@aliosman2992
|
Yemekten sonra suitime çekildim. Yatağa yattım ve bunların bir rüya olup olmadığını merak ettim. Kendime pandik attım, canım acıdı. Sanırım bu gerçekti. Nasıl yani? Resmen aşık olduğum kız bana ailesi ile yemek yemeye davet etmişti. O gece heyecandan uyuyamadım. Ertesi günün akşamı yemek için hazırlandım. Giyecek bişeyim yoktu. Bu yüzden normal günde giydiğim kıyafetim ile gitmeye karar verdim. Asansörle zemin kata indim. Beklemeye başladım. Biraz sonra Asena'yı uzaktan gördüm. Çok güzeldi. Melek desen melek değil, peri desen peri değildi. O , resmen başka biri olmuştu. Sanki bu dünyadan değil gibiydi. Asena yanıma geldi ve: " Davetimi kabul ettiğin için teşekkür ederim. " dedi gülümseyerek. " Birşey değil ne demek. Güzeller güzeli bir kıza hayır demek aptallık olurdu. " dedim bende gülümseyerek. Asena beni göz ucuyla süzdü. Sonrasında kibar bir ses tonuyla: "Bu kıyafetle mi geleceksin." dedi alay edercesine. Bende giyecek başka kıyafetimin olmadığını söyleyince beni suitine götürdü. Ancak aklıma birşey takılmıştı. O zengindi ve kral dairesinde kalıyordu. İstediği herşeye sahipti. Tüm bunlara rağmen benim gibi bir fakire ilgi göstermesi beni de şaşırtmıştı. Takım elbise ve pantolon giydim ve hemen yemeğe geçtik. Aşırı tedirgindim. Mutlaka Asena ' nın ailesini etkilemek gerekti. Onlara fakir olduğumu asla belli etmemeliydim. Biraz sonra her tarafı pahalı mücevherler ile döşeli bir salona geldik. Salon gerçekten büyüktü ve birçok masa ve bu masalara hizmet eden garsonlar ile doluydu. Asena benim koluma girdi ve masaya kadar benimle eşlik etti. Sandalyesini çektim ve oturduk. Asena tek tek beni hepsiyle tanıştırmaya başladı: " Bu benim annem Feriha , ve bu da babam Ferdal. Anne baba , bu da arkadaşım Ateş. Onunla bir kaza sonucu karşılaştık. Aslında benim hatamdı. Dalgındım ve ona çarptım." diye anlattı. Bana baktı ve masada en önde oturan kişiyi göstererek : " Bu otelin en zengini Bay Mirkalem. Kendisi bir mücevher dükkanı işletiyor." dedi . Ardından ise başka masayı göstererek: " Bu ise otelin en saygın insanlarından Kamil Bey. O ise bir petrol madeninin sahibi. Yanındaki kadının ismi ise Bayan Mesude. Kendisi oteldeki saygı gören bir isim. " dedi. Son olarak ise masanın en köşesinde oturan adamı göstererek: " Bu da otelin ileri gelenlerinden Ferhat Bey. Kendisi yatırım ve borsa işleri ile uğraşır. " dedi. Biraz sonra ise yemekler geldi. Menüde biftek , patates püresi , kavrulmuş fıstık ve havyar vardı. Asena ' ya fısıldayarak: " Hangisinden başlayacağım. Burada çok fazla çatal ve kaşık var " dedim endişeyle. Asena fısıldayarak: " Önce en soldakinden başlayarak sağa doğru ilerle. Tatlı kaşığı ise en sondaki kaşık. En baştaki ise salata çatalı. " dedi. Teşekkür ettim. Asena'nın annesi Feriha hanım bana dönerek: " Peki siz ne işle uğraşırsınız? '' diye sordu. " Ben bir fotoğrafçıyım. Turistlerin fotoğraflarını çekip satarım." diye cevap verdim. Biraz sonra arkadan gelen bir ses: " Pardon üzgünüm geciktiğim için , önemli işlerim vardı da anca bitirebildim. " dedi. Onu anında tanımıştım. Bu Otelin Müdürü Metin idi. Biraz sonra ise gözgöze geldik. Beni görünce sinirle: " İnanamıyorum, Ateş senin ne işin var burda. Kim soktu seni buraya. " Asena araya girerek : " Ben davet ettim. Sabah , kaza ile ona çarptımda , bende özür namında onu yemeğe davet ettim. " dedi. Otel müdürü Metin gülerek: " Hayatım, önce