@allev
|
İlk dakikalar benim için çok ağır bir süreçti. Bedenime ne oldu? diye düşünmeden duramamıştım. Bu yüzden de oldukça sıkıntılı zamanlar geçirmiştim. Neyse ki bu sürecin etkisi yavaş yavaş azalıyordu. Daha iyi bir durumda olduğumu düşündüğüm anda bedenimi tekrardan doğrultmuştum. Kendimi, bedenimi inceledim. Görünürde herhangi bir sorun varmış gibi gözükmüyordu. Etrafımı incelemeye başladım. Işık kaynağının yansımaları artık o kadar etkili değildi. Bedenimde algıladığım hissi de yok olmuştu. Yansımanın düşük seviyesi yüzünden olmalıydı. Tam tersi de olabilirdi. Çevremdeki bitkiler bile zor görünür olmuştu. Tekrar bedenime baktım ve birkaç saniye önce yaşanan garipliği düşünmek istememe rağmen, dürtülerden uzak durmak istediğim için, onun yerine en son neler yaptığımı gözden geçirmeye başladım. Algılarımın kapandığı anın hemen öncesiyle alakalı pek bir şey hatırlamıyordum. Daha öncesinde; Arşiv, Analiz ve Kısıtlı Mod denen kavramları öğrendiğimi biliyordum. Daha sonra bir kodun konusu geçmişti. Galiba 65-73-73-101-86’tü. Peki sonrasında neler oldu? Kısıtlı Mod’u elde etmiş miydim? Analiz’i kullanabilecek durumda mıydım? O sırada bir şey olmuştu. Komutun çalışmasını engellemiş ve bilincimi kapatmıştı. Bu duruma neyin sebep olduğunu bilmesem de devam etmekten başka bir seçeneğim yok gibi duruyordu. Önümde bulunan büyük bitkiye doğru bir uzvumu uzattım. Işık tekrar belirdi. Şimdi ise tekrardan gerekli komutu çalıştırmalıydım: “Arşiv. Analiz.” İçimdeki sesi algıladım: “Arşiv/Analiz komutu ilk defa çalıştırılmaya hazırlanıyor...” Uzvumun ucundaki ışık gittikçe parlaklaşmaya başlamıştı. Şekli yine değişmişti. Bu sırada, çok yakınımdaki bir noktadan, tam olarak arkamdan, bambaşka bir ses duydum. Hemen etrafıma bakındım ama bir şey göremedim. Oysaki hemen arkamdan geldiğini sanmıştım. Bedenimi yüz seksen derece döndürdüğümde, orada herhangi bir ses kaynağı yoktu. Daha da garip olansa sesin hala aynı şekilde arkamdan, çok yakınımdan geliyor olmasıydı. Neler yaşanıyordu? İletişim seslerine benzetsem de ne olduklarını anlayamıyordum. Bir yandan da ışık parlaklaşma aşamalarını tamamlamış gibi gözüküyordu. Komutu aktifleştirmemin üzerinden dört saniye geçmişti. Bu sürenin sonunda ise duyduğum o ses kesilmişti. Parlak, ışık önümdeki devasa bitkiye düzgün ve başarılı bir şekilde yoğunlaşmıştı. Önümdeki bitkiye dikkatlice baktım. Bir ışık ve ürettiği semboller, bitkinin etrafını sarıyordu. Dürtülerin zihnime yerleştirdiği semboller gibi… Dürtüler, şiddetli ve sarsıcı etkilerinin yanı sıra bazı anlar, şekiller hatta aynı bu şekilde semboller görmeme sebep olabildiğini en sonki yaşanan parazitlenmelerle fark etmiştim. Analiz ve Arşiv’i de bu sayede hatırlamıştım. Bu sembollerin ne ifade ettiklerini anlamıyordum. Gerekli bilgileri edindiğim zaman üzerine tekrar düşünmek üzere düşüncelerimi sonlandırdım. Sanırım bu sefer komut çalışıyordu. Bitkinin tamamı, iki saniye içerisinde bu ışık tarafından çevrelenmişti. Son olarak ışık, biraz daha parlaklaştı ve hemen ardından ise o ışık ve semboller bana doğru hızlı bir akış gerçekleştirdi. Bitkinin bilgisinin zihnime aktarıldığını algıladım. Böylece bu büyük ve geniş bitkinin Analiz’i tamamlanmıştı. Aktarım tamamlandığı anda gözümün önüne