15. Bölüm

Korsanların çoğu güverteye cıkmıştı.

Garfild - ikinci takım saldırsın.

Gurubun sag tarafındakiler saldırıya geçti

Garfild - birinci takım burayı koruyun . Üçüncü takım işaretimle ağların üstünden korsanları arkasına geçin. Şimdii!!!

Üçüncü takım sarkan dağlara tutunarak korsanları arkasına gectiler. Korsanlar araya sıkışmıştı. Önünden arkasından kapana kısılan korsanlar, kapanan kurtulmak için ön tarafa ağırlık verdi.

Ön tarafta ikinci takım vardı. Güçleri kırılınca birinci takım atağa geçti. Korsanların güçü az geldi, Garfild ve tayfası güvertedeki bütün korsanları kılıctan geçirdi.

Güvertedeki korsanlar bitince korsan gemisine atladılar etrafı temizlediler. Ganimetleri aldılar, korsan gemisini geminin arkasına baglayıp çektiler, kaptanlarının başına ödül konulmuştur onu da esir aldılar.

Garfild - söylediğim gibi gecmişimden bir ders cıkardım ve artık birkaç korsan mesele değil.

Emrih - iyi işti garfild. Ne kadar yolumuz kaldı.

Garfild - sabaha varırız.

Emrih - demek sabah tamam iyi akşamlar

Garfild - teşekkür ederim patron

*******

Sabah saatlerinde adaya varılmıştı. Şehvet zindanına girdiler.

Emrih - hatari, evri

Hatari - buyur usta.

Emrih - biz vampir oldugumuz için bize canavarlar saldırmıyor ama size saldıracaklardır. İşte size güzel bir eğitim. Biz hızla aşşağı inicez. Sizde çok geç olmadan aşşağı gelin.

Afya - bu cok iyi olur. Sakın gecikmeyin tamammı

Evri - yüz katı canavarları yenerek gecemizi mi istiyorsunuz

Emrih - Evet

Hatari - bu biraz zor değilmi

Emrih - hayır hızla aşşagı inin o kadar bunun nesi zor.

Hatari - o kadar canavarı öldürmek cok zor

Emrih - istersen öldürme. Size yardım edicem ama sizde dikkatli olun her an tetikte olmak iyidir.

Aymi - bana da saldırmazlarmı

Emrih - sen benim yanımda oldugunu için sorun yok. Ama seninde savaşman lazım kendi ayakların üzerinde durabilirmisin ben olmasam

Aymi - yani evet

Emrih - bunu bana kanıtlaman lazım. Tamam gidelim.

Hatari ve Evri ola bildigince hızlı ilerlemeye çalıştılar diyetleri çoktan yüzüncü kata gelmişlerdi.

Yüzüncü katta büyük bir kapı vardı. Kapıyı actılar. Oburluk zindanında oldugu gibi yerin altında güneş, yeşillik, orman, ırmak, güzel bir mekan vardı.

Toprağın altından bir gole cıktı. Güçlü salam bir goleme benziyordu.

Aymi - ben halledebilirmiyim

Emrih - Nasıl istersen

Aymi hafif gülümsedi ona aldıkları kırbacı çıkardı. Kırbaca büyü enerjisi vererek güclendirdi. Kırbacı golemin bacağına savurdu. Bacak param parça oldu. Ama hızla tekrar yenilendi.

Aymi hızlı hızlı golemi parçalıyor ama sürekli tekrar yenileniyordu. Yorulmaya başlamıştı artık.

Emrih - karşındaki golem ne yaparsan yap yenilenicektir.

Aymi - o zaman ne yapacağım

Emrih - hiç bilgin falan yokmuş senin golemlerin hareket etmesi için bir çekirdeği vardır. Onu yok etmen lazım.

Aymi golemi çekirdegini bulmak için büyü enerjisini kulandı. Çekirdek tam göğsünün içindeydi. Aymi göğsüne savurdu hiç bir şey olmadı. Enerjiyi artırarak tekrar vurdu. Bu sefer sadece ufak bir cizik atmıştı.

Emrih - karşındaki golemin çekirdeğin etrafı baya sağlamdır.

Aymi - eee daha anca cizik ata bildim. Dahafazla artırsam gücüm bitecek

Emrih - karşındakinin yapı taşı toprak biraz düşün onu alt etmenin yollarını

Aymi düşündü taşındı aklına onu su ile ıslatmak geldi böylece camur olup akıp gide bilirdi. Golemi üstüne bir sürü su attı. Ama goleme bir şey olmadı golem ıslandığı için camurdan bir goleme dönüşmüştü.

Aymi ateşiyle onu yakmaya çalıştı. Ateş ıslanan camuru hızla kuruttu. Hızla kuruyan topraklar dökülmeye başladı. Göğsü zayıflayınca Aymi kırbacı ile çekirdeği kırdı.

Emrih ve afya hafif hafif alkışladılar

Afya - güçlenmişsin Aymi yüzüncü kattaki bir golemi yendin

Emrih - Biraz bilgi eksikliği olsada iyi işti.

Aymi - teşekkür ederim

Afya - Emrih onlara nasıl yardım ediceksin

Emrih - ah aklımdan cıkmış büyük bir patlama yaratıcam. Patlamadan kurtulup gelirlerse gelirler.

Afya - acımasızsın sen

Emrih - ha bunu sen mi diyorsun

Afya - Evet. Görelim şu patlamanı

Emrih enerjisi ile hidrojen atomlarını topladı. İçlerine biraz helyum karıştırdı. Hidrojenin helyum a dönüşme reaksiyonu bir güneş patlaması kadar enerji demektir.