bir bana danışsaydın keşke. Biliyorsun benim kararlarım seninkilerden daha önemli. Neyse , bidaha olmasın. " dedi. Kafama birşey takılmıştı. Metin Bey Asena'ya neden "hayatım" demişti ki. Anlayamamıştım. Biraz sonra Asena: " Metin Bey ise benim nişanlım. Yakında evleneceğiz. " dedi. O sırada beynime adeta şimşekler çaktı. Nasıl olurdu? Daha 18 yaşındaki bir kızı nasıl 30 yaşındaki adamla nişanlamışlardı ki. Kafam adeta allak bullak olmuştu. Feriha Hanım bana dönerek: " Peki anne babanız şu anda hayatta mı, kendileri nerdeler şu anda?" diye sordu. Hüzünle : " Evet hayattalar , ancak onları en son 8 yaşındayken gördüm ve birdaha da hiç görmedim. " diye cevapladım. Feriha Hanım: " Yani tek başına yaşıyorsun anladığım kadarıyla, doğru mu?" " Yalnız derken efendim , ben yalnız değilim ki. Hayat zaten benimle birlikte. Yani şu anda bu sofrada olabildiysem Allah ' a şükretmem gerek." dedim ve devam ettim: " Bence bu hayat bize bir armağandır. Ne kadar hayat bazen kötü gitsede, değerini bilmediğin hayat her zaman can yakar. Baksanıza burada olacağımı bile düşünmezdim. Ama sizlerin sayesinde şu anda sizlerle birlikte biftek yiyebiliriyorum. Elbette ki bunu Metin Bey' e borçluyum. Sonuçta otele beni o aldı. Bu yüzden kendisine minnettarım." Sonrasında ise Asena ' ya dönerek: " Bu arada sizi tebrik etmek isterim. Güzeller güzeli bir kız yetiştirmişsiniz. Bu oteldeki en zarif ve en mütevazı kişilerden biri Asena bence." dedim ve göz kırptım. Feriha Hanım gülerek: " Evet öyledir , çok güzeldir benim kızım. Görünüşe göre seni de baya etkilemiş. " " Henüz değil efendim , ama belki zamanı gelince olabilir." dedim. Mirkalem bana dönerek: " Fotoğrafçılık güzel meslektir. Bende bazen severek birkaç küçük fotoğraf çekerim. Bize çalışmalarından biraz daha bahseder misin Ateş." dedi. " Tabiki , bu benim için bir onurdur. " diyerek cebimden çekmiş olduğum birkaç fotoğrafı çıkararak uzattım. Mirkalem Bey birazcık inceledi. Beğenmiş gibiydi. Bir süre fotoğrafları inceledikten sonra bana dönerek: " Gayet güzel çekmişsin , bu işten baya bi para kazanıyorsundur o zaman , değil mi?" " Evet efendim , düşündüğünüzden daha fazla para kazanıyorum ben. " Aslında bunun bir yalan olduğunu biliyordum. Ancak elbette ki konu Asena olunca sadece onu değil aynı zamanda da aile üyelerini de etkilemem gerekti. Beni sakın yanlış anlamayın ben yalanı hiç sevmem , ama başka çarem yok. Asena benim olmalı. Bu yemek davetiyesi beni Asena' ya daha da yaklaştırmıştı. Bence annesi ve babası da beni sevmişlerdi. Yemek sonrası ise sohbet etmeye başladık. Ardından ise tatlı olarak şöbiyet ve dondurma geldi. Sohbet o kadar çok sarmıştı ki saatin kaç olduğunun farkına varamadım. Gerçekten hepsi de çok kibar ve nazikti. Elbette ki Metin Bey' i saymıyordum. Biraz sonra Mirkalem sandalyesinde doğrularak: " Evet hanımlar , yemek için teşekkürler. İzninizle biz birer puro içelim. " dedikten sonra bana döndü : " Sende gelecek misin Ateş , kadınlarla beraber kalmak istemezsin değil mi? " dedi kahkaha atarak. Ben ise kalmak istemediğimi ve geri döneceğimi söyledim. Asena ayağa kalkarak: " Hemen gitmek zorunda mısın , biraz daha kalsaydın keşke" diye içledi. Gülümseyerek : " Diğer kölelerin yanına dönme vaktim geldi. " dedikten sonra tam giderken kulağına fısıldadım: " On beş dakika sonra güvertenin orada buluşalım. " dedim ve oradan ayrıldım. ~ Bölüm Sonu ~
|
0% |