bir pencere geldi. İçeriğine baktığımda bir görüntü gördüm. Tanımlamaları içeren bir bilgi dizisiydi. En üstte ise Analiz edilen şeyin ne olduğundan bahsediyordu. Altında ise özellikleri yer alıyordu. Bu bitkinin sınıfı Ağaç’tı. Türü ise Dev Geniş Yapraklı’ydı. Buradan yaprağın tanımına baktım. Ağaçların her türünde bulunan, Besin ve Oksijen sentezleyen önemli bir birim, bir nevi Organ olduğundan bahsetmişti. Bunların ne demek olduğunu bilmiyordum. Bunları da sırayla incelemeye başladım. Besin denilen şeyin canlıların Yaşamsal Faaliyetleri için hayati öneme sahip olduğundan bahsediyordu. Buna bağlı olarak Oksijen de canlılar için önemliydi. Bu yaşamsal faaliyetin ne olduğuna baktım. Canlıların hayatlarını sürdürebilmeleri olarak açıkladı. Organ için ise canlıların Yapı Taşı diyordu. Yapı Taşı kavramı da kafamı karıştırmıştı. Ne demek olduğunu anlayamamıştım. Ona da bakmak istedim ancak böyle bir yere varamayacak gibiydim. Bilmediğim çok fazla şey vardı ve önemli bir şeyi fark etmiştim. Analiz ile bilgileri edindikçe odağımı kaybediyordum. Daha fazla anlayamaz olduğum bir duruma girmeye başlamıştım. Bu araştırmalar sonrasında bedenimi doğrultmakta da zorlanmaya başladım. Analiz’in bunda bir etkisi olabilir miydi? Muhtemeldi. Enerji tüketimine sebep oluyor olmalıydı. Ne zamandır buradayım, bilmiyordum. Enerjim şu anki araştırmalar için yetersiz olabilirdi. Boşa harcamamalıydım. Şiddetli bir dürtüyle tekrar karşı karşıya kaldığımda enerjim olmazsa yine bilinç kaybı yaşayabilirdim. Bu yüzden daha basit bilgilerle ilerlemeye karar verdim. Ağaç, bir bitkiydi ve geniş yaprakları vardı. Bunlar da onun türünü belirtiyordu. Şimdilik bu kadarı yeterli olurdu. Kendimi de incelemek istiyordum ancak enerjimi ne kadar harcadığım hakkında da bir fikre sahip değildim. Enerji, benim yaşamsal faaliyetim olabilirdi. Sonuçta ben de bir canlı olmalıydım. Ah… Daha fazla düşünmemem gerektiğini bilmeme rağmen engel olamamıştım. Yapmam gereken başka konulara odaklanmalıydım. Mesela atmosferdeki ışık kaynağının etkisinde ciddi bir değişiklik oluşuyordu. Etraftaki ışık yoğunluğu gittikçe azalıyordu. Bu durum, görüşüme etki etmeye başlamıştı. Analiz’in sağlamış olduğu ışık sayesinde nispeten etrafımı seçebilmiştim ancak şu anda neredeyse hiçbir şey gözükmüyordu. Kendi kendime, yüksek noktalara çıkabilirsem ışık kaynağından hala yararlanabilirim diye bir fikir oluşturdum. Sonuçta ışığın ulaşmasını engelleyen bu sık ağaçlardı. Aralarından ufak da olsa ışık hüzmeleri gözüküyordu. Ayrıca önümdeki bu yüksek ağaç sayesinde bulunduğum alana bakabilirdim. Bana iyi bir görüş sağlayacağından emindim. Bedenimin enerjisi biraz düşük de olsa başarabileceğimi düşünüyordum. İki uzvumla ağaca tutundum. Ardından yukarı doğru hareket ettim. Bedenim altındaki diğer iki çift uzvumu da aynı şekilde ağaca yerleştirdikten sonra uzuvlarım, ayarlayabildiğim kadar senkronize bir şekilde bedenimi yukarı doğru götürmeye başladı. Biraz yükseklik kazanabilmiştim ancak tam o anda arkamdan yine iletişim seslerine benzer bir ses algılamaya başladım. Bu sefer daha net, daha şiddetliydi. Direkt olarak zihnimin içerisindeki bir noktaya gönderildiğini algılıyordum. Gittikçe daha da şiddetleniyordu ama yine de anlayamıyordum. |
0% |