@allev
|
Malle adlı insan, bugünden itibaren düzenli olarak yemek ve ilaç getirme eylemlerine devam etmişti. Önceki günlerde de olduğu gibi gözlerimi hep aynı yatakta açmış fakat artık ilk gördüğüm şey her zaman Malle olmuştu. Onunla geçirdiğim her zamanda yeni bilgiler edinmek için onunla konuşuyordum. Evet, konuşma eylemi… Bunu ondan öğrenmiştim. İnsanların birbirleriyle kurdukları iletişimlere deniyordu. Ağızlarından çıkan ses dalgalarını konuşma eylemi olarak nitelendirmiş olmasına rağmen daha karmaşık bir sistemleri vardı. Kendi aralarında bir dil oluşturmuşlardı. Kelime adı verilen her biri anlamlı ifadeler, dili zenginleştiriyordu. Ayrıca konuşma eyleminin yanında insanların kendi aralarında bazı hareketli eylemlerle konuşma olmadan da birbirleriyle iletişim kurabildiklerini gözlemlemiştim. Beklenmedikti. Aşırı karmaşık olmalarının yanında her öğrendiğim şeyin ardında yeni bilinmezliklerin kapıları açılması, daha çok öğrenmem için beni teşvik ediyordu. İnsanların zekalarının bu kadar gelişmiş olduğunu düşünmezdim. Malle, bulunduğum alanın aslında bir yapıt olduğunu ifade etmişti. İnsanlar, kendi fiziksel güçleriyle elde ettikleri ham maddelerle -çoğunlukla doğada bulunan taş, ağaç ve toprak ürünlerinden elde ediliyormuş- bu içinde bulunduğum yapıtları oluşturmuşlardı. Birçok çeşitte bulunsalar da benim ilk gözlemleyip incelediğim yapıt şimdilik Malle’ninki olmuştu. Onun yapıtında yüzde doksan oranında ağaç parçaları, yüzde on oranında ne olduğunu pek anlayamadığım malzemeler kullanılmıştı. Oldukça sağlam bir şekilde oluşturulmuştu. Etkileyiciydi. Evet, bu Etkileyici kelimesi de Malle’den öğrenmiş olduğum yeni bir kelimeydi. Bu yapıtların oluşturmuş olduğu büyük bir topluluk, şu an bulunduğum bölgenin adı olmuştu. Kome Köyü... Kome isminin ne demek olduğunu sorduğumda, bilincimi ilk kazandığım yer olan ormanın adından geldiğini söylemişti. Koca Meşe… Ayrıca beni buldukları büyük su birikintisinin olduğu yer de şelale ve göl olacak şekilde isimlendirilmişti. Tabi o bölgenin de özel bir isim vardı. Durgun Şelale Gölü… İnsanların bu her şeyi özel bir isimle ifade etme çabasını anlamamıştım. Bu yüzden bunları akılda tutması oldukça zordu. Pek başarılı da olduğum söylenemezdi. Ayrıca anlamlandıramadığım bir şekilde Malle, bana bir insan ismiyle seslenmeye başlamıştı, Lily. Bir isme ihtiyacım yoktu. Özellikle de bir insanın bana bir isim vermesine hiç ihtiyacım yoktu. Bu olay beni rahatsız etmişti. Ancak bir noktadan sonra kabul etmek istemesem de mecburi olarak kabul ettiğim şeylerden biriydi. Bana bir şekilde seslenmelerinin gerektiğini anlamıştım. Fakat merak ediyordum. Neden bana o isimle sesleniyordu? Neden o isim Lily olmuştu? Sonrasında bunu sorduğumda Lily’nin anlamının Zambak adlı bir çiçek olduğunu söylemişti. Bu çiçeğin ne gibi bir özelliği olduğunu sorduğumda ise yapraklarının beyaz olması ve yapraklarının ortasında kırmızı renkte birçok organının bulunması olduğunu söyledi. Yapıtının kenarlarında da bu çiçeklerden üretiyor ve onlarla da ilgileniyordu. Açıkçası bu Renk kavramı, çeşitliliği artıran bir şeydi. Her varlığın ve nesnenin birbirinden ilk bakışta ayırt edilmesini