Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Salla Gitsin!

@alpellal

Dalya telefonunu kapatınca ben de tuvalet kapısının önüne dönüp oradan çıkıyormuş gibi yaptım. Salon kapısının önüne gittiğimde o da tuvalete giriyordu. Ahuşen paltosunu, atkısını ve şapkasını çıkarmıştı. Üzerinde beyaz uzun kollu bir gömlek ve sarı bir pantolon vardı. Gömleğinin ön kısmındaki uçlarını pantolonun içine sokmuştu. Beni görünce gülümseyerek sağa kaydı. Telefonunda bir şeylerle oynadı. Ben de telefonumdan İnstagram'a girip Ahuşen'in isteğini kabul ettim. Takip eder etmez benimle olan fotoğrafını gördüm. Yeni atmıştı ve beni etiketlemişti.

 

Altına" Bir arkadaş insana tüm sıkıntısını unutturup gülümsetmelidir 😄"yazmıştı.

 

"Sen arabada bunu paylaşmıyor muydun?"

 

Kahverengi gözlerini telefondan kaldırıp bana baktı:

 

"Etiketleyemediğim için yeni paylaştım."

 

Güllaç elinde patlamış mısır kaseleriyle dolu olan bir tepsi getiriyordu. Arkasından da Dalya kutu Coca Cola'ların olduğu tepsiyle geliyordu. Ağladığı belli oluyordu. İldeniz de fark etmiş olmalıydı. Kalktığı gibi Dalya'nın elindeki tepsiyi alıp sehpaya bıraktı.

 

"İyi misin Dalya?"

 

"İyiyim."

 

Çaktırmadan gözyaşlarını sildi. Ama İldeniz ondan önce davrandı. Dalya utanmıştı.

 

"Gerçektende iyiymişsin Dalya. Ama bir sıkıntın olursa utanma, anlat bana."

 

Diğerleri onları duymamıştı. Ama Dalya da ben de İldeniz'in ne demek istediğini anlamıştık. İldeniz sırıtıp ellerinden tutarak Dalya'yı koltuğa oturttu. Yanınada kendisi oturdu. Ahuşen'in arabada cümlesinin yarım kaldığını hatırlamıştım. Kulağına fısıldadım:

 

"O katil artık neden önemsiz?"

 

O da fısıldayarak cevap verdi:

 

"Sonra anlatırım."

 

Ben o kadar merak etmişken onun sakin kalışı çok garipti. Korku filmlerini izlerken de böyle miydi acaba? Sormanın zararı yoktu.

 

"Ahuşen sen korku filmlerinde korkuyor musun?"

 

Levent 'in sesi konuşmamızı böldü.

 

"Korku filmi izleyeceğiz."

 

Ahuşen bana dönüp"İzle ve gör."dedi.

Film başladığında rahatlıkla patlamış mısırını yiyip kolasını içiyordu. Filmin ortalarında Güllaç çığlık atıyordu. Ahuşen ise kahkaha atıyordu. Dalya'ya baktığımda İldeniz'e iyice yaklaştığını fark ettim. İldeniz 'in yüzüne bir gülümseme gelmişti.

Bu gülümseme"Kortuğunu saklamana gerek yok Dalya."gülümsemesiydi. Korkunç bir sesle bağırdı:

 

"Dalya!"

 

"Ayy!"

 

Çığlık atınca İldeniz kahkaha atmıştı. Kaşlarını çatıp ona baktı.

 

"Senden intikamımı alacağım."

 

"Beni korkutamazsın ki...."

 

"Korkutacağımı kim söyledi?"

 

Sonra yanındaki kolayı aldı. Dakikalar boyunca ona baktı. Gözyaşı yine yeşil gözünü süslüyordu. İldeniz elini omzuna koydu. Ama o sesini çıkarmadı.

 

"Dalya?"

 

Kola kutusunu yerine koydu. Hepimiz ne yapacağını merak ediyorduk. Konuşurken sesi titredi:

 

"İyiyim ben."

 

Ayağa kalkıp bizden uzaklaşırken İldeniz onu kolundan çekip gözlerinin içine baktı.

 

"Emin misin?"

 

"Eminim İldeniz!"

 

Bağırmıştı. Yanımızdan ayrılıp kapıyı kapattı. Durup dururken neden sinirlenmişti ki?

 

"Bu cadıya bugün neler oluyor?"

 

Dedi kırmızı bandanasını düzelten Güllaç. Ahuşen kahkaha atmayı bırakmıştı.

 

"Bize de söylemiyor. Evde zorla gülüyor."

 

Dalya'nın telefon konuşmasını anlatmam gerektiğini düşündüm. Belki diğerlerinin bir bildiği vardır. Vakit kaybetmeden duyduklarımı anlattım. Filmi durduran Levent'in elinden kumanda yere düştü. Ahuşen düşüncelere dalmıştı. İldeniz tepki vermiyordu. Güllaç ağzı açık kalmış ve gözleri büyümüş bir şekilde bana bakıyordu.

İlk konuşan Ahuşen'di:

 

"Manik depresif mi acaba?Ama manik depresiflerde bir şey dökülmüyor ki!Şu - R'nin mesaj attığı kızlardan biri de manik depresifti."

 

"Evet adı Jale'ydi."

 

Arkamızdan bir dökülme sesi geldi. Dökülen su olmalıydı ama ben ıslak değildim. Ahuşen de ıslanmamıştı. Arkamı dönünce Dalya'yla göz göze geldim. Elinde kırmızı bir kova vardı. Kahkaha atarken bakışını benden uzaklaştırdı. Bakışlarını takip ettiğimde sırılsıklam olmuş İldeniz'i gördüm. Şoku atlatmaya çalışıyor gibiydi.

 

"Dalyaaaa!"

 

Dalya onun bağırmasına gülerek cevap verdi:

 

"Efendim."

 

"Böyle intikam mı alınır?"

 

"Ben almışsam alınır."

 

Güllaç yastıkla ağzını gizlemiş bir şekilde gülüyordu. Ahuşen patlamış mısırlarla güldüğünü saklamaya çalışıyordu ama... Ama meşhur kahkahasını durduramadı. Karanlıkta olsak kahkahasını duyar korkardım o derece.

 

"Ahuşen ömrü hayatımda bu kadar korkunç kahkaha duymadım."

 

"Sen bir de Güllaç ve Dalya'ya sor. Onlar evde bunu çok duyuyor."

 

Bundan sonra ben de çok duyacaktım. Ömrüm boyunca unutmazdım. Çünkü ne kadar korkunç olursa olsun hep duymak istiyordum. Ama ıssız bir yerde duymak istemezdim. Benim yanımda kahkaha atan arkadaşım olmadı hiç. Ama orası Gebze'ydi!Burası ise Bursa... Yeni hayatımın başlangıcıydı burası. Eski okullarımda kimse yanıma yaklaşmazdı. Çünkü benim iyilik yapmamdan nefret ediyorlardı, iyilikten anlamaz onlar.

 

İldeniz üstünü değiştirmeye gitmişti. Dalya onun boş kalan yerine oturmuştu. Güllaç, Levent'e patlamış mısır yediriyordu. Ahuşen ve Dalya onlara bakıp bakıp gülünce Levent de güldü. Güllaç utanmıştı. Kıpkırmızı olan yüzünü televizyona çevirip leğenini kendine çekti. Levent somurtuyordu. Ahuşen bana döndü:

 

"Anlat bakalım Aras, Gebze nasıl?"

 

"Burası oradan daha iyi ve güzel."

 

"Doğru diyorsun. Yarın okul çıkışı sizi gezdiririz."

 

İldeniz odaya giriş yapmıştı bile.

Dalya'nın tam karşısına geçip ellerini beline koydu. Şeytani bir gülümseme yayıldı yüzüne. Eğer İldeniz birine öyle gülümsüyorsa o kişi zararlı çıkıyordu. Dalya'nın yüz ifadesi onunkinden farksızdı. Bir an önce İldeniz'den kurtulmak istiyordu.

 

"Ay!Saat 20 : 00 olmuş!Yarın için çalışacaksın daha Güllaç!"

 

"Aaa...Güllaç yarınki klip çekimi için şarkıya çalışacaktı. Dalya da olmasa unutuyorduk."

 

Dur bir dakika!Güllaç şarkı mı çıkarıyordu?Ama öyle olsaydı Levent bunu bana mutlaka söylerdi. İldeniz'le aynı anda bağırdık:

 

"Klip mi dedin sen?!"

 

Ahuşen tepkimize şaşırmış olmalıydı. O ve Dalya da bağırarak cevap verdi:

 

"Evet!"

 

Güllaç anlamadığımızı fark etmişti:

 

"Bizim okulda her ay bir öğrenciye prova amaçlı klip çekilir. Öğrenci istediği şarkıyı söylüyor. Kliptede kaydedilen şarkıyı söylüyor gibi yapıyor."

 

Klibin nasıl çekildiğini biliyordum zaten. Şarkı söylemeyi seviyorum. Sevmeseydim neden Yıldırım Üniversitesi'ne gelirdim ki?

 

"Vay çok merak ettim!"

 

Ahuşen"En sevdiğim şarkıyı söyleyecek hem de."diyince aklıma ilk geleni sordum:

 

"Hangi şarkıyı seviyorsun?"

 

"Salla Gitsin!"

 

İlk yanlış duyduğumu sandım. Ama bakışları doğru duyduğumu anlamama yardımcı olmuştu.

 

"Ben de o şarkıyı seviyorum."

