-"Evet sayın seyirciler. Hepiniz Gündem programına hoş geldiniz. Ben Rick Glen. Bugün stüdyomuzda ülkemizin son altı ayına ışık tutabilecek iki konuğumuz var."

Sunucunun stüdyo diye bahsettiği alan AND kanalının sabah ve akşam haberlerinin sunulduğu kareli odaydı. Koridor kapısından girildiğinde odanın karşısındaki duvarda haberlerin gösterildiği ve canlı yayınların yansıtıldığı dev bir ekran ile odanın ortasında sandalyesi bulunan bir kürsü ve odanın sağ ve sol yanında da birer masa vardı.

Sunucu Rick kürsüde, konuklar ise sağlı sollu masaların deri koltuklu sandalyelerinde oturuyorlardı. Aslında stüdyo bir tartışma programının yapılacağı görüntüsü veriyordu. Ancak sunucuya göre konuklar ülkenin çalkantılı son altı ayını açıklayabilecek türden kişisel kimliklere sahipti ve program bir tartışmadan çok bir konu üzerine sohbet modunda geçecekti.

Kısa boyunu yüksek sandalyeyle kapatmaya çalışan Rick, gözlüklerini düzelterek stüdyodaki ana kameraya bakarak konuşmaya başladı. Ses tonu her zamanki gibi neşeliydi.

-"Bu konukları muhtemelen kimse tanımıyor. Ve zaten onların işi tanınmamak..." derken küçük bir kahkaha patlattı. Sonra bir anda ciddi bir yüz ifadesine döndü. –"Onlar bu ülke için kendilerini feda etmiş ve ülkemizin son altı ay içinde yaşadığı olayların gelişiminde bir şekilde katkı sağlamış kişiler. Onlar Bay B' ye ciğerinden de yakın kişiler." Durdu ve derin bir nefes alarak verdi. –"Evet. Programımız soru cevap tarzında olacak. Ve söz şimdi konuklarımızda." Dedi ve sağında bulunan asker tıraşı olmuş, ellili yaşlardaki temiz yüzlü adama gözlerini çevirdi. Bu hareket adama söz hakkı vermek demekti. Ve adam da söz hakkını aldığını belirtircesine duruşunu dikleştirerek ağzını açtı.

-"Öncelikle bizleri programınıza davet ettiğiniz için sizlere ve kanalınıza teşekkür etmek istiyorum. Tabi tanınmamızla ilgili söyledikleriniz kalp kırıcı. Aslında altı ay önce bizi gerçekten tanıyor olsaydınız tanıdığınıza pişman olabilirdiniz."

Adam acıklı bir tebessüm ederken Rick de mecburi bir gülüş attı. Ama cevap vermedi. Zaten adam da sunucudan cevap beklemiyordu. Sözlerine ara vermeden devam etti.

-"Neyse ki şu anda popüler bir kanalın programında artık tanınacağımı ümit ediyorum. Ve sanırım karşımda oturan, zamanında birlikte çok işlere imza attığımız arkadaşım da."

Karşıda oturan altmışlı yaşlardaki adam da masasına acıklı bir tebessüm bıraktı. Yaşlı olmasına rağmen vücut olarak dinç görünse de bembeyaz saçları ve kapakları çökmüş mavi gözlerinde psikolojik olarak bitmişlik göze çarpıyordu. Konuk devam etti.

-"Ben Eski İstihbarat Daire Başkanı Gori Adam. Yani eski dediysem çok da eski değil. Bay B' den sonra görevi bırakmam gerekti."

Sunucu heyecanlı bir sesle devreye girdi.

-"Tam da burada ilk sorumu sormak istiyorum efendim. Görevi bırakmam gerekti derken görevi siz mi bıraktınız yoksa iki ay önce yapılan seçimlerde başa gelen Başkan Angela Martinez mi bunu sizden istedi?"

Konuk Gori Adam yüzünü yere düşürerek gözlerini birkaç saniyeliğine parlak koyu fayanslarda gezdirdikten sonra aynı acıklı tonda konuşmaya devam etti.

-"Aslında." Dedi derin bir nefes alarak. –"Benim görevi bırakmam yetmezdi. Görevi bırakmama izin vermek bile Başkan Angela' nın bana bir hediyesidir."

-"Nasıl yani?"

-"Yani görevden el çektirildim diyelim."

İstihbarat Başkanı Gori' nin iç huzursuzluğu net bir şekilde yüzüne ve koyu gözlerinin altındaki torbalara yansıyordu. Soruyu geçiştirdiğini tecrübeli bir sunucu olan Rick anlasa da üzerine gitmedi.

-"Peki efendim. İzleyicilerimiz de merak ediyordur. Ülkenin son altı ayında ne oldu? Yani biz halk olarak neler yaşadık? Şu anda öyle değişik duygular yaşıyoruz ki henüz kimse içindekileri bile anlatacak siyasal enginlikte değil."

-"Bu soruyu sorarken aslında ülkenin son altı ayının değil, on beş yılın cevabını vermek gerekiyor. Yani Bay B' nin ülkeye Başkan seçilmesi ve sonraki on beş yıllık sürece."

-"O zaman şöyle soralım. Bizim bu olayları yaşamamızdaki sebepler nelerdir?"

-"Yani soru böyle daha iyi oldu." Diye tebessüm etmeye çalıştı Gori. Birkaç saniyelik düşünme aşamasından sonra devam etti.

