Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Ufak Bir Gezinti

@alpellal

Güllaç'ın işi bitince derslerimize girdik. Levent, ben, Güllaç ve Ahuşen Edebiyat dersinde aynı sınıftaydık. Hoca okula yeni gelmişti. İlk önce kendini tanıttı:

 

"Ben yeni Edebiyat hocanız Berna Yörükoğlu. Siz de sırayla kendinizi tanıtın."

 

Herkes sırayla kendini tanıttıktan sonra sıra Güllaç'a gelmişti.

 

"Ben Güllaç Naroğlu...."

 

Hoca şaşkın şaşkın bakarak sözünü kesti:

 

"Ben de Sütlaç Çilekoğlu."

 

Güllaç beş dakika boyunca ağzı açık bir şekilde hocaya baktı. Hocanın ela gözleri Güllaç'ın üzerinde gezindi.

 

"Hocam benim adım gerçekten Güllaç."

 

Sesi yüksek çıkmıştı. Sınıfta kıkırdamalar başlamıştı bile.

 

"İlginç bir adın varmış."

 

Levent iltifat etmek için tam zamanını bulmuştu:

 

"Arkadaşım diye demiyorum adı gibi kızdır hocam."

 

Güllaç utanmıştı . Levent haklıydı , gerçekten tatlı bir kızdı Güllaç. Ahuşen defterle güldüğünü saklarken bana göz kırptı. Güllaç sonunda konuşabilmişti:

 

"Levent arkadaşımız da çok yakışıklı maşallah!"

 

Güllaç'ın da onu övmesiyle sırıtan Levent defterini açtı. Sağımdaki sırada oturan Ahuşen eğilerek bana yaklaştı:

 

"Bunlar üç aya sevgili olmazsa benimde adım Ahuşen değil!"

 

Fısıldadığı için benden başka kimse duymamıştı. "Keşke biz de üç aya sevgili olsak!"demek istiyordum. O da benden hoşlanıyor muydu acaba?Onun kahverengi gözleri gece gözümün önüne gelmişti. Sabahtan beri aklımdan da çıkmıyordu. Ben gülümseyince önüne döndü. Benimse önüme dönesim gelmiyordu. Ta ki hocanın sesini duyana kadar:

 

"En son hangi konuyu işlediniz gençler?"

 

Sarı saçlı, mavi gözlü bir kız cevap verdi. Hatırladığıma göre adı Asalbike Giray'dı .

 

" Mesneviler!"

 

Bunu"İnanamıyorum hocam bilmiyor musunuz?!"der gibi söylemişti. Hoca neye uğradığını şaşırmış gibiydi. Ama hemen toparlanıp konuya giriş yaptı. Edebiyat dersini çok seviyordum. Yeni okulum yeni bir başlangıçtı. Yeni başlangıçları hep sevmişimdir.

 

Hocanın tahtaya yazdıklarını deftere geçirirken Ahuşen'in beni izlediğini fark ettim. Ona dönüp gülümsediğimde o da gülümseyerek karşılık verdi. Hemen önüne dönüp not almaya devam etti. Daha önce de onu bana bakarken yakalamıştım. O kahverengi gözlerin ne demek istediğini bir bilsem...

 

"Evet gençler, sırayla istediğiniz bir arkadaşınızı betimleyin şimdi."

 

Hocanın söylediklerini duyunca betimleyeceğim kişiyi seçmiştim bile. Asalbike 'nin betimlediği kişiyi duyunca oturduğum yerde kalakaldım:

 

"Kahverengi saçları karamel kokuyordu. Yine kestane rengi gözleri canımı kestane çektiriyordu. Onun adı Aras'tı."

 

Teşekkür etmeden önce Ahuşen'e baktım. Asalbike'ye kötü kötü bakıyordu.

 

"Teşekkür ederim Asalbike."

 

Sırıttı:

 

"Rica ederim."

 

Sıra bana gelmişti:

 

"Kahverengi saçları çilek kokuyordu. İnsanın o kokuyu sürekli almak için yanından ayrılası gelmiyordu.Kahverengi gözlerini unutmak mümkün değildi. Onun adı Ahuşen'di."

 

Ahuşen gülümseyip şaşkın şaşkın ona bakan Asalbike'ye"Ağla!"dercesine bakış gönderdi. Sonra bana dönüp"Teşekkür ederim Arascığım." dedi. Sıra ona geldiğinde Güllaç ve Levent 'in korku dolu gözleriyle karşılaştım.

 

"Aras betimlendiği için başka birini betimlemek zorundayım."

 

Eyvah!1. Aras Savaşı başlıyordu!Asalbike az sonra olacaklardan habersiz saçlarıyla oynuyordu.

 

"Saçları sarı bir yılanın derisini gözümünün önüne getiriyordu. Mavi gözleri avını yakalayan bir yılan gibi açılmıştı. Onun adı Asalbike'ydi!"

 

Asalbike utançtan kıpkırmızı olmuştu. Hocanın gözleri büyümüştü. Sınıfta şaşkınlık sesleri uçuşuyordu. Ahuşen ise gülümsüyordu:

 

"Hocam yanlış anlaşılmasın arkadaşıma yılan demek istemedim."

