
Açgözlülük zindanına girmişlerdi, hatta birkaç kat inmişlerdi.
Barros - Buradan sonra tuzaklar artıyor, dikkat edelim.
Emrih - Bir şey olmaz.
Emrih yavaş adımlarla ilerliyordu. Bir taşın üstüne basmasıyla tuzak tetiklendi. Ucu sivri bir kazık Emrih’in kafasının içinden geçti. Etraf kanla boyandı.
Barros - Tanrı günahlarını affetsin. İyi adamdı.
Emrih - Siktir!!! Kafam... Lanet olsun, uzun zamandır bu kadar acıtan bir şey olmamıştı.
Barros - Y-yaşıyor musun?
Emrih - Ölü gibi mi görünüyorum?
Emrih “zaten ölüyüm.”
Afya - Yaşıyorsan yola devam edelim, burada zaman kaybedemeyiz.
İlerlemeye devam ettiler. Yolu yarılamışlardı. Emrih en önde yürüyordu. Ayağı bir ipe değmesiyle yukarıdan büyük kayalar düştü. Hiç ses yoktu.
Barros - Galiba bu sefer...
Kayalar un ufak oldu. Emrih’in her yeri kan olmuş bir şekilde çıktı.
Barros - Yaşıyor mu?
Neredeyse yüzüncü kata gelmişlerdi. Emrih ilerlerken sahte zemini fark edemedi. Sert sivri kazıkların üzerine düştü.
Barros - Yine ölmedi değil mi?
Ses soluk yoktu.
Barros - Yok artık, inanmam.
Bir kıpırdama yoktu.
Barros - İyi adamdı. Tanrı günah...
Emrih büyüsü ile yükselip çukurdan çıktı.
Barros - E... artık e... a...
En nihayetinde yüzüncü kata vardılar. Açgözlülük Cadısı’nın evine varmışlardı. Diğer zindanlarda olduğu gibi yerin altında güneş vardı. Çok güzel dizayn edilmiş ovalar ve küçük bir kulübe vardı.
Kulübenin içine girdiler. Dışarıdan küçük görünen ama içerisi çok büyük olan bir kulübeydi. Kulübenin ortasında zindanın çekirdeği vardı. Etraf sessizdi. Neyin ne olduğu, hangi kapının nereye gittiği duvardaki levhalara yazılmıştı.
Emrih - Fazla etrafı kurcalamayın, uyarılara dikkat edin. Zarar verirsek güzel şeylerle karşılaşmayız. Işınlanma çemberini arayalım ve buradan çıkalım.
Herkes onayladı ve etrafa bakınmaya başladı. Emrih ise Haset’in verdiği görevi yerine getirmek için diğerlerine benzemeyen farklı bir kapı arıyordu. Bütün kapılar birbirine benziyordu. Birinde hafif kahverengi çizgiler vardı.
Emrih içeri girmek için kapı kolunu tuttu. Ama kapı kilitliydi. Emrih kapıya enerji vererek açmayı denedi. Güç kapıdan çekilip bir kristale aktarıldı. Kristalden bir hologram oluştu: Açgözlülük Cadısı’nın hologramı.
Açgözlülük - Kapıyı açmak için doğrulama gerek. Yeterli miktarda enerji akıttığınızda büyünüzü çözümler ve ona göre kapıyı açar.
Emrih kapı kolunu tutup enerjisini akıttı. Kapının kilidinin açılma sesi geldi. Emrih içeriye girdi. İçerisi karanlıktı. Tek bir ışık kaynağı bir tepsiye yönelmişti. Bu, Haset’in bahsettiği tepsiydi. Açgözlülük’ün hologramı tekrar oluştu.