-"Biliyorsunuz on beş yıl önce Bay B halk oylaması sonucu ezici bir çoğunlukla Başkan seçildiğinde aslında herkes onun seçilmiş bir lider olduğunu düşünüyordu. Ben politikacı değilim ancak belki ilk ve en önemli neden budur. Bay B' seçilmişti ama insanlar onun tanrı tarafından kendilerine gönderildiğini ve tanrının onu seçtiğini düşünüyorlardı."

-"Ama Bay B' den öncesini biliyorsunuz. Ciddi bir ekonomik kriz vardı ve Bay B' de bunun tam ortasına geldi. Bana kalırsa da o süreci iyi idare etti."

Sunucunun bu sözlerine karşı dudak büzen Gori' nin gözleri sanki bir an eski zamanları izlemeye koyulmuştu. Kendine gelmeye çalışarak cevap verdi.

-"Belki de biz öyle düşünüyorduk. Kendi adıma bunu rahatlıkla söyleyebilirim."

-"Konumuza dönelim efendim. Sonra neler oldu?"

-"Bay B' nin aldığı halk desteği çoğaldıkça Bay B partisinden de çok üstte bir konum aldı ve sanırım hem yanında bulunan adamları hem de devlet kadroları oluşturulurken liyakatten biraz saptı. Belki de düşündüğümden de fazla. Ama burada önemli olan devlet kademelerine gelen yöneticilerin artık o yeri halka hizmet olarak değil, o makamın verdiği gücü halka karşı kullanmak suretiyle hep daha güçlü kalma çabasından doğan büyük zafiyetleriydi."

-"Bunun Bay B ile ne alakası var?"

-"Balık maalesef baştan kokuyor Rick Bey. Bay B' nin yanındaki adamlar da gücün kurbanı olmuşlardı ve bu niyet ülke dinamiklerini kişisel hırslara ve güce yöneltti."

-"Yani demek istediğiniz şey; ülkedeki yöneticilerin belirli bir güce sahip oldukları ve politikalarını sürekli bu gücü bırakmamak için oluşturdukları değil mi?"

-"Kısmen böyle de denilebilir. İşte Bay B' nin de bu yolda gücünü yavaş yavaş yitirdiğini düşünüyorum. Çünkü ilk başlarda çoğu olayı idare ederken sonraları sadece eski partisine çalışmaya başladı. Bu makul bir durum olarak görülebilir ama Başkan olduğu için bırakmak zorunda kaldığı partisini koruyup kollaması başka görüşlere sahip diğer insanların ona karşı daha çok birleşmesine sebep olmuştu. Tabii bunlar siyasi konular. Bay B' nin geldiği noktada etkisi olan ama tam olarak son altı ayı açıklayamayan olaylar."

-"Peki nasıl bağdaştıracağız bu anlattıklarınızla ülkenin son altı ayını."

-"Şöyle ki, Bay B. kin tutan bir adamdı ve asla kendisine karşı birleşeni affetmezdi. Affetmedi de... Fırsatını bulduğu yerde kendisine karşı olan herkesi aynı kutuya toplamayı başardı."

-"Bu fırsat neydi?"

-"Kan Emiciler Örgütü... Böyle bir örgütün varlığı doğru. Ama haberlere yansıyanlar hep farklı oldu. Yani etkisi çok düşük bir örgüt olsa da son dönemde yaygınlaşmış ırkçılığı düşününce, bu ırktan kişilerin oluşturduğu bir örgütün varlığı gerçekten insanları rahatsız etti. Hem de bunun başka bir ülke eliyle yapılıp ülkenin işgal edildiği düşüncesi milliyetçi çevreleri daha saldırgan hâle getirdi. Ve bu sayede Bay B.' nin eline öyle bir koz geçti ki hem kendisine muhalif herkesi aynı torbaya doldurdu ve hatta bazılarını ibretlik olması için cezaevlerine attı hem de devletin içerisinde boşalan kadroları ona bağlı adamlarıyla doldurdu. Tabii sonradan bu adamların şahsiyetten çok güce bağlı olduğunu anlayacaktı."

-"Peki bu kadar gözü karayken ve güçlü bir konuma gelmişken nasıl oldu da olaylar bu noktaya geldi?"

-"Asıl soru tabi ki bu. Bay B herkesi kolay yem sandı. Ve bir gün bir taşla birkaç kuş vurmak istedi. Hem kendisine bağlı halkın ondan sonra en çok sevdiği bir kişi olan ve muhtemelen ileride onun yerine geçmeye potansiyel aday olan Klember Miyra' yı ortadan kaldırmak hem de olayı Kan Emiciler Örgütüne atarak sağladığı toplu hapis düzenine karşı çıkan sesleri susturmaya çalıştı. Planında, Kilisede yaşanan suikast ile başarılı olsa da Olayı Kan Emicilere atarken hesap edemediği bir durum olmuştu. Kendisine verilen görevi yapan ama daha sonra bir Kan Emici olarak Bay B. Tarafından kamuoyuna satılan bir ajan... Ajan Jim. İşte onun hesap edemediği ajanın gerçekten sert kaya çıkmasıydı. Bay B. , olaydan dakikalar sonra Klember Miyra' yı vuran ajanın Kan Emici Örgütüne bağlı olduğunu ve yakalanmasının an meselesi olduğunu ilan ederken Ajan Jim çoktan kaçmıştı.