 

Asalbike rahatlamıştı:

 

"Teşekkür ederim."

 

"Rica ederim."

 

Sıra Güllaç'a geldiğinde ders süresi bitmişti. Sınıfta benden başka Güllaç, Levent ve Ahuşen kalmıştı. Asalbike'nin sınıfta olup olmadığını kontrol eden Ahuşen, olmadığını anlayınca meşhur kahkahasını attı ve"Yılanbike!"demeyi de unutmadı.

 

Güllaç onun omzuna vurup"Kızım korktum lan!Kıza resmen yılan dedin."

 

"Hem de en sarısından!"

 

Ahuşen galiba beni Asalbike 'den kıskanıyordu. Ama neden bir gün önce tanıdığı kişiyi kıskanıyordu?

 

"Kızın bir suçu yoktu."

 

"Bok yoktu!"dercesine baktı.

 

"Vardı Aras vardı!"

 

"Beni betimlemesi mi suç?"

 

"Seni ben betimlemek istiyordum!"

 

Kendi ağzıyla itiraf etmişti işte. Acaba bu bir rüya mıydı?Camı kim açık bırakmıştı bilmiyorum ama üzerime gelen kar tanelerinin soğukluğu rüyada olmadığımı anlamamı sağlamıştı. Levent de rahatsız olmuş olmalıydı ki gidip camı kapattı. Güllaç'ın şaşkın gözleri Ahuşen'e odaklanmıştı. .

"Yani daha yeni gelmene rağmen en sevdiğim arkadaşlarımdan biri olduğun için seni betimlemek istiyordum."dedi Ahuşen. Yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırmak istediğini anlamıştım. Levent'in"Ya şu camı kim açık bırakmışsa ben onun taaa ..." demesi dikkatimizi dağıtmıştı.

 

"Lan o camı ben açtım!"diyerek sözünü kesti sinirlenen Güllaç.

 

Levent bir sıranın üstüne oturup başını önüne eğdi. Dudaklarını ısırıyordu. Güllaç ona beklentili beklentili bakıyordu.

 

"Neyse bilmediğin için affettim."

 

Ahuşen sınıftan çıkarken"Ay Güllaç sen neden kapattın canım ya, Asalbike kapatsaydı keşke."dedi. Peşinden giderken Ahuşen'in espirilerine gülmeden duramadık.

 

....

 

Dalya ve İldeniz'in dersi aynı sınıfta olduğu için beraber bize doğru geliyorlardı. İldeniz gülümsüyordu ama Dalya sinirli sinirli bir şeyler söylüyordu. Tartıştıklarını anlamak zor değildi. Yanımıza geldiklerinde Dalya da gülümsedi. Tartışmalarının sebebini merak etmiştim.

 

"Dalyacığım iyi misin?"

 

"İyiyim Güllaçcığım ama neden bunu sorma gereği duyduğunu merak ediyorum?"

 

"Soramaz mıyım?!"dedi yüksek sesle Güllaç. Gözleri büyümüştü. Bu Dalya'yı da şaşırtmıştı.

 

"Sorabilirsin ama başka bir amaçla sormuş gibisin."dedi sakince.

 

"Ayol canım daha biz yeni arkadaşlarımızı gezdireceğiz sonra konuşuruz."

 

"Tamam Güllaçcığım."

 

İldeniz ona çaktırmadan baktı. Onun bakışını Dalya görseydi eğer hoşlandığını anlardı. Acaba İldeniz intikamını nasıl alacaktı?Benim tanıdığım İldeniz intikamını kolay kolay almazdı. Otoparka doğru giderken yanımdan kıvırcık saçlı, mavi gözlü, yere ceset görmüş gibi bakan bir kız geçti. Ahuşen yanıma yaklaşıp kulağıma fısıldadı"Onun adı Burçin. Büyük sınıflardan..."

 

Sözünü kestim:"Neden yere ceset görmüş gibi bakıyor?"

 

Güllaç aramızdan başını sokup"Ahuşen sana sonra anlatır."dedi.

 

"Ay!Biz stalk köşemize gidip Asalbike'yi stalklamayı unuttuk!"

 

Ahuşen'in bunu demesi üzerine Güllaç ellerini ağzına götürdü.

Otoparkın girişine geldiğimizi o an fark ettim. İlk günümüz olduğu için Levent'in arabasıyla gelmiştik. Güllaç ön koltuğa oturdu. Ahuşen, ben, Dalya ve İldeniz ise arkaya oturduk. Levent arabayı çalıştırınca Güllaç çantasından telefonunu çıkarıp"Kızlar stalk bizim işimiz, haydi Asalbike'yi stalklayalım!"der demez Dalya ve Ahuşen de telefonlarını çıkardı.

Başımı Ahuşen'in omzuna koydum. Bana dönüp gülümseyince aynı şekilde karşılık verdim. Tekrar işine döndü. Gözlerimi telefonunun ekranına çevirdim. Asalbike'nin İnstagram hesabını inceliyordu. İnstagram'a attığı son fotoğrafı açtı.

