Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Sırlar

@alleyna.t

Madalyon aklımdan çıkmıyordu. Ara ara elime alıp parmaklarımı yazıların, şekillerin üzerinde gezdiriyordum. Hem tanıdık gelen hem de yabancı gelen bir his beliriyordu. Madalyonu boynuma taktım. Yanımdan ayırmayacaktım. Bir yanım korksa da bir yanım eksik parçamı bulmuş gibi hissediyordu.

Aklıma annemin günlüğü geldi. Ara sıra açıp okurdum. Uzun zamandır okumadığımı fark ettim. Dolabımdaki ahşap oymalı küçük sandığı çıkarıp yatağımın üzerine koydum. Sandığın küçük anahtarıyla açtım. Kurumuş gül, papatya: eskimiş, sararmış kağıtlar... Ve günlük.

Günlüğün ilk sayfasında elimi gezdirdim. Ben annemin karnındayken yazılmaya başlanmış.

"Canım bebeğim! Seni, karnımda ilk hissedişim. Bu duyguları bir yere yazma ihtiyacı duydum. Belki ilerde bunları okursun ve seni ne kadar çok sevdiğimi hissedersin. Ben anne oluyorum. Bana çok güzel duygular yaşattın. Miniğim."

Bu ilk sayfayı her okuyuşum da hıçkırıklara boğuluyorum. Yalnızlığım katlanarak artıyor. Bedenimi ürperti sarıyor.

"Benim meleğim! Kendimi hiçbir zaman bu dünyaya ait hissedemedim. Senden önce hayatım karmakarışık bir haldeydi. Anlatsam inanmazsın. Sen ve baban olmasaydı ben bu dünyaya bağlanamazdım. Sen bu dünyayla benim aramdaki bağımsın."

Bu son cümle dikkatimi çekti. Daha önce okuduğumda anlamamıştım. Yaşadıklarımı düşününce bununla bir bağlantısı olabilir diye düşündüm. Yaşadıklarımın annemle bir bağlantısı var mıydı?

Hemen günlüğün diğer sayfalarını okumaya başladım.

"Bugün kendimi huzursuz hissediyorum. Geçmiş sanki peşimi bırakmıyor. Sürekli düşünüyorum. Gerçek dünyadan kopuyorum. Senin karnımda kıpırdanışların beni dünyaya döndürüyor. Korkuyorum. Sana zarar vermelerinden."

" Kimin?" Diye fısıldadım. Annem kimin zarar vermesinden korkuyor ki. Her okuduğumda bunun normal bir anne korkusu olduğunu sanmıştım. Aradığım yanıtları bulabilecek miyim?

Diğer sayfaya göz attım.

"Kızım olacağını öğrendim. Benim prensesim, gelişini dört gözle bekliyoruz. Ara sıra kabuslar görüyorum. Seni benden koparıyorlar. Seni bir daha göremiyorum. Seni herkesten saklamaya karar verdim."

Beni kimden saklıyorsun anne? İçimdeki merak beni ele geçirmişti. Yerimde duramıyordum. Sayfaları okumaya devam ettim.

"Bugün seni kucağıma aldım. En mutlu olduğum gün. Minicik burnun, bal rengi gözlerin, pamuk ellerin... Baban bana benzediğini söylüyor. O iyi biri sana çok iyi baba olacağını biliyorum. Beni her şeyimle kabul etti. Herkes hasta olduğumu söylese de o yanımda olmayı kabul etti. Bazı sakladığım sırlara, her şeye ve herkese rağmen."

Ne hastalığı diye içimden geçirdim. Annem ben doğduktan 5 yıl sonra hasta oldu. Babam neyi kabul etti ki? Bu sorular beynimde yankılandı.

"Nalan. Adını ben koydum. Sen hüznümün bir parçasıydın. Nalan sana en uyan isimdi. Anlamı hüzünlü, ağlayan."

"Günden güne büyüyorsun. Benim korkum da sen büyüdükçe büyüyor. Seni benden almaları yakın. Canım pahasına seni koruyacağım. Ölecek bile olsam seni kimseye vermeyeceğim."

Annemin hastalığının psikolojik olmasından korktum. Belki de kendi canına kıymıştı, bu yüzden bana nedeni bilinmeyen hastalık denmişti. Gerçekleri öğrenmek istiyordum.

Babamı aramaya karar verdim. Telefon üçüncü kez çalmasıyla açıldı. O kadar kızgınım ki. Beni hiç merak etmemesine, benden bir şeyler saklamasına, her şeyine kızgındım.

"Alo! Baba, neden hiç aramıyorsun beni?"

"Kızım nasılsın, bir şey mi oldu?"

"Ben iyiyim aramam için bir şey mi olması lazım, neden eve gelmiyorsun?"

"Nalan yoğunum biliyorsun. Paran mı bitti? Ne çabuk bitiriyorsun?"

Gözlerim dolmuştu. Para için aradığımı sanmıştı. Beni hiç düşünmüyordu.

"Para istemiyorum baba."

İçimden 'sadece seni istiyorum' dedim. Gözlerim buğulandı. Boğazım düğümlendi.

"Ne istiyorsun?"

Arkadan çocuk sesi geldiğini duydum. "Baba, bırak telefonu annem yemeğe çağırıyor." diyordu. Donup kaldım, aniden telefonu kapattım. Gelmemesinin sebebi bu muydu? Başka ailesi varmış. Anneme kızgındım bana babalık yapabileceğine inandığı adam bu muydu?


Loading...
0%