23. Bölüm

23. Bölüm

Alpagut
alpagut

Düğün günü gelmişti Afya Limke yi hazırlıyordu. Diyerleri bahçe de bekliyordu. Bahce de bütün soylu aileler ve nüfuzlu kişiler vardı. İnsanlığın kahramanıda bir köşede bekliyordu. İnsanlığın kahramanı kahverengi saçlı, kahverengi gözlü, boyu normal, biraz kaslı biriydi. Adı Yahya idi. Emrih kahramanın yanına gitti.

 

Emrih - aa siz kahraman olmalısınız merhaba

 

Yahya - Evet ben bu ülkenin kurtarıcısıyım

 

Emrih " kahramanlar ülkenin değil dünyanın kurtarıcısıdır siyasi meseleler onları alakadar etmiyor olması lazım."

 

Emrih - yaa ülkemizin başına bir şey gelirse kurtarıcaksınız demek.

 

Yahya - Evet hangi canavar olursa olsun.

 

Emrih " şuan bir canavarla konuşuyorsun. "

 

Emrih - peki başka bir ülke bize saldırırsa

 

Yahya - şey sadece canavarlarla savaşa bilirim

 

Emrih - ha o zaman iş bizim başımıza kalıyor desenize.

 

Yahya - Merak etme nasıl olsa kıralımızın ordusu güçlü dür. Hiç korkmanıza gerek yok.

 

Emrih " bir ülkede feodalizim varsa o ülke çöker. Kıralı ordusu güçlü olsa ne yazar. "

 

Emrih - bencede korkmaya gerek yok. Kıralımıza

 

Emrih bardağını kaldırdı.

 

Yahya - kıralımıza

 

Bardakları tokuşturup içtiler.

 

Yahya - ben seni daha önceden gördüm mü?

 

Emrih - sanmam karıştırıyor olmalısınız.

 

Yahya - olabilir

 

Aymi, Emrih yanında dolanıyordu. Etraftaki soylu lar Aymi hakkında söylenip duruyorlardı. Aymi, Emrihi cekiştirdi.

 

Emrih - noldu

 

Aymi - herkez benim hakkımda kötü konuşup kötü düşünüyor.

 

Emrih - düşünüyor?

 

Aymi - başkalarının düşüncelerini görebiliyorum.

 

Emrih - günah taşıyıcısı olduğun içindir. Kontrol etmeye calış. Ve milletin dediği önemli değildir. Sen bu dünyadaki en nadir canlısın.

 

Emrih " günah taşıyıcısın artı mavi kurt kulaklı güzel bir kız, dünya cok adaletsiz değilmi"

 

 

*******

 

 

Afya Limke yi hazırlıyordu neredeyse bitmişti.

 

Afya - düşündünmü

 

Limke - Evet

 

Afya - doğru kararı verdiğini biliyorum. Makyajın bitti.

 

Limke kalktı bahce ye doğru yürüdü. Girdiginde herkez ona bakıyordu. Ona ayrılan koltuğa geçti. Nikahlarını kıymak için bir memur geldi.

 

Memur - herkez hazırsa başlıyorum.

 

Herkes sessizleşti. Afya, Emrih in yanına geldi.

 

Emrih - sence ne diyecek

 

Afya - hayır

 

Memur - ülkemizin en güzel kızı, kıral hurasın göz bebeği Limke. Barakle nin oğlu ile evlenmeyi kabul ediyormusunuz.

 

Herkez limkeye bakıyordu. Kimileri heyecanlı kimileri kinli.

 

Limke - hayır

 

Emrih, barakle nin yanına geldi.

 

Emrih - tam sırası dediğimiz gibi yap.

 

Barakle şarap dolu bardağını alıp yere attı. Sinirli ve yüksek sesle

 

Barakle - oohooo bu ne içim iş be bizde kabul etmiyoruz o zaman. Söz vermiştik Huras!!! Sözünde durmamanın bedeli ağır olur!

 

Barakle arkasını dönüp gitti. Emrih kıralı yanına gitti ve kulağına fısıldayarak.

 

Emrih - barakle yi bırakalım gitsin ama diyer soylu lar burada kalsın. Sonra düşünüp kararımızı veririz.

 

Huras - bırakın gitsin. Diyer aileler beklesin.

 

Yahya - ah ah bu hiçde güzel bir manzara değil. Kıralım en son Haset zindanına gidicektim izin verirseniz ben gideyim

 

Emrih kıralı kulağına tekrar fısıldadı.

 

Emrih - bırakın gitsin siyasi meselelere karışamıyor hiç bir işe yaramaz.

 

Huras - tabi gide bilirsin.

 

Ortalık sakinleşince Emrih kıral la görüşmeye gitti. Kıral kederli bir şekilde çalışma odasında oturuyordu. Emrih kapıyı tıklattı.

 

Huras - gel!

 

Emrih içeri girip koltuga oturdu.

 

Huras - general astegi de cağırdım birlikte görüşürüz.

 

Emrih kafasını salladı. Kıral içkisinden bir yudum aldı. Kapı caldı, içeriye bir asker girdi.

