@aliyefeteliyeva
|
Telefonumun çalmasıyla Ayaz'la bulunduğum çalışma odasından çıkma gereği duydum. Kapıya yöneldim ve kilitlediğim kapıyı açtım. Hera ve Emir'in olduğu odaya geçtiğimde cebimden telefonu çıkarınca gördüğüm isime sabır dilercesine baktım ve aramayı kabul ettim.
"Sevgilim neredesin sen? Bir haftadır hiçbir haber alamıyorum senden. Her şey yolunda mı Derin?" soruları ardı ardına yöneltmesiyle gözlerime kapattım ve sakin kalmaya özen göstererek cevap verdim.
"Kerem öncelikle sakin olur musun?" söylediğim isimle Hera'nın sinirle bana baktığını görsem de devam ettim. "Ben iyiyim. Arkadaşlarımla İzmir'e geldik sadece. Endişenlenmene gerek yok."
"Sorun endişelenmem değil şu an Derin. Bana haber vermemen. Biz nişanlanma kararı bile aldık. Bana haber vermemen ne kadar doğru sence?" dediğinde bulaştığım bu işin nasıl dolaşmış iplik haline geldiğini anlamakta güçlük çekiyordum. Biliyordum ama bütün riskleri. Nelere sebep olucağını bile bile bu işe bulaştıysam, dayanmalıydım.
"Haklısın Kerem. Özür dilerim. Sadece yalnız kalma gereği duydum. Anla beni lütfen." daha Kerem cevabını veremeden odaya Mert ve Melis'in girmesiyle buz kesmiştim. Kerem'in vereceği cevabı dinlemeden,
"Kerem kapatmam gerek. Arayacağım seni." diyip telefonu telaşla kapattım. Çalışma odasından çıkan Ayaz da Mert ve Melis'i görünce şaşırdı ve Hera'yla Emir'e sorgular şekilde bakışlar atmaya başladı. Melis'in ilerleyerek yanıma gelmesi ve bana sarılmasıyla sanki rüyadan uyanmıştım. Sarılmasına karşılık bende onu sıkıca sarmalarken Mert de Hera'nın yanına ilerledi ve sıkıca sarıldı. Melis'den ayrıldıktan sonra abim gibi gördüğüm Mert'e ilerledim. Yine yaramaz bir çocuk misali yüzüme bakıp sırıtırken kollarından tutup kendime çektim ve sıkıca sarıldım.
"Çok korktum. Size benim yüzümden bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim." dediğimde Mert benden ayrıldı ve ellerini yanaklarıma yerleştirdi.
"Fıstığım bak ikimizde iyiyiz. Bize bir şey olmadı. Sence benim olduğum bir yerde Melis'e zarar gelebilir mi?" sorusuna karşılık Melis'e döndüğümde Melis cevapladı.
"Çok korktum ama bu geveze yüzünden korku bile kursağımda kaldı. Merak etme hiçbir şey olmadı Derin." dediğinde bir nebze de olsa rahatlamıştım.
Ayaz tekli koltuğa geçip oturdu ve bizi izlemeye başladı. Sanki neler döndüğünü anlamaya çalışıyor gibiydi. Sessizliğini bozdu ve aklında dolaşan soruyu sordu.
"Sizi kimin ve ya kimlerin neden kaçırdığına dair bir fikriniz var mı Mert?" dediğinde Mert de yatağa geçti ve Ayaz'ın tam karşısında oturdu.
"Kimin ve ya kimlerin bizi aldığına dair fikrim yok." durdu ve odadaki herkesi izledikten sonra devam etti. "Ama..." diyip durduğunda Emir konuştu.
"Ama ne?"
"Ama bu kaçırılma olayının boşuna bir olay olduğunu düşünmüyorum. Kimse bunu yapan bir şeyler demeye ve ya ima etmeye çalışıyor gibi." dediğinde bu kez Hera sordu.
"Ne ima ediyor olabilirler?"
"İnan bende bilmiyorum Hera."
Sorusunu sorduktan sonra sadece bizi izleyen Ayaz ayağa kalktı ve Emir'e bakarak bir şey söylemeye çalışır gibi bakışlar attığında ben konuştum.
"Her şey hallolduğuna göre ve arkadaşlarımız da döndüğüne göre biz artık gidebiliriz." dediğimde benden sırlar saklayan üçlü yani Hera, Ayaz ve Emir bana inanamaz gözlerle bakmaya başladı.
"O kadar anlattıklarımızdan sonra yine mi şüphelerin var?" soruyu yönelten Ayaz'la onun önüne geçtim ve cevapladım.
"Ben öğrenmem gerekeni öğrendim Ayaz! Ve burada başka bir işim yok!" döndüm ve arkadaşlarıma baktım. Devam ettim.
"Buraya yani senin ayağına gelme nedenim arkadaşlarımdı. Ben bir şeylere bulaşmak istemiyorum. Arkadaşlarımı bilmem ama ben İstanbul'a dönüyorum."
"Derin ciddi misin sen? Her şeyi öğrendiğin halde yine o garip adamla buluşmaya devam mı edeceksin?" diye soruyu yönelten Hera'yla sadece sabır diledim.
"Ben Kerem'le nişanlanacağım Hera. Lütfen düzgün konuşur musun onun hakkında?"
Söylediklerime karşı gülerken bir yandan da konuştu.
"Derin neden bize, en yakın arkadaşlarına gerçeği söylemiyorsun? Sen o Kerem denen adamla neden nişanlanma kararı aldığını bize söylemiyorsun? Evet sizden sakladım Gölgesizler çetesinde olduğumu. Evet sırlarım var. Bunu kabul ediyorum ben. Peki ya sen?" durdu ve yavaş yavaş bana yaklaştı.
"Sen peki çok mu masumsun Derin? Neden anlatmıyorsun? O zihninde neler döndüğünü neden söylemiyorsun?"
Evet kabul ediyorum arkadaşlarımı hafife almıştım. En esasta Hera'yı. Özel eğitim görmüş çete askerinden bir şey saklayamazdım da. Konuşulanları Mert ve Melis'in anlamadığını onlara baktığımda anlasam da Ayaz ve Emir'in çoktan her şeyi çözdüğünü bakışlarından anlıyordum.
"Aklımda bir şeyler dönmüyor Hera. Kapatır mısın bunu?"
Kendisi de anlamıştı bu işe Mert'i ve Melis'i bulaştırmak istemediğimi. Bakışlarla bir birimizle anlaşırken Melis konuştu.
"Sen neye bulaşıyorsun Derin? Siz ikiniz ne saklıyorsunuz?"
"Benim bir şey sakladığım yok Melis. Kapatsak mı bu konuyu artık? Evime gitmek istiyorum şu an sadece!" dedikten sonra kapıya yöneldim ve merdivenleri inmeye başladım. Beni buraya çeken simsiyah koridordan geçerken bir yandan hatırlattım kendime.
Güvenmekten ziyade benim kendimce bildiğim bir doğrum var. Onlar benim her şeyden habersiz olduğumu düşünürken ben bir adım öndeydim belki de. Sonunda villadan çıktığımda döndüm ve üst katın penceresine kaldırdım bakışlarımı.
Kafamda neler döndüğünü çok merak ediyorsun. Aynı şekilde bende merak ediyorum o bakışların ve o görüntünün arkasında neler olduğunu. Beni korkutan olaylar değil daha ziyade gerçeklerin ortaya çıkması. Korksam bile hatta bir yabancıya güvenmek olsa bile ben nedenini öğrenmeden durmayacağım. Bunu sen de biliyorsun Ayaz Demir.
|
0% |