Emrih reaksiyonu başlattı hızlı bir şok dalgası arkasındansa güçlü alevler takip ediyordu. Hızla yukarı katlara kadar yayıldı.

*******

Hatari ve Evri zar zor etrafındaki canavarları halletmiş bir sonraki kata ineceklerdi. Sanki deprem gibi bir sarsıntı vardı.

Evri - hissediyormusun

Hatari - Evet yer sallanıyor.

Hızla gelen şok dalgası Evri ve hatariyi savurdu.

Hatari - Evri hemen kalkan büyüsü yap.

Evri kalkan büyüsü yaptı. Şokun ardından güneş kadar sıcak bir alev kapladı heryeri.

Herşey bittikten sonra zindanda bir tane bilr canavar kalmamıştı. Cağırma büyüsü olan yerlerden canavarlar cağrılıyordu. Az bir vakitleri vardı hemen inmelilerdi yoksa yine savaşmak zorunda kalacaklardı.

Hatari ve Evri yüzüncü kata geldi. Herkez keyfine bakıyordu. Emrih içerler geziyor, afya buldugu içkileri dikiyor, Aymi gece ile oynuyordu.

Emrih - aa gelmişsiniz hadi gidelim burada yapacak bir şey kalmadı.

Afya - katılıyorum burada içki falan kalmadı.

Aymi - gemiye gidip kaptan köşkündeki yumuşak yataga yatasım var ah

Hatari ve Evri hafiften kafayı sıyırmış gibi gülüyorlardı.

Emrih - siz cembere geçin hemen geliyorum.

Oburluk zindanında ki gibi ilimlerin ve lanetlerin olduğu bir oda buldu. Hepsine baktı cok secenek vardı. Ama Emrih simya ilmini ögrenmek için kanını verdi.

Yukarıya cıktılar gemiye binip yelken aldılar. İnsanların kıtasında gidiyorlardı.

Emrih - garfild dedigi e göre bir buçuk iki günlük yolumuz var.

Afya - Hım benimle uc kısma gelirmisin

Emrih - tamam

Emrih ve afya ellerinde bira uc kısımdan güneşin batımını izliyorlardı.

Afya - insanlık kıtasında ne yapacaksın

Emrih - bende insandım insanlardan ümitliyim bakalım nasıl bir yer.

Afya - bin yıl önceyi sorsan hatırlarım ama şu aralar nasıl oldugunu bilemem

Emrih - eminmisin bin yıl önce nasıldı

Afya - teknolojik olarak diyer ülkelerden ilerde

Emrih - tamda beklediğim gibi

Güneş tamamen batmış karanlık çökmüştü. Yamur başladı

Emrih - gidip yatsakmı

Afya - ıslanmaktan iyidir yani

Emrih sırt üstü uzandı afya emrihin üstüne yattı. Başı emrihin göğsüne geliyordu. Emrih afyanın kalçasından tutup çekti şimdiyse burun burunaydılar.

Emrih - tenin cok yumuşak ve narin

Afya - seninkide biraz sert

Emrih - her baktığımda hep hayran oldugum bir yüzün var.

Afya emrihin sacını oynuyordu. Emrih afyayı belinden sevmeye başlamıştı. Gönüllerini dudaklarının arasında birleştirmişlerdi

Güzel ve huzurlu bir ortam vardı. Bir anda sert bir sallantıyla sarsıldılar.

Emrih - hay sıcayım ben bir bakıp geleyim

Afya - hızlı gel

Emrih dişarı ya cıktı. Yağmur sert bir fırtınaya dönmüş. Tayfanın bazıları su atıyor bazıları direkleri tutuyor. Alt kattaki kürekliler gemiyi düzgün ilerletmeye çalışıyorlardı. Dümende garfild vardı. Emrihi görünce yanına gitti

Garfild - patron denildiği gibi fırtına varmış bu bölgede. Kontrol sağlamaya çalışıyoruz ama pekte işe yaramıyor. Fırtına bizi sürüklüyor. Nereye olduğunu bilmiyorum. Böyle giderse bir yerlere vururuz.

Emrih - dikkat edin

Emrih içeri gitti. Sabah bir adaya vurmuşlardı . Garfild haritaya bakıp nereye çarptıkarını anlamaya calışıyordu.

Garfild - buldum şu anda Haset zindanı ın oldugu adadayız

Emrih - e insanların kıtasında ne kadarda gideriz.

Garfild - gitme süresi yine aynı ama karaya carptıgımızda gemide delik açılmış. Tamir edilene kadar beklemeliyiz.

Emrih - o zaman biz zindana girelim siz o zamana kadar gemiyi tamir edin

Garfild - tamamdır patron

Emrih - bizde zindana girelim hadi.

Hatari - bizi arkada bırakıp temizleyerek gelmemizi istemiceksin dimi

Emrih - vaktimiz olsa isterdim ama vaktimiz az. Gemiyi hızlıca tamir ederler. Deniz yolculuğunu bitirmek istiyorum artık.

Hep birlikte en aşşagıya kadar indiler yüzüncü kattaki kapıyı açtılar. Güzel bir yerdi. Diyerlerindeki gibi golem oluşmadı. Haset cadısı ortaya çıktı. Kendini diyer cadılar gibi kıristale dönşştürmemişti.

Haset - amanın misafirlerim var galiba