 

Asker - kıralım general astegin cansız vicuduna bulduk. Başı kesilmişti.

 

Huras sessizleşti.

 

Huras - tamam anladım. Cıka bilirsin

 

Asker cıktı.

 

Huras - şimdi ne yapıcaz ordumuz barakle nin ordusuna denkti. Ama şimdi generali ölümü ordumuzun moralini bozacaktır. Ve eğer gercektende barakle kuşatma için baş kente gelicekse bir şeylere güveniyor olmalı.

 

Emrih - bencede haklısın barakle nin ordusunu hazırlayıp gelmesi kaç gün sürer.

 

Huras - on gün falan

 

Emrih - yeni general getirmek için iyi bir süre değil. Yeni generalin orduda baskınlık kurması uzun sürer, düzenli bir ordumuz olmaz.

 

Huras - bilmiyorum . Peki ne yapacağız.

 

Emrih - benim bir fikrim var izin verirseniz.

 

Huras - dinliyorum

 

Emrih - insanlığın kahramanından başka yetenekli on kişi daha varmış herhalde

 

Huras - Evet var

 

Emrih - onları cagıra bilirmiyiz.

 

Huras - altı tanesi Yahya ile Haset zindanına gitti. Sadece dördü burada

 

Emrih - yeterde artar. Savaşta amacımız düşmanı hezimete ugratmak değil başlarını alıp o orduyu kendi ordumuz katmak. Tabi biraz askerimiz ölücek ama sorun değil. Çünkü bizim ordumuz az zaiyat vermiş ve sayısını arttırmış bir şekilde dönücek. Bu diyer soyluların gözünü korkutucak. Savaştan döndüğümüzde de bu feodal düzeni bitiricez. Artık daha güçlü bir devlet olucaz.

 

Huras - Hım güzel bir hayal nasıl yapıcaksın

 

Emrih - önce savaşı anlatayım. Savaş başlıyacak ben kendi yaptığım bir silahı kullanıcam. Bu silahla orduyu ikiye ayırmış olucam. Ve şu malum dört kişi kim bilmiyorum ama ordumuzla birlikte bu dört kişi ayrılan kısma saldırıcak, orayı darma duman edicek. Diyer gurup tabi tereddüt ediçek. Ve büyük ihtimalle general bu saldırıdan sonra orduyu geri çekip tekrar orduyu düzenlemek için ugraşıcaktır. Ben ilk saldırıyı yapıp barakle nin cadırına gidip onu esir alıcam . Generalle görüşüp, onu kendi tarafımıza çekicem. Ve baş kente geri dönüçez. Savaş kısmı bu kadar.

 

Huras - başara bilirmiyiz

 

Emrih - bana güven. Tabikide başarıcaz.

 

Huras - baş kente dönünce ne yapıcaz peki

 

Emrih - baş kente dönünce ilk olarak soyluların yanında barakle nin cezasını kesicez. Varali şehrinin generalini başkentin generali yapıcaz. Sonrasını bana bırak.

 

Huras - generallin tamamen bizim tarafımıza geçicegini nereden bilicez

 

Emrih - Merak etme. İnsanların amacı her zaman yükselmek daha iyi bir makama gelmektir. Ülkenin ordusunu yöneten bir koltuk vericez bizim tarafımızda olmayacakta kimin tarafında olucak.

 

Huras - tamam ama general sizi bir orduyu savaşa götürüyoruz.

 

Emrih " has o kısmı söylemeyi unutmuşum"

 

Emrih biraz düşünüyormuş gibi yaptı.

 

Emrih - Hım buldum. Ordu generalsiz oldugu için yetenekli biri lazım dimi.

 

Huras - Eveeeet

 

Emrih - sen geç

 

Huras - ne!! Ben bilmemki ordu yönetmeyi.

 

Emrih - bilmene gerek yok sana dedigim gibi yapsan yeter ve ordunun başına geçmen hem orduyu coşturur hemde halktarafından gerektiğinde komutan gerektiğinde kıral ola bilen yetenekli bir kişi gibi bir imaj çizersin. Her türlü bizim karımıza değilmi.

 

Huras - o imajı savaşı kazanırsak çizeriz.

 

Emrih - ve kazanıp çizicez karşındaki orduya yüksek sesle seslen göğsünü öne cıkarki heybetli görünesin. Saldırmadan önce bir konuşma yap askerlerin cesareti artsın. Saldırmadan önce kılıcını cek yüksek sesle "hücüm" diye bağır. Çok basit değilmi.

 

Huras bir iç çekti.

 

Huras - hadi yapalım şu savaşı.

 

Emrih ve Huras bir birine bakarak el sıkıştılar. Günler ilerliyordu ordu hazırlandı ve yola çıkıldı.

 

Varali ve baş kent ortasında bir ovada kamp kuruldu. Karşıda barakle nin kampı vardı. Yarın savaş başlayacaktı. Ama savaşın kazananını emrih belirleyecekti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 23.05.2025 14:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...