Açgözlülük - Bugünün geleceğini biliyordum. Ne zaman olur bilmem ama Haset bir gün buraya bir vampir gönderecekti. Ve bu sen oldun. Yaptığım fala göre çok yükseleceksin ama bu seni aldatmasın. İzin verme. Kapıya akıttığın enerji bir vampire ait değil. Evet, vampirlik kırıntısı var ama eskiden vampir denilebilir. Yakında anlarsın, daha zaman var. Birinci kehanetin süresi doldu, şimdi ikinci kehanetin süresi başladı. Hadi, görevini yap kullanılan!
Emrih - Kullanılan mı? Neyse...
Emrih tepsiyi aldı. Kanı ile bir çember çizdi. Tepside bir yıldız vardı. Tersten tekrar bir yıldız çizdi. Çemberden uzanan bir çizginin sonunda bir üçgen çizdi. Parmağını üçgenin içine koydu. Enerji verdi, çember aktifleşti.
Haset’in verdiği taşı içine koydu. Taş parladı, parladı... en sonunda yüksek bir enerji ile patladı. Ne tepsi, ne taş, ne ışık... Oda bomboş ve karanlıktı. Kapının kenarlarından biraz ışık sızıyordu. Kapıya yöneldi ve odadan çıktı.
Herkes etrafa bakmaya devam ediyordu. Çember bulamamışlardı. Emrih “Kütüphane” yazan kapıya girdi. Buradaki kütüphane diğer zindanlardakine kıyasla çok daha fazla kitap, parşömen ve tablet içeriyordu. Bir kitap diğerlerinden ayrı bir kürsünün üzerindeydi.
Kitap oldukça süslüydü. Adı Bilgi Açlığı idi. Emrih ilk sayfasını açtı.
***Bu kitap benim yani Açgözlülük Cadısı’nın son ve en önemli kitabıdır. Bu kitabın en önemli kitap olmasının nedeni; kişi nasıl öğrenebilirse bir bilgiyi, ona göre anlatan bir kitaptır. Daha açık olmak gerekirse, bir kişinin anlaması için onun anlayacağı dilden yazan esrarlı bir kitaptır.
Bu kitap bu kürsüde kaldığı müddetçe evrendeki bütün bilgileri ve bu kütüphanedeki bütün kitapların özetini içeren küçük bir kitaptır. Okuyup esrarını anlamaya çalışın.***
Emrih diğer sayfayı açtı. Bu sayfada “İçindekiler” kısmı vardı. Kendini eksik hissettiği konu olan büyü enerjisinin anlamlandırma bölümünü açtı.
***Bu kitabın esrarı sayesinde anlamanız için en iyi ifadeleri seçen bir büyü sistemidir. Bu sistem yedinci boyut bir büyüdür.
Büyüler boyutlar halinde ayrılır. Bu boyutlar yediye kadardır. Sonraki boyuta geçmek için büyü gücü yeterli değildir.
Boyutları basitçe anlatalım. Sizin için matematikten örnek vereceğiz. Nasıl ki matematik boyutlara ayrılıyorsa büyüler de öyledir. Matematik tamamen toplama işleminden ibaret olduğu gibi büyüler de böyledir. Matematik esasen yapılan tek işlem toplama, diğer işlemler ise toplamanın farklı birer kombinasyonudur.
Birinci boyut yani x ekseni → toplama, çıkarma, çarpma, bölme, ondalık sayılar, kesirler ve kareköklüler.
İkinci boyut yani y ekseni → fonksiyonlar, polinomlar, geometri, çarpanlar, birim çember, trigonometri, sanal sayılar, vektörler, alan ve x².
Üçüncü boyut → prizma, hacim, vektörler, kuantum modelleri, x³ ve gerçek hayat.
Sizin bildiğiniz matematik buraya kadar. Bunları büyü ile ilişkilendirecek olursak: Birinci boyut element büyüleri ya da temel büyülerdir. İkinci boyutta bu büyülerin belli bir oranda karışmasıyla olan büyüler vardır. Bunlar aslında birer fonksiyondur. Yazılan büyü bu fonksiyonu belirler. Üçüncü boyut hologram ve yaşam oluşturmadır. Yaşam oluşturma üçüncü boyutta olmasına rağmen yedinci boyut büyülerinden daha zordur.