 

"Okulun yakınındaki Starbucks'a gitmiş.Hem de iki saat önce."dedi. Fotoğrafta elini sol yanağına bastırıp karşısına bakarken poz vermişti.

Güllaç radyodan şarkı seçerken"Annesinin adı Bahar'mış."dedi. İldeniz, ben ve Levent aynı anda ona döndük. Ahuşen ve Dalya gayet sakindi.

 

"Tövbe tövbe...Neden bana öyle bakıyorsunuz?"

 

Güllaç kocaman gözlerle bize döndü. Dalya"Siz Güllaç'ın stalkla anne ve baba adını öğrenebildiğini yeni öğreniyorsunuz. Şaşırmanız normal."dediğinde kahkaha attım. Dalya kumral saçlarıyla oynadı.

 

"Babasının müzik kanalı varmış."

 

Dalya'nın dediğini duyan İldeniz daha da çok şaşırmıştı. Bu kızlardan korkulur!

 

Ahuşen"Kankasının adı Ayşen'miş."dediğinde dayanamadım ve"Evlerindeki wifi şifresini de bulursanız şaşırmam."dedim. Güllaç öyle bir kahkaha attı ki sesi arabada yankılandı. Sonra kendine gelip"Abartma Aras ya!"dedi.

 

...

 

Burnuma gözleme kokuları karnımın acıkmasına sebep olmuştu. Etrafımız selfie çubuklarıyla dolaşan turistlerle doluydu. Renk renk eski evler gözlerimize güzel bir manzara sunuyordu. Levent bizi Cumalıkızık'a getirmişti. Dalya arabadan iner inmez bizden uzaklaştı. Konuştuğu kişinin onu mutsuz edecek şeyler söylediği belliydi. Telefonu konuştuğu kişinin suratına kapatıp yanımıza geldi. Yeşil gözlerinin altını gözyaşı süslüyordu. İldeniz birini sevdiğini kolay belli etmezdi ama Dalya'ya bakışını biri görse ondan hoşlandığını anlayabilirdi. Neden hoşlandığını belli etmeye özen gösteriyordu bilmiyorum. Parmağıyla Dalya'nın gözyaşlarını sildi. Bu Dalya da dahil olmak üzere hepimizi şaşırtmıştı. Ne yapacağını bilemeyen Dalya bir adım geri gitti. İldeniz ise aralarındaki mesafeyi eşitledi.

 

"İyi misin Dalya?"dedi sesi titrerken.

 

Kar en çok ikisinin üzerine yağıyordu. Birbirlerini sevdiğini gözleriyle itiraf ettikleri halde bunu fark etmeyen genç çiftin üzerine...İldeniz, Dalya'yı kolundan tutarak yanımızdan ayrılmaya hazırlandı.

 

"Sanırım Dalya'nın bir sırrı var. Anladığım kadarıyla ev arkadaşlarına güvenmiyor. Biz biraz siz olmadan sohbet edeceğiz"dedi. Keşke demeseydi.

 

"Demek sen bize güvenmiyorsun Dalya!"

 

Güllaç'ın ani siniri Dalya'yı da sinirlendirmişti.

 

"İldeniz götüyle düşündüğü için öyle sandı."dedi.

 

Güllaç, İldeniz'in karşısına geçip suratına tükürdü. Olanları sessizce izleyen Ahuşen de bir süre İldeniz'e bakıp sonra suratına tükürdü. Neye uğradığını şaşıran İldeniz ise "Bir uzaklaşalımda sana neremle düşündüğümü göstereyim."dedi ve Dalya'yla beraber kayıplara karıştı. Konuyu kapatmak isteyen Levent, Güllaç'la selfie yaptı. Fotoğrafta Levent bembeyaz dişlerini göstermeye çalışmış gibiydi, Güllaç ise dudaklarını büzmüştü. Kar yağdığı için saçlarındaki karlar da fotoğrafta gözükmüştü.

 

 

Onlar selfie yapmaya devam ederken aklımda dolaşan soruyu sormanın vaktinin geldiğine karar verdim.

"Ahuşen?"

 

"Efendim Aras?"

 

"Burçin'e -R mi zarar verdi?"

 

Sorumu duyar duymaz bakışlarını yere indirdi. Burçin'in o hali gözümün önünden gitmeyen şeyler arasında listenin başlarındaydı. Başına kötü bir şeyin geldiği belliydi. Ama neydi?Ben düşünceler alemindeyken Ahuşen dudaklarını ısırıyordu.

 

"Aras ..."

 

Cümlesine devam etmek üzereyken duyduğumuz Güllaç'ın çığlığı ona cümlesini unutturdu. Dalya yüzü pastalı bir şekilde bize doğru geliyordu!

Selam. Nasıl gidiyor hayat?Asalbike nasıl?Sizce Burçin'e ne olmuş olabilir?Bölüm nasıldı?Oy ve yorumlarınızı bekliyorum😇

 

 

Loading...
0%