiştim. Dudaklarımda ki kırmızı ruj elbisemle uyumluydu. Saçımı açık bırakarak büyük dalgalar yaptım. Siyah ayakkabımı giyip siyah çantamıda alarak aynada son kez kendime baktım.

Aşağı indiğim. Barana baktığımda siyah takım giymişti. Kolundaki gümüş saati takımına uyumluydu. Saçları özenle yukarı taranmıştı. Beni baştan aşağı süzerek dudaklarını kıvırdı. Yanıma gelerek baş parmağımı tutup yukarı kaldırdı. Beni etrafımda döndürdü.

"Karım. Çok güzel olmuşsun" elimi yanağına koydum. "Kocam çok yakışıklı olmuşsun" gülerek arabaya bindik.

Loading...
0%