kolaylaştırıyordu. Oldukça zekice tasarlanmış bir sistemdi. Etrafımdaki nesne ve canlıların görüntülerini algılayabiliyor olmama rağmen renk kavramının bu denli bir çeşitliliğe sahip olduğunu hiç düşünmemiştim. Malle’nin söylediklerinden yola çıkarak, zambak ile renklerin arasındaki bağlantının ne anlama geldiğini sorduğumda bana aynen şöyle söylemişti: “Sen de aynı bu zambaklara benziyorsun. Bembeyaz saçlarının arasında kıpkırmızı olan iki gözün bana onları anımsatıyor.” Malle’yi inceledikten sonra öğrenmiştim, o da kırmızı renkte gözlere ve yine kırmızı renkte uzun, insanların Dalgalı olarak nitelendirdiği bir saç stiline sahipti. Benim saçlarım ise Malle’nin söylediklerine göre oldukça eşsiz bir şekilde düzdü. Bulundukları bölgede düz saçlı insanlardan bulunmadığını söylemişti. Bunun sebebini ilerleyen günlerde öğrenecektim. Kendisi genellikle saçlarını Hasır adı verilen bir saç modeline göre şekillendiriyordu. Bu sayede işlerine daha rahat odaklandığını ve saçıyla uğraşmak zorunda olmadığını söylüyordu. Bu söylediklerinin üzerine, kendi saçlarımın bazı anlarda ne kadar da rahatsız edici olduğunu hatırlamıştım. Benim de bu modeli yapıp yapamayacağımı sorduğumda ihtiyacım olmadığını söyledi. Saçlarım onunki kadar uzun olmadığından işe yaramazmış. Kısacası Malle’ye de pek benzediğim söylenemezdi. Ancak şu ana kadar gördüğüm diğer insanlarla kıyaslanınca Malle, bana görüntü olarak en çok benzeyen insandı. Benden biraz daha uzun bir bedene sahip olsa da boy ve saç rengi dışında benzer dış görünüşlere sahiptik. Ayrıca her defasında bana Lily demesinin sebebinin bir çiçek benzetmesi olduğunu söylese de arkasında başka bir sebep olmalıydı. Bu noktadan sonra bulunduğum yer ve insanlar hakkında bilgiler öğrenmemin yanında artık Malle hakkında da bilgi edinmeye karar vermiştim. Sonraki günlerde ona, kendisi hakkında daha fazla soru soruyor, benle neden bu kadar ilgili olduğunu konuşuyordum. Fakat hiçbir şekilde mantıklı bir şey söylemiyordu. Bir şeyler saklıyordu. Neyi sakladığını ve bunun arkasındaki sebebi bulmalıydım. Günün sonunda gece olmuştu ve yatağıma yatmıştım. Bugünle alakalı düşünmek istediğim son şey ise ara sıra zihnimde oluşan, kısa görüntü ve konuşmalardı. Onlara Görü adını verdim. Ormanda gözlerimi açtığım il andan bu yana, zaman geçtikçe daha da anlaşılır hale gelmişlerdi. Başlarda parazit ve dürtülere sebep oldukları için çoğunlukla Ağrı adı verilen bir fiziksel duruma sebep oluyorlardı. Birçok kez de şiddetli bir şekilde bilinç kayıpları yaşamıştım. Sanırım bu sebeplerden ötürü ilk başlarda bu görüntüler anlaşılır bir şekilde zihnimde canlandırılamamıştı. Artık parazitler de dürtüler de yok denecek kadar azdı. Böylece görüleri algılamaya başlamıştım. Peki bu görüler neyi ifade ediyordu? Bana neyi anlatmak istiyorlardı? Görülerimde konuşanların neyden bahsettiklerini net bir şekilde algılayamıyordum. Bazen de sanki birisi kendi kendine konuşuyormuş gibi hissediyordum. Bir his vardı. Bana bu görülerin ait olduğunu hissettiriyordu. Fakat bu his kavramının doğru olup olmadığından henüz emin değildim. Geçmişimle bir bağlantısı olabilir veya olmayabilirdi. Emin değildim. |
0% |