Dördüncü boyut büyüleri → ışınlanma ve uzay-zaman dokusunda ayar yapabilmektir.
Beşinci boyut büyüleri → alan oluşturmadır (örneğin zindanın altında bulunan güneşli sistem ve küçük kulübenin içinin daha geniş olması gibi).
Altıncı boyut → kişinin özel gücüdür. Bu güç kendine has bir güçtür.
Yedinci boyut → bunun farklı kombinasyonlarla oynanmış halidir. Bu boyut herkeste farklıdır.
Sekizinci boyut ve ötesi için kişinin büyü enerjisinden başka bir güce ihtiyacı vardır.
Anlamlandırma, bunları düşünüp fikir ortaya koyunca olur.***
Halkasal büyülerde ise boyutlar halkanın iç kısmına yazılan formüle bağlıdır.
Emrih bu satırları okuduktan sonra kafasına biraz daha yatmıştı. Kitapta yazana göre onun özel bir gücü olmalıydı. Bu sayede altıncı boyut büyü yapabilirdi. Ve bu büyülerde gelişerek yedinci boyuta da geçebilirdi. Özel gücünü bulmalıydı.
Emrih kütüphanede gezinirken Afya geldi.
Afya - Emrih, çemberi bulduk. Hadi gidelim.
Emrih - Hım, tamam.
Afya - Burada ne yapıyordun?
Emrih - Kitap okuyordum.
Afya - Biz çemberi ararken sen burada kitap mı okudun?
Emrih - Ha, hayır... burada çemberi arıyordum. Sonra...
Afya - Akşam bunun acısını senden alacağım.
Afya ve Emrih diğerleri ile çemberin içine girdiler. Emrih enerji vererek halkayı aktifleştirdi. Yüzeye çıktılar. Emrih, Barros’a dönerek:
Emrih - Ee, inandınız mı bizim güçlü olduğumuza?
Barros - Tamam, kolay kolay ölmüyorsun ama tam olarak bütün kralı ve mürettebatını batıracağınıza inanmıyorum.
Emrih karşıya baktı, bir gemi geçiyordu.
Emrih - Şu gemi kime ait? Sizin mi, yoksa önemli mi?
Barros - Sıradan bir ticaret gemisine benziyor.
Emrih parmağını gemiye doğru uzattı. Parmağının ucunda füzyon tepkimesi başlattı. Etrafa yayılmasın diye tek bir doğrultuda odaklayarak bütün enerjiyi tek çizgi halinde aktardı. Lazere benzer ama daha etkili bir ışın oluşturdu. Bu ışınla gemiyi önce enine sonra boyuna yakarak yardı. Işının oluşturduğu ısı tahtaları delip geçiyordu. Bölünen gemi içten dışa doğru yıkıldı ve battı.
Barros - Tamamdır...
Barros şaşırmıştı. İlk defa böyle bir büyü görüyordu.
Emrih - Şimdi kabul ediyor musunuz?
Barros - Tamam.
Emrih ve Barros el sıkıştılar.
Emrih - Anlaştık. Kaç gün vardı hatırlamıyorum ama festival günü gemilerinizi ufuk çizgisinde görmeyi bekliyorum.
Barros şaşkınlığın etkisinden çıkamamıştı.
Barros “Bu kadar güçlü olan biri niye bizimle iş yapsın ki? Bu güçle elf kıtasını yok edebilir. Bu kadar güçlü büyü kullandı ama hiç büyü artığı çıktığını görmedim. Sanki çok az büyü kullanmış gibi...”
Emrih - Biz bir ticaret gemisi ile elf topraklarına gideceğiz. Güzel bir iş olacak.
Barros - Evet, iyi para kazanacağız.
Emrihler limanda duran ticaret gemilerinden birine bindiler. Elf topraklarına doğru sallantılı yolculuk başlamıştı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |