Yeni Üyelik
10.
Bölüm

Sensizlik

@alpellal

Aras'ın anlatımından...

Elimi yüzümü yıkadım. Odama giderken Levent'in odasının kapısının açıldığını gördüm. Dalgın bir şekilde alt kata inen merdivenlere yöneldi. Ona yetişip"Bu saatte nereye?"dedim. Bana dönüp"Güllaç'ı yolcu etmeye gidiyorum."dedi. Yüz ifadesiyle söylediği arasında bir bağlantı kurunca onun Güllaç'ı özleyeceği için böyle olduğunu anladım.

 

"İldeniz'i kaldırayım. Bakma öyle, biz de geliyoruz."

 

İldeniz'i kaldırdım. Durumu anlattığımda sadece sırıtmakla yetindi. Kısa bir süre sonra Levent'in arabasıyla yola çıkmıştık. Yol boyunca hiç konuşmadık. Aramızda en keyifsiz olan Levent'ti. Bir ara bir marketin önünde durduk. Levent markete girip elinde bir poşetle çıktı.

 

Garaj kapısının karşısında yan yana sıralanmıştık. Evin ikinci girişi buradaydı. Evden ilk çıkan Güllaç bizi görünce şaşırdı. Arkasından gelen Ahuşen ve Dalya'da aynı tepkiyi verdi. Valizlerini de peşlerinden sürükleyerek yanımıza geldiler. İlk Güllaç konuştu:

 

"Siz bu kapıdan çıkacağımızı nereden tahmin ettiniz?"

 

İldeniz ve ben sırıtarak Levent'i işaret ettik. Ahuşen"Demek bunun için saat kaçta gideceğimizi sormuştun Levent."dedi.

 

"Evet."

 

Levent'in zorla gülümsediğini Güllaç'ın anlayıp anlamadığını bilmiyorum. Dalya kırmızı valizini İldeniz'e itip"Madem geldin, valizimi taşı!"dedi. İldeniz gülerek"Demesen de ben taşıyacaktım zaten!"dedi. Levent elindeki poşeti Güllaç'a uzatarak"İçinde en sevdiğin çikolata var. Bir yerde durunca yersiniz."dedi.

 

"Teşekkür ederim!"

 

"Rica ederim."

 

Demek Güllaç için markete girmişti. Levent kendini zorlayarak gülümsedi. Güllaç garaj kapısının açılması için, kapının yanındaki kırmızı düğmeye bastı. Kapı açılınca ben Ahuşen'in valizini aldım, Levent de Güllaç'ın valizini aldı. Biz bagajın önüne gidince kızlar peşimizden geldi. Güllaç arabanın kilidini açtı. Bagajı yerleştirdikten sonra Levent"Varınca bize haber verin."dedi. Ahuşen"Tamam!"dedi ama bu bana Güllaç'a yapılmış bir ima gibi geldi. Güllaç ise umursamayıp"Kendinize iyi bakın beyler. Bir ay sonra görüşürüz!"dedi.

 

"Görüşürüz!"

 

"Görüşürüz!"

 

"Görüşürüz!"

 

Vedalaşacağımız zaman Levent ve Güllaç sarıldı. Levent onun alnından öpüp yüzünü saçlarına gömdü. Kokusunu içine çekti. Kokusunu içine çektiğini ben fark etmiştim. Güllaç kısa bir süren bir şaşkınlık yaşadı ama hemen gülümseyerek bunu sakladı. Levent fısıldarcasına"Arayın dedim ama sen görüntülü ara. Seni hiçbir zarara uğramamış bir şekilde görmek istiyorum."dedi. Bir şeyden şüphelenmiş gibiydi. O sürücü koltuğuna oturunca diğer kızlar da arabaya bindi. Araba uzaklaşırken el salladık. İçimde bir boşluk vardı, Ahuşen gidince oluşmuştu bu boşluk. Keşke bu okula daha erken gelip onunla daha çok vakit geçirebilseydim. Temelli gitmemesiyle avutuyordum kendimi. Levent'in neden bu kadar üzüldüğünü çok iyi anlayabiliyordum. O daha Güllaç'a ondan hoşlandığını bile söyleyememişti. Tahminimce yaz tatiline girmeden Güllaç öğrenecekti. Yere oturup sırtımı Levent'in kapattığı garaj kapısına dayadım. Diğerleri de aynısını yaptı. Levent gözlerini kısarak"Tatilden nefret edeceğim hiç aklıma gelmezdi."dedi. Gülüp"Sevince ondan bile nefret ediyor insan. Temelli gitmediler ya, önemli olan o."dedim. İldeniz"Onun bir problemi olduğunu bilip ondan uzak kalmak daha zor inanın ki!"dedi. Levent"Güllaç sizce vedalaşırken yaptıklarımdan dolayı benden şüphelenmiş midir?"dedi. İkimiz de aynı anda"Evet"dedik.

 

"Zaten kahvaltıda bana bir ara çaktırmamaya çalışarak ciddi ciddi baktı. Fark etmemiş gibi yaptım."

 

Omzuna vurup"Çünkü o senin itiraf etmeni bekliyor."dedim.

 

"Bilemiyorum. Benden hoşlanıp hoşlanmadığını da bilemiyorum!"

 

Koltukta oturmuş, patlamış mısır yiyorduk. Levent'in telefonu çalınca ikimiz de ona döndük. Telefonu açınca Güllaç'ın gülümsemesiyle karşılaştık. Arkasında mavi duvara dayalı bir gitar vardı, turuncu bir koltukta oturuyordu.

 

"Gördüğün gibi sapasağlam eve vardım Levent."

 

Levent gülerek"Bursa'da yokluğun daha şimdiden hissediliyor."dedi. Güllaç şaşırıp"Nasıl yani?"dedi. Levent'i kurtarmam gerekiyordu.

 

"Burada neşenin eksikliğinin çabuk hissedildiğini söylemek istedi."

 

Levent teşekkür edercesine elini sırtıma koydu. Güllaç'ın elinde aniden bir çikolata belirdi. Levent çikolatadan gözlerini ayırmadı.

 

"Annem ile babam da yemek istedi ve çok beğendiler. Dalya ve Ahuşen az daha bitiriyordu."

 

İldeniz"Kaynanan da sevmiş."dedi. Tabi fısıldayarak söylediği için Güllaç anlamamıştı.

Levent onun sırtına bir yumruk attı. Güllaç anlamaya çalıştığını belli eden bir bakışla"Ne dedi o?"dedi. Levent kaşlarını çatıp"İldeniz malı işte, yine kulağa saçma gelen şeyler söyledi."dedi. Güllaç kahkaha atıp"Hangimiz saçmalamadık?"dedi. Levent de güldü. Güllaç keşke diğer iki arkadaşını da sizin evinizde misafir etseydin. Ahuşen'i aramayacaktım. Erken gittiler, dinlenmeye ihtiyaçları vardır.

 

"Misafir geldi. Sonra yine konuşuruz!"

 

Biz de onunla vedalaştık. Levent artık daha mutluydu. İldeniz'le göz göze gelince ona saldırdı.

 

"Az daha kız duyacaktı, mal!"

 

İldeniz şeytani bir gülümsemeyle"Belki duymuştur!"dedi. Levent sinirden güldü:

 

"Hahaha!Güllaç bunun duyacak ve demin verdiği tepkiyi verecek?Güllaç Naroğlu'ndan bahsediyoruz oğlum!"

 

Ben de dayanamayıp"Susun lan!"dedim. İkisi de şaşırıp bana döndü. Levent"Çıldırdı!Bizimle dura dura."dedi.

 

Arabadan inerken etrafıma baktım. Büyük büyük villalar yan yana sıralanmıştı. Kırmızı bir villanın bahçesindeki palmiyeyi görebiliyordum. Demir kapı kilitli değildi, açması için Aybars'ı aramamız gerekiyordu. Dış cephesi beyaz, çevresi renk renk ortancalarla süslü büyük bir evleri vardı. Levent zile bastı. Kapı açılınca Baybars'ın mutluluktan parlayan mavi gözleri üzerimize saplandı.

 

"Hoş geldiniz, kardeşlerim!"

 

Üçümüz aynı anda"Hoş bulduk!"dedik. Geri çekilip bize evin içini işaret edince mükemmel bir şekilde döşenmiş olan eve girdik. Uzun koridoru geçince üst kata çıkan merdivenler ve salon gözüktü. Büyük salonun bir köşesinde şömine vardı. Şöminenin üstünde ise dikkat edici bir tablo vardı. Salonun ortasında çok güzel hazırlanmış bir yemek masası vardı. Aybars'la da selamlaştık. Onun işaret ettiği yere yani masaya oturduk. Bir süre sonra çalışanları olduğunu anladığım bir kadın güzel yemeklerin olduğu tabakları önümüze koydu. Yemeğe başladığımızda Levent"Sizinkiler nerede?"dedi. Aybars tuza uzanarak"Baş başa tatile gitmek istediler."dedi. Hesna'nın nereye gideceğini merak etmiştim.

 

"Hesna nereye gidecek?"

 

"Antalya'ya. Hatta gitti."

 

Yemekten sonra koltuklara geçtik. Masayı topluyan çalışanları çay ve abur cubur getirdi. Levent'in neşesi artık tam anlamıyla yerine gelmişti. Güllaç'ın aramasının da payı vardı tabi.

 

"Buraya gelmemiz çok iyi oldu."

 

Baybars"Her canın istediğinde gel, kardeşim!"dedi. Aybars sırıtarak"Siz de gelin tabi!"dedi. İldeniz"Dalya'nın aklı bende kalmayacak sayenizde."dedi. Omzuna vurup"Dalya'yı mutlu etmek tatil bitene kadar bizim görevimiz o zaman."dedim. Tam o sırada telefonlarımızdan mesaj sesi geldi. WhatsApp grubundan gelmişti.

 

Doğay: Özlemişim memleketimi. Demin bir ormanda gezdim.

 

Baybars: Çekildiysen bir fotoğraf yolla merak ettim.

 

Doğay: Yolluyorum aşkım!

 

Attığı fotoğrafta arkasında otlar gözüküyordu. Kalın kıyafetler giyinmişti, fotoğrafta en dikkat çeken şey mavi gözleriydi.

Doğay: Dalya konuşsana!

 

Dalya: Yorgunum.

 

İldeniz: Dinlenince beni görüntülü ara. Aklım sende kalır.

 

Güllaç: Böyle bir aşk istiyorum!

 

Hepimiz aynı anda Levent'e döndük. Ciddi bir hal alan yüz ifadesi bizi fark edince önceki haline döndü.

 

Dalya: Canım sevgilim!

 

Hesna: Aybars hiç sesin çıkmıyor!

 

Aybars: Hepimiz aynı yerdeyiz. Bak sesim çıktı.

 

Güllaç: Nasıl yani?

 

Hesna: Ben de anlamadım.

 

Doğay: Sanırım tüm erkekler Aybars'ın yanında.

 

İldeniz: Doğru anlamışsın.

 

Doğay: Görüntülü arıyorum o zaman!Ne haldesiniz merak ettim.

 

Baybars'ın telefonu çalınca hepimiz onun etrafında toplandık. Baybars telefonu açınca ilk gördüğüm şey Doğay'ın arkasındaki camdan gözüken ormanın manzarasıydı. Topladığı saçlarını düzeltip"Bursa size kaldı tabi!Bizsiz keyfi olmuyor değil mi?"dedi. Hepimiz aynı anda şaka olsun diye"Hayır, gayet keyifli!"dedik.

 

"Ne?!"

 

Baybars"Şaka yapıyoruz."dedi. Derin bir nefes alan Doğay"Zaten ciddi olsaydınız bu yaşta cinayetten yargılanmak istemezdim. 19 yaşında hapse girmek...Iyy!"dedi.

 

Baybars"Bana gelirken fındık getir. Bilirsin, çok severim."dedi. Levent de gülerek"Bana da pestil al."dedi. Doğay bir kağıda bir şeyler yazıp"Tamam, not aldım."dedi. Patlamış mısıra uzanırken"Akıllıkta son nokta!"dedim. Doğay kahkaha atıp"Sağ ol, Aras!"dedi.

Ahuşen'in anlatımından...

Yeni uyanmıştım. Güllaç'ın çikolatasının tadı damağımda kalmıştı. Neyse ki kutusunun üstünde yazanları ezberlemiştim. Telefonumun sesini duyunca etrafımda onu aradım. Çalışma masamın üstündeydi. Alıp yatağa oturdum. Aras görüntülü arıyordu. Açtığımda Aras, Levent, İldeniz, Aybars ve Baybars ile göz göze geldim. Hepsi aynı anda"Selam!"dedi. Ben de selamlarına karşılık verdim. Aras"Yolculuk nasıl geçti?"dedi.

 

"İyi geçti, Levent..."

 

"Efendim."

 

"Çikolatayı hangi marketten aldın?Poşette yazan ada bakmayı unuttum."

 

Gülerek"Sizin siteye giderken yol kenarında bir market var ya, işte oradan"dedi.

 

"Tamam, anladım."

 

Aras onun omzuna elini koyup"Şu meşhur çikolatayı ben de merak ettim."dedi. Levent sırıtıp"İstediğin çikolata olsun kardeşim. Eve giderken oraya da uğrarız."dedi. Odamdan çıkarken"O markete bin kez gittim. Ama o çikolatayı nasıl keşfedemedim?"dedim. Levent"Güllaç keşfetmiş. Size daha önce hiç ikram etmedi mi?"dedi.

 

"Hayır."

 

O sırada salona girmiştim. Televizyonun karşısındaki koltuğa oturdum. Levent"Tek bana ikram etti o zaman."dedi. Keşke bu cümlendeki ayrıntıyı fark edip Güllaç'ın sana karşı hissettiklerini anlayabilseydin Levent. Aras"Diğerleriyle buluşursan beni ara. Yine görüntülü konuşuruz."dedi.

 

"Tabi!"

 

Baybars saçlarıyla oynayıp"Doğay'ı çizmeyi unutma."dedi.

 

"Unutur muyum hiç?"

 

Aras sırıtıp"Bir ara bizi de çiz."dedi. Aras, sen istersen ben senin Gebze'deki evini bile çizerim!Hatta seni tez vakitte çizeceğim. Baybars"Ahuşen!"dediğinde düşüncelerim beni terk etti.

 

"Dalmışım."

 

İldeniz meraklı gözlerle"Dalya yolda keyifsiz miydi?"dedi.

 

"Hayır. Yol boyunca hiç yüzünden gülümseme eksik olmadı."

 

Zorda olsa gülümseyip"Orada size emanet. Bir anormallik olursa haber ver, tamam mı?"dedi. En içten gülümsememle"Veririm tabi!"dedim. Dalya ailesine, bize söylemediği şeyi söylemiş midir acaba?Annesini görünce ağzını ararım. Dalya'nın engel olamayacağı bir zaman tabi. Yanında yapsam, Dalya'nın dilini çekmek zorunda kalacağım. Dış kapının sesini duyunca"Annemler geldi. Görüşürüz!"dedim. Onlar da aynı cevabı verip kapattı. Annem üst kata çıkarken"Kimlerle konuşuyordun Ahuşen?"dedi.

 

"Okuldan arkadaşlarımla anneciğim."

 

Dalya karşısında beni görünce şaşırdı. Daha dün beraber olmamızın bunda büyük bir etkisi olabilir. Yüzüne bir gülümseme yerleştirip"Günaydın. Gelsene içeri."dedi. Ben de sırıtarak"Günaydın canım!"dedim. Salona girdiğimde annesinin masada oturmuş, yanında oturan arkadaşıyla kahve içtiğimi gördüm. Beni görünce"Ahu! Hoş geldin kızım!"dedi. Yanlarına gidip ona sarıldım.

 

"Hoş buldum, Didem Teyze!"

 

Dalya en çok annesine benziyordu. Gözleri annesinin kopyasıydı.

 

"Dalya'nın sevgilisi varmış. Nasıl bir çocuk?"

 

Hemen İldeniz'in İnstagram hesabını açıp ona fotoğraflarını gösterdim.

 

"Çocuk çok iyi biri. Dalya bunun gibisini bir daha bulamaz!"

 

Didem Teyze"Yakışıklı çocukmuş. Kızımı üzmesin, benim için önemli olan o."dedi.

 

"Üzmez o. Değil mi Ahu?"

 

"Evet kankacığım."

 

Dalya'nın dolabını düzenlemesine yardım ediyordum. Kırmızı elbisesini dolaba koyarken"Bu elbise hep aklıma o günü getirecek."dedi. Gülümseyip"Burada kaldığın süre boyunca ona bak o zaman."dedim. Kahkaha attı:

 

"İyi fikir!"

 

Telefonum çaldı. Güllaç arıyordu, hoparlörü açtım.

 

"Selam canım!"

 

Dalya'yla ikimizin karşılık verdiğini duyunca"Dalya!Neredesiniz?"dedi.

 

"Dalya'nın evindeyiz."

 

"Ben de Levent'teyim."

 

Şaşırıp"Bursa'ya mı döndün?"dedim.

 

"Hayır!Levent'te bir kafedeyim desem anlar mısın?"

 

"Ben de bizim Levent sandım."

 

"Keşke bir bahaneyle buraya gelse. Neyse, sizin yanınıza geleyim."

 

"Görüşürüz!"

 

"Görüşürüz!"

 

Dalya gülme krizine girmişti. Elimdeki elbiseyi ona attım.

 

"Neye güldün bu kadar?"

 

"Sana. Güllaç Bursa'ya gitse Levent bunu sence gruba yazmaz mıydı?"

 

Düşünerek"Bakın yanımda kim var der ve Güllaç'la selfie atardı!"dedim.

 

"Vedalaşırken onda bir farklılık fark ettin mi?"

 

"Levent'te mi?"

 

"Evet."

 

"Zorla gülüyordu. Güllaç'ı bir ay değil, dört ay görmeyecekmiş gibiydi."

 

"Bu çocuğun sonu hiç iyi olmayacak bence."

 

Oflayıp"Bence de!Seninki daha yeni geldi, hemen aşkını itiraf etti. Levent aylardır Bursa'da."dedim. Dalya sandalyeye otururken"Güllaç bir gelsin hele. Levent'in vedalaşırken yaptıkları hakkında ne düşünüyor, onu öğrenelim."dedi.

 

Güllaç, Dalya'nın ardından odaya girdi. Birbirimize sarıldıktan sonra beraber yatağın üstüne oturduk. Bir hal hatır sorduktan sonra Güllaç"Ben aslında sizinle bir şey konuşacaktım."dedi. Dalya bana göz kırpıp"Ne hakkında?"dedi.

 

"Levent."

 

Saçlarımla oynayıp"Eee?"dedim.

 

"Vedalaşırken saçlarımın kokusunu içine çekti!"

 

Dalya da benim gibi şaşırdı. Biz bu detayı fark etmemiştik.

 

"Sanırım siz haklıydınız. Bana aşık olabilir!"

 

İlk Dalya şaşkınlığından sıyrıldı.

 

"Ne desem bilemedim. Ahu?"

 

"Ben de ne desem bilemedim."

 

Güllaç"Zaten bu aralar şüphelenmeye başlamıştım. Küstüğümüzde bu kadar üzülmesinin sebebi de bu olabilir."dedi.

 

Elini omzuna koyup"Anladığını ona belli etme. Kendini ne zaman hazır hissederse açıklasın sana."dedim.

 

Dalya"Ahuşen haklı. Sen ona önceden nasıl davranıyorsan şimdi de öyle davran."dedi.

 

"Mecburen öyle yapacağım."

 

Düşünür gibi yapıp"Dün hiç onu aradın mı?"dedim.

 

"Görüntülü aradım. Annem ve babamın da çikolatayı beğendiğini söyleyince İldeniz duyamadığım bir şey söyledi. Levent ona sinirlendi."

 

Dalya kendi kendine"Kaynana!"dedi. Güllaç anlamadığını belli ederek"Ne?"dedi. Gülme krizine girdim, Dalya da bana eşlik etti. Güllaç şaşırıp kaşlarını çattı.

 

"Neye gülüyorsunuz siz?"

 

Dalya"Aman boşver!"dedi.

Aras'ın anlatımından...

Sevdiğim bir şarkının sözlerini deftere geçirdim. Okulda her an lazım olabilirdi. Canım sıkıldığı için gruptan gelen mesajlara baktım. Doğay, Aybars ve Baybars'ın fotoğrafını atmıştı. Aybars kameraya bakmıştı ama Baybars başka bir yöne bakıp sırıtmıştı.

Doğay: Galerimde bunu buldum!

 

Baybars: Sahi benim baktığım yerde kim vardı?

 

Hesna: Doğay vardı. Hatta ben çekip ona attım.

 

Aybars: Ben hiç duruşumu bozmamışım hahahaha!

 

Hesna: Karşında ben olduğum için olabilir mi?

 

Aybars: Olabilir.

 

Ahuşen: Sevmediğim insanlara laf sokunca Baybars gibi bakıyorum.

 

Güllaç: Baş harfi...

 

Dalya: Asalbike.

 

İldeniz: Bu kız okulda hep karşıma çıkıyor.

 

Ben: Benim de!

 

Levent: Benim de.

 

Dalya: O uzun boylarınızla Asalbike'yi hemen fark ediyor musunuz bari?

 

İldeniz: Hemen fark etmem imkansız.

 

Ahuşen: Boyu kaç acaba?

 

Doğay: Ben sormuştum. 1,52 m'ymiş.

 

Odamın kapısı açıldı, İldeniz girdi. Elimdeki telefonu görünce sırıttı.

 

"Levent'le biraz yürüyüş yapacaktık. Sen de gelmek ister misin?"

 

"İsterim."

 

Sitenin parkında yürüyorduk. Çevremizde çay içen insanlar vardı. Ayağıma sarı bir top geldi. Sırıtıp topun sahibi olduğunu anladığım çocuğa attım. Sitenin diğer kısımlarını gezmek için parktan çıkacağımız sırada bir ses duyduk:

 

"Beyler!"

 

Ses Asalbike'nin sesiydi. Etrafta onu aradığım sırada birine çarptım.

 

"Aaa!Önünüze baktığınız halde beni nasıl göremediniz?"

 

Asalbike'ye çarpmışım meğer. İçimden"Boyunun 1,52 m olduğunu bir de ben hatırlatmak istemiyorum Asalbike."dedim. Levent onun yere düşen kulaklığını eline almış inceliyordu. Elini ne kadar havaya kaldırabiliyorsa o kadar havaya kaldırmıştı.

 

"Çok özür dilerim."

 

"Olur böyle şeyler. Sorun değil."

 

Levent"Kulaklığında hasar yok. Senin ne işin var burada?"dedi. Asalbike saçlarını savurup"Bir arkadaşım bu sitede oturuyor, ona gelmiştim. Evinin önünde yer olmadığı için arabamı sitenin otoparkına park etmiştim. Otoparka gidiyordum."dedi. Sonra Levent'in elindeki kulaklığı almaya çalıştı. Levent ona ifadesiz bir yüzle bakıyordu.

Asalbike birkaç denemenin ardından pes etti. İldeniz şaşırıp"Levent iyi misin?"dedi. Asalbike"Levent!"derken bağırmıştı. Levent yine aynı şekilde kulaklığı ona verdi.

 

"Levent!Sen tam bir salaksın!"

 

Asalbike bunu söyleyip sinirli sinirli yanımızdan uzaklaştı. Levent'in bakışı değişmemişti. Elimi önünde sallayınca dönüp aynı şekilde bana da baktı. Kolundan tutup"İyi misin kanka?"dedim.

 

"İyiyim."

 

İldeniz kafasına vurup"Neden yaptın bunu?"dedi. Levent sırıtıp"Bir arkadaşıma borcum vardı. Onun için yaptım."dedim. Sarı boyası tamamen akmış olan saçlarını düzeltti. Ben de sırıtıp"Hangi arkadaşın için?"dedim.

 

"Boşver."

 

İldeniz kollarını omuzlarımıza atıp"Kesin Güllaç içindir."dedi.

Merhaba:)Yine uzun bir bölümle karşınızdayım. Bölüm nasıldı?Oy ve yorumlarınızı beklerim:)Bu arada boy olayı dalga amaçlı değildi. Kısa boylu da olsa uzun boylu da olsa insan insandır😇🙏Bölüme bu şarkı iyi gider:)

Klipte İldeniz var 😂

Loading...
0%