 

"Ne?Ciddi misin?"

 

Evlenme teklifi etmişim gibi heyecanlanmıştı.

 

"Evet."

 

Ahuşen'in kurduğu grubun mesajlarına bakıyordum. Grubun adı"Şarkıcı Gençler😂"di.

 

Levent : Güllaç yarın için başarılar dilerim .

 

Güllaç : Sağol kanka.

 

Kendi odasında olan Levent'in bağırışını duyabiliyordum"Demek kanka öyle mi?!"

 

Levent: Rica ederim KANKA.

 

Güllaç: Ne bağırıyorsun be gghjkjgj

 

Levent: Kanka sana baktıkça canım güllaç çekiyor .

 

Yine aklıma güllacı getirmişti. Gece gece bir de. Güllaç'ın bu soğuk espiriye vereceği cevabı merak ediyordum.

 

Güllaç: 😡😐😢

 

Ahuşen:

Şuan Levent'in yazdığına böyle bakıyorum.

 

Ben:Levent kanka uykun yok mu senin?

 

Ben: Ahuşen bu fotoğrafın çok güzelmiş fgjhhk

 

Dalya: O korku filmi insanda uyku mu bırakır?

 

Ahuşen: Dedi daha yeni uyuyakaldığı yerden kalkıp odasına giden Dalya.

 

Ahuşen: Ay Aras ya fgghjj

 

İldeniz: Çünkü o asıl korku filmini daha izlemedi😈

 

Dalya: Onu da izlerim, sorun yok ama o kalitesizdir korkmam.

 

Güllaç: Lan bu Levent nereye gitti?

 

İldeniz: Bakın, burada.

 

Attığı fotoğrafı görünce istemsizce güldüm. Levent çalışma masasının önünde yerde uyuyordu. Diğer elinde telefonu vardı. Ders çalışırken uyuyakalmış olmalıydı. Galiba birilerinin daha uyuyakaldığı yerden kalkıp yerine yatması gerekiyordu.

 

Kahve makinasından aldığım kahveyle okulun koridorunda dolaşıyordum. Pencerenin önüne gelince durdum. Dışarısı bembeyaz örtüyle kaplanmıştı. Levent ve İldeniz de yanıma geldi.

 

"Kar yağınca burası çok güzel oluyormuş."

 

"Evet öyledir."dedi Levent. Sabah uyandığında gruptaki fotoğrafını görünce İldeniz'i ellerinden ve ayaklarından bağlayıp bu kış vaktinde evin bahçesindeki havuza atmak istemişti ama ben engel olmuştum.

 

"Oğlum, sevdiğim kız vardı grupta neden attın o fotoğrafı?!"

 

"Nerede olduğunu sormuştu..."

 

Sözü Levent tarafından kesildi:

 

"Uyuyor deseydin!"

 

Ahuşen yanımıza gelince sustu. Bugün saçlarını düzleştirmişti. Levent'i görünce çaktırmadan güldü, o fotoğraf aklına gelmiş olmalıydı. Bazen bir gördüğümüzü unutamayız. İyi, kötü veya komik fark etmez. Ne olursa olsun unutamayız.

 

"Ahuşen düz saçlı hâlin daha güzelmiş."

 

Utancını sırıtarak gizledi. Yanımıza bir şey söylemek için gelmiş olmalıydı.

 

"Teşekkür ederim. Dalya ve Güllaç bizi çekimlerin yapıldığı odada bekliyor, gidelim."

 

Peşinden asansöre binip dördüncü kata çıktık. Beyaz duvarlı geniş bir odaya girdik. Masalardan birinin üzerinde renk renk peruklar vardı. Karşısında yarasasal kol hırkasının uçlarının dans ederken uçuşmasını sağlayan Güllaç vardı. Sesi çok güzeldi. Çekime başlamadan önce şarkı kaydedildiği için çok rahattı.

 

"İçi dışı birmiş ne ara değişmiş"

Konular hep aynı geçelim

Milattan önce aşklarla 2000'i deşmeyelim

Gitti mi geldi mi kaldı mı

Aklını başından aldı mı

Kapatma sakın kapıları kapatma ki yenisi girsin

Salla gitsin unutuluyor be bir saatten sonra

Kimin aşktan öldü diye yazıyor mezar taşında

Olur böyle şeyler aşkta salla gitsin

Kapatma sakın kapıları yenisi girsin

 

Şarkı bitince hepimiz Güllaç'ı alkışladı. Çünkü hak etmişti. Birde benim sevdiğim şarkıyı söylerek daha da çok hak etmişti. Yanımıza gelip sarıldı.

 

"İyi ki sizi tanımışım!"

Ve bölüm burada biter . Shiplerinizi yoruma yazın . Bir de bölümü voteleyip yorum atarsanız çok iyi olur 😌

 

 